• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: AZERBAYCAN`IN TÜRKİYE VE RUSYA İLE İLİŞKİLERİ

2.3. Azerbaycan- Türkiye-Rusya Üçlü İlişkiler

2.3.4. Azerbaycan- Türkiye-Rusya Üçlü Mekanizma

Türkiye, Avro-Atlantik kuruluşlar ve Rusya arasında denge politikası yürütmeye çalışırken diğer yandan Rusya ile hem işbirliği hem de rekabet ortamına girmiştir. Ankara`nın temel politikası büyük oranda Batı ile ilişkilerinin seyrine bağlı olmuştur. SSCB`nin dağıldığı ilk yıllarda Türkiye`nin güç kazanma hevesi Moskova ile ilişkilerini rekabet üzerine odaklanmaya itmiştir. Zaman zaman bu ilişkiler işbirliği ve ortaklığa bazen ise kriz durumuna kadar ilerlemiştir. Fakat Türkiye-Rusya ilişkilerinde yaşanan gelişmelerden en çok etkilenen Güney Kafkasya ülkeleri, özellikle Azerbaycan olmuştur. Türkiye-Rusya yakınlaşmasından Ermenistan, güvenlik sorunlarının artabileceği açısından hep endişe duymuş, Gürcistan, Batı ile ilişkilerinin zayıflayacağı

90

açısından buna hep olumsuz yaklaşmıştır. Azerbaycan açısından ise Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişimine daha farklı yaklaşım ortaya konmaktadır. Bunun nedeni bölgesel güvenlik ortamının gelişebileceği açısından, özellikle Dağlık Karabağ sorununun çözümünde Türkiye-Rusya yakınlaşmasının büyük rolü olacağı düşüncesidir (SAM, 2012: 113).

Sıcak çatışmalar ve Soğuk Savaş dönemleri dışında Türk-Rus ilişkilerinde yaşanan yaklaşımları 4 döneme ayırabiliriz: 1798-1805 yıllarında ilk yaklaşma Napolyona karşı Osmanlı-Rus ittifakı; 1833-1841 yıllarında ikinci yaklaşma dönemi-Mısır isyancılarına karşı Çar I. Nikolay`la ittifak; 1920-1930`lu yıllarda üçüncü yaklaşma dönemi-Cumhuriyetin ilk yıllarında İtilaf Devletleri tarafından Türkiye`ye karşı yapılan savaşlarla mücadele edebilmek adına Bolşevik Rusya ile askeri işbirliği; ve nihayetinde 2002-2015 yıllarında AKP döneminde Türkiye`nin Batı ile uzaklaşması ve Rusya ile ilişkilerin yakınlaşması dönemidir. (İmanbeyli, 2015: 2).

Fakat bu ittifaklar her iki ülkenin ilgi odağı ve “nüfuz alanı” olarak nitelendirebileceği Güney Kafkasya`ya etkisiz olmamıştır. İlk ittifak Azerbaycan`dakı hanlıkların Rusya tarafından mağlup edilerek Kuzey Azerbaycan`ın işgali ile sonuçlanmış, üçüncü ittifak dönemi Osmanlı yardımlarıyla kurulan ve ayakta kalan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin SSCB tarafından feshedilmesine neden olmuştur. Dördüncü ittifak dönemine giren 2009`da Türkiye-Ermenistan sınırlarının açılması konusunun gündeme gelmesiyle Azerbaycan- Türkiye ilişkileri gerilemişse de, daha sonra Azerbaycan`ın ısrarlı tutumu karşısında sorun çözülmüştür.

24 Kasım 2015`de Rusya`ya ait uçağın Suriye sınırından Türkiye sınırlarına geçmesi ve yapılan uyarılara rağmen Türk sınırını ihlal etmeye devam etmesi nedeniyle vurularak düşürülmesinin ardından iki ülke arasında ciddi bir kriz oluşturmuş, Türkiye-Rusya ilişkileri neredeyse durma noktasına gelmiştir. Uçak krizinin ardından Türkiye Azerbaycan`la temaslarını sıklaştırarak, TANAP projesinin planlanan tarihten önce devreye girmesi için çalışmaları daha da yoğunlaştırmıştır. Türkiye`yi bu adıma iten büyük oranda Rusya`ya enerji bağımlılığından doğan endişe olmuştur. Bu durum hem Azerbaycan`ın Batı pazarlarına açılması açısından önemli bir fırsat sunmuş hem de Türkiye`nin enerjide merkez ülke olma politikasına kapı açmıştır (Karagöl vd., 2016: 32-33).

91

Azerbaycan`ın Rusya ile ortak tarihsel geçmişi ve halen sahip olduğu sıkı ilişkiler ve aynı zamanda kardeş Türkiye ile ilişkilerinin ve özellikle yeni enerji projelerine verilen büyük önem nedeniyle Türkiye-Rusya krizi Azerbaycan`ın gelecek plan ve programlarına olumsuz etki yapabilirdi. Bu bağlamda Azerbaycan, Türkiye ve Rusya arasındaki krizin çözülmesi için arabuluculuk yapma görevini üstlenmiştir. İki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbey`in büyük rolü olmuştur. Uçak krizinden 7 ay sonra Soçi`de ilk resmi temasa geçen Türkiye ve Rusya tarafı iki ülke arasında ilişkilerin normalleştirme süreci için çalışmalara başlamışlardır. Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Türkiye`nin Rusya ile ilişkilerinin normalleşmesinde Azerbaycan ve Kazakistan Cumhurbaşkanlarının aracı olduklarını söylemiştir (http://haberrus.com/ , 14.09.2018).

Ayrıca Azerbaycan, kriz sonrası Türkiye`ye sattığı doğalgaza %40 indirim yapmıştır. Krizin hemen ardından 3 Şubat 2016`da yaptığı konuşmada Azerbaycan Dışişleri bakanı Elmar Mammadyarov, “Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin mevcut durumu Azerbaycan`a uymuyor. Hem Türkiye hem de Rusya`nın Güney Kafkasya`da güvenliğin ve istikrarın korunmasındaki rolünün önemi herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Biz bu gerginliği sonlandırmak için becerebileceğimiz herşeyi yapacağız” şeklinde açıklama yapmıştır (https://inosmi.ru/politic/20160220/235488448.html, 14.09.2018). 14 Haziran 2016`da Erdoğan`ın Putin’e düşürülen Rus uçağı ve öldürülen pilotlarla ilgili özür mektubu göndermesinden sonra ilişkiler normalleşme sürecine girmiştir. Erdoğan, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra ilk yurtdışı ziyaretini Moskova`ya yapmıştır. Bu gelişmelerin ardından 19 Aralık`ta Rus büyükelçisinin Ankara`da öldürülmesi ikili ilişkileri yeniden sıkıntıya sokmayı hedefleyen provokasyon olarak değerlendirilmiştir.

Azerbaycan - Türkiye ilişkilerinin çok farklı, derin temelleri bulunmaktadır. “Bir millet, iki devlet” söylemini temel alan bu ilişkiler her zaman özel karaktere sahip olmuş, 2010`da oluşturulan Yüksel Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi bu ilişkileri daha da yükseltmiştir. Bunun yanısıra, Azerbaycan`ın Türkiye ile Rusya arasındaki krizde gösterdiği çabalarının ardından üçlü toplantıların hayata geçirilmesi bağlamında Rusya -Azerbaycan- Türkiye üçlü toplantı mekanizması tesis edilme kararı alınmıştır (Tüfekçi, 2017: 390, 395).

92

9 Ağustos 2016`da St.Petersburg`da yapılan toplantı sonrası geçirilen basın toplantısında Azerbaycan, Türkiye, Rusya üçlü işbirliğinin tesis edileceği ile ilgili karar açıklanmıştır. Bu görüşmede ortaya atılan üçlü mekanizmanın Azerbaycan, Türkiye ve Rusya arasında sadece ekonomik değil aynı zamanda politik açıdan olumlu sonuçlar ortaya çıkaracağı, özellikle bölgesel barışa, gelişime ve refahın artımına neden olacağı öngörülmektedir (https://en.trend.az/world/turkey/2568280.html, 14.09.2018).

Mayıs 2017`de Rusya-Türkiye-Azerbaycan parlamentolarının üçlü dostluk grubunun oluşturulması ile ilgili aktif müzakerelerin yapıldığı açıklanmıştır. Rusya-Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanı ve Rusya Duması (Parlamentosu) üyesi olan Dimitriy Savaliev, şu sözleri söylemiştir: “Azerbaycan, Rus-Türk ilişkilerin önemli derecede bozulduğu bir dönemde bu sorunun çözülmesi için elinden gelen herşeyi yapmıştır. Üçlü grubun oluşturulması devletler arası konular ve tecrübe paylaşımı için olağanüstü bir platform olacak ve bölgede istikrarı güçlendirecektir” ( https://avim.org.tr/tr/Bulten/RUSYA-turkıye-azerbaycan-uclu-parlamentoarası-dostluk-grubunu-olusturacak, 14.09.2018).

93

BÖLÜM 3: AZERBAYCAN`DA TÜRKİYE VE RUSYA ALGISI