• Sonuç bulunamadı

4.1. Avrupa Birliğinin Oluşum Sürecinde Kadının Yeri

4.1.2. Yasal Süreç

4.1.2.1. Avrupa Birliği’nin Kurucu Antlaşmalarında Kadın Haklarına

Avrupa Birliği’nin temel yapı taşlarından birisi de, kurucu antlaşmalardır. Kadın haklarına ilişkin ayrımcılığın önlenmesine yönelik politikalar izleyen Avrupa Birliği, bu uygulamanın aynı zamanda yasal takipçisidir. Avrupa Birliği’nin kurucu antlaşmalarından özellikle Roma, Maastricht ve Amsterdam Antlaşmaları incelememize esas teşkil etmiştir.

4.1.2.1.1. Roma Antlaşmasında Kadın Haklarına Yönelik Yasal Süreç

Kadın haklarını düzenleyen hukuki girişimler, Fransa yasalarında bulunan “eşit işe eşit ücret” ilkesi ile başlamaktadır. Fransa’nın kendi yasalarında kabul

etmiş olduğu bu ilkenin, diğer ülkelerde haksız rekabete yol açacağının düşünülmesiyle birlikte tüm Avrupa Birliği ülkelerinde de benimsenmesi fikri ortaya çıkmıştır. Bu düşünce ile gündeme gelen kadın hakları, Roma Antlaşması ile netlik kazanmıştır. Antlaşmanın 119’uncu maddesi gereğince “kadın ve erkek arasında eşit işe eşit ücret ilkesi” kabul edilmiştir.198 Bundan böyle eşit iş yapan kadın ve erkekler aynı ücrete tabi tutulacaklardır. Ücret ile kastedilen şey; belirli bir emek karşılığında kazanılan maddi gelirdir. Ücret, kişinin yapmış olduğu bir iş karşılığında kazanmış olduğu nakdi gelirdir.

Cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılmaksızın herkese aynı ücret ödenmesinden şu anlaşılmaktadır:199

a-Çalışma hızına bağlı olarak belirlenen aynı türden bir işe ödenecek ücretin hesaplanmasında, aynı ölçme birimi tayin edilmektedir.

b-Çalışma süresine göre ücretin belirlendiği bir işte çalışan herkes için ödenecek ücret eşittir.

Böylelikle kadın ve erkek arasında cinsiyete dayalı bir ayrımcılık da kaldırılmış olacaktır. Kadınlar erkeklerle eşit kabul edilerek, yaptıkları iş bazında eşit ücrete tabi tutulacaklardır.

Kadın erkek eşitliği, Avrupa Birliği Antlaşması’nın ikinci maddesinde ve Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nda yer alan, Birliğin temelini oluşturan değerlerden birisidir.200

Avrupa Birliği’nde Fransa’nın liderliğinde başlayan ve Roma Antlaşması ile resmilik kazanan kadın haklarına yönelik hukuksal girişimler, Maastricht ve Amsterdam Antlaşmaları ile pekiştirilmiştir.

198 Bahar Konuk, Avrupa Birliği Hukukunda Kadın Erkek Eşitliği, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008, s.54

199 Nazan Moroğlu, “Avrupa Birliği Antlaşmalarında ve Yönergelerinde Kadın Erkek Eşitliği”, MESS- Sicil İş Hukuku Dergisi, 2008, S.4, s.209-217.

200 Göksel Kuşlu - Murat Karaşahin, “Avrupa Birliği ve Türkiye’de Kadın- Erkek Eşitsizliği”, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Bülteni, 2010, S.35, s.10.

4.1.2.1.2. Maastricth Antlaşmasında Kadın Haklarına Yönelik Yasal Süreç

Roma Antlaşmasında kabul edilen “ücrette eşitlik” prensibini izleyen, bir diğer düzenleme, 1992 yılında Maastricht Antlaşması ile yapılmıştır. Buna göre, eşit veya eş değerde işe eşit ücret ödenmesi maddesinin yanı sıra kadın ve erkek arasında fırsat eşitliğinin de sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Kadınlar iş yerlerinde sadece yaptıkları iş bakımından erkeklerle aynı ücreti almakla kalmayıp, bununla birlikte işe alımda, işte yükselmede, her türlü sosyal hak ve özgürlük kazanımında erkeklerle aynı şartlarda değerlendirilecektir.201

Maastricht Antlaşmasının altıncı maddesinin üçüncü fıkrasında, kadın erkek eşitliğinin tüm üye devletler tarafından da sağlanması amacıyla üye devletlerin kadınlar için alacağı her türlü kararda bu durumu desteklemeleri öngörülmekle birlikte, bu eşitlik sağlanana kadar kadınlar lehine yapılacak düzenlemelerin bir ayrımcılık olarak kabul edilmemesi gerektiği bildirilmiştir.

4.1.2.1.3. Amsterdam Antlaşmasında Kadın Haklarına Yönelik Yasal Süreç Avrupa Birliği’nin bir diğer kurucu antlaşmalarından olan Amsterdam Antlaşması ile kuruluş antlaşmalarında bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Amsterdam Antlaşması ile 3’üncü maddenin 2’nci fıkrasında, üye devletlerin her türlü alanlarda kadın erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapacağı belirtilmiştir. Özellikle kadınların istihdam alanında yaşamış olduğu eşitsizlik kontrol altına alınarak, üye devletlerce izlenecektir.

Bununla beraber Amsterdam Antlaşması ile Roma Antlaşmasının 119’uncu maddesi genişletilmiştir. Buna göre her üye ülke, eşit veya eş değerdeki iş için kadınlara ve erkeklere eşit ücret ödenmesi ilkesini kabul eder.202

Bu madde ile birlikte tüm üye devletler, halen kadına erkeğe göre eşit ücret ödenmediğini kabul etmiş olmaktadırlar. Kadınların erkeklerle aynı ve eşit şartlarda yaptıkları işler, işveren tarafından geleneksel, kültürel ve ahlaki unsurlar göz önünde tutularak, ikinci plana itilmektedir. Kadının uğradığı bu mağduriyet, Roma Antlaşması’nın 119’uncu maddesinin genişletilmesiyle bir kez daha teyit

201 Haluk Günuğur, a.g.e., s.235. 202 Nazan Moroğlu, a.g.m., s.209-217.

edilmiştir. Amsterdam Antlaşması kadın hakları açısından büyük bir öneme sahiptir. İlk defa bu Antlaşma ile kadın-erkek eşitliği meselesi ücret boyutunun ötesine geçerek, Avrupa Birliği Antlaşmalarına girmiş ve Birliğin temel hedeflerinden birisi olarak belirtilmiştir.203 Kadının sadece ücret politikasında değil, işe alım, iş yerinde yükselme, izin, terfi, emeklilik vb. işlerde erkeklerle eşit şartlar altında değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bundan böyle kadın hakları, her alanda yaygınlaşan ve kabul edilmesi gereken bir hale gelmiştir. Bu durum, kadın ve erkek eşitliğine yönelik hukuksal düzenlenmeler yapılmasına zemin hazırlamıştır.

4.1.2.2. Avrupa Birliği’nde Kadın Haklarına Yönelik Çıkartılan Direktifler