• Sonuç bulunamadı

1. BALKAN ADI VE C OĞRAFYASI

2.3. Bayan Han’ın Oğulları Dönemi

2.3.2. Avar Hanı’nın İtalya Seferi

Phokas döneminde Doğu Romalılar ile barış yapan Avarlar bu barıştan sonra yönlerini İtalya taraflarına çevirmişler eski dostları olan Longobardlara Avar Han’ı defalarca yardımcı kuvvetler göndermiş, hatta 609 yılında Avar Hanı tarafından Longobard kralı Aghidulf’a on bin Slav verilmişti496. Ancak daha sonraları kral

Aghidulf’un ölümü üzerine ilişkiler bozulmuş Avarlar İtalya’ya karşı da akınlara başlamıştır497

.

610 yılında zengin ganimetler alabilmek amacıyla Avar ordusu İtalya üzerine yürümüş ve Friaul şehri yakınlarına gelmiştir. Burası Longobard kralı Alboin’in

494 Mangaltepe, “Avar Tarihinin En Önemli Savaşı…”, s.1-2, Auguste Bailly, Bizans Tarihi, s.125. 495 Mangaltepe, “VI. Yüzyılın İkinci Yarısında Avar…”, s.8;Hamzaoğlu,s.687.

496 Sinor, 290-291;Orkun, s.170. 497 Baştav, “Avar İmp…”, s.500.

varisleri olan prensler tarafından idare ediliyordu. Prens Ghisulf hemen ordusuyla savunmaya geçse de Avarlar tarafından mağlup edilerek kendisi de katledilmişti. Geriye kalanlar da kaçmak zorunda kalmışlardı498. Bu prensliğin merkezi olan Forum Julii

güçlü duvarlarla çevrilmiş eski bir Roma kalesiydi. Buraya Ghisulf’un dul eşi Romhilda ve çocukları ile Longobard ileri gelenleri ve askerler sığınmıştı. Prenses Romhilda’nın sekiz çocuğu vardı. Avarlar kaleyi kuşatınca hemen savunma başlamış, Longobardların savunması karşısında Avarlar çekilmek üzereyken meydana gelen bir olay Avarların başarılı olmasına neden olmuştu. Bir sabah Avar Hanı birkaç askeriyle kuşatmanın nereden daha kolay yapılabileceğini tespit etmek için köyleri gezmeye başlamış, Romhilda da duvardan bunlara bakmış ve Hanı görmüştü. Genç ve yakışıklı Avar Hanını gören Romhilda onu beğenmişti. Ertesi günü gizli bir heyeti Hana gönderen Romhilda kendisi ile evlenmesi karşılığında şehrin teslim edileceğini bildirmişti. Elçileri memnuniyetle karşılayan Avar Hanı bu teklifi kabul etmişti. Bunun üzerine Romhilda gece şehrin bir kapısını açık bıraktırmış buradan içeri giren Avarlar şehri zaptetmişlerdi. Han ise sözünü tutmuş prensesi eşi olarak kabul etmiş ancak ertesi günü ihtirası için vatanını teslim eden bu prensesi muhafızlarına teslim etmişti. Avarlar şehri yağmalayarak, ganimetleri arabalara yüklemiş ve Pannonia’ya doğru hareket etmişlerdi. Arabaları şehrin sakinleri takip ediyorlardı ki Avarlar bunlara Tuna ve Drava sahillerinde iyi bir arazi vermeyi vaat etmişlerdi499.

Avar Hanı kendisini takip eden şehrin sakinleri ile yola devam etmeyi sakıncalı bulmuş ve bir çare düşünmek üzere bir yerde durmuştu. Bu sırada Ghisulf’un oğulları birer at alarak kaçmaya teşebbüs etmişlerdi. Avarlar bunun farkına varır varmaz onları takip etmişler ancak yakalayamamışlardı500. Onların kaçışıyla, Longobardların

Avarların üzerlerine hücum etme ihtimali doğduğundan Avarlar taburdaki kuvvetli askerleri öldürmüşlerdi. Romhilda ise meydanın ortasına ucu sivri bir kazık dikilerek Avar Han’ının önüne getirilmiştir. Avar Hanı kendisine “Sefil kadın…senin yegâne lâyık olduğun erkek budur” demiş ve bundan sonra dört asker tarafından kaldırılarak kazığa oturtulmuş ve Avar ordusu bundan sonra yoluna devam etmiştir501

. 498 Orkun, s.170-171. 499 Orkun, s.171. 500 Orkun, s.172. 501 Orkun, s.172.

2.3.3. 610-625 Yılları Arası Avarlar ile Doğu Roma İmparatorluğu Arasındaki İlişkiler

610 yılında Doğu Roma İmparatorluğu tahtına Heraklius (610-641) geçmiştir. Bu dönemde devlet hem içeride hem de dışarıda tehditler altındaydı. Ülkenin ekonomik ve malî durumu mahvolmuş, eskimiş idare mekanizması işleyemez hale gelmişti. Doğu’da İran, batıda ve kuzeyde Avar ve Slav akınları aralıksız devam ediyordu. Öyle ki bu felaketler karşısında ümitsizliğe düşen Heraklius devletin merkezini Afrika’ya taşımayı bile düşünmüştü. Ancak Patrik Sergios’un kilisenin hazinelerini İmparatorun emrine vermesi üzerine yeniden toparlandı ve mücadele etmeye karar verdi502

.

Doğu Roma’daki iktidar değişikliğini de fırsat bilerek Balkanlar’dan güneye inene Avar-Slav birlikleri önlerine gelen bütün şehirleri özellikle Teselya, Epire, Trakya ve Thessalonike(Selânik)’e saldırmışlardı. Böylece Teselya üzerinden Avar-Slav dalgası orta Yunanistan ve Pelepones’e doğru akmıştı. İyi bir denizci olan Slavlar Girit’e bile çıkartma yapmışlardı. Balkan yarımadasında Doğu Roma’nın en önemli üsleri olan Viminacium, Niş, Sofya, Singidinum gibi şehirler harap edilmişti503

. Bu birleşik ordular ele geçirdikleri ganimetleri ve esirleri Avar Hanı’na sunuyorlardı. Bu arada Avar tahtında da bir değişiklik olmuş, Bayan Han’ın oğlu olan Avar Han’ının ölümü üzerine küçük kardeşi tahta geçmiştir(616)504. Avarlar’dan barış istemek zorunda

kalan Heraklios aynı yıl Avarlara elçiler göndermiştir. Bu elçiler Avarlar tarafından son derece dostane karşılanmıştır. Yeni Avar Kağan’ı, Doğu Romalıların dostu olduğuna dair yemin etmiş, onu yanlış anladıklarını, kendisinin Doğu Romalılara sadık kalmak istediğini hatta şahsen İmparatoru ziyaret etmek niyetinde olduğunu söyleyerek İmparator ile Heraklea’da buluşmayı teklif etmiştir. Avarların bu teklifini memnuniyetle karşılayan İmparator, Avar Hanı ile ile görüşmek için hazırlıklar başlatmıştı. İmparator, Avar Hanı ile Selymbria ve Heraklea arasında buluşmak istiyordu505

.

502 Ostrogorsky, s.86;C.Diehl, s.52.

503 Ostrogorsky, s.87;Baştav, “Avar İmp…”, s.500;Mangaltepe, “Avar Tarihinin En Önemli Savaşı…”,s.2.

504 Bu taht değişiminde Han’ın yerine yaşça en büyük oğullarından birinin geçmemesinin nedeni Simocatta tarafından açıklanmıştır. Onun aktardığına göre Bayan Han’ın halefi 11 oğlundan yedisi salgın hastalıktan, dört tanesi de Doğu Roma ile yapılan bir savaşta boğularak hayatını kaybetmiştir. Yine ona göre Bayan’ın hayatta kalan çocukları bu dört kişiden ibaretti. Bu nedenle ölen Han’ın yerine yaşça küçük olan kardeşi tahta geçmiştir. 626 İstanbul kuşatmasını da gerçekleştiren bu Avar Hanı muhtemelen 631-632 yıllarına kadar tahtta kalmıştır. Çünkü taht o yıllarda boş kalmış daha sonra da Avarlarla beş yıllık mücadeleden sonra Kubrat 635 yılında Büyük Bulgar Devleti’ni kurmuştur. Bkz. Simocatta, 200-201,213-214; Mangaltepe, “Avar Hakanı…”, s.175-176.

Avar Hanı’nın bu barış teklifini kabul ederken asıl niyeti İmparatoru yakalamaktı. Nitekim bunun için de bir pusu hazırlamıştı. Yola çıkarken yanına en değerli ve yetenekli adamlarını yanına alan Avar Hanı diğer taraftan Avar askerlerini de buluşmanın gerçekleşeceği bölgenin etrafındaki ormanlara yerleştirmişti. Önden giden kuvvetler de İmparatorun arkasını keserek geri kaçmasını engellemek için görevlendirilmişti. İmparator Heraklius, Avar Han’ının yaklaştığını haber alınca Selymbria’dan ayrılarak başında İmparatorluk tacı ile Avar Han’ını karşılamak üzere yola çıkmıştır. Ancak arkadan bazı Avar kuvvetlerinin hareketi köylülerin dikkatini çekmiş, derhal olayı Doğu Roma askerlerine anlatmışlardı. Tam bu sırada ufukta Avar askerleri görünmüştü. Durum tehlikeli bir hal almış, İmparator hemen atından inerek tacını çıkarmış, bir köylü elbisesi giyerek firar etmişti. Avar Han’ının kuvvetleri hücuma başladığı zaman Doğu Romalılar da kaçmak için telaşa düşmüşlerdi. Avarlar, Doğu Romalıları esir almışlar fakat İmparatoru yakalayamamışlardı. Planın başarısız olduğunu gören Avar Hanı hemen en kısa zamanda herkesten önce İstanbul surları önüne gelerek kapıları ele geçirmeye karar vermişti. Avar kuvvetleri ile süratle İstanbul kapılarına gelmişler fakat surların müdafaa edildiğini, kapıların kapalı olduğunu, İstanbul’un savunmaya hazır bir halde olduğunu görmüştü(619). İmparator Avarlardan önce gelmiş ve şehrin savunmasını hazırlamıştı. Artık her şeyin geç olduğunu gören Avar Hanı geri dönmüş, İstanbul civarındaki kiliseleri yağmalamış, Trakya’dan itibaren de yolu üzerindeki yerleri yağmalayarak geri dönmüştü506

.

Avarların bu hareketi aslında savaş ilanı için önemli bir sebep olsa da, Doğu Roma genellikle barıştan yana bir politika izlemiştir. Çünkü Doğu Roma o sıralarda hem ekonomik sıkıntı içinde hem de savaşma yeteneğine sahip bir ordudan yoksundu. 619-620 yıllarında kilise hazinesinin devlet hazinesine aktarılmasıyla507 durumu kontrol altına almak için yeterli malî kaynak yaratılmıştı. Ancak yine de Doğu Roma’nın her iki cephede birden savaşması mümkün değildi. Yeterli sayıda bir kuvveti bir araya getirmek için zaman da yoktu. Bu sebeple en büyük tehdidin İran’dan geldiğine inanan Heraklios Avarlarla bir anlaşma yapmaya karar vermişti. Bu nedenle Avar Hanı’na elçiler göndererek saldırıların durdurulmasını istemişti. Bunun üzerine yine görüşmeler başlamış, Avarlar’ın Doğu Roma elçileri Athanasius ve Kozma ile görüşmeleri

506 Ostrogorsky, s.88-89;Mangaltepe, “Avar Tarihinin En Önemli Savaşı…”, s.2;Orkun, s.173-174. 507 Kilise, Hıristiyan olmayanlara karşı yapılacak savaşlar için hazinelerini devletin emrine vermiştir. Bu

nedenle savaş daha önceleri hiç olmadığı gibi dinî bir heyecanla başlamıştı. Bu durum bize sonraki Haçlı Seferlerini hatırlatan bir olaydır. Bkz. Ostrogorsky, s.93.

sonucunda barış yapılmıştı. Daha doğrusu Doğu Roma Avarlar’a verilen paranın miktarını arttırarak barışı satın almıştı508

.