• Sonuç bulunamadı

1. BALKAN ADI VE C OĞRAFYASI

1.3. Avrupa Hun Devleti’nin Yükselişi Ve Attila

1.3.1. Attila Dönemi Hun-Doğu Roma İlişkileri

1.3.1.1 Attila’nın Tahta Çıkışı ve Margus Antlaşması (435)

Rua’nın ölümü üzerine Hun tahtına Muncuk’un oğulları Attila ve Bleda geçmiştir(434)143. Bleda kaynaklarda açıklandığına göre eğlenceden hoşlanan, yönetim

kabiliyeti az ve keyfine düşkün144

bir insan olduğu için kendisi ikinci planda kalarak devleti üstün kabiliyetli Attila’ya bırakmıştı. Hunların başına geçtiği zaman 39-40 yaşlarında olan Attila, babası Muncuk erken öldüğü için, amcası Rua’nın yanında yetişmiş, onunla birlikte seferlere katılmış, çeşitli kavimleri yakından tanımak imkanı bulmuş, devlet idaresini, Hun iç ve dış politikasının esaslarını öğrenmişti. Ordu ve dış ilişkilerin düzenlenmesi Attila’nın elindeydi. Amcaları Aybars doğu kanadında, Oktar batı kanadında, Rua zamanındaki yerlerini muhafaza etmişlerdir145. Attila’nın

yönetimde kardeşiyle müşterek olduğu yıllar belirsizdir. Sadece Doğu Roma ile yapılan anlaşma koşulları ve maddeleri bilinmektedir. Sonraki beş yıllık sürede her şey karanlıktır. Rua’nın ölümünden sonra yeni yöneticilerin tahta çıkmasına rağmen Doğu Roma senatosu yine Plintha’nın elçilerinin gönderilmesine karar vermiştir. Plintha ikna

141 Ahmetbeyoğlu, Priskos…,s.23.

142 Thompson, s.95-98;Ahmetbeyoğlu, s.58-59;Kafesoğlu, Türk Milli Kül…s.72.

143 The Fragmentary Classicising, II, s.225;J.B. Bury, s.270;Orkun,s.23;Ostrogorsky,s.53.

144 Priskos’un bir fragmanında anlatıldığına göre Bleda’nın Zercon adında cüce ve kekeme bir soytarısı vardı. Bleda onun biçimsiz görünüşü ve kekemeliği ile son derece eğleniyordu ki Attila bu adamın görünüşüne bile tahammül edemiyordu. Bleda Zercon’u ziyafetlerinde bulunuyor, hatta onunla birlikte seferlere bile çıkıyordu. Bir defasında Zercon birkaç Romalı esirle beraber kaçmıştı. Bunu duyan Bleda derhal büyük bir itinayla onun aranmasını emretti. Fakat yakalanıp zincirlere bağlı olarak kendisine getirilen Zercon’u görünce güldü. Öfkesini bir yana bırakıp, ona neden kaçtığını sordu. Zercon bunun üzerine Bleda’nın kendisine bir eş vermediğini söyledi. Bunun üzerine büyük bir kahkaha koparan Bleda, Zercon’a bir eş verdi. Böylece anlaşma sağlanmıştı. Ancak Bleda’nın ölümünden sonra Attila, Zercon’u Batı Romalılar’ın komutanı Aetius’a hediye olarak gönderdi. Bkz. Ahmetbeyoğlu, Priskos….s.54.

ve konuşma kabiliyeti yüksek olan Epigenes’i yanına almıştı. Epigenes, Theodosios Kanunlarını kaleme alan komisyonda görevliydi146

.

Bizans elçileri Hunlar tarafından Morava suyunun Tuna’ya döküldüğü yere çok yakın olan bir ovada Margus(Dobruca) şehri civarında kabul edildi. Şehir Morava nehrinin ağzına yakın olduğu için önemli bir ticaret merkezi olmuştu. Ve Margus piskoposu da Hunlar ile Doğu Romalılar arasında yapılacak savaşta önemli bir rol oynayacaktı. Bleda ve Attila Romalı elçileri surların dışında karşıladılar ve takip eden konuşma süresince de atlarından inmemişlerdir. Doğu Romalılar ise yere inince Hunlara yukarıya doğru hitap ederlerse saygınlıklarının zedeleneceğine inandıkları için onlar da atlarından inmemişlerdir147. Fakat sonunda anlaşma sağlanabildi. Tarihte Margus Barışı

olarak bilinen anlaşmaya göre bundan sonra Doğu Romalılar Hun idaresindeki bölgelerden gelen hiçbir kaçağı kabul etmeyecek ve hali hazırda bulunan kaçakları da iade edeceklerdi. Ayrıca kaçmış olan Romalı esirleri de ya iade edecekler ya da her biri için 8 solidus ödeyeceklerdi. Yine Doğu Romalılar Hunların savaştığı hiçbir halka müttefik olmayacaktı. Hunlar, Doğu Romalı tüccarlarla eşit şartlar altında ve güvenli bir biçimde ticaret yapacaklardı148. Ayrıca Rua’nın yaptığı anlaşmaya göre Doğu Roma her

yıl 350 libre altın ödeyecekti. Bu anlaşma sayesinde Aspar’ın Afrika’ya gitmesinden sonraki birkaç yıl boyunca Tuna sınırında barış hakim olmuştur. Aslında olayın bu yılda gerçekleşmesi iyi olmuştu. Rua, Aspar’ın ayrılışının bir sonucu olarak bu anlaşmayı zorla yaptırmıştı. Dolayısıyla bu anlaşma ile Rua döneminde alınan 350 libre altın 700 libreye çıkarıldı149

. Bu anlaşma Attila’nın ilk başarısıydı. II. Theodosios bu anlaşma sonucunda Mama ve Atakam’ın oğullarını Hunlar’a iade etti. Bunlar teslim alınır alınmaz Trakya’da Karsur(Bulgaristan’da Hirsova) kalesinde Attila tarafından astırıldı. Bu ise Hunlar arasında olduğu kadar Doğu ve Batı Roma’da ve diğer kavimler arasında Attila adının dehşet saçan bir otoritenin timsali haline gelmesine yardım etti150

.

Margus barışından sonra Hunların hareketleri hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Tarihçi Priskos’un kaydettiğine göre Attila ve Bleda İmparatorluğun doğu bölgelerinde aylarca süren bir teftiş gezisi yaparak, İtil kıyılarındaki Saragur(Ak- Ogur)’ların ayaklanma teşebbüslerini bastırarak diğer ulusları da kendilerine bağlamaya

146 Thompson, s.98-99.

147 Ahmetbeyoğlu, Priskos…,s.23-24; Orkun, s.23. 148 Ahmetbeyoğlu, Priskos…,s.24;Orkun, s.23.

149The Fragmentary Classicising, II, s.225-227;J .B.Bury, s.270.

devam ettiler151. Bu cümleden anlaşıldığına göre 435 ile 439 yılları arasında Attila sınırlarını genişletme çalışmalarını son haddine getirmiş görünmektedir. Bu tarihte bütün tarihi kaynaklar son derece yetersiz ve belirsiz olduğu için Bleda ve Attila tarafından yönetilen imparatorluğun tam büyüklüğü ve gücü hakkında bir şey söylemek de oldukça zordur. Ancak Hunların Batı sınırı Ren nehrini geçmemişti, çünkü bağımsız Doğu Burgonyalılar, onlarla büyük nehir arasında kalan topraklarda yaşıyorlardı. Ayrıca bunların yanında Ripuaria Frenkleri de bağımsızdı. Şüphesiz başka kavimler de vardı. Rua’nın liderliğinin ilk yıllarında Oktar’ın en batıdaki Hun topraklarını yönettiği kesindi ve sınırları Ren nehrine kadar dayanmıştı. Priskos’un ifadesine göre Attila kuzey sularında Okyanus’taki adaları bile yönetiyordu152. Haritadan da anlaşılacağı

üzere153 günümüz tarihçilerine göre, bu adalar Baltık Denizi’ndeki adalardır. Bütün

bunlara bakılırsa Alpler ile Baltık Denizi ve Hazar Denizi ile Ren nehrinin doğusunda bilinmeyen bir uzaklığa çizilen bir çizgi arasındaki yerlerde yaşayan bütün Germen ve diğer uluslar, Attila ve Bleda’yı efendileri olarak kabul etmişlerdi. İki kardeş her zaman uyum içerisinde davranıp imparatorluklarına bir bütün olarak sahip çıkmışlardı. Ama onu aralarında bölüp yönetmişlerdi. Ancak hangi bölgeyi kimin yönettiğini bilmiyoruz154.

151The Fragmentary Classicising, II, s.227; Ahmetbeyoğlu, Priskos…,s.24;Kafesoğlu, Türk Milli…s.73. 152 Ahmetbeyoğlu, Priskos…,s.46.

153 Bkz. Harita (1) Halil Berktay, “Vizörden Bizans:Haritalarla Düşünmek”, Cogito Dergisi S.17,Yapı Kredi Yay., İstanbul-1999, s.71.

Harita 1. Attila Döneminde Avrupa Hun İmparatorluğu (M.S 451)