• Sonuç bulunamadı

Askeri Müdahalenin Hemen Sonrasında Siyasal Durum

1. BÖLÜM

4.1. Ulusu Hükümeti ve İlk Uygulamalar

4.1.1 Askeri Müdahalenin Hemen Sonrasında Siyasal Durum

Askeri Müdahalenin arkasından 21 Eylül 1980 günü Türkiye Cumhuriyeti’nin 44. Hükümeti Başbakan Bülend Ulusu tarafından kurulmuştur. Bülend Ulusu kabinesinde görev alacak Bakanlar da Milli Güvenlik Konseyi’nce seçilmişlerdir. 5 emekli generalin de görev aldığı kabine listesinde 12 Mart Muhtırası’ndan sonraki ara rejim hükümetlerinde görev almış olan 12 kişi bu kez de Bakanlıklara

getirilmiştir.473Turgut Özal’a dış ilişkilerle görevli devlet bakanlığı teklif edilmiş ve

kendisi bunu kabul etmemiştir. İstediği şey Başbakan yardımcılığıdır. Artık arkasında başbakan da olmadığı için yetkili olması gerektiğini bu nedenle Maliye ve

Ticaret Bakanlıklarının da uhdesine verilmesini istemiştir.474

Diğer Başbakan

Yardımcısı Zeyyat Baykara’dır.475

Böylece 12 Eylül yönetiminin ekonomiyi 1977 seçimlerinde MSP’den milletvekili adayı olduğunu bildiği halde Turgut Özal’a teslim etmesi 12 Eylül’ün tercihinin uluslararası ekonomiyle bağlanmak olduğunu

göstermiştir.476

Bu durumda Özal’ın ekonomi ile ilgili 12 Eylül öncesi yetkileri devam etmektedir. Economist, Özal’ın ekonomi ile ilgili yetkilerinin devam etmesini

“iyi haber” olarak nitelemiştir.47712 Eylül sabahı Başbakanlığa getirilen Özal, bazı

çalışma arkadaşlarının da Başbakanlığa getirilmesini istemiştir. Albaya verilen listede Başbakanlık Müsteşar yardımcıları Hasan Celal Güzel ve Kazım Oksay, Danışman Tevfik Ertürk, Özel Kalem Müdürü Mehmet Perçin, Devlet Planlama Teşkilatı İktisadi Planlama Daire Başkanı Yıldırım Aktürk, Hüsnü Doğan, bazı

memur ve daktilolar vardır.478Turgut Özal’ın şartlarının içinde Maliye Bakanlığının

kendisine ya da kendisinin istediği birine verilmesi de vardır. Londra Maliye ve

473Turan, a.g.e, s. 413-414.

474Mehmet Barlas, Turgut Özal’ın Anıları, Birey Yayıncılık, İstanbul, 2010,s. 18. 475 Hürriyet, 22 Eylül 1980.

476Oran, Türk Dış Politikası c. II, İletişim Yayınları, İstanbul, 2008. s. 16. 477

Cumhuriyet, 21 Eylül 1980.

478Özal ayrıca Özel Kalem Müdürü Kemal Güçyener’e de telefon etmiştir. Başbakan Demirel’e son derece bağlı olan Güçyener, telefonda Özal’a son derece üzgün olduğunu bildirmiştir. Çölaşan, a.g.e, s.39.

119

Ekonomi Başmüşaviri Kaya Erdem askerler tarafından Özal’ın ısrarları sonucu

Maliye Bakanı olarak kabul ettirilmiştir.479

Parti liderlerinin, milletvekillerinin sendika temsilcilerinin tutuklandığı bir ortamda, askeri müdahale öncesi hükümetin ekonomik işlerden sorumlu bir numaralı ismi ve onun istediği tüm isimler gelişmelerin dışında tutularak askeri yönetimin ekonomi sorumluluğu kendilerine verilmiştir.

Ekonomik kadronun da böylece tamamlanmasından sonra Bülend Ulusu Hükümeti programı açıklanmıştır. Programda “Ocak 1980’den itibaren uygulamaya konulan istikrar tedbirlerinden kısa sürede olumlu sonuçlar alındığından, bu tedbirlerin tamamlanması için gerekli vergi kanunları ve çalışma hayatını düzenleyen mevzuat yeniliklerinin, yasama organının işlememesi ve siyasi istikrarsızlık sebebiyle kanunlaşamadığından söz edilmiştir. Ulusu 1961 Anayasasının memleket gerçeklerini nazarı itibara almayan hukuk anlayışından bahsettikten sonra Türkiye Cumhuriyetinin temel mevzuatının süratle yeniden gözden geçirileceği, siyasi istikrarı sağlayıcı, sosyal dengeleri teessüs ettirici, çalışma barışını geliştirici, vergi adaletini sağlayıcı ve ekonomik istikrar programının uygulanmasını kolaylaştırıcı

yasal düzenlemelerin yapılacağını” söylemiştir. 480Bu uygulamanın 12 Eylül

yönetiminin 1961 Anayasasını lüks sayan yaklaşımı ile örtüştüğü düşünülebilir. 12 Eylülün ardından yeni anayasayı hazırlayacak Kurucu Meclis’in bir kanadını oluşturan Danışma Meclisi(DM) 23 Ekimde ilk toplantısını yapmıştır. Milli Güvenlik Konseyi’nin anayasa yapımı ve normal rejime dönüş programı 1 Kasım 1980’de açıklanmıştır. Buna göre yeni anayasayı hazırlayacak bir kurucu meclis oluşturularak halkoyuna sunulacak ve yeni seçimlerle MGK ve Kurucu Meclis’in

görevleri sona erecektir.481

Ekonomik kararların hayata geçirilmesi için çalışmalar devam ederken Güneydoğu sorunu ön plana çıkmıştır ve Hükümet hala ülkedeki asayişi sağlayamamıştır. Yine suikastlar, sağ sol çatışmaları ve ölümler söz konusudur. Nitekim müdahaleden Ocak 1981’e kadar çıkan olaylarda 230 kişi ölmüş, 395 kişi de yaralanmıştır. Ancak bu dönemde hem sağ hem de sol kesimden yakalanan ve

mahkûm edilenlerin sayısında önemli artışlar olmuştur.482

479Çölaşan, a.g.e, s. 77.

480Hükümetler ve Programları III, s. 4-5.

481Cumhuriyet Ansiklopedisi 4(1981-2000), s. 8.

120

4.1.2. 1980 Yılı Ekonomik Gelişmelerine Bakış

Ulusu Başbakanlığında kurulan Hükümette “ekonomik programın uygulanması için gereksiz formalitelerin, kamu hizmetlerinin yürütülmesindeki aksaklıkların giderileceği söylenmiş, Dernekler Kanunun tadil edileceği, derneklerin amaçları dışında faaliyet göstermeleri ve siyasete karışmalarının önleneceği, toplantı ve gösteri yürüyüşleri mevzuatındaki boşlukların doldurulacağı” belirtilmiştir. Ulusu Hükümeti programında ekonomi ile ilgili enflasyonun kontrol altına alınması, piyasa ekonomisine işlerlik kazandırılması, kamu harcamalarının sağlam kaynaklardan finanse edilmesi, vergi düzenlemeleri yapılması, ithalat ve ihracat rejimi

uygulamaları gibi konuların 24 Ocak Kararları ile örtüştüğü görülmektedir. 483

483 Ulusu Hükümeti programında ekonomi ile ilgili hususlar şöyle belirtilmiştir: Enflasyon tam kontrol altına alınarak fiyat artışları makul bir düzeyde tutulacaktır. İstikrar içinde kalkınma amacıyla kamu harcamaları sağlam kaynaklardan finanse edilecek, tutarlı ekonomik ve mali politikaları içeren mevcut istikrar programının uygulanmasına devam edilecek, bu programı tamamlayıcı vergi değişiklikleri ve çalışma barışını sağlayıcı düzenlemeler süratle gerçekleştirilecektir. Piyasa ekonomisi kurallarının işlediği bir ortam içinde ekonomik sorunların halledilmesine çalışılacak, bu düzen içinde fiyat mekanizmasına göre çalışan teşebbüs gücünü geliştiren bir anlayış ile vatandaşın çalışma ve dilediği işi tutma hürriyetine sahip bulunması esas olacaktır. Uygulanmakta olan kur politikası titizlikle takip edilecek, ihracatımız ve yurt dışında çalışan işçilerimiz için istikrarlı ve güven verici bir şekilde esnek kur politikası uygulamasına devam edilecektir. Fiyat mekanizmasının arz ve talep arasında denge sağlayıcı rolüne ve etkinliğine yaygın işlerlik kazandırılacaktır. Ekonomide gelişme ve istikrarı sağlayacak ve koruyacak olan para-kredi politikası uygulanmasına devam edilecektir. KİT ürünlerinin fiyatları ile maliyetleri arasında enflasyonu önleyecek dengesizliklerin meydana gelmesi önlenecektir. KİT’lerin daha verimli çalışmalarını sağlayacak pratik düzenlemeler yapılacak ve ekonomik istikrar programına uygun olarak piyasa ekonomisi şartlarına göre çalışmaları sağlanacaktır. Kamu sektörünün finansman ihtiyaçları sağlıklı kaynaklardan karşılanacaktır. Açık finansman yollarından kaçınılacaktır. Vergi kaybının önlenmesi ve vergi yönetiminin verimliliğin sağlanması amacı ile vergi kaçakçılığını önleyecek temel yasal düzenlemelere gidilecektir. Vergi politikası ekonomide israfa yönelik tüketim ve harcamaları önleyici, buna karşılık, yatırım, üretim ve ihracatın artırılmasını teşvik edici yönde olacaktır. Vergileme ile ilgili etkin bir otokontrol ve denetim sistemi kurulacaktır. İhracatın gelişmesi için ve diğer döviz gelirlerimizin ödemeler dengesine istenen ölçüde katkıda bulunabilmesini sağlamak üzere her türlü tedbir eksiksiz ve zamanında alınacaktır. İthalat rejiminde ve gümrük hadlerinde sağlıklı ve dış dünya ile rekabet edebilecek bir sanayileşmeyi destekleyecek düzenlemeler gerçekleştirilecektir. Ekonomimizi ve ulusal güvenliğimizi dışa bağımlılıktan kurtaracak sanayilere ve özellikle savunma sanayine önem verilecektir. Yabancı sermaye yatırımları için basitleştirilmiş olan müracaat ve değerlendirme uygulamasına devam edilecek yabancı sermayeden kaynak, teknoloji ve pazarlama alanlarında ulusal imkânları takviye edici unsur olarak azami ölçüde yararlanılacaktır. Dış ekonomik ilişkilerimizde OECD ülkeleri ve milletlerarası ekonomik ve finans kuruluşlarının desteklediği ekonomik istikrar programının uygulanmasında mevcut anlaşmalar çerçevesinde bu kuruluşlarla yakın işbirliği sürdürülmeye devam edilecektir.

121

Ulusu Hükümeti programını açıklandığında uzun yılların bozuk politikasının bir ürünü olan dışa bağımlı ekonomi mekanizması sağlanan dövizleri çabucak yutmuş, ama sanayi istenen düzeye ulaşamamıştı. Yeni yönetimin karşısındaki sorunlardan birisi de buydu. Bu tecrübelerden yola çıkılarak Devlet ve MGK Başkanı Orgeneral Kenan Evren, üretimin hızlandırılması ve istenilen düzeye ulaşması için gerekli uyarıyı yapmış, çeşitli önlemler de alınmıştır. Grevlerle lokavtlar kaldırılmış, çoğu sendikanın faaliyeti durdurulmuş, işçiler her kesimde işbaşı yapmışlardır. Böylece çalışma yaşamı harekete geçirilmiştir. Ancak dışa bağımlı sanayinin çarklarını döndürmek için gerekli dış kredi mekanizmalarının da işlerliğini artırmak

gerekmektedir.484

Türkiye ekonomisindeki yavaşlama 1980 yılında da devam etmiş ve planlı dönemde ilk defa sıfıra yakın bir gelişme hızı kaydedilmiştir. Tarım sektöründeki gelişme, tahminlerin gerisinde kalmış ve sadece %2,1’lik artış kaydedilmiştir. İmalat sanayinde programlanan %9 artış gerçekleşememiştir. İnşaat sektöründe 1979 yılındaki %4,8’lik artışa karşılık 1980 yılında % 1,5’te kalmıştır. Ticaret ve hizmetler sektöründe 1979’da başlayan gerileme önemli ölçüde hızlanmıştır. Kamu kesimi, vergi yasalarının 1980 yılı başlarında çıkarılamaması nedeniyle önemli finansman güçlükleriyle karşılaşmıştır. Bunun yanında 24 Ocak Kararları sayesinde para politikasında olumlu gelişmeler olmuştur. Örneğin iç talep kısılması sonucu sınaî mallar ihracatında artışlar sağlanmıştır. Tarım malları ihracatında üretime dönük bir gerileme olmasına karşılık, iç sınaî üretim arzı gerilerken, dışa dönük sanayi malları satışlarının değer olarak artması sanayinin içerde satamadığı için tedricen dış pazarlara dönmekte olduğunu açıkça göstermektedir. Bu sonuç, 24 Ocak Kararlarının açıkça planladığı ve uzun yıllardan beri bir türlü gerçekleştirilemeyen hedeflerden bir

tanesidir. İhracat özellikle yılın son aylarında sıçrama göstermiştir. 485

Hükümetin ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı DPT Müsteşar Vekili Turgut Özal’ın ekonomik gelişmelerle ilgili “Türkiye köşeyi dönmek üzeredir” beyanatına karşılık DPT raporlarında yılbaşındaki öngörülerin yanlış çıktığı ve döviz giderlerimiz ile gelirlerimiz arasındaki farkın 3 milyar 600 milyon doları

bulduğundan söz edilmektedir.486

48424 Ocak Kararları ile gündeme gelen ekonomik programın uygulanabilmesi için belirli düzeyde bir kredi akımının Batının kredi olanaklarından ülkeye kesintisiz akması öngörülmüş; gerek yeni krediler sağlamak, gerek süresi dolan büyük borçları ertelemek amacıyla OECD çerçevesinde ve IMF kesiminde anlaşmalar yapılmıştı. OECD çerçevesinde oluşturulan yardım fonundan( bir bölümü bağlı olmak üzere) 1.6 milyar dolarlık kredi sağlanmış ve bu borçlanmanın desteğini oluşturan 3 yıl süreli bir stand-by anlaşmasıyla da 1.1 milyar dolarlık bir yaygın kredi olanağı IMF kapsamında sağlanmıştı. Ne var ki, 24 Ocaktan sonra da enflasyon %60’ı aşmış, piyasada durgunluk başlamış, üretim düşmüştü. Sağlanan kredilerin büyük bir bölümü, iç pazarda eksikliği duyulan ampul, yağ ve benzeri maddelerin bulundurulması ve yakıt harcamaları için kullanılmıştı. Ekonominin asıl büyük sorunu olan üretimi artırma yolundaki çabalar sonuç vermemişti. Cumhuriyet, 22 Eylül 1980.

122

TÜSİAD 1980 yılı için 24 Ocak Kararları ve hükümetin uygulamalarını genel olarak olumlu değerlendirmiştir. Yeni vergi kanunlarının çıkarılması ve var olan vergi kanunlarında zorunlu değişikliklerin gerçekleştirilmesi, paralel piyasa durumunun hem pazar hem döviz ihtiyaçlarının karşılanması açısından tamamen

ortadan kaldırılması, petrol ürünleri ihtiyacının karşılanmasında dünya

piyasalarındaki sürekli fiyat artışlarına rağmen gösterilen olumlu çaba ve alınan sonuçlar hükümetin ekonomik politikayı uygulamada gösterdiği başarının işaretleridir. 487

Emisyon ve para arzı 1979 ve 1980 yıllarında aşağı yukarı aynı oranlarda

artmıştır.488Uygulanmakta olan sıkı para politikasına karşılık bir yandan piyasaya

sürülen para tutarında, öte yandan da toplam para sunumunda önemli artışlar olmuştur. Nitekim ekim ayının sonlarında genellikle kasım ayı maaş ve ücretlerinin ödenebilmesi kaygısıyla piyasaya yeniden 17 milyar sürüldüğü ve böylece dolaşıma çıkan para tutarının 300 milyar lirayı aştığı belirtilmiştir. Bu durumda 1980 yılı başından 10. Ay sonuna kadar piyasaya sürülen para tutarı %65’lik bir artış

göstermiştir.489

GSMH’nın 1980’de 1979’un gerisinde kalması, özellikle tarım sektöründe üretimin düşük olması iç piyasada sanayi mallarına olan talebi düşürmüş ve bu durum sanayicileri dışarıda yeni pazarlar aramaya sevketmiştir. TÜSİAD para ve kredi politikasında etken bir selektif kredi politikasının uygulanamamış olmasının birçok sektörlerde üretimi olumsuz olarak etkilediğini düşünmektedir. Örneğin tarım kredilerinde Ocak-Kasım sonu itibariyle kaydedilen artış sadece %38’dir. Ayrıca,

orta vadeli kredilerde de önemli bir artış olmamıştır.490

24 Ocak Kararlarını izleyen 7 ay içinde aylık fiyat artış hızlarında genellikle bir düşüş kaydedilmiş Şubat 1979-1980 yıllık enflasyon hızı %133,3 iken, Kasım 1979-1980 itibariyle bu hız %96,6’ya düşmüştür. Fakat enflasyonun zarara uğrattığı tasarrufları canlandırma amacıyla alınan tedbirler geç kalmıştır. Ayrıca Temmuz kararnamesiyle faizlerin tamamen serbest hale geldiğini de söylemek güçtür. Özel sektör tahvil faizleri serbest olmayıp resmi düzenlemeler söz konusudur. Banka

486Cumhuriyet,29 Temmuz 1980.

487Ayrıca 1980 sonuçlarına bakarak 24 Ocak Kararlarının başarılı olup olmadığını tartışmak bu kararlarla getirilmek istenen düzene karşı olunmadıkça doğru bir yaklaşım sayılmaz. 1980 yılının Türk ekonomisini eleştirirken veya rakamlar itibariyle karşılaştırırken 24 Ocak Kararlarının değerlendirilmesi şeklinde ele alınmaması, bir politikadan yoksun ekonomik gidişin istikrara kavuşturulması ve yeniden düzene sokulması için yapılan düzenlemelere uygun ve realist sonuçlar olarak ele alınması gerekir. 1981 Yılına Girerken Türk Ekonomisi, s. I-II.

488Aynı yer.

489Cumhuriyet, 4 Kasım 1980.

123

faizleri bankalar arası özel anlaşmalarla saptanmaktadır. Bankaların uyguladıkları

faizler uygulanan blokajlar dolayısıyla gerçek faizi yansıtmamaktadır. 491

KİT mamullerine yapılan zamlar bütçenin finansman açıklarını azaltması bakımından yararlı olmuştur. Fakat 1980 yılında büyük işletme açıkları ile çalışan KİT yönetimlerine 24.000’ni memur ve 37 bini işçi toplam 61.000 civarında yeni personel alınmıştır. Destekleme ödemeleri 1979’da 87 milyar TL iken 1980’de 177 milyara çıkmıştır. Bu uygulamalar anti-enflasyonist karakterli 24 Ocak 1980 Kararları ile çelişkilidir. 492

1980 yılında Türkiye’nin dış ekonomik ilişkileri 1979 yılına göre genellikle daha olumlu yönde gelişmiştir. Alınan önlemlere rağmen yavaş gelişen ihracatın GSMH içindeki payı 1979 yılındaki %3,7 olan düzeyinden %4,7 düzeyine çıkmıştır. Ayrıca dünya ihracatı içinde Türkiye ihracatının payı biraz yükselerek %0.16 düzeyine varmıştır. İhracatın ithalatı karşılama oranı 1979 yılında %44,6 iken bu

oran 1980 yılında %40,0 düzeyine düşmüştür.493

1980 yılında ithalat ve ihracatın mal ve ülke gruplarına göre bölünüşünde ilgi çeken değişmeler olmuştur. Örneğin ihracat içinde tarım ve hayvancılık kesiminin payı azalmış, madencilik ve sanayi kesimi paylarında ise artışlar meydana gelmiştir. İthalatta ise hammadde ve makine-teçhizat gruplarının payları azalmıştır. Hem ihracatın hem de ithalatın ülke gruplarına göre dağılımında en ilgi çeken nokta OECD ülkeleri payının azalıp, serbest dövizli anlaşmalı ülkelerin payının

yükselmesidir.494

Devamlı düzeltilen kurlar ile gerçekçi para politikasının olumlu etkileri özellikle işçi dövizleri üzerinde olmuştur. Yılsonu itibariyle işçi dövizi girişleri 1979

yılını %30 aşarak 2,1 milyar dolarlık bir düzeye ulaşmıştır.495

Sermaye hareketleri, kullanılan kredilerle cari işlemler açığını

kapatabilmişlerdir. Türkiye’nin dövizle ödenecek dış borçları, bunların faiz ve taksitleri toplamının ihracat ve işçi dövizlerinden sağlanan döviz gelirlerine oranı ise

büyümektedir.496

1980 yılı başında 24 Ocak Kararları alınmış, yılın 9. Ayında askeri müdahale gerçekleşmiş olmasına rağmen gelişmelerin planlanan düzeyde olmadığı, hatta bazı alanlarda 1979 yılını arattığı görülmüştür. Bazı alanlarda ise başarı elde edilmiştir.

491 A.g.e, s. III. 492Aynı yer. 493 A.g.e, s.V. 494Aynı yer. 495Aynı yer. 496Aynı yer.

124

4.2. 1981 Yılı Gelişmeleri