• Sonuç bulunamadı

Aristoteles: “İnsan, tabiat(ı) gereği politik 23 bir hayvandır.”

MODERN TOPLUMDA DİSİPLİNİN KÖKLERİ VE YAYILIŞ

A. Aristoteles: “İnsan, tabiat(ı) gereği politik 23 bir hayvandır.”

Politika‘nın Birinci Kitabının hemen başında Aristoteles, devlet dâhil her türden topluluğun belli bir iyi24

adına kurulduğunu söyler25, bu ilk kilit kavramımızdır. Ancak devletin yöneldiği iyi, diğerlerini kuşatır ve hepsinden yüksektir. Biraz sonra da toplumun aile, köy26

gibi formları nasıl tabiî ise devletin de öyle tabiî olduğunu ekler. İnsan nasıl, tabiatı onu öyle kıldığı için bir iyiye ve bir toplum içinde yaşamaya yönelirse, devlet de daha küçük topluluklar gibi, tabiatı onu öyle kıldığı için iyiye yönelir. Bu da (tabiîlik) ikinci kilit kavramdır. ―Devlet tabiatın bir yaratımıdır ve insan, tabiat(ı) gereği politik bir hayvandır.‖27

Konumuz bakımından tartışmanın esası basittir: Aristoteles‘in temsil ettiği gelenek içinde insan ve toplumlar, tıpkı bütün evrendeki diğer varlıklar gibi belli bir

öz ve amaca (telos) sahip olarak doğarlar. Bu amaç mutlu olmaktır (eudamonia).

Dolayısıyla da insanın toplumsallaşması gibi bir durumdan söz edilemez. İnsanın politik/toplumsal/sosyal olması, bir devlet ve toplum içinde olması tabiîdir ve amaçlanan iyi bakımından elzemdir. Aksi halde ya kötü bir insandan ya da insanüstü

23 Aristoteles söz konusu olduğunda ―politik‖ kelimesi her zaman toplumsal olarak okunabilir. David

Ross, Aristoteles, Çev. A. Arslan/İ. O. Anar/Ö. Kavasoğlu/Z. Kurtoğlu, Kabalcı Yay., İstanbul, 2002, s. 278.

24 İyi kavramı ile ilgili olarak Ross, s. 223 vd.‘na bakılabilir. Bu ―iyi‖ aynı zamanda amaçtır (telos). 25 Aristotle, ―Politics‖, The Complete Works of Aristotle Vol 2, Fourth Printing, Jonatham Barnes

(Ed,), Princeton University Pres, USA, 1991, s. 2. ―Tabiat, her zaman söylediğimiz gibi, beyhude/amaçsız hiçbir iş yapmaz.‖ (Aynı kitap s. 4). ―Her bilim ve her uğraş bir iyiyi hedefler.‖ Aristoteles, Eğitim Üzerine, Haz. John Brunet, Çev. Ahmet Aydoğan, Say Yay., İstanbul, 2008, s. 31.

26 Aristoteles‘e göre bir şeyin aslını anlamanın en iyi yolu, onun ilk doğduğu âna, kökenine gitmektir.

Toplumların kökünde de, kendi başlarına var olamayan türlerin (erkek ve dişi) bir araya gelmesi vardır. Yöneten ve yönetilenin bir araya gelmesi de böyledir. Bunun gibi birleşmeler bir tercih sonucu değil, tıpkı bitkiler ve hayvanlar gibi insanın da kendi türünü sürdürme arzusundan kaynaklanır. Aristotle, Politics, s. 3. (Özetleyerek ve yorumlayarak çevirdim.)

bir varlıktan söz ederiz28. Yalnızca insan olmak, ona toplumsal olmak için gerekli yetileri verir. Üstelik devlet bütün, insan ise parçadır ve bütün, parçadan önce gelir29. Ancak bir yanılgıya düşmemek lazımdır: İnsanın doğuştan toplumsal olması onun sahip olduğu eğilimlerin ya da bizatihi kendisinin iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmez. ―Bu eğilimler, onların, bizim akıllı doğamızın kavradığı ve onlara kabul ettirmeye çalıştığı ‗doğru kural‘a izin vermelerine veya ona karşı çıkmalarına göre, iyi veya kötü olurlar.‖30

Teorik tartışma bakımından durum bu olsa da, insanın31

tabiatı gereği toplumsal olması, onun eğitime muhtaç olmadığı anlamına gelmez. Burada konumuz bakımından çok özet halinde söylersek, siyaset pratik bilimlerin en üstünüdür ve tek tek insanların iyiliğinden daha büyük bir iyiliği hedefler32

. Devlet de siyasetin uygulayıcısı olarak, nasıl bir yurttaş yetiştirmek istiyorsa o yönde bir eğitim vermelidir. Bu eğitimin içeriği, erdemli ve iyi bir yurttaş olmanın bilgisidir. Yani eğitim devletin işidir33

ve eğitim şu veya bu şekilde bir toplumla ilişkilidir34. Genç kişi, tecrübesizdir; ―isteklerini ve eylemlerini tutarlı bir kuralın yönlendirdiği‖35

bir kişi değildir. Dolayısıyla da toplumun bir üyesi olmak, düşünmek ve erdem sahibi olmak için eğitilmesi lazım gelir. Bu süreçte beden eğitimi ve alışkanlık edindirme teorik eğitimden önce gelmelidir36. Ancak özgür bir kimseye yakışan (ya da alt metinden okursak, özgür ve erdemli bir kimse olabilmek için) eğitim mekanik olmamalıdır. Elbette burada bahsedilen eğitim, yurttaşın eğitimidir37

. ―Mekanik konular dediğimizde bundan özgür kimselerin bedenini, ruhunu ve aklını iyiliğin

28 Aristotle, Politics, s. 4.

29 ―Örneğin bütün beden ortadan kaldırılırsa, ayak ya da elden söz edilemeyecektir.‖ Aristotle,

Politics, s. 4.

30 Ross, s. 227. Doğru kural: Akl-ı selim.

31 Burada ve devamında ―insan‖ denilen her yerde, özgür yurttaş anlaşılmalıdır. 32

Aristoteles, Eğitim, s. 26. Ayrıca bkz. Burnet‘in Sonuç yazısında s. 177.

33

Aristoteles, Eğitim, s. 13. (Burnet‘in giriş yazısından.) Hatta devletin amacı budur, yani yüksek kültürlü insan/yurttaş yetiştirmek. Russell, s. 335.

34 Aristoteles, Eğitim, s. 178. (Burnet‘in Sonuç yazısından) 35 Aristoteles, Eğitim, s. 29.

36

Aristoteles, Eğitim, s. 154.

37 Jones, s. 441. ―Olimpiyat oyunlarının seyircilerinin üçe ayrılabileceğini belirten bir söz vardır,

emtia alıp satmak için gelenler, ödül ve itibar için yarışanlar ve seyretmek için gelenler ve bu sonuncular bu üç zümrenin en iyileridir.‖ (Aristoteles, Eğitim, s. 16, Burnet‘in giriş yazısından.)

[erdemin] icrası ve tatbiki için işe yaramaz hale getiren bütün sanatları ve çalışmaları kastediyoruz.‖38

Aristoteles, modern anlamda disiplin kavramına temel sağlayacak bir malzeme vermiyor. Onun yaptığı; tabiat, iyi ve eğitim gibi kavramları kullanarak insanın var olan özünü (egosunu değil), daha da belirginleştirip parlatmak. Foucault'nun beden sanatı dediği disiplin ile Aristoteles‘in çocuk veya eğitiminde anlattıkları arasında benzerlikler bulunabilir. İnsanın kendini kontrol etmesi anlamında disiplin onda da bulunabilir. Ancak iki düşüncenin temellerinde farklı gerekçeler yatmakta. Aristoteles eğitim yoluyla insanı yeniden kurgulamak çabasında değil; tabiî olan (aile, köy, devlet gibi) birlikte yaşama formları içinde, kendi iyisinin yani tabiatının içinde ve peşinde olan insanın bu amacına ulaşmasını sağlamak ya da kolaylaştırmak için eğitime başvuruyor. Modern anlamıyla disiplin, verili bir insan tabiatı ya da iyilik kavramından hareket etmez. Bilimsel bir veri olarak insanın ―işleyişine‖ dair edindiği bilgiyi kullanarak, İyiden bağımsız bir iktidar amacı doğrultusunda bireyi işe yarar bir şey kılar.

Hobbes bu bakımdan daha elverişli bir zemin sunuyor. İnsanın tabiatında toplumsallık olmadığını, toplumsallığın ancak disiplin yoluyla sağlandığını ve bunun da çıkardan (güvenlik) başka bir sebebinin olmadığını söylüyor.