• Sonuç bulunamadı

Bu çalışma, zaman ve maliyet unsurları göz önüne alınarak, konuya yönelik, sınırlı sayıda işgörenden bilgi toplanması yoluyla gerçekleştirilmiştir. Bilgi toplanması öngörülen işgörenlerin çalıştığı otel işletme sayısı ve bu işletmelerde kaç işgören çalıştığının belirlenmesinin hangi yollarla yapıldığı, araştırmanın yöntem bölümünde açıklanmakla birlikte, bu çalışmayla ilgili olarak varsayımlar ve sınırlılıklar şu şekilde sıralanabilir:

• İşletmelerde işgören güçlendirmeyle ilgili uygulamalarına yönelik yapılan çalışmalar, güçlendirmeye ilişkin iki ana eksen etrafında yoğunlaşmaktadır. Bunlar, işgören güçlendirmeyi, genel olarak üst yönetimin personeli güçlendirmedeki rolünü içeren davranışsal-ilişkisel boyuttaki yaklaşımlar ve işgörenlerin kendileri için hazırlanan ortamı ve üstlerinin güçlendirmeye dönük davranışlarını nasıl algıladıkları hususunu içeren bilişsel ya da psikolojik boyutta ele alan yaklaşımlardır. Bu kapsamda, çalışmada gerek davranışsal boyuttaki, gerekse psikolojik güçlendirme boyutuyla ilgili, işgörenleri güçlendirme durumlarına yönelik, her iki yaklaşıma ilişkin veri toplama aracı olarak kullanılan ölçekler, mevcut durumu yeterli düzeyde ölçtüğü varsayılmaktadır. Yine, çalışmada işgörenlerin iş doyumlarını belirlemek amacıyla kullanılacak olan iş doyum ölçeği için de aynı varsayım geçerlidir.

• Gerek güçlendirme gerekse iş doyum olguları sürekli bir değişken olarak kabul edilmiş ve kişiler kendilerini “güçlendirilmiş” ya da “güçlendirilmemiş”; “doyuma ulaşmış” ya da “doyuma ulaşmamış” gibi kesin sonuçlarla değil, az ya da çok güçlendirilmiş veya az ya da daha çok doyum sağlamış olarak değerlendirilmiştir.

• Veri toplama aracı olarak kullanılacak ölçeklerin, değişkenleri en az sıralama ölçme düzeyi duyarlılığında ölçtüğü varsayılmıştır. Başka bir deyişle, ölçeklerde yer alan maddelerin her birindeki değerler arasındaki farklılık denekler tarafından ayırt edilebilecektir.

(güçlendirme-iş doyumu) konuya ilişkin tüm detayları kapsadığı varsayılmıştır.

• Söz konusu ölçeklerin uygulanmasında katılımcıların (işgörenlerin) ölçekte bulunan her bir ifadeyle ilgili gerçek durumu yansıtacak şekilde cevap verdikleri varsayılmıştır. Bu hususa ek olarak, araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anketlere cevap verenlerin, mantıklı yanıtlar verebilmeleri için, kurumun yönetmelikleri, kuralları ve çalışma koşulları hakkında yeterli bilgi sahibi oldukları varsayılmıştır.

Yukarıda verilen varsayımlara ek olarak, araştırmanın alan araştırması olması ve alan araştırmalarında, genelde verilerin toplanmasının zaman, maliyet vb. gibi bir takım güçlükler taşıdığı göz önüne alınarak, veri toplamada bazı sınırlılık ölçütlerine göre hareket edilmiştir. Söz konusu bu ölçütler aşağıda sebepleriyle birlikte sunulmuştur.

Sektörel Sınırlılık: İş doyumu ve iş doyumuna etki eden etkenlerin belirlenerek gerekli önlemlerin alınmasına ilişkin gerçekleştirilen uygulamalar şüphesiz ki tüm işletme türleri için önemli olmakla birlikte, iş doyumu, özellikle işgörenlerin verimlilik ve başarısını kişisel olarak sunduğu, insanları mutlu ve tatmin etmeye dayalı olduğu işlerde daha da önemlidir. Buna en güzel örnek, doğrudan insanlarla ilişkinin yoğun olduğu, hizmet sektöründe yer alan turizm işletmeleri verilebilir. Çünkü, insan gücüne kaçınılmaz olarak ihtiyaç duyulan turizm işletmelerinde, işletmelerin en yüksek seviyede verimlilik elde edebilmelerinin temelinde, personelin çalışma biçiminin, onların ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde düzenlenmesi ve beklentilerinin karşılanma derecelerinin yüksek olması yatmaktadır (Özmen vd., 1991, s.102). Sektörde, işlerin çoğunluğu hizmete yönelik olduğu için, çalışanları güdüleyebilmek; ancak işlerinde tatmin ve mutlu olmalarını sağlayacak bir ortam sağlanması ile mümkün olmaktadır. Söz konusu bu ortamın sağlanmasına yönelik işletmelerin uyguladıkları çeşitli yöntemler olmakla birlikte, bu çalışmada önerilen güçlendirme uygulamalarına da işlerlik kazandırmaları, şüphesiz ki sektörde faaliyette bulunan işletmelere amaçlarına ulaşmada önemli katkılar sağlayacaktır. Bu çerçevede araştırmada sektörel sınırlılık çerçevesinde seçilen sektör türü; turizm sektörü olmuştur.

İşletme Türü Sınırlılığı: Turizm sektörün en önemli faaliyet alanını oluşturan konaklama işletmelerinin, modern yönetim ve organizasyon yapı ve olanaklarını en fazla oranda bünyelerinde taşımaları nedeniyle, güçlendirme uygulamalarıyla işgörenlerin iş doyumları arasındaki ilişkiyi belirleyebilmeye yönelik yapılan bu çalışmada, turizm işletmeleri içerisinden 5 yıldızlı otel işletmelerinin seçilmesi uygun görülmüştür. Bunun nedeni ise, yönetim ve organizasyon yapıları itibarı ile 5 yıldızlı otel işletmelerinin diğer sınıflarına göre (1 yıldız, 2 yıldız, 3 yıldız ve 4 yıldız) en yüksek düzeyde örgütlenme yapı ve olanaklarını bünyelerinde taşımaları ve bu doğrultuda profesyonel düzeyde güçlendirme uygulama fırsatları yaratma olanaklarına, diğer türlerine oranla, daha yüksek düzeyde sahip olmaları varsayımından kaynaklanmaktadır.

Organizasyonel Sınırlılık: Otel işletmelerinin büyüklük ölçüsünde çeşitli kriterler kullanılmakla birlikte, bu kriterler içerisinde yıldız sistemine göre, en büyük organizasyon yapısına sahip olanlar beş yıldızlı otel işletmeleridir (Gee, 1994, s.388). Diğer taraftan, söz konusu bu otel işletmeleri için de tek tip organizasyon yapısından bahsetmek mümkün değildir. Nitekim günümüzde, otel işletmelerinde; fonksiyonel, doğrusal ve karma organizasyon modelleri uygulanmakla birlikte genel olarak büyük otel işletmelerinde rastlanan organizasyon modeli Ek-3’de şekil halinde de verilen, karma organizasyon modelidir (Şener, 2001, s.201). Özellikle büyük işletmelerin uyguladığı bir model olan karma organizasyon modelinin, işletmenin hedef kitlesi ve amaçları doğrultusunda, doğrusal ve fonksiyonel organizasyon modelini de içerisinde barındıran daha işlevsel bir model olması, işletmelerin daha çok bu modeli tercih etmelerindeki ana etkenlerdendir. Bu modelde, işletme içerisinde çeşitli bölümlemelere gidilmekle birlikte, özellikle büyük bir otel işletmesinde, ön büro, yiyecek içecek, kat hizmetleri, teknik servis, satış-pazarlama, insan kaynakları, halkla ilişkiler, güvenlik, muhasebe gibi bölümler bulunmaktadır.

Otel işletmelerinin organizasyon yapısı, yukarıdan aşağıya doğru inildikçe daha da genişleyen bir görünüm almaktadır. Bu görünüm içinde örgüt genel olarak; üst düzey yönetim, orta düzeydeki yöneticiler ve alt kademedeki şefler ve işgörenler olarak üç değişik basamaktan oluşmaktadır. Üst yönetim, otelin düzenli, verimli ve fonksiyonlarını yerine getirebilen bir yönetimin gerçekleşmesinde, kararların

alınmasında sorumlu bulunan kişilerden meydana gelir. Ayrıca üst yönetim, işletme bütçesinin belirlenmesi, satış planlarının hazırlanması, kalifiye personelin seçimi, mevcut sistemin yürütülmesi, işleyişin denetimi, uzun dönemli ve işletmenin temel hedeflerine yönelik stratejik kararların alınması işlevini yerine getirmektedir (Topaloğlu vd., 2001, s.43).

Orta düzeydeki yöneticiler, otelde ağırlıklı olarak sorumlu bulundukları bir bölümdeki faaliyetlerle ilgilenirler. Bu düzeydeki yöneticilerin sayısı, otelin büyüklüğüne ve kapasitesine göre değişmektedir. Orta düzeydeki yöneticilerin otel işletmelerinde önemli bir yeri vardır. Bunlar, genellikle faaliyet alanında uzmanlaşmış kişilerdir. Alt kademedeki yönetsel pozisyonları olan şef ve onların altındaki işgörenlerle, üst düzeydeki yöneticiler arasında çok etkin bir işlevleri vardır. Otel işletmelerindeki organizasyon yapısının en alt basamağını oluşturan, resepsiyon görevlileri, kat görevlileri, mutfak görevlileri, servis görevlileri, santral memurları, çamaşırhane görevlileri, asansörcüler, belboylar ve teknik servis görevlileri gibi, sadece kendilerine verilmiş belirli görevleri yürüten, işlerin planlanmasında ve koordine edilmesinde fazla söz sahibi olmayan işgörenlerdir (Şener, 2001, s.200). Diğer taraftan, büyük bir otel işletmesinin organizasyon yapısı içerinde yer alan bölümler arasında, yerine getirdikleri faaliyetler itibariyle en fazla oranda istihdam sağlayan (çalışanı olan), yiyecek-içecek, kat hizmetleri, ön büro bölümleridir. Bununla birlikte özellikle, önbüro ve yiyecek içecek bölümlerinde çalışanların müşteriyle birebir temas düzeyindeki hizmetleri gerçekleştirmeleri, onlara o anda çıkan-çıkabilecek herhangi bir sorunun o anda çözülmesi için, birtakım kararları alma insiyatifi de verilmesi gerekliliğini ön plana çıkarmaktadır. Bu açıklamalar ışığında, araştırma, ağırlıklı olarak, otellerin, yiyecek-içecek, ön büro, kat hizmetleri, satış-pazarlama, halkla ilişkiler ve insan kaynakları departmanları çalışanları üzerinde yürütülmüştür. Araştırmaya insan kaynakları bölümünün de dahil edilmesi, söz konusu bölümün otelde çalışan tüm kişilerin gerek bireysel gerekse kurumsal dilek ve şikayetleriyle ilgilenme görevlerini de yerine getiriyor olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, otel işletmeleri bünyesinde bulunan teknik servis, güvenlik vb. gibi departmanlar da, kullanılan veri toplama aracının departmanınız

bölümünde bulunan “diğer” seçeneğiyle bir araya toplanarak tek seçenek şeklinde ele alınmış ve bu şekilde değerlendirilmiştir.

Coğrafi Sınırlılık: Türkiye’deki beş yıldızlı otel işletme sayısının şehirlere göre dağılımına bakıldığında, ilk üç sırayı Antalya (113), İstanbul (28) ve Muğla (20) şehirleri almaktadır. Bu sırayı, Ankara (11), İzmir (10), Aydın (5), Mersin (3), Adana (3), Bursa (2), Gazi Antep (2) gibi büyük şehirler izlemektedir (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007, s.25-37). Araştırmada elde edilecek sonuçların uygun kriterlere göre genellenebilmesi açısından bazı hususlar göz önüne alınmıştır. Göz önüne alınan hususlardan biri de araştırmanın yürütüleceği yerin gerek sayfiye gerekse şehir otelleri özelliklerini taşımaları ve aynı zamanda otellerin sahiplik (yerli zincir, yabancı zincir, bağımsız) yapılarının dağılımıdır. Bu kapsamda, özellikle Antalya, Muğla, Aydın ve Mersin’deki otel işletmelerinin genelde sayfiye otel işletmeleri özelliklerini taşımaları, buna karşın İstanbul, Ankara, Bursa’daki otel işletmelerinin ise daha çok şehir otelleri özelliklerini taşımaları nedeniyle, özellikle söz konusu bu illerdeki beş yıldızlı oteller başta olmak üzere, ulaşılabildiği ölçüde Türkiye’nin tüm illerindeki beş yıldızlı otel işletmeleri araştırma kapsamına alınmıştır.

Araştırmaya ilişkin yukarıda dile getirilen bir takım varsayım ve sınırlılık ölçütlerine ilave olarak şu hususun da belirtilmesinde fayda görülmektedir. İş doyumu kapsamında, işgörenlerin işlerinden sağlayacakları doyumda, birçok faktör (ücret, işgöreninin demografik özellikleri, yönetim biçimi, sosyal olanaklar, yükselme olanakları, fiziki olanaklar vb.) etkili olmakla birlikte, bu çalışmada işletmelerdeki güçlendirmeye ilişkin uygulamalar ve işgörenlerin güçlendirme algılarının iş doyumlarına olan etkisi üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu kapsamda, güçlendirmeyle iş doyumu arasında kurulacak ilişkide, iş doyumuna etki eden diğer etkenler kapsam dışı bırakılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda yapılacak analizlerin odak noktasını, iş doyumuna etki eden bir etken olarak, işgören güçlendirmesi uygulamaları oluşturmuş ve bundan dolayı iş doyumuna etki eden diğer faktörlerin değerlendirilmesi (analizi) kapsam dışı bırakılmıştır. Çalışmanın bundan sonraki bölümünde, araştırmaya konu olan problemin ve bugüne kadar konuyla ilgili yapılmış çalışmaların detaylandırılmasına ve konunun mevcut teoriler tarafından nasıl açıklandığına yönelik kuramsal bilgilere yer verilmiştir. Fakat daha

öncesinde, araştırmada kullanılan bazı terim ve kısaltmalara ilişkin genel tanımlara yer verilmiştir.