• Sonuç bulunamadı

Roma Antlaşması’nın Müzakere Süreci

B. Avrupa Konseyi Belgelerinde Cinsiyet Ayrımcılığı

1. Roma Antlaşması’nın Müzakere Süreci

Cinsiyete dayalı ayrımcılık yasağı, AB Hukuku’na ilk defa olarak, Avrupa Topluluğu’nun kurucu antlaşmalarından olan Roma Antlaşması ile dahil olmuştur. Roma Antlaşması’nda yer alan bu düzenlemelerin ilki, kadın ve erkek için eşit ücret ilkesini öngören Avrupa Topluluğu Antlaşması (ATA) md. 141240 (eski md. 119); diğeri ise üye devletlerin ücretli izin cetvelleri arasındaki mevcut dengenin korunmasını öngören ATA md. 142241’dir.242

ATA’nın 141. maddesi ile yapılan düzenlemede UÇÖ’nün Eşdeğerde İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkındaki 1951 tarihli ve 100 sayılı Sözleşme’si243 ile UÇÖ tarafından Avrupa ekonomik bütünleşmesinin sosyal

240

Lizbon Antlaşması, Avrupa Topluluğu Antlaşması’nı, Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma (ABİDA) olarak değiştirmiştir. Lizbon Antlaşması, ATA’da yer alan madde numaralandırmalarını da değiştirmiştir. Bu çerçevede, ATA md.141, ABİDA md. 157’ye karşılık gelmektedir. Antlaşmalar’ın eski ve yeni numaralandırmalarının mukabilliğine Lizbon Antlaşması’na ekli denklik tablosundan erişilebilir. Bkz. Table of Equivalences, Consolidated Versions of the Treaty on European Union and the Treaty on the Functioning of the European Union, 2010/C 83/01, OJ, C 83, Vol.53, 30 March 2010. ABA ve ABİDA’nın Türkçe’ye çevrilmiş metni için bkz. Hacı Can, Avrupa Birliği’nin Kurucu Andlaşmaları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2009.

241 ATA md.142, ABİDA md. 158’e karşılık gelmektedir.

242 Evelyn Ellis, EU Anti-Discrimination Law, Oxford University Press, New York, 2005, s.21. 243 Eşdeğerde İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkındaki 1951 tarihli ve 100

sayılı Sözleşme, UÇÖ Kabul Tarihi: 29.06.1951, Yürürlük Tarihi: 23.05.1953; R.G. 13.06.1967, 12620. Bu çerçevede UÇÖ’nün 100 sayılı Sözleşmesi, ATA.141.maddenin kabulündeki etkisinin yanı sıra ücret eşitliğine ilişkin kavramın yerleşmesinde ve doktrinde bu konudaki tartışmaların oluşumunda da etkili olmuştur. Bkz. Catherine Hoskyns, Integrating Gender: Women, Law and Politics in the European Union, Verso Publishing, 1996, s. 53.

boyutlarını incelemekle görevlendirilen Bertil Ohlin tarafından hazırlanan Ohlin Raporu (1956) etkili olmuştur.244

Eşit işe eşit ücrete ilişkin bir düzenleme yapılması düşüncesi, ATA’nın hazırlık görüşmeleri sırasında ilk kez Fransa tarafından ortaya konulmuştur. Fransa, Tek Pazar’da üye devletler arasında kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin engellerin kaldırılmasının ardından rekabetin adil ve eşit bir temelde işlemesinin sağlanabilmesi için, üretimin “sosyal maliyeti” bakımından bir uyumlulaştırma gereksinimi olduğunu ifade etmiştir.245 Nitekim bu dönemde, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kuran devletlerde uygulanmakta olan sosyal hukuk düzenlemeleri içerikleri bakımından birbirinden farklıydı.246

Fransa’da yürürlükte bulunan sosyal hukuk düzenlemeleri, diğer pek çok Avrupa Devleti’nden daha ileri düzeyde olup, çalışanları koruyucu nitelikteydi. Fransa’da çalışanlar, diğer devletlerde çalışanlara göre daha uzun ücretli izin hakkına ve daha kısa süreli çalışma sonucu edinilen fazla mesai hakkına sahipti. Buna ek olarak, Fransa’daki düzenlemeler, kadın ve erkek çalışanlar için eşit işe eşit ücret ilkesini öngörmekteydi.247 Fransa’nın çalışanları koruyucu nitelikteki sosyal

244

Ellina, s. 26. Ohlin Raporu’nda, Avrupa bütünleşmesi çerçevesinde birbirinden farklı sosyal politikaların düzenlenmesine yönelik Fransa ve Almanya’nın tezleri karşılıklı olarak incelenmiştir. Fransa Topluluğa üye olacak devletler arasındaki rekabetin bozulmaması amacıyla, dolaylı sosyal maliyetlerin AT Tüzüğü aracılığıyla uyumlulaştırılması gerektiği düşüncesinde israr ederken; Almanya tersi bir görüş savunarak buna gerek olmadığını, çünkü rekabetin dolaylı sosyal maliyetlerin dışında vergilendirme ve verimlilik gibi unsurlardan da etkilendiğini belirtmiştir. Ohlin Raporu’nda genel olarak Almanya lehine bir görüş benimsenmiş olsa da, belirli bazı sektörlerde eşit işe eşit ücret ya da ücretli izin gibi rekabeti bozucu nitelikteki durumlara AT tarafından müdahale edilmesi gerektiği belirtilmiştir ki, bu görüş ATA. md. 141’in ortaya çıkması açısından büyük önem taşımıştır. Rapor’da eşit işe eşit ücret ilkesine değinilmesinde de UÇÖ’nün 1951 tarihli ve 100 sayılı Eşit Ücret Sözleşmesi’nin etkisi olmuştur. Nitekim, müzakereci devletlerin çoğu, Sözleşme’nin kabul edilmesi sırasında benzer tartışmaları ve süreçleri yaşamış olduklarından, bu durum ATA. md 141’in kabulünü kolaylaştırmıştır. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Ellina, s. 27.

245 Ellis, 2005, s.21.

246 Catherine Barnard, “The Economic Objectives of Article 119”, içinde Justifications for Sex

Discrimination in Employment, der. Tamara Hervey, Butterworth & Co (Publishers) Ltd, 1993, s. 324.

247 Ellis, 2005, s.21; Ellina, s. 23; Bob Hepple, “The Principle of Equal Treatment in Article 119 EC

and the Possibilities for Reform”, içinde The Principle of Equal Treatment in EC Law, der. Alan Dashwood, Siofra O’Leary, Sweet & Maxwell, London, 1997, s. 138. Roma Antlaşması’nın imzalandığı dönemde diğer müzakereci ülkelere göre ileri seviyede sosyal politika düzenlemelerine sahip olan Fransa’nın Birlik üye devletleri arasında kadınlara oy kullanma hakkını en geç tanıyan (1944) ve halen dahi Parlamento’da en az kadın üye bulunduran ülkelerden biri olması dikkat çekicidir. Bkz. Ellina, s. 24.

düzenlemeleri, işverenler için işgücü maliyetini ve buna bağlı olarak da üretim maliyetlerini, diğer Avrupa ülkelerinden daha yüksek seviyede tutmaktaydı. Tek Pazar’da Fransız üreticilerin aleyhine olan bu durum, önlem alınmaması halinde, sosyal dampinge yol açabilecekti.248 Bu da, işverenlerin Fransa’da iş yapmalarını ya da yeni işletmeler kurmalarını engelleyecekti.249 Bu sebeplerle Roma Antlaşması’nın müzakere sürecinde Fransız yetkililer, diğer müzakereci devletleri sosyal maliyetlerin tüm Topluluk çapında eşit seviyeye getirilmesi konusunda ikna etmeye çalışmışlardır. Almanya ise, Fransa’nın söz konusu baskısına karşı, Tek Pazar’ın kurulmasının ardından sosyal maliyetlerin uyumlulaştırılmasının kaçınılmaz olarak gerçekleşeceğini ileri sürerek, kamunun ücret ve fiyatlara müdahalesinin asgari düzeyde olması gerektiğini savunmuştur. Müzakereci devletler, ATA md. 141 ve md. 142’nin Fransız yetkililerin ısrarı sonucunda Antlaşma metnine alınmasını kabul etmişlerdir.250

ATA’nın 141. maddesindeki düzenleme, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasından çok, ekonomik sebeplere dayalıdır.251 Bu düzenlemenin asıl amacı,

248 Catherine Barnard, EC Employment Law, Oxford University Press, New York, 2006, s. 298;

Petra Foubert, The Legal Protection of the Pregnant Worker in the European Community- Sex Equality, Thoughts of Social and Economic Policy and Comparative Leaps to the United States of America, Kluwer Law International, The Hague, 2002, s. 92-93; Tobler, 2005, s. 37; Tamara Hervey, Justifications for Sex Discrimination in Employment, Butterworth & Co. Publishers Ltd, London, 1993, s. 37; Malcolm Sargeant, Discrimination Law, Pearson Education Limited, , England, 2004, s. 14; Christopher McCrudden, “The Effectiveness of European Equality Law: National Mechanisms for Enforcing Gender Equality Law in the Light of European Requirements”, Oxford Journal of Legal Studies, Vol.13, No.3, s. 326; Barnard, 1999, s. 216-217; Catherine Barnard, “The Principle of Equality in the Community Context: P, Grant, Kalanke and Marschall:Four Uneasy Bedfellows?”, Cambridge Law Journal, 57/2, July 1998, s. 352; Kübra Doğan Yenisey, “Kadın Erkek Eşitliği Bakımından Türk İş Hukuku’nun Avrupa Birliği Hukuku ile Olası Uyum Sorunları”, Kamu-İş, Yargıç Dr. Aydın Özkul’a Armağan, Cilt.6, Sayı.4, 2002, s. 3; Barnard, 1993, s. 324; Anna Van Der Vleuten, The Price of Gender Equality-Member States and Governance in the European Union, Ashgate Publishing, England, 2007, s. 35.

249

Tobler, 2005, s.37.

250 Ellis, 2005, s.21. Kadın erkek için ücrette eşitlik ilkesinin Birlik Antlaşması’na dahil olmasında

yukarıda belirtilen ve Fransa’nın öncülük ettiği ekonomik temelli nedenlerin yanı sıra, Avrupa’daki o dönemdeki feminist hareketlerin büyük rolü olduğu yadsınmamalıdır. Fransa’nın ulusal düzenlemelerinde ücret eşitliğinin öngörülnesinin ardında da yine 1940 ve 1950’li yılların başında aktif olarak çalışmakta olan Fransız feministlerin olduğu belirtilmelidir. Topluluk kurucu Antlaşması’na 141.maddenin eklenmesi sonrasında yapılan Birlik ikincil hukuk kaynaklarına ilişkin düzenlemelerde de Avrupa’da 1960 ve 1970’li yıllardaki feminist kampanyaların etkisi bulunmaktadır. Bkz. Clare Mc Glynn, “Reclaiming a Feminist Vision: The Reconciliation of Paid Work and Family Life in European Union Law and Policy”, Columbia Journal of European Law, Vol.7, 2001, s. 251.

işletmeler arasında işgücünün sosyal maliyetinin denkleştirilmesi ve bu suretle adil bir rekabet ortamının sağlanmasıdır.252

Topluluk çapında bir kadın erkek eşitliği politikasının oluşturulması, ATA’nın 141. maddesinin Kurucu Antlaşmalar’da öngörülmesiyle birlikte, hemen gerçekleşmemiştir. Bunun gerçekleşmesi için hukuksal bir zeminin oluşturulmasından çok, kadın erkek eşitliği konusundaki mevcut “koşulların”, “sorunlara” dönüşmeye başladığının algılanması gerekmiştir. Kadın erkek eşitliği politikasının gecikmesinde, Topluluğun kurulduğu yıllarda salt ekonomik bütünleşme amacının hakim olması ve kadınların çıkarlarına ilişkin düşüncelerin henüz yeterince yerleşmemiş olması etkili olmuştur. Kadın haklarına ilişkin bu durağan dönemdeki tek istisnai politika, 1967’de hazırlanan Orta Dönem Ekonomik Programı’nda kadınların işgücü piyasasına girmelerinin desteklenmesidir.253 Zira o yıllarda öncelik, İç Pazar’ın gerçekleştirilmesini kolaylaştıracak olan ekonomi politikası ve rekabet hukuku konularına verilmiştir.254