• Sonuç bulunamadı

KURTULUŞ SAVAŞINA SAĞLANAN DIŞ YARDIMLAR

Belgede İKTİSADİ GÜCÜN OLUŞUMU (sayfa 156-163)

Erzurum Kongresi’nde kararlaştırılan ve Sivas Kongresi’nde de aynen kabul edilerek her iki kongrenin sonunda yayımlanan bildirilerin yedinci maddesinde yer alan

204 Türk İstiklal Harbi, C.II, Batı Cephesi, Ks.5, 2. Kitap, Büyük Taarruz, s.3.

205 Fahri, Belen, Büyük Türk Zaferi Afyon’dan İzmir’e, İstanbul, Milli Eğitim Basımevi, 1970, s.16-18.

206 Söylev ve Demeçler, C.I., s.251;Tansel, A.g.e., C.IV. s.167-168.

207 Türk İstiklal Harbi,C.II,6.Kısım, s.275; Tansel, A.g.e., C.IV., s.185; Jaeschke, A.g.e., s.192.

208 Tansel, A.g.e., C.IV., s.170.

dış yardıma ilişkin düşünceler ayrıca, TBMM’nin ilk hükümet programında209 Mali Politika’nın amacı olarak da tekrarlanmıştır. Buna göre, milletin iç ve dış istiklali ile ülkenin bütünlüğüne 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırlara saygılı ve istila emelleri beslemeyen herhangi bir devletin teknik, ekonomik ve sinai yardımının memnuniyetle kabul edilmesi kararı, aynı zamanda dış yardım konusunda takip edilecek temel ilkeleri de belirlemiş oluyordu.210 Buna göre yardım edecek devletin, her şeyden önce Misak-i Milli (Ulusal And) hedeflerini peşinen kabul etmesi ve belirlenen sınırlar içinde bağımsız bir Türkiye’yi tanıması gerekiyordu.

1) Sovyet Rusya Yardımı

Mustafa Kemal Paşa Sovyetlerle aramızdaki yolu açmak ve bağlantı kurulduktan sonra silah, cephane ve para yardımı almak üzere Sivas Kongresi’nden hemen sonra Halil Paşa’yı211 Rusya’ya gönderdi. Kazanılacak dostluğun kıymeti “arkayı emniyete almak ve silah yardımı” ile açıklanabilirdi. Rusların yardım olanaklarını araştırmak üzere Rusya’ya gönderilen Halil Paşa Temmuz 1920’de 100.000 (yüzbin) lira değerindeki altınla Moskova’dan ayrıldı.212 İlk Sovyet yardımı ile yola çıkan Halil Paşa, Türkiye-Rusya arasında kara yolu bağlantısı olmadığı için büyük güçlüklerle ve yolları kesen Ermeniler ile mücadele ederek Nahcıvan’a oradan da Karaköse’ye geçerek külçe altınları Karaköse’de Tümen Komutanı Cavit Bey’e (General Cavit Erdelhun) teslim etti.213 Altınlar 8 Eylül 1920 günü Erzurum’a ulaştı. Hastanedeki kantarda tartılarak teslim alındı. İki yüz kilo kadarı Doğu Ordusu için ayrılarak diğerleri Ankara’ya gönderildi.214 Bundan sonra Türk-Sovyet ilişkilerinin ikinci safhası başlamıştır. Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey başkanlığında bir Türk heyeti Moskova’ya gönderilmiştir.

Heyetin yaptığı görüşmeler sonunda Sovyet yöneticileri para, silah ve cephane yardımı

209 TBBM’nin ilk hükümet programı 9 Mayıs 1920 günkü toplantısında Maarif Vekili Rıza Nur Bey tarafından okunmuştur. Bkz. Velidedeoğlu, A.g.e., s.33.

210 İnan, A.g.e., s.16,21, Velidedeoğlu, A.g.e.,s.33; Kansu, A.g.e.,C.I, s.115.

211 Birinci Dünya Savaşı’nın ünlü komutanlarından Halil Paşa, İngilizler tarafından İstanbul’da hapsedildiği yerden kaçarak Sivas’a gelmiş ve Mustafa Kemal Paşa ile buluşmuştu. Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Kafkasya’da görev yaptığından Rusları yakınen tanımaktaytı

212 Bıyıklıoğlu, A.g.e. s.52.

213 Müderrisoğlu, A.g.e., s.542.

214 Kazım Karabekir, İstiklal Harbimiz, İstanbul, Türkiye Yayınevi, 1960, s.882; Türk İstiklal Harbi Özet Tarihi, s.41; Müderrisoğlu, A.g.e., s.542.

yapmayı prensip olarak kabul etmişlerdir. Yapılacak yardımlar Karadeniz’in doğu kıyılarındaki Novorosiski ve Tuapse limanlarından Anadolu’ya sevk edilecektir.215

Sovyet Rusya’dan sağlanan ilk silah ve cephane yardım kafilesi 1920 yılı Eylül ayı sonlarında Trabzon’a gelmiştir. Bir ay içerisinde sağlanan yardımlar; 3387 tüfek, 3623 sandık cephane ve 3000 dolayında süngüdür.216

Moskova’daki görüşmeler hakkında bilgi vermek üzere 6 Ekim 1920 günü Ankara’ya gelen Ekonomi Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşek) ikinci parti olarak bir milyon altın ruble getirmiştir. 27 Aralık 1920’de Tuapse’den Trabzon’a getirilmiş olan bir buçuk milyon altın rublelik kısım da üçüncü partiyi oluşturmuştur.217

Moskova Andlaşması’nın (16 Mart 1921) imzalanmasından sonra Sovyet Yöneticileri yardımı artırma kararı almışlardır. İkinci İnönü Muharebesinde yenilen Yunanlıların Anadolu’da yaptıkları yıkımı önlemek için Türk Hükümetine hediye edilen otuz bin altın ruble218 Sovyet elçisi Mdvani tarafından 9 Nisan 1921 günü Mustafa Kemal Paşa’ya sunulmuştur.219 Bu tarihten on gün sonra Türk heyeti üyelerinden Ekonomi Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşek) Bey ile Dr. Rıza (Nur) Bey dört milyon altın ruble ile Moskova’dan ayrılarak Sarıkamış’a gelmişlerdir.220

Moskova Andlaşmasının resmi metni dışında yapılan anlaşma gereği Sovyet Rusya 10 milyon altın rublelik bir para yardımı yapmıştır. Sovyet resmi belgelerine göre;

-Nisan 1921’de 4 milyon ruble

-Mayıs-Haziran 1921’de 1.4 milyon ruble -Kasım 1921’de 1.1 milyon ruble

-Mayıs 1922’de 3.5 milyon ruble olmak üzere toplam 10 milyon altın rublelik yardım yapılmıştır.221 Halil Paşa’nın Temmuz 1920’de getirdiği 100.000 lira değerindeki külçe altın ile Ekonomi Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşek) Beyin 6 Ekim 1920’de Moskova’dan dönerken getirdiği 1 milyon altın rublede hesaba katıldığında

215 Tevfik, Bıyıklıoğlu, Atatürk Anadolu’da (1919-1921) C.I, 2.B., Kent Basımevi, 1981, s.53.

216 Yakın Tarihimiz, C.II,s.186’dan Müderrisoğlu, A.g.e., s.543; Türk İstiklal Harbi Özet Tarihi, s.42

217 Bıyıklıoğlu, A.g.e., C.I.,s.54.

218 Türk İstiklal Harbi, C.II, Batı Cephesi, 3.Kısım, s.511; Müderrisoğlu, A.g.e., s.543.

219 Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, s.147.

220 Karabekir, İstiklal Harbimiz, s.953.

221 Fahir H.Armaoğlu, Siyasi Tarih, 1789-1960, s.630’da dipnot (Bkz.:Dokümenti Vneşney Politiki SSSR, Tom.III, Str.675) den; Müderrisoğlu, A.g.e., s.546, Tansel, A.g.e., C.IV., s.72.

toplam Sovyet yardımı 11 milyon altın ruble ve 100.000 lira değerinde külçe altın olduğu sonucuna varılmaktadır.222

Para yardımı dışında Sovyet Rusya Kurtuluş Savaşı boyunca çeşitli tarihlerde hediye olarak silah, cephane ve malzeme yardımı da yapmıştır.223

2) Fransız Yardımı

Petrol sorununun uluslararası bir boyut kazanması, 1917 yılında Fransa’da başgösteren petrol krizi ve petrolün politik gücün bir göstergesi haline gelmesi Fransa’yı kendi topraklarına ilaveten sömürgelerinde de petrol üretmeye yöneltmişti.

Mezopotamya dahil olmak üzere Osmanlı toprakları Fransa’nın yeni petrol politikasını uygulama alanına koyması için bulunmaz bir hazineydi; fakat bunun değerlendirilmesi için mevcut barış ve güven ortamı I.Dünya Savaşı’nın 1914 yılında başlaması ile sarsıldı. Dünya ekonomik düzeni ciddi şekilde yara aldı. Fransız dokuma endüstrisi de savaştan oldukça etkilendi. Savaşı takip eden yıllarda, dünyada savaştan dönenlerin giydirilmesi sorunu pamuk talebinde büyük artışlara neden olmuştur. Bu sorunun çözümü için Fransa pamuk hammaddesini uygun fiyatlarla temin edebileceği yeni kaynaklar aramaya yöneldi. Anadolu’da Kilikya bölgesi pamuk üretimi için son derece elverişli bir yöreydi. Zira bölgede pamuk tarımına ilaveten tahıl, pirinç ve tütün tarımı da yapılıyordu. Ancak 1919 yılı sonunda bölgenin resmen İngilizlerden devralınması, bölge ekonomisini olumsuz yönde etkiledi. Bu durum Fransa dokuma endüstrisini açıkça tehdit etmekteydi. Onun için Fransa büyük ümit bağladığı bu topraklarda bir an önce barışın sağlanmasını istiyordu224

I.Dünya Savaşı sonunda Fransa’nın en büyük meselesi Almanya’nın bir daha güçlenmesini önlemekti. İngiltere’yi buna razı etmek için Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan Arap ülkelerinden daha az pay almaya razı bile olmuştu. Ayrıca Yunanistan’ın Türkiye’den pay almasına göz yummuştu. Ancak, Fransa’nın Ortadoğu’daki menfaatleri

222 Müderrisoğlu, A.g.e., s.546,552

223 Sovyet Rusya 1 Eylül 1920-1 Haziran 1922 tarihleri arasında 37.812 adet çeşitli marka tüfek, 44.857 adet çeşitli fişek, 324 adet ağır ve hafif makinalı tüfek, 66 adet çeşitli cins ve çapta top, 200.573 adet çeşitli cins ve çapta top mermisi ve 11 adet top kaması, Bkz.Özalp, A.g.e.,C.I.s.219; Türk İstiklal Harbi Özet Tarihi, s.42; Mehmet Saray, Milli Mücadele Yıllarında Atatürk’ün Sovyet Politikası, İstanbul, Veli Yayınları, 1984, s.55-57; Müderrisoğlu, A.g.e., s.546;Tokgöz, A.g.e., s.30.

224 Bige Yavuz, A.g.e., s.80-86; Kilikya, bu gün Seyhan (Adana) ve İçel (Mersin) illeri ile Konya’nın güneyi ve Antalya’nın doğusunu kapsayan bölgedir.

Türkiye’nin yaşamasındaydı. Yunanistan’ın Batı Anadolu’ya yerleşerek Doğu Akdeniz’de güçlenmesi daha çok İngilizlerin işine yarayacak ve amacına hizmet edecekti. Bu nedenler İngilizler amaçlarını İngiliz kanı yerine Türk ve Yunan kanlarının akıtılmasıyla gerçekleştirmeye çalışıyorlardı.

Fransa, Almanya’nın güçsüzleştirilmesi için bir çok güçlük ve fedakarlığa katlanmasına rağmen arzu ettiğini elde edememişti. Bu durum karşısında gelişmeleri ve geleceği çok iyi değerlendirerek, işgal etmiş olduğu Antep, Urfa, Maraş, Adana ve Mersin’de savaşı durdurup Hatay’a kadar çekilerek barış görüşmelerinin başlatılmasını istedi.225

Sakarya Zaferi’nden sonra Büyük Taarruz’a kadar cepheler sakindi ancak, diplomatik alanda hızlı gelişmeler oluyordu. Bunlardan biri de Ankara-Paris arasında yaşandı226. Fransızlar Anadolu’da bağımsız bir Türk devleti kurulmasının kendileri için daha yararlı olacağını düşünmüş olmalılar ki görüşmeler başladı ve kısa sürede olumlu sonuç verdi. Pierre Loti ve Claude Farrere gibi Türk dostu Fransız aydınlarının kendi basınını yanlarına alarak Fransa’nın Anadolu’daki işgalinin ülkelerinin milli çıkarlarına aykırı olduğunu savunmaları da Fransız kamuoyunda Türk Kurtuluş Savaşına karşı bir sempati doğmasına neden oldu. Bütün bu gelişmeler sonunda 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara’da Türk-Fransız Anlaşması imzalandı. Ankara Hükümetini ilk tanıyan galip devlet olan Fransa Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasını iki sebepten içtenlikle istemekteydi.227

-Birincisi:Anadolu’da güçlü ve bağımsız bir Türkiye’nin bulunması kendi çıkarlarına daha uygun geliyordu.228

-İkincisi:Türk dostu Fransız aydınlarının etkisiyle basında çıkan yazılar Fransız aydınlarını ve kamuoyunu Türk Zaferi’ni son derece arzu edilir hale getirmişti. Dünya tarihinde ilk kez olarak, bir devlet dünkü düşmanının güçlenmesi için maddi destekte

225 Tokgöz, A.g.e., s.31; Tansel A.g.e., C.IV., s.52.

226 Bige Yavuz, A.g.e., s.155.

227Müderrisoğlu, A.g.e.,s.554-555.

228 Bige Yavuz, A.g.e., s.85-86, Fransız Çıkarlar Topluluğu 20 Ekim 1919 tarihinde Fransız Başbakanı’na Türkiye’nin politik statüsünü kesin olarak kazanmamış olmasından duydukları rahatsızlığı dile getiren bir muhtıra vermişlerdir. Muhtırada Duyun-u Umumiye’deki Türk dış borcunun içinde 2.5 milyon frank tutarında Fransız sermayesinin olduğu belirtilerek Fransız çıkarlarının devamı için bir an önce Türkiye ile barış antlaşması imzalanması ve antlaşmaya Fransız şirketlerinin uğradıkları zararların karşılanması ve geleceklerinin garanti altına alınması ile ilgili maddeler konulması istenmiştir.

bulunmaya yönelmişti. Böylece Kurtuluş Savaşı boyunca Ankara Hükümeti ile ilk olumlu ilişkiye giren ülke Fransa olmuştur.229

Ankara Anlaşması’nın içeriğinde bulunmamakla birlikte Fransızlar Güney Anadolu’daki işgal ettikleri yerlerden çekilirken önemli miktarda silah ve cephaneyi bir bölümü bağış diğer bölümü de satış şeklinde Ankara Hükümetine teslim etmişlerdir.

Daha sonra Fransa, Ankara’nın piyasa koşulları içerisinde her türlü silah ve malzemeyi satın almasına kolaylık göstermiştir.230

Resmi belgelere göre Fransızların Güney ve Doğu Anadolu’da işgal ettikleri bölgelerden çekilirken satın alma yoluyla aldığımız silah ve cephane durumu şöyledir.

1500 adet hafif makinalı tüfek, 11 adet Schneider beşik ve kaması (top için), 2735 sandık fişek, 10 adet tayyare hangarı, 10 adet tayyare yedek motoru, 3 adet telsiz istasyonu, 1 adet kompresör (top için), 2 ton saplı kösele, 35 adet hava tulumbası, 2 sandık top edevatı alınmıştır. 231

Fransızların Adana’yı tahliye esnasında hediye olarak bıraktıkları ise çeşitli cins ve çapta 10,089 adet tüfek, 1505 sandık fişek ve 10 adet Brege tayyaresidir.232

3) Hint Müslümanlarının Yardımı

Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara Hükümetine dışarıdan gelen yardımların bir kısmı da Hint kökenli Müslümanların aralarında toplayıp Mustafa Kemal Paşa adına Osmanlı Bankasına yatırdıkları 125 bin İngiliz lirasıdır. Bu para Maliye Bakanlığı ve Hazine kayıtlarına girmemiş, M.Kemal Paşa’nın kontrolünde olarak Osmanlı Bankasında muhafaza edilmiştir. 233 Kurtuluş Savaşı’nın büyük hazırlık döneminde çekilen tüm mali sıkıntılara rağmen bu paraya el sürülmemiştir. 234

Büyük taarruz öncesinde bütün mali olanaklar tükenince Milli Savunma Bakanı Kazım (Özalp) Paşa ile Maliye Bakanı Hasan Fehmi Bey bu parayı kullanmayı düşünmüşlerdir. Kazım Paşa bu paradan 600 bin lira verilmesini Mustafa Kemal Paşa’dan istemiş, Mustafa Kemal Paşa da bankaya talimat vererek parayı verdirmiş ve

229 Ekinci, A.g.m., s.773.

230 Tokgöz, A.g.e., s.3; Müderrisoğlu, A.g.e., s.554.

231 Özalp, A.g.e., C.I,s.220-221; Bige Yavuz, A.g.e.,s.158.

232 Müderrisoğlu, A.g.e., s.555; Özalp, A.g.e., s.221; Bige Yavuz, A.g.e.,s.158.

233 Tokgöz, A.g.e., s.30; Ekinci, A.g.m., s.773.

234 Müderrisoğlu, A.g.e., s.558.

eksiklikler giderilmiştir.235 Büyük taarruz sonunda bozguna uğrayan Yunanlıların yakıp yıktığı köyleri gören Mustafa Kemal Paşa halka dağıtılmak üzere bu paradan bir miktar da Cephe Komutanlığı emrine aktarmıştır. Zaferden sonra paranın harcanan kısmı Maliye Bakanlığı’nca tekrar yerine konmuştur. Bu paranın çok az bir miktarını kullanan Mustafa Kemal geri kalanını Cumhuriyetin ilanından sonra kurulan ve ilk ulusal banka olan Türkiye İş Bankası’na kuruluş sermayesi olarak tahsis etmiştir. 236

Bu günün Pakistan Devleti’ni237 kuran Hint Müslümanlarının Ankara Hükümetine yapmış olduğu yardımın temelinde Türk sempatisi ve hilafete bağlılık yatmaktadır.

4) Buhara Cumhuriyeti’nin Yardımı

Buhara Cumhuriyeti’nin yardımıyla ilgili Buhara’nın ilk ve son Cumhurbaşkanı olan Osman Kocaoğlu hatıralarında “Buhara parlamentosu Türkiye’ye yüz milyon altın ruble yardımını, tek itiraz yükselmeden bir anda ve tam bir oy birliği ve hararetli tezahüratla alkışlarla kabul etti. Parlamento’nun bu kararı üzerine hemen ertesi günü gereken muameleyi tekemmül ettirdik ve parayı derhal Ankara hükümetinin emrine yetiştirilmek üzere- Rus hazinesine teslim ettik...”238 şeklinde anlatmaktadır.

Ancak Buhara Cumhuriyeti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne teslim edilmek şartıyla gönderdiği bu yüz milyon rublelik yardım hiçbir zaman Ankara’ya ulaşamamıştır. Sovyet yardımı bölümünde belirtilen 11 (onbir) milyon rublelik yardım ise bin bir nazlanma ve ince hesaplardan sonra temin edilmiştir. Fakat Türkler Sovyetlerin yardımını daima bir dostluk nişanesi olarak hatırlamışlardır.239

235 Özalp, A.g.e., C.I,s.233.

236 Müderrisoğlu, A.g.e., s.559; Tokgöz, A.g.e., s.30.

237 Hint Müslümanları uzun mücadelelerden sonra 15 Ağustos 1947’de bağımsızlıklarını kazanarak Pakistan Devleti’ni kurmuşlardır; Müderrisoğlu, A.g.e., s.556.

238 Saray, A.g.e., s.57.

239 A.g.e., s.57.

IV. BÖLÜM

CUMHURİYET DÖNEMİ İKTİSADİ GÜÇ VE DEVLETÇİLİK UYGULAMALARI

A.CUMHURİYET KADROSUNUN OSMANLI DEVLETİ’NDEN DEVRALDIĞI

Belgede İKTİSADİ GÜCÜN OLUŞUMU (sayfa 156-163)