• Sonuç bulunamadı

Teknolojik Güç

Belgede İKTİSADİ GÜCÜN OLUŞUMU (sayfa 32-35)

B. ULUSAL GÜCÜN UNSURLARI

4- Teknolojik Güç

Sağladığı imkanlarla diğer ulusal güç unsurlarını besler ve onların gelişmesine hizmet eder. Teknolojik güç bir gelişim sürecine bağlı olarak; araştırma-geliştirme, yönetim, üreticilik ve tüketicilik konularında ilerler. Eğitim kurumlarının kalitesi, bilim adamlarının ve araştırma-geliştirme kurumlarının miktarı ve kalitesi, erişilen teknolojinin düzeyi, teknoloji ithal ve ihracı teknolojik gücü belirler.

Türkiye gelişmekte olan ekonomisi ve genç nüfusuyla, cumhuriyetin ilanından bugüne kadar gerçekleşen ortalama büyüme hızı, jeopolitik ve jeostratejik önemi ile gelecek vadeden dinamik bir devlettir. Ancak bu gelişme sürecini hızlandırması ve batılı gelişmiş devletleri çağdaşlaşma yarışında yakalayabilmesi yalnızca bu devletlerden teknoloji ürünleri ve teknolojiyi satın alması ile değil kendi ülkesinde de üretebilmesi ve bu teknolojiyi ortaya çıkaracak bilimsel çalışmaları gerçekleştirmesi ile mümkündür. 32

Dünya 21. yüzyıla hızla girerek bilimsel ve teknolojik bulgular ile yeni bir bilgi çağının eşiğine gelmiş bulunmaktadır. 21. yüzyıla girişte önemine göre aşağıdaki bilim ve teknoloji alanları öncelikle gelişme gösteren ve daha da gelişecek olan önemli sahalardır. 33

- Astronomi-Uzay Teknolojisi - Bioteknoloji ( Gıda-Tarım-Tıp vb.)

- Mikro Elektronik-Bilgi İşlem ( Enformasyon ) - Robotik-Otomasyon-Kontrol Sistemleri - Ulaşım Teknolojisi

- Malzeme ( Seramik, Silisyum, Silikon vb.)

- Deniz-Su Bilimleri-Çevrenin Korunması ve Sağlık Bilimleri - Yeni Enerji Kaynakları ( Güneş, Nükleer, Lazer )

- Hücre Biyolojisi ( Genetik, Genetik Mühendisliği)

21. yüzyılın başında Türkiye’de bilimsel çalışmalar, araştırma-geliştirme faaliyetleri ne seviyededir? Sorusu belki de Avrupa Birliği’ne girme sürecini yaşayan ülkemizin bilimsel ve teknolojik gücünü değerlendirmede en önemli referans olacaktır.

32 Kızıltepe, Şenyuva ve Ersü, A.g.e., s.104-105.

33 Şendoğan Karakuş, Türkiye’nin Jeostratejik Önemi ve Jeopolitik Konumu, 1997, s. 14. ‘den Denk, A.g.e., s.56-57.

Bilgisayarların insan düşüncesinde işlem yapabilecek yapay zeka cihazlarına dönüşeceğini ve bugünün bilgisayarları yerine, daha küçük boyutta, kağıt kadar ince mikroçipler vasıtasıyla, daha hızlı ve geniş kapasiteli optik bilgisayarlara sahip olunacağını söylemek yanlış olmaz. Aynı şekilde insan mantığına yakın hareketleri yapabilen robotların, başta uzay çalışmaları olmak üzere riskli işlerdeki yeri önem kazanacaktır.

Gelişmişliğin yada az gelişmişliğin ölçümünde kullanılabilecek ölçütlerden biri de araştırma-geliştirme harcamalarının ulusal gelir içindeki payıdır. Az gelişmiş bir ülkenin kalkınması teknolojik açıdan ilerlemesine, teknolojik açıdan ilerlemesi de araştırma-geliştirme harcamalarının yoğunluğuna bağlıdır.34

Türkiye, kalabalık ve niteliksiz nüfuslu yoksul ülkeler seviyesini çok aşmış, bugünkü gelişmişlik düzeyi, her geçen gün niteliği artan genç nüfusu, yapılan aramalarla gittikçe artan doğal kaynaklarının zenginliği, coğrafi yapısı ve jeopolitik önemi bakımından teknoloji alanında atılımlar yapmaya elverişli az sayıdaki ülkelerden biridir. Bu duruma göre Türkiye’nin teknoloji alanında atılımlar yapabilmesi için araştırma ve geliştirme harcamalarını artırması gerekmektedir.

Teknolojiyi geliştirme amacına yönelik araştırma-geliştirme harcamaları sağlayacağı otomasyonla işsizliği artırıcı bir etken olarak görülürse de araştırma-geliştirme sonunda yeni ürünler ve bu ürünleri üretecek yeni teknolojilere ulaşıldığı takdirde yeni iş imkanları yaratılmış olacaktır. Bu da Psiko-Sosyal güce ve diğer güçlere olumlu katkı sağlar.

Türkiye’nin ulusal gelirden araştırma-geliştirmeye ayırdığı pay yılda % 0.20 dir.

(Bu rakamla Türkiye AB ülkelerinin en sonundadır.) Bu oran Türkiye’nin bu konuda çok geride kaldığının ve teknoloji konusunda atılımlar yapamadığının açık delilidir.

Türkiye’nin teknolojide ilerleyebilmesi için gelişmiş ülkeler oranında olmasa bile bilinçli olarak kullanabileceği ve kendi bünyesine uygun bir oranda ulusal gelirden araştırma-geliştirmeye pay ayırması gerekmektedir.35

Az gelişmişlik teknolojik gerilik demektir. Az gelişmişlikten kurtulmak içinde teknolojik geriliği aşmak gerekmektedir.Teknolojik gerilik ancak kalkınmada sürekli olarak en ileri üretim teknolojisini uygulamaya koymakla aşılır. Gelişmiş ülkelerce

34 Celal Kızıltepe, Coşkun Şenyuva ve Nami Ersü, A.g.e. s. 105.

35 A.g.e. s. 106-107.

üretilen teknolojiler sermaye-yoğun teknolojilerdir.Oysa, bilindiği gibi az gelişmiş ülkelerde sermaye kıt, genç nüfus ve işsizlik nedeniyle arz edilen emek boldur. Bu nedenle gelişmiş ülkeler az gelişmiş ülkelere sermaye-yoğun ileri teknolojiler yerine, kendilerinin terk ettikleri emek-yoğun teknolojileri kullanmalarını önerirler ve bu tür projeleri uygulamalarını isterler.36 Türkiye’nin teknoloji üretebilmesi için araştırma-geliştirmeye ayıracağı kaynağın yıllara göre artırılmasına ihtiyaç vardır.

Atatürk’ün ilim ve fen hakkında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin duvarlarında yazılı olan “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir“ özet sözünün geniş ifadesi “ Dünyada her şey için medeniyet için, hayat için en gerçekçi yol gösterici ilimdir, fendir, ilim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin,binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.”37 şeklindedir.

Bu söylemle Atatürk, ilim ve teknolojinin daima takipçisi olunması, ondan kopulmaması ve sürekli içinde bulunularak gelişme ve ilerleme kaydedilmesini açık olarak vurgulamaktadır.

Gelecekteki ulusal gelişme ve insanların yaşam koşullarının iyileştirilmesi, bilim ve teknolojideki gelişmelere ve buluşlara bağlı olacaktır. Bunun için bilim ve teknolojinin geliştirilmesi ve kullanılması gelişmiş ülkelerde ulusal hedef olmuştur.

Milletler ulusal ihtiyaçlara, fırsatlara ve ekonomik koşullara göre bilim ve teknoloji için sürekli ve etkili bir yatırım yapmaktadır. Bilim ve teknolojinin gelişmesi ve kullanılması, teşkilatlanmaya ve teşkilatların etkili ve yeterli bir biçimde yönetilmesine bağlıdır. Bütün gelişmelerde başarı için teşkilat yeteneği güçlü olmalıdır. Bu bağlamda plânlama geleceği şekillendirme değil geleceğin koşullarına uymak içindir.38 esasını dikkate almak gerekir. Aksi halde plânlama geleceğin fırsatlarını sınırlandırır.

Atatürk’ün “Bizim akıl, mantık ve zeka ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir...” açıklaması ilgililerin teknolojiyi bilmelerini bu bilgileri kullanabilmek

36 İbrahim Sevindirici, Türkiye Kalkınmanın Neresinde, Ayyıldız Yayınları,1997, s.149–152 ‘den A.g.e., s. 106.

37 Söylev ve Demeçler, C.II, s. 202.

38 Necdet Öztorun, Atatürk İlkeleri ve Türk İnkılap Tarihi İncelemesi, İstanbul, HAK. Yayınları, 2000, s. 26.

için zihinsel olarak güç ve beceriye sahip olmalarını anlatmaktadır. Bilim ve teknolojinin kullanılmasında insanın zihnen güçlü ve yaratıcı olması gerekmektedir.

Atatürk, yeni Türk Devleti’nin temellerinin atılmaya başladığı Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında bile ülkeyi çağdaş medeniyete ulaştıracak Milli Eğitim Sistem ve Kurumlarını araştırmaya başlamıştı. Bir yandan, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması için askeri alanda büyük çabalar harcanırken, bir yandan da çağdaş eğitim sistemleri üzerinde araştırmalara girişilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın en bunalımlı günlerinde 16-21 Temmuz 1921’de Ankara’da Maarif Kongresi’nin (Milli Eğitim Şurasının) toplanması bilim ve buna bağlı olarak teknolojideki eksikliklerin giderilmesini öngören bir tedbirin önemli bir kanıtıdır. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın hemen sonunda ise “Milletimizi gerçek saadete ulaştıracak irfan ordusudur.” diyerek bilim ve teknolojide eğitimin önemini belirtmiştir39

Belgede İKTİSADİ GÜCÜN OLUŞUMU (sayfa 32-35)