• Sonuç bulunamadı

Allah’ın Yaratıcılığı Üzerinde Tezekküre Çağıran Ayetler

B. TEZEKKÜR KAVRAMI

3. Tezekkürle İlgili Ayetler

3.1. Genel Anlamda Tezekküre Çağıran Ayetler

3.1.2. Allah’ın Yaratıcılığı Üzerinde Tezekküre Çağıran Ayetler

ِرَو ْﻢُﻜِﺗَﺁْﻮَﺳ يِراَﻮُﻳ ﺎًﺳﺎَﺒِﻟ ْﻢُﻜْﻴَﻠَﻋ ﺎَﻨْﻟَﺰْﻧَأ ْﺪَﻗ َمَدَﺁ ﻲِﻨَﺑ ﺎَﻳ ْﻢُﻬﱠﻠَﻌَﻟ ِﻪﱠﻠﻟا ِتﺎَﻳَﺁ ْﻦِﻣ َﻚِﻟَذ ٌﺮْﻴَﺧ َﻚِﻟَذ ىَﻮْﻘﱠﺘﻟا ُسﺎَﺒِﻟَو ﺎًﺸﻳ

َنوُﺮﱠآﱠﺬَﻳ a. A’raf 7/26: “Ey Âdemoğulları, sizin için, avret yerinizi öretecek elbise ve

ziynet eşyası yarattık. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bu, Allah’ın delillerindendir. Gerekir ki ibret alırlar.”

Cenâb-ı Allah bu ayette size, avret yerlerinizi örtecek elbiseler, sıkıntısız ve ge- nişçe yaşamınızı sağlayacak mallar verdik, Allah’ın yasaklarından kaçınıp, emirlerine itaat ederek takvaya bürünmeniz, sizin için, avret mahallinizi örten elbiselerden daha hayırlıdır demektedir. Bu elbise ve mallar, Allah’ın, varlığını gösteren delillerindendir. İnsanlar gerekir ki bu anlatılanlardan ibret alır, batılı bırakıp hakka yönelirler.

Taberî ayet-i kerimede, insanların, avret mahallerini örtmeleri için, Allah Teâlâ’nın, kullarına elbise nimetini lütfettiği zikredilmektedir der. Cahiliye döne- minde, Araplardan bir kısım insanlar, Kâbeyi tavaf ederken, her zaman giydikleri elbiselerini çıkarıp çıplak olarak tavaf yaparlardı. Ayet-i kerime böyle yapanları uyararak, avret mahallerin örtmeleri için kendilerine elbiseler verdiğini beyan etmektedir. Ayet-i kerimede geçen ve “Zinet eşyası” şeklinde tercüme edilen (ﺎًﺸﻳِرَو) kelimesi, Abdullah b. Abbas, Mücahid, Süddi, Urve b. Zübeyr ve Dehhak’tan nakledilen bir görüşe göre “mal” demektir. Buna göre, ayetin bu bölümünün manası: “Sizin için elbiseler ve mal var ettik.” demektir. Taberî ayette zikredilen (ىَﻮْﻘﱠﺘﻟا ُسﺎَﺒِﻟَو)

“takva elbisesi”nden neyin kastedildiği hususunda çeşitli görüşler zikretmiştir: Katade ve İbn-i Cüreyce göre burada zikredilen “takva elbisesi”nden maksat “iman”dır. Mabed el-Cüheniye göre “hayâ ve edep”tir. Abdullah b. Abbas’tan nakledilen bir görüşe göre “salih amel”dir. Abdullah b. Abbas’tan nakledilen diğer bir görüşe ve Hz. Osman’a göre “güzel kıyafet”tir. Urve b. Zübeyr’e göre “Allah korkusu”dur. İbn Zeyde göre ise “Avret mahallini örtmektir”. Zira Allah’tan korkan, avret mahallini örter ve böylece takva elbisesini giymiş olur. Müfessirlerin, takva elbisesi hakkında beyan ettikleri görüşleri Taberî şöyle değerlendirir: “Onlardan doğru olanı, takva elbisesinden maksadın, nefislerin ve kalplerin, Allah korkusunu hissetmeleri ve bunun icabı olarak ta emirlerini tutup yasaklarından kaçınmalarıdır. Takva elbisesi bu manada alındığı takdirde, iman da, salih ameli de hayâyı da, Allah korkusunu da ve güzel kıyafetli olmayı da ifade etmiş olur.205

Allah Teâlâ, nefislerin ve kalplerin, kendisinden korkmalarını, kişinin üzerine giydiği bir elbiseye benzetmiştir. Zira insan kendisini maddi tehlikelere karşı elbise ile koruduğu gibi manevi tehlikelere karşı da Allah korkusunu hissetmeyle korur. Zemahşerî de (ِﻪﱠﻠﻟا ِتﺎَﻳَﺁ ْﻦِﻣ َﻚِﻟَذ) “Bu, Allah’ın ayetlerindendir.” İfadesiyle ilgili olarak bu ayet Allah’ın kullarına olan lütuf ve rahmetinin bir delilidir.206 (َنوُﺮﱠآﱠﺬَﻳ ْﻢُﻬﱠﻠَﻌَﻟ) “Gerekir ki ibret alırlar.” Yani insanlar Allah’ın nimetinin büyüklüğünü bilsinler, anlasınlar. Bu ayet avret yerlerinin açılmaması ve bu mahallin bir şekilde örtülmesi, Allah’ın örtünme ve giyinme adına yaratmış olduğu nimetleri izhar etmek ile ilgili olarak varit olmuştur. Avret yerlerinin açılmaması, tesettüre riayet takva bakımından da önemlidir.207

Fahruddîn Râzî, (َنوُﺮﱠآﱠﺬَﻳ ْﻢُﻬﱠﻠَﻌَﻟ ِﻪﱠﻠﻟا ِتﺎَﻳَﺁ ْﻦِﻣ َﻚِﻟَذ) “İşte bu, Allah’ın delillerindendir. Gerekir ki ibret alırlar.” İfadesiyle ilgili olarak şöyle der: “Onlara bu elbiseyi indirmek, Allah’ın, kullarına olan fazlu rahmetini gösteren ayetlerdendir. Umulur ki onlar, bunu düşünür de böylece bundaki nimetin büyüklüğünü anlarlar.208 Kurtubî’ye göre bu ayet-i kerime, avreti örtmenin vücubuna delildir. Çünkü yüce Allah, “Avret yerlerinizi örtecek” diye buyurmaktadır. Böylelikle şanı yüce Allah, Âdemoğlunun

205 Taberî, Câmiu’l-Beyân, XII, 365–370; Zemahşerî, Keşşaf, II, 219; Râzî, Tefsir-i Kebir, VII, 68;

Kurtubî, el-Câmi’, VII, 310; İbn Kesîr, Tefsîr, III, 400; Âlûsî, Rûhu’l-Meânî, VI, 147.

206سﺎﺒﻠﻟا لاﺰﻧإ ﲏﻌﻳ 207 Zemahşerî, Keşşaf, II, 219. 208 Râzî, Tefsir-i Kebir, VII, 69.

zürriyetine avretlerini örtecek şeyleri yaratmış olduğunu beyan etmekte ve tesettürün emir olunduğuna delâlet etmektedir. “Takva elbisesi” ile ilgili olarak ise bu, Allah’a karşı duyulan haşyettir, takva elbisesi, Allah’ın emir ve yasakları hususunda Allah’a karşı takvalı olma duygusunu hissetmektir der. (ِﻪﱠﻠﻟا ِتﺎَﻳَﺁ ْﻦِﻣ َﻚِﻟَذ) “Bu, Allah’ın ayetlerindendir.” Burada zikredilen ayetlerden maksat Allah’ın yaratıcı olduğuna delil teşkil eden hususlardır.209 İbn Kesir, Allah bu ayette kulları için elbiseler, süsler, eşyalar yaratmak suretiyle kullarını nimetlendirmiştir der. (ْﻢُﻜِﺗَﺁْﻮَﺳ يِراَﻮُﻳ) ifadesi avret yerlerinin örtülmesini belirtmektedir. Allah ayette önce zaruri olarak örtülecek yerlerin örtülmesini emretmiş sonrada (ﺎًﺸﻳِرَو) ifadesini zikretmiştir. Bu ifade örtünmedeki mükemmeliyeti ve ziyadeliği ifade eder.210

(ﺎًﺳﺎَﺒِﻟ ْﻢُﻜْﻴَﻠَﻋ ﺎَﻨْﻟَﺰْﻧَأ ْﺪَﻗ) ifadesiyle ilgili olarak Âlûsî şöyle der: “Allah gökten indirmiş olduğu yağmur ile yeryüzünde pamuk bitirmiş ve bununla da insanların elbiseler yapmasını sağlamıştır. Cubbâî’nin rivayetini zikrederek Hz. Âdem ve Hz. Havva cennetten yeryüzüne indirildiğinde vücutları cennet yaprakları ile örtülüydü. Ancak sıcaktan dolayı Hz. Âdem rahatsız oldu da Cebrail (a.s.) pamuk getirmiştir. “Bu, Allah’ın ayetlerindendir. Gerekir ki ibret alırlar.” Allah’ın kulları için üzerlerini örtecek elbiseler yaratmasında büyük hikmetler vardır. Allah’ın bu ve buna benzer nimetleri yaratması kullarına olan rahmetinin, lütfunun bir delilidir. İşte tüm bu nimetler üzerinde akıl sahibi olanlar düşünürler, ibret alırlar ve kötülük yapmaktan, kabahat işlemekten sakınırlar.

Müfessirlerin bu ayetle ilgili değerlendirmeleri genel olarak avret yerlerinin örtünmesi ile ilgilidir. Ayette Allah örtünme nimetini zikretmiştir. Çünkü Allah’ın kullarına olan nimetleri farklı farklıdır. Allah’ın örtünmeyi emretmesi ve bununla ilgili olarak giyilecek şeyleri yaratması Allah’ın kullarına olan merhametinin, ihsanın bir göstergesidir. İşte Allah Teâlâ bu ayette de nimetini hatırlatarak kullarını bunlar üzerinde düşünmeye, tezekkür etmeye, ibret almaya çağırmakta, en güzel şekilde giyinip Allah’ın emir ve yasaklarına riayet ederek

209 Kurtubî, el-Câmi’, VII, 310. 210 İbn Kesîr, Tefsîr, III, 399- 400.

ُﺐﻴِﻨُﻳ ْﻦَﻣ ﺎﱠﻟِإ ُﺮﱠآَﺬَﺘَﻳ ﺎَﻣَو ﺎًﻗْزِر ِءﺎَﻤﱠﺴﻟا َﻦِﻣ ْﻢُﻜَﻟ ُلﱢﺰَﻨُﻳَو ِﻪِﺗﺎَﻳَﺁ ْﻢُﻜﻳِﺮُﻳ يِﺬﱠﻟا َﻮُه b. Mü’min 40/13: “Size delillerini gösteren, size gökten rızık indiren O’dur.

Bunlardan ancak Allah’a yönelen ibret alır.”

Allah kâinatta kendi varlığına delalet eden birçok delil, işaret yaratmıştır. Bu ayette de Cenâb-ı Allah yarattığı delilleri kullarına gösterdiğini, kulları için gökten rızık indirdiğini beyan etmektedir. Taberî bu ayeti şöyle değerlendirmektedir: “Ey insanlar, size bildiğiniz ve hak olduğunun delillerini gönderen ancak Allah’tır. Gökten yağmur yağdırıp yerden bitkiler bitirerek sizin rızkınızı veren de O’dur. Fakat Allah’ın birliğini gösteren bu delillerden ancak ona yönelen ve ona itaat eden kimseler ibret alır. Kâfirlerin bunlardan öğüt alma nasipleri yoktur.211

Zemahşerî (ُﺐﻴِﻨُﻳ ْﻦَﻣ ﺎﱠﻟِإ ُﺮﱠآَﺬَﺘَﻳ ﺎَﻣَو) ifadesini şöyle değerlendirmektedir: “Allah’ın kâinatta yaratıp da kullarına göstermiş olduğu deliller hakkında ancak şirkten tevbe edip Allah’a yönelen kimse düşünür, tefekkür eder ve ibret alır. Çünkü şirk içerisindeki bir kimse için Allah’ın nimetlerini hatırlamaya, bunlar üzerinde düşünmeye ve ibret almaya her hangi bir yol yoktur.212

Fahruddîn Râzî ayette zikredilen Allah’ın göstermiş olduğu deliller ile gökten indirdiği rızıklar arasında bir benzetme yaparak ayeti şöyle tefsir etmektedir: “Allah (ِﻪِﺗﺎَﻳَﺁ ْﻢُﻜﻳِﺮُﻳ يِﺬﱠﻟا َﻮُه) “O, delillerini size göstermekte…” buyurmuştur. Bil ki, en mühim olan şey, dinlerin ve bedenlerin faydasına olan şeyi görüp gözetmektir. Binaenaleyh, Cenâb-ı Hakk, kulların dinlerinin faydasına olan şeyi, beyyinelerini ve ayetlerini açıklamak suretiyle; bedenlerinin faydasına olan şeyi de, rızıklarını gökten indirmek suretiyle görüp gözetmiştir. Dinlere göre, ayet ve delillerin konumu; bedenlere göre rızıkların konumu gibidir. O halde ayetler dinlerin hayatiyeti; rızıklar da, bedenlerin hayatiyeti için vazgeçilmezdir. Bu iki şey tahakkuk ettiği an, nimet verme işi, en mükemmel ve tam bir biçimde tahakkuk etmiş olur.” ( ْﻦَﻣ ﺎﱠﻟِإ ُﺮﱠآَﺬَﺘَﻳ ﺎَﻣَو ُﺐﻴِﻨُﻳ) “Bunlardan ancak Allah’a yönelen ibret alır.” İfadesindeki Allah’a yönelen kimseyi müfessir, şirk içerisinde olan bir kimsenin tövbe ederek iman etmesi ve Allah’a yönelmesi olarak tefsir eder. Dolayısıyla müfessire göre şirkten tövbe ile imana dönecek olan kimseden başkası, ibret alamaz. Bu, “Allah’ın birliğinin delillerine vakıf olmak, adeta, akılda kesinleşmiş ve yerleşmiş bir hakikattir. Ama ne

211 Taberî, Câmiu’l-Beyân, XXI, 362. 212 Zemahşerî, Keşşaf, VI, 98.

var ki, şirki benimsemek ve Allah’tan başkasına ibadet etmekle meşgul olmak da, o nurların tecelli etmesine bir engel gibidirler. Kul, bunlardan yüz çevirip, kendini tamamıyla Allah’a verdiğinde, perdeler ve örtüler kalkar, böylece de, tam bir kurtuluş elde edilmiş olur” manasındadır.213

Kurtubî’ye göre Allah’ın kullarına gösterdiği deliller, tevhit ve kudretinin delilleridir. Yüce Allah bu buyruğunda ayetleri açıkça göstermeyi ve rızkı indirmeyi bir arada zikretmiş bulunmaktadır. Çünkü ayetlerle din ayakta durur, rızık ile de beden ayakta durur. Burada sözü edilen ayetler gökler, yerler, onlarda bulunanlar, ikisi arasında bulunan güneş, ay, yıldızlar, rüzgârlar, bulutlar, buharlar, nehirler, pınarlar, dağlar, ağaçlar ve helak olmuş toplumların bıraktıkları izlerdir. Buna rağmen bu ayetlerden ancak yüce Allah’a itaate dönenler öğüt alır ve Allah’ı tevhit eder.214

İbn Kesir de (ِﻪِﺗﺎَﻳَﺁ ْﻢُﻜﻳِﺮُﻳ يِﺬﱠﻟا َﻮُه) yani Allah kudretini yarattıklarına gösterir215, (ﺎًﻗْزِر ِءﺎَﻤﱠﺴﻟا َﻦِﻣ ْﻢُﻜَﻟ ُلﱢﺰَﻨُﻳَو) Allah gökten yağmur indirerek yeryüzünde çeşitli bitki ve meyveleri bitirir, böylece kullarını rızıklandırır, (ُﺮﱠآَﺬَﺘَﻳ ﺎَﻣَو) Allah’ın yaratıcılığının kudretine delalet eden tüm yaratılmış şeyler üzerinde düşünür, tefekkür eder ve ibret alır, (ُﺐﻴِﻨُﻳ ْﻦَﻣ ﺎﱠﻟِإ) böylece Allah’ı görür ve ona yönelir216 diyerek ayeti tefsir etmektedir.217

Şevkânî de ayette zikredilen delillerden maksat Allah’ın birliğini gösteren deliller, gökten indirilen rızık ise yağmurdur. Çünkü yağmur tüm rızıkların sebebidir. Allah’ın birliğine, sözünün doğruluğuna, tehdidine delalet eden bu apaçık deliller üzerinde ancak Allah’a itaat edip yönelen, ayetleri üzerinde düşünüp onlardan istifade eden kimseler tezekkür ederler, ibret alırlar.218

Âlûsî (ُﺐﻴِﻨُﻳ ْﻦَﻣ ﺎﱠﻟِإ ُﺮﱠآَﺬَﺘَﻳ ﺎَﻣَو) ifadesiyle ilgili olarak şöyle der: “Ayette zikredilen Allah’ın delilleri aynı aklın merkezi gibidirler. Ancak hevasına uyan kimseler bu delillerden gafildirler. Allah’ın delillerini ve yaratıcılığını inkâr etmekten vazgeçip Allah’a yönelen ve delilleri üzerinde düşünen kimse, işte bunlar düşünüp ibret alırlar,

213 Râzî, Tefsir-i Kebir, XIII, 311; benzer görüşler için bkz. Kurtubî, el-Câmi’, XV, 240- 242. 214 Kurtubî, el-Câmi’, XV, 242- 245.

215ﻪﻘﻠﳋ ﻪﺗرﺪﻗ ﺮﻬﻈﻳ :يأ

216ﻞﺟو ﺰﻋ ،ﷲا ﱃإ ﺐﻴﻨﻣ ﲑﺼﺑ ﻮه ﻦﻣ :يأ 217 İbn Kesîr, Tefsîr, VII, 134.

tezekkür ederler. Allah’a yönelmeyen bir kimse O’nun delilleri üzerinde tezekkür etmekten uzaktır.219

Ayet-i kerimede Cenâb-ı Hakk tek yaratıcı olduğunu ve buna delalet eden birçok delili yaratıp gösterdiğini, kulları için çok çeşitli rızıklar yarattığını belirtmektedir. Bunun ardından bizlerden de yaratmış olduğu rızıkları hatırlayıp bunlar üzerinde düşünmemizi, tezekkür etmemizi, sadece kendisine yönelmemizi istemektedir.