• Sonuç bulunamadı

2. Minimalizm

2.3. Araştırmanın Yöntemi

3.1.3. Alışverişte Marka Takibi

Tüketim kültürünün oluşmasında büyük etkiye sahip olan markalaşma eylemi bireyleri gösteri kavramı ile karşı karşıya getirmektedir. Markaların faydadan ziyade gösteri yolu ile bireylere sunulması yeni bir kimlik oluşumunu beraberinde getirmektedir. Bireylerin bulundukları alanlarda statülerine, konumlarına göre giyinmeleri kendilerinden önce markaların konuşmaya başladığını göstermektedir.

72

Geleneksel toplumlarda statü anlayışı, akraba ilişkilerindeki üstünlüğe yani soya bağlı iken modern toplumlarda statü yeni bir kimlik ile çalışma şekli, ne işle meşgul olduğu, giyim kuşamdaki marka ve gidilen mekanlara göre şekillenmektedir. Dolayısıyla geleneksel toplumlarda yeni kimlik oluşturup saygınlık kazanmak zor iken modern toplumlarda bunu gerçekleştirmek daha basittir. Bu anlamda alışveriş bireylerin gösteri yolu ile yeni bir kimlik oluşturmalarına olanak sağlamaktadır.

Odabaşı, tüketilen ürünler neticesinde bireylerin kimlik oluşumundan bahseder iken 'Ne tükettiğini söyle sana ne kim olduğunu söyleyeyim' sloganı ile sembolik tüketime vurgu yapmaktadır. Bireyler tükettikleri ürünler ile bir yerlerde saygın olup olamayacaklarını belirlemiş olurlar. Kullanılan ürünler neticesinde toplumda söz sahibi olur ve kendilerini tanıtma alanı oluştururlar. Böylelikle markalar ile kendi fikirlerinden bahseder markaların oluşturduğu bir alanda söz sahibi olabilirler. Markalarla yeni bir alan oluşturulup 'Yaşam Tarzı Markalaşması' kavramı ile alt üst ilişkiler kesinleştirilip sosyal statülerin alanları belirlenmiş olur. Markaların sembol olması ile birlikte bireylerin sosyal sınıfları belirlenmiş olmaktadır. Nesneler ile aralarında bir bağ kuran bireyler, kendilerini tanımlamalarına yardımcı olan markalar neticesinde toplumda söz sahibi olup kendini tanımlamada yardımcı olmaktadır. Böylelikle markalar ve ürünler ile yeni bir kimlik oluşturularak o kimlik ile birey kendini ifade edebilmektedir (Odabaşı, 2009: 84-85). Görüşmecilerimizin de alışverişlerinde belirli markaları takip etmiş olmaları minimalist kavramı kapsamında değerlendirilebilmektedir. Minimalist/ sade eşyalar üreten İkea markasını takip edip bu ürünleri satın almaya çalışan minimalistler bu sayede yeni bir kimliğin gereğini yapmaktadırlar. Her ne kadar ihtiyaç dahilinde alışveriş yaptıklarını söylerlerse de bunu belirli markalardan yapmış olmaları bir kimlik oluşum çabasını gözler önüne sermektedir:

"İlk ev eşyalarımızı alırken marka gözetmedik. İhtiyacımızı karşılayacak alıverişler yaptık. 10 yıl önce bu alışverişi yaptığımızdan bunu göz ardı ettik. Zamanla eşyaları yenilememiz gerektiğinde malzeme kalitesi ve müşteri hizmetleri iyi olan markaları tercih ediyoruz (ikea gibi).Minimalizm de diğer tüm yaşamı etkileyen akımlar gibi tabi ki kapitalizmin bir aracı oldu. Sadeliğin içeriğini anlamamış insanlar sırf sade diye tutup bu alanda

73

satış yapan kanallardan yine tüketim kültürüne hizmet ediyor maalesef. Tabi ki H&M, ikea gibi markalar da bu durumu fırsata çeviriyor. Kapitalizm doğası gereği bir talebi arza çevirir zaten, bunu garipsemiyorum açıkçası. İnsanların bilinçsizliği beni rahatsız eden. Öte yandan faydacıl bir şekilde yaklaşacak olursam, 10 yıl önce ihtiyaçlarım için alışveriş yaparken amaçladığım sade tasarımlara ulaşamıyordum. Şu an ihtiyaçlarımı tam olarak kafamda kurduğum gibi karşılayabiliyorum. Yani modanın bu seçeneği sunması benim gibi kökten sadeci insanların işine geldi. Ama

dediğim gibi kavramın özünü anlamamış insanlarca yine

sömürülüyor"(CÖ,29).

"Evlenirken ihtiyaca göre aldım. Alırken kalitesine dikkat ettim. Renkler pastel tonları. Marka; LG, Alfemo,İKEA, Enza Home. Birebir kendim gidip aldım" (EÖ,27).

"Tasarım ve fiyat bakımından İkea’yı tercih ediyorum. Ev yenilerken Koçtaş’tan boya, masif ahşap panel gibi ürünler de aldık. Bunun dışında Zara Home’dan alınmış ürünlerim de var. Yurtdışında yaşarken Sostrene Grene, Hema, Maisons du Monde’dan alınmış eşyalarım da var" (HT,28).

Tüketim, yaşam tarzlarının nesneler halinde sunulmuş halidir. Fikirlerin yaşam tarzı haline getirilmesi soyut kavramların somutlaşmasını sağlamaktadır. Diğer yandan fikirlerin nesnelere yansıması tüketim alanını da oluşturmaktadır. Minimalizmin yaşam tarzı haline gelmiş olması salt fikir düzeyinde kalmayarak tüketim nesnelerine de yansımıştır. Minimalist tasarımlar, minimalist ürünler gibi kavramlar eşliğinde minimalizme uygun nesnelerin üretimi sağlanmış ve bu herkesçe bilinen markalar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu ürünlere talebi minimalizmi yaşam tarzı haline getirenler belirlemiş ve bu alana yönelik alışverişlerini gerçekleştirmişlerdir. Her ne kadar tüketim azlığı ve sadelik konuları baz alınmış olsa da fikirler somutlaştığından ve gündelik yaşam içerisinde yer aldığından dolayı tüketim kavramının içerisinde görülmüştür. Böylelikle markalar bu alana yönelik tasarımlar üreterek yeni yaşam tarzının tüketim ayağını oluşturmuşlardır.Alışverişte markaları takip eden

74

görüşmecilerimin aksine herhangi bir marka takibi yapmadan yararlılık ve ihtiyaç ölçüsünde alışveriş yaptıklarını söyleyenler de mevcuttur:

"Bir eşya satın alacaksam performansından memnun kaldığım ve kullanıcılar tarafından iyi yönde yorumlar almış markaları tercih ederim.Bu nedenle herhangi bir marka takibinden ziyade işime yarayacak olanı bulmaya çalışırım. Mesela bir gömlek alacaksam, diğer kıyafetlerim ile giyebileceğim desensiz, kolay ütülenebilen bir gömlek alırım. Ya da bir bardak alacaksam hem bardak hem tatlı kasesi görevi ile kullanabileceğim bu sayede tek eşya ile birden çok işlevi gerçekleştirebileceğim bir bardak aldım. Minimalist eşya demek aslında zarif ve sade hatlara ve az detaya sahip, aynı zamanda kullanışlı olan eşya demektir. Alışverişlerimde bu tarz ürünler tercih etmeye özen gösteririm" (İY).

Her ne kadar marka takibi yapmayan katılımcılarımız olsa da minimalist eşyanın özellikleri belirlenerek bu alana yönelik tüketimin yapıldığı görülmüştür. Minimalist eşyaların sade, zarif gibi özelliklere sahip olması ve bu şekilde talep edilmesi bu alana ait nesne üretimini sağlamaktadır. Karmaşık, renkli ürünlerin tercih edilmemesi minimalizm fikrine ters düşmesi dolayısıyladır. Nitekim yaşam tarzının sunmuş olduğu tüketim nesneleri belirlenmekte ve alışverişler bu alana yönelik gerçekleştirilmektedir.