• Sonuç bulunamadı

Bir Akidde İki Akid (Safkatân fî safka)

Safkatân fî safka, bir sözleşme içinde iki sözleşme yapmak demektir. Bu işlemin Hz.

Peygamber (s.a.) tarafından yasaklandığı, İbn Mes‘ûd tarafından rivayet edilmiştir.148 Yine

İbn Mes‘ûd, bu işlemin câiz olmadığını,149 üstelik bu satımın riba olduğunu da söylemiştir.150

Bu işlem hakkındaki açıklamalar, genel olarak yukarıda bey‘atân fi bey‘a için verdiğimiz

açıklamalarla benzeşmektedir. Dolayısıyla bu iki yasak birbirine yakın anlamlıdır.151 Ancak

bu terim bey‘atân fi bey‘a terimine göre daha kapsamlıdır, zira satımın yanı sıra muâmelât alanındaki hukuki işlemlerin tamamını (mesela selef, şart, icâre, iare, karz vs.)

kapsamaktadır.152

Karşılıklı şartlı akidler kapsamına giren bazı satımlar, naslarda ayrıca özel olarak da yasaklanmıştır:

148 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/398. Bu rivayete, diğer hadis kaynaklarında rastlanılamamıştır.

149 Abdurrezzâk, el-Musannef, 8/138-139 (no: 14633, 14637); İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 11/681 (no:

23710).

150 Abdurrezzâk, el-Musannef, 8/138-139 (no: 14636); İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 10/592 (no: 20827):

(ﺎﺑر ﺔﻘﻔﺼﻟا ﰲ نﺎﺘﻘﻔﺼﻟا)

151 Hattâbî, Meâlimu’s-Sünen, 3/141; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, 10/46; San’ânî, Sübülü’s-selâm, 3/17;

Buang, The Prohibition of Gharar, s. 50.

a) “Selef ve bey‘”in helal olmadığını sahâbî Abdullah b. Amr b. As (ö. 63) Hz.

Peygamber’den (s.a.) nakletmiştir.153 Burada kullanılan selef kelimesi çoğunluk âlimlerince

karz, bazılarınca ise selem olarak açıklanmıştır.154 Selef kelimesini karz olarak anlayanlara

göre, “Bana şu kadar borç vermen şartıyla, sana şu eşyayı şu fiyata satıyorum.” şeklindeki satıştır. Bu kelimeyi selem olarak anlayanlara göre ise, “Bana selem yoluyla şu kadar liralık

sipariş vermen şartıyla, şu malımı sana şu fiyata sattım.” şeklindeki satımdır.

İbn Kudâme (ö. 620/1223), ister karz ister selem şartlı olsun, bunun câiz olmadığını

bildirmiş ve bu konuda farklı bir görüş (hılâf) bilmediği ifade etmiştir.155 İmam Mâlik’e göre,

şart koşan kişi bu şartı kaldırırsa veya şart söz konusu olmadan kendiliğinden böyle bir durum oluşursa, bu satım geçerlidir. Bu işlemin yasaklanma sebebi, safkatân kapsamına girmesi ve bazı durumlarda ribaya yol açmasıdır. Ayrıca akidler birbirine bağlandığı için, semenin

gerçek miktarı bilinmemektedir.156

b) “Şartân fî bey‘”in (bir satımda iki şart) helal olmadığı, bir üstteki Abdullah b. Amr b.

As hadisinin birçok tarîkında bildirilmiştir.157 ‘Bir satımda iki şart’ın ne olduğu konusunda

farklı açıklamalar bulunmaktadır:

- Biri peşin biri de vadeli olmak üzere iki ayrı fiyatın tespit edilmesi:158 Semende

cehâlet sebebiyle garar içermektedir. Genel kabul gören açıklama budur.

- Karşılıklı iki akid yapılmasının şart koşulması159

- Bir mal satılırken malla ilgili iki şart birden koşulması:160 Mesela malın müşteri

tarafından başkasına satılmamasının ve hibe edilmemesinin şart koşulması veya kumaş

153 Ebû Dâvûd, “Buyû”, 68; Tirmizî, “Buyû”, 19; Nesâî, “Buyû”, 60, 71, 72; Muvatta, “Buyû”, 69: ‘bey

ve selef’ şeklinde (4/950, no: 2424); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/178, 205. (دواد ﰉأ ﻦﻨﺳ- كﺪﻨﻋ ﺲﻴﻟ ﺎﻣ ﻊﻴﺑ ﻻو ﻦﻤﻀﺗ ﱂ ﺎﻣ ﺢﺑر ﻻو ﻊﻴﺑ ﰱ نﺎﻃﺮﺷ ﻻو ﻊﻴﺑو ﻒﻠﺳ ﻞﳛ ﻻ)

Bu rivayeti hadis ilimleri ve fıkıh açısından müstakil olarak inceleyen bir çalışma için bkz. Haldûn el- Ahdeb, Hadîsu Abdillah b. Amr b. el-Âs fi'l-buyû'i'l-menhiyy anhâ, Cidde 2001, 120 sayfa.

154 Tirmizî, “Buyû”, 19.

155 İbn Kudâme, el-Muğnî, 6/334.

156 İbn Abdilber, et-Temhîd, 24/385; İbn Kudâme, el-Muğnî, 6/334; İbn Cüzey, el-Kavânînü’l-fıkhiyye,

s.408-9; Mevvâk, et-Tâc ve’l-iklîl, 6/145; Hattâb Ruaynî, Mevâhibu’l-Celîl, 6/145; Derdîr, eş-Şerhu’l-kebîr, 3/66-67.

157 Ebû Dâvûd, “Buyû”, 68; Tirmizî, “Buyû”, 19; Nesâî, “Buyû”, 60, 72; Ahmed b. Hanbel, Müsned,

2/178.

158 Hattâbî, Meâlimu’s-Sünen, 3/141; Serahsî, el-Mebsût, 13/8; Şevkânî, es-Seylü’l-cerrâr, 3/61; San’ânî,

Sübülü’s-selâm, 3/17.

alırken boyanmasını ve dikilmesini şart koşmak gibi... Bu görüşü yalnızca Ahmed b. Hanbel

benimsemiştir.161

- ‘Îne benzeri işlemlerin şart koşulması: Bu görüş İbnü’l-Kayyım’a aittir.162

Burada söz konusu olan akidler zaten safkatân yasağına girmekle birlikte, bey‘atân yasağı da kıyas yoluyla diğer akidlere genişletildiğinden, her iki yasağa da aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca cumhûra göre zaten şartlı satış (bey‘ ve şart) bunların hepsinin üst şemsiyesini oluşturmaktadır.

***

Bu başlık altında ele aldığımız ‘tek akide birden fazla akdin veya şartın birleşmesi’ ile, önceki başlıkta ele aldığımız ‘şartlı akidler’in ilişkisi tartışmalıdır. Genel kanaate göre, şartlı satış daha kapsamlıdır. Çünkü şartlı akidlerde, ikinci bir satış veya akid şart koşulabileceği gibi, bir menfaat (mesela sattığı evde bir müddet daha oturmak, sattığı arabayı bir süre daha

kullanmak) de şart koşulabilir ve bu sebeple de diğerini kapsamaktadır.163 Hanefîlerde ise

fâsid şartlı satımların hepsi, birden fazla akdin birleşmesi olarak görülmektedir. Mesela bir arabanın bir süre daha kullanılması şartıyla satılması veya bir ağacın, üzerindeki meyvenin bir süre daha durması şartıyla satılması örneklerinde, bu şartlar semenden bir hisseye sahiplerse icâre, değilse iâre olarak değerlendirilmekte, dolayısıyla her iki durumda da “bir akidde iki

akid” (safkateyn fî safka) söz konusu olmaktadır.164

V. Bazı Arap Medeni Kanunlarında Sigada Garar

Bu başlık altında, Arap ülkelerindeki kanunlaştırma hareketleri neticesinde ortaya çıkmış olan Arap Medeni Kanunlarında sigada garar konusunun yansımaları incelenecektir. Burada atıfta bulunacağımız kanunlar, 2012 tarihinde Arap ülkelerinde halen yürürlükte olan

Medeni Kanunlardır.165

160 San’ânî, Sübülü’s-selâm, 3/17.

161 Hattâbî, Meâlimu’s-Sünen, 3/141; İbn Kudâme, el-Muğnî, 6/322: ( ﺔﺤﻠﺼﻣ ﻦﻣ ﺎﺴﻴﻟ نﺎﺤﻴﺤﺻ نﺎﻃﺮﺷ ﺎﻤ أ ﺪﲪأ ﻦﻋ يوﺮﻓ

ﺪﻘﻌﻟا)

162 İbnü’l-Kayyım, I‘lâmu’l-muvakkıîn, 3/149-150. 163 “Bey‘atân fî bey‘a”, Mv.F., 9/266.

164 Merğînânî, el-Hidâye, 6/446; Mevsılî, el-İhtiyâr, 2/7.

165 Müracaat edilen Medeni Kanunlar: Lübnan (1932), Mısır (1949), Suriye (1949), Irak (1951), Libya

(1954), Bahreyn (1975), Cezayir (1975), Ürdün (1976), Kuveyt (1980), Birleşik Arap Emirlikleri Medeni Muameleler Kanunu (1985), Yemen (2002) ve Katar (2004).

Birçok Arap Medeni Kanununda “garar akidleri” (ukûdu’l-garar) başlığı bulunmakta ve

bu başlık altında çeşitli akidler ele alınmaktadır.166 Ancak kanunlarda bu başlığa yer

verilmesinin amacı, gararlı akidleri yasaklamak değil; kumar, piyango, emeklilik, sigorta vb. bazı muhâtaralı akidleri düzenlemektir.

Diğer Arap ülkelerine örnek teşkil etmiş olan 1949 tarihli Mısır Medeni Kanununun birinci kısmın ikinci kitabının dördüncü babı, ilk taslakta ‘fi’l-ukûdi’l-ihtimâliyye’ başlığını taşırken, komisyon tarafından ‘ukûdu’l-garar’ şeklinde değiştirilmiştir. Gerekçe olarak da,

İslam hukukunda aynı anlama gelmek üzere garar kelimesinin kullanıldığı zikredilmiştir.167

Ancak kanun sadece dört konunun düzenlemesiyle sınırlı kalmıştır. Bu başlık altında düzenlenen dört konu, kumar, bahisler ve ödüller (mukâmera ve rihân), kayd-ı hayat ile irat (el-muratteb medâ’l-hayât) ve sigortadır. Bu başlığa yer veren diğer Arap Medeni Kanunları

da aynı konuları düzenlemişlerdir.168

Öte yandan, gararlı akidlere dair başlığa sahip olan 1954 tarihli Libya Medeni Kanununda, 1972 yılında çıkarılan 86 no’lu kanunla bazı köklü değişiklikler yapılmıştır.

“Medeni Kanunda Garar İçeren Bazı Akidlerin Yasaklanması ve Bazı Hükümlerin İslam Hukukuna Göre Düzenlenmesine Dair” başlığını169 taşıyan bu kanunla Medeni Kanundaki 17 madde değiştirilmiş, 5 madde ise ilga edilmiştir. Genel olarak satım akdinde cehâlet içeren

bazı maddeler, karzda gizli ayıplar, spor müsabakalarında bahis ve zamanaşımı() (tekâdüm)

konuları düzenlenmiştir. Mesela değiştirilen maddelerden 462. maddede terikenin satımında

içeriğinin bilinmesi ve anlaşılması şartı getirilmiştir.170

166 Mısır MK 739-771., Libya MK 739-780., Ürdün MK 909-949., Birleşik Arap Emirlikleri MK 1012-

1055., Katar MK 763-807. maddeler.

167 Mecmû‘atu’l-a‘mâli’t-tahdîriyye, 5/300, 1. dipnot’tan nakleden Darîr, el-Garar, s. 72.

168 Mısır Medeni Kanunu kapsamındaki gararlı akidleri inceleyen çalışmalar için bkz. Envar el-Amrûsi,

Ukûdi’l-ğarar fi’l-Kânûni’l-medenî: Muallakan alâ nusûsihâ bi’l-fikh ve ahkâmi’n-nakz, İskenderiye 2003.

169 (ﺔﻴﻣﻼﺳﻹا ﺔﻌﻳﺮﺸﻟا ﻊﻣ ﻖﻔﺘﻳ ﺎﲟ ﻪﻣﺎﻜﺣأ ﺾﻌﺑ ﻞﻳﺪﻌﺗو ﱐﺪﳌا نﻮﻧﺎﻘﻟا ﰲ رﺮﻐﻟا دﻮﻘﻋ ﺾﻌﺑ ﱘﺮﲢ نﺄﺷ )

() Bahislerde kazanılan ikramiyelerin teslim alınmaması durumunda ne kadar süre bekletileceği ve

neticede hak sahibi parayı tahsil etmezse, paranın ne yapılacağı konusu düzenlenmektedir.

170 Değişiklik yapılması hakkındaki kanuna dair ayrıntılı bilgi için bkz. Ann Elizabeth Mayer, “The

Regulation of Interest Charges and Risk Contracts: Some Problems of Recent Libyan Legislation”, The International and Comparative Law Quarterly, Cilt: 28, No: 4 (1979), s. 541-559.