• Sonuç bulunamadı

Musevî asıllı ünlü alman müsteşrik Joseph Schacht, 20. asrın en önemli doğu bilimcilerinden biridir. Erken yaşlarda İbranice ve Arapça öğrenen Schacht’ın İslâm araştırmaları sahasında tıptan hukuka, teolojiden tarihe uzanan geniş bir ilgi alanı vardı.206 Aktif ve girişken kariyeri sayesinde ilim çevrelerinde kısa bir süre içinde kendisini hissettirebilen Schacht’ın yıldızı çabuk parlamıştır. 1902’de Silesya, Ratibor’da dünyaya gelen Schacht, erken sayılabilecek bir yaşta Breslau ve Leipzig Üniversitelerinde akademik hayatına başlamıştır. Doktora çalışması için Keşşaf’’ın “Kitabu’l-hiyel ve’l-Mehâric” (Hanover, 1923) adlı eserinin tahkiki ve çevirisini seçen Schacht, henüz yirmibir yaşındayken, Breslau Üniversitesinden doktora derecesi almayı başarmıştır.207 1927 yılında, henüz yirmi beş yaşındayken danışman profesör olarak tayin edilmiş, 1929 senesinde de tam profesörlüğe yükselmiştir ki, bu tarihe kadar Almanya’da bu

203 Layish, a.g.m., 132; Grunebaum, a.g.m., 190,191; Lewis, a.g.m., 378.

204 el-Akiki, Necip, “El-Müteşrikün”, Schacht, J.,469; Lewis, a.g.m., 378, Hourani, a.g.m., 166, Layish, a.g.m. 132. 205 Bonebakker, a.g.m., III, Lewis, a.g.m., 378.

206 Hourani, George, F., Joseph Schacht, 163,164; Layis h, Aharon, Notes of Joseph Schacht’s Contribution to the

Studay of Islamic Law, 132.

yaşta böyle bir başarıyı yakalayabilen kimse yoktur. Schacht, 1932 yılında Şarkiyat bölümünde çalışmalarını sürdürmek üzere Königsberk Üniversitesi’nden gelen bir davet üzerine, 1934 senesine kadar bu üniversitede dersler vermiştir. O, özgür bir ortamda araştırma yapmasına engel olabileceğini düşündüğü siyasi gelişmelerin etkisiyle,1934’te Almanya’yı terk etmeye karar vermiştir. Burayı terk ettikten sonra, 1939 yılına kadar Mısır’da bulunan Kahire Üniversitesinde profesör olarak ders vermeye devam etmiş, bu süre zarfında da birçok İslâm ülkesi ve Batılı ülkeye seyahat ederek buraların hukuki ve kültürel yapılarını tanıma imkânı bulmuştur.

Joseph Schacht, asıl ününü, İslâm hukuku alanında yapmış olduğu araştırmalara ve bu araştırmalar sonucunda ortaya koyduğu eserlere borçludur. Hatta 20. yüzyılda Batı’daki İslâm hukuku çalışmalarına damgasını vurduğunu ve fikirlerinin bugün bile oryantalist çevrelerde etkili olduğunu söylemek abartı sayılmaz.208 Öyle ki, oryantalizmin İslâm hukukuna ilişkin klasik yaklaşımının Joseph Schacht’la birlikte nihai formuna kavuştuğu da iddia edilmiştir.209 İslâm

hukuku alanında özellikle de İslâm hukukunun kökeni, erken dönem gelişim süreci, İslâm hukukunun mahiyeti ve İslâm dünyasındaki modern hukuk reformlarında İslâm hukukunun etkisi üzerinde ayrıntılı araştırmalar yapan Schacht, bu konulara ilişkin ortaya koyduğu eserlerle uzan süre adından söz ettirmeyi başarmıştır. Schacht’ın çalışmaları, klasik oryantalizmin İslâm hukukuna ilişkin tespitlerinin yalnızca bir özetini vermekle kalmaz; aynı zamanda yeni katkılarla birlikte, önceden ileri sürülmüş fikirlerin güçlü akademik temellere kavuşturulması gayretini de içerir.210 İslâm hukukunun mahiyeti ve erken dönem oluşum sürecine dair ortaya attığı iddialarla daha çok ses getiren Schacht, bu iki konu çerçevesinde ortaya koyduğu yapıtlarıyla kendisinden sonra gelen İslâm hukuku araştırmacılarının yönünü tayin etmiştir.

Schacht, kariyerinin ilk yıllarından itibaren, temel kaynak değerinde birçok el yazması eserin tahkik ve tercüme edilmesine editörlük yapmıştır. Ayrıca çeşitli dergiler ve İslâm ansiklopedisinin ilk basımı için birçok makale kaleme almıştır. Schacht, Freiburg Im Breisgau Üniversitesi yıllarında, buradaki hukuk fakültesinden meslektaşlarıyla sıkı bir işbirliğine girişerek, hukuk alanında, bir hukuk diplomasi olmasa bile, kendi okumalarının da etkisiyle İslâm hukuku araştırmalarına alt yapı oluşturacak ve bu temel üzerine teorilerini yerleştirebilecek kadar

208 Layish, a.g.m., 138; Bedir, Murtaza, Oryantalizm ve İslam Hukuku, 19. 209 Türcan, Talip, Joseph Schacht ve İslam Hukuku, 63.

yeterli formasyon ve teknik bilgiye sahip olmuştur.211 Arapça el yazmaları basım ve yayım çalışmalarının yanı sıra Schacht, Batı ve Doğu Afrika’da İslâm mimberinin tarihi, Kuzey Afrika’daki İbadiye Mezhebi gibi çeşitli konularda çalışmalar yapmıştır. İslâm ansiklopedisinin yeni basımına da editörlük yapan Schacht, bu çalışmanın tamamlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca Schacht, Robert Brunschving ile birlikte, Paris’te basılan ‘Studia Islamica’nın da editörü ve ortak kurucusudur.212

İslâm hukukunun kökeni üzerine çalışmalarını sürdüren Schacth’ın 1949 yılında JRAS’da basılan “Revaluation Of Islamic Traditions” adlı fıkhın teşekkül devresinde hadislerin ortaya çıkışına dair makalesi, onun araştırmalarının yönünü tayin edici niteliktedir.213 İslâm hukukunun mahiyeti ve erken dönem tarihine dair çalışmaları, Batıda İslâm hukuku araştırmalarının vazgeçilmezleri arasında sayılan iki eser ortaya çıkarmıştır. Birinci eseri, yazarın İslâm hukukunun erken dönem gelişimini, Müslümanların geleneksel anlatımından oldukça farklı bir şekilde ele aldığı “Orijins of Muhammadan Jurisprudence” (Muhammedi Hukuk Biliminin Kökenleri) adlı eseridir. İkincisi ise Schacht’ın fıkhın mahiyatine dair gözlem ve görüşlerinin yer aldığı ve bizim de çalışmamızı hazırlarken esas aldığımız “An Introduction to Islamic Law” adlı çalışmasıdır. İleriki kısımlarda ayrıntılı olarak ele alacağımız için, Schacht’ın görüşlerine burada kısa bir özet olarak işaret etmekle yetineceğiz.

Schacht’ın bu alandaki çalışmalarının temelde iki amaca daha çok hizmet ettiğini görmekteyiz:

Birincisi, Ignaz Goldziher’in fikirlerini savunmak ve bu fikirlerin yerini muhkemleştirmek şeklinde özetleyebileceğimiz, klasik oryantalist bakışın bir uzantısı olan iddiaları güncellemek. “Müsteşriklerin Şeyhi” addedilen Goldziher’in İslâmi sahalarda telif ettiği eserler, günümüzde bile birçok oryantalist tarafından başucu kaynak olarak görülmeye devam edilmekte ve ortaya attığı bir takım iddialar, hala bu çevrelerde geçerliliğini sürdürmektedir.214 Goldziher’e göre, hadislerin büyük çoğunluğu, ilk iki asır içinde, İslâm dinin tarihi ve toplumsal gelişiminin doğal bir neticesidir. Bu bakımdan hadisler, İslâmiyet’in ortaya çıkışıyla ilgili değil, fakat daha sonraki dönemlerde, bu dinin inkişafı ile ilgili vesikalardan ibarettir. Goldziher,

211 Grunebaum, a.g.m., 190,191. 212 Lewis, a.g.m., 380-381. 213 Lewis, a.g.m., 379, 380.

214 Schacht’da Introduction’un nerdeyse her bölümünde, ortaya koymak istediği görüşlere temel teşkil etsin diye

İslâmiyet’in ilk birkaç asrında, ortada hadis diye bir şeyin var olmadığını iddia etmiştir.Ortada hadis olmayınca da, hadise dayanan İslâm hukuk ve akaidinin önemli bir kısmı da aslında yoktur. Ancak ne zaman ki hadisler, dinin tamamlanması için yeterli derecede imal edilmiş veya uydurulmuşsa, işte o zaman dinin tespit ve tanzim işi de mümkün olabilmiştir.215 Hadisle ilgili görüşünü ayrıntılı olarak ele alacağımız Schacht, Goldziher’den büyük ölçüde ilham alarak iddialarını temellendirme yolunu seçmiştir.

Schacht’ın çalışmalarında ortaya koymak istediği ikinci hedefi ise, İslâm hukukunun teknik anlamda, hicri birinci yüzyılın büyük bölümünde mevcut olmadığı ve hukukun, tıpkı peygamber döneminde olduğu gibi, dini sahanın dışında kaldığı şeklindeki iddialarını temellendirmektir.216 Bununla birlikte Schacht, İslâm hukuk biliminin mevcut bir hukuk düzeninden doğmadığını, kendi kendisini var ettiğini söylemekle217de Klasik oryantalist yaklaşımdan ayrılmaktadır.

Schacht, 1935’te Almanya’dan ayrılmadan önce, Bazı çalışmalar -özellikle de hiyel üzerinde araştırmalar- yaptıktan sonra hocası Gotthelif Bergsträsser (1186/1933)’in, Bergsträsser Grundzüge des Islamschen Rechts (Bergsträsser’s Outlines of Islâmic Law) adlı eserini gözden geçirerek yayına hazırladı. Kitap İbrahim el-Halebî (v.1549)’nin el- Mülteka’l-Ebhûr adlı eseri temel alınarak yazılmıştır.

Schacht’ın Introduction to Islamic Law adlı eseri, Batıda İslâm hukukuna ilişkin daha ileri düzeyde araştırma yapmak için sağlam bir zemin oluşturmuştur. Muhtemelen bu yüzden bu eser birçok müsteşrik tarafından “vazgeçilmez” olarak nitelendirilmiştir.218 Bu eser sadece İngilizce konuşulan yerlerde değil, İslâm hukuku alanında çalışma yapan bütün Batı ülkelerinde - hatta İslâm ülkelerinde bile- önde gelen bir çalışma olmuştur. Her ne kadar Schacht, Introduction’da bunu açıkça ifade etmese de, onun sistematik bölümü, sadece Hanefi Mezhebi temelinde olgunlaşmış bir İslâm hukuku anlatımı sunduğu gözden kaçmamaktadır. Bu kitapta başka hukuk ekollerinin görüşlerini ortaya koyma gibi bir kaygısı da zaten yoktur.

215 Koçyiğit, Talat, I. Goldziher’in Hadisle İlgili Bazı Görüşlerinin Tahlil ve Tenkidi, 44; Goldziher, Ignaz, “Fıkıh”, El², II, 886.

216 Schacht, Introduction, 19; “Pre Islamic Background And Early Development OF Jurispandence”, 35. 217 Schacht, Introduction, 110; Lewis, a.g.m., 379.

218 Krüger, Hilmar, Almanya’da İslam Hukuk Araştırmaları: İslam Hukukuna Dair Son Zamanlarda Yayınlanan

İkinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra, Almanya’da İslâm Hukuku araştırmaları Joseph Schacht’ın burayı terk etmesi sebebiyle neredeyse tamamen kesintiye uğramıştır.219 Nazi döneminde onun göç etmesi, Almanya’daki İslâm hukuku araştırmalarına çok ağır bir darbe indirmştir. Ancak uzun yıllar geçtikten sonra, hukuk eğitimi de almış olan İslâm araştırmacısı Otto Spies (ö.1901/1981) ve İslâm araştırmaları da yapan hukukçu Erich Pritsch (ö.1877/1961)’in girişimleri sonucunda, Bonn Üniversitesi 1950 ve 60’larda İslâm hukuku araştırmalarının öncü merkezi olmaya başlamıştır.

Schacht’ın başlıca hocaları, Ignaz Goldziher (1850/1921), Snouck Hurgronje (1857/19636), Gotthelif Bergsträsser (1886/1933), Willi Heffening (1884/1944) ve Edgar Pröbster (1879/1942) gibi her biri kendi alanında ses getiren hukukçu ve oryantalistlerdir. Bunun yanı sıra Schacht da öldükten sonra ardından birçok oryantalist hukukçu bırakmıştır. Aslında, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Schacht’ın eserleri ortaya çıktıktan sonra, İslâm hukukuyla ilgilenen her bir Batılı araştırmacı doğrudan veya dolaylı olarak Schacht’ın fikirleriyle bir şekilde temasa geçmiştir. Dolayısıyla Schacht, ölümünden sonra bile öğrenci yetiştirmeye devam etmektedir. Schacht’ın geliştirdiği tez, yalnızca onu benimseyenler tarafından değil, aynı zamanda muhalif görüşlere sahip olanlar üzerinde de etkili olmuş, bilhassa İslâm hukukunun kaynakları ile klasik teorinin teşekkülü meseleleri ekseninde meydana gelen tartışmaları yönlendirmiştir. Bu yönüyle de Schacht, kendisinden sonra gelen bütün Batılı İslam hukuk yorumcularının bir bakıma hacası sayılır.220

B) KİTAP-MAKALE VE ENCYCLOPEDIA OF ISLÂM (NEW EDITION)’DA YAZMIŞ OLDUĞU MADDELER