• Sonuç bulunamadı

Ailede Otorite Paylaşımı ve Kadının Konumu

2. ARAŞTIRMA BULGULARI VE ANALİZLERİ

2.1. NİCEL ARAŞTIRMANIN BULGULARI VE ANALİZİ

2.1.3. Ailede Otorite Paylaşımı ve Kadının Konumu

127

geldiğini göstermektedir. Bunun anlamı, ailelerin hem modern hem de geleneksel değerleri, birbiriyle çatışmaya sebep olmadan bir arada devam ettirmekte olduğudur.

128

katılmayanlar ise, köylerde %33, kentte %47,4’tür. Bir önceki tabloyla birlikte değerlendirdiğimizde; “kadının asıl görevinin çocuk bakımı ve ev işleri” olduğu düşüncesine katılmayanların oranı, “ailenin reisi erkektir” fikrine katılmayanların oranından her iki yerleşim yerinde de %10’dan fazla olarak daha yüksektir. Bu veriler bize şunu söylemektedir: 1.Ailede erkeğin geleneksel statüsü kan kaybetmekte ve geleneksel ataerkil anlayış sorgulanmaktadır. 2.Ailede kadına yüklenen anlam ve aile içi rol radikal denebilecek bir biçimde değişmektedir.

Ailede kadının konumundaki değişimi daha iyi anlamak adına, 1986 yılında Özen’in Soma’da madenci aileler üzerine yapmış olduğu araştırmada; “annenin aile içi işbölümü içindeki yeri”nin %86 oranında “ev işleri ve çocuk bakımı”(1991: 138) olarak çıkmış olduğu belirtilmelidir. Ülke genelinde yapılan başka bir araştırmada katılımcılara

“kadınlar neden çalışmamalıdır?” sorusu yöneltilmiştir. Katılımcılar bu soruya ilk sırada,

%63,2 ile “kadının asli görevi çocuk bakımı ve ev işleridir” cevabını vermişlerdir. İlginç olan nokta ise aynı soruya kadınların %65,7 ile erkeklerden(%61,6) daha yüksek bir oranda

“kadının asli görevi çocuk bakımı ve ev işleridir” cevabını vermiş olmalarıdır(ASAGEM, 2006: 99).

Tablo 4-20: Ailenin Mal Varlığının Mülkiyeti

Ailenizin sahip olduğu mal varlığının mülkiyeti kimin

üzerindedir? KIR KENT

Frekans Yüzde Frekans Yüzde

Erkek üzerine 56 57,7 118 60,8

Kadın üzerine 6 6,2 7 3,6

Erkek-kadın müşterek 35 36,1 54 27,8

Fikri yok/Cevap yok 0 0 15 7,7

TOPLAM 97 100 194 100

Tablo 4-20’den de görüleceği üzere ailenin sahip olduğu mal varlığının mülkiyeti köyde%6,2 ve kette %3,6 olmak üzere, yani yok denecek düzeyde kadının üzerinedir. Bu alanda erkek egemenliği kentte %60,8 ve köylerde %57,7 ile devam etmektedir. Dikkat çekici bir durum ise hem köyde(%36,1), hem de kentte(%27,8) mal varlığının mülkiyetinin erkek-kadın müşterek seçeneğinin yüksek olmasıdır. İlginç olan bir durum ise, mal

129

varlığının sadece kadının üzerine olduğu ve erkek-kadın müşterek olduğu oranların köylerde kentten daha yüksek olmasıdır.

DPT tarafından 1992 yılında yapılan Türk Aile Yapısı Araştırması’nda ki verilere göre; gayrimenkulü olan ailelerde bu mülkün büyük bölümü erkek üzerinedir. Kırda bu oran %77,96 ve kentte % 68,34’tür. Kentte gayrimenkulün mülkiyetinin kadın-erkek müşterek olması durumu da kıra göre daha yaygındır. Oranlar sırasıyla kentte %7,44 ve kırda %3,79’dur. Mülkiyetin kadının üzerine olduğu durum ise kırda%4,66 ve kentte

%12,71’dir(1992: 76).

1992 DPT araştırması ile kıyaslanınca, Bursa’da yapılan bu alan araştırmasında, ailenin mal varlığının mülkiyetinin “erkek-kadın müşterek” seçeneğinin, köylerde

%30’dan kentte ise %20’den fazla olarak arttığı görülmektedir. Bu durum hem kentte, hem köyde aile yapısının daha demokratik ve eşitlikçi bir duruma geldiği şeklinde yorumlanabilir.

Tablo 4-21: Ailede Kararları Kimin Verdiği

Bir konuda karar vermek gerektiğinde ailenizde kararları

genellikle kim verir? KIR KENT

Frekans Yüzde Frekans Yüzde

Ben karar veririm 14 14,4 36 18,6

Eşim karar verir 6 6,2 19 9,8

Eşimle birlikte karar veririz 75 77,3 114 58,8

Ailecek karar alırız 2 2,1 24 12,4

Ailemizin büyükleri karar verir 0 0 1 0,5

TOPLAM 97 100 194 100

“Eşimle birlikte karar veririz” seçeneği, tablo 4-21’de görüldüğü üzere, hem köyde(%77,3) hem kentte(%58,8) en yüksek orandadır. “Ailecek karar veririz” seçeneği kentte %12,4 ile köyler(%2,1)den olarak çok yüksek görünmektedir. Ailecek karar vermenin demokratik bir yöntem olduğu dikkate alındığında, kentlerde demokratik değerlerin daha hızla yerleştiği söylenebilir. Öte yandan ailede kararları eşlerin birlikte vermesi, iki yerleşim türünde de aile yapısında, kadının konumunun güçlenmesinin göstergesi olarak okunabilir.

130

Malatya köylerinde yapılan bir araştırmada, katılımcıların %54.6’sı kararları evin reisinin verdiğini, %45,4’ü ise kararları eşiyle birlikte verdiklerini belirtmişlerdir(Merter, 1990: 215). Modernleşme Sürecinde Türk Köy Ailesi Araştırması’nda; “ailede önemli kararların kimin verdiği” sorusuna; “aile reisi tek başına karar verir” cevabı %14,6 oranında ve “eşiyle birlikte karar verir” cevabı %85,4 oranında karşılık bulmaktadır.

Cevapları değerlendiren araştırmacı, bu sonuçların köylerde aile içinde önemli ölçüde demokratik aile yapısına yaklaşıldığı tespitini yapmaktadır(Doğan-Doğan, 2005: 69).

Özen’in araştırmasına göre ise; kasabada yaşayan madencilerin aile yapısında, aileyi ilgilendiren önemli konularda karar verme büyük oranda(%60) hane reisine aittir. Maden işçisi ve eşinin birlikte karar alma oranı %28’dir. Tüm aile bireylerinin ortak karar alma oranı ise %11’dir(1991: 145).Sivas’ta Kentsel Aile araştırmasında ise, örnekleme giren ailelerin % 34.86’sında kararlar hane halkı reisi tarafından ve % 32.16’sında da hane halkı reisi ile eşi tarafından birlikte alınmaktadır. Tüm ailenin bir arada karar alma oranı % 30.27, hane halkı reisinin eşinin karar alması oranı % 2.70’dir(Kocacık, 1997: 56).

Tüm bulgular birlikte yorumlanacak olursa, günümüze doğru gelindikçe, yerleşim yeri fark etmeksizin “eşiyle birlikte karar verme” oranı yükselmektedir. “Ailece karar verme” durumunun ise, özellikle kentlerde daha fazla karşılık bulduğu söylenebilir.

Tablo 4-22: Ev İşlerinde Kadına Yardım

Eşinize ev işlerinde yardımcı olur musunuz?* KIR KENT

Frekans Yüzde Frekans Yüzde

Evet 60 62,5 100 53,8

Hayır 36 37,5 86 46,2

TOPLAM 96 100 186 100

*Bu soruya köyde 1 kişi ve kentte 8 kişi cevap vermemiştir.

Tablo 4-22 bize ev işlerinde kadına yardımcı olmanın hem köyde(%62,5), hem de kentte(%53,8) erkekler tarafından aşıldığını ve geleneksel bir anlayışın daha çöktüğünü göstermektedir. Yardımcı olmadığını söyleyenler, hem köyde(%37,5), hem de kentte(46,2) ile yüzde ellinin altına düşmüştür.

Özen tarafından bir kasabada yapılan araştırmaya göre ise; maden işçilerinin büyük çoğunluğu ev işlerinde kadına yardımcı olmak gerekliliğini düşünmektedir. Madencilerin

% 45’i alışveriş, yemek, bulaşık, çamaşır, temizlik, sofra kurma, çocuk bakımı, misafir

131

ağırlama, badana, odun-kömür taşıma gibi işlere yardım ettiklerini belirtmişlerdir.

Madencilerin % 20’si ev işlerinde eşe kesinlikle yardım etmemek gerektiğini, %41’i yardım etmek gerektiğini, %38’i ise arada sırada yardım edilebileceğini belirtmektedirler(1991: 140).

Yapılan araştırmadaki kır ve kent verilerine, yukarıdaki kasaba verileri de eklenerek yorumlanırsa ortaya şöyle bir durum çıkmaktadır: Kasaba’da yapılan araştırmanın tarihini bir an için gözden uzak tutarak, sadece verilerden hareketle, kasabadaki erkeklerin Bursa’da yapılan araştırmada ki hem köy hem de kentte yaşayan erkeklerden daha az bir oranda eşlerine yardımcı olduğu görülmektedir. Başka bir açıdan ise, ev işlerinde kadına yardımcı olmak konusunun, tüm yerleşim türlerinde aşılmış bir durum olduğu söylenebilir.

Tablo 4-23: Ailenin Geçimini Sağlama Görevi

Sizce ailenin geçimini sağlamak kimim görevidir? KIR KENT

Frekans Yüzde Frekans Yüzde

Erkeğin 61 62,9 119 61,3

Kadının 0 0 1 0,5

Her İkisinin 36 37,1 74 38,1

TOPLAM 97 100 194 100

Birbirine yaklaşık oranlarda köyde %62,9 ve kentte %61,3 ile ailenin geçimini sağlamanın erkeğin görevi olduğu seçeneği ilk sırada çıkmaktadır. Kadın ve erkeğin birlikte ailenin geçiminden sorumlu olduğunu düşünenler yine birbirine yakın oranlarda olmak üzere köylerde %37,1 ve kentte %38,1 düzeyindedir. Yani araştırmaya katılanların üçte birinden fazlası, ailenin geçiminden erkek ve kadını birlikte mesul tutmaktadırlar.

Günümüz Türkiyesi’nde, özellikle büyük kentlerdeki ekonomik zorlukların, kadın erkek birlikte çalışmayı zorunlu kıldığı söylenebilir. Köylerde ise, kadınlar zaten ekonomik hayatın içerisinde yer almaktadırlar. Bu iki tespit nedeniyle, ailenin geçimini sağlamanın

“kadın-erkek her ikisinin” görevidir seçeneğinin en yüksek oranda çıkmasını sağladığı söylenebilir.

132

Tablo 4-24: Eşin Çalışma Durumu

Eşiniz çalışıyor mu?*

Frekans Yüzde

Evet 87 46,8

Hayır 99 53,2

TOPLAM 186 100

*Bu soruya kentte 8 kişi cevap vermemiştir.

Bu soruyu biraz açmak gerekirse, eşin çalışmasından maksat, kadının ev dışında gelir getirici bir işte çalışmasıdır. Dolayısıyla tabloda sadece kentteki aileler veri olarak alınmıştır. Çünkü köylerde kadın, zaten tarımsal uğraşın bir parçası olarak çalışma hayatının içerisindedir. Tablo 4-24’te görüldüğü üzere kadınların %46,8’i çalışmakta,

%53,2’si çalışmamaktadır. Tablo 4-19’da “Bir kadının asıl görevi çocuk bakımı ve ev işleridir” fikrine katılanlar kentte %52;6, katılmayanlar ise %47,4 idi. İki farklı soruya verilen cevaplar, aynı zamanda, kadının ailede ki konumunun tespit edilmesi açısından bir sağlama görevi görmüştür. Yani, kadının asıl görevini ev işleri ve çocuk bakımı olarak görenlerin eşleri de çalışmamakta, kadının asıl görevini ev işleri ve çocuk bakımı olarak görmeyenlerin eşleri ise çalışmaktadır.

Soğanlı Mahallesi’nde görüşülen katılımcılardan biri, eşi çalışmaya başladığı zaman evde huzursuzluğun da başladığını anlatmaktadır. O güne kadar evde para konusu hiç geçmezken, eşinin çalışmaya başlayıp ilk aylığını aldığında “benim param, senin paran” mevzularının olmaya başladığını belirtmektedir. Çocukları doğduğunda karısının çocuğun bakımı için işten ayrıldığını ve bir daha dönmediğini kaydeden katılımcı, böylece aile huzurunun tekrar geri geldiğini belirtmektedir.

Tablo 4-25: Kadının Çalışmasına Bakış

Sizce kadın çalışmalı mıdır?

Frekans Yüzde

Evet 133 68,6

Hayır 61 31,4

TOPLAM 194 100

133

Sadece kentteki ailelere sorulan bu soruya, tablo 4-25’te görüldüğü üzere;

araştırmaya katılanların %68,6’sı kadınların çalışması gerektiğini, %31,4’ü çalışmaması gerektiğini söylemiştir. Aile Yapısı Araştırması’nda da yukarıda sorulan soruya benzer şekilde “Kadınların ücretli bir işte çalışmasını uygun buluyor musunuz?” sorusu sorulmuştur. Bu soruya verilen cevaplara göre bireylerin % 84’ü kadınların çalışmasını uygun bulmakta, %16’sı ise uygun bulmamaktadır. Kadınların ücretli bir işte çalışmasını uygun bulanların oranı kentsel alanlarda(%85,4), kırsal alanlara(%81) göre biraz daha fazladır(ASAGEM, 2006:98).

2011 yılında yapılan araştırmaya göre ise; kadınların ücretli işlerde çalışmasını Türkiye genelinde olumlu karşılayanların oranı yüzde 80,6’dır. Kent ve kır ayrımı yapıldığında, kentte yaşayan katılımcıların yüzde 82,6'sı; kırda yaşayanların da yüzde 75,5'i kadınların ücretli bir işte çalışmasını uygun bulmaktadır(ASPB, 2011:282).

Görüldüğü üzere yukarıda bahsedilen iki araştırmadaki veriler, bu çalışmada bulunan verilerden daha yüksektir. Bunun temel nedeni; özellikle araştırma yapılan kentteki ailelerin büyük oranda kırsal özelliklerini koruyor olmasının yanı sıra, ayrıntıları ilerleyen sayfalarda açıklanacağı üzere, bu mahallede yaşayanların büyük bir bölümünün dini hassasiyetle kadın konusuna yaklaşıyor olmasında aramak gerekmektedir. Bu üç araştırma verisinden hareketle, kadının ev dışında ücretli bir işte çalışmasının, artık toplumun çoğu tarafından kabul gördüğü söylenebilir.