• Sonuç bulunamadı

2. ARAŞTIRMA BULGULARI VE ANALİZLERİ

2.1. NİCEL ARAŞTIRMANIN BULGULARI VE ANALİZİ

2.1.7. Aile Ekonomisi

151

diyenlerin oranı da kentte yaşayanlar arasında(%19,4) kırsal alanlarda yaşayanlara(%14,6) göre daha fazladır(ASAGEM, 2006: .135)

2011 yılında yapılan araştırma verilerine göre ise; ülke genelinde katılımcıların

%28,9'u oğlu ile kalabileceğini ifade ederken, kız evlatlarıyla kalabileceklerini söyleyenlerin oranı %10,3'tür. Yaşlandığında huzurevinde yaşamak istediğini söyleyenlerin oranı % 9,1 ve evinde bakım hizmeti almak isteyenler % 18,4'tür. Kentsel alanda “oğlumun yanında kalırım” diyenlerin oranı %24,9 ve kırsalda %40,6’dır. “Kızımın yanında kalırım” seçeneği ise kentte %9,9 ve kırsalda %11,5 düzeyindedir. Oğlumun yanında kalırım ve kızımın yanında kalırım seçeneklerini birlikte düşündüğümüzde; kentte çocukları ile yaşamak istediklerini söyleyenlerin oranı toplamda %34,8 ve kırsalda

%52,1’dir. Kentsel alanlarda yaşayanların yüzde 10,7'si "huzurevine giderim" cevabı verirken, kırsalda yaşayanların sadece yüzde 4,6'sı "huzurevine giderim" demiştir.

Evlerinde bakım hizmeti almak isteyenler ise kentte yüzde 19,4 iken; kırda 15,4'tür(ASPB, 2011: 362-363).

Merter’in Malatya köylerinde yapmış olduğu araştırmaya göre ise; “oğlumla oturmak isterim” diyenlerin oranı %70,5 ile ilk sırada yer almaktadır. “Kızımla oturmak isterim” diyenlerin oranı ise sadece %2,1’dir. “Yalnız oturmak isterim” diyenler ise

%15,6’dır(1990: 228). Kocacık’ın Sivas’ta yaptığı araştırmada ise; “oğlumla birlikte oturacağım” diyenlerin oranı %14,05, “kızımla birlikte oturacağım” diyenlerin oranı

%4,05’tir. “Hiçbiriyle oturmayacağım” cevabını verenler ise %61,35’tir(1997: 57).

152

Bu soru sadece kentte yaşayan ailelere sorulmuştur. Kırsalda aile aynı zamanda bir üretim birimi olması nedeniyle, ailenin tüm fertlerinin doğal olarak üretim süreçlerinde yer aldığı kabul edilmektedir. “Hane halkından gelir getiren bir işte kimler çalışmaktadır?”

sorusuna tablo 4-45’e göre, “sadece evin beyi çalışmaktadır” cevabı %77, 3’lük bir oranla ilk sırada yer almaktadır. “Evin beyi ve hanımı” seçeneği %8,8 ile ikinci sırada yer alırken,

“Evin beyi, hanımı ve erkek çocukları” seçeneği ile “Evin beyi, hanımı, erkek ve kız çocukları” seçeneği %3,6’lık oranlarla eşit miktarda temsil edilmektedir. Araştırma alanına giren kentsel bölgenin, kırsaldan gelenlerin yerleştikleri ilk yer olması dolayısıyla, ailelerde kente karşı tanımamaktan kaynaklı bir güvensizlik durumunun oluşmasına neden olabilmektedir. Yeni duruma, ailenin tümüyle entegre olması zaman gerektirmektedir. Bu nedenle, çalışma hayatına sadece erkeklerin girmiş olması doğal karşılanmalıdır. Diğer yandan, kentteki işlerin gerektirdiği, uzmanlığın, göç etmiş ailelerin kadın üyelerinde bulunamayacağı ve bu nedenle de çalışma hayatının dışında kaldıkları söylenebilir. Sahada yapılan gözlemler ve görüşmelerde, kadınların özellikle, evlere temizliğe gittikleri veya el işi alıp yaparak aile bütçelerine katkı yapmaya çalıştıkları tespit edilmiştir.

Gelir getirici bir işte çalışmayı, dolayısıyla evin geçimini sağlamayı erkeğin görevi olarak gören, kadını çalışma hayatının dışında tutan ve kadını ekonomik olarak kocasına bağımlı kılan bu anlayış ne geleneksel ne de modern anlayışta karşılığı olmayan bir durumdur. Malezya’nın Sarawak kentinde yaşayan aileler örneğinden hareketle bu durum şöyle anlatılmaktadır: Eve ekmek getiren erkek ve ona bağımlı ev kadınından oluşan aile yapısı kente göç eden pek çok aile için yeni tanışılmış bir durumdur. Köyde çocukların varlığı annenin tarladaki üretici rolüne engel olmuyordu, çünkü kadınlar çiftçilik ve çocuk büyütme işlerini bir arada yürütmekteydiler. Bir başka deyişle, kadınlar çalışmalarının zamanı ve yoğunluğu üzerinde kontrol sahibi olduklarından çocuk büyütmeyi günlük rutinlerine katabiliyorlardı. Sonuç olarak köydeki kadınlarda ev işleri ile ev dışı üretime yönelik işler arasında açık bir ayrım yoktu. Kentlerde destekleyici akraba çevresinden yoksunluk ve ekonomik çocuk bakımı hizmetlerinin az bulunması sebebiyle ortaya çıkan eve ekmek getiren erkek ve ev işinden sorumlu kadın ayrımı, kırsaldan göçenler için yeni bir aile yapısıydı. Ev kadınları söz konusu olduğunda, artık ekonomik açıdan tamamen kocalarına bağımlıydılar(Hew, 2003: 97).

153

Tablo 4-46: Borç Alınmak İstendiğinde Başvurulan Yerler/Kişiler

Borç ve benzeri ihtiyaçlarınızda kimlere veya nerelere

başvurursunuz? KIR KENT

Frekans Yüzde Frekans Yüzde

Anneme, babama ve kardeşlerime 18 18,6 80 41,2

Akraba ve Hemşehrilerime 34 35,1 41 21,1

Komşularıma 15 15,5 11 5,7

İş arkadaşlarıma 1 1 6 3,1

Banka ve diğer kredi kurumlarına 28 28,9 47 24,2

Cevapsız 1 1 9 4,6

TOPLAM 97 100 194 100

“Borç ve benzeri ihtiyaçlarınızda kimlere veya nerelere başvurursunuz?” sorusuna tablo 4-46’daki verilere göre, kentte ilk sırada %41,2’lik oranla “Anneme, babama ve kardeşlerime” seçeneği çıkarken, kırsalda “akraba ve hemşehrilerime” cevabı %35,1’lik bir oranla ilk sırada yer almaktadır. Kırsalda “anneme, babama ve kardeşlerime” seçeneği

%18,6 ile üçüncü sırayı alırken, kentte üçüncü sırayı %21,1 ile “akraba ve hemşehrilerime”

seçeneği almaktadır. Birinci ve üçüncü sırada çıkan seçenekler geleneksel yöntemler olarak birlikte ele alınabilir. Bu iki seçeneğin toplam oranı ise kırsalda %53,1 ve kentte

%62,3’e ulaşmaktadır. Dikkat çeken nokta ise, ketteki oranın kırdan yüksek olmasıdır.Hem kırsalda(%28,9) hem kentte(%24,2) ikinci sırayı “Banka ve diğer kredi kurumlarına”

cevabı almaktadır. Modern bir yöntem olan bu seçeneğin kırsaldaki oranının kentteki orandan yüksek olduğu dikkatlerimizden kaçmaması gereken bir husustur.

Kırsaldan göç edenlerin, hem göç etme sebepleri hem de kentte yerleşecekleri yeri seçme sebepleri arasında akrabalık ve hemşehrilik bağları etkili olmaktadır. Bu nedenle, geleneksel toplum ilişkilerinin doğasına uygun olarak, parasal ilişkiler gündeme geldiğinde de ilk akla gelen akrabalar ve hemşehriler olmaktadır. Modern yöntemler olan, banka vb.

kredi kurumlarının da, hem köyde hem kentte önemli bir karşılığının olduğu görülmektedir. Özetle, geleneksel yöntemlerin ağırlığı daha fazla olmak üzere, modern ve geleneksel borçlanma yöntemlerin birlikte kullanıldığı görülmektedir. Başka bir ifadeyle, geleneksel yöntemlerin dışında, bürokratik örgütlerin, yerleşim yeri ayırt etmeksizin, ailelerin hayatına girmeye başladığı ve bir hayli mesafe aldığı söylenebilir.

154

Köylerde görüşülenlerden ellili yaşlarda bir katılımcı, hayatında bir kez bankadan kredi kullandığını belirtmiştir. Bu krediyi de oğlu için kullandığını, bu deneyiminden sonra, bankadan bir daha kredi kullanmadığını ve kullanmak istemediğini belirtmiştir.

Kıray’ın Ereğli araştırmasında, görüşülen kişilere ihtiyaçları halinde kimlerden borç aldıkları sorusu sorulmuştur. İlk sırayı % 55,6 ile “arkadaşlardan” cevabı alırken, ikinci sırada ise %9,5 ile “bankadan” cevabı yer almaktadır. “Tüccarlardan” borç aldıklarını söyleyenlerin oranı ise %8,5’tir. Kıray, bankadan borç almayı, şehirleşmenin bir cephesi olan anonim insan ilişkisi olarak değerlendirmektedir. Bu bağlamda, sadece bankadan borç alan bu kesimi, Ereğli’de anonim insan ilişkilerinin gelişmeye başlamasının bir kanıtı saymanın doğru olacağı yorumunu yapmaktadır(2000:107-109).

Kıray’ın verileri ile, bu çalışmada bulunan sonuçlar kıyaslandığında, kentleşmenin bir özelliği olarak parasal konularda banka ve diğer kredi kurumlarına başvurulması, Ereğli’deki %9,5’lik orandan, köylerde %28,9’a ve kentsel alanda %24,2’ye yükselmiştir.

Tablo 4-47: Alışverişlerde Tercih Edilen Ödeme Şekli

Alışverişlerinizde genel olarak tercih ettiğiniz ödeme

şekli nedir? KIR KENT

Frekans Yüzde Frekans Yüzde

Nakit Para 84 86,6 158 81,4

Kredi Kartı 13 13,4 36 18,6

TOPLAM 97 100 194 100

Tablo 4-47’de görüleceği üzere, kırsalda(%86,6) kentten(%81,4) biraz daha yüksek olarak ilk sırada “nakit para” tercihi gelmektedir. “Kredi kartı” tercihi ise kentte(%18,6) kırsaldan(%13,4) biraz daha yüksek olarak ikinci sırada gelmektedir. Veriler birlikte değerlendirildiğinde; geleneksel yöntem olan nakit para tercihinin önemini korumakta olduğu, modern bir alışveriş ödeme biçimi olan kredi kartı kullanımının ise yaygınlaşmaya başladığı söylenebilir. Kısaca, her iki ödeme biçimi de birlikte kullanılmaktadır.

155