• Sonuç bulunamadı

4. AİLEYE ALTERNATİF YAŞAM BİÇİMLERİ VE AİLENİN GELECEĞİ

4.1. AİLEYE ALTERNATİF YAŞAM BİÇİMLERİ

58

4. AİLEYE ALTERNATİF YAŞAM BİÇİMLERİ VE AİLENİN GELECEĞİ

59

Geleneksel geniş ailenin parçalanması sonucu ortaya çıkan ve daha fazla bölünemeyeceği düşünülerek “çekirdek” olarak adlandırılan aile de parçalanmaktadır.

Parçalanan modern çekirdek yeni aile türlerine, yaşam biçimlerine yol açmaktadır. Ancak bu yeni aile türleriyle birlikte ailenin bilinen tanımları da kökten değişmektedir(Yıldırım, 2011: 78).

4.1.1.Tek Ebeveynli Aile

Boşanmanın yükselişiyle beraber, tek ebeveynli aile tarzı ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda evliliğin getirdiği sorumluluklardan uzaklaşmada, tek ebeveynli aileyi meydana getiren başka bir olgudur. Evlilik dışı birliktelikler ve bu birlikteliklerden doğan çocuklar da tek ebeveynli aileleri meydana getiren başka bir etkendir. Tek ebeveynli ailelerin ezici bir çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Bunlar içerisinde, sayıları az da olsa evlenmeden veya bir erkeğin yardımı ve desteği olmadan çocuk sahibi olan kadınlarda bulunmaktadır. Gelir sahibi, eğitimli ve kentli kadınlar arasında “tek anne olmayı seçme”

eğilimi daha fazla görülmektedir. Bu gün yalnız anne sayısı, yalnız baba sayısından çok daha yüksektir. Bu, bir noktaya kadar kocası ölmüş olmanın ama daha çok boşanmaların ya da tek başına anne olma olgusunun bir sonucudurBatı toplumlarında tek ebeveynli aileler artık dahaçok kabul görmekte ve bu kabul detoplumsal kültür üzerinde kalıcı ve büyük bir etki bırakmaktadır. Kanada’da tek ebeveynli ailelerin tüm çocuklu aileler içindeki oranı 1961’de % 11.4 iken bu oran 2006 yılında % 25.8’e çıkmıştır.

(Yıldırım, 2011:79; Dündar, 2012:53-54; Goody, 2004:202; Mamzer, 2010: 190; Beaujot, 2010:340).

4.1.2. Üvey Aile

Boşanan çiftlerin yeniden evlenerek ve çocuklarını bir araya getirerek oluşturdukları ailedir.Bu aile, boşanma ve sonrasındaki yeniden evlenmelerin oluşturduğu bir aile tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Boşanmış bir eş veya eşler yeniden evlendiklerinde önceki evlilikten gelen çocuklarını da beraberinde getirebilmekte ve yeni çocukları ile birlikte yaşamayı tercih edebilmektedirler. Boşanmaların yükseldiği modern

60

kent ailesinde yeniden evlenmeler ve üvey ailelerin oluşması gittikçe yaygınlaşmaktadır.

(Dündar, 2012: 53; Yıldırım, 2011: 80).

4.1.3.Birlikte Yaşama

Birlikte yaşama (cohabitation), yasal açıdan evli olmayan çiftlerin karı koca olarak birlikte yaşadığı bir yaşam biçimidir. Evliliğe alternatif olarak birlikte yaşama, daha fazla özgürlüğe izin veren, bitirilmesi daha kolay bir ilişki olarak görülmektedir. Batı ülkelerinde özellikle gençler, evliliğin getirdiği sorumluluk ve yükleri almak yerine birlikte yaşama yolunu tercih edebilmektedirler.Birlikte yaşam, kişilere evliliğin getirdiği evlilik bağlarından uzak durmayı ve ekonomik bağımsızlıklarını sürdürmeyi sağlamaktadır. Diğer yandan, Avrupa’da görülen evlilik dışı çocuklardaki artışın, büyük çoğunluğunun bekâr annelerden değil, birlikte yaşayan çiftlerin doğumlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Batılı ülkelerde, insanlar geçmişe oranla daha fazla oranda birlikte yaşamayı tercih etmektedirler. Şüphesiz bu artışta, evlenmeden birlikte yaşamanın ayıp ve yanlış olduğuna ilişkin algının giderek zayıflamasının da etkisi vardır. Örneğin Kanada’da, 1976 yılında nikahsız beraber yaşayan çiftlerin oranı, tüm çiftlere oranla %1’den az iken, bu oran 2006 yılında % 18,6’ya çıkmıştır(Marshall, 1999: 75; Adak, 2012: 223-242; Dündar, 2012: 55;

Yıldırım, 2011: 80; Beaujot, 2010: 39).

4.1.4.Bekâr Kalma

Tarihsel açıdan, evliliğin tek gerçek alternatifi olarakbekarlıkgörünmektedir.

Evlenmeyi düşünmeyen insanların önündeki tek seçenek olarak görülen bekar kalma, dinin de etkisinin olduğu bir durumdur. Dini öğretilerin bireysel çileciliği merkeze alan yaşam anlayışı ile insanlar, dünyanın zevklerinden uzaklaşmak adına bekar kalmayı tercih edebilmektedirler. Geleneksel toplumlarda daha fazla görülen bu durum istisnai olarak günümüzde de devam ettirilmektedir. Geleneksel toplumlar bağlamında bekar kalmanın sebeplerinden biri de, maddi imkansızlıklar olmaktadır. Modern toplumlarda ise evlilik oranlarının azalması, boşanma oranlarının artması gibi nedenlerle geleneksel evlilik kurumuna alternatif olarak bireyler bekâr kalmayı tercih etmektedirler. Başka bir açıdan

61

bekâr yaşamanın getirdiği bağımsızlık duygusu,bekar kalmayı tercih sebepleri arasında yer almaktadır(Adak, 2012: 223; Dündar, 2012: 56).

4.1.5.Eşcinsel Birliktelikler

Yapay döllenme tekniklerinin gelişmesiyle birlikte, eşcinsellerin, heteroseksüel birliktelik olmadan dahamile kalmaları sağlanmış bulunmaktadır. Bu durum, eşcinsel anne babalardan oluşan yeni yaşam biçimlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Batıda eşcinsel ilişkiler, 1970 ve 1980'lerde haber sayılabilirdi ama artık oturmuş kavramlar olarak görünmektedir. Şimdi haber olan, eşcinsel eğilimli insanların haklarının genişlemesi olmaktadır. Özgürlük ve eşitlik ilkelerinin de desteği ile kısa zamanda aynı cinsten iki kişi arasındaki cinsel faaliyetler suç olmaktan çıkarılmakta ve yasal hale getirilmektedir.

Eşcinseller cinsel tercihleri konusunda,günümüzde daha açık ve pek çok yerde kabul edilir konuma gelmiş bulunmaktadırlar.Bu hareket o kadar büyük olmuştur ki, pek çok Avrupa ülkesi, Kanada ve ABD'deki bazı eyaletler aynı cinsiyetler arasındaki evliliği resmen tanır hale gelmişlerdir.Dünyanın her yerinde olmasa da, eşcinsel birliktelikler, yasal olarak tanınıp bir takım hakları koruma altına alınmış ve eşcinsel aileler, bir gerçeklik olarak küresel gündemde yerini almış görünmektedir. Böylece, artık aile, salt heteroseksüel bir örgütlenme olmaktan çıkmış bulunmaktadır. Aynı cinsiyetten birlikteliklerin yasal olarak tanınması veya bu ilişkilere evlilik hakkının verilmesi,insanlık tarihi açısından bir kırılma noktasıdır. Bu durum, beşeriyetin geleneksel olarak örfünün üzerinden devam ettirdiği aileye bir alternatiftir ve insanlığın sonunu beraberinde getirecek olan hayli vahim bir teşebbüstür (Dündar, 2012: 57; Thornton, 2010: 47; Ertan, 2012; 248-257; Bulaç, 2010:

30).

Aileye alternatif yaşam biçimleri konusunda, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Tayland, ABD, Fransa ve İsveç’te, 0-12 yaş arası çocuklarıyla birlikte yaşayan anne babalardan her ülkeden seçilmiş 1,000 kişi üzerinde uygulanan anketin sonuçları tablo 2-5’de gösterilmektedir.

Anket sonuçlarından hareketle, 6 ülke arasında aile normları konusunda büyük farklılıkların olduğunu belirtmek gerekmektedir. Çeşitlilik gösteren alternatif yaşam

62

düzenlemeleri, Fransa ve İsveç’te çoğunlukla kabul edilebilmekteykenKore’de en yüksek düzeyde olarak kabul edilmemektedir(Watanabe, 2010: 408).

Tablo 2-5: Anne Babaların Çocuklarında İstemediği Yaşam Tarzları*(%)

Japonya Kore Tayland ABD İngiltere (1994)

Fransa (2005) İsveç Homoseksüel çift olarak

beraber yaşamak 1994 80.4 96.4 79.9 75.6 59.2 67.7

2005 76.0 96.5 87.8 65.2 36.5 32.2

Evlilik dışı çocuk sahibi olmak

1994 61.2 94.8 52.1 63.9 33.4 22.9

2005 62.3 93.5 66.0 61.6 5.1 17.6

Evlenmeden karşı cinsle

beraber yaşamak 1994 52.3 95.1 47.0 48.5 12.8 9.9

2005 45.9 91.8 70.9 45.4 6.6 7.0

Kaynak: Aile Konferansı Tebliğleri kitabı, s.407

*1994 ve 2005 yılı arasındaki kıyaslama

Bütün bu bilgilerin ışığında aileyi değerlendiren Yıldırım, Batıdaki sosyal bilimlerin partner yaşamaları ve aynı cinsten beraberlikleri aile olaraktanımlamaya yönelmesini, aile kavramını büyük ölçüde görelileştirdiğini söylemektedir. Bu gelişmeler içinde ailenin hiçleşmekte ve bunun yerine geçmek üzere her şeyin aile olarak algılanabilecek hale gelmekte olduğunu belirtmektedir. Özellikle, eşcinsel birlikteliklerin, aile olarak tanımlanma girişimlerinin bunun en çarpıcı örnekleri olduğunu, bunların aileyi tersyüz eden, görelileştiren ve anlamsızlaştıran tanımlamalar olduğunu dile getirmektedir.

Bütün bunlar, aileden başka bir şeydir, ama bu olguların ve ilişkilerininatla aile içinde tanımlanmak istenmesinin sebebi, bu ilişkilere toplumsal ve hukuksal meşruiyet kazandırma çabası olarak görülmelidir yorumunu yapmaktadır(2010: 126).