• Sonuç bulunamadı

3.3. Evlenme Süreci, Boşanma ve Ayrılık

3.3.4. Aile Parçalanmasından Sonra Baba Evine Dönme Durumu

Boşanma/ayrılma ile ilgili yukarıdaki bulguların yanı sıra genel manada ailesi dağılan kadının ne yaptığı ve nerede yaşadığı da önemlidir. Aşağıdaki tabloda aile parçalanmasından sonra (ölüm olayı da dahil) yoksul kadınların baba evine dönüp/dönmeme durumları görülmektedir:

Tablo 31: Aile Parçalanmasından Sonra Baba Evine Dönme Durumu

Baba Evine Dönme Durumu Sayı %

Şu an baba evindeyim 23 11,8

Baba evine döndüm ancak ayrıldım 13 6,7

Gitmek istedim ailem kabul etmedi 41 21

Gitmek istemedim 26 13,3

Şartlar uygun değildi 92 47,2

Toplam 195 100

Tabloya göre aile parçalanmasından sonra baba evine dönenlerin ve orada devamlı kalanların oranı %11,8’dir. Baba evine dönüp ayrılanların oranı %6,7’dir. Araştırma grubundaki yoksulların %21’i ise ailesinin kendilerini ve çocuklarını kabul etmediklerini belirtmişlerdir. Gitmek istemeyenlerin oranı %13,3, şartlar uygun olmadığı için gitmeyenlerin oranı ise %47,2’dir.

Bulgular içerisinde “şartlar uygun olmadığı için” baba evine gitmeyenlerin oranı oldukça dikkat çekmektedir. Bu oran diğerleri içerisinde en fazla olan orandır. Baba evine dönmek herhangi bir geliri olmayan dul kadının genellikle ilk tercihi olmaktadır. Ancak parçalanmış yoksul aileler üzerine yapılan bu araştırmada kadınların çoğunun

baba evinde yaşamadığı tespit edilmiştir. Bunun en önemli nedeni ise ailenin kalabalık olması ve yoksulluğun aileden miras olarak kalmasıdır. Ailesi yoksul ve/veya kalabalık olan kadınlar tekrar onlara yük olmak istememektedirler. Görüşülen yoksullardan G.D.(29) yoksulluk sürecini ve niçin baba evine dönmediğini şöyle anlatmaktadır:

“Eşim sıvacıydı ve durumumuz nispeten iyiydi. 7 yıl önce cezaevine girdi. Ne suç işlediğini bilmiyorum. O süreden beri bana ailem, ailemin yetmediği durumlarda ise hayırseverler bakıyor. Çocuklar küçük diye herhangi bir işte çalışmadım. 130 TL kira ödüyorum. Eşimin ilk karısından bir çocuğu var, benim de iki çocuğum var. 3 çocuğa da ben bakıyorum. Baba evi kalabalık olduğu için oraya dönmedim.”

Şartlar uygun olmadığı için gitmeyenlerden sonra gelen diğer neden ailelerin kızlarını tekrar kabul etmemeleridir. Araştırma grubundaki yoksulların %21’i ailesinin kendilerini ve çocuklarını kabul etmediklerini belirtmişlerdir. Burada çocuklar en önemli faktör olarak belirtilmiştir. Ataerkil ve geleneksel toplum yapısında özellikle boşanan veya ayrılan kız çocuğunun doğurduğu çocuklar nesil olarak kabul edilmeyip, yabancı olarak algılanmaktadır. Ayrıca eşinden ayrılan kız çocuğu ve onun çocukları utanç vesilesi olarak kabul edilmektedir. Ancak sadece konuyu bu boyutuyla açıklamamak gerekir. Çünkü konunun ekonomik boyutu da mevcuttur. Aileler kendilerine ekstra yük olmasın diye de çocuklarını ve torunlarını kabul etmeyebilmektedirler. Buna örnek olarak, görüşülen yoksullardan H.T. (49) şunları ifade etti:

“2 yıldır eşimden ayrıyım. Boşanma davası açtım ama sonuçlanmadı. Eşim esnaftı, durumumuz iyiydi. 5 yıl önce dükkânımız yandı. Maddi durumumuz kötüleşti. Zaten eşim ondan önce benim üzerime evlenmişti ama bundan 2 yıl önce haberim oldu ve bu sebeple ayrıldık. Eşimin ailesi de benim ailem de bize sahip çıkmadılar. Ailem bana dedi ki çocuklarını at da gel. Biz elin çocuklarına bakamayız. Ben de bunu yapmadım. 3 çocuğumla birlikte ev tuttum. Evlere temizliğe giderek kendimi ve çocuklarımı geçindirmeye çalışıyorum.”

Bir diğer yoksul S.Y. (38) ise şunları söyledi:

“Babam beni, benden 9 yaş büyük olan amcam oğlu ile ben istemeden evlendirdi. 7 yıl evli kaldık. Bu süre zarfında dört çocuğumuz dünyaya geldi. Resmi nikahı 3 çocuktan sonra yaptık. Kocam doğru düzgün bir işte çalışmıyordu. Onun bunun yanında pazarcılık yapıyordu. Daha sonra (7 yıl evli kaldıktan sonra), çalışmak için Azerbaycan’a gitti. Ancak ondan sonra yüzünü dahi görmedik. Duyduğuma göre başka bir kadınla berabermiş ve ondan çocukları olmuş. Dört çocuğumla yapayalnız kaldık. Baba evine dönmek isteyince, ailem çocuklarımı istemedi. Onları eşimin ailesine vermemi söylediler. Ancak ben aç-susuz kalmak pahasına çocuklarımı vermedim. Eşim gibi duyarsız olmadım. Evlere temizliğe giderek çocuklarımı geçindirmeye çalıştım.

Bu ifadeler yoksul kadına yönelik olarak verilmeyen maddi desteğin, manevi anlamda da kesintiye uğradığını göstermektedir. Bora’ya göre kendi yetiştikleri dönemde yaygın olan ideal, yani bir kızın evlenene kadar babası, sonra da kocası tarafından korunup kollanması, onların hayatında hiçbir biçimde geçerli olmamıştır. Ne kocaları ve kocalarının ailesi ne de babaları ve kendi aileleri tarafından desteklenmeyen kadınlar, hiçbir donanımları ve hazırlıkları olmayan bir hayat mücadelesi içinde, çocuklarıyla birlikte yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar (Bora, 2007: 103). Durumu diğerlerinden farklı ve daha ağır olan Y.O.(41) ise şunları ifade etmektedir:

“Eşim cinsel istismar suçundan hapis cezası aldı. Ondan sonra babamın alt katındaki tek göz eve yerleştim. Daha sonra eşim hapisteyken boşanma davası açtım. Davayı kazandım tek celsede hâkim bizi boşadı. Ancak babam kızar diye babama söylemedim. Daha sonra eşim cezaevinden çıktı. Babam tekrar bir araya gelmemizi istedi, ancak boşandığımı bilmiyordu. Eşimle tekrar bir araya geldim. Ancak eşimin yaptıkları beni tiksindirmişti. Eşimi her gördüğümde midem bulanıyordu. Durumu babama anlattım. Babam beni kapı dışarı etti. Çocuklarımla ortalarda kaldım. Şu an yardımlarla geçiniyorum. Çalışmak istiyorum ama iş bulamıyorum.”

Tabloya göre üçüncü sırada yer alan faktör, baba evine dönmek istememedir. Bunun oranı yaklaşık %13’tür. Bu durumun genellikle iki nedeni vardır. Birincisi kadının bir gelirinin olması, diğeri ise ailesine yük olmak veya onları zor durumda bırakmak istememesidir.

Yukarıda sıralanan faktörler baba evine dönmeyen yoksul kadınların niçin dönmediklerini açıklamaya yöneliktir. Bu bağlamda baba evine dönmeyenlerin toplam oranı %81,5’tir. Bunların dışındaki %18,5’lik kesim baba evine dönenleri kapsamaktadır. Bu da kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. Baba evine dönüp orada yaşayanların oranı yaklaşık %11,8’dir. Baba evine döndükten sonra ayrılanların oranı ise %6,7’dir.