• Sonuç bulunamadı

AİLE İŞLETMELERİNİN YAŞAM SEYRİ

Belgede 2. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 172-175)

DEĞERLENDİRME

3. AİLE İŞLETMELERİNİN YAŞAM SEYRİ

Aile işletmeleri, duygularla mantığın birlikte yaşanması gereken zor bir kurumdur. Girişimciler, bu kurum içinde duygularını mantıklarıyla her zaman karıştırırlar ve belki de bu kurumda çalışan herkesi büyük ölçüde etkileyen aile içi ve dışındaki fertlerin birbirleriyle aralarında çıkan çatışmanın sebebinin temelinde de bu ayrımı iyi yapamamaları gelmektedir.

Aile işletmeleri; aile bireylerinin bir ya da birkaçının kurduğu, daha sonra bu kurumsal yapıya diğer aile fertlerinin de aktif ya da dışarıdan katıldığı, şirketin ailenin kendisine has kültürü ve geleneğinin iş hayatına yansıdığı, mülkiyet kavramının önemli olduğu, ailenin işi işin aileyi etkilediği, mevcut varlığın dağılmasını önlemek, birlik ve beraberliği korumak amacıyla kurulan soysal ve ekonomik kuruluşlardır.

Aile işletmelerinin kuruluşları dokuz aşamadan oluşur. (FINDIKÇI, 2005: 21) Bunlar; işe başlama, başarı elde etme, genişleme, mülkiyet edinme, doyum, eski başarıları bekleme, işlerin ters gittiğini anlama ve sistem arayışı, yeni kuşaklara devir çabaları ve tasfiyedir.

Aile işletmelerinde işe başlama çoğu kez azmin, ancak umutsuzlukların yoğun olduğu bir döneme rastlar. Girişimci çoğu kez Anadolu’nun küçük yerleşim yerlerinden şehre gelmiş, bir süre burada başkalarının yanında çalışmış, iş öğrenmiş, sonra çoğu zaman belki tesadüf denilebilecek bir durumda küçük bir tezgah üzerinde işe başlamıştır. Pek çok kez sermayesi yetersiz olduğu için ortak iş yapmayı dememiş, ancak her biri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Küçük miktarlarda küçük fiyatlarla mal satmaya başlamış böylelikle günlük ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır. Bu süreçte azim, cesaret ve umutsuzluk duyguları yoğundur ve zaman zaman birbirlerine baskın gelirler. Başarısızlıklarla dolu uzun bir süreçtir.

Zamanla satışlar artmış, kâr yükselmiş başarı elde edilmeye başlanmıştır. Bu dönemde girişimci, işlerin yolunda olduğunun farkındadır, işi büyütmek istemekte ve bunun gerekli olduğunu düşünmektedir. Ancak bunu yapacak cesaret ilk aşamadaki gibi güçlü değildir. Geçmişte başına gelen talihsizlikler çok uzakta değildir. Yeni bir yenilgiden çıktıktan sonra tekrar aynı risklere girmeye çekinir. Bu nedenle bu süreç oldukça uzundur. Girişimci kolay kolay bu süreçten çıkmak istemez. Burada kendini güvende hisseder. Piyasayı tanıyordur. Müşterileri belirlenmiş, rakipleri hakkında bilgisi vardır.

Ancak bir süre sonra büyümenin kaçınılmaz olduğu fark edilir ve genişleme için faaliyete geçilir. Piyasayı tanıdıklarından genişleme kolay olur. Önce mal miktarı ve çeşitliliği artırılır. Bu aşamaya kadar geçen sürede çocuklar büyümüş işletmeye gelmeye başlamışlardır. Evlatlardan biri babaya yardım adına eğitimini yarıda bırakmış ve iş hayatına atılmıştır. Diğer kardeşler eğitimlerini tamamlar.

İşletmenin genişlemesi yeni binalar ve makineler demektir. Dolayısıyla büyüme, mülkiyet edinimini hızlandırır. Evler değiştirilir, arabalar alınır, çocuklar evlenir. Genellikle aynı apartman içinde farklı dairelerde oturulur.

İşler öyle iyidir ki yeni yatırımlar yapılır, üretim hacmi artırılır. Çalışan sayısı artar, yaşam standartları yükselir. Evlatlardan her biri bir işten sorumludur ancak başlarında babaları vardır. Torunların mevcut iş ile ilgili eğitim almaları için telkinlerde bulunulur. Kendilerine her türlü imkan sağlanır. Bu dönemde işi kuran girişimci işten uzaklaşmış, ancak sürekli kontrol etmektedir. Ekibin başında eğitimini yarıda bırakan babası ile birlikte işletmenin ilk yıllarında çalışan çocuk vardır. Kimse kimseye karşı sorumlu değil herkes üzerine düşen görevle ilgilenmektedir. İş hayatında herkes kendi hayatını yaşarken sosyal yaşamda da oldukça yüksek yaşam standartlarına rastlanır. Aile apartmanından ayrılış, çocukların en iyi okullarda okuması, eşlerin diledikleri gibi yaşamaları çocukların önüne geçilemez istekleri sorumsuz davranışları sonucu yaşanan olumsuzluklar, kişileri birbirinden uzaklaştırır. Bu noktada işlerde kardeşlerin sorumsuzlukları, yetersizlikleri, ilgisizlikleri, işleri birbirinin üzerine yıkma çabaları güvensizlik “biz böyle de yeteriz” gibi duygular ön plana çıkar ve zamanla işler kötüye gitmeye başlar. Önce satışlar azalır, sonra personel değişimleri artar. Müşteri sayısı azalır. Yeni ürünleri ve teknolojiyi izleyemedikleri için işler kötüye gider. İşlerdeki olumsuzluk önce kardeşler arasını daha sonra onların eşlerini ve çocuklarını birbirinden uzaklaştırır.

Ekibin başındaki kardeş işlerin ters gittiğinin farkındadır ama elinden bir şey gelmez. Aileyi ve kurumu bir arada tutacak önlemler ara. Bu aşamada diğer kardeşlerin paylarını alarak işletmeden ayrıldıkları görülür. Kalan kardeş yeniden bir yapılanmaya girer ve bu yapılanma içinde işi kendi evlatlarına devretmek vardır. Yapılan hataların tekrarlanmaması için kurumsallaşmaya çalışır. İşi üçüncü kuşağa bırakır. Yeni kuşaklara devir aşaması uzun ve zor bir aşamadır. Piyasayı tanımıyor işi bilmiyorlardır. Çok gençtirler ve okul yeni bitmiştir. İdealisttirler ancak ideallerin iş hayatında her zaman faydalı olamayacağını, yetmeyeceğini zamanla öğreneceklerdir. O güne kadar işlerin nasıl döndüğünü anlamayan üçüncü nesil işin başına geldiklerinde başka bir dünya ile karşılaşırlar. Bu süreci başarıyla tamamlayan ve işletmeyi yeni kuşaklara devretmeyi başarabilen ikinci kuşak işletmeyi kurtarmıştır. Onlar için yeniden başarı elde etme süreci başlamıştır. Eğer işletmelerin yeni nesillere devri başarısızlıkla sonuçlanırsa işletmeyi ve bir ömürlük emeği gömmekten başka çare yoktur.

4. AİLE İŞLETMELERİNİN TEMEL SORUNLARI

Önceki bölümde aile işletmelerinin kuruluşundan gelişmesinden ve zayıflık dönemine kadar geçen süreyi anlatmaya çalıştık. Bu tür işletmelerde yaşanan sorunlar birden ortaya çıkan sorunlar değildir. Kuruluş aşamasından başlayarak genişlemenin gerçekleştiği döneme adar her aşamada sorunlar vardır. Ancak işlerin iyi olması işletmenin mali açıdan güçlü olması bu sorunları gizler.

Meslek edinmeye yönelik yüksek öğretimin ardından, eğer sizi bekleyen bir aile işletmeniz varsa ailenizin size sunduğu sıcak bir iş ortamında ve alışageldiğiniz, bildiğiniz kişilerle çalışmak size güven verir. Öğrenmeniz gereken sadece işlerin nasıl yapıldığıdır zira çevrenizdeki patronlarınız aileden oldukları için, sizi küçüklüğünüzden beri tanımakta ve veliaht olarak görmektedirler. Aile işletmesi içinde saygı ve itibar görme konusunda da hiçbir kusurla

Şirketin geleceğini oluşturmak ve itibarını korumak kraliyeti devralan veliahdı bazen zor durumda da bırakabilir. Özellikle veliaht, kraliyet basamaklarını hızlı ve sindirmeden tırmandıysa bir anda işler tam tersine de dönebilir. Babalar, çocuklarının genellikle olduklarından daha üstün özelliklere sahip, daha olgun daha başarılı olarak görme eğilimindedirler; iş yerindeki yakın çevre de patronla aralarının bozulmasını istemediklerinden dolayı veliaht ile ilgili düşüncelerini kendilerine saklar veya olağan başarıları pohpohlayarak kendilerine paye edinmeye çalışabilirler. Bu durum bazen veliahdın hak etmediği halde kariyer basamakları hızla çıkmasına sebep olabilir. 4.1. FİNANSAL SORUNLAR

Ailenin diğer üyelerinin harcamalarının niteliği ve miktarı genişleme döneminde fark edilmese de işlerin ters gittiği dönemde dikkat çeken bir hal alacak ve sorun olmaya başlayacaktır. Bu durumda iyi bir mali yapı ve muhasebe sistemi kurmak kaçınılmaz olacaktır.

Bilindiği gibi aile işletmeleri ülkemizde ticari hayatın tüm alanında etkin konumdadırlar. Bu aile işletmelerinin içerisinde kurumsal kimliğe kavuşmuş ve profesyonelce yönetilen birçok işletme de bulunmaktadır. Bu işletmeler incelendiğinde yönetimin tamamen profesyonel kişilerden oluştuğu ya da yönetimde bulunan aile bireylerinin yönetime getirilmeden tüm eğitim alt yapılarının ve iş tecrübelerinin kazandırıldığı gözlemlenmektedir. Bu durum aile işletmelerinin muhasebe sorunlarının azalmasında önemli bir etkendir.

Çünkü aile işletmeleri yöneticileri muhasebenin temel kavramlarından kişilik kavramına aykırı davranabilmektedir. Muhasebenin kişilik kavramı, işletme ile işletme sahipleri ve ortaklarının ayrı birer kişilik olduğunu vurgulayan önemli bir kavramdır. Fakat birçok aile işletmesinde bu durum gözardı edilerek ortaklar, işletme kasasını şahsi işlemler için kullanmakta ve daha sonra da hem finansal tabloların yanlış hazırlanmasına hem de vergisel yükümlülüklerin yanlış hesaplanmasına kadar giden bir çok soruna sebep olmaktadır.

Aile işletmelerinde cari hesap sorunlarına yol açan önemli nedenler olarak, ortakların şahsi harcamaları için bilinçsizce şirket kasasını kullanması, şirketin ticari faaliyeti ile ilgili olmayan faturaların şirket tarafından ödenmesi, grup şirketlerinin birbirlerine kaynak kullandırması ve grup şirketlerinin hepsinin tek şirket gibi görülmesi sıralanabilir.

Aile işletmelerinde yukarıda saydığımız sorunların ortadan kaldırılması için iyi bir muhasebe departmanı oluşturmak, tecrübeli ve bilgili muhasebe meslek mensuplarıyla çalışmak, onlardan sürekli bilgi almak ve en önemlisi de bu konudaki eğitim eksikliklerini tamamlamak gerekmektedir.

4.2. EĞİTİM SORUNLARI

Aile işletmelerinin kurucusu eğitimsiz yada eğitimini yarıda bırakmış kişilerdir. Bu kişiler çok büyük işler başarmış, önemli işlere imza atmış, büyük paralar kazanmış ancak, bir yabancı dilin önemini her zaman hissetmiş ve eksikliklerini kendi çocuklarında yada torunlarında gidermek istemiştir. Çocuklara ne okumak istedikleri sorulmadan mevcut iş alanına yönelik meslek tercih ettirilir ve eğitim için hiçbir masraftan kaçınılmaz. Üçüncü kuşakta eğitime öyle önem verilir ki sadece kitaplarla işin öğrenilemeyeceği unutulur. Çocuk okul dışında hiçbir iş yapmamış, hiçbir ekibin yada projenin içinde bulunmamış ise okul bittikten sonra otuz yaşlarında bir patron olarak geri dönerler. Eğitim aile işletmelerinde önemlidir. Ancak sadece eğitim yetersiz kalır. Deneyimle mutlaka desteklenmeli ve çocuğun kendi işinin başına gelmeden önce başka sistemler içinde yer almasına müsaade edilmelidir.

4.3. NESİLLER ARASI FARKLILIKTAN KAYNAKLANAN SORUNLAR

Aile işletmeleri kuruluş aşamasındayken kurucu girişimci kırk yaşlarındayken çocuklar yirmi yaşlarındadır. Doyum noktasına gelindiğinde birinci kuşak altmış, ikinci kuşak kırk, üçüncü kuşak yirmili yaşlardadır. Dolayısıyla birbirinden farklı bu üç kuşağın işletmenin mevcut durumu hakkında ortak karar vermeleri beklenemez. Sadece içinde bulundukları sosyal çevrenin yaşam tarzının etkisiyle bu farklılık oldukça büyük bir sorun olarak ortay çıkar. Bu farklılık iş akışında

üretim safhasında yatırım yaparken, mali olayların kararına varılırken, personel seçerken, ücret politikaları belirlenirken daha ciddi biçimde karşımıza çıkar.

4.4. NEPOTİZM (KAYIRMACILIK)

Nepotizm, Latince "Nepot" kelimesinden türemiştir. Nepot "Yeğen" anlamına gelir ve işletme alanında kullanılışı ise verasetin yakın akrabaya devri anlamındadır. Zaman zaman torpil ve adam kayırma içinde kullanıldığı görülür.

Eğer bir işletmede nepotizm var ise ve kayrılan çalışan için işler güllük gülistanlık giderken diğer çalışanlar kendilerini kurum içinde ikinci sınıf çalışan olarak hissetmeye başladılarsa ve bu durumu giderici önlemler üst yönetimce alınmıyorsa kurum için tehlike çanları her an çalabilir. Kendilerini zamanla önemsiz hissetmeye başlayan diğer çalışanlar kendilerini önemli hissedecekleri yeni kurumlarda iş arayışı içine girecekler itibar görecekleri yeni sosyal çevreler aramaya başlayacaklardır.

4.5. ÜCRETLENDİRME SORUNLARI

Aile işletmelerinde ailenin hemen hemen tüm bireyleri fiilen çalışsınlar yada çalışmasınlar sistemin içinde yer alırlar. Her yıl paylarını gerçek yada kağıt üzerinde alırlar. Hissesi olan ancak, çalışmayan açısından sorun yoktur. Ancak işletmede fiilen çalışanlar bu ücretlendirmeyi adil bulmayacak ve sorun ortaya çıkacaktır. Bu noktada yapılması gereken şey, çalışan aile bireyinin ya payını artırmak yada maaşını yeniden değerlendirmektir. Herkes emeğinin karşılığını almak ister. Ancak bu durumda daha zevkle ve işe bağlı çalışır. Peki ücreti kim belirleyecek? İşte bu noktada sadece ücretlendirmede değil diğer tüm sorunlarda da sorun çözücü son noktayı koyan biri gereklidir. Bu kişi patronların patronu olacak, aile içi yada dışından biridir. Bu tür patronların aile dışından olması istenir. Çünkü en adil kararı o verecektir aile bireylerinin bu kişinin aldığı kararlara uyması beklenir.

5. AYDIN İLİNDE FAALİYET GÖSTEREN BİR AİLE İŞLETMESİNİN

Belgede 2. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 172-175)