• Sonuç bulunamadı

D. Başkasının Haksız Fiilinden Sorumluluğun Şartları

1. Adam Çalıştıran ile Çalışan Arasında Bağımlılık İlişkisi Olmalı

Anglo-Amerikan hukukunda adam çalıştıranların işletmede faaliyetlerinde yararlandığı kişiler tam bağımlı çalışanlar (servants-employees)607 ve bağımsız çalışanlar608

603 “A master is subject to liability for the torts of his servants committed while acting in the scope of their employment."

604 P S Atiyah, Vicarious Liability in the Law of Torts (1967) 3 (Todd, 281-282’den naklen);

Roszkowski/Roszkowski, 236-237.

605 Petrin, 45.

606 Honsell, Hilfspersonen, 783.

607 Çalışmamızda “employee” karşılığında “tam bağımlı çalışan”; “independent contractor”

karşılığında ise “bağımsız çalışan” terimi kullanılmaktadır. Çoğunlukla tam bağımlı çalışanların özelliklerini taşımakla birlikte kısmen bağımsız çalışanların özelliklerini de gösteren “dependent contractor” karşılığında ise “modern bağımlı çalışan” ifadesi kullanılmaktadır.

608 Örneğin kendi çalışma yerini, araçlarını ve şeklini serbestçe belirleyen çoğunlukla birden fazla kişinin işinin görüldüğü avukat, özel doktor yahut elektrikçi gibi kişiler bağımsız çalışanlardır.

Elbette aynı doktor yahut elektrikçi bir işletme içinde maaş karşılığı faaliyete bulunmaktaysa işletmenin bağımlı çalışanı statüsündedir. Nitekim 1940’lı ve 50’li yıllardan itibaren uzmanlaşmış işçiler de bağımlı çalışan sayılabilmiştir. Bu durum daha alt seviyedeki çalışanların yönetimine ilişkin yetkilerin işverenler tarafından yöneticilere devredilmiş olduğu işletmelerde önemlidir (Deakin, 99-100).

(independent contractors) olarak ikiye ayrılmaktadır. Adam çalıştıranın başkasının haksız fiilinden sorumluluğu (vicarious liability) ise kural olarak sadece tam bağımlı çalışanların haksız fiillerinden doğmaktadır. Bağımlılık ilişkisi ise, en basit şekilde adam çalıştıranın çalışan üzerindeki denetim yetkisi olarak ifade edilebilir609. Buna göre bir işveren özellikle kendi talimatına bağımlı çalışan işçilerinin kendi kurduğu iş çevresinde gerçekleştirdikleri haksız fiillerden sorumludur610.

Buna karşılık bir işletmede meydana gelen zarar bağımsız çalışanın (independent contractor) davranışından doğmaktaysa; işveren bu zarardan “başkasının haksız fiilinden sorumluluk” gereği sorumlu tutulamaz. Diğer bir deyişle, bir işletme çerçevesinde faaliyet göstermekle birlikte, adam çalıştıranın talimatı altında bulunmayanların haksız fiili, başkasının haksız fiilinden sorumluluk kapsamında tazmin edilmez. Bağımsız çalışanlar ise, bir işletme faaliyeti kapsamında kendisine verilen işi yerine getiren ancak kendisine verilen görevi yerine getirirken tercih edeceği yöntemi belirlemede serbest olan kişilerdir.

Bu kişiler bakımından işletme sahibi adam çalıştıranın bu esasa dayanan sorumluluğu söz konusu olmaz. Bununla birlikte bağımsız çalışanlar bazen işletme sahibini temsil yetkisine sahip olabilirler ve bu temsil yetkisi kapsamında verdikleri zarardan işletme sahibi doğrudan sorumlu tutulur611. Bir işletmede adam çalıştıranın, tam bağımlı çalışanlarından

609 Çalışanların bağımlı (employee) veya bağımsız (independent) olarak ayrılmasının başka önemli sonuçları da vardır. Bunlardan çalışmamız bakımından önemli olan sonuç başkasının haksız fiilinden sorumluluktaki sonucudur (Hills, 149-151; Mellow and Others, 67). Esasen bir kişinin bağımlı çalışan mı yoksa bağımsız çalışan mı olduğunun belirlenmesinde içtihatlarda öncelikle adam çalıştıranın çalışan üzerindeki “denetim hakkı (right to control)” araştırılmaktadır. Bununla birlikte bu esas her zaman belirleyici olmadığından özellikle de Kaliforniya’da S.G. Borello & Sons, Inc. v. Department of Industrial Relations davasında bunun yanında başka unsurların da araştırılması gerektiği tespit edilmiştir. Somut olay bakımından belirlenen bu unsurlar; 1) salatalık hasadının tipik bağımlı çalışan ilişkisi dışında bir yeteneği gerektirmeyişi, 2) çalışmanın mevsimlik (geçici) oluşu, 3) çalışanların bağımsız bir işle meşgul olmayışı, 4) çalışanların salt toplanan salatalık başına ücret alıp bundan başka bir kazanç elde edemeyişi, 5) Çalışanların bu işe hizmet edimi ve hasada ilişkin araçların temini dışında bir yatırım yapmayışıdır (Freberg, 304-309).

Bağımlı ve bağımsız çalışanlar arasındaki ayrıma ilişkin içtihatlarla oluşturulan test “çoklu etken testi (multiple factor test)” olarak isimlendirilmiştir. Bu etkenlerin içinde adam çalıştıranın çalışan üzerindeki denetim derecesi, çalışan tarafından kullanılan araçların kimin tarafından sağlandığı, çalışanın kendisine bırakılan görevi başkasına bırakmaya yetkili olup olmadığı ve çalışanın kendisine bırakılan işi bağımsız bir ortaklık veya şirket içinde mi gerçekleştirmekte olduğu yer almaktadır (Wheelwright, 191; Backstrom/Yule, 166). Diğer taraftan bağımlılık ilişkisinin belirlenmesinde denetim yetkisinin yeterli olmadığı bu nedenle yukarıdakilere benzer başka kriterlerin de araştırılması gerektiği United States v. Silk davasında tespit edilmiştir. Bu tip içtihatlar sonunda bu nitelendirme önemli sonuçlar doğurduğundan, bir çalışanın bazı amaçlar bakımından bağımlı çalışan; bazı amaçlar bakımından da bağımsız çalışan sayılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır (Wood, 45-46). United States v. Silk davasında ortaya konan kriterlerin “ekonomik gerçeklik testi” olarak isimlendirildiği ve doktrinde bu yaklaşımın üstün tutulduğu da görülmektedir (Rubenstein and others, 8-9).

610 Arlen/MacLeod, 16.

611 Baez III, prg. 221; Arlen/MacLeod, 14.

farklı olarak, bağımsız çalışanların haksız fiillerinden sorumlu tutulmaması bu kişiler üzerinde denetim yetkisi bulunmamasından kaynaklanır612. Adam çalıştıran bağımsız çalışanların davranışını kontrol edemeyeceğinden, kendisine bırakılan işi gördüğü sırada işlediği haksız fiilden de sorumlu tutulmamalıdır. Sadece bağımsız çalışanların aynı zamanda adam çalıştıranın temsilcisi olarak hareket ettiği istisnai hallerde işletme sahibi adam çalıştıranın sorumluluğu kabul edilmektedir. İşletme sahibi adam çalıştıranın bağımsız çalışanlardan bu hâldeki sorumluluğu yetersiz (niteliksiz) bir kişiyi temsilci olarak seçme ve görevlendirmedeki kusurundan sorumluluğudur613.

Başkasının haksız fiilinden sorumluluğun bu ilk şartı doktrinde sıklıkla eleştirilmektedir. Nitekim bir işletmede faaliyetlerin tam bağımlı ve bağımsız çalışanlara gördürülmesi işletme sahibi adam çalıştıranın yetkisindedir. Her iki hâldeki sorumluluk ise birbirinden farklıdır. Bu durum Anglo-Amerikan hukukundaki işletmeleri faaliyetlerinde bağımsız çalışanlardan yararlanmaya teşvik etmektedir. Zira bu ihtimalde de işletme sahibi adam çalıştıran bağımsız surette çalışanların hizmetlerinden doğrudan yarar sağlamaktayken; bu kişilerin faaliyetlerinden doğan muhtemel zararların külfetini çalışanlara bırakmaktadır614. Diğer bir deyişle başkasının haksız fiilinden sorumluluk müessesesinin salt tam bağımlı çalışanlarla ilişkilendirilmesi, işletme sahiplerinin faaliyetlerinde bağımsız çalışanlardan yararlanarak, kendi faaliyetlerinin oluşturduğu riski (zararı) başkalarına yüklemelerine sebep olmaktadır. Tam da bu sebeple günümüzde Anglo-Amerikan hukuk sisteminde modern haksız fiil hukuku doktrinin temel görevi olarak işletmelerin bağımsız çalışanlarının ve temsilcilerinin haksız fiillerinden sorumluluğuna ilişkin uygun korumayı sağlaması gereği gösterilmektedir615.

Ayrıca uygulamada bir işletme sahibi adam çalıştıranın tam bağımlı ve bağımsız çalışanları arasındaki sınırın ayırt edilmesi oldukça zordur. Nitekim günümüzde avukatlık ve doktorluk gibi uzmanlık isteyen işlerde bile tam bağımlı çalışan statüsünde çalışılabilmektedir. Ayrıca tam bağımlı çalışanların haksız fillerinden sorumlu tutulmak istemeyen işletme sahibi adam çalıştıranlar, iş sözleşmelerini bağımsız çalışan sözleşmesi olarak düzenlemekte; ancak fiilen bir bağımlılık ilişkisi içinde iş gördürmektedir. Bu

612 Baez III, prg. 221; Arlen/MacLeod, 14. Bağımsız çalışanların kendi faaliyetlerine ilişkin kendilerini sigorta ettirmeleri mümkündür (Brodie, Enterprise Liability, 91).

613 Baez III, prg. 222. Doktrinde bağımsız çalışanların haksız fiilinden işletme sahibi adam çalıştıranın sorumluluğu “işletme sorumluluğu” düşüncesi ile de temellendirilmektedir (Baez III, prg. 223).

614 Arlen/MacLeod, 14-16.

615 Arlen/MacLeod, 30-31.

noktada tam bağımlı çalışanın belirlenmesindeki temel kriter, içtihatlarda en basit şekliyle somut olaydaki çalışanın patronunun bulunup bulunmaması olarak ifade edilmektedir.

Buna fiili otorite yaklaşımı denir. Buna göre bir kişi doğrudan piyasaya hizmet etmekte ise,

“bağımsız çalışan” (independent contractor) sayılmaktadır616.

Avustralya’da somut olayda başkasının haksız fiilinden sorumluluğun (vicarious liability) uygulanıp uygulanmayacağının tartışıldığı ve bisikletli kuryenin verdiği zarardan adam çalıştıran konumundaki Vabu işletmesinin sorumlu tutulduğu Hollis v. Vabu Pty.

Ltd617. davası, başkasının haksız fiilinden sorumluluk müessesesi bakımından tam bağımlı çalışan- bağımsız çalışan ayrımına ilişkin temel kriter olan “denetim yetkisi” dışında farklı kriterler benimsemiştir. Avustralya Temyiz Mahkemesi, anılan davada (Hollis v. Vabu Pty.

Ltd.) bir işletmenin bisikletli kuryesinin bisiklet kazasının meydana geldiği anda davalı Vabu isimli işletmenin faaliyeti çerçevesinde bir iş görmekte olduğunu tespit etmektedir.

Kararda öncelikle Vabu Pty. Ltd. v. Federal Commisisoner of Taxation618 kararına dayanılarak Vabu’nun bisikletli kuryelerinin “bağımsız çalışan” (independent contractor) olduğu düşüncesi akla gelmiştir. Nitekim bu kararda Vabu ile bisikletli kuryeler arasında belirli bir maaş ödenmesine yönelik sözleşme bulunmadığından, aralarında işveren-işçi (tam bağımlı çalışan) ilişkisi bulunmadığı tespit edilmiştir. Vabu bisikletli kuryelerine üniforma ve radyo dışında başka bir araç teslim etmemektedir. Buna karşılık Temyiz Mahkemesi bu kararında ise, Vabu ile bisikletli kuryeler arasındaki çalışma ilişkisini diğer kriterlerle birlikte değerlendirerek, bisikletli kuryeleri Vabu işletmesinin “tam bağımlı çalışanı (employee)” olarak değerlendirmiştir. Nihayetinde adam çalıştıran konumundaki Vabu’nun başkasının haksız fiilinden sorumluluk esasına dayanılarak bisikletli kuryenin sebep olduğu kazada verdiği zarardan sorumlu tutulması gerektiği sonucuna ulaşmıştır.

Kararda işletmenin oluşturduğu bu işletme riskini (enterprise risk) üstlenmesi durumunda haksız fiilin caydırıcılık işlevinin sağlanacağı da ifade edilmektedir. Zira bisikletli kuryeler Vabu’nun kendilerine verdiği işleri yerine getirirken işletme üniformasını giyerek

616 Greenwood, “Understanding Respondeat Superior”,

http://people.hofstra.edu/Daniel_J_Greenwood/ . Esasen bağımsız çalışanlardan sorumlu tutulmayan adam çalıştıranlar piyasada hizmet alımı yoluyla bağımsız çalışanlarla sözleşme yapmayı tercih etmektedir. Bu duruma genel olarak rastlanır. Ayrıca bu tercih nedeniyle mahkemeler hangi çalışanın bağımlı çalışan hangisinin bağımsız çalışan olduğunu kolayca tespit edemez. Bu nedenle önerilen radikal bir çözüm ise bu ayrımdan vazgeçilerek, iki tür çalışandan da adam çalıştıranın başkasının haksız fiilinden sorumluluk hükümlerine göre sorumlu tutulmasıdır (Brodie, Enterprise Liability, 75-76).

617 Hollis v Vabu Pty Ltd (2001) 207 CLR 21.

618 (1996) 81 IR 150. Bu kararda Vabu işletmesinin bisikletli kuryeleri “bağımlı çalışan (employee)”

olarak ele alınmamıştır (Aj, 2343). Sözkonusu karara ilişkin bkz. Rubenstein and others, 20.

başkalarının gözünde Vabu işletmesinin tam bağımlı çalışanı (employee) gibi hareket etmektedirler619.

Aşağıda Anglo-Amerikan hukukunda başkasının haksız fiilinden sorumluluğun ilk şartı olan, adam çalıştıran ile çalışan arasındaki bağımlılık ilişkisinin somut olayda mevcut olup olmadığını tartışıldığı çeşitli olaylar gösterilmekte ve içtihat hukukunun (common law) söz konusu olaylara ilişkin çözümleri ortaya konmaktadır.

a. Taşeron Çalıştırma Hâlinde

Bir işletmedeki adam çalıştıranın başkasının haksız fiilinden sorumluluğunun (vicarious liability) söz konusu olup olmadığının tartışılması gereken modern bir iş uygulaması, taşeron çalışma ilişkileri olarak isimlendirilen işletme faaliyetinin bir kısmının alt yüklenicilere bırakıldığı modern iş uygulamalarıdır. Uygulamada bir işin bölünerek alt yüklenicilere (taşeron şirketlere) bırakıldığı özellikle inşaat sektöründe rastlanan taşeron çalıştırma hâlinde, iş sahibi esasen taşeron konumunda çalışan alt yüklenicilere değil; işi verdiği asıl müteahhide güvenmektedir620. Bununla birlikte taşeron çalışanların bağımsız çalışan (independent contractor) sıfatını haiz olmaları sebebiyle, adam çalıştıranların başkasının haksız fiilinden sorumluluktan (vicarious liability) kurtulduğu en önemli uygulama alanı da budur. Bir işletmedeki adam çalıştıranın bağımsız statüde çalışanların haksız fiilinden sorumlu tutulmayışı, işletme faaliyetlerinin büyük kısmının bağımsız çalışanların ve hizmet sağlayıcılarının çalışmasına dayandığı çağdaş çalışma ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda eleştirilmektedir. Burada bir yüklenici iş sahibine sonucu taahhüt etmektedir ama çalışma sırasında başkalarının çalışanlarına güvenmektedir. İşin görülmesi sırasında faaliyet alt yüklenicilere, hatta alt yüklenici altında başka alt yüklenicilere bırakılabilmektedir. Böyle bir faaliyetten zarar gören üçüncü kişileri korumak adına, içtihatlarda bu alt yüklenicilerle (taşeron) asıl yüklenici arasında sanki bağımlılık

619 Deakin, 108-109; Brodie, Enterprise Liability, 78; Burnett, 166; Fridman, 75; Gava, 192-193;

Mahkemenin dikkate aldığı diğer kriterler şöyledir: 1. Kuryelerin gördükleri işe yaptıkları yatırımın ölçütü bu faaliyeti kendilerinin bağımsız olarak yürüttüğün göstermemektedir. 2. Kuryelerin yaptıkları faaliyet bir yetenek ve itibar gerektirmediğinden yaptıkları işin bağımsız bir faaliyet olarak kabul edilmesi sezgisel olarak kulağa hoş gelmemektedir. 3. Kuryelerin kendi işlerini kontrol etme gücü oldukça düşük görünmektedir. 4. Kuryeler kendilerini Vabu işletmesinin çalışanı gibi gösteren üniforma giymektedirler. 5. Burada başkasının haksız fiilinden sorumluluğu kabul etmek caydırıcılık işlevine hizmet etmektedir. 6. Kuryelere teslim edilen parça başı ücret ödenmektedir ve kuryeler kendilerine verilen ücreti tartışabilecek konumda değildirler. 7. Son olarak kuryeler üzerindeki denetim işin sonrasında (arkasında) kalmamakta yapılan iş gerçekleştirilirken söz konusu olmaktadır (Bkz. Aj, 2345-2347).

620 Brodie, Enterprise Liability, 91.

(çalıştırma) ilişkisi varmış gibi “başkasının haksız fiilinden sorumluluğun” uygulandığı görülmektedir. Bu yaklaşım Lane v Shire Roofing Company (Oxford) Ltd. davasında temellendirilmiştir621. İçtihatlarla geliştirilen bu hâller son zamanlarda doktrinde sıklıkla

“modern bağımlı çalışan (dependent conractors)” statüsü olarak nitelendirilmektedir622. Esasen modern çalışma ilişkilerinde tam bağımlı çalışanlar (employees) ve bağımsız çalışanlar (independent contractors) arasında her ikisinin de kapsamında bulunmayan ve gittikçe genişleyen gri bir alan bulunmaktadır. Özellikle içtihat hukuku (common law) bu gri alan bakımından modern bağımlı çalışan (dependent contractor) nitelendirmesiyle tam bağımlı çalışan (employee) alanının uygulanmasını genişletme yolunda çözümler getirmektedir623.

Anglo-Amerikan hukukunda radikal bir görüş bu içtihatlardan yola çıkarak adam çalıştıranın haksız fiilinden sorumluluğunun (vicarious liability) tam bağımlı çalışanlar (employee) yanında bağımsız çalışanlar (independent contractor) bakımından da uygulanması gerektiğini iddia etmektedir. Bu görüşe göre, bir işletmede salt bağımsız çalışan statüsünde bulunmak adam çalıştıranı sorumluluktan kurtaramamalıdır. Özellikle işletme sahibi adam çalıştıran ile bağımsız çalışanın aynı işletmenin faaliyet bütünü içinde yer aldığı hâllerde adam çalıştıranın bağımsız çalışanın haksız fiilinden sorumlu tutulması uygun görülmelidir624.

621 Brodie, Vicarious Liability, 503. Zarar gören davacı tek başına faaliyette bulunan bir yüklenicidir.

Ekonominin sıkıntılı olduğu bir dönemde davalı işletmenin sahibi Mr Whittaker tarafından üstlenilen büyük bir çatı yapımına ilişkin işte alt yüklenici (sub-contract) arandığını belirten gazete ilanına başvurmuştur. “Çatı aktarma” işine ilişkin taraflar £ 200 karşılığında anlaşmıştır. Ancak davacı kendisine verilen işi yerine getirirken çatıda ciddi şekilde yaralanmıştır. Davacı yaralanmanın olduğu anda kendi merdiveninde çalışmaktadır. Çünkü davalının sözleşmedeki iskele kurma yükümlülüğü çok kârlı görülememiştir. Davacı uğradığı zararları davalı işletmeden talep etmiştir.

Davalı davacının üzerinde denetim yapılması gerekmeyen bağımsız bir işletme olduğu gerekçesiyle, davacının “bağımlı çalışan (employee)” olmadığını iddia etmiştir. Ancak bu içtihatta temyiz mahkemesi davacıyı davalı şirketin “bağımlı çalışanı (employee)” olarak değerlendirmiştir. Burada içtihat hukuku (common law) işyeri güvenliğinin sağlanmasını işverene yüklediğinden davalı işveren de bundan sorumlu tutulmuştur. Bu kararın değerlendirmesi için bkz. Brodie, Enterprise Liability, 76; Mckendrick, 137.

622 Deakin, 109. Esasen bu tür çalışanların adam çalıştıran ile işçisi “işçi (employee)” gibi tam bağımlılık içermemektedir. Buna karşılık çalışmaları tamamen bağımsız nitelikte de olmadığından bunlara bağımsız çalışanlar (independent contractors) değil; “bağımlı çalışanlar (dependent contractors)” denmelidir (Theron, 28). Daha ziyade tam bağımlı çalışan işçilerle ortak özellikleri bulunan modern bağımlı çalışanlar (dependent contractors) hakkında detaylı bilgi için bkz. Hills, 152-153. Yazar, modern bağımlı çalışanların (dependent contractor) tam bağımlı çalışanlara (employee) çok benzemesine rağmen, bunlara tam bağımlı çalışanlara ilişkin hukuki sonuçların doğrudan bağlanmaması gerektiği fikrindedir (Hills, 172-173).

623 Theron, 33.

624 Brodie, Enterprise Liability, 93; Brodie, Vicarious Liability, 508. Bu görüşe göre burada işletme sorumluluğuna dayanılmalıdır. İşletme sorumluluğuna dayanılarak bağımsız çalışanların da

b. Hayır Kuruluşlarında Gönüllü Çalıştırmalarda

Bazı çalışma ilişkilerinde çalışan, ücret almaksızın bir işletmedeki adam çalıştırana bağımlı hareket edebilmektedir. Bu hâllere özellikle adam çalıştıran ve çalışan arasındaki ilişkinin kâr amacı gütmeyen organizasyonlarda olduğu gibi gönüllülük esasına dayandığı durumlarda rastlanır.

Esasen kamu ve hayır kuruluşları gibi yapılan faaliyetten yarar (kâr elde etme) kazanma amacında olmayan kuruluşlar bakımından, Amerika’daki birçok federe devlette başkasının haksız fiilinden sorumluluk müessesesine başvurulamayacağı savunulmuş olmakla birlikte. İngiltere’de içtihatlarda bu esasa dayanılarak sorumlu tutulan hayır kuruluşları bulunmaktadır625. Buradan yola çıkarak Anglo-Amerikan hukukunda da, kimi yargı kararlarında gönüllü bir kişinin gönüllülük çerçevesinde bir faaliyette bulunduğu sırada bir haksız fiil işlemesi durumunda, adına faaliyette bulunduğu organizasyonun kâr amacı güdüp gütmediğine bakılmaksızın, bu organizasyonun gönüllü kişinin yaptığı faaliyetleri kontrol etme yetkisine dayanılarak, başkasının haksız fiilinden sorumluluk esas alınarak, üçüncü kişilerin uğradığı zarardan sorumlu tutulduğu görülmektedir626.

Aşağıda ele alınacağı üzere Anglo-Amerikan hukukunda, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan devletin, hastanelerin ve çocuk vakıflarının, diğer bir deyişle hayır kuruluşlarının, bu esasa dayanan sorumluluğuna doktrindeki aksi görüşlerin varlığına rağmen istisna getirilmediği tespit edilmektedir. Esasen anılan kuruluşlar toplum menfaatine çalışmaktadır. Örneğin aşağıda627 içeriği gösterilen Bazley kararanda davalı konumda “kâr amacı gütmeyen bir çocuk vakfı” söz konusudur. Bu kuruluş çocukların esasen ailelerinden alması gereken sevgi ve korumayı sağlamak amacında olduğundan işverenin başkasının haksız fiilinden sorumluluğu kapsamında yer aldığı sonucuna ulaşılırsa, bir işverene tüzel kişiler vasıtasıyla sunulan hizmetler de anılan sorumluluk kapsamına girer. Adam çalıştıran çalışan arasındaki bağımlılık ilişkisi şartı bariyer olarak görülmemelidir. Nitekim Octel davasında da işletmede bağımsız çalışan bir limited şirkettir ve adam çalıştıran ile bağımsız çalışan aynı işletmenin parçalarını oluşturmaktadır. Nitekim bir şirket piyasada birçok görünüm ile faaliyete bulunabilir ve ekonomik olarak bir bütün arz eden bu şirketler topluluğu bütün bir işletme olarak ele alınmalıdır. İşletme sorumluluğu düşüncesi adam çalıştıranın sorumluluğunu kurabilir (Brodie, Vicarious Liability, 507; Brodie, Enterprise Liability, 93).

625 Williams, 230.

626 Nitekim 2006’da kâr amacı gütmeyen bir kuruluşun gönüllüsünün kırmızı ışıkta geçerek 82 yaşındaki yaşlı bir adama çarptığı olayda, Yüksek Mahkeme, gönüllü çalışanın Roma Katolik Kilisesi’ne tabi Legion of Mary çalışanı olduğunu tespit etmiş ve davalı yardım kuruluşunun gönüllü çalışanının haksız fiilinden başkasının haksız fiilinden sorumluluk (vicarious liability) müessesesi gereği sorumlu olduğuna hükmetmiştir (Baez III, prg. 225).

627 [1999] 2 S.C.R.534.

ideal amaçlıdır. Diğer taraftan kâr amacı gütmeyen kuruluşlara böyle kusurun aranmadığı bir sorumluluk yüklemenin adaletsiz olup olmadığı sorgulanmış ve böyle kuruluşların çalışanları gönüllü olduğundan kendileri adına faaliyette bulunanların davranışlarını kontrol etmede daha az imkâna sahip olduğu ve hatta onlara böyle bir sorumluluk yüklemenin onların görevlerini yerine getirmelerinde imkânsızlık oluşturabileceği iddia edilmiştir. Nitekim böyle kurumlar bu tip zararları ürün yahut hizmet fiyatına ekleyerek kendi faaliyetlerinden yarar sağlayan gruba da aktaramayacaktır. Buna karşılık bu nitelikte bir hayır kuruluşunu başkasının haksız fiilinden sorumluluk esasına dayanarak sorumlu tutan içtihatların, benzeri faaliyetleri üstlenen hayır kuruluşlarını başka cinsel taciz vakıalarını önlemek için gerekli tedbirleri almak noktasında teşvik edici olacağı ve caydırıcılığı sağlayacağı gerekçesiyle haklı da görülebilmiştir. Bunun yanında hayır kuruluşlarının gönüllü çalışanlar üzerinde, ücretle çalışanlar kadar denetim yapma imkânının bulunması gerektiği de ifade edilmektedir628

c.Geçici Çalıştırmalarda (Ödünç İş İlişkisinde)

Modern ekonomik yaşamda bir işletmenin kendi çalışanını bir başka işletmede geçici olarak görevlendirmesi (ödünç vermesi) durumuna da rastlanmaktadır. Böyle bir durumda bir çalışanın haksız fiilinden hangi adam çalıştıranın başkasının haksız fiilinden sorumluluk esasına dayanılarak sorumlu tutulması gerektiğine içtihat hukuku (common law) iki farklı cevap vermektedir. Haksız fiil hukukuna ilişkin geleneksel yaklaşım, burada müteselsil sorumluluk doğmayacağını ve sadece bu çalışanı başlangıçta işe alan adam

Modern ekonomik yaşamda bir işletmenin kendi çalışanını bir başka işletmede geçici olarak görevlendirmesi (ödünç vermesi) durumuna da rastlanmaktadır. Böyle bir durumda bir çalışanın haksız fiilinden hangi adam çalıştıranın başkasının haksız fiilinden sorumluluk esasına dayanılarak sorumlu tutulması gerektiğine içtihat hukuku (common law) iki farklı cevap vermektedir. Haksız fiil hukukuna ilişkin geleneksel yaklaşım, burada müteselsil sorumluluk doğmayacağını ve sadece bu çalışanı başlangıçta işe alan adam