• Sonuç bulunamadı

Açılıp Kapanan Evren Modeli (Oscillating Model)

1.6. DĠĞER BĠLĠMSEL KOZMOGONĠ TEORĠLERĠ

1.6.2. Açılıp Kapanan Evren Modeli (Oscillating Model)

Büyük patlama ve buna bağlı olarak zamanın bir baĢlangıcı olduğu sonucundan kaçınmak için ortaya konan diğer bir açıklama da Açılıp Kapanan (Oscillating) Evren Modelidir. 1963 yılında Rus bilimcileri Evgenii Lifshitz ve Isaac Khalatnikov‟un ortaya koyduğu bu teoriye göre geniĢlemekte olan evrendeki yıldızların ve galaksilerin geçmiĢte tam olarak aynı noktada (tekillik) bulunmuĢ olması için her hangi bir neden yoktur. Birbirlerine yakın olmuĢ olmaları yeterlidir. Yani aslında geniĢleyen evren, büyük patlama tekilliğinin değil de, daha önceki bir büzülme aĢamasının sonucudur. Evren küçülmeyi sürdürdükçe içindeki parçacıklar birbirlerine yapıĢıp kalmak yerine, birbirlerinin yakınından geçip uzaklaĢarak evrenin bugünkü geniĢlemesini doğurmuĢ olabilir.282

Bu modele göre evren azami bir boyuta kadar geniĢler, sonra büyük bir büzülüĢe dek daralır. Ama kendini yok etmek yerine bir Ģekilde “geri sıçrar” ve yeni

279 Craig, The Kalam Cosmological Argument, ss. 119-120. 280

Taslaman, Big Bang ve Tanrı, s. 86. 281 Silk, Evrenin Kısa Tarihi, s. 55.

bir geniĢleme ve büzülme döngüsüne girer. Bu durumda evrenin gerçek bir baĢlangıcı ve sonu yoktur, ama her bireysel döngünün belli bir baĢı ve sonu olacaktır. Bu teori özellikle, doğum ve ölüm, yaratılıĢ ve yok oluĢ döngülerinin önemli bir yere sahip olduğu Hindu ve Budist mitolojilerine uygun düĢen bir tablo ortaya koymaktadır.283

Yani bu modele göre evren sürekli olarak geniĢleme ve büzülme süreçlerini yeniden yaĢamaktadır ve bu süreç sonsuza kadar devam edecektir.

Bazı açılardan etkileyici olsa bile aslında bu hipotezin yaptığı tek Ģey esas baĢlangıç ve nihai sona dair soruları, bunu yaptığını belli etmeden ertelemek ya da bunlardan kaçınmaktan baĢka bir Ģey değildir. Bilimsel olarak yaklaĢıldığında ise bu hipotezin ispat ve çürütmeye elveriĢli olmadığı ve Big Bang modelindeki gibi deneysel bir kanıttan yoksun olduğu görülmektedir.284

Thomas Gold da büyük patlama modelini kabul etmekten kaçınmak amacıyla 1960‟larda yeniden büzülen bir evrenin büzülme evresinde zamanın geriye doğru akabileceği fikrini ileri sürdü. Böyle bir tersine dönüĢün o sırada etrafta bulunan varlıkların beyin iĢlevlerini de kapsayacağını ve böylece, bunların öznel zaman duyularını tersine çevirme etkisini göstereceğini vurguladı. Dolayısıyla, büzülme evresinde yaĢayanlar çevrelerindeki her Ģeyi “geriye doğru gidiyor” gibi görmeyecek, tıpkı bizim gibi, olayların ileriye doğru akmaya devam ettiğini hissedeceklerdi. Yani evreni büzülüyormuĢ gibi değil de geniĢliyormuĢ gibi algılayacaklardı.285

Ancak bu modelin çözmesi gereken çok ciddi sorunlar söz konusudur. Örneğin, çöken evrenin bir büyük büzülüĢte kendini yok etmek yerine çok yüksek bir yoğunlukta sıçramasına izin verecek Ģeyin ne olduğu bir muammadır. Patlamanın momentumunu tersine çevirmek ve kütle çekiminin ezici gücüne karĢı çıkmak için, büzülmenin ileri aĢamalarında bir tür çok büyük karĢı-kütle çekimsel kuvvet olmalıdır. ġu anda bilim dünyasının tespit ettiği böyle bir kuvvet söz konusu değildir.286

Eğer fizikî olarak yeniden açılma mümkün olabilseydi evrenin daha önceki geniĢlemesinden daha hızlı gerçekleĢecekti. Bu ise bir noktadan sonra evrenin

283 Davies, Son Üç Dakika, s. 145.

284 Roy Abraham Varghese, “GiriĢ”, Henry Margenau-Roy Abraham Varghese, Kosmos, Bios, Teos içinde, çev. Ahmet Ergenç, Gelenek Yay., Ġstanbul, 2002. s. 29.

285 Davies, Son Üç Dakika, ss. 150-151. 286 Davies, Son Üç Dakika, s. 146.

kapanamayacak hızda geniĢlemesi demektir. Rus fizikçiler Ġgor Novikov ve Yakob Zel‟dovich de açılıp kapanan Evren modelinin simetrik döngülerinin savunulamayacağını ve bu modelin, bir baĢlangıç fikrinden kaçamayacağını çalıĢmalarıyla ortaya koymuĢlardır.287

Son dönemde yapılan bilimsel araĢtırmalar bu modelin öne sürdüğü gibi evrenin içerisinde, geniĢlemeyi duraksatıp evreni tekrar eski haline döndürmek için yeterince madde olmadığını göstermektedir. Dahası evren her çöktüğünde (büzüldüğünde) var olan dünyayı tamamen yok edecektir ve eğer dünya bu yıkıntıdan tekrar zuhur ederse ortaya tamamen yeni bir dünya çıkmıĢ olacaktır. Bu ise bizim dinî ve bilimsel deneyimlerimizle bağdaĢmayan bir durum ortaya çıkarmaktadır.288

Bu modeli tümüyle geçersiz kılacak en güçlü kanıt ise entropi289 yasasıdır. Termodinamiğin ikinci yasası olarak da bilinen bu yasaya göre kapalı bir sistemdeki enerji, yoğunluğun daha yüksek olduğu noktadan yoğunluğun daha düĢük olduğu noktaya doğru her Ģey denkleĢinceye kadar akma eğilimi gösterir. Hiçbir iĢlem kapalı bir sistemdeki düzensizlik veya entropinin toplam miktarını azaltamaz. Entropinin artması demek mekanik bir iĢi gerçekleĢtirecek enerjinin azalması demektir. Sonuçta, toplam düzensizliğin dengelenmesi için maksimum entropiye ulaĢan sistem termodinamik dengeye ulaĢır. Bu da hareketin durması ve aynı anda ısıl ölüm ile sistemin yok olması demektir. Bu hale gelmiĢ bir sistem ise tekrar canlanamaz.290 Yani bu açılır-kapanır evren modellerinde evrenin büzülme sürecinde iken, bu iĢlemin tersine dönmesi fizik yasalarına göre mümkün değildir. Fizik yasalarına göre büzülme, geri dönülemez bir Ģekilde devam edecek ve evren maximum entropiye ulaĢana dek devam sürecektir. Bu ise evrenin sonu (kıyamet) anlamına gelmektedir.

Ayrıca açılıp-kapanmanın varlığı söz konusu olsa bile aynı yasaya göre bunun da sonsuz olması düĢünülemez. Yani evren açılıp kapansa bile entropi

287 Taslaman, Big Bang ve Tanrı, s. 98. 288

Robert Jastrow, “On BeĢ Milyar Yıl Önce Evreni Hangi Güçler Enerjiyle Doldurdu?”, Henry Margenau-Roy Abraham Varghese, Kosmos, Bios, Teos içinde, çev. Ahmet Ergenç, Gelenek Yay., Ġstanbul, 2002, s. 69.

289 Herhangi bir cisimde, toplam ısının sıcaklığa oranına entropi adı verilir. BaĢka bir deyiĢle entropi, düzenin karĢıtı veya enerji biçimine giren düzensizlik miktarıdır. (Ġnan, Kozmos‟tan Kuantum‟a, s. 195)

artıĢından dolayı bir süre sonra enerjisi azalacak ve tekrar açılmayı sağlayacak mekanik enerjiyi bulamayacaktır.291

Döngüsel evren modelinde ise evrenlerin birbirlerine entropi aktardıkları varsayıldığında bile, aktarmadan sonraki her aĢamada enerji biraz daha azalacak ve her yeni açılan evren biraz daha yavaĢ açılıp, daha geniĢ bir çapa sahip olacaktır. Bu da geriye gidildiğinde daha küçük evrenlerin var olması anlamına gelir ki bu da bizi bir baĢlangıç tekilliğine götürür.292

Yani açılıp- kapanan evren modelinde bile bir baĢlangıç ve dolayısıyla bir son olmak zorundadır. 1970 yılında Stephen Hawking ve Roger Penrose yayınladıkları bir makalede evrende gözlemlenen madde yoğunluğu ve Einstein‟ın genel görelilik kuramından hareketle evrenin baĢlangıcında bir büyük patlama tekilliğinin olması gerektiğini matematiksel olarak kanıtladılar.293

Dolayısıyla sonsuz evrenler öngören modellerin hiçbiri evrenin bir baĢlangıcı olması gerektiği gerçeğinden kaçamamıĢlardır.

1.6.3. BoĢlukta Kuantum Dalgalanmaları Modeli (Vacuum Fluctuation