• Sonuç bulunamadı

2. ÇİN ULUSLARARASI İLİŞKİLER DİSİPLİNİ’NDE DÜNYA DÜZENİ VE HEGEMONYA

2.3. Çin Uluslararası İlişkiler Düşüncesi Tarafından Geliştirilen Dış Politika Söylemleri

2.3.5. Ahenkli Dünya (和谐世界)

Çin dış politikasında küresel ilişkilerin sürdürülmesine yönelik ortaya atılan ve Batılı Uluslararası İlişkiler literatüründe en çok ilgi gören kavramlardan bir tanesi “Ahenkli Dünya”

kavramıdır. Konfüçyen düşüncenin hiyerarşiye ve bu yol ile kurulacak istikrarlı bir düzene olan inancı “Ahenkli Dünya” kavramında yansıtılmaktadır. Bu kavram aynı zamanda Avro-Amerikan merkezli Uluslararası İlişkiler düşüncesinin kaosa ve anarşiye olan inancına tamamen karşıt bir bakış açısı sunmaktadır. Nitekim Batılı incelemeler küresel sistemin özelliklerinin anarşik olarak algılanması gerektiğini varsayarken Çin açısından bu muhakkak geçerli bir varsayım değildir.358

Uyum kavramı Konfüçyen, Daoist ve Budist düşüncede merkezî bir yer işgal etmekte ve bin yıldır Çin yönetim sistemi üzerinde önem taşımaktadır. Bazı popüler Çin dergileri tarafından Çin kültürünü en iyi ifade eden karakter olarak seçilen ve “uyum” anlamına gelen hé (和) karakteri359

“zıtlıkların birliği” (law of the unity of opposites) ilkesini temel ilke olarak kabul eden bir kavramdır.

Zıtlıkların birliği ilkesine göre çelişki; zıtlıkların birliğidir. Bu çelişkiyi oluşturan zıtlıkların her biri birbirine karşılıklı bağımlı bir yapı sergilerler.360 Burada çelişkiyi oluşturan zıtlıklar arasında mücadele kaçınılmazdır fakat bu zıtlıklar birbirini tamamlar ve birisi bir diğeri olmadan var olamaz.

Uyum düşüncesi de çelişkinin dönüşümü (transformation of contradictions) kuralı ile çelişkinin

355Zhang, “China's new foreign policy under Xi Jinping: towards ‘Peaceful Rise 2.0’?”, s.6

356Zhang, “China's new foreign policy under Xi Jinping: towards ‘Peaceful Rise 2.0’?”, s.10

357Zhang, “China's new foreign policy under Xi Jinping: towards ‘Peaceful Rise 2.0’?”, s.11

358Harris, a.g.e., s.26

359 Astrid H. M. Nordin, “Futures beyond ‘the West’? Autoimmunity in China’s harmonious World”, Review of International Studies, 42, 2016, s.162

360Xu Jian, “Theoretical Reflections on Building a Harmonious World”, China International Studies, 2007, s.32

92

doğasındaki düşmanlığın azaltılması ve yok edilmesine atıf yapmaktadır. Burada öngörülen mücadele, iki zıt kutubun sıfır-toplamlı bir oyundaki gibi ölüm – kalım yolunda ilerlememektedir.

Uyum, zıtlıkları ortadan kaldırmayı değil fakat zıtlıklar arasındaki düşmanlığı ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.361

Çin’in yönetim sistemi üzerinde önemli bir etkisi olan “uyum” kavramı, Hu Jintao tarafından ilk kez 2004-2005 yıllarında dış politikanın resmî bir unsuru olarak kabul edildikten sonra Çin Uluslararası İlişkiler çalışmaları başta olmak üzere küresel akademik araştırmalarda en çok çalışılan konular arasına girmiştir. 362 Hu Jintao BM’nin kuruluşunun 60. Yılını anma zirvesinde yaptığı konuşmada “ahenkli bir dünya inşa etme”nin önemine vurgu yapmıştır:

Medeniyetler arasında var olan karşılıklı şüpheleri ve yabancılaşmayı ortadan kaldırmalı, insanlığı daha uyumlu bir toplum haline getirmeli ve dünyamızı daha renkli kılmalıyız. Medeniyetlerin çeşitliliğini eşitlik ve açıklık ruhu içinde korumaya çalışmalı, uluslararası ilişkileri daha demokratik hale getirmeli ve bütün medeniyetlerin birarada yaşayabildiği ve uzlaşı içerisinde olduğı uyumlu bir dünyayı ortaklaşa inşa etmeliyiz.

Hu Jintao’nun bu konuşması üzerine 2006’da ÇKP Merkez Komitesi Dış İlişkiler Çalışma Konferansı “ahenkli bir dünya inşa edilmesinin teşvik edilmesi”ni Çin’in dış ilişkilerinde yedi öncelikten biri olarak belirlemiştir.363 Aynı yılın Aralık ayında Çin Komunist Partisi tarafından China’s Peaceful Development Road başlıklı beyaz kitap yayınlanmış ve 2007 Ekim ayında ÇKP 17.

Ulusal Kongresi’nde kavram, anayasaya girmiştir. Ahenkli Dünya’nın resmî olarak kullanılmaya başlanmasından itibaren temel vurgu medeniyetler arasındaki farklılık ve çeşitliliklerin devam ettirilmesi, uyumlu fakat farklılıkların korunması anlamına gelen 和而不同 (hé ér bù tóng) üzerine yapılmıştır.364

Hu Jintao’ya göre “ahenkli bir dünyanın” dört özelliği bulunmalıdır: (1) BM’nin güçlü bir role sahip olduğu etkin bir çok taraflılık (2) ortak bir güvenlik mekanizmasının geliştirilmesi (3) karşılıklı faydaya dayalı iş birliği yoluyla herkesin refahının sağlanması (4) farklı uygarlıklar arasında diyaloğun arttırılması ve hoşgörü.365 Hu Jintao yönetiminin temel ilkesini oluşturan ‘Ahenkli Toplum” 和谐社会 (hé xié shè huì) ve ‘Ahenkli Dünya’ 和谐世界 (hé xié shì jiè) 366 kavramları kalıcı barış ve ortak refaha dayanmaktadır ve beş temel ilkeye sahiptir: (a) kazan-kazan stratejisi (b) barışçıl kalkınma (c) farklılıklara saygı (d) iş birliği ve koordinasyon (e) barış içinde bir arada var

361Jian, a.g.e., s.33

362Nordin, a.g.e., s.162

363Jian, a.g.e., s.30

364Nordin, a.g.e., s.165

365Shambaugh, a.g.e., s.42

366Nordin, a.g.e., s.162

93

olma.367Bu anlayışa göre uluslararası ilişkiler “sıfır toplamlı bir oyun” değil “kazan-kazan”

oyunudur.368 Hegemonyayı ve güç politikalarını reddeden Ahenkli Dünya görüşü, ihtilaf ve çatışmaların tehdit veya güç kullanımı ile değil diyalog, uzlaşma ve danışma yolu ile çözülmesini öngörür.369 Nitekim Hu Jintao tarafından vurgulanan “barış ve kalkınma” ile “uyumlu dünya”

kavramları; Çin’in içinde bulunduğu gelişmişlik düzeyinin ve modernizasyon hedefinin başta büyük güçler olmak üzere çatışmadan kaçınması gerekliliğine işaret etmektedir.370 Kısacası uyum; çelişki, çatışma veya problemin olmadığı bir dünyayı işaret eden bir ütopya değil, pek çok çelişki ile dolu olan dünyada çatışmaların en aza indirilmesi, düzenin sağlanması, ortak gelişmenin teşvik edilmesini amaçlayan bir düşüncedir.371

Ahenkli Dünya kavramı çok geniş bir dış politika alanı üzerinde Çin’in duruş ve uygulamalarını etkileme kapasitesine sahip elementleri içerisinde barındırmaktadr. Bu elementlerden bazıları: çoktaraflılığın desteklenmesi, çeşitli siyasi ve ekonomik sistemlere karşı tolerans gösteren bir dünyanın desteklenmesi, daha demokratik (yani daha az hegemonik) bir uluslararası ilişkilerin teşvik edilmesi.372 Bu unsurlar açısından düşünüldğünde dünyanın giderek çok-kutuplu bir yapıya doğru evrilmesi, hegemonya ve güç politikalarını sınırlandırarak uluslararası düzenin daha rasyonel ve adil olmasına yardım edecek böylelikle uyumlu dünyanın inşa edilmesine katkıda bulunacaktır.

Uyum düşüncesi; farklılığa saygı ve rasyonalitenin izlenmesini ifade etmekte; dünyadaki farklılıkların ve rasyonalitenin organik birliğini içermektedir. Bu düşüncede dünya üzerindeki

“çelişki”, farklılıklardır.373 “Çin Rüyası” kavramı ile birlikte kullanılan uyum, dünyanın içinden geçmekte olduğu spesifik tarihsel bir dönemde ulusal, bölgesel ve küresel yönetişime saygı duyan Doğu Asya siyasal elitinin değer, kimlik ve normlarını” ifade etmek için kullanılmaktadır.374

Bununla birlikte “Uyumlu Dünya” görüşü yalnızca Doğu Asya kültürünün bir yansıması olarak değil AB tarafından geliştirilen ve Batılı değerlerin temel alındığı bir yönetim modeli olarak sunulan

“küresel yönetişim” (global governance) kavramına karşı alternatif olarak sunulmaktadır. Çinli liderlere göre “Küresel Yönetişim” kavramı dünyada güç kaymasının yaşanmakta olduğu gerçeğini

367Wang Youming, “Global Governance versus Harmonious World”, China International Studies, 24, 2010, s.81

368Wang, “Global Governance versus Harmonious World”, s.82

369Jian, a.g.e., s. 38

370Joseph Y. S. Cheng, “Convincing the World of China’s Tradition to Pursue Universal Harmony”, Journal of Chinese Political Science, 17, 2012, s.166

371Jian, a.g.e., s.36

372 Jean-Marc F. Blanchard, “Harmonious World and China’s Foreign Economic Policy: Features, Implications, and Challenges”, Journal of Chinese Political Science, 13(2), 2008, s.165

373Jian, a.g.e., s.35

374Nordin, a.g.e., s.163

94

yadsıyarak Batı’nın dünyaya liderlik etmesini sürdürmek isteyen Batı-merkezliliğin güncellenmiş bir versiyonudur. Bu bakış açısına göre Batı medeniyeti “Küresel Yönetişim” adı altında ülkelerin iç işlerine müdahale etmeyi olağan bir iş olarak görmektedir. Benzer şekilde AB üyesi ülkelerin liderlerine göre de Ahenkli Dünya kavramı, bir yumuşak güç stratejisi olduğu kadar bir nevi ütopyadır. Bu söylem ile Çin’in yükselişine ilişkin endişeler azaltılmak istenmekte ve ahenkli dünya kavramı ideolojik propagandanın bir şekli olarak kullanılmaktadır.375 Çin ile Batılı ülkelerin düşünce yapıları arasındaki farklılığı göstermesi açısından Ahenkli Dünya kavramına yaklaşımların anlaşılması oldukça önemlidir. Nitekim Çin tarafından teşvik edilen bütüncül dünya görüşü, Batılıların zıtlıklara dayanan ikili dünya görüşünden oldukça farklıdır. Avro-Amerikan merkezli düşünce yapısının temelinde “çatışmanın kaçınılmaz olduğu” fikri yer almaktadır. Hâlbuki Ahenkli Dünya kavramı ve bu kavramın ait olduğu bütüncül dünya görüşünde görünüşte birbirinin zıddı olan unsurlar daima birbirlerini tamamladıkları için uyum sadece mümkün değil aynı zamanda kaçınılmazdır.376 Çin medeniyetinin “uyum” düşüncesine verdiği önemin ve Çinli yöneticilerin dünya düzenine bakışını belirlemesi açısından önemli olan bir diğer kavram insan ve evrenin uyumunu açıklayan Tianxia kavramıdır.

2.3.6. Tianxia (天下)

İnsan ve doğanın, ideal ve gerçeğin, ahlaki ve maddi olanın bir araya geldiği alana işaret eden Tianxia kavramı, Batı medeniyetinin düşünce yapısının karşısında alternatif bir yöntem olmak üzere bütüncül dünya görüşünün etkin hale getirilebilmesi için en uygun kavramlardan birisi olarak gösterilmektedir.377 Nitekim Çin’in dünya görüşü ve dış politika anlayışında giderek daha fazla etki sahibi olmaya başlayan Tianxia kavramı, Çin’in gelecek vizyonu ve dünya düzeni konusundaki politikalarına ilham vermekte ve bu politikaları belirleyen en önemli geleneksel uygulama olarak ön plana çıkmaktadır.378

Tianxia kavramının Uluslararası İlişkiler’de başlattığı tartışma, kavramın ilk kez 1994 yılında yayınlanan bir makalede ele alınması ile ortaya çıkmıştır. Son yüzyılın en önemli Çinli Uluslararası İlişkiler teorisyeni olarak kabul edilen ve bir dönem Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nin başkanlığını yürütmüş olan Li Shenzi tarafından “Globalization and Chinese Culture” başlığı ile yayınlanan bu makale, “geleneksel Çin düşüncesinin “Tianxia Zhuyi” kavramına dayandığı ve “dışlayıcı milliyetçilik anlayışının küreselleşmenin ruhuna olduğu kadar Çin geleneklerine de aykırı olduğu”

375Wang Youming, “Global Governance versus Harmonious World”, China International Studies, 24, 2010, s.79

376Qin, “Neden Çin Kökenli Bir Uluslararası İlişkiler Teorisi Yok?”, s.72

377Qin, “Neden Çin Kökenli Bir Uluslararası İlişkiler Teorisi Yok?”, s.72

378William A. Callahan, “Chinese Visions of World Order: Post-hegemonic or a New Hegemony”, International Studies Review, 10, 2008, s.749

95

tezini ortaya atmıştır. Shenzi’den sonra Tianxia kavramını kullanan diğer önemli çalışma, 1996 yılında Sheng Hong tarafından “From Nationalism to Tianxia Zhuyi” başlığı ile yayınlanmıştır.379 Sheng bu makalesinde “Çin’de istikrarsızlığın egemen olduğu Savaşan Devletler Dönemi’ne Tianxia Zhuyi kültürünün kurumsallaştırılmasıyla son verildiğini ve bu sistemin yeni dünya düzeni için manevi bir kaynak olabileceğini söylemiştir.380 Shenzi ve Hong tarafından “dışlayıcı milliyetçilik”

anlayışının karşısına alternatif bir anlayış olarak sunulan Tianxia kavramı, 2006 yılında Zhao Tingyang’ın “Rethinking Empire from a Chinese Concept ‘All-under-Heaven’ (Tian-xia, 天下)”

başlıklı makalesi ile ilk kez “ideal küresel yönetişim” anlayışı olarak sunulmuş ve mevcut küresel sistemin yönetim anlayışının karşısında konumlandırılmıştır.

Zhao Tingyang’ın daha sonra genişleterek The Tianxia System: A Philosophy for the World Institution başlıklı kitabının Çin başta olmak üzere uluslararası akademik çalışmalarda gördüğü yüksek ilginin sebebi küresel problemlere Çin tarzı çözüm önerileri sunması ve özellikle kozmopolitanizm ile milliyetçilik söylemlerinin birbiri ile çelişen doğalarını geleneksel Çin anlayışının nasıl bütünleştirdiğini göstermesidir. Zhao’nun kitabında Tianxia, Batı emperyalizminden farklı meşru bir dünya düzeni olarak sunulmaktadır.381

Tianxia (天下) kavramı iki karakterden oluşmakta ve kelime anlamı ile coğrafi bir tanımlamaya işaret etmektedir.Tian (天) karakteri “gökyüzü” anlamına gelirken Xia (下) “aşağı”

anlamına gelmekte ve bu iki karakter Tianxia kavramında “gökyüzünün altındaki herşeyi” yani tüm yeryüzünü ifade etmektedir.382 Kelime anlamı olarak Batı dillerindeki “evren” ve “yeryüzü” anlamını karşılamakla birlikte Tianxia, bu ilk anlamının yanında onu tamamlayan iki anlama daha sahiptir.

Bunlardan bir tanesi “tüm insanların kalbi” veya “insanların genel iradesi”ni içeren psikolojik anlamıdır.383 Buna göre Tianxia sisteminin kurulması, bu sistemin kurulacağı topraklarda yaşayan insanların rızasına bağlıdır. “Tüm yeryüzü topraklarını ve bu topraklar üzerindeki insanların iradelerini kapsayan evren” anlayışını ifade eden Tianxia sisteminin yöneticisi, bir toprakta yaşayan halkın samimi ve gerçek desteğini kazanmadığı sürece ne kadar geniş topraklar fethederse etsin ülkesini tam anlamıyla Tianxia sisteminin merkezi haline getiremeyecektir. Tianxia kavramının içinde mevcut olan diğer anlam ise tüm dünyada hâkim olabilecek evrensel bir sistemin kurulmasını içeren kurumsal bir anlayıştır. Bu düşünce dünyayı “tek bir aile” olarak tasarlayan bir ütopyadır.

Kavramsal olarak “gökyüzü altındaki toprakların imparatorluğu” olan Tianxia, bir ülke ya da millete

379 Yudan Chen, “Two Roads to a World Community: Comparing Stoic and Confucian Cosmopolitanism”, Chinese Political Science Review, 1, 2016, s.323

380Chen, “Two Roads to a World Community: Comparing Stoic and Confucian Cosmopolitanism”, s.324

381Callahan, “Chinese Visions of World Order: Post-hegemonic or a New Hegemony”, s.750-751

382Callahan, “Chinese Visions of World Order: Post-hegemonic or a New Hegemony”, s.751

383Tingyang Zhao, “Rethinking Empire from a Chinese Concept ‘All-under-Heaven’ (Tian-xia, 天下 ), Social Identities, 12 (1), 2006, s.30

96

değil kurumsal bir dünyaya bir dünya toplumuna işaret etmektedir. Dolayısı ile Tianxia kavramı içerdiği coğrafi, psikolojik ve kurumsal-siyasi anlamları ile bir bütün içinde değerlendirildiğinde anlaşılabilir.384

Tianxia sisteminin öngörmüş olduğu dünya düzeni içerisinde meşruiyetin kaynağına atıf yaptığı için en öne çıkan anlam, psikolojik anlam olan “insanların kalbi” dir. Buna göre Çin yönetim kültüründeki ifadesi ile “Gökyüzünün Oğlu” olarak adlandırılan yönetici, yeryüzü imparatorluğunu yönetme hakkına sahiptir. Ancak yönetme hakkının Gökler tarafından kendisine verildiğine inanılan yönetici ancak halk tarafından desteklendiği sürece yönetme hakkına ve meşruiyete sahiptir. Nitekim Çin yönetim kültüründeki “siyasi meşruiyet” teorisi, yönetim hakkını ancak iki şart ile meşru görmektedir. Bunlardan birincisi imparatorluğun kuruluşundaki meşruiyettir: bu da halkı çok kötü bir durumdan kurtarma ve bu sayede halkın çoğunluğu tarafından memnuniyet ile karşılanmadır.

İkincisi yönetim hakkının kullanılması sırasındaki meşruiyettir: Bu ise dünyayı, halkın istediği bir düzen içerisinde tutabilme becerisidir. Bu şartlara bağlı olan meşruiyet, halkın bir yöneticiyi takip etme veya etmeme yönünde özerk oldukları bir alan tanır. Ve Zhao’ya göre Çin siyaset felsefesindeki

“insanların kalbi” kavramı, siyasi gerçeklere “demokrasi” kavramından daha yakındır.385

Yukarıdaki unsurlar bütün olarak değerlendirildiğinde Tianxia sisteminin öngördüğü “mutlak meşruiyet” dolaylı yoldan üç temel ilkeyi gerekli kılmaktadır: (1) Yönetimin siyasi meşruiyeti tüm din ve ideolojilerden bağımsızdır. Siyasi meşruiyet tüm din ve ideolojilerin önünde gelmektedir. (2) Sistemi yönetme hakkı, evrensel boyutta insanların mutluluğunu artırabilecek yönetim yolunu (Tao 道) bilen nitelikli tüm insanlara açıktır. (3) Sistemi yöneten kişi bir diktatör veya süpergüç olmayacak, fakat sistemin yönetim hakkını meşru kılacak güç ve hakka sahip olacaktır.386

Alternatif bir küresel yönetim sistemi olarak Tianxia, coğrafi veya kültürel anlamda “dışarıda”

olanı ve “öteki”yi reddetmez. Zhao Tingyang tarafından “hiçbir şeyin dışarıda kalmaması” (nothing outside - 无外) şeklinde de tanımlanan Tianxia387 “çok” olanın “tek” olana dönüştürülmesi yoluyla

“düzen”in kurulduğu bir dönüşüm sürecidir. Burada “ben” ve “öteki” eş zamanlı bir dönüşüm sürecine girerek bütün bir yapı içinde bir araya gelirler. Tianxia teorisi, “düşmanların arkadaşlara dönüştürüldüğü” ve yönetilecek topraklardaki insanları cezbetme arayışında olan bir teoridir.

Teorinin merkezinde Batı kültüründe olduğu gibi birey değil devlet bulunmaktadır. Batı siyaset bilimi, siyasi hayatı üç düzeyde “birey, toplum, ulus-devlet” olarak organize ederken Çin siyasi

384Zhao, “Rethinking Empire from a Chinese Concept ‘All-under-Heaven’ (Tian-xia, 天下 ), s.31

385Zhao, “Rethinking Empire from a Chinese Concept ‘All-under-Heaven’ (Tian-xia, 天下 ), s.31

386Zhao, “Rethinking Empire from a Chinese Concept ‘All-under-Heaven’ (Tian-xia, 天下 ), s.33

387Chen, “Two Roads to a World Community: Comparing Stoic and Confucian Cosmopolitanism”, s.326

97

düşüncesi bunu “Tianxia, devlet, aile” olarak tasarlamaktadır.388 Ortaçağ Avrupası’nda görülen feodal sistemden farklı olan ve daha çok tımar sistemi benzeri bir yönetsel sistem kuran Tianxia, sayısız bağlı siyasi üyelerin oluşturduğu bir ağ şeklinde tasarlanmıştır. 389 Bu ağı oluşturan devletler iç yönetimlerinde özerk bir yapıya sahip iken Tianxia sisteminin yöneticisine karşı da sadakatle bağlıdırlar.390 Sistemde siyasi gücün sahibi olan devlet ortak güvenlik ve düzenin sağlanmasından, tüm sistemin ortak çıkarlarının korunmasından ve tüm insanların ortak mutluluğunun güvence altına alınmasından oluşan bir sorumluluk anlayışına sahiptir.391

Buradan hareketle Tianxia kavramı, Batı kültürünün iki temel kavramı ile karşılaştırılmakta ve eleştiriler bu karşılaştırma üzerinden yapılmaktadır. Bu kavramlar kozmopolitanizm ve egemen gücün üstlenmesi gereken “sorumluluk” kavramlarıdır. Tianxia kavramının “gökyüzü altındaki her şeyi kapsayan” evren anlayışı ile Batılı kozmopolitan düşüncenin kozmos anlayışının karşılaştırılmasına dayanan eleştiriye göre Tianxia, Çin’de Konfüçyenizm’in yeniden canlandırılması ile ortaya çıkan kültürel milliyetçi politikaların bir sonucudur. Bu görüşün temel iddiasına göre Çin, Tianxia sisteminde öngörülen “farklılıkların tek olana dönüştürülmesi” idealini kültürel değerler üzerinden değil de askerî güç ile gerçekleştirecek olursa tüm dünyaya barışı getirme ideali, Avrupa emperyalizminden daha az etnosentrik ve emperyalist olmayacaktır.392

Tianxia kavramının Batılı değerler ile karşılaştırılmasından doğan ikinci eleştirel yorum,

“egemen gücün sorumluluğu” ile ilişkili olarak ortaya çıkmaktadır. Bu yorum, Batılı dünya görüşünde büyük güç olabilmenin temel şartının “uluslararası düzeni muhafaza etme sorumluluğunun üstlenilmesi”ne bağlı olduğu yönündeki yaygın kanıdan doğmaktadır.393 İlk kez 2005 yılında Amerika Birleşik Devletleri eski Dışişleri Bakan yardımcısı Robert Zoellick’in Çin’e

“uluslararası sistemin sorumlu bir paydaşı olma” çağrısında bulunması ile başlayan tartışma, bugün hem Çin hem de uluslararası akademik çevrede üzerinde uzlaşılması en zor konulardan birisini oluşturmaktadır.394 Özellikle 2011 yılı öncesinde Çin’e yönelik yapılan yorum ve araştırmaların odak noktasını oluşturan “sorumluluk” kavramı, Çin’in Ortadoğu politikası kapsamında da en önemli tartışma boyutlarından birisi haline gelmiştir. Buna göre Çin, Ortadoğu’da ABD’nin bölgedeki

388Callahan, “Chinese Visions of World Order: Post-hegemonic or a New Hegemony”, s.752

389Tingyang Zhao, Redefining A Philosophy for World Governance, (Translated by: Liqing Tao), Palgrave Macmillan Publishing, Singapore, 2019, s.7.

390Zhao, “Rethinking Empire from a Chinese Concept ‘All-under-Heaven’ (Tian-xia, 天下 ), s.34

391Zhao, Redefining A Philosophy for World Governance, s.7

392 Sor-hoon Tan, “Cosmopolitan Confucian cultures: suggestions for future research and practice”, International Communication of Chinese Culture, 2 (3), 2015, s.172

393Harris, a.g.e., s.28

394Shambaugh, a.g.e., s.39

98

varlığına güvenerek bölgesel barış ve istikrarı sağlanmasına çok fazl katkı sağlamamak ve bu konuda bir sorumluluk duymamakla eleştirilmektedir.395

Çin’in sorumluluğu ile ilgili Çin’de mevcut görüşlerden bir tanesi, bu kavramın Batı’nın ve Amerika’nın bir tuzağı olduğuna inanan şüpheci yaklaşımdır. Bu tuzak, Çin’i ait olmadığı çok çeşitli dış karışıklıkların içine çekecek ve Çin’in gelişmesini yavaşlatacaktır. Bu bakış açısı Xinhua News Agency International Herald Leader’ın sayfalarında yankı bulmuş ve buna göre “Çin’in uluslararası sorumluluğu” teorisi Batı’nın Çin’i baskı altında tutmak için kullandığı yeni bir silah ve araç olarak sunulmuştur. Daha ılımlı olan bir diğer görüş Çin’in uluslararası sistemde sorumluluk almak için yeterince hazır olmadığını savunmaktadır. Çin’in sorumluluğuna ilişkin olarak Batılı bakış açısına yakın olan görüş ise Çin’in küresel yönetişime katkıda bulunmak için konumu ve gücüyle orantılı olarak daha çok şey yapması gerektiğine inanmakta fakat bunu yaparken seçici olması gerektiğini söylemektedir. 396

Bu tartışma kapsamında en önemli çalışmalardan birisi olarak sayılan ve Gerald Chan tarafından 2013 yılında yayınlanan “Power and Responsibility in China’s International Relations”

başlıklı çalışmada yazar, “sorumluluk” derken neyin kastedildiği ve “bir devletin nasıl sorumlu olarak nitelendirilebileceği”ne yönelik soruların cevaplanması gerektiğini söylemektedir.397 Çince’de “sorumluluk” anlamına gelen sözcük ze (责) ve ren (任) karakterlerinin bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Birinci karakter olan ze (责) “görev” anlamına gelirken ikinci karakter olan ren ( 任) “külfet, yüklenmek” anlamına gelmektedir. Geleneksel Çin düşüncesi ve sosyal yaşantısında görev ve sorumluluk, daha üstün olandan aşağıda olana veya büyük olandan küçük olana doğru

başlıklı çalışmada yazar, “sorumluluk” derken neyin kastedildiği ve “bir devletin nasıl sorumlu olarak nitelendirilebileceği”ne yönelik soruların cevaplanması gerektiğini söylemektedir.397 Çince’de “sorumluluk” anlamına gelen sözcük ze (责) ve ren (任) karakterlerinin bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Birinci karakter olan ze (责) “görev” anlamına gelirken ikinci karakter olan ren ( 任) “külfet, yüklenmek” anlamına gelmektedir. Geleneksel Çin düşüncesi ve sosyal yaşantısında görev ve sorumluluk, daha üstün olandan aşağıda olana veya büyük olandan küçük olana doğru