• Sonuç bulunamadı

ĠLHANLILAR DÖNEMĠ ĠLMÎ VE KÜLTÜREL DURUM

ġerefüddin et-Tîbî‟nin yaĢamıĢ olduğu Tebriz ve çevresi; 1256‟da Moğollar‟a baĢĢehir olduğunda hatırı sayılır kültürel bir hayata sahip olan zengin bir ticaret Ģehriydi. 1296‟da tam bağımsız Ġlhanlı devletinin kurulduğu bu bölge ticaret yollarının buluĢma noktasıydı. Antalya‟dan gelen kervanlar Konya ve Kayseri‟ye uğrayarak Sivas‟a varıyor oradan da Erzincan-Erzurum yoluyla Tebriz‟e ulaĢıyordu. Bağdat‟ın düĢmesiyle Ġlhanlılar zamanında Tebriz onun yerini almıĢ ve bu bölgedeki bütün Ģehirler önem kazanmıĢtır. Ayrıca Tebriz‟de Bizans ve Frenklerin daha önemlisi (1304‟ten itibaren) Cenevizlilerin kolonileri vardı. Cenevizliler Ġlhanlıların batıyla olan iliĢkilerinde önemli rol oynamaktaydı.105Aynı Ģekilde Tebriz‟de çoğu ruhani sınıfa mensup olan farklı din ve gruplardan çeĢitli diplomatik temsilciler de bulunmaktaydı.106

ġu halde Ġlhanlı hâkimiyet sahasındaki din haritasına baktığımızda çok dinli ve kültürlü bir yapı karĢımıza çıkmaktadır. Müslümanlardan baĢka ġamanistler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Budistler bulunmaktadır.107

Tebriz Ģehrinde Ortodoks, Nesturi, Yakubi kiliseleri de bulunmaktaydı.108

Hatta ReĢîdüddîn Mecûsî ve mülhidlerin bulunduğunu söylemekte ve bunların fırsat kollayıp pusuda beklediği bilgisini vermektedir.109

Budist olan ancak siyasî amaçlarla Hıristiyanlara yanaĢan Abaka110

, Argun döneminde vezir olan Yahudi Sa‟düddevle kısmen de olsa Yahudi ve Hıristiyanların etkisini göstermektedir.111

Dönemin küçük bir kültür havzası konumunda olan bu coğrafyada Ġlhanlıların/Moğolların herhangi bir yapıcı faaliyeti olmuĢ mudur? Bu soru oldukça önemlidir. Çünkü Moğol hâkimiyeti özellikle ilk yarım asırda katliam ve tahribatlarla

105

AydoğmuĢoğlu, Cihat, Tarih‟te Tebriz (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, AÜSBE), Ankara 2007, s. 48.

106 AydoğmuĢoğlu, Tarih‟te Tebriz, s. 49. Halkın sosyal ve kültürel durumu için bk. Marco Polo‟nun

Geziler Kitabı, s. 26 vd.

107 Bilgi için bk. Bertold, Ġran Moğolları, s. 213. 108 AydoğmuĢoğlu, Tarih‟te Tebriz, s. 56. 109 ReĢiddüdin, Tarih-i Gâzân Hân, s. 341. 110

Yuvalı, “Ġlhanlılar”, DĠA, XXII, 103.

26

anılmaktadır. Tüm bunlara rağmen Moğolların Yakındoğu‟da bazı olumlu izler de bıraktığı görülmektedir. Mesela Ġlhanlı devletinin kurucusu olan Hülâgû cebirle astronomiye meraklıydı. Hülâgû ve Abaka Nasıruddin Tûsi‟ye büyük masraflarla Meraga‟da bir rasathane kurdurmuĢlardır.112

Ġlhanlıların ilk hanlarından olan Argun bina yapımına çok hevesliydi. Tebriz yakınlarında yüksek bir saray inĢa etmiĢtir. Ayrıca O‟nun kimya ilmine meraklı olduğu da ifade edilmiĢtir.113

Gâzân Han döneminde mescid, cami, ġafiî ve Hanefî medreseleri, hankâh, darussiyâde, rasathane, daruĢĢifa, kütüphane, darulkaza, hamam ve muhtelif vakıflar kurulmuĢtur.114

Ġlhanlı hâkimiyetinin merkezi olan Azerbaycan‟da Gâzân Han zamanında Ucân ve ġenb-i Gâzân, Olcaytu döneminde Rab‟ı reĢîd gibi yeni yerleĢim birimleri kuruldu. Tebriz ve Meraga gibi Ģehirlerde önemli imar faaliyetleri icra edildi.115

Bu dönemde Tebriz‟i ziyaret eden ve hac kafilesine yetiĢeceğinden dolayı Ģehre yaptığı ziyaret çok kısa süren Ġbn Battûta Tebriz çarĢısı hakkında Ģu bilgileri vermektedir:

“Bu tüm dünya ülkelerinde görmüĢ olduğum çarĢıların belki de en güzeli! Her zanaat için ayrı bir bölüm var. Kuyumcular bölümünden geçerken gördüğüm çeĢit çeĢit mücevher gözlerimi kamaĢtırdı. Kıymetli taĢlar, güzel elbise giyinmiĢ ve beline ibriĢim kuĢak bağlamıĢ yakıĢıklı kölelerin elindeydi… Daha sonra vezir Ali ġah tarafından inĢa edilen büyük mabede vardık… Caminin avlusu mermerle döĢenmiĢ, duvarları “kaĢani” denen özel çiniyle kaplanmıĢ… Avlunun ortasından su geçiyor; orada çeĢitli ağaçlar, yasemin ve üzüm kütükleri bulunuyor. Burada her gün ikindi namazından sonra Yasin, Fetih ve Amme surelerini okumak âdetmiĢ. ġehir sakinleri Kuran dinlemek için toplanıyor burada.”116

112 AydoğmuĢoğlu, Tarih‟te Tebriz, s. 47.

113 Sayyâd, eĢ-ġarkü‟l-Ġslami fî ahdi‟l-Ġlhâniyyîn, s. 200-201; Togan, Umumî Türk Tarihi‟ne GiriĢ, s. 272

vd.

114 ReĢîdüddîn, Tarih-i Gâzân Hân, s. 370. 115

ReĢîdüddîn, Tarih-i Gâzân Hân, s. 360, 364; Bertold, Ġran Moğolları, s. 228.

27

Bu bilgiler bir Ġlhanlı Ģehrinin yapısı ve sosyal hayatı hakkında bize ipuçları vermektedir. Buna göre Ġlhanlılar özellikle Gâzân Han döneminden sonra “yıkan” konumundan “yapan” konumuna geçmiĢlerdir denilebilir. Yapılan bu imar faaliyetlerinin ilmî faaliyetleri de etkilediği muhakkaktır. Nasıruddin Tûsî, ġemseddin Cuveynî, Ata Melik Cüveynî, ReĢîdüddîn Fazlullah Hemedânî gibi bilginler Moğol sarayında görev almıĢlardır.

Togan, Hulagu‟nun Tûsî‟ye olan ilgisini Ģöyle anlatmaktadır: “Mengü Kaan daha kardeĢi Hülâgû Moğolistan‟da iken ismi kendilerine malum olan Önasya riyaziyecisi Nasıruddin et-Tusi‟yi kendisine Karakum‟a göndermesini emretmiĢ; Fakat Hülâgû Ġran‟ı fethettikten sonra bu âlimi bulmuĢ, onu kardeĢi Kaana göndermeyip kendi nezdinde, Ġran‟da alkoymuĢ ve Nasıruddin için Merağa‟da bir rasathane bina ettirmiĢtir. el-Biruni‟ye üç asır sonra olsa dahi bir hayırlı halef olmayı kendisi için gaye edinen Nasıruddin Tusi‟ye, Hülâgû Uzakdoğu‟dan getirdiği Çinli heyet alimlerini ve Halep‟te ele geçirdiği Endülüslü Arap heyetĢinası Muhyiddin el-Mağribî‟yi yardımcı olarak vermiĢ ve dünyanın uzak köĢelerinde yetiĢen alimlerin kendi himayesi altında birleĢerek, Merağa gibi o güne kadar metruk kalmıĢ olan bir Azerbaycan Ģehrini dünyanın ilim merkezi haline sokmalarını temin etmiĢtir”117

Tarih yazıcılığı bu dönemde oldukça önem kazanmıĢtır. Uzun süre vezirlik yapan ReĢîdüddîn dînî ve fıkhî konularda Gazzâlî‟ye ilgi duymuĢtur. (Belki de bunun tesiriyle) kurmuĢ olduğu Rab‟ı reĢîdî medresesinde felsefe öğrenimini yasaklamıĢtır.118

Bu bilgilerin yanında onun felsefî meselelere ilgi duyduğunu gösteren bilgiler de mevcuttur. Togan, onun felsefî ve dînî mütalâalarını ihtiva eden ve Rumca‟ya da tercüme edilerek Trabzon ve Ġstanbul gibi o günün Bizans topraklarında okutulan el-

Es‟ile ve‟l-ecvibe adlı bir eserden bahsetmektedir.119 Mezkûr eser “Ġlhanlılarla Bizans

117 Togan,Umumî Türk Tarihi‟ne GiriĢ, s. 223.

118 Özgüdenli, Osman Gazi, “ReĢîdüddîn Fazlullah-ı Hemedani”, DĠA, XXXV, 20.

119 Togan, Umumî Türk Tarihi‟ne GiriĢ, s.276 vd.; Özgüdenli ise eseri Ģöyle takdim eder: “el-Es‟ile ve

ecvibe: ReĢîdüddîn‟in değiĢik sorulara verdiği cevapları içermektedir. (neĢr. R. ġabani, I-II, Ġslâmâbâd 1371/1993)” Bk. Özgüdenli, “ReĢîdüddîn Fazlullah-ı Hemedani”,DĠA, XXXV, 21.

28

arasındaki kültür münasebetlerine ait bir vesika” baĢlığı ile de ayrıca bir makale halinde neĢredilmiĢtir.120

Ġlgili makale genel olarak dönemin ve özel olarak da ReĢîdüddîn‟in ilmî uğraĢlarını göstermesi açısından önemlidir. Burada Bizans bilginleri ile ReĢîdüddîn ve diğer âlimler arasındaki felsefî meselelere dair fikir alıĢveriĢini ortaya koyan mektuplar da bulunmaktadır. Bu yazıĢmaların konusunu Tefsir, Hadis, Fıkıh, Peygamberler Tarihi, Tasavvuf, Ġrfan ilmi vs. oluĢturmaktadır.121

Ayrıca ReĢîdüddîn‟in Moğol ve Ġlhanlılara dair Câmiu‟t-tevârîh adlı eseri modern anlamda genel siyasî dünya tarihi kabul edilmektedir. Ancak onun kurduğu mahalle, kütüphane ve ilim mirası yağmalanmıĢtır.122

120

Togan, “Ġlhanlılarla Bizans Arasındaki Kültür Münasebetine Ait Bir Vesika”, Ġslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, sy.1-2 (ek)(1965), cilt: IV, s. 1-39.

121

Togan, “Ġlhanlılarla Bizans Arasındaki Kültür Münasebetine Ait Bir Vesika”, s. 3.

29

III. MÜELLĠFĠN HAYATI

ġerefüddin et-Tîbî‟nin hayatı hakkında sonraki kaynaklar genel olarak Ġbn Hacer el-Askalânî‟den (ö. 852/1449) istifade etmiĢlerdir. Ġbn Hacer‟den önce Tîbi‟den bahseden herhangi bir kaynağa rastlayamadık. Ancak ed-Dürerü‟l-kâmine‟deki Ģu ifade müellif hakkında önceki kaynaklarda -bize ulaĢıp ulaĢmadığını bilmediğimiz- bazı yazılı bilgilerin bulunduğunu göstermektedir:

“… Fazilet sahibi insanların hatlarından okuduğuma göre…”123

Buna göre Ġbn Hacer; Tîbî hakkında bazı bilgileri yazılı metinlerden almıĢtır. Bu metinlerden de istifade ederek ed-Dürer‟de Tîbî‟ye yaklaĢık bir sayfalık bir bölüm ayırmıĢtır. Bu bilgiler Tîbî‟nin biyografisi konusunda sonraki kaynaklar için ana metin olmuĢtur.

Bu kısımda ilgili kaynaklardan hareketle ġerefüddin et-Tîbî‟nin doğumu, ismi ve nesebi, künye ve lakapları, ailesi, hocaları ve talebeleri, vefatı, eserleri ve Ģahsiyeti hakkında ana hatlarıyla bilgi verilecektir.