• Sonuç bulunamadı

H. Üyelik Hakları

3. Üyenin Korunmasına İlişkin Haklar

Sendika üyeliğinden doğan korunma hakkı, tüzükte var olan amacın yerine getirilmesini isteme ve eşit işlem görme hakkını içermektedir.

Eşit işlem görme hakkı, hukuki dayanağını Anayasa m.10’dan almaktadır. Ayrıca kanun m.26/3’te de “Kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik

ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar, faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir.” diyerek eşitlik ilkesini özel olarak koruma altına almıştır.

Bu doğrultuda sendikanın sunduğu tesislerden ve düzenlediği faaliyetlerden tüm üyeler eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Üyelerin sahip olduğu bu hak sendika bakımından üyeler arasında eşitlik ilkesini gözetme ve ayrımcılık yasaklarına uyma yükümlülüğüne sebep olmaktadır.169

Kanun önceki düzenlemelerden farklı olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesini gerektiğini de hüküm altına almıştır. Özellikle kanun koyucu tarafından seçilmiş olan “toplumsal cinsiyet eşitliği” ifadesi devlet tarafından kadın ve erkek algısının nasıl anlaşıldığı konusunda önem taşımaktadır. Yapılan bu değişiklikle tarafı olduğumuz “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair” (CEDAW) uluslararası sözleşme ile uyumlu bir ulusal mevzuat oluşturulmuştur.170 Özetle, sendikaların üyeleri arasında eşitlik ilkesine uygun davranma yükümlülüğünün yanında bir diğer yükümlülüğü daha ortaya çıkmıştır. Bu da toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmektir.

6356 sayılı kanunun 26. maddesinde, “Kuruluşlar, çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; sendikalar yazılı başvuruları üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir. Yargılama sürecinde üyeliğin sona ermesi üyenin yazılı onay vermesi kaydıyla bu yetkiyi etkilemez.” diyerek sendika ve konfederasyonlara dava takip yetkisi vermiştir. Tüzel kişiliğe sahip olmaları nedeniyle dava ehliyetine sahip olan sendikalar dava açabilir ve açılan davalara karşı muhatap

169 Ayrıntılı bilgi için; Kılıçoğlu, “İş Hukukunda Ayrımcılık”, 1-18.

170 Mollamahmutoğlu, İş hukuku, 51; Ayrıca Bknz. Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme (Cedaw), Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi).

olabilirler. Bu yetki aynı zamanda üyeler için de sendikadan kendilerini korumasını talep etme hakkını içermektedir.

Sendikalar, üyelerinin yazılı başvurusu üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan haklarla sosyal güvenlik hakkına ilişkin haklarda üyeleri ve mirasçılarını temsilen dava takip edebilecekleri gibi bir de ayrıca çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda sadece üyelerini değil tüm işçi ve işverenleri temsil edebilmektedirler. İkinci yetki hem sendikalar hem konfederasyonlara tanınmış olup herhangi bir yazılı başvuru şartı aramamaktayken ilk yetki sadece sendikalara tanınmış ve kullanılabilmesi içinde üyenin yazılı başvuru aranmıştır. İlk halde üyenin kendi çıkarları sendika tarafından korunmaya çalışılırken ikinci halde bireysel değil çalışma hayatının ortak çıkarları korunmaya çalışılmaktadır.171 Örneğin sendikaya üyelik hakkını kısıtlayan bir yönetmelik yürürlüğe girmişse sendikanın herhangi bir üyesinin talebinin olmasına gerek olmaksızın işçilerin hak ve çıkarlarını gözetme misyonu olduğundan sendikalar idareye karşı kendi adlarına dava açabileceklerdir.

Açılan bu davanın sonuçları da işçi topluluklarını etkilemektedir.172 Yargıtay 9. Hukuk dairesinin eleştirilen 2014 tarihli bir kararında, asıl-alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespitini isteyen Türkiye Maden İşçileri Sendikasının bu davayı açmakta herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, alt işverenlik kapsamında çalışanların kendi sendika üyesi olduğunu ve onları temsilen bu davayı açtığını iddia etmediğini belirterek davacının salt tüzel kişi olarak bu davayı açmakta herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını bu nedenle HMK 114/e-h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerektiğine karar vermiştir.173 Üyelerin korunmasına ilişkin haklardan olan dava takip yetkisi yukarıda açıklandığı üzere iki tür dava takip yetkisini içermektedir. Bunlardan ilki üyenin yazılı talebi üzerine sendikanın işçinin

171 Şahlanan, İşçi Sendikalarının Üyeleri Adına Dava Açması ve Sorumluluğu, 3.

172 Akyiğit, Toplu İş Hukuku, 339.

173 Özkaraca, Değerlendirme 2014, 252.

bireysel sözleşmesinden veya diğer sosyal güvenlik haklarının korunmasına ilişkin olan takip yetkisidir. İkincisi ise sendika ve konfederasyonların işçi ve işverenlerin hak ve çıkarlarını korumak adına toplumsal açıdan çalışma hayatının ortak çıkarlarını korumak adına sahip oldukları yetkidir. Dolayısıyla sendikanın hukuki yararının olduğu hallerde üyelerinden ayrıca yazılı bir talep almamış olsa dahi dava takip yetkisinin olacağını kabul etmek gerektiği düşünülmelidir. Kararda özel daire, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının tespitinin işçi sendikası tarafından mahkemeden istenebileceğini ancak bunun için ya o sözleşme kapsamındaki işçilerin kendi üyesi olması gerektiğini ya da bir işçiyi temsilen yazılı başvurusu üzerine dava açılabilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Kararın eleştirisinde ise böyle bir yazılı talep olmasa dahi burada sendikanın bu davayı açmakta güncel hukuki yararının olup olmadığının araştırılması gerektiğini bu tespit edilirken de somut olay kapsamında bakıldığında dava soncuna göre muvazaalı bir sözleşme mevcut ise, alt işveren işçilerinin baştan beri asıl işverenin işçisi kabul edileceği böylece işkolları değişen işçilerin ortaya çıkabileceği bu durumun işkolu istatistiklerini etkileyeceği yine o işkolundaki sendikaların barajı aşmasında dikkate alınması gerektiği gibi önemli bir takım sonuçları olacaktır.174 Ayrıca Kanun m.26/2’de sendikaların kolektif nitelikteki dava yetkilerini açıklarken “işçi ve işverenleri temsilen” demiş “üyeler” dememiştir. Kanunun bu kapsayıcı hükmünden

174 Özkaraca, Değerlendirme 2014, 253; Y9HD 24.11.2014 E.2012/30415 K.2014/34988.

dolayı sendikaların böyle bir dava açmalarında ayrıca salt kendi üyelerinden yazılı talep almalarını beklememek gerekir.