• Sonuç bulunamadı

G. Üyeliğin Kazanılması Prosedürü

3. Üyeliğin Reddi

Üyelik, işçi ve işveren bakımından bir hak olduğu gibi üyeliğin reddi de sendika bakımından bir hak niteliğini taşımaktadır. Bunun nedeni sendikanın sahip olduğu kolektif sendika özgürlüğüdür.159

Tüzükte belirlenmiş olan yetkili organ e-Devlet Kapısı üzerinden yapılan başvuruyu otuz gün içerisinde reddetmez ise üyelik başvurusu kabul edilmiş sayılacaktır (m.17/5). Haklı nedenlerin varlığı halinde ise üyeliğin reddi mümkündür. Söz konusu

159 Bknz. Karş.Akünal,70-71;Oğuzman-Seliçi-Oktay/Özdemir, 219; Dural-Öğüz, 273-274.

haklı nedenlerin neler olduğu açıkça sayılmamış olmakla birlikte kanunda yer alan üyelik koşullarının eksikliği, yargı içtihatlarıyla haklı sebep olarak hüküm altına alınmış olanlar ve öğretide geliştirilmiş olan nedenlerle birlikte uygulamada şekillenmiştir.

Yargı içtihatlarıyla gelişen haklı nedenlere örnek olarak, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 tarihli kararına bakıldığında;

“Davacı vekili, müvekkilinin 14/01/2015 tarihinde e-Devlet kapısı üzerinden yapmış olduğu üyelik başvurusunun davalı Sendika'nın 10/02/2015 tarihli ve 26 sayılı kararı ile reddedildiğini, müvekkili hakkında verilen kararın hukuka aykırı ve haksız bir nedene dayandığını, ret kararının içeriğinde hukuki gerekçelerden çok müvekkilinin anayasal güvence altında olan sendika üyeliğini engelleme uğraşı bulunduğunu iddia ederek davalı Sendika'nın 10/02/2015 tarih ve 26 nolu kararının iptali ile müvekkilinin üyelik başvuru tarihi olan 14/01/2015 tarihi itibariyle üyeliğinin tespitine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının sendikanın Mersin Şubesinde yıllarca şube başkanlığı yaptığını, emekli olduğunu, daha sonra seçilmediğinden sendika üyeliğinin sona erdiğini, davacının normalde çalışmazken seçim dönemlerinde üyelik girişimlerinde bulunduğunu, bu nedenle kendini işe girmiş gibi gösterdiğini, aslen o işte çalışmadığını, muvazaalı olarak sendika seçimlerine katılmak için bu yola tevessül ettiğini, ayrıca sendika aleyhine çeşitli ortamlarda sendikanın Mersin Şubesi yöneticileri hakkında aleyhinde sendikanın birliğini, bütünlüğünü hedef alan bir tutum sergilediğini, asılsız eleştirilerde Sendika Genel Yönetim Kurulunun davacının üyelik talebini reddettiğini beyanla davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davanın kabulü ile davalı Sendika'nın davacının üyelik talebinin reddine ilişkin 10/02/2015 tarihli 26 sayılı kararın iptaline, davacının 14/01/2015 tarihi itibariyle davalı sendikanın üyesi olduğunun tespitine karar vermiştir.”160

160 http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm, Y7HD. E.2015/36321 K.2015/18810 T.12.10.2015 Erişim Tarihi, 05.08.2017

Karara göre; üyelik koşullarını resmi belge ve kayıtlara göre taşıyan herkes sendikaya üye olabilecektir. Yani kişinin sırf üye olmak için işe girmiş olması veya sendika ve yöneticileri aleyhine eleştiri yapmış olması üyeliğin reddi bakımından haklı bir neden oluşturmayacaktır.

Ankara 29. İş Mahkemesinde, görülen sendika üyeliğinin tespiti istemli bir davada, davacı Yol-İş sendikasına üyelik başvurusunda bulunduğunu ancak hâkli bir neden olmaksızın başvurusunun kabul edilmediğini iddia etmiştir. Kütahya İli Karayolları Genel Müdürlüğü 145. Şube şefliğinde taşeron işçisi olarak çalışan ve ilk olarak Türk-İş’e bağlı Yol-İş Sendikasına üye olan ancak daha sonra kendi iradesiyle üyelikten çekilerek yine aynı işkolunda ancak DİSK’e bağlı Dev-Yapı-İş Sendikasına üye olan fakat bu üyeliğinden de çekilerek yeniden Yol-İş Sendikasına üyelik başvurusunda bulunan davacının bu başvurusu sendika yönetim kurulunun aldığı kararla reddedilmiştir.

Ret gerekçesinde sendika, davacının internet üzerinden hem sendika yöneticilerine hem de sendikaya karşı haksız ithamlarda bulunduğunu ve bunların demokratik eleştiri sınırlarını aştığını, Yol-İş Sendikasının örgütlü bulunduğu Karayolları Genel Müdürlüğü işyerlerinde çalışanları, kendisi rakip sendikaya üye olduktan sonra oraya yönlendirmeye çalıştığını ve buna dair kişisel sosyal medya hesaplarından propagandalar yaptığını belirterek davacının üyelik başvurusunu reddetmiştir. Üyeliğin reddinin kendisine tebliği üzerine davacı bir aylık hak düşürücü süre içerisinde sendika üyelik talebinin reddi kararının iptalini ve karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sendika üyeliğine hak kazandığının tespitini mahkemeden istemiştir. Mahkeme davacının bu talebini reddetmiş ve gerekçeli kararında; “davacının sendika üyeliğinden istifa ettikten sonra sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda eleştiri sınırını aşan, sendika tüzel kişiliğine yönelik zarar verici nitelikte itham ve ifadelerle “sendika ağalarının saltanatı” şeklinde nitelediği davalı sendika ile mücadele etmek üzere bir başka sendikaya üye olma çağrısı yaptığı, tutumunun uzun bir zamana yayılan benzer ifade ve paylaşımlarla devam ettiği

ve sabit olduğu, tüm bu nedenlerle davacının kolektif sendika özgürlüğüne aykırı bu söz, tutum ve davranışları nedeniyle davalı sendikanın red kararının haklı olduğu, objektif nedenlere dayandığı sonuç ve kanaatine varılarak sübut bulmayan davanın reddine..”

karar verilmiştir.161 Bireysel sendika özgürlüğü pek tabi ki davacının sendikaya üye olma, üyelikten istifa etme ve hatta istifa ettiği sendikaya yeniden üye olma hakkını içermektedir. Ancak sendikaların da kuruluş amaçları doğrultusunda kendilerini ve üyelerini korumak amacıyla kolektif sendika özgürlüğüne dayanarak haklı gerekçeleri olmak koşuluyla sendika üyelik başvurularını reddetme imkânı bulunmaktadır.

Üyeliğin reddinin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığına ilişkin ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama kesindir. Dolayısıyla Yargıtay’ın usulden reddetmiş olduğu162 dosyaları dışında kararlarına erişmek mümkün değil.

Üyelik başvurusunun ve üyeliğin geçerli olmadığı diğer bir durum ise, mevcut sendika üyeliği olan bir kimsenin aynı zamanda ve aynı işkolunda farklı bir işyerinde çalışmıyor olmasına rağmen yapmış olduğu ikinci bir sendika üyelik başvurusudur.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önüne gelen bir olayda davacı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret fark alacağını talep etmiştir. Temyiz incelemesi sırasında davacının alacağını dayandırdığı toplu iş sözleşmesinin tarafı sendikaya üyeliği tartışma konusu olmuştur. Davacı sendikaya, 11.02.2009 tarihinde üyelik başvurusunda bulunmuş, başvurusu sendika tarafından 16.02.2009’da kabul edilmiştir. Fakat bu kişinin 12.06.2000 tarihinde aynı işkolunda başka bir sendikaya üye olduğu ve bu üyelikten istifasının 06.09.2010 tarihinde yapıldığı tespit edilmiştir. Yargıtay da kararında, aynı zamanda aynı işkolunda birden çok sendikaya üyelik halinde sonraki üyeliklerin geçersiz olacağına değinerek davacının sendika üyeliğinin geçersiz olduğunu ve dolayısıyla taraf toplu iş

161 Karar davalı vekilinden alınmıştır; T.C. Ankara 29. İş Mahkemesi Esas No:2016/2015 Karar No:

2017/760.

162 http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm, Y7HD. E.2015/9268 K.2015/3198 T.03.03.2015, Erişim Tarihi, 05.08.2017.

sözleşmesinden yararlanamayacağını hüküm altına almıştır.163 Görüldüğü üzere aynı işkolunda bir sendika üyesi iken başka bir sendikaya karşı yapılan ikinci üyelik geçersiz sayılmaktadır. Karar önceki Kanun döneminde gerçekleşmiş olduğundan böyle bir sıkıntı mevcut olabilirken 2012’den itibaren uygulanmaya başlanan e-Devlet sistemiyle artık böyle bir sorun ortaya çıkamayacaktır. Çünkü sistem birden fazla üyeliğe imkân tanımamaktadır. Sistem buna olanak tanımıyorken hükmün neden var olduğu tartışılabilir. Ancak e-Devlet sisteminin bu şekilde kodlanmış olması dayanağını bir kanun maddesinden alması gerektiğinden söz konusu hükmün sistemin doğru işlemesini güvence altına almış olduğunu söyleyebiliriz.