• Sonuç bulunamadı

K. Sendika Üyeliğinin Sona Ermesi

3. Üyelikten Çıkarma

Üyelikten çıkma yukarıda görüldüğü gibi tek taraflı bir irade beyanıyla başkaca bir usul ve işlem gerekmeksizin işçi tarafından üyelik ilişkisinin sona erdirilmesiyle gerçekleşmektedir. Buna karşılık sendikaların aynı hukuki ilişkiyi tek taraflı olarak sona erdirebilme hakkı kanunda biraz daha sınırlandırılmıştır. Burada gözetilen husus, bireyin çıkarının, ekonomik ve sosyal yönde daha güçlü olan sendikaların çıkarına oranla daha ağır tutulmasıdır.233

Üyelikten çıkarmada üyenin rızasına bakılmaksızın sendika genel kurulunun alacağı bir kararla üyeliğin sona erdirilmesi söz konusudur. Bu işlemin üyelikten çıkma da olduğu gibi fesih mi olduğu yoksa sendika tarafından en ağır yaptırım olan üyelikten çıkarma cezası niteliğinde mi olduğu tam olarak net değildir. Ancak aslında her ne amaçla yapılıyor olursa olsun temelde bir fesih işleminin olduğunu kabul etmek yerinde olacaktır.234

Kanun m.19/4’te; “Sendika üyeliğinden çıkarılma kararı genel kurulca verilir.

Karar, e-Devlet kapısı üzerinden Bakanlığa elektronik ortamda bildirilir ve çıkarılana

232 Y9HD. 27.12.1996, 22309/24442, Yargıtay Kararları Dergisi, Mart, 1997, 386; Y9HD. 09.07.1997, 12140/14350, Tekstil İşveren, Kasım 1997, 18; Baycık, 288-289; Buz, 57-63.

233 Tuncay, İşçi Sendikası, 260.

234 Tuncay, İşçi Sendikası, 272-273.

yazı ile tebliğ edilir. Çıkarılma kararına karşı üye, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde mahkemeye itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içinde kesin olarak karar verir. Üyelik, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” diyerek çıkarmanın kim tarafından ve hangi usulle gerçekleştirileceğini düzenlemiştir.

Üyelikten çıkarma (ihraç) sendikanın disiplin yetkisine dayanarak üyesi olan işçilere uygulayabileceği en ağır yaptırım türüdür. Sendika üyeliğinden çıkarmayı kanundan doğan ve tüzükte yer alan sebeplerden dolayı olmak üzere ikiye ayırabiliriz.

Sendikaların üyeleri üzerinde sahip oldukları sendikal otoriteyi sağlamak adına tüzüklerine koydukları bazı disiplin sağlayıcı hükümler olabilir. Sendikaların tüzüklerinde yer verdikleri üyelikten çıkarılma nedenleri her tüzüğe göre değişkenlik göstermekle birlikte genel olarak;

*Aidatların ödenmemesi,

* Başka bir sendikaya üye olma,

* Yasal greve katılmama,

* Sendikanın gelişmesini engelleyen davranışlarda bulunma,

* Üyelikle bağdaşmayan davranışlarda bulunma,

* Sendikanın amacını tehlikeyi düşüren hareketlerin varlığı,

* Diğer üyelerin sendikaya olan güvenini sarsmak,

* Sendikaya karşı var olan yükümlülükleri ihlal etmek,

* Sendikaya karşı düşmanca davranmak, şeklinde sıralanabilir.

Yukarıda karışık şekilde verilen çıkarma nedenleri iki ayrı kategoride yer almaktadır. Bunlardan ilki; sendika çıkarlarını tehlikeye sokma, sendikanın şeref ve itibarını düşürme, sendika içerisinde üyeler arasındaki huzuru bozma, sendikaya karşı sadakatsizlik gibi genel nitelikteki nedenlerdir. İkinci kategori, daha somut olan sendika üyelerini tehdit, hakaret, sendikanın parasını özel işlerde kullanma, yüz kızartıcı

nitelikteki suçlardan hüküm giymiş olma gibidir.235 Sendikanın tüzüğünde belirlemiş olduğu bazı çıkarma sebeplerinin gerçekleşmesinden dolayı bir üyeyi üyelikten çıkarmak oldukça hassas olunması gereken bir durumdur. Anayasayla tanınmış olan sendikal hakları olağan bir genel kurulla toplanan sendikanın iki saat süren bir toplantısıyla daraltabilme durumu söz konusudur. Bu nedenle bir sendikanın hangi sebeplerle üyesini sendikadan çıkarmak istediği özellikle sendika kurulurken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim edilen sendika tüzüğünde dikkatle incelenmelidir. ÇSGB’nin internet sitesinde tüm işçi ve işveren sendikalarının tüzükleri yayınlanmaktadır. Bunlara bakıldığında genellikle neredeyse tüm sendikaların çıkarma nedenleri başlıklı kısımda kanun hükümlerine atıf yaparak haklı bir nedenin varlığı halinde çıkarmanın mümkün olacağı yazıldığı görülecektir. Bunun asıl sebebi sendikaların üye kaybetmemek istememesidir. Ancak tüzüklerinde farklı çıkarma nedenleri içeren sendikalar da vardır.

Bu nedenle sendikal hakları sınırlandıracak keyfi ve makul olmayan bir düzenleme yapılmadığına dikkat edilmelidir.

Sendika tüzüğünde öngörülen çıkarma nedenlerinden birinin gerçekleşmesi halinde bu durumun öğrenilmesinden itibaren makul bir süre içerisinde sendika disiplin kurulunun toplanması gerekmektedir. Kurulun, üyenin yazılı savunmasını alarak vereceği kararın ardından ihraç işlemleri genel kurul tarafından gerçekleştirilecektir. (Yön. m.11) Çıkarma kararını almaya yetkili kurul bakımından öğretide bir görüş; kanunun bu emredici düzenlemesi karşısında genel kurul dışında hiçbir organın bu yönde bir karar alması ve uygulamasının mümkün olmadığını söylerken236; diğer görüş, tüzükte açıkça öngörülmüş ise şube genel kurulunun da çıkarma yetkisinin olduğunu söylemektedir.237 Buna karşılık bir başka görüş ise tüzükte çıkarmaya yetkili organ olarak genel kuruldan

235 Tuncay, İşçi Sendikası, 277.

236 Narmanlıoğlu, 194.

237 Şahlanan, Sendikalar, 240

başka bir organ belirlenmiş ise bu kurulun kararının ancak genel kurula teklif niteliğinde olacağı kesin çıkarma olamayacağı şeklindedir.238

Üye hakkında yapılacak soruşturma usulüne uygun olmalıdır. Üyeye çıkarılma sebebi bildirildikten sonra hakkaniyet gereği kendisinin dinlenmesi gerekmektedir.

Ancak yapılacak olan bu dinlemenin de dürüstlük kurallarına uygun olarak üyeye yeterli süre tanınarak dinlenmesi ve üyeye karşı husumeti olan kişilerin disiplin kurulunda bulunmaması gerekmekte ve kurul üyelerinin tarafsız şekilde davranması gerekmektedir.

İngiliz hukukunda “natural justice” adı verilen dürüstlük kuralına uygun, hakkaniyetli ve şeffaf yapılmayan bir yargılamanın sakat olacağı hususu Türk hukukunda da Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun İsviçre Federal Mahkeme Kararına dayandığı içtihadında değinilmiş ve üyelikten çıkarılacak kişiye savunma fırsatını düzenlemeyen tüzük hükmünün geçersiz olduğuna karar verilmiştir.239

Çıkarılma kararı, e-Devlet kapısı üzerinden Bakanlığa bildirilir ve üyelikten çıkarılana yazı ile tebliğ edilir (6356 STİSK m.19/Yön. m.11/2). Sendikanın, hakkında çıkarma kararı verdiği işçinin sendika içi demokrasi gereği bu karara itiraz etme hakkı vardır. Kanunun 19. maddesinde yer alan; “Çıkarılma kararına karşı üye, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde mahkemeye itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içinde kesin olarak karar verir.” şeklindeki ifadeye göre otuz günlük itiraz süresi hak düşürücü niteliktedir. Mahkemenin iki aylık süre içinde kalarak karar vermesine ilişkin olarak ise bu sürenin kesin süre niteliğinde olmadığını düzenleyici nitelikte olduğunu ve dolayısıyla mahkemenin bu süreleri geçirerek bir karar almış olması halinde bu durumun kararın hukuki geçerliliğini etkilemeyeceğini belirtmek gerekmektedir.240

2821 sayılı kanun döneminde çıkarma kararına karşı itiraz hakkı hem çıkarılan üyeye hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü’ne tanınmıştı

238 Tuncay-Kutsal, 116.

239 Tuncay, İşçi Sendikası, 288-290.

240 Tuncay-Kutsal, 117.

(m.25). Ancak 6356 sayılı kanun itiraz hakkını yalnız çıkarılan üyeye tanımıştır. Öğretide bir görüş kanunun yeni düzenlemesinin isabetli olduğunu savunurken241, bir diğer görüş ise bir nevi devletin çıkarılan üyeyi korumasına ilişkin olan bu hükmün kaldırılmaması gerektiğini savunmaktadır.242

Sendika üyeliğinin yukarıda yer alan üç sona erme hallerinden biriyle sona ermesi halinde kural olarak üyelerin üyelikten doğan hak ve borçları da sona ermiş olacaktır.

Sona ermeden itibaren artık üyenin sendikaya karşı aidat ödeme, sendika düzenine uyma, sendikal faaliyetlere ve yönetime katılma gibi hak ve yükümlülükleri son bulacaktır.

Üyeliğin sona ermesiyle artık üye kanundan doğan yükümlülükleriyle ve sendika tüzüğüyle bağlı olmayacaktır. Check-off sisteminin uygulanmadığı zamanlarda aidat borcunu eksik veya hiç ödememiş olan üyelerin aidat borçlarının üyelik ilişkileri sona ermiş olsa da devam edeceğini söylemek mümkünken günümüzde böyle bir istisnai halde artık kalmamıştır.

241 Akyiğit, “Yeni Sistemde Sendika Üyeliği” 41-90.

242 Tuncay-Kutsal, 116-117.

SONUÇ

Bir kimsenin sendikaya üye olabilecek şartları taşıyor olması tek başına kendiliğinden onun sendika üyesi olması sonucunu doğurmamaktadır. Sendika üyesi olabilmek için hem kanunda aranan maddi koşulların bir arada bulunması hem de üyeliğin kazanılma prosedüründe gerekli olan şekli şartların sağlanması gerekmektedir.

Sendika ve üyesi arasında kurulan ilişkinin hukuki niteliği üyelik sözleşmesine dayanmaktadır. Bu nedenle Borçlar hukuku anlamında bir sözleşmenin taşıması gereken tüm nitelikleri taşımakla beraber konu bakımından özel olarak üyelik ilişkisine dayanıyor olması gerekmektedir.

İlk kez 5018 sayılı kanunda “dernek” adı altında düzenlenmiş olan sendikalar, 1961 Anayasası’nda ilk defa “sendika kurma hakkı” olarak açıkça güvence altına alınmıştır. Ekonomik ve sosyal haklara kapsamlı biçimde yer veren 61 Anayasası döneminde Türkiye tarihinin en yoğun sendikalaşması, toplu sözleşme, grev ve direnişleri meydana gelmiştir. 12 Eylül 1980 darbesiyle zedelenen sendikalar 1982 Anayasa’sıyla tekrar hareketlilik kazanmaya başlamıştır. 82 Anayasası döneminde ilk olarak 2821 sayılı kanun ardından 07.11.2012 tarihinde ILO denetim organlarının eleştirileri, uygulamada yaşanan sorunlar ve gelişen teknoloji dikkate alınarak hazırlanan 6356 sayılı kanun yürürlüğe girmiştir.

6356 sayılı kanuna bakıldığında sendika üyeliğinin kazanılabilmesi için, maddi şartların (kanunda ve sendika tüzüğünde aranan şartlar) ve şekli şartların (kişinin başvurması ve yetkili organca kabulü) birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

İşçi sendikalarına üyelikte, kural olarak on beş yaşını doldurmuş ve STİSK anlamında “işçi sayılıyor” olmak gereklidir. Ayrıca sendika tüzüğünde de kişilik haklarına aykırı olmayan makul nitelikte bir takım koşullar öngörülmüş olabilir. Bu

durumda üye olacak kişide kanundaki şartlara ek olarak tüzük hükümlerinin de varlığı aranacaktır.

İşveren sendikasına üyelikte, STİSK anlamında “işveren” sayılıyor olmak gerekli ve yeterlidir. Kanun işçi tanımında olduğu gibi işverende de bu kavramları genişletmiştir.

Buna göre işveren adına işletmenin bütününü sevk ve idareye yetkili olan kimseler yani işveren vekilleri de işveren sendikalarına üye olabileceklerdir.

Üyelik, başvuru yoluyla kazanılabileceği gibi kuruluşta, yargı yoluyla, katılma ve birleşme yollarıyla da kazanılabilmektedir. Bunlar içinde en yaygın kazanılma yolu başvuru yoluyla yapılandır. Buna göre, maddi şartları sağlayan kişiler e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunda bulunarak sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden sendika üyeliğini kazanmış olmaktadırlar. Sendika yetkili organının üyelik başvurusunu kabul edip etmeyeceği yönündeki kararını otuz gün içerisinde vermelidir. Ancak bu süre içerisinde başvurunun reddedilmemiş olması halinde de üyelik talebi kabul edilmiş sayılacaktır. Haklı bir neden olmaksızın üyelik başvurusu kabul edilmeyenler, bu kararın kendilerine tebliğinden itibaren otuz gün içinde dava açabileceklerdir. İlk defa uygulama imkânı bulan elektronik başvuru usulü, kanunun gerekçesinde de ifade edildiği üzere basit, ekonomik ve kolay bir yöntemdir. Ancak buna rağmen uygulamada bir takım sıkıntıların ortaya çıkmasına engel olamamıştır. Bunların en başında basit ve kolay bir başvuru usulü olmasından dolayı işçilerin e-Devlet şifrelerinin işveren tarafından elde edilmesi ve işverenin kendisine yakınlık duyduğu sendikada örgütlenmenin yolunu açması gelmektedir. Bu sorunun çözümü için şikâyet yolunun iyi işlemesi, sıkı denetim mekanizmaları ve ağır yaptırımların varlığı önem arz etmektedir.

Avrupa Birliğine uyum çalışmaları kapsamında NACE kodu uygulaması getirilmiştir. İşverenlerin bildirmiş olduğu işkolu ile NACE kodunun birbiriyle uyuşması gerekmektedir. Aksi halde elektronik sistemle başvuru ekranına giren işçi, çalıştığı

işkolundaki bir sendikaya üye olamayacaktır. Uygulamanın içinde olan ve özellikle sendikaların teşkilat birimlerinde çalışan uzmanlarla görüşüldüğünde bu durumun en önemli sorunlarından bir diğeri olduğu ve pek çok işyeri açısından geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Şuan ki yapıda mevcut çözüm ÇSGB’ye şikâyet dilekçesi vererek ilgili müfettişlerin işyerine gelerek yerinde işkolu tespiti yapmalarıdır. Bakanlığın belirlediği nihai işkoluna ilişkin olarak da işkolu tespit davası imkânıyla yargı yolu açıktır. Yaşanan bu sıkıntının minimuma indirilmesi adına Bakanlığın şikâyet yolu olmaksızın resen işyerlerine giderek bildirilmiş olunan işkolunun doğruluğunu bizzat kontrol mekanizmasının getirilmesi düşünülebilir.

İşçi bakımından sendika üyesi olmak, sendikanın bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkını elde etmek başta olmak üzere sendikanın spor tesislerinden, lokalinden, otelinden, eğitim vb. sunduğu diğer tüm faaliyetlerden faydalanabilmek ve işverene karşı kendi hak ve menfaatlerini toplu olarak savunabilecek bir gruba belli bir aidiyet duygusuyla bağlanması açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.

Üyelik ilişkisinin sendikalar bakımından önemi ise birincisi, üye sayısı sendikanın gücünü belirleyen en önemli faktördür. İkincisi sendikaca tahsil edilen aidatlar örgütün mali gücünün artmasına neden olmakta ve dolayısıyla ne kadar çok üyesi olursa sendika o kadar fazla gelir elde etmiş olmaktadır. Böylece hem sahip olduğu fazla üye sayısı hem de maddi güç ile üyelerinin hak ve menfaatlerini daha rahat gözetebilecektir. Çünkü sendikaların sahip olduğu üye sayısı, toplu pazarlık için yetki belgesini kazanabilme esnasında o işkolundaki %1 barajını geçebilmede de önemli bir ölçüttür.

Üyelik ilişkisi bir taraf için bir takım haklar sağladığı gibi diğer taraf için de bu hakların yerine getirilmesi için yükümlülükler getirmiştir. Üyeler için sendika tesis ve faaliyetlerinden yararlanma, yönetime katılma gibi haklar mevcut iken sendika bakımından bunları yerine getirme yükümlülüğü mevcuttur. Aynı şekilde üyelerin

sendika düzenine uyma ve aidat ödeme yükümlülüğü mevcutken sendika bakımından da emir ve talimat verebilme ve aidatlarını elde edebilme hakkı mevcuttur.

Daha önceki Sendikalar Kanunlarında kimlerin sendikaya üye olamayacakları numerus clausus olarak sayılmıştır. Ancak sendika kurma ve üye olmanın yalnızca belirli kişilere tanınıp belirli kişilere tanınmaması kişi hakları ve özgürlükleriyle bağdaşmayacağından 6356 sayılı kanunda bu hak herkese tanınmış ve üyelik engelleri ortadan kaldırılmıştır. Üyelik koşullarını taşıyan herkes sendikaya üye olabilecektir.

Küreselleşmeyle birlikte günümüzde kanunda yer alan koşulların da esnetilerek daha fazla kişinin sendika üyesi olmasına ilişkin gelişmeler yaşanmaktadır. Ev eksenli çalışanlar bu amaçla bir araya gelerek bir platform oluşturmuştur ve sendikalaşabilmek adına diğer bazı sendikalarla ortak çalışmalar yürütmektedirler. Aynı şekilde emekli olduktan sonra çalışma hayatına devam etmeyerek kanunda aranan “işçi” olma koşulunu taşımayan ancak sendikalaşmak isteyen ve buna ilişkin hukuki süreci başlatmış olan kimseler de mevcuttur. Danıştay 10. Dairesinin de önemli bir kararına konu olan olayda;

26.09.2013’te “Yeni Emekliler Birliği” adıyla kuruluş dilekçesini vermiş olan sendikaya karşı Valilik ve İçişleri Bakanlığı emeklilerin sendika kurabileceklerine ilişkin herhangi bir yasal düzenlemenin bulunmadığı bu nedenle dernek şeklinde kurulabileceklerini ifade ederek sendikanın başvurusunu reddetmiştir. Buna karşı sendika idari işlemin iptali için Ankara 7. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkeme, Ankara Valiliği ve İçişleri Bakanlığı’nın kararını AY m.17, AY m.51 ve AİHS m.11 gereği hukuka aykırı bularak emeklilerin sendika kurabileceklerine hükmetmiştir. Ardından Valilik, kararı temyiz ederek yürütmenin durdurulması ve kararın bozulması talebinde bulunmuştur. Danıştay 10. Dairesi de 17.01.2017’de oybirliğiyle yürütmenin durdurulmasını reddetmiştir. Halen esasa ilişkin karar görüşülmektedir.

KAYNAKÇA243

AKTAY Nizamettin, Toplu İş Hukuku, Gazi Kitapevi, Ocak 2015.

AKÜNAL Teoman: Türk Medeni Hukukunda Tüzel Kişiler, İstanbul, 1995.

AKYİĞİT Ercan: “Yeni Sistemde Sendika Üyeliği ve Güvencesi” Çalışma ve Toplum 2013/2, 41-90.

AKYİĞİT Ercan: Toplu İş Hukuku El Kitabı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015

ALTEKİN Necla: “Uluslararası Çalışma Örgütü ve Türkiye’ye İlişkin Kararları”, T.C.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı, İstanbul, 2013, 1-92.

ALPAGUT Gülsevil, Yargıtay’ın İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi 2009, 299 vd.

ALPAGUT Gülsevil, 6356 sayılı Kanunun Avrupa Konseyi, AB ve ILO Normlarına Uyumu açısından Değerlendirilmesi, İş Hukukunda Güncel Sorunlar (3), Seminer 22 Aralık 2012 – 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun Değerlendirilmesi, Seçkin Yayıncılık,113 vd. (Güncel Sorunlar)

ANDAÇ Faruk, İş Hukuku- Sosyal Politika Bakımından Türk Çalışma Hukuku Uygulaması, Detay Yayıncılık, Anakara, 2014.

ARGUN Fazilet Nurel: “Sendikal Hak ve Özgürlüklerin Hukuki Niteliği”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 1995/1, 5-23.

ARICI Kadir: “Türk Sendika Hukukunda Sendika Üyelerinin Aidat Ödeme Yükümlülüğü” Kamu-İş, 481-495.

ASTARLI Muhittin: “6356 Sayılı Yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun Sendikal Güvenceler Konusunda Getirdiği Değişiklikler ve Hukuki Sonuçları”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.XVII, 2013, 166-182.

243 Aynı yazarın birden fazla yayınına gönderme varsa parantez içerisinde yer alan kısaltmalara bakılmalıdır.

AYDIN Mesut: “1982 Anayasası’nda Sendika Kurma Hakkı ve Sınırlanması”, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Güz 2016 Cilt 3, Sayı:2, 61-100.

BAŞBUĞ Aydın: “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na Göre Sendika Üyeliği”

SİCİL, Aralık’12, 173-196.

BAŞTERZİ Süleyman, Toplu İş Sözleşmesi Ehliyeti, Beta Yayınları, İstanbul, 2016.

(Ehliyet)

BAŞTERZİ Süleyman, Yargıtay’ın İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi 2012, Ankara-2014, 177-347.

Belgelerle Türk-İş Tarihi 1963-1980, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 2002.

BAYCIK Gaye, İş Hukukunda Yenilik Doğuran Haklar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2011.

BAYCIK Gaye, “6356 sayılı Kanunun Uygulanması Bakımından Sendikal Örgütlenme Düzeyi ve İşkolunun belirlenmesi” İnönü ÜHFD C.5, S.2, 2014.

BUZ Vedat, Medeni Hukukta Yenilik Doğuran Haklar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2005.

CANBOLAT Talat: “Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanamayacak İşçiler”, Kamu-İş Cilt:6 Sayı 4/2002, (http://www.kamu-is.org.tr/pdf/649.pdf), Erişim tarihi, 06.08.2017.

CANBOLAT Talat, “İşverenin Sendika Aidatı Kesme Yükümlülüğü ile Kesilmeyen veya Ödenmeyen Aidatlarda Faiz” Yargıtay’ın İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi 2011, Ankara-2013, 280-284. (Aidat Kesme) CANİKLİOĞLU Nurşen, “İşçi Sendikası Üyeliğinden Çekilme” Kamu-İş, 79-96.

http://www.kamu-is.org.tr/pdf/436.pdf

CARRELL Michael R., Labor Relations and Collective Bargaining U.S and Global Practices, Christina Heavrin, ninth edition, 18-21. (The American Labor Movement)

CENTEL Tankut, Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri, MESS, İstanbul, 1999.

(Sözleşme)

CENTEL Tankut, “Yeni Türk Ceza Kanununda Çalışma Yaşamına İlişkin Düzenlemeler”, Çimento İşveren, Eylül 2005, 1-17. (Çalışma)

CENTEL Tankut-TUNÇOMAĞ Kenan, İş Hukukunun Esasları, Beta yayınları, 6.Baskı 2013. (İş Hukuku)

CİVAN, O.E. – GÖKALP, A. : Göçmen İşçi Kavramı ve Göçmen İşçilerin İş Sağlığı ve Güvenliği, Çalışma ve Toplum, 28 2011/1, 233-263.

ÇEÇEN Anıl, Sendikalizm, Özgür İnsan Yayınları, Ankara, 1970.

ÇELİK Aziz: “50. Yılında 274-275 Dersleri”, 25.07.2013, 1-2;

http://www.belediyeis.org.tr/Basindan_-_Birgun_Gazetesi_-_Aziz_CELIK_-_50._yilinda_274_-_275_dersleri-a41-319-tr.htm, Erişim tarihi, 13.08.2017.

ÇELİK Nuri: “Sendika Aidatı Listesi İşverene Gönderilmeden Gecikme Faizinin İşlemeye Başlamayacağı” Karar İncelemesi Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 27.9.2011, E. 2011/44193 K. 2011/33578, Çalışma ve Toplum, 2012/1, 175-180. (Aidat) ÇELİK Nuri, CANİKLİOĞLU Nurşen, CANBOLAT Talat: İş Hukuku Dersleri, Beta

Yayınları, İstanbul 2015.

DEMİR Fevzi: 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Hükümleri İşlenerek Yeniden Gözden Geçirilmiş 7.

Baskı En Son Yargıtay Kararları Işığında İş hukuku ve Uygulaması İzmir, Eylül 2013,. (İş Hukuku ve Uygulaması)

DEMİR Fevzi, Sendikalar Hukuku Yenilenmiş 4. Baskı Barış Yayınları Fakülteler Kitapevi İzmir 1999.

DEMİRCİOĞLU Murat - CENTEL Tankut, İş Hukuku 17.Bası, 2013. (İş hukuku) DEMİRCİOĞLU Murat, Dünyada İşçi Sendikaları, İstanbul, 1987. (Sendika)

DERELİ Toker, “6356 Sayılı Yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu: Genel Bir Değerlendirme”, Çalışma ve Toplum, 2013/1, 41-64. (Genel Değerlendirme) DURAL Mustafa, ÖĞÜZ Tufan, Türk Özel Hukuku Kişiler Hukuku Cilt 2, İstanbul 2004.

ENGİN Murat, “6356 Sayılı Yasa’da Toplu İş Sözleşmesi Yetkisi”, Çalışma ve Toplum 2013/4, 143-163.

EKONOMİ Münir, “İşkolu Esasına Göre Sendikalaşma ve İşyerinin Girdiği İşkolunun Belirlenmesi” İş Hukuku Dergisi, Cilt 1,1991, 1-49.

EKONOMİ Münir, “1988 Yılı Kararlarının Değerlendirilmesi”, MESS Yayınları: 152, İstanbul, 1990. (Karar Değerlendirme)

EREN Fikret, 6098 sayılı Kanuna göre Hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler 18.

Bası, Yetkin Yayınları, 2015.

ESENER Turhan-GÜMRÜKÇÜOĞLU BOZKURT, Yeliz: Sendika Hukuku, İstanbul, 2014.

EYRENCİ Öner-TAŞKENT Savaş-ULUCAN Devrim, Bireysel İş Hukuku Yenilenmiş 3. Bası Legal, İstanbul, 2006.

GEREK Nüvit, “Dayanışma Aidatı Ödeyerek Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanma”

SİCİL Aralık 2009, 137-143.

GÜLMEZ Mesut “Örgütlenme Özgürsüzlüğü Cephesinde Yeni Bir Şey Yok! Olacağı da Yok!”, Çalışma ve Toplum, 2013/2, 13-40.

GÜLMEZ Mesut , Bir Belge, Bir yorum: 1909 Tatil - i Eşgâl Yasası ve Grev, Toplum ve Bilim , Sayı: 12, Kış 1980, 50 -64.

GÜLMEZ Mesut “Sendika Hakkı, Toplu Sözleşme ve Grevi de İçeren Toplu Eylem Haklarını Kapsar Mı?” Çalışma ve Toplum, 2008/3, 137-169. (Toplu Eylem Hakkı)

GÜLMEZ Mesut, “Bir İnsan Hakkı Olarak Sendika Hakkı Konusunda Türkiye’de Yasakçılıktan Yasal Tanımaya Geçiş: 1947 Yasası”, TODAİE, 76-108. (1947 yasası)

GÜLMEZ Mesut, Sendikal Hakların Uluslararası Kuralları ve Türkiye (UÇÖ/ILO Sözleşme ve İlkeleri) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları No: 223 CİLT I, Ankara, 1988.

GÜLMEZ Mesut, Türkiye’de Çalışma İlişkileri, TODAİ Yayınları, Ankara, 1983.

GÜLMEZ Mesut, Türkiye’de Çalışma İlişkileri, TODAİ Yayınları, Ankara, 1983.