• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM 1 

2.1.1 Öğrenme-Öğretme Süreci ve Öğretmenlerin Etkililiği 14 

Araştırmanın dayandığı ilk varsayım, öğretmenlerin öğretime ayırdıkları zamanın ve öğretime yönelik uygulamalarının öğrencilerin anlama düzeylerini etkileyebileceğidir.

Konuyla ilgili ilk çalışmalar, öğretimde zamanın derslere göre nasıl ayrıldığıyla ilgilidir. Mann (1928) tarafından gerçekleştirilen bu çalışmada, 1826-1928 yılları arasında, müfredatta öğretim zamanının derslere göre nasıl ayrıldığı belirlenmeye çalışılmıştır. Veriler raporlardan ve müfredatla ilgili çeşitli kaynaklardan elde edilmiştir. Araştırmada okuma, yazma ve aritmetiğe tarih, fen, sanat ve müzik alanlarından daha az zaman ayrıldığı belirlenmiştir. Bu çalışma öğretmenlerin zamanı nasıl kullandıklarıyla ilgili ilk çalışma olmasından dolayı önemlidir. Öğretmenlerin zamanı nasıl harcadıklarının öğrenmeyi etkileyeceğine ilişkin yapılan vurgu açısından da çalışmanın ayrı bir önemi bulunmaktadır (akt. Miller, 2006). Mann tarafından gerçekleştirilen bu çalışma okulda genel öğretim zamanının derslere göre nasıl ayrıldığıyla ilgilidir. Bir ders alanı içerisindeki öğretim zamanının nasıl kullanıldığına ve bu süreçteki öğretmen uygulamalarına yönelik çalışmaların daha sonraları yapıldığı görülmektedir.

Öğretmen davranışları ve öğrenci başarısı arasındaki ilişkileri açıklayan çalışmaların tarihi ise 1950’lere kadar uzanmaktadır. İlk çalışmalar öğretmen tutumları, kişilikleri ve öğrenci başarısı arasındaki ilişkileri belirlemeye yöneliktir. Sonraki çalışmalar, öğretmen tutum ve kişiliklerinden ziyade öğretim davranışlarına veya öğretmenlerin sınıfta ne yaptıkları üzerine yoğunlaşmıştır (akt. Miller, 2006). Örneğin; Durkin (1977, 1978) ile Quirk, Trismen ve Weinberg (1973), öğretmenlerin sınıftaki öğretim uygulamaları ve zamanı nasıl kullandıkları üzerine gözleme dayalı araştırmalar yapmışlardır.

İlerleyen yıllardaki çalışmalar, öğretmen davranışlarının öğrenci başarısını etkilediği fikrini de desteklemektedir. Okuma öğretiminde, McCutchen, Abbot, Green ve diğerleri (2002) öğretmenlerin fonolojik ve imlaya ilişkin bilgilerindeki artışın ve öğretmenlerin bu bilgiyi kullanmalarının öğrenci başarısına etkilerini araştırmışlardır. Bu çalışma, öğretmenlerin öğretim davranışlarının değişebileceğini ve bu değişimin öğrencilerin öğrenmesini pozitif yönde önemli ölçüde etkileyebileceğini göstermiştir. Öğrencilerin okuma ve okuduğunu anlama becerilerini geliştirmeye yönelik yapılan deneysel çalışmalardan sonra, bu süreçte etkili öğretmen davranışlarının neler olması gerektiğine yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulmuştur.

Araştırmacılar etkili öğretmen davranışlarını çeşitli yöntemlerle (doküman incelemesi - kişisel raporlar - gözlem, görüşme vb.) belirlemeye çalışmışlardır. Bu çalışmalardan bir kısmı, iyi bir pedagoji bilgisine sahip olan veya konu üzerinde anlaşılabilir açıklamalarda bulunabilen öğretmenleri “etkili öğretmenler” olarak kabul ederken; bir kısmı da öğretmenleri “etkili öğretmen” olarak nitelendirebilmek için söz konusu özelliklerin yetersiz kalacağı yönünde görüş belirtmiştir. Yine, öğretmenin etkililiğini onun öğretim davranışlarının niteliği ile eşit kabul eden araştırmalar da bulunmaktadır (akt. Topping ve Ferguson, 2005). Stronge (2002) öğretmenlerin etkililiğine karar vermek için kimi araştırmacıların başarıyı dikkate aldıklarını kimilerinin de okul yöneticileri, diğer öğretmenler ve ilgili diğer paydaşların görüşlerine başvurarak bunu yapmaya çalıştıklarını ifade etmektedir. Aksoy (1998) 170 ilköğretim öğrencisinin perspektifinden Türk öğretmenlerin etkililiğini belirlemeye çalışmıştır. Çalışmasında öğrencilerin iyi bir öğretmeni nasıl tanımladıklarını sorgulamıştır. Araştırmada iyi bir öğretmene ilişkin öğrencilerin öğretmen-öğrenci ilişkilerine vurgu yaptıkları, öğretmenin kişisel özelliklerine değindikleri ve öğretim davranışlarına ilişkin açıklamalarda bulundukları görülmüştür.

Stronge (2002) öğretmenlerin etkililiği konusunda araştırmacıların farklı tanımlamalar yapabileceğini ve bu tanımlamaların çağın ihtiyaçlarına göre değişebileceğini ifade etmektedir. Stronge iyi bir öğretmenin etkililiğini tanımlamada pek çok faktörün etkili olabileceğini, bunu belirlemenin ve ölçmenin zor olduğunu, ayrıca öğretmenin kontrolü dışında pek çok unsurun da bu süreçte etkili olabileceğini belirtmektedir. Araştırmacıya göre tüm bu karmaşıklığa rağmen nasıl tanımlanırsa

tanımlansın etkili bir öğretmen, sıradan şeylerin üstünde bir şeyler ortaya koyabilen ve öğrencinin yaşamı boyunca etkisini üzerinde hissettiği kişidir. Anlama becerilerinin geliştirilmesi açısından bakıldığında bu becerileri etkili bir şekilde kazandıran öğretmenlerin öğrencilerinin bu etkiyi tüm yaşamları boyunca hissedecekleri muhakkaktır.

Öğretimsel zaman konusu üzerine yoğunlaşmış araştırmaların sınırlı ve genelde teorik boyutta olduğu ifade edilmektedir (Miller, 2006). Miller öğrenci başarısının öğretmenlerin öğretim etkinliklerine ayırdıkları zamanla orantılı olduğunu belirlemiştir. Öğretmenlerin bu etkinliklere öğretim dışı etkinliklerden daha fazla zaman ayırmasının, öğrencileri daha başarılı kılacağını ifade etmektedir. Bu nedenle öğrenme-öğretme sürecinde zamanın nasıl değerlendirildiği, öğrencilerin anlama başarıları açısından önemli görülmektedir. Ancak yine Miller’in aktardığına göre, öğretimsel zaman konusundaki araştırmalar sadece nicelik açısından akademik zamanın fazla olmasının öğrenci başarısını anlamlı bir şekilde etkilemede yeterli olmadığını göstermiştir. Akademik öğrenme zamanının öğrenci başarısıyla güçlü ve pozitif bir korelâsyon gösterdiğini işaret eden araştırmalar vardır. Ancak bu çalışmaların eksik yönleri bulunmaktadır. Miller bu araştırmaların çoğunun teorik temelli olmasını bu eksikliklerden biri olarak görmektedir. Ayrıca bu araştırmaların akademik öğrenme zamanının kullanışlığını nasıl belirledikleri ve kullandıkları formüller de yeterince açık değildir.

Anlam kurma sürecinde okuyucunun, metnin ve ortamın özellikleri, üzerinde önemle durulan konular olmuştur. Her okuyucu okuma ortamına farklı ön bilgilerle gelmektedir. Yine her okuyucunun sahip olduğu strateji bilgisi, motivasyon düzeyi, okuma amacı vb. farklıdır. Bunun yanında, okuma eyleminin gerçekleştiği ortamın, metnin türünün ve yapısal özelliklerinin de anlama üzerinde farklı etkileri olabilmektedir. Bir öğretmenin öğrencilerin anlama becerilerini geliştirebilmesi için bütün bu özellikler hakkında bilgi sahibi olması ve öğretim sürecinde bu özellikleri göz önünde bulundurması gerekmektedir.

Okuma ve anlama becerilerine yönelik olarak yapılan araştırmalar, okuma sürecinde yaptıklarıyla ilgili farkındalık kazanan ve çeşitli üst bilişsel becerilerle anlama

sürecini kontrol eden öğrencilerin yetkin birer okur olduklarını göstermektedir (Yağcıoğlu ve Değer, 2002). Öğrencilere bu becerileri kazandırabilmek için öncelikle öğretmenin bu süreçler hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu süreçte öğrencilerin kelime öğretimi, kodlama, akıcı okuma becerileri, ön bilgilerin harekete geçirilmesi, strateji eğitimi, motivasyon kaynakları, metne yönelik anlamlı tepkiler verme ve anlama sürecini kontrol etme gibi konularda desteklenmeleri anlama becerilerinin geliştirilmesi açısından önemlidir.

Son yıllarda eğitim alanında yapılan çalışmalarda eğitimsel sonuçları etkileyen değişkenler üzerinde durulmuş ve yine, öğretmenin öğrenci başarısındaki en önemli değişken olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak öğretmenlerin, öğrencilerin öğrenmeleri üzerinde yaptığı anlamlı değişikliklerin ne olduğunu belirlemek için araştırmacılar çoğu öğretmen tarafından uygulanan spesifik uygulamaları ve öğretim süreçlerini incelemeye başlamışlardır. Yapılan çalışmaların bir kısmı öğretmenlerin etkililiği üzerine tutarsız açıklamalar ortaya koysa da, pek çok araştırma da hangi uygulamaların doğru olduğu ve araştırılması gerektiği konusunda ciddi bilgiler sunmuştur. Bu araştırmalarda etkili öğretmenin içerdiği nitelikler arasında bireysel olarak öğretmenin hazırlığı, sınıf yönetimi, planlarını nasıl geliştirdiği, ürettiği, öğrenme-öğretme sürecini nasıl yönlendirdiği, öğrenci gelişimini nasıl izlediği gibi unsurlar gösterilmektedir (Stronge, 2002). Bu araştırmada sayılan nitelikler arasından öğretmenlerin özellikle Türkçe dersi öğrenme-öğretme sürecini nasıl yönlendirdikleri ve bu süreçte anlama becerilerini geliştirmek üzere gerçekleştirdikleri özel uygulamaların neler olduğu üzerinde durulmuştur.