• Sonuç bulunamadı

Çokuluslu Bankaların Yabancı Ülkelere Giriş Stratejileri

3.4. AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANC

4.1.3. Çokuluslu Bankaların Yabancı Ülkelere Giriş Stratejileri

Çokuluslu bir bankanın yatırım yapmayı planladığı yeni bir ülkede nasıl bir strateji izleyeceği, yatırım yapılacak ülke ile bankanın kurulu olduğu ülkedeki yasal durum ve ekonomik koşullara bağlı olduğu gibi aynı zamanda söz konusu bankanın sınır-ötesi işletme

stratejileri ile de yakından ilişkilidir. Uygulanacak stratejinin belirlenmesinde, çokuluslu bir banka açısından, yatırım yapılacak ülkede yapılması öngörülen faaliyetlerin cinsi ve boyutu ile yatırım için ayrılacak kaynak miktarı da belirleyici faktörler olarak ön plana çıkmaktadır.341

Çokuluslu bankaların yatırım yapmayı planladıkları ülkelerde izledikleri stratejiler aşağıdaki beş başlık altında toplanabilir. Bunlar;

• Müşteriyi izle stratejisi, • Müşteriye liderlik et stratejisi, • Pazar arama stratejisi,

• Lideri izle stratejisi,

• Fırsatları öne çıkarma stratejisidir.

Müşteriyi izle stratejisi, daha önce değinilen “Endüstriyel Organizasyon Teorisi” ile ilişkilidir. Bu stratejiye göre yabancı bankalar, çokuluslu müşterilerini finanse etmek ve onların yatırım yaptıkları ülkelerdeki ihtiyaçlarını karşılamak üzere müşterilerini doğrudan yatırım yaptıkları ülkelerde takip etmektedirler. Eğer bankalar, çokuluslu müşterilerine doğrudan yatırım yaptıkları ülkelerde eşlik etmezlerse ilgili müşteriler ihtiyaç duydukları bankacılık hizmetlerini yerel bankalardan karşılayacaklardır.

Çokuluslu bankalar müşterilerini doğrudan yatırım yaptıkları ülkelerde takip ettikleri gibi müşteriye liderlik et stratejisi ile müşterilerinden önce yabancı piyasalarda yer alabilirler. Çokuluslu bankaların müşterileri olan küçük ve orta ölçekli işletmeler, yabancı piyasalar hakkında politik, ekonomik, kurumsal ve kültürel bilgi ve danışmanlığa ihtiyaç duyarlar. Yabancı bir banka mevcut müşterilerinin bir temsilcisi gibi yeni piyasalar hakkında bilgi toplayabilir. Bu bilgiler sayesinde banka müşterilerinin yeni piyasalara girişi kolaylaşır. Bu strateji, çokuluslu bankalara ürün ve hizmet alanını geliştirmek, büyütmek ve müşteri bağlarını güçlendirmenin yanı sıra yeni müşteriler kazanma imkânı da sağlar.342

Pazar arama stratejisi, bir bankanın bazı nedenlerden dolayı yeni uluslararası piyasalara girme ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Faaliyette bulunulan ülkedeki yüksek rekabet, düşük kâr marjı ve geleceğe ilişkin olumsuz beklentiler, bankaları yeni pazar arayışına sevk eder. Bu stratejiye göre banka uluslararası piyasada uygun yeni bir yer

341 Bain, Fung, Harper, a.g.e., s. 24

342 Claudia M. Buch, Ralph P. Heinrich, “Handling Banking Crises-The Case of Russia”, Kiel Working Paper,

bulmaya çalışır. Pazar arayışı stratejisi diğer stratejilerden daha risklidir. Bu yüzden bu stratejiyi özellikle deneyimli ve güçlü bankalar takip ederler. 343

Lideri izle stratejisi ise bir banka yabancı bir ülkeye ilgi gösterdiğinde, diğer rakiplerinin de ilgili ülkeye yatırım yapacağı görüşünden hareket edilerek açıklanmaktadır. Bu stratejiye göre rakip bir banka tarafından yatırım yapılan piyasa kabul edilebilir bir risk seviyesindedir ve yatırım için ilgili piyasayı detaylı olarak analiz etmeye gerek yoktur.344

Uluslararası ekonomideki karşılaştırmalı üstünlükler teorisi ile ilişkili olan fırsatları öne çıkarma stratejisi yabancı bankalara ulusal bankacılık sektörlerinin gelişiminde daha aktif bir rol öngörmektedir. Bu stratejiye göre çokuluslu bankalar kendi ülkelerinde geliştirdikleri yönetim ve pazarlama bilgilerini yabancı ülkelerde kullanarak kârlarını artırmaya çalışırlar. Bu yüzden yabancı bankaların ulusal bankalar üzerindeki etkileri, ulusal bankaların yabancı bankaların karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları alanlarda faaliyet gösterip göstermediklerine bağlıdır.

Çokuluslu bankalar yukarıda açıklanan stratejileri kullanarak yabancı bir ülkede yatırım kararı alabilirler. Ancak bankacılık sektöründe yeni bir piyasaya giriş muhabir bankacılıkta olduğu gibi her zaman doğrudan yabancı yatırım şeklinde gerçekleşmez.

Doğrudan yatırımın söz konusu olmadığı muhabir bankacılıkta, yabancı ülkede fiziksel varlık bulundurmak da gerekmemektedir. Bu bankalar yurtdışı ile iş yapan müşterilere hizmet imkânı sağlarlar. Bu hizmetler karşı taraf adına ödeme yapma, poliçe kabulü, akreditif açma, bilgi paylaşımı ve araştırma başlıkları altında toplanabilir.

Çokuluslu bankaların doğrudan yabancı yatırım şeklinde yabancı ülke piyasalarına giriş şekilleri ise iki temel başlık altında toplanabilir. Bunlar; yeni bir banka kurma veya şube açma (greenfield entry) şeklindeki giriş ile bir kontrol elde etme (a control acquistion) şeklindeki giriştir.345

Greenfield girişi; yabancı bir ülkede yeni bir bankanın kurulması veya şubenin açılmasıdır. Yeni bir banka kuruluşu veya şube açılması sermaye hareketini gerektirmektedir. Ancak temsilcilik veya şube şeklinde gerçekleşen girişlerde sermaye transferi sınırlı tutulabilir veya bu transfer yetişmiş insan gücü transferi ile yer değiştirebilir.

343 Pasi Hellman, “The Internalization of Finnish Financial Service Companies”, International Business Review, Vol:5, Issue:2, 1996, s. 194.

344Bouteiller, Marois, a.g.e., s. 23

345 Franklin R. Root, Entry Strategies for International Markets, Jossey-Bass Publishers, San Francisco,

Kontrol kazanma şeklinde gerçekleşen girişlerde ise yerel bir bankanın hisselerinin bir kısmı satın alınır. Bu satın almanın büyüklüğü sınırlı değildir. Yabancı bir banka yerli bir bankanın tamamını satın alabileceği gibi küçük bir payına da sahip olmayı tercih edebilir.

Kurumsal bakış açısından incelendiğinde ise yeni bir banka kurma veya kontrol kazanma şeklindeki yabancı banka girişleri aşağıdaki üç farklı organizasyon yapısından birisi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu organizasyon yapıları;346

• Temsilci Ofis, • Şube,

• Bağlı Ortaklıklardır.

En temel yabancı banka varlığı temsilci ofistir. Yabancı bankaların temsilci ofisleri bağımsız bankacılık faaliyetlerinde bulunmazlar. Temsilcilik şeklindeki yabancı girişlerinde muhabir bankacılığın aksine fiziksel bir giriş söz konusudur. Temsilci ofislerin amacı; ev sahibi ülkeyi tanımak, bilgi toplamak, ana kuruluşun tanıtımını yapmak ve yerli müşterilerle bağlantı kurmaktır. Temsilcilik, yabancı bankaya bir şube veya ilişkili banka kurmanın gerektireceği sermaye maliyeti ve riske katlanmadan yabancı ülkede yatırım imkânı sağladığı için düşük maliyetli giriş şeklidir.347

Temsilci ofislerin aksine yabancı banka şubeleri mevduat kabulü ve kredi açılması da dâhil düzenli bankacılık işlemleri ile uluslararası bankacılık işlemlerini de yapabilmektedirler. Şubeler hem ana hem de ev sahibi ülkenin yasal düzenlemelerine uyarak çalışırlar. Ayrıca şubeler yasal olarak genel merkezlerine bağımlıdırlar. Başka bir ifadeyle karar mekanizması tamamıyla şubeye devredilmemiştir. Şubelerin faaliyetleri yatırımcı bankanın sermayesiyle desteklenir.

Şube bankacılığının daha gelişmiş bir şekli ise ev sahibi ülkenin mevcut yerli bir bankasının satın alınması yoluyla söz konusu bankanın şube ağının ve müşteri portföyünün kullanılarak faaliyet gösterilmesidir. Son yıllarda, artan özelleştirmeler ve deregülasyon politikaları sayesinde, kamu bankalarının veya yerli özel bankaların kısmen veya tamamen yabancılar tarafından satın alınmasıyla sıkça karşılaşılmaktadır.348 2002 tarihinden itibaren Türkiye’ye yabancı bankaların gelişi ağırlıklı olarak bu yöntemle olmuştur.

346 Inwon Song, “Foreign Bank Supervision and Challenges to Emerging Market Supervisors”, IMF Working Paper, No:WP/04/82, IMF, 2004, s. 4

347 Jeremy Clegg, Susan Scott-Green, “Marketing Servicing Strategies of International Banks in Central and

Eastern Europa”, Journal of Transnational Management Development, Vol:3, Issue:3, 1998, s. 175.

Bağlı ortaklık ise yatırım yapılan ülkenin mevzuatına göre kurulan fakat yabancı ana banka tarafından iştirak olunan banka olarak tanımlanmaktadır.349 Bağlı ortaklık, ana bankanın denetiminde değildir. Ülkede faaliyeti yönetimde alınan kararlar çerçevesinde yürütür. Bağlı ortaklık ana bankalardan ayrı birimler oldukları için başarı veya başarısızlık ana bankalarla ilişkili değildir.350 Çokuluslu bankalar bazen cüzi ortaklık paylarıyla yerli bankalara ortak olabilirler. Buna azınlık ortaklık denir. Azınlık ortaklıkların durumu da bağlı ortaklık gibidir. Buna karşılık yabancı şubeler ise ana bankanın ayrılmaz bir parçası olduklarından, ana banka iflas etmediği sürece şubeler de iflas etmezler. Tablo 4.4’te yukarıda açıklanan yabancı banka giriş çeşitlerinin belirli kritelere göre karşılaştırılması sunulmuştur.

Tablo 4.4. Yabancı Banka Giriş Çeşitlerinin Belirli Kriterlere Göre Karşılaştırılması

Temsilcilik Şube Bağlı Ortaklık Azınlık Ortaklık

Yasal durum Bağımlı Bağımlı Bağımsız Bağımsız

Yatırım Maliyetleri Nispeten düşük Nispeten düşük- yüksek Nispeten düşük- yüksek Nispeten düşük

Kontrol Doğrudan Doğrudan Düşük Düşük

İş Aracılığı Destekleyici Destekleyici Destekleyici Düşük

Esneklik Düşük Yüksek Yüksek Düşük

Çalışanların Sayısı Düşük Düşük-Yüksek Yüksek Düşük

Kaynak: Vadim Nikitin, “Market Entry Strategies of Foreign Banks into Russian Market: Theoretical and Some

Emprical Evidence”, Dissertation of Application for Magister Artium Degree in Economics, Tartu University, Tartu, 2002, s. 20

Root, yeni bir banka kurma veya şube açma ile yerel bir bankada kontrol elde etme amacıyla tamamının veya azınlık hisselerinin satın alınması şeklindeki yabancı banka girişlerini incelemiştir. Root’a göre, yerel bir bankanın tamamının veya bir kısmının satın alınması beraberinde kurulmuş bir varlık, mevcut müşteri kitlesi ve yaygın şube ağı gibi avantajları sağlar. Muhtemel dezavantajlar ise zayıf ve belirsiz bilânço kalitesi ile mevcut yönetimden kaynaklanacak sorunlardır.351

4.1.4. Çokuluslu Bankaların Yabancı Ülkelere Girişlerinin Olumlu ve Olumsuz