• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM: BULGULAR VE YORUM

4.3. YENİDEN EVLENME NEDENLERİ

4.3.4. Erkeklerde Yeniden Evlenme Fikri: Sosyal Hayata Geri

daha farklı nedenler ortaya çıkmıştır.

…genelde şöyle olur ya, üniversite arkadaşların evlidir, sen boşanmışsındır. Bekâr olduğun için tırnak içinde bir tehdit olarak algılanabilirsin. Bundan bahsediyorum aslında. Yakın arkadaşlarımdan evlenmişler vardı. Onlarla ilişkim birazcık azaldı. Bunda arkadaşlarımın değil eşlerinin payı olabilir daha çok. Yavuz, 35 yaş

…çok zor bir şey. Bir kere toplumdan soyutlanıyorsun. Komşuluk ilişkileri falan bitiyor. Mesela benim iki üç komşum vardı, ilginçtir eşleri ile çok samimiyim. Bu da şunu doğurdu adamlar bu sefer eşlerini kıskanmaya başladılar. Oysa ben insanı zorda bırakacak bir tavra girmem.. Komşular o tip kıskançlıklar içerisine girdiler. Eşleriyle, kocalarıyla çok iyi iletişim içinde olamadım. Eve gelip gitme işleri olmadı, olamadı. Sen gitsen farklı şey düşünüyor, o gelse eşini getirmek istemiyor. Hüseyin, 60 yaş

Eşinden ayrıldığın zaman bir misafirliğe gidemiyorsun, misafir sana gelemiyor. Ev tutamıyorsun. Ben …..’de ev tuttum, kapının arkasındayım, iki kişi konuşuyor ben duyuyorum. İşte niye bu dula vermişler, bizim kızımız var diye. Normalde sana gelen insanlar, sana gelmiyor, karısını kıskanmaya başlıyor. Ya da sen gittiğin zaman, normal bir şekilde televizyona bakarken, oradan kadın geçtiği zaman, acaba ona mı baktım zannedecek kocası diye pıs pıs oturuyorsun. Vedat, 40 yaş

Annemler de evlen diyorlardı. Hep böyle mi kalacaksın. Yarın kardeşinin evine gidemezsin dediler. Bekâr olduğum için, rahat olmazsın. Kendimi yalnız hissediyordum. Bir yere gitmek istesen, herkesin yanında eşi var senin yok. Bekâr olsan sorun olmaz, evlenmişsin boşanmışsın. Yengem abin olmazsa bile gel diyor da, millet ne düşünür? O eve girdiğimi düşün.

Nerelere çekerler, aralarında bir şey mi var diye. İşte böyle kardeş olmaz olsun diye. Ben bunları hissettim. Çevreden de kulağıma geliyordu. Onun gelmesi yanlış diye lafları duyuyordum. Mustafa, 35 yaş

Erkek katılımcılar, boşanmanın ardından sosyal hayatlarının değiştiğini, toplumun gözünde “cinsel bir tehlike” olarak görüldüklerini ve bunun bekâr olmaktan farklı bir durum olduğunu ifade etmişlerdir. Bu durumun en yakın arkadaşları için bile geçerli olduğunu belirten erkekler, boşanma sonrası kendilerini topluma kabul ettiremediklerini; toplumdan, sadece boşanmış olmak nedeniyle soyutlandıklarını hissettiklerini belirtmişlerdir. Erkeklerin boşanmadan sonra deneyimledikleri bu durumun altında, daha önceden ilk evlilik nedenlerinde karşımıza çıkan “toplumun, kadın ve erkeği evlilik birliği içinde görme eğilimi” vardır. Toplumun böyle bir refleks geliştirmesinin altında yatan neden ise erkeklerin bu ifadeleri ile daha net anlaşılmaktadır. Toplum, erkeklerin boşanmadan sonra cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için kendi sosyal çevrelerindeki kadınlara yöneleceğini düşünmektedir. Bu durumu bir tehdit olarak algılayan sosyal çevreleri, erkeklere karşı daha mesafeli durmaktadırlar. Toplum tarafından aile ve evliliğe yüklenen bu anlam, cinsel

ihtiyaçların giderilmesi için tek meşru yolun evlenme olduğu gerçeğini bir kez daha görmemize neden olmaktadır. Yine konu ile ilgili önceki bir araştırmada erkeklerin %25,9’u “çevre”, %37,1’i ise “anne-baba ve akrabalar” faktörünün boşanmanın gecikmesini sağladığını belirtmiştir (ASAGM, 2009, s.93). Böyle bir tablo, erkeklerin boşanmadan önce, boşanma sonrası bireylerin maruz kalacakları sosyal etkiyi daha önceden bildiği, hatta boşanmaya karşı toplum tarafından geliştirilen önyargıların, bazı erkekler tarafından da savunulduğu gerçeğini karşımıza çıkarır. Bu durum toplumsal cinsiyet kalıpyargıları ya da ataerkil değerlerin, toplumsal yapının her alanında nasıl yeniden üretildiğine güzel bir örnektir. Bu bulgulardan hareketle, boşanmış erkeklerin, “eski”

yaşantılarına geri dönmek ve “evli erkek rolü” ile toplumsal kabullerini sağlamak için, yeniden evliliği yeni bir fırsat olarak değerlendirdikleri düşünülebilir.

4.3.4.1. Erkekler İçin Bir Tehdit: Babalık Rolündeki Değişim

Çocuğu olan erkek katılımcılar ise, boşanma sonrasında kendi “babalık rollerinin” değiştiğini ve bu duruma alışkın olmadıkları için, çocuklarla iletişimde problemler yaşadıklarını belirtmişlerdir.

Bir de ben başta sert bir baba rolündeydim ilk evliliğimde. Uzun süre bekâr kaldım. O dönemde çocuklarıma hem anne hem de baba rolünü üstlenmiş oldum. İyi yemek yaparım, çocukları falan aç bırakmazdım, her türlü ihtiyaçlarını giderirdim. O dönem kendimi yumuşak hissetmeye başladım. Allah Allah dedim ya ben anne miyim baba mıyım?

Sivriliklerim, çocuklara karşı hoşgörüsüzlüğüm törpülendi, bir anne gibi oldum. Dedim ki ben kendime biraz çeki düzen vereyim. Ben babayım yani..Hüseyin, 60 yaş

…. ilk eşim çekip gidince, bir anda ortada kalınca, ben bu işlere alışık olmayınca… Çünkü ben üniversiteyi Ankara’da okudum. Hiç şehir dışına çıkmadım. Her ihtiyacımı annem karşıladı. Annemden ayrılmadan, ilk eşim karşıladı tüm ihtiyaçlarımı. Ben daha yumurta kırmayı bile beceremem. Doğal olarak bir anda oğlumla baş başa kalınca, kadın çekip gidince, sinirlenip, yani benim feleğim döndü, ne yapacağımı şaşırdım. O bir ay ben nasıl yaptım hala hayret ediyorum. O çocuğa nasıl baktım, eve gittim yemek yaptım hayret ederim.Orhan, 44 yaş

Boşanmış erkekler, boşanma sonrası yaşadıkları sorun ve deneyimleri kadınlardan daha farklı değerlendirmektedirler. Erkekler boşanma sonrası

“babalık” durumlarının değiştiğini erkek ve baba rolleri arasında daha esnek bir durum yaşadıklarını belirtmişlerdir (Dowling ve Bares, 2000, s.52). Bu durumun, erkeklerin babalık rollerini nasıl algıladıkları ve annelik rolünden farklı taraflarının neler olması gerektiği konusunda oldukça ayırt edici bir bulgu olduğu düşünülmektedir. Ev işlerinde başarılı olduğunu söyleyen katılımcı kendisinin bir anne gibi “yumuşak” olmaması gerektiğini vurgularken, ev işlerinde kendini yetersiz hisseden bir diğer katılımcı da boşanma sonrası çocuğu ile baş başa kaldığında ev işleri ve yemek gibi durumların nasıl üstesinden geldiğine şaşırdığını söylemiştir. Tek ebeveyn olan erkekler, boşanma sonrası ortaya çıkan “babalık” rollerindeki değişimi, toplumsal cinsiyet temelli olarak bir tehdit olarak görmektedirler. Erkekler boşanmadan sonra çocukları ile yaşamaları durumunda, boşanma öncesi aile içi rolleri devam ettirmek istemektedirler. Babaların, bir taraftan aile içi sert/otoriter rollerini sürdürmek istemeleri diğer taraftan da “kadın işi” olarak tanımladıkları,

“çocukların bakımlarından sorumlu olma” rolünü yerine getirmeleri, erkeklerin bu dönemde yaşadıkları çelişkinin temelini oluşturmaktadır. Dolayısıyla tek ebeveyn olarak yaşayan erkeklerin kadınlara kıyasla, yeniden evlenme kararına daha sıcak bakmalarının en temel nedenlerinden biri de budur (ASAGM, 2011, s.145).

4.3.4.2. Boşanmadan Sonra Kendini “Kanıtlamaya” Çalışan Erkekler

Erkek katılımcıların boşanma sonrasında yaşadıklarını belirttikleri diğer bir duygu da, “başarısızlık hissi” olmuştur. Evliliğin erkek için yerine getirilmesi gereken bir görev olduğu toplumuzda, boşanma ile birlikte erkekler bu rolü layıkıyla yerine getiremediklerini düşünmektedir.

(Boşanmış olmak) toplumda çok kötü bir şey. Hele hele bizim Alevi toplumunda. Şimdilerde öyle değil, boşananlar çoğaldı. O zaman ben tektim. İnsanlara kendini anlatamıyorsun, herkes bir şey uyduruyor.

Gerçek sebep şu diyemiyorsun. Geçinemedik ayrıldık diyorsun. Bana bıçak çektiler diyemiyorsun. Kimse bana sen doğrusun demiyordu, annem babam dâhil.. Ama zor bir durum. 8-10 sene kendimi kanıtlamaya çalıştım. 10 senemi heba ettim insanlar bana güvensin diye. Ali, 45 yaş

Dulluk, hapse girip damga yemek gibi bir şey. O cezayı içeride çekmiyorsun da dışarıdaki hayatta çekiyorsun. Daha beter bu. Ancak evlendiğin zaman kurtuluyorsun…….. Millete kendimi ispat etmeye çalışıyorum. Yani ben evlenince, ya bu adam aslında doğru bir adammış da kadın yanlışmış dedirtmek istiyorum. ………Onlar (ailesi) benim evlenmemi istemiyorlar. Benim tekrardan aynı şeyleri yaşayacağımı zannediyorlar. Bana güvensizlikleri devam ediyor. Tekrardan yanlış adım atacağımdan korktular.Vedat, 40 yaş

Özellikle yakın aile ilişkilerine sahip erkekler, boşanmadan sonra sadece boşanmış olmaktan dolayı kendilerini topluma, çevreye ve özellikle ailelerine karşı “ispatlama” gayreti içinde olduklarını ifade etmişlerdir. Bu durum, erkeklerin boşanmadan sonra toplumsal cinsiyet etkisi bağlamında yaşadıkları problemlere bir başka örnek olarak verilebilir. Boşanmanın, erkeklerin evli erkek rolünde yarattığı kırılma, erkeklerin, evli erkek rolünü sürdürememelerinden dolayı kendilerini başarısız hissetmelerine neden olmaktadır. Bir katılımcı, eşinden gördüğü şiddeti, diğer bir katılımcı ise boşanmada kendi suçu olmadığını ailelerine anlatamadıklarını ifade etmişlerdir. Bu durum, erkeklerin aile içindeki rolleri nasıl tanımladıklarına verilebilecek en güzel örnektir. Erkekler, örnek olarak bir kadın tarafından şiddete maruz bırakılmayı ya da evliliği sürdüremeyen başarısız bir erkek olarak değerlendirilmeyi, hakim ataerkil değerler bağlamında kendi otoritelerine yönelik bir tehdit olarak kurgulamaktadırlar. Dolayısıyla erkeklerin aile içindeki iktidarı sürdürememeleri anlamında da değerlendirilen boşanmanın ardından yeniden evlenmek, erkeklerin kendilerini ispat etmeleri için oldukça mantıklı bir tercih olmaktadır.