• Sonuç bulunamadı

Çevre konusu, toplumların gündemine girdiğinden bu yana gerek ulusal gerekse uluslararası alanda sürekli bir ikilem içinde ele alınmıĢtır. Çünkü çevre, özellikle uluslararası düzeyde bir yandan devletlerin uzlaĢmasına temel oluĢtururken, diğer yandan da çatıĢmalara yola açabilmektedir.

Günümüzde her ne kadar haklı gerekçelerle küresel bir çevre krizinden söz edilse de, sadece belli çevresel sorunların doğaları gereği küresel nitelik taĢıdığını belirtmek gerekir. Küresel nitelikteki bu çevresel sorunların baĢında, küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi ve biyolojik çeĢitliliğin azalması gelmektedir. Yağmur ormanlarının yok olması ve çölleĢme de, her ne kadar sadece belli bazı ülkeleri ilgilendiren sorunlar olarak görünse de, bunlar esasında küresel nitelikte sonuçlar doğuracak çevresel sorunlardır. Bunun yanı sıra, ulusal sınırları aĢan çevresel etkiler doğuran faaliyetlerin, ilgili faaliyetlerin yürütüldüğü devlet ve bu faaliyetlerden kaynaklanan olumsuz etkilere maruz kalan devletler arasında bir iĢbirliğini gerekli kılması, bu tür faaliyetlerin uluslararası çevre hukukuna konu olmasını sağlamıĢtır. Sınırları aĢan niteliklerinden dolayı su ve hava, bu tür faaliyetlerden zarar görebilecek çevresel unsurların baĢında gelmektedir. Tehlikeli atık ve maddelerin sınır aĢan taĢınımı da, aynı Ģekilde kaynak ülkenin hudutları dıĢında geniĢ çapta çevresel sonuçlar doğurabilecek niteliğe sahiptir. Ayrıca, devletlerin egemenlik alanları dıĢındaki bölgelerde (açık denizler, kutup bölgeleri ve benzeri) gerçekleĢen çevresel tahribatların da küresel nitelikte çevresel sorunlar doğurabileceğini ifade Ortak Geleceğimiz (Our Comman Future), Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu (Brundtland Komisyonu Raporu) (Speth, 2002: 8).

34

etmek gerekir. Ulusal düzeyde alınan tedbirler, her ne kadar uluslararası niteliği ortada olan bu çevresel sorunların çözümünde büyük önem taĢısa da, tek baĢına yeterli değildir. Zira devletlerin egemenliği ilkesi gereği, devletlerin bu tür sorunların çözümüne yönelik yürüteceği tedbirlerin uygulanabileceği alan, ilgili devletin ulusal sınırları ile sınırlıdır. Ulusal sınırları aĢan çevresel sorunların çözümü bu bağlamda, ilgili devletlerin uluslararası alanda iĢbirliği ile gerekli düzenlemeleri hazırlayarak, uluslararası hukukun sunduğu imkanları devreye sokulmalarını gerekli kılmaktadır (GüneĢ, 2012: 83-84). Bir bakıma sınırı aĢan çevresel sorunlar devletleri iĢbirliği yapmaya, bunun için altyapıyı oluĢturmaya zorlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında çevrenin uluslararasılaĢmasında uluslararası çevre hukukunun oluĢmasının da önemli rolü vardır. Çevrenin uluslararası boyut kazanması ile bu çevre sorunlarının hukuk ilkelerine uygun olarak çözülmesi çabaları artmıĢtır. Bu çabalar, uluslararası hukukun bir alt dalı diyebileceğimiz uluslararası çevre hukukunun oluĢumunu sağlamıĢtır.

18. yüzyılın sonlarına kadar uzanan uluslararası çevre hukukunun geliĢimi üç farklı aĢamada incelenebilir. 19. yüzyılda baĢlayıp 20. yüzyılda da etkisini sürdüren ilk dönemde, çevreye iliĢkin ilk uluslararası düzenlemeler esas olarak, belli bazı hayvan türlerinin (foklar, kuĢlar, balinalar ve benzeri) korunmasına ve sınırlı olan doğal kaynakların sürdürülebilir ekonomik bir kullanımının sağlanması amacıyla ilgili devletlerin yarıĢan menfaatlerinin dengelenmesine ve sınırlanmasına yönelik olmuĢtur. Bu düzenlemeler esas olarak ekonomik amaçlar taĢımaktadır ve çevrenin korunması, sadece ikincil nitelikteki bir amaç olarak ele alınmıĢtır. Balıkçılık ya da farklı devletlerin topraklarından geçen akarsulardan yararlanmaya iliĢkin antlaĢmaları bu doğrultuda değerlendirmek gerekmektedir. Bu ilk döneme kısmen paralel bir biçimde ortaya çıkan uluslararası komĢuluk hukuku ise, uluslararası çevre hukukunda ikinci bir dönemin baĢlamasını sağlamıĢtır. Uluslararası komĢuluk hukuku, BM AntlaĢması‟nın 2. maddesinin 1. fıkrasında ifadesini bulan egemen devletlerin eĢitliği ilkesi ve bu ilkenin doğal bir sonucu olan toprak bütünlüğünün korunması esasına dayanmakla birlikte, dolaylı bir biçimde de olsa çevresel değerlerin korunmasına imkan sağlamaktadır. Bununla birlikte, çevresel sorunların birçok bakımdan iç içe geçmiĢliği, birbirine bağımlılığı, karmaĢıklığı ve çoğu kez küresel nitelik taĢımasının yanı sıra, devletlerin egemenliği dıĢındaki alanların

35

korunmasında geleneksel komĢuluk hukuku kurallarının sunduğu imkanların yetersiz olduğunun farkına varılması, 1970‟li yılların baĢından beri devletler arasında iĢbirliği esasına dayanan bağımsız bir uluslararası çevre hukukunun oluĢumunu hızlandırmıĢtır. Üçüncü evre olarak adlandırılan bu dönemde, çevrenin korunması artık uluslararası politikanın önemli bir gündem maddesi haline gelmiĢtir (GüneĢ, 2012: 85). Çevre sorunlarının boyutları büyüdükçe ve arttıkça varolan uluslararası hukuk kurallarına yenilerinin eklemesi zorunluluk olmuĢtur. Bu zorunluluk bir bakma çevre hukukunun temellenmesini ve uluslararası bir gündem haline gelmesini sağlamıĢtır.

Uluslararası toplumu ilgilendiren birçok sorun gibi, çevre sorunları da uluslararası boyutlarından dolayı uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak düzenlenmelidir. Yani çevre sorunlarına bu hukuksal düzeni oluĢturan yapı ve yöntemlere göre, ulusal düzenlemelerden ayrılan değiĢik çözümler getirilmesi gerekmektedir. Böylece, çevre sorunlarının düzenlenmesi de en baĢta uluslararası hukukun geleneksel nitelikteki temel kurallarından etkilenmektedir. Bununla birlikte, çevre sorunlarının gösterdiği kimi özelliklerinin zaman içinde uluslararası hukukun geleneksel kurallarını aĢan birtakım yeni kurallar ya da düzenlemeler getirdiğini de belirtmek gerekmektedir (Pazarcı, 1983: 203).

Yeni kurallar ve düzenlemeler, uzun bir sürece yayılan ve halen devam eden kuramsal tartıĢmaların üzerinde yükselmektedir. Kuramsal tartıĢmalar çevre sorunun nasıl ele alındığından, çözümüne yönelik üretilebilecek bilimsel geliĢmelere kadar birçok alanda etkili olmaktadır. Bu bağlamda çevre sorunlarının anlaĢılması ve uluslararası alanda hukuk kurallarının oluĢmasında etkili olan kuramlar bulunmaktadır.

2. ÇEVRE SORUNLARININ ULUSLARARASILAġMASININ TEORĠK ÇERÇEVESĠ

Çevre, çevre sorunları, çözümü ve geleceğine iliĢkin akademik alanda kuramsal tartıĢmalar çevre sorunlarının yakıcılığının artması ile daha çok dikkat çekmeye baĢlamıĢtır. Ġlginin artması aynı zamanda çok farklı olduğu gibi birbirine pek çok nokta da benzeyen kuramların ortaya atılmasına da yol açmıĢtır. Çevre sorunlarının uluslararasılaĢmasını açıklamaya çalıĢan çeĢitli yaklaĢımlar, kuramlar bulunmaktadır.

36

Burada çevre sorunlarının uluslararasılaĢması uluslararası iliĢkiler teorileri, çevre ve kalkınma iliĢkilerinde yaĢanana değiĢimi anlamaya çalıĢan yaklaĢımlar/kuramlar ve sürdürülebilir kalkınma yaklaĢımı baĢlıkları altında ele alınmaktadır.