• Sonuç bulunamadı

3. TÜRKİYE’DE GAZETECİLİK PRATİĞİ VE BASIN İŞ HUKUKU:

3.1. Çalışma Biçimleri

Medya kuruluşu sahipleri ve gazeteciler arasındaki çalışma ilişkilerini belirleyen yasal düzenlemelerin yapılması, kamuoyu yaratma ve halkı bilgilendirme işlevlerini yerine getiren medya sektörü açısından önemlidir. Çünkü medya sektörü diğer çalışma alanlarından farklı olarak fikir işçilerini bünyesinde barındırmaktadır.

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel Türkiye’de medya sektöründe kadrosuz (kayıtdışı) ve serbest olarak çalışan (freelance) gazetecilerin bulunduğunu belirtmiştir. Özel, konuyla ilgili şunları söylemiştir: “Medya sektöründeki küçülme, foto muhabirlerinin, özellikle yabancı gazetelere ve yabancı ajanslara

“freelance” dediğimiz, dünyada tanımı olan ama Türkiye’de tanımı yapılmayan, örneğin basın kartı alamayan ya da herhangi bir sigortası olmayan gazeteciliğe yönelmesine neden olmuştur. Bu alanda çalışan arkadaşlarımız, yoğunlukla çatışma

138 H. F. Ergül, “Kurumlarda Ücret Sistemleri ve Ücret Başarı İlişkisi”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2006, s. 94.

139 G. Yücesan-Özdemir, Emek ve Teknoloji, Ankara, 2009, s. 50-51.

61

bölgelerinde, örneğin şu anda Türkiye-Suriye sınırında, Irak sınırında çalışıyorlar.

Türkiye’de şimdi yeni başlayan fotoğraf ajansları var, onlara da çalışan freelance arkadaşlarımız var. Ama bunlar hiçbir şekilde basın kartı alamıyorlar. Ulusal veya uluslararası bir alanda gazete veya dergide çalıştığını belgeleyen kişilerin bir şekilde bu sisteme dâhil edilmesi gerekmekte. Çünkü bu arkadaşlarımız gerçekten bizler gibi çalışıyorlar ve gazetecilik faaliyeti yürütüyorlar.”140

Medyada yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması ve maliyetlerin artışından dolayı gazetecilerin daha çok esnek çalışma biçimleri olarak adlandırılan çalışma türleri ile istihdam edildiğini söyleyen RATEM Yönetim Kurulu Üyesi İdris Taş görüşlerini şöyle ifade etmiştir: “Serbest gazeteci kavramının Türkiye’de oturması gerekiyor.

Özellikle Avrupa’da en çok Hollanda’da serbest gazetecilik geniş bir şekilde yaygın ve on yıl önce Hollanda’ya gittiğimde “Ne iş yapıyorsunuz? Gazeteciyim. Nerede gazetecisiniz? Serbest gazeteciyim” dendiğinde yadırgamıştım ama çok profesyonelce çalışıyorlar. Sadece foto muhabirleri değil, süreli yayınlarda çalışan, onun dışında, televizyonlarda haber programları yapan, radyolarda haber programı yapan insanlar var. Mesela haftada bir gün, ayda dört program yapıyor, araştırıyor ama sonuçta sigortası yok, sarı basın kartı yok. Serbest gazetecilik yasasının çıkması, sadece foto muhabirliğinin değil meslekle ilgili, televizyon ve radyonun da eklenmesi gerekir.”141

Medya sektöründeki çalışma biçimlerinin ilki kadro karşılığında bir iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan gazetecilerin oluşturmuş olduğu gruptur. Basın iş sözleşmeleri kanunda belirtilen çalışma sürelerinin tamamını bir işverene bağımlı olarak geçirmek üzere yapılır. Bu tür sözleşmeler tam süreli basın iş sözleşmeleri olarak adlandırılır. Gazetecinin haftanın belirli günlerinde veya günün belirli saatlerinde çalışmak üzere yaptığı sözleşme ise kısmi süreli basın iş sözleşmesidir. Tam ve kısmi süreli olarak sözleşme imzalayan gazeteciler medya kuruluşlarında kadrolu olarak çalışmaktadırlar.142

Kısmi süreli çalışma işyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışmalar olarak tanımlanmaktadır. Kısmi süreli çalışan

140 Basın İş Kanunu 1. Çalıştayı, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, 25 Eylül 2014, Ankara, s. 77-78.

141 Basın İş Kanunu 1. Çalıştayı, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, 25 Eylül 2014, Ankara, s. 78

142 H. H. Sümer, 2013, s. 65.

62

gazeteci ile serbest gazeteci farklı tanımlamalardır. Nitekim kısmi süreli çalışan gazeteciler tam süreli çalışan gazeteciler gibi bağımlı olarak iş görürler. Serbest gazeteciler ise işverenle aralarındaki iş ilişkisi iş sözleşmesine dayanmadığı için bağımlı iş görmezler.143

Medya kuruluşlarında kadrolu olarak bir iş sözleşmesine göre çalışan medya mensupları İş Kanunu ya da Basın İş Kanunu’na göre istihdam edilmektedir. Kadrolu çalışanlar diğer çalışanlara göre daha avantajlı olan gruptur. Kadrolu çalışanlar kıdem tazminatı, basın kartı, fiili hizmet zammı gibi uygulamalardan yararlanabilmektedir.

Ancak İş Kanunu’na göre istihdam edilen kadrolu çalışanlar basın kartı alamamakta ve fiili hizmet zammından yararlanamamaktadırlar.

Medya sektöründe gazeteciliği başlıca geçim kaynağı olarak seçen ve profesyonel gazeteci olarak nitelenen kişiler yer almaktadır. Uygulamada Basın İş Kanunu’na göre istihdam edilen ancak fiilen gazetecilik mesleğini yapmamakla birlikte, medya işletmesinin kadrosunda çalışıyor gözüken kişilere “kadrolu görünümde gazeteci” denir. Basın İş Kanunu’na tabii olarak çalışan bu kişilerin sigorta primleri işverenleri tarafından ödenmekte ve böylece basın kartı almanın yanı sıra yıpranma hakkından da faydalanmaktadırlar.

Kadrosuz çalışan medya mensupları; iş sözleşmesi ilişkisine dayalı olarak çalışması gerektiği halde böyle bir iş ilişkisi kurulmaksızın çalıştırılan kişilerdir.

Kadrosuz çalışan medya mensupları bazen herhangi bir ücret almadan, bazen de telif ücreti ile çalıştırılmaktadır. İşveren ile gazeteci arasında iş sözleşmesi ilişkisi olmadığı için gazeteciler sigortasız çalıştırılmaktadırlar. Kadrosuz çalışan gazeteciler medya çalışanlarına sağlanan basın kartı alma, fiili hizmet zammından yararlanma gibi haklarından faydalanamamaktadırlar.

Medya kuruluşlarında kadrosuz eleman çalıştırmanın türlerinden birisi aracı stajyerliktir. Bu uygulama nedeniyle gazeteci hiçbir sendikal hakka sahip olmadığı gibi sosyal güvencesi olmadan daha düşük ücretle çalışmak durumunda kalmaktadır. Genç gazetecilerin mesleği pratik içinde öğrenmelerini amaçlayan stajyerlik uygulaması

143 N. Gökçek Karaca, 2010, s. 105-106.

63

zamanla, amacından uzaklaşarak ucuz iş gücü temin etmenin bir yolu olarak kullanılmaktadır.144

Stajyer gazetecilik ile ilgili olarak görüşlerini dile getiren Ekonomi Muhabirleri Derneği Temsilcisi Mehmet Kaya, gazetecilik mesleğine stajyerlikle başlanmasının önlenmesinin yararlı olacağını belirtmiştir. Kaya konuyla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Deneme süresi diye bir şeyin kabul edilmemesi gerektiğini düşünüyorum çünkü temelde zaten bir sözleşmeyle işe başlıyorsunuz. Gazetecinin bir yerde çalışırken üstlendiği risk, işverenin o gazeteciyi daha sonra beğenmemesinden daha yüksektir.

Çünkü deneme süresi sonunda işsiz kaldığınız zaman, patron sorgusuz sualsiz, işte deneme süren bitti, seni beğenmedim, git dediği zaman o gazetecinin yeni bir iş bulması oldukça zor. Deneme süresinin basın iş kolunun sisteminden çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.”145

Medya sektöründe uygulanan bir diğer çalışma şekli gazetecilerin belirli süreli iş sözleşmesi yapılarak çalıştırılmasıdır. Basın iş sözleşmesinin tarafları olan medya çalışanları ile işverenleri belirli ya da belirsiz süreli iş sözleşmesi yapabilirler.

Günümüzde belirsiz süreli iş sözleşmelerinin yapılması esastır ancak gazeteciler ile belirli süreli iş sözleşmeleri de yapılmaktadır.

Belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. İş akitlerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli yapılması istisnadır. İş akdinin belirli süreli mi yoksa belirsiz süreli mi olduğu konusunda tereddüt edilmesi halinde sözleşmesinin belirsiz süreli olarak kabul edilmesi gerekmektedir.146

Basın İş Kanunu’nda belirli süreli iş sözleşmesi yapılabileceği belirtilmiştir.

Basın iş sözleşmesinde, sözleşmenin ne zaman sona ereceği belirtilmemişse belirsiz süreli bir sözleşmenin varlığından söz etmek mümkündür. Gazetecinin yapmış olduğu işin niteliğine bağlı olarak basın iş sözleşmesinin belirli süreli kurulabilmesi mümkündür. Örneğin, yapılacak olan bir toplantı sonucunda çıkarılması planlanan

144 A. Özsever, Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci, Ankara, 2004, s. 167.

145 Basın İş Kanunu 1. Çalıştayı, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, 25 Eylül 2014, Ankara, s. 65.

146 S. Süzek, 2008, s. 222-223.

64

gazetede üç ay gibi kısa bir süre çalışacak olan basın çalışanı ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilir.

Basın iş sözleşmesinin tarafı olan yayın sahibi ve gazeteci sözleşmeye açıkça hüküm koyarak belirli süreli iş sözleşmesi meydana getirebilir. Aynı zamanda iş sözleşmesine konu olan işin niteliği de sözleşmeyi kendiliğinden belirli süreli hale getirebilmektedir.147 Örneğin, 2018 yılında Rusya’da düzenlenecek olan Futbol Dünya Kupası maçlarını takip edecek olan gazetecinin sözleşmesi belirli süreli olarak yapılabilir.

Basın iş sözleşmelerinin belirli süreli yapılması halinde, sözleşmede belirtilen süre sona erdiğinde sözleşme kendiliğinden fesholmuş sayılır. İş sözleşmenin tarafı olan kişiler yapılan belirli süreli sözleşmenin bitmesinin ardından sözleşmeyi yenilemeyeceklerini beyan etmeleri durumunda da sözleşme fesih olmuş sayılır.

İşverenin hayatını kaybetmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek bir durumda ise sözleşmenin uygulanmasına devam edilir. (Borçlar Kanunu Madde 430)

Gazetecilerin istihdam şekillerinden olan serbest gazeteci ya da diğer adıyla freelance gazeteci; bağımsız çalışan, gazete ve diğer kitle iletişim araçlarına haber vermek ve günün olayları ile ilgili yazı yazarak, geçimini sağlayan medya çalışanıdır.

Bu çalışmayı kişisel çabaları, becerileri sayesinde yaparlar ve birden fazla işverenle çalışabilirler.148

Serbest gazeteci aynı anda bir veya birkaç basın yayın organında çalışabilmektedir. Çalışmasının niteliği itibariyle düzenli olarak çalıştığı yayın organına katkıda bulunabilir. Serbest gazeteci yapmış olduğu bu çalışmayı tam gün ya da esnek çalışma olarak yürütebilmektedir. Bu şekilde, yeterli ve düzenli bir ücret ile çalışmasının yanında yapmış olduğu haberlerle düşüncelerini de kamuoyu ile paylaşma fırsatı bulmaktadır.149

147 H. H. Sümer, 2013, s. 63.

148 Z. Kıyak, Basın İşletmesi Çalışanlarının Yasal ve Sosyal Hakları ile İstihdam Sorununun Avrupa Birliği Ülkeleri Örnekleri ile Karşılaştırılması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, s. 18.

149 C. Bilgili, Basın Sektöründe Sendikacılık ve Türkiye Gazeteciler Sendikası, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, s. 78-79.

65

Serbest gazeteciler, Basın İş Kanunu hükümlerinden faydalanamazlar. Bundan dolayı Basın İş Kanunu yükümlülüklerinden kaçmak isteyen işverenler “parça başı telif ücreti” diye bir sistem kurmuşlardır. Bu sistemde medya kuruluşunda çalışan gazetecilere bordro üzerinden ücret vermek yerine, sadece gazetecinin üretmiş olduğu ürün başına telif ücreti ödemesi yapılmaktadır.150

Serbest gazeteci olarak çalışan medya mensupları bordroya tabi olmaksızın telif ücreti ile çalışıyor görüldüklerinden dolayı Basın İş Kanunu kapsamında olduklarını ispatlamaları nerede ise imkânsız hale getirmektedir. Çünkü bir gazetecinin Basın İş Kanunu kapsamında çalışıp çalışmadığını tespit etmede ücretini aylık olarak bordro üzerinden alıp almadığı göz önünde bulundurulmaktadır.151

Medya sektöründe tekelleşmenin etkisi ile medya holdingleri artık-değeri freelance çalışanlardan çıkarmak için iki yöntem kullanmaktadırlar. Bunlar ödenmemiş emek zamanının sömürüsü ve saldırgan telif hakları sözleşmeleri ile fikri mülkiyetin sömürüsü şeklinde gerçekleşmektedir. Yayıncı kuruluşlar olan medya işletmeleri tamamlanmış hikâyeler satın alma yoluyla freelance çalışanlara fikir geliştirme ve araştırma için ödeme yapmazlar. Yapılan parça-başı ödeme şekli, gazetecinin gerçekleştirmiş olduğu çalışma da emeğin büyük bir kısmının gizlenmesine neden olmaktadır.152

Medya sektöründeki son yıllarda uygulanan esnek çalışma biçimlerinden birisi de serbest gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirilen “kaşeli çalışma” biçimi olduğunu belirten Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Vahap Güner konuyla ilgili olarak görüşlerini şu şekilde aktarmıştır: “Anadolu’da özellikle, ulusal yayın kuruluşları tarafından taşrada kaşeli çalışma biçimi tercih edilmekte. Kaşeli olarak çalışanlar üretilen haber başına ücret alır, sigortasız ve kadrosuz olarak kayıt dışı çalışırlar. Bunu önlemek gerekiyor. Bu kaşeli lafını bir defa gazeteciler olarak kaldırmamız gerekiyor.”153

150 M. Şakar, 2002, s. 31.

151 S. Gökçe, 2010, s. 226-227.

152 N. S. Cohen, Bir Mücadele Alanı Olarak Kültürel İş: Freelance Çalışanlar ve Sömürü, Marx Geri Döndü, (Der. Funda Başaran), Ankara, 2014, s. 62-64.

153 Basın İş Kanunu 1. Çalıştayı, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, 25 Eylül 2014, Ankara, s. 68.

66