• Sonuç bulunamadı

Türkiye de Adalete Erişim için Adli Yardım Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi Faz II Eğitici Eğitimi Kitapçığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türkiye de Adalete Erişim için Adli Yardım Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi Faz II Eğitici Eğitimi Kitapçığı"

Copied!
144
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Eğitici Eğitimi Kitapçığı

Mayıs 2021

Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi

Faz II

(2)
(3)

Eğitici Eğitimi Kitapçığı

Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi

Faz II

Mayıs 2021

(4)

İçindekiler

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ 2

Modül 1: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2

1. Oturum: Cinsiyet Temelli Adalet ve Kilit Toplumsal Cinsiyet Kavramları 2 2. Oturum: Kadına Yönelik Şiddet ve Cinsiyete Duyarlı Dil Kullanımı 3

1. Toplumsal Cinsiyet Eğitiminin Genel ve Özel Amaçları 4

2. Eğitim Programı 4

3. Eğitimin Konu Başlıkları 4

3.1 Toplumsal Cinsiyet Kavramı 4

3.2 Kadına Yönelik Şiddet 8

3.3 Cinsiyete Duyarlı Dil Kullanımı 11

3.4 Eğitici Adaylarına ve Adli Yardım Avukatlarına ve Uzmanlarına Öneriler 13

MAĞDURA YAKLAŞIM VE SOSYAL HİZMETLER 18

Modül 2: Mağdura Yaklaşım ve Sosyal Hizmetler 18

1. Oturum: Kadınların Adalete Erişimi 20

Kadınların Adalete Erişimi 20

Kadınların Adli Süreçte Yaşadığı Zorluklar 21

2. Oturum: Mağdura Yaklaşım ve Şiddet Mağdurlarına Yönelik Hizmet Merkezlerinin Tanıtımı 22

Mağdur Hakları ve Genel İlkeler 22

Mağdurlarla İletişim Teknikleri 24

Şiddet Mağduru Çocuklara Yaklaşım 26

Şiddet Mağduru Çocuğa Yaklaşımda Temel İlkeler 27

Çocuk İzlem Merkezi Nedir? 27

Üniversite Çocuk Koruma Merkezleri 28

Adli Görüşme Odaları 28

Şiddet Mağduru Çocuklarla İletişim 28

Çocuğa yönelik şiddet/istismar çağrılarında nasıl müdahale edilmektedir? 29

Şiddet Mağduru Kadınlara Yaklaşım 29

Şiddete Maruz Kalındığında/Risk Altındayken Başvurulabilecek Kurum ve Kuruluşlar 30

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) 31

Şiddetin Önlenmesi ve Tedbir Kararlarının İzlenmesine Yönelik Hizmetler 32

Şiddet Mağduru Kişilere Yönelik Hizmetler 32

Şiddet Uygulayan/Uygulama İhtimali Bulunan Kişilere Yönelik Hizmetler 32

Kadın Sığınma Evleri 32

Şiddet Mağduru Kadınlarla Çalışırken Yerelde İş Birliği Yapılacak Kurum ve Kuruluşlar 33

PSİKOLOJİ 38

Modül 3: Psikoloji 38

1. Oturum: Psikolojik Travma ve İkincil Travma 38

2. Oturum: Psikolojik Özbakım 39

Stres, Psikolojik Travma ve Özbakım 40

Psikolojik Travma ve Türleri 43

Birinci Sınıflandırma 43

İkinci Sınıflandırma 44

DOLAYLI TRAVMALAR 46

Travma Mağdurlarına Hizmet Vermek 46

İkincil Travmatik Stres Belirtileri 47

İkincil Travma için Risk Faktörleri 48

İkincil Travmadan Korunmak ve Psikolojik Özbakım 48

HUKUK 54

4. Modül: Hukuk 54

1. Oturum: Şiddet Mağdurlarına Hukuki Destek-Ulusal ve Uluslararası Mevzuat 54 2. Oturum: Şiddet Mağdurlarına Ceza Hukuku Bakımından Destek Vermek 56 3. Oturum: Şiddet Mağdurlarına Özel Hukuk Bakımından Destek Vermek 58

4. Oturum: Tedbir Kararları ve Uygulama 60

1) Adli Yardım ve Toplumsal Cinsiyet 62

a) Eğitimin Amacı 62

b) Merkezlerin Faaliyet Alanı 63

(5)

c) Bir İnsan Hakkı Olarak Adli Yardım 63

2) Merkez Çalışmalarında Hukuki Çerçeve 65

a) Uluslararası Mevzuat 65

b) Ulusal Mevzuat 66

c) Uluslararası Mevzuatta Dikkat Çekmek Gereken Bazı Hususlar 67 d) Ulusal Mevzuatta Dikkat Çekilecek Bazı Hususlar 71

e) Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) 77

f) Adli Görüşme Odaları 79

g) Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri 79

h) TCK Kapsamında Değerlendirme 81

3) Kadına Yönelik Şiddet 82

a) Şiddet Çeşitleri 82

b) Şiddete Maruz Kalan Kişiyle Görüşme 85

c) Çalışma Hayatının Şiddet Tarafı 88

4) Suç Mağduru Çocuk ve Çocuk Koruma Alanı 88

a) “Çocuk” Kimdir? 89

b) Çocuk Koruma Alanının Kapsamı 89

c) Çocuk Koruma Alanını Belirleyen Uluslararası Mevzuat 89

d) Çocuk Koruma Alanını Belirleyen Ulusal Mevzuat 93

e) Çocuk Koruma Alanında Görev Alan Kurumlar 93

f) Çocuk Koruma Alanında Görevliler 94

g) Mağdur veya Suçtan Zarar Gören Çocuğun Hakları Nelerdir? 94

h) 5395 sayılı “Çocuk Koruma Kanunu” 94

i) 5395 sayılı “Çocuk Koruma Kanunu” Uyarınca Verilen Tedbirler 94

5) Şiddet Mağduru Çocuğa Hukuki Destek 97

a) Mağdur Çocuk 97

b) Avukatlar İçin Çocukla Görüşme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler 99 c) Mağdur Çocuğun Dinlenmesinde Hizmet Modelleri AGO ve ÇİM 100

d) Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararı 101

EĞİTİCİ EĞİTİMİ 106

5. Modül: Eğiticilerin Eğitimi 106

1.Oturum: Temel Kavramlar & Eğitim Yaklaşımları 106

2. Oturum: İletişim, Profesyonel Eğitmen Tavrı ve Eğitmenler için Algı Yönetimi 107 3. Oturum: Eğitim Yöntemleri ve İnteraktif Eğitim Teknikleri 108

4. Oturum: Tasarım, Planlama, Değerlendirme 109

Eğitici Eğitimi Rehberi 110

1. Oturum: Temel Kavramlar ve Yaklaşımlar 110

Eğitim, Öğrenme ve Bilgi 110

İnsan Beyni 111

Beynin Dört Çeyrekli Modeli/Tüm Beyin Modeli 112

Öğrenme Stilleri Envanteri 114

Eğitimde Farklı Yaklaşımlar 116

Pedagoji ve Androgoji 116

Yetişkinler Nasıl Öğrenir? 117

2. Oturum: İletişim, Profesyonel Eğitmen Tavrı ve Eğitmenler için Algı Yönetimi 118

İletişim Nedir? 118

İletişim Engelleri 119

Psikolojik Engeller 119

Beden Dilinin Yanlış Kullanımı 120

İletişim Engellerini Aşma Yöntemleri 122

“Zor” Katılımcılarla Baş Etme 124

Profesyonel Eğitmen Tavrı 126

Uzmanlık ve Eğitmenlik 126

Rol Model Olmak 126

Eğitmenler için Algı Yönetimi 126

3. Oturum: Eğitim Yöntemleri ve İnteraktif Eğitim Teknikleri 128

4. Oturum: Tasarım, Planlama, Değerlendirme 132

Eğitimin Değerlendirilmesi 134

(6)
(7)

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

(8)

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ

Modül 1: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

1. Oturum: Cinsiyet Temelli Adalet ve Kilit Toplumsal Cinsiyet Kavramları KİLİT MESAJLAR

• Kadınların toplumdaki konumlarının hak ettikleri biçimde güçlendirilmesi toplumsal cinsiyet çalışmalarının çıkış noktasını oluşturmaktadır.

• Erkek egemen toplumda gelenekselleşmiş tutumlar ve kabullenilen roller şiddetin arka planındaki nedenlerin oluşmasında ve şiddet mağduru kadınların durumu kabullenmesinde büyük rol oynar.

Hedefler

Genel Amaç(lar):

• Hedef kitleye konu ile ilgili ihtiyaçları olan bilgiyi vermek ve bu konuda farkındalıklarını ve yorumlama yetilerini artırmak.

Özel Amaç (lar):

• Hedef kitlenin potansiyel eğiticiler olarak toplumsal cinsiyet konusunda bir bakış açısı kazanmasını sağlamak.

• Hedef kitleye toplumsal cinsiyet konusunu ve temel kavramları tanıtmak.

• Hedef kitleye cinsiyete dayalı ayrımcılığın arka planı ve toplumsal sonuçları ile ilgili bilgi aktarmak.

İçerik

• Toplumsal cinsiyet farkındalığı

• Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet

• Toplumsal cinsiyet rolleri

• Ataerkil toplum düzeni

• Cinsiyete dayalı ayrımcılık Materyal / Eğitim

dokümanı • Eğitim el kitabının basılı kopyası

• PowerPoint sunum

Referanslar/Kaynakça

• Engelli Kadın Derneği ve Akdam, Toplumsal Cinsiyet ve Kadına Yönelik Şiddet Atölye Çalışmaları Kiti (2016).

• Hacettepe Üniversitesi Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması (2014).

• Kadın Dayanışma Vakfı, Kadınlarla Eğitici Eğitimi El Kitabı (2015).

• Uluslararası Af Örgütü, Hakları Gerçeğe Dönüştürmek – Toplumsal Cinsiyet Farkındalığının Arttırılmasına Yönelik Atölye Çalışmaları Kitapçığı

• World Health Organization (WHO) (2016). Violence against women.

Intimate partner and sexual violence against women. Switzerland:

Publications of the World Health Organization

Format • PowerPoint sunumu

Oturum Özeti

• Giriş: 5 dakika

• Sunum: 20 dakika

• Grup Çalışması: 40 dakika

• Sonuç/Değerlendirme: 0 dakika

• Toplam: 65 dakika

(9)

2. Oturum: Kadına Yönelik Şiddet ve Cinsiyete Duyarlı Dil Kullanımı KİLİT MESAJLAR

• Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir toplumun oluşması şiddet mağduru kadınların haklarını aradığı ve konu ile ilgili kişi ve kuruluşların etkin dayanışma sağladığı bir düzene bağlıdır.

• Kadınlara yönelik ayrımcı tutum ve ifadeler şiddet gibi fiziksel özellik taşıyan belirgin bir eylemle olduğu kadar “dil” gibi gizli bir araç ile de kendini ortaya çıkarmaktadır.

Hedefler

Genel Amaç(lar):

• Hedef kitleye konu ile ilgili ihtiyaçları olan bilgiyi vermek ve bu konuda farkındalıklarını ve yorumlama yetilerini artırmak.

Özel Amaç (lar):

• Kadına yönelik şiddetle mücadelede hedef grubun rolü ile ilgili farkındalık sağlamak

• Cinsiyete duyarlı dil kullanımını sağlamak.

İçerik

• Kadına yönelik şiddetin tanımı, türleri ve nedenleri

• Cinsiyete duyarlı dil kullanımı

• Öneriler

Materyal / Eğitim dokümanı • Eğitim el kitabının basılı kopyası

• PowerPoint sunum

Referanslar/Kaynakça

• Engelli Kadın Derneği ve Akdam, Toplumsal Cinsiyet ve Kadına Yönelik Şiddet Atölye Çalışmaları Kiti (2016).

• Hacettepe Üniversitesi Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması (2014).

• Kadın Dayanışma Vakfı, Kadınlarla Eğitici Eğitimi El Kitabı (2015).

• Uluslararası Af Örgütü, Hakları Gerçeğe Dönüştürmek – Toplumsal Cinsiyet Farkındalığının Arttırılmasına Yönelik Atölye Çalışmaları Kitapçığı

• World Health Organization (WHO) (2016). Violence against women.

Intimate partner and sexual violence against women. Switzerland:

Publications of the World Health Organization

• https://gender.khas.edu.tr/tr/toplumsal-cinsiyete-duyarli-yazim- rehberi

• https://www.youtube.com/watch?v=W_ZPHPutN-c

• https://www.youtube.com/watch?v=XRnkef8qYxQ

Format • PowerPoint sunumu

Oturum Özeti

• Giriş: 0 dakika

• Sunum: 15 dakika

• Grup Çalışması: 50 dakika

• Sonuç/Değerlendirme: 5 dakika

• Toplam: 70 dakika

(10)

1. Toplumsal Cinsiyet Eğitiminin Genel ve Özel Amaçları

Toplumsal cinsiyet eğitimleri avukatların konu ile ilgili ihtiyacı olan bilgiyi almaları ve bu konuda farkındalıklarını ve yorumlama yetilerini artırmaları amacıyla tasarlanmıştır.

Eğitimin özel amaçları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

• Hedef kitlenin potansiyel eğiticiler olarak toplumsal cinsiyet konusunda bir bakış açısı kazanmalarını sağlamak.

• Hedef kitleye toplumsal cinsiyet konusunu ve temel kavramları tanıtmak.

• Cinsiyete dayalı ayrımcılığın arka planı ve toplumsal sonuçları ile ilgili bilgi aktramak.

• Kadına yönelik şiddetle mücadelede hedef grubun rolü ile ilgili farkındalık sağlamak.

• Cinsiyete duyarlı dil kullanımını sağlamak.

2. Eğitim Programı

Toplam iki saat sürecek olan eğitim teorik bilginin yanı sıra uygulama egzersizlerini de içerecektir:

• Toplumsal Cinsiyet Kavramı

• Kadına Yönelik Şiddet

• Cinsiyete Duyarlı Dil Kullanımı

3. Eğitimin Konu Başlıkları

Eğitim konu başlıkları üç ana eksende yer almaktadır. Bu başlıklar toplumsal cinsiyet kavramı, kadına yönelik şiddet ve cinsiyete duyarlı dil kullanımı olarak belirtilmiştir.

3.1 Toplumsal Cinsiyet Kavramı

Toplumsal cinsiyet denildiğinde genel kanı en yalın hali ile “kadın – erkek eşitliği” olmaktadır. Kökeni nesiller boyu şekillenen ve davranış ve tutumlarımıza yansıyan toplumsal cinsiyet kavramını, sadece kadın ve erkeğin eşit haklara ve fırsatlara sahip olması olarak basitleştirmememiz gerekmektedir. Bu kavram, hayatın her alanında kadın ve erkeğe yönelik etiketlenen her türlü ayrımcılığın giderilmesi anlamını taşımaktadır. Erkek egemen toplumda erkeklere yüklenen rol ve statüler kadınları toplumda ikincil konuma getirmektedir. Kadınlar aktif olarak hayata katılmada engeller ile karşılaşmaktadır. Bu nedenle kadınların toplumdaki konumlarının hak ettikleri biçimde güçlendirilmesi toplumsal cinsiyet çalışmalarının çıkış noktasını oluşturmaktadır.

(11)

1. Grup Çalışması

Konu: Toplumsal Cinsiyet Farkındalığına Giriş Süre: 20 Dakika

Amaç: Toplumsal cinsiyete ilişkin temel kavramları anlamak Malzemeler: Kalem ve kağıt

Yönerge: Katılımcılara aşağıdaki sorular dağıtılır ve cevaplanması istenir ya da genel gruptan cevaplar alınır.

• Kız veya erkek çocuk olduğunuz için yapmanıza izin verilen / teşvik edilen davranış ya da eylemler neydi?

• Kız veya erkek çocuk olduğunuz için çocukluğunuzda neleri yapmanıza izin verilmezdi?

• Bunları yapmanıza engel olan neydi? Kimdi?

• Kendinizi nasıl hissettiniz?

• Engellerin üzerinizde yarattığı etki / etkiler nelerdir?

• Engeller olmasaydı ne olurdu?

Olası cevaplar: Evden çıkma, eve geç gelme, narin ol, nazik ol, pasif ol, duygularını gösterebilirsin (ağlayabilirsin, korkabilirsin), öfkeni gösterme (bağırma, kızma, kavga etme), karar verme / kararsız ol (senin için ben karar veririm), söze çok karışma (fikrini söyleme), yüksek sesle gülme, hanım hanımcık ol, kardeşlerine bak, ev işi yap.

Uygulama: Tahtaya (online platform) izinler ve engeller yazılıp ikiye bölünür. Katılımcılardan gelen bildirimler yazılır ya da tahta olmadan sözlü paylaşım sağlanır.

Paylaşımların ardından cinsiyet ve toplumsal cinsiyet tanımı yapılır. İzinler ve engeller çalışmasında verilen cevapların biyolojik cinsiyet tanımı ile açıklanıp açıklanamayacağı katılımcılara sorulur.

Toplumsal cinsiyetin sadece kadınlar için değil, erkekler için de örseleyici, daraltıcı kalıpları olduğundan bahsedilir. Katılımcıların kendi hayatlarında yaşadıkları engellemeler olmasa idi nasıl birey olurlardı sorusu sorulur.

Bireylerde toplumsal cinsiyet kavramı, edinilen kalıp yargılarla yerleşir ve genellikle bu yargılar bireyin davranış, düşünüş boyutunda önemli etkilerde bulunurlar. Kadınlara ya da erkeklere atfedilen özellikler üzerimize yapışır ve çoğu zaman nedeni ve nasılı düşünmeyiz. Toplumsal cinsiyet kavramıyla toplumsal cinsiyet rolleri ya da ifadeleri – belirli bir zaman döneminde belirli bir kültürde “erkeksi” ya da “kadınsı”

kabul edilen davranış özellikleri kastedilir. Bu özellikler, saç şekli ve giyim stilinden, insanların konuşma ya da duygularını ifade etme tarzlarına kadar uzanabilir.

Cinsiyet terimi, kadın ya da erkek olmanın biyolojik tarafını ifade eder ve biyolojik bir özelliğe vurgu yapar. Cinsiyet farklılıkları öğrenilmemiştir, doğuştan getirilen özellikler açısından gözlenen farklılıklar mevcuttur. Bu farklılıklar her yerde aynıdır.

Toplumsal cinsiyet terimi toplumun kadın ve erkek olmaya yönelik anlamları, rolleri ve beklentileri kapsamaktadır. Toplumsal cinsiyet farklılıkları öğrenilen ve sosyalleşme sürecinde benimsenen farklılıklardır. Toplumsal cinsiyet farklılıkları bireyden bireye, kültürden kültüre farklılık göstermektedir.

Biyolojik Cinsiyet Toplumsal Cinsiyet Biyolojiktir. Toplumsal olarak belirlenir.

Evrenseldir. Kültürün içinde öğrenilir.

Değişmez. Zaman ve mekana bağlı olarak değişiklik gösterir. Değiştirilebilir.

Tablo 1: Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasındaki farklar

(12)

“Sadece kadınlar doğurabilir” veya “Sadece erkekler prostat kanseri olur” gibi geçmişte olduğu gibi gelecekte de geçerli olan bu ifadeler kadın ve erkeklerin biyolojik özelliklerine vurgu yapmaktadır.

“Sadece kadınlar çocuk bakabilir” veya “Sadece erkekler traktör kullanabilir" gibi ifadeler toplumun kadın ve erkeklere atfettiği rolleri ve beklentileri oluşturur.

Kültürün kadın ve erkek cinsiyetlerine uygun gördüğü beklenti, rol ve davranışlar toplumsal cinsiyet farklılıkları olarak tanımlanmaktadır. Örneğin kadınların şefkatli ve bakım sunan olarak ve erkeklerin kuvvetli, özgür olarak beklenilmesi bu farklılıklara örnek oluşturmaktadır. Bu farklılıklar gerçek özelliği olmayan, kültür tarafından üretilmiş, kültürden kültüre ve insandan insana değişen özellikte olan farklılıklardır. Bu farklılıkları oluşturan beklentiler kalıp yargıları ile toplumda çoğunluk tarafından kabul gören inançlara dönüşürler ve sosyal davranışı biçimlendirirler.

Roller kişinin toplumda bulunduğu pozisyonu ve pozisyonun getirdiği sorumlulukları, ayrıcalıkları ve insanlarla etkileşimini belirleyen kuralları yansıtmaktadır. Kadınlığa ve erkekliğe atfedilen roller toplumsal cinsiyet rolleri olarak adlandırılır.

Çocukluk döneminde sahip olunan cinsiyetin kültürel anlamları ve kalıp yargıları öğrenilmeye başlanır.

Çocuklar bilişsel olarak olgunlaştıklarında kendilerini kadın ya da erkek olarak kategorileştirirler ve bu cinsel kimlikle bu kategoriye uygun olduğunu düşündükleri şekilde davranmaya çalışırlar.

Toplumsal cinsiyet rolleri toplumun ataerkil veya anaerkil yapılanması ile doğrudan ilişkilidir. Ataerkil toplum sisteminde kadınların pasif, erkeklerin ise aktif olduğu benimsenir. Erkeğin üretim araçları, mülkiyet, siyaset ve karar alma mekanizmalarındaki güçlü konumu, toplumsal yaşamın her alanında etkin olmasını sağlamaktadır.

Kadının bedeni, cinselliği, doğurganlığı ve emeği üzerindeki baskı ve denetimden başlayarak yaşamın her alanında kadınları güçsüz bırakmaya yönelik düzenlemeler, erkeğin toplumsal olarak güçlü konumunu sağlamlaştırmaya hizmet eder. Kadının kaç çocuk sahibi olacağı, kürtaj, annelik gibi konular, işgücü üretimi açısından önemsendiği kadar, kadının cinselliğinin denetimi ve ev içinde tutulmasının araçları olmaktadır.

Kadınların hangi okullarda okuyacakları, ne zaman dışarıda olacakları, ev dışında çalışıp çalışmayacakları, nerede çalışabilecekleri, nasıl giyinecekleri, ne zaman evlenecekleri ve nasıl davranacaklarını belirleyen şey “eril denetim – tahakküm” mekanizmalarıdır. Baskı, dışlama ve fiziksel şiddet gibi her tür şiddet ve şiddet tehdidi, kadınlar üzerinde denetim kurulmasını sağlamakta ve erkek egemenliğinin devamına destek olmaktadır.

Ataerkil toplum düzeninde erkeğe uygun görülen davranışlar şakalar, hikâyeler, kelime yapıları gibi kültürel unsurlarda kendini göstermektedir. Deyimlerimiz, toplumsal cinsiyet kavramının şiddet olgusu kapsamındaki yerini en açık şekilde yansıtmaktadır:

• “Erkek sever de döver de”

• “Kızını dövmeyen dizini döver”

• “Pişmiş aştan dövülmüş karıdan zarar gelmez”

• “Üç öğün kötek bir öğün yemek”

• “Dövülmeyen kadın tımarsız ata benzer”

• “Eline erkek eli değmemiş olmak”

• “Saçı uzun aklı kısa”

• “On beşinde kız, ya erde gerek ya yerde”

Yukarıda belirtilen örneklerden de görülebileceği gibi erkek egemen toplumda gelenekselleşmiş tutumlar ve kabullenilen roller şiddetin arka planındaki nedenlerin oluşmasında ve şiddet mağduru kadınların durumu kabullenmesinde büyük rol oynar.

Toplumsal cinsiyet kavramı sadece kadın veya erkeğe atfedilen konulara değinmez. Aralarındaki ilişki biçimine de odaklanmaktadır. Örneğin bir kadın kocası ile bir eş rolünde, erkek bir patronu ile çalışan rolünde, babası ile evlat rolünde, erkek bir öğretmeni ile öğrenci rolünde olabilir. Hem kadınlar, hem de erkekler için yaşanan rol çatışmaları toplumsal, ekonomik ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır.

Örneğin, işsiz kalan bir erkeğin üzerinde para kazanma baskısı veya çalışan bir kadının hem iş ve bakım sorumluluklarının olması gibi.

(13)

2. Grup Çalışması:

Konu: Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık Süre: 20 Dakika

Amaç: Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık nedenlerini ve sonuçlarını sorgulamak.

Malzemeler: Kalem ve kağıt

Yönerge: Katılımcılardan beyin fırtınası yapıp kadın ve kız çocuklarının ne şekillerde ayrımcılığa ve eşitliksiz muamelelere maruz kaldıklarını düşünmelerini isteyin. Benzer örnekleri birleştirerek sonuçları listeleyin.

Olası cevaplar: Okuma yazma bilmiyorlar, yeterli yaşam seviyesine yetecek kadar para kazanamıyorlar, toplumdan dışlanıyorlar.

Uygulama: Verilen örnekler haklar ile birleştirilir:

“Okuma yazma bilmiyorlar”=Eğitim hakkı

“Yeterli yaşam seviyesine yetecek kadar para kazanamıyorlar” = Yeterli yaşam standardı hakkı

“Kendi yaş gruplarından dışlanıyorlar” = Örgütlenme hakkı ve topluluğa katılma hakkı

Ayrımcılığın bu etkilerinin geniş kapsamlı olduğu gibi çok yönlü etkileri olan insan hakları ihlallerini de içerdiği vurgusu yapılır.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ayrımcılığın bir sonucudur. Toplum içinde bağımsız yaşama hakkının ihlalleri sıklıkla diğer hakların ihlal edilmesine de yol açmaktadır.

Kadınların eğitim, istihdam, sağlık ve karar alma mekanizmalarına katılımı ile ilgili alanlara katılımına ilişkin temel bilgi ve istatistikler paylaşılır.

Kalıp yargılar bir konuya ilişkin bilgi, inanç ve beklentileri içeren bilişsel yapılardır. İnsanlar konular hakkında kalıp yargılar geliştirmektedir. Kalıp yargılar bilgi düzeyi az ise ve cinsiyete dayalı özellikler ön plandaysa etkinleşirler. Kalıp yargılar kişiyi yanlış yönlendirir ve farklılığı arttırırlar. Cinsiyet temelli ayrımcılık kavramı kalıp yargıların neticesinde ortaya çıkmaktadır.

Cinsiyet temelli ayrımcılık cinsiyet rolleri temelinde kişinin insan haklarına tam erişimini etkileyen bir durumdur. Bu ayrımcılık CEDAW sözleşmesi tarafından açık bir şekilde tanımlanmıştır. Ayrımcılık sadece davranışsal değil aynı zamanda bir sınırlama ile sonuçlanabilecek uygulamaları da içermektedir. Cinsiyet temelli ayrımcılık doğrudan ve dolaylı olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğrudan ayrımcılıkta kural ve uygulamalar açık bir şekilde ihlal edilir. Örnek olarak kadın bir adayın birinci sırada başarılı ilan edilmesine rağmen istihdam süreci içerisinde cinsiyetinden ötürü işe alınmaması olabilir. Dolaylı ayrımcılıkta ise doğal gibi görünen ancak etkisi kişileri eşitsiz oranda etkileyebilecek norm ve prosedürlerin ihlalidir. Örnek olarak, girişimci kredileri veren bir bankanın yöneticisinin kadınlara – iş kuracak kapasiteye sahip olmadıklarını düşünerek – kredi vermemesi verilebilir. Dolaysız ayrımcılığın tespiti doğrudan ayrımcılığa göre nispeten daha zordur. Kadınlar çoğunlukla hem doğrudan hem de dolaylı ayrımcılık ile karşılaşmaktadırlar.

(14)

3.2 Kadına Yönelik Şiddet

3. Grup Çalışması

Konu: Kadına Yönelik Şiddet Süre: 20 Dakika

Amaç: Kadına yönelik şiddetin tanımının, türlerinin ve nedenlerinin öğrenilmesi Malzemeler: Kalem ve kağıt

Yönerge: Kadına yönelik şiddet türleri açıklanır. Her tür başlığında (fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik) yer alan şiddet türüne ilişkin davranış örnekleri tartışılır. Şiddet döngüsü anlatılır. Kadına yönelik şiddetle ilgili mekanizmalardan ve araştırmalardan bahsedilir.

Uygulama: Kadına yönelik şiddet kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak zarar görmeleri ile sonuçlanması muhtemel hareketlerle özgürlüklerinin keyfi olarak sınırlanması, tehdit ve baskıyı içeren özel ya da kamusal alanda gerçekleşmiş olan her türlü tutum ve davranış olarak tanımlanabilir.

Şiddet – tüm dünyada olduğu gibi – Türkiye’de de kadınlar ve kız çocuklarının yaşamlarını olumsuz yönde etkileyen, başta ekonomik ve sosyal haklar olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimlerini engelleyen en önemli nedenler arasındadır.

Küresel olarak önemini koruyan kadına yönelik şiddet, Türkiye’nin de önemli toplumsal sorunlardan bir tanesidir. Dünya üzerinde tüm kadınlar ülke, etnik köken, sınıf, din, ekonomik ve sosyal statü gözetmeksizin, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalma riski ile karşı karşıyadır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı kararı ile ilan edilmiş olan Kadınlara Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesi’ne Dair Bildiri’nin 1. Maddesinde kadınlara karşı şiddet terimi,

“İster kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ızdırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir” şeklinde tanımlanmıştır.

Kadına Karşı Her Türlü Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (CEDAW)’nin kadınlara karşı şiddete ilişkin 19 No.lu tavsiye kararıyla toplumsal cinsiyet temelli şiddetin kadına yönelik ayrımcılığın bir sonucu olduğu ifade edilmiştir. Böylelikle ayrımcılık ve şiddet arasındaki ilişki ortaya konulmuştur.

Kadına yönelik şiddet kavramı yerine ilk zamanlarda “dayak yiyen kadın” ya da “dayağa maruz kalmış kadın”

gibi kavramlar kullanılmıştır. “Kadına yönelik şiddet” kavramı zaman içerisinde yerleşmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Kadına yönelik şiddet konusu, 1980’li yılların sonunda kadın hareketi tarafından gündeme getirilmiştir. Şiddetle mücadelede kurumsallaşma süreci, 1990’lı yıllarla birlikte başlamış, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nün kurulması ve kamu kurumlarına bağlı ilk kadın konukevinin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı olarak hizmete açılması ile hızlanmıştır. Yasal mevzuat anlamında atılan ilk adım, 1998 yılında çıkarılan 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’dur.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı hedefleyen yasal düzenlemeler ise 2000’li yıllarla birlikte hız kazanmıştır (Hacettepe Üniversitesi, 2014, s.11).

Bununla birlikte, “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”

hazırlanarak 2012 yılında yürürlüğe konmuştur.

Aile İçi Şiddet

Aile içi şiddet, kadınların karşılaştığı şiddet türleri içerisinde en yaygın olan kısmı oluşturmaktadır. Eşin kadına veya çocuğa ya da kadın ile aynı evde yaşayan akrabalara yönelik, kadın ile aynı evde yaşayan herhangi bir akrabanın, kadına ya da evdeki diğer kişilere yönelik, evli olmasına rağmen kadının isteği ile veya mahkeme kararı ile ayrı evlerde yaşadığı eşinin, kadına yönelik tehdit, baskı ve kontrol içeren fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik zarar görmesine veya acı çekmesine sebep olan her türlü davranış aile içi şiddet kapsamına girmektedir.

(15)

6284 sayılı Kanun, “şiddet mağduru ve şiddet uygulayan aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti” ev içi şiddet kapsamına almaktadır.

Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması (2014) verilerine bakıldığında toplumsal cinsiyete ilişkin yargıların aile içi şiddet konusuna da yansıtıldığı görülmektedir. Türkiye genelinde geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini onaylayan ifadelerden, “kadın, herhangi bir konuda eşiyle aynı fikirde değilse tartışmamalı ve susmalıdır” ve “bir kadının tavır ve davranışlarından ailenin erkekleri sorumludur”

ifadelerine evli kadınların yarıya yakını katıldığını belirtirken, kadınların dörtte birinden fazlası “çocukları terbiye etmek için bazen dövmek gerekebilir” ifadesine katılmıştır. Aynı araştırma kapsamında cezaevinde bulunan ve şiddet uygulayan erkekler arasından şiddetle mücadelenin sorumluluğunu kadınlara yükleyen ve kadınların geleneksel rollerini devam ettirmeleri ile sorunların çözülebileceğini öne sürenler olmuştur.

Kadına yönelik şidde türleri fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olmak üzere dört bileşene ayrılmaktadır:

Fiziksel ve/veya cinsel şiddet: Tokat atmak, tekmelemek, yumruklamak, hırpalamak, kolunu bükmek, boğazını sıkmak, bağlamak, saçını çekmek, kesici veya vurucu aletlerle yaralamak, kezzap veya kaynar suyla yakmak, vücudunda sigara söndürmek, ellerini ayaklarını ezmek, sakat bırakmak, işkence yapmak, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakmak, sağlık hizmetlerinden yararlanmasına engel olarak bedensel zarar görmesine neden olmak gibi eylemler fiziksel şiddettir.

Evli olduğu kişi bile olsa kadını istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimlerde cinsel ilişkiye zorlamak (tecavüz), başkalarıyla cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel organlara zarar vermek, çocuk doğurmaya ya da doğurmamaya, kürtaja, enseste (akrabalar arası cinsel taciz ve tecavüz), fuhuşa zorlamak, zorla evlendirmek, telefonla-mektupla ya da sözlü olarak cinsel içerikli rahatsızlık verici davranışlarda bulunmak gibi eylemler cinsel şiddettir.

Evli kadınların maruz kaldıkları fiziksel şiddet ülke, kent/kır ve bölge düzeyinde cinsel şiddetten daha yaygındır. Ülke genelinde fiziksel şiddet % 36, cinsel şiddet % 12 düzeyindedir. Şiddet mağduru kadınların

% 68’i sadece fiziksel şiddete maruz kaldığını, % 5’i ise sadece cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir. Her iki şiddet biçiminin bir arada görülmesi de yaygındır, şiddet mağduru kadınların % 27’si hem fiziksel hem de cinsel şiddete maruz kalmıştır. Türkiye’de eşi veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel veya cinsel şiddetine maruz kalmış kadınların % 44’ü, yaşadıkları şiddeti kimseye anlatmadıklarını belirtmişlerdir.

Kadınların son eşleri ya da birlikte oldukları erkeklerin % 34’ü fiziksel şiddet, % 11’i cinsel şiddet uygulamıştır.

Ülke genelinde 15 yaşından sonra kadınların % 14’ü yakın ilişkide oldukları erkekler dışındaki kişiler tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılmaktadır. Kadınların % 3’ü, 15 yaşından sonra yakın ilişkide olduğu erkekler dışındaki kişilerin cinsel şiddetine maruz kaldığını belirtmiştir. Kadınların yakın ilişkide bulundukları erkekler dışındaki kişilerden 15 yaşından sonra maruz kaldıklarını belirttikleri duygusal şiddet/istismar ülke genelinde % 22 düzeyindedir.

Kadına yönelik aile içi şiddet eğitim düzeyine göre farklılaşmaktadır. Eğitim düzeyi arttıkça kadınların maruz kaldığı şiddet azalmaktadır. Bu azalmaya rağmen, lise düzeyinde eğitimi olan kadınların dörtte birinden fazlasının; üniversite ve üzeri eğitimi olan kadınların beşte birinin fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmış olması dikkat çekicidir.

Medeni durum şiddet düzeyi üzerinde en büyük etkiye sahip temel özelliktir. Boşanmış ya da ayrı yaşayan kadınların maruz kaldıkları fiziksel ve/veya cinsel şiddet düzeyi % 75 ile tüm kadınlar arasında maruz kalınan şiddet oranının iki katıdır.

Psikolojik şiddet/istismar: Bağırmak, korkutmak, küfür etmek, tehdit etmek, hakaret etmek, ailesiyle akrabalarıyla, komşularıyla, arkadaşlarıyla ya da başkalarıyla görüştürmemek, eve kapatmak, küçük düşürmek, çocuklarından uzaklaştırmak, kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak, başka kadınlarla kıyaslamak, kadının nasıl giyineceği, nereye gideceği, kimlerle görüşeceği konusunda baskı yapmak, kadının kendini geliştirmesine engel olmak gibi eylemler psikolojik şiddettir.

Kadına yönelik şiddet biçimleri arasında en yaygın olan duygusal şiddet/istismardır. Türkiye genelinde kadınların yaşamlarının herhangi bir döneminde maruz kaldıkları psikolojik şiddet/istismar % 44’tür.

(16)

Ekonomik şiddet/istismar: Kadının çalışmasına engel olma ya da işten ayrılmasına neden olma, ev harcamaları için para vermeme ile kadının gelirini elinden alma olarak tanımlanmıştır. Para vermemek veya kısıtlı para vermek, ailenin tasarrufları, gelir ve giderleri konusunda bilgi vermemek, kadının mallarını ve diğer gelirlerini elinden almak, çalışmasına izin vermemek, istemediği işte zorla çalıştırmak, çalışıyorsa iş hayatını olumsuz etkileyecek kısıtlamalar getirmek, aileyi ilgilendiren ekonomik konularda kadının fikrini almadan tek başına karar vermek gibi eylemler ekonomik şiddettir.

Türkiye genelinde bu davranışlardan en az birine yaşamın herhangi bir döneminde maruz kalan kadınların oranı % 30’dur.

Israrlı Takip: Türkiye genelinde, her 10 kadından yaklaşık 3’ü en az bir kez ısrarlı takibe maruz kalmıştır.

En yaygın ısrarlı takip biçimleri sürekli telefonla arama (% 19), kısa mesaj, mektup veya e-posta gönderme (% 8) ya da sosyal medya aracılığıyla takip etme (% 6) ile kadının çalıştığı ya da yaşadığı yere gelerek rahatsız etme (% 6) şeklindedir.

Şiddet mağduru kadınların % 39’u şiddete tanık olan ya da şiddetten haberdar olan kişilerden hiçbirinin kendilerine yardım etmediklerini açıklamışlardır. Kadınların % 37’si şiddeti kendi ailesine anlattığını, ancak sadece % 19’u ailesinin kendisine bu konuda yardım etmek istediğini belirtmiştir.

Şiddetle mücadelede kadınların haklarını bilmeleri, ilgili kanunlar ve kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olmaları ve şiddete karşı haklarını aramaları büyük önem taşımaktadır. Kadına yönelik şiddetin önemli bir parçasını oluşturan aile içi şiddet yaygınlığını korumakta ve her kesimden kadını hedef almakta ve çocukları derinden etkilenmektedir.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir toplumun oluşması şiddet mağduru kadınların haklarını aradığı ve konu ile ilgili kişi ve kuruluşların etkin dayanışma sağladığı bir düzene bağlıdır.

4. Grup Çalışması

Konu: Kadına Yönelik Şiddet Vaka Çalışması Süre: 20 Dakika

Amaç: Kadına yönelik şiddet hakkında bilinç uyandırmak ve kadınların insan haklarının ihlali hakkında bilgi düzeyini arttırmak. İnsan hakları ihlallerini tartışmak ve incelemek için gerekli becerileri geliştirmek. Kadın yönelik şiddete karşı durmak için empati ve özgüven duygularını geliştirmek.

Malzemeler: Kalem ve kağıt

Hazırlık: Eğitimden önce bir adet suç tanığı raporu elde edin. Kadına yönelik şiddet mağdurlarına aktif destek veren merkez ve örgütler hakkında bilgi toplayın. Yaşadığınız bölge ya da çevrenizde bu konuyla ilgili başlıca sorunların neler olduğunu araştırın.

Uygulama: Katılımcılara suç tanık okumaları için beş dakika süre verin. Tartışmaların bu olaya odaklanması gerektiğini anlatın. Grup tartışmasını başlatın:

• Ülkemizde kadına yönelik şiddet ne kadar yaygındır?

• Bu konuya ilişkin insan hakları hangileridir? Kadına yönelik şiddetin sebepleri nelerdir?

• Neden erkeklerin kadınlar üzerinde şiddet uyguladığı vakalar, kadınların erkeklere uyguladığı şiddet vakalarından fazladır?

• Kadına yönelik şiddet nasıl durabilir?

• Şiddet karşısında kadın nasıl bir güce sahiptir? Erkeğin gücü nedir?

• Aşağıdakiler tarafından ne yapılabilir?

i. Kamu kurumları ii. Yerel topluluk iii. İlgili kişiler

iv. Arkadaşlar ve komşular

Video Gösterimi: UNFPA - Gender Violence.(2016).https://www.youtube.com/watch?v=CFNF_6u7cqk

(17)

3.3 Cinsiyete Duyarlı Dil Kullanımı

Kadınlara yönelik ayrımcı tutum ve ifadeler şiddet gibi fiziksel özellik taşıyan belirgin bir eylemle olduğu kadar “dil” gibi gizli bir araç ile de kendini ortaya çıkarmaktadır. Tutum ve davranışların kendini ifade etme aracı dildir. Dil, kültürel bir öğe olup nesiller boyu şekillenir, yeniden üretilir ve kalıplaşmış ifadeler ile kendini ortaya çıkarır.

Dil araçları rapor, demeç, basın bülteni gibi genel kitleye hitap edenler ve günlük sözlü iletişim ve e-mail gibi Projenin hedef grubuna hitap edenler olarak ayrılabilir.

Kadınlara yönelik ayrımcılığı erkeklerin olduğu kadar kadınların da yeniden ürettiği unutulmamalıdır. Bu nedenle erkek bireyler kadar kadın bireylerin de dil kullanımına dikkat etmesi önemlidir. Temel iletişim unsurları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Ortak Bir Görüşün Sağlanması

Toplumsal cinsiyete duyarlı bir dil geliştirmek şiddet mağdurlarına adli destek verecek Merkezlerde görev alacak avukat ve uzmanların üzerinde durması gereken bir özelliktir. Mağdurlar ile iletişimde ve adli yardım sürecinde kullanılacak bir kavram listesi çıkarılmalı ve kullanılmaması gereken ifadelerde ortak bir uzlaşma (proje sözlüğü) sağlanmalıdır. Örnek verilebilecek kavramlar aşağıdaki gibidir:

Kaçınılması gereken kelimelerden bazıları Örnek olabilecek kelimelerden bazıları

Bilim adamı Bilim insanı

Halk adamı Halk insanı

İş adamı İş insanı

İnsanoğlu İnsanlık

Namus cinayeti Sözde namus cinayeti

Kızlık soyadı Bekârlık soyadı

Kız Kız çocuğu veya genç kadın

Adam başı Kişi başı

Adam yerine koymak Ciddiye almak

Adam olmak İnsan olmak

Adamakıllı Doğru düzgün

Sözünün eri Sözünde duran

Babalar gibi Cesurca

Tablo 5: Cinsiyete duyarlı dil kullanımı

İstatistiklerin ve Nicel Bilgilerin Belirtilmesi

Özellikle kadına yönelik şiddet gibi hassas ve verilerin gizli olduğu bir konuda genel kitleye hitap eden metin ve söylemlerde mümkün olduğunca verilere değinmek ve kadın ve erkeğin durumunu ortaya koymak önemlidir. Özellikle illerde mümkün olduğu kadar cinsiyete dayalı veri toplanmalı ve yeni veri kaydı tutulmalıdır. Örneğin;

• İlimizde Merkeze başvuran kişilerin …’sı ( veya %’si) kadın ve …’sı (veya %’si erkektir).

• Kadınların maruz kaldığı en yaygın suçlar …’dır. Bu suçlar erkekler için ele alındığında … suçları ön plana çıkmaktadır.

• İlimizde … dönemde … konusunda kayıt edilen adli vaka sayısı …’dır.

(18)

Metinlerde Kadınların Görünürlüklerinin Artırılması

Tanımlama cümlelerinde kişi ve birey yerine –en az erkekler kadar - kadınların görünürlüğünü ortaya çıkaran ifadeler kullanılmalıdır. Bu detaylandırmada kelimelerin cümle içindeki anlamına ve ifadenin niyetine dikkat edilmelidir. Örneğin;

• “Mağdurlara yönelik verilen hizmetler geliştirildi” yerine “Kadın ve erkek mağdurlara verilen hizmetler geliştirildi”.

Kadını İkincil Konuma Düşüren İfadelerden Kaçınmak

Erkekler ile geleneksel olarak özdeşleşen konularda (meslek gibi) cinsiyeti belirtilen ifadelerden kaçınılmalıdır. Örneğin;

• “Erkek müvekkil”, “kadın müvekkil” gibi. Cümle içinde negatif bir anlamda kullanırsak “Kadın müvekkil dilekçesini yazamadı”1

• “Erkek hakim doğru kararı verir”.

Kelime düzeltmek söylemi yaratmada çok önemlidir. Ayrıca kelime düzeltmeler önceliğini korurken cümle içindeki niyet ve ifadeye de bakılmalıdır.

Ekip Çalışması

Toplumsal cinsiyete duyarlı bir dil geliştirilmesi bir ekip işidir. Uzman ve meslektaşlar ile irtibat kurulmalı ve birlikte çalışılmalıdır.

Sade ama Bilgilendirici Açıklamalar

Adli yardım alması beklenen hedef kitlede okuma yazma bilmeyen veya eğitim kitlesi düşük kadın ve erkekler, yaşlı, genç ve engelli kadın ve erkekler olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle karışık ifadelerden kaçınılmalı ve mümkün olduğunca kısaltmaların açılımlarına yer verilmelidir.

Yazılı ve sözlü iletişimde kadın haklarına, hukuka erişimde kadınların yaşadığı ayrımcılığa, kadın ve erkeğin birbirlerinden farklı olan geleneksel statülerine vurgu yapmak önemli olacaktır.

Erişilebilirlik

Merkezlerin hedef kitlesinde okuma yazma bilmeyen veya eğitim seviyesi düşük kadın ve erkekler, yaşlı, genç ve engelli kadın ve erkekler olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle bu grupların adli yardım ile ilgili bilgilere daha rahat ulaşabilmeleri için sosyal medya kullanımı, ilgili web sitelerinde sesli okuma gibi seçeneklerin bulunması önemli olacaktır.

Kadın Çalışanın Temsiliyeti

Merkezlerde görev alan kadın yetkililere de iletişim çalışmalarında yer verilmesi ve aktif olarak görev almaları konuya önem verildiğinin göstergesi olacaktır. Örneğin;

Yapılan çalışmalarda … kadın ve … erkek personelimiz / üyemiz çalışmaktadır.

Kişisel İfadeler

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilgili kişisel ifadelerden kaçınılmalıdır.

1- Ancak daha önce de belirtildiği gibi kavram cümle içinde nötr veya olumlu bir ifadeye sahipse kullanılabilir. Örneğin;

“Kadın ve erkek müvekkillerimizden istenilen evraklar aşağıdaki gibidir.”

(19)

5. Grup Çalışması

Konu: Cinsiyete Duyarlı Dil Kullanımı Süre: 10 Dakika

Amaç: Adli yardım avukatlarının cinsiyete duyarlı bir dil kullanmasını sağlamak.

Malzemeler: Kalem ve kağıt

Hazırlık: Eğitimden önce – gizlilik kurallarına uyarak - kadına yönelik şiddet detaylarını anlatan bir adet doküman elde edin. Cinsiyete duyarlı dil kullanımı ile ilgili ek okumalar ve kullanma pratiği yapın.

Uygulama: Katılımcılara okumaları için dokümanı iletin. Grup ile birlikte cinsiyete duyarlı olmayan kelimeleri ve ifadeleri belirleyip bu kelime ve ifadelerin yerine geçecek öneriler belirtin.

3.4 Eğitici Adaylarına ve Adli Yardım Avukatlarına ve Uzmanlarına Öneriler

• Güncel yayınları takip edin.

• Şiddetle mücadele il eylem planları gibi kilit dokümanlardan haberdar olun.

• Kadına yönelik şiddet ile ilgili iletişim ağlarına dahil olun.

• Konuları istatistikler ile destekleyin.

• Konulara bütüncül ve bağlamsal açıdan bakın.

• Bulunduğunuz ilde yer alan hak temelli sivil toplum kuruluşları ve ilgili kuruluşların haritalandırmasını yapın.

• Şiddet vakasının arka planını analiz etmeye çalışın.

• Bu süreçte önemli bir rolü olan aktörler olduğunuzu düşünerek ilgili kurum ve kuruluşlar ile irtibatta olun.

• Kullanılan yazılı ve sözel dile çok dikkat edin.

• Mevzuata hakim olun. Yasaları açık ve tam bir biçimde ele alın.

• Uluslararası taahhütler ile ilgili bilgi sahibi olun.

• Birbiriniz ile dayanışma içinde olun.

• İşbirliğinde olduğunuz kuruluşlarda irtibat kişileri elde edinin.

• İyi bir kayıt tutun.

• Rol ve sorumluluklarınızı iyice öğrenin.

• Karşınızdaki mağdur ile empati kurmaya çalışın. Okuma yazma bilmeyebilir, korkabilir, internete erişimi olmayabilir.

• Kadına haklarını hiç bilmiyormuş gibi anlatın. İçselleştirilen pek çok suç kadın tarafından doğal karşılanıyor olabilir.

(20)

Kaynakça

Dokümanlar

• Engelli Kadın Derneği.,AKDAM.(2916). Toplumsal Cinsiyet ve Kadına Yönelik Şiddet Atölye Çalışmaları Kiti, 2016. Erişim adresi: https://www.siginaksizbirdunya.org/images/files/dihaa-ifaz-atolye-kiti-tc-ve- siddet.pdf

• Hacettepe Üniversitesi.(2014).Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması, 2014. Erişim adresi: http://www.hips.hacettepe.edu.tr/siddet2014/

• Kadın Dayanışma Vakfı.(2015).Kadınlarla Eğitici Eğitimi El Kitabı, 2015. Erişim adresi: https://www.

kadindayanismavakfi.org.tr/yayinlar/kadinlarla-egitici-egitimi-el-kitabi-2015/

• Uluslararası Af Örgütü.(…).Hakları Gerçeğe Dönüştürmek – Toplumsal Cinsiyet Farkındalığının Arttırılmasına Yönelik Atölye Çalışmaları Kitapçığı. Erişim adresi: http://www.nehakkinvar.org/

icerik/75/1216/haklari-gercege-donusturmek-toplumsal-cinsiyet-farkindaliginin-arttirilmasina-yonelik- atolye-calismalari

• World Health Organization (WHO).(2016). Violence against women. Intimate partner and sexual violence against women.Erişim adresi: https://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/112325/WHO_

RHR_14.11_eng.pdf?sequence=1&isAllowed=y

Web Siteleri

• UNDP-Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi.(2019). Erişim adresi: https://www.tr.undp.org/

content/turkey/tr/home/library/corporatereports/Toplumsal-Cinsiyete-Duyarli-Iletisim-Rehberi.html

• Kadir Has Üniversitesi-Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi.(2021).Erişim adresi: https://

gender.khas.edu.tr/tr/toplumsal-cinsiyete-duyarli-yazim-rehberi

Videolar

• UNFPA - Gender Violence.(2016). https://www.youtube.com/watch?v=CFNF_6u7cqk

• UN Women - Ending Violence against women and girls: If not you, who?.(2016). https://www.youtube.

com/watch?v=W_ZPHPutN-c

• Kadir Has Üniversitesi-Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi.(2021).Erişim adresi: https://

gender.khas.edu.tr/tr/toplumsal-cinsiyete-duyarli-yazim-rehberi

(21)
(22)
(23)

Mağdura Yaklaşım ve Sosyal Hizmetler

(24)

MAĞDURA YAKLAŞIM VE SOSYAL HİZMETLER

Modül 2: Mağdura Yaklaşım ve Sosyal Hizmetler

KİLİT MESAJLAR

• Kadınlar var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin bir sonucu olarak adalete erişimde zorlanmaktadır.

• Kadınlar adalete eriştikten sonra da süreç içerisinde birtakım engellerle karşılaşmaktadır.

• Şiddet mağduru birçok kadın hakları konusunda bilgi sahibi değildir.

• Mağdur Hakları ulusal ve uluslararası belgelerle koruma altına alınmaktadır.

• Şiddetin çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?

• Şiddet mağduru çocuklarla iletişim kurarken nelere dikkat etmeliyiz?

• Şiddet mağduru çocuklara yönelik verilen hizmetler nelerdir?

• Şiddetin kadınlar üzerindeki etkileri nelerdir?

• Şiddet mağduru kadınlarla iletişim kurarken nelere dikkat etmeliyiz?

• Şiddet mağduru kadınlara yönelik verilen hizmetler nelerdir?

• Şiddet mağduru kadınlarla çalışırken iş birliği yapabileceğimiz kurum ve kuruluşlar nelerdir?

1. Oturum: Kadınların Adalete Erişimi

Hedefler

Bu oturumun amacı özel politika gerektiren gruplar içerisinde yer alan kadınların adalete erişimi önündeki engeller, bu engellerin toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile olan bağı ve yine kadınların adli süreçte yaşadıkları zorlukların neler olduğu konusunda katılımcıların farkındalıklarının artırılmasıdır.

İçerik • Kadınların Adalete Erişimi Önündeki Engeller

• Kadınların Adli Süreçte Yaşadıkları Zorluklar Materyal / Eğitim

dokümanı • Eğitim el kitabının basılı kopyası

• PowerPoint sunum

Referanslar/Kaynakça

• A. Duygu HATIPOĞLU (2015). Kadınların Adalete Erişimi, Ankara Barosu Dergisi, s.79-107.

• UNDP, (2004). Accsess to Justice: Practice Note https://www.undp.org/

content/undp/en/home/librarypage/democratic-governance/access_to_

justiceandruleoflaw/access-to-justice-practice-note.html

• Adli Süreçte Mağdur Kadınlar Araştırma Raporu (2017). Mağdur Hakları Daire Başkanlığı, Yayın No: 6 Ocak 2017

• Schetzer, L. & Henderson, J. (2003). Access to Justice and Legal Needs, A Project to Identify Legal Needs, Pathways and Barriers for Disadvantaged People in Nsw.2002.

Format • PowerPoint sunumu

• Etkinlik (Grup Çalışması)

Oturum Özeti

• Giriş: 5 dakika

• Sunum: 15 dakika

• Etkinlik 15 dakika

• Sonuç/Değerlendirme: 5 dakika

• Toplam: 40 dakika

(25)

2. Oturum: Mağdura Yaklaşım ve Şiddet Mağdurlarına Yönelik Hizmet Merkezlerinin Tanıtımı

Hedefler

Bu oturumda katılımcıların mağdur bireylerin hakları, sorunları ve gereksinimleri ile şiddet mağduru kadın ve açocuklara nasıl yaklaşılması ve iletişim kurulması gerektiği, şiddet mağduru kadınlar ve çocuklar için başvuru yapılabilecek kurum, kuruluşlar ve hizmetler hakkında farkındalıklarının artırılması hedeflenmektedir.

İçerik

• Mağdur Hakları ve Genel İlkeler

• Mağdurlarla İletişim Teknikleri

• Şiddet Mağduru Çocuğa Yaklaşımda Temel İlkeler

• Çocuk İzlem Merkezleri

• Şiddet Mağduru Çocuklarla İletişim

• Çocuğa yönelik şiddet/istismar çağrılarında nasıl müdahale edilmektedir?

• Şiddet Mağduru Kadına Yaklaşım

• Şiddet Mağduru Kadınlarla İletişim

• Şiddete Maruz Kalındığında/Risk Altındayken Başvurulabilecek Kurum ve Kuruluşlar Materyal / Eğitim

dokümanı • Eğitim el kitabının basılı kopyası

• PowerPoint sunum

Referanslar/

Kaynakça

• A. Duygu HATIPOĞLU (2015). Kadınların Adalete Erişimi, Ankara Barosu Dergisi, s.79- 107.• Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Mağdur Hakları Kılavuzu, 2019.

• B.Selcen, D. Narin. (2013). Çocuk İzlem Merkezi, Hukuk Gündemi, s.92-95.

• Choudhry, S. (2018). Women’s Access To Justice: A Guide For Legal Practitioners,

‘Training Manual for Judges and Prosecutors on Ensuring Women’s Access to Justice,’

Council of Europe.

• Kılınç., B., Janevski. V., Bozhanova, G. (2016). Sosyal İçerme Eğitici Eğitimi El Kitabı, Romanların Yoğun Olarak yaşadığı Yerlerde Sosyal İçermenin Sağlanması Projesi.

Eylül, 2016.

• N.Lewis & A. Jaramillo (2008). Communicatıon With Victims and Survivors, May, National Victim Assistance Academy, Track 1, Foundation-Level Training.

• Schetzer, L. & Henderson, J. (2003). Access to Justice and Legal Needs, A Project to Identify Legal Needs, Pathways And Barriers For Disadvantaged People in Nsw.2002.

• UNDP (2004). “Accsess to Justice: Practice Note”.

• UNODC (2014). Vienna, Handbook On Effective Prosecution Responses To Violence Against Women And Girls , Crımınal Justıce Handbook Serıes, New York.

• UNODC (2015), Training Programme on the Treatment of Child Victims and Child Witnesses of Crime for Law Enforcement Officials.

• UNICEF (2013). Çocuk Adalet Sistemi Çalışanları Eğitim Programları, Sosyal Çalışma Görevlileri için Eğitim Programı.

• http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2013-2/23.pdf

• https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/sss/cocuk-hizmetleri-genel-mudurlugu/

koruyucu-ve-onleyici-hizmetler/

• https://magdur.adalet.gov.tr

• https://vatandas.jandarma.gov.tr/KYSOP/uzaktan_egitim/PDF%20Documents/

Hizmetler.pdf

• http://www.tbb.gov.tr

• https://ec.europa.eu/cyprus/news/20200624_2_tr Format • PowerPoint sunumu

• Etkinlik (Grup Çalışması)

Oturum Özeti

• Giriş: 5 dakika

• Sunum: 30 dakika

• Etkinlik 10 dakika

• Sonuç/Değerlendirme: 5 dakika

• Toplam: 50 dakika

(26)

1. Oturum: Kadınların Adalete Erişimi

Bu oturumda özel politika gerektiren gruplar içerisinde yer alan kadınların adalete erişimi önündeki engellere bu engellerin toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile olan bağına yine kadınların adli süreçte yaşadıkları zorluklara yer verilmiştir.

Kadınların Adalete Erişimi

Özel politika gerektiren gruplar (hassas/ kırılgan ya da dezavantajlı grup olarak da tanımlanabilir) coğrafi konum, cinsiyet, yaş, yetenek vb. gibi çeşitli faktörlerden dolayı kendilerini farklı dezavantajlarla karşı karşıya bulurlar. Bu koşullar kişinin etnik kökenleri, cinsiyetleri gibi hayat boyu olabilir ya da yaş gibi yaşam döngüsü boyunca değişebilir. Kadınlar da var olan toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle özel politika gerektiren (hassas/ kırılgan ya da dezavantajlı grup olarak da tanımlanabilir) gruplar içerisinde yer almaktadır. Dezavantajlı gruplar başta eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, adli hizmetler vb. gibi birçok hizmete erişimde birçok engelle karşılaşmaktadır. Sosyal politika ve sosyal hizmetler ekseninde bu engellerin üstesinden gelmek ve bu grupları toplumsal yaşama adapte etmek ve sosyal içermeyi sağlamak için gerekli tedbirler alınmaktadır.

Adalete erişime dair ortak bir tanım olduğunu söylemek zordur. Ancak gelinen noktada adalete erişim bir hedef değil, bir süreçtir ve en önemli amacı bu sürece erişimden ziyade, maddi adaletin sağlanmasıdır. Bu adalet, yalnızca kanunlara, mevcut normatif yapının öngördüğü sonuca uygun bir adalet değil, geniş anlamda toplumsal adalettir. Adalete erişim, ciddi şekilde yoksul ve dezavantajlı bireylerin, adaletsizlikten mağdur olmaları halinde, bu adaletsizlikleri düzeltmeyi amaçlayan, devlet hukuku, dini hukuk veya örfi hukuk temelinde ve hukukun üstünlüğü doğrultusunda, devlet veya devlet dışı kurumlar nezdinde şikâyetlerinin dinlenilmesi, şikâyetlerine uygun muamele görmeleri imkanlarının varlığıdır (Aydın, 2015, s.82)2.Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP, 2004) adalete erişim önündeki engelleri aşağıdaki şekilde sıralamaktadır3.

- Uzun gecikmeler; hukuk sistemini kullanmayı engelleyici maliyetler, bütçeye uygun hukuki temsilciliklerin eksikliği; yetkilerin ve gücün kötüye kullanılması (yasa dışı aramalar, bekleyişler, gözaltı ve hapisle sonuçlanan süreçler); yasaların zayıf şekilde uygulanması,

- Uygulamada ya da yasalardaki hukuksal çözüm yollarının yetersizliği (Pek çok hukuk sistemi, önleyici, zamanında, ayrımcı olmayan, yeterli, adil ve caydırıcı çözüm yolları saptamakta başarısız),

- Yasalarda ve hukuk sistemlerinde cinsiyet ayrımcılığı ve diğer engeller: Kadınları, çocukları, yoksulları ve diğer dezavantajlı grupları (engelliler ve okuma yazma düzeyi düşük olanlar dahil) korumakta başarısız olan mevcut yasalar,

- Özellikle kadınlar, çocuklar, cezaevinde ya da nezarethanedeki erkekler için fiili koruma eksiklikleri, - Yasalarda mevcut olan, uygulamada öncelikli olan hakkında bilgi eksikliği ve haklarla ilgili sınırlı bilgi,

- Adli yardım sistemlerindeki yetersizlikler,

- Reform programlarına kamu katılımının sınırlılığı, - Çok sayıda yasanın varlığı,

- Şekilci ve pahalı hukuki prosedürler,

- Ekonomik sebepler, korku, işe yaramayacağı duygusu gibi sebeplerle hukuk sisteminden uzak durma.

2- A.Duygu HATIPOĞLU (2015), Kadınların Adalete Erişimi, Ankara Barosu Dergisi, s.79-107. https://dergipark.org.tr/en/

download/article-file/398470

3- UNDP, “Accsess to Justice: Practice Note”, 2004. Erişim Adresi: https://www.undp.org/content/undp/en/home/li- brarypage/democratic-governance/access_to_justiceandruleoflaw/access-to-justice-practice-note.html

(27)

Etkinlik: (Süre: 15 dk.) Katılımcılar gruplara ayrılarak kadınların adalete erişiminin önündeki engellerin neler olduğu toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinde tartıştırılır. Daha sonra her grup kendi çık- tılarını diğer katılımcılara sunum yaparak anlatır.

Adli makamlara başvuru, hukuki bilgiye ulaşma, dava açma süreçlerinde ekonomik kaygılar, kent içi ulaşım olanakları vb.; genel olarak yoksulluk, eğitim, gündelik hayata ve kent yaşamına katılma gibi süreçlerde eşitsizlik, hasta, yaşlı ve çocuk gibi bakım yükümlülükleri kadınların, adalete erişim süreçlerindeki pozisyonlarını farklılaştıran etkenler olarak sıralanabilir (Aydın,2015, s. 85).

Kısa Bilgi: Eşitlik ilkesinin gündelik hayattaki karşılığı eşitsizlik olabilir. Bir eşitsizlik biçimi olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliği, adalete erişim süreçlerinde önemli tartışma başlıklarındandır. Mary Jane Mossman toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin gündelik hayattaki görünümünü, ceza hukuku dersinde tecavüz suçunu anlatan bir profesörün deneyimini alıntılayarak tarifler. Buna göre, profesör, cinsel saldırıya ilişkin dersinde, öncelikle sınıftaki tüm erkek öğrencilere, cinsel saldırıdan korun- mak için gündelik hayatlarında ne yaptıklarını sorar. Şaşkın bir sessizlik olur ve erkek öğrencilerden bir cevap çıkmaz. Daha sonra aynı soruyu kadın öğrencilere sorar. Birbirinden oldukça farklı yanıtlar gelir. Örneğin karanlıkta sarhoşlar olduğundan belirli bir alışveriş merkezinin otoparkına gitmemek, hava nasıl olursa olsun odanın penceresini kilitlemek, arabaya binmeden önce arka koltukta biri olup olmadığını kontrol etmek, kalabalık olmadığı zamanlarda kampüse gelmemek ve hatta yanında silah taşımak. Kadınların ve erkeklerin gündelik yaşamda güvenliklerini sağlamak noktasındaki deneyim farklılıkları yalnızca bir örnektir. (Mary Jane Mossman, “Shoulder to Shoulder: Gender and Access to Justice,” Windsor Yearbook of Access to Justice 10 (1990): 354, akt: A.Duygu HATIPOĞLU (2015), Kadın- ların Adalete Erişimi, Ankara Barosu Dergisi, s.79-107.]

Kadınların Adli Süreçte Yaşadığı Zorluklar

Daha önce aktarıldığı gibi adalete erişimi bir süreçtir. Kadınlar adli süreçle ilgili çoğunlukla hiçbir bilgiye sahip bulunmamaktadırlar. Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın yapmış olduğu Adli Süreçte Mağdur Kadınlar Araştırma Raporu’na (2017) göre kadınlar adli süreçte yaşadıkları olayla ilgili ne anlatmaları gerektiği, nasıl bir sürecin onları beklediği, sürecin nasıl işleyeceği hakkında yeterli bilgiye sahip değillerdir. Ayrıca bazen fiziksel yaralı çoğunlukla da psikolojik travmanın etkisiyle adliyeye gittikleri için süreç kadınlar bakımından daha da karmaşık algılanabilmekte, zaman zaman kolaylıkla yapabildikleri dilekçe yazmak gibi işlemleri dahi yapmakta zorlanmaktadırlar. Dilekçe yazmak özellikle de okuma yazma bilmeyen ya da ilkokul mezunu olan kadınlar için oldukça zorlayıcı olabilmektedir.

Raporda kadınlar şiddet uygulayanla aynı yerde ifade vermenin zorluklarına da değinilmektedir. Ayrıca can güvenlikleri olmadığını, mahkemelere katılmanın bir anlamda kendilerinin can güvenliğini de tehlikeye düşürebileceğini ifade etmektedirler. Rapora göre mağdur kadına yönelik hem hâkim hem de Cumhuriyet savcılarının tutumları farklılık gösterebilmektedir. Kadınların ifadeleri bu meslek gruplarının tutumlarına yönelik hem olumlu hem de olumsuz yargılar içermektedir. Kadınların adli süreçlerle ilgili mağduriyetlerinin en önemli sebeplerinden birisi adli süreçlerin yavaş işlemesidir. Bürokratik işlemlerin fazlalığı, kurumlar arası yazışmaların uzaması gibi etkenlerle süreç yavaşlamakta ve kadınların mağduriyetleri artmaktadır4.

4- Adli Süreçte Mağdur Kadınlar Araştırma Raporu Mağdur Hakları Daire Başkanlığı Yayın No: 6 Ocak 2017

(28)

Dolayısıyla kadınlar adli sisteme eriştikten sonra da süreç içerisinde cinsiyet eşitsizlikleri temelinde birçok sorun yaşamaya devam ederler. Bu sorunlardan bazıları aşağıdaki şekilde özetlenmiştir5.

• Ayrımcı veya duyarsız yasal çerçeveler: Açıkça ayrımcı yasal hükümler; kadınların sosyal konumunu ve kadınları orantısız şekilde etkileyen konulara ilişkin mevzuat boşluklarını dikkate almayan cinsiyet körü hükümler

• Kadınlara karşı ayrımcılık yapan yasanın sorunlu yorumu ve uygulanması

• Hukuk sisteminde cinsiyete duyarlı prosedürlerin olmaması gibi etkisiz veya sorunlu yasal prosedür

• Hesap verebilirlik mekanizmalarının zayıflığı

• Hukukçular arasında kadınların yetersiz temsil edilmesi

• Adalet aktörleri tarafından kabullenilmiş cinsiyetçi önyargılar

• Sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyler

• Eğitim düzeylerindeki cinsiyet farklılıkları, bilgiye erişim vb. nedenlerden kaynaklanabilen, kişinin yasal hakları ve yasal prosedürleri veya hukuki yardıma nasıl erişileceği konusunda bilinç eksikliği

• Yasal temsil, yasal harçlar, adli vergiler, mahkemelere ulaşım, çocuk bakımı vb. için ödeme araçları dahil olmak üzere mali kaynak eksikliği

• Aile içinde eşit olmayan görev dağılımı

• Cinsiyetçi önyargılar ve kültürel tutumlar

2. Oturum: Mağdur Hakları ve Genel İlkeler

Bu oturumda mağdur bireylerin haklarına, sorunlarına ve gereksinimlerine, şiddet mağduru kadın ve çocuklarla iletişim kurarken nasıl bir yaklaşımın izlenmesi gerektiği konusundaki önerilere ve şiddet mağduru kadın ve çocuklara yönelik hizmet veren kamu kurum ve kuruluşlarına ve hizmetlere yer verilmiştir.

Mağdur Hakları ve Genel İlkeler

Özel politika gerektiren gruplar içerisinde yer alan mağdurlar genellikle haklarının farkında değildir.

Bunun yanı sıra suçludan korkmaları, adalete güvenmemeleri, bilgi eksikliği vb. gibi nedenlerle adli başvurudan çekinmektedirler.6 Mağdur hakları konusunda farkındalığı artırmak için AB Komisyonu ve BM’ler tarafından çeşitli stratejiler geliştirilmekte ve yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Özel ihtiyaçları olan mağdurlarla nasıl iletişim kurulması gerektiği ile ilgili birtakım evrensel ilkeler belirlenmiştir.

Kısa Bilgi

Her yıl Avrupa Birliği’nde yaşayan milyonlarca insan suç kurbanı oluyor. 2017 yılında yaklaşık 15 milyon insan cinayet, çocuk cinsel istismarı veya adam kaçırma gibi ciddi suçların kurbanı oldu.

AB’de cinsiyete dayalı şiddet ölçeği endişe vericidir: 3 kadından 1’i (% 33) 15 yaşından beri fiziksel ve/veya cinsel şiddet yaşıyor. Çoğunlukla hayat arkadaşları veya yakın akrabaları tarafından fiziksel veya cinsel tacize uğramış kadınların sadece üçte biri yetkililerle irtibata geçiyor. COVID-19 salgını sırasında kısıtlama tedbirlerinin uygulanması, aile içi şiddet, çocuk cinsel istismarı ve siber suçun yanı sıra ırkçı ve yabancı düşmanlığı nefret suçunda da artış yaşanmasına neden oldu. (https://

ec.europa.eu/cyprus/news/20200624_2_tr )

Etkinlik: (Süre: 15 dk.) Katılımcılar gruplara ayrılarak mağdur haklarının neler olması gerektiği tartıştırılır. Daha sonra her grup kendi çıktılarını diğer katılımcılara sunum yaparak anlatır.

5- Schetzer, L. & Henderson, J.(2003). Access To Justice And Legal Needs, A Project To Identify Legal Needs, Pathways And Barriers For Disadvantaged People İn Nsw.2002. Erişim: https://Core.Ac.Uk/Download/Pdf/51343055.Pdf

6- https://ec.europa.eu/cyprus/news/20200624_2_tr

(29)

1985 tarihli Birleşmiş Milletlerin Suçtan ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel İlkeler Bildirisi7 devletlerin tüm suç ve gücü kötüye kullanma mağdurlarına sağlamayı göz önünde bulundurması gereken aşağıdaki temel hakları ortaya koymaktadır:

• Mağdurlara şefkatle yaklaşılmalı ve haysiyetlerine saygı gösterilmelidir.

• Mağdurlar, ceza adaleti sistemine erişme ve derhal tazminat alma hakkına sahiptir.

• Mağdurlar hakları, rolleri, davalarının kapsamı, zamanlaması ve ilerleyişi ve davalarının durumu hakkında bilgilendirilmelidir.

• Mağdurların görüşlerini ve endişelerini ifade etmelerine ve ceza davasının uygun aşamalarında bunları sunmalarına ve değerlendirilmelerine izin verilmelidir.

• Mağdurlar, yasal süreç boyunca uygun yardım almalıdır.

• Mağdurlara verilecek rahatsızlığı en aza indirecek, gerektiğinde mahremiyetlerini koruyacak ve onların ve ailelerinin gözdağı ve misillemeden güvenliğini sağlayacak önlemler alınmalıdır.

• Davaların sonuçlandırılmasında gereksiz gecikmelerden kaçınılmalıdır.

• Mağdurlar, adil iade ve tazminat hakkına sahip olmalıdır.

• Mağdurlar gerekli malzeme, tıbbi, psikolojik ve sosyal yardımı devlet, gönüllü, toplum temelli ve yerel yollarla almalıdır.

Bu bağlamda Türkiye’de yasal, kurumsal, yapısal, sosyo-ekonomik ve kültürel alanda birtakım yeni uygulamalar geliştirilmesi ihtiyacı üzerine suç mağdurlarının sorunlarının çözümü için 2013 yılı Kasım ayında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı kurulmuştur. Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı suç sonrası fiziksel ve ruhsal yönden en zayıf dönemini geçiren, destek bekleyen mağdurlara rehberlik ve destek hizmeti sunacak bir teşkilat olarak, adli süreçte Devletin suç mağdurlarının yanında olduğunu gösteren çalışmalar gerçekleştirmiştir8.

Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından geliştirilen Mağdur Hakları Klavuzunda9 da Mağdur Hakları aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.

• Kadın, yaşlı, engelli ve çocuk mağdurlara öncelik tanınmalıdır.

• Mağdurun ivedilik arz eden bir talebi ya da beklemeye engel fiziksel veya ruhsal problemlerinin söz konusu olması halinde ilk önce bu soruna yönelik işlemler yapılmalı ve kişiye öncelik tanınmalıdır.

• Mağdurun rızasını gerektiren her karar ve uygulamada mağdur yeterince aydınlatılmalıdır.

• Mağdurun psikososyal ihtiyaçlarının olması durumunda gerekli destek sağlanmalıdır.

• Mağdurla iletişim ve hizmet sunumunda ikincil mağduriyetin doğmamasına özen gösterilmelidir.

• Mağdura hizmet sunan kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olunmalı ve gerektiğinde bu kuruluşlardan yararlanılmalıdır.

• Mağdurun hak arama davranışını güçsüzleştirecek formalitelerden uzak durulmalıdır.

• Mağdurun davranışını ve sosyal bağlamını anlamak, mağdurların ceza adaleti sistemiyle uğraşırken karşılaştıkları engelleri anlamak açısından kritiktir.

Adli süreçteki aktörlerin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet suçlarının cinsiyete dayalı doğasını ve kadınların toplumdaki rolleri ve kadına yönelik ayrımcılık bağlamının genel olarak mağdurun şiddete tepkisini ve ceza adaleti sürecine katılımını nasıl etkileyebileceğini takdir etmeleri gerekir.

7- United Nations Office On Drugs And Crime Vienna , Handbook On Effective Prosecution Responses To Violence Against Women And Girls , Crımınal Justıce Handbook Serıes, New York 2014. Erişim: https://www.unodc.org/docu- ments/justice-and-prison reform/Handbook_on_effective_prosecution_responses_to_violence_against_women_and_

girls.pdf

8- Mağdura Yaklaşım Klavuzu, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Nisan 2021. Erişim:

https://magdur.adalet.gov.tr

9- Mağdura Yaklaşım Klavuzu, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Nisan 2021. Erişim:

https://magdur.adalet.gov.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Müstakil gramerler bir kenara bırakıldığında Batı Grubu Türk Yazı Dillerinde İsim, Batı Grubu Türk Yazı Dillerinde Fiil, Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Grameri

•UÇAK MÜHENDİSLİĞİ•UZAY MÜHENDİSLİĞİ ULUSLARARASI TİCARET •ULAŞTIRMA VE LOJİSTİK•ULUSLARARASI FİNANS. •ULUSLARARASI FİNANS VE

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel

Destek için başvurulan projenin, konusu, amaçları, başarı ölçütleri, bilimsel ve teknolojik niteliği, iş- zaman planı, müşteri ve yürütücü kuruluşun altyapısı ve

Sağlık Bilimleri Fakültesi 14.9 Çocuk Gelişimi 1 Zonguldak

• Müşteri Kuruluş payı hesaba yatırıldıktan sonra TÜBİTAK kendi payını ve geçmiş döneme ait proje kurum hissesi ile PTİ tutarını aynı hesaba yatırır. • Her

Eşitlik ve transparanlık ilkesi gereği uygunlukla ilgili ön paylaşım yapılamamaktadır.. CEİDizler Projesinin hedef illeri Ankara, Adana, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul,

Başvuru sahibinin Türkiye’de ve CEİDizler Projesinin hedef illerinden birinde kurulmuş ve faaliyet gösteriyor olan, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu