• Sonuç bulunamadı

• Fiziksel,

• Cinsel,

• Ekonomik,

• Duygusal veya psikolojik,

• Israrlı Takip.

Lütfen Dikkat! Yukarıda sayılan şiddet biçimleri kendisini sanal (dijital) ortamda da gösterebilir.

(Dijital Şiddet)

Lütfen Dikkat! Şiddet biçimleri geniş anlamda eşler veya ev içindeki bireyler arasında gösterebileceği gibi flört aşamasında da farklı şiddet türleri ortaya çıkabilir. (Flört Şiddeti)

i) Fiziksel Şiddet Nedir?

Fiziksel şiddet, güç ve kuvvetin sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır.

İtmek, tokat atmak, ısırmak, boğmaya çalışmak, yumruk atmak, tekme atmak, eşya fırlatmak, kol bükmek, iple bağlamak, saç çekmek, vücutta sigara söndürmek, fiziksel kuvvet kullanarak evden çıkmasına veya eve girmesine engel olmak, herhangi bir araç kullanarak kaba dayak atmak, dövmek, zorla ırza geçme, kezzap atmak, kaynar su dökmek, tükürmek, sağlıksız koşullarda oturmaya zorlamak, sağlık hizmetlerine ulaşmayı ve yararlanmayı önlemek, (ilaç, tekerlekli sandalye, hijyenik malzeme, yiyecek temini vb.), bıçak veya silah gibi aletlerle tehdit etmek, fiziksel güç kullanmak suretiyle ya da kesici veya ateşli silahla yaralamak, öldürmek, işkence yapmak, hasta ya da yaralı iken gerekli yardımı esirgemek gibi fiziksel gücün kullanıldığı durumları kapsamaktadır.

65- Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi Erişim adresi https://www.un.org/en/ga/search/view_doc.as-p?symbol=A/RES/48/104

ii) Cinsel Şiddet Nedir?

Bir kişinin cinsel amaçlarla diğer kişinin rızası olmaksızın onun fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne yönelen hareketleri cinsel şiddeti oluşturur. Bu hareketler ceza kanunumuzda suç olarak tanımlanmıştır. Aşağıda belirtildiği üzere cinsel şiddetin maruz kalan kişinin fiziksel bütünlüğüne yöneldiği durumlar ve ruhsal bütünlüğüne yöneldiği durumlardır (Taciz ve tecavüz).

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar66:

Cinsel dokunulmazlık, kişilere karşı cinsel davranışların gerçekleştirilmesiyle ihlâl edilir. Cinsel davranışlar ise, cinsel bir amaçla veya cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen hareketleri ifade eder. Türk Ceza Kanununda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, dört ana suç tipi halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz başlıkları ile düzenlenmiştir.

Cinsel Saldırı:

TCK Madde 102: Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Cinsel saldırı suçunun özelliği, 18 yaşından büyük kadın veya erkek mağdur şahısların rızası hilafına, cinsel arzuları tatmin amacıyla vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesidir. Suçun, mağdura karşı cebir, tehdit ya da hile kullanılarak, bilincinin yitirilmesine neden olarak veya bilincinin kapalı olmasından yararlanılarak işlenmesi ise “ağırlaştırıcı sebep” olarak kabul edilmektedir.

Şehevî arzular ile kişilerin vücutlarına dokunma, elleme veya öpme gibi eylemler bu suçun konusu olabildiği gibi, vücuda organ veya sair cisimlerin sokulması da bu suçu oluşturur. Vücuda temas olmaksızın yapılan cinsel (içerikli) davranışlar, bu suçun kapsamı dışındadır.

Evlilik İçi veya Evlilik Dışı Her Türlü Cinsel Saldırı Suçtur67!

Cinsel saldırının evlilik içinde gerçekleşmesi verilecek cezayı hafifletmez. Eşe karşı cinsel saldırı da suçtur.

Sadece TCK’nın 102. maddesinin birinci fıkrası uyarınca eşe karşı işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi, mağdurun şikâyetine bağlıdır.

Cinsel Taciz:

TCK 105: Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Cinsel taciz; sözlü, yazılı fiillerle veya beden hareketleriyle, mağdurun vücuduna temas içermeyen, cinsel arzuları tatmine yönelik davranışlardır. Bu davranışlar; ıslık çalmak, cinsel organını göstermek, her türlü iletişim aracıyla cinsel içerikli yazılar göndermek, el kol işaretleri ile cinsel ilişkide bulunmayı önermek, soyunmak gibi hareketler ile söz ve davranışlar olabilir. Suçun faili veya mağduru farklı cinsiyetten kişi olabileceği gibi, aynı cinsiyetten de olabilir. Cinsel taciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

Cinsel şiddet içeren bazı davranışlar şunlardır: Kadını istediğinden daha açık ya da daha kapalı bir şekilde giyinmeye zorlamak, küçük yaşta evlenmeye zorlama, kadının cinsel isteklerini, ihtiyaçlarını önemsememek, kadının cinsel etkinliği ile alay etmek, küçümsemek (frijit, soğuk, azgın gibi isimler takmak), rıza dışı cinsel ilişki, cinsel ilişkiye zorlamak, kadını istemediği cinsel pozisyonlara veya fuhuşa zorlamak ve tecavüz olarak kendisini gösterebileceği gibi, sözel şiddet, sarkıntılık, başkasıyla cinsel ilişkiye zorlama, çocuk doğurmaya veya doğurmamaya zorlama, kürtaja zorlama, yakın akrabalarla cinsel ilişkiye zorlama gibi farklı şekillerde de kendisini gösterebilir. Ensest ilişki de çok rastlanan aile içi cinsel şiddet türüdür.

Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte internet ve sosyal medya üzerinden uygulanan cinsel şiddet mağduriyetleri de artmış bulunmaktadır.

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansının yapmış olduğu araştırmaya göre68 e-mail veya mesaj, fotoğraf, video görüntüsü gibi yollarla her on kadından biri internet veya sosyal medya ortamında cinsel şiddetle karşı karşıya kalmıştır.

66- Erişim adresi http://www.asayis.pol.tr/cinsel-suclar

67- Erişim adresi https://magdurbilgi.adalet.gov.tr/305/Cinsel-Saldiri---Tecavuz 68- Erişim adresi https://rm.coe.int/1680591fd9

iii) Duygusal/Psikolojik Şiddet Nedir?

Duygusal/Psikolojik şiddet, duyguların ve duygusal ihtiyaçların, karşı tarafa baskı uygulayabilmek istismar edilmesi, bir tehdit aracı olarak kullanılmasıdır.

Duygusal şiddeti gösteren bazı davranışlar şunlar olabilir: Kadının sevgi, şefkat, ilgi, onay, destek gibi duygusal ihtiyaçlarını göz ardı etmek, hakaret etmek, aşağılamak, başkalarının yanında küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunmak, kadının arkadaşlarını ve aile bireylerini sürekli aşağılamak, kadının onlarla görüşmesini kısıtlamak ya da engellemek, kadının kendine olan güvenini sarsmak, yaşadığı şiddetin suçunu kadına atmak ya da uygulanan şiddeti inkâr etmek, kadını evden kovmak, kadının kendisine veya sevdiklerine (aile, arkadaş, eşya, hayvan...) zarar vermekle tehdit etmek, yalan söylemek, kadının çocuklar konusunda kendisini suçlu hissetmesine yol açmak, kıskançlık nedeniyle sık sık kavga çıkarmak.

Ülkemizin çekilme beyanında bulunduğu İstanbul Sözleşmesi kapsamında da hakaret, tehdit veya zorlama yoluyla kişinin psikolojik bütünlüğünü bozan eylemler suçtur.

“Taraf devletler; tehdit veya zorlama yoluyla kişinin psikolojik bütünlüğüne ciddi biçimde zarar veren kasıtlı eylemlerin cezai suçlar olarak değerlendirilmesini sağlamak üzere hukuki veya diğer tedbirleri almakla yükümlüdürler. (madde: 32 )

“Psikolojik şiddetin en yoğun görünümü olan hakaret ve sövme, bir kişinin namus, şeref ve haysiyetine saldırıdır. Tehdit ise mağduru, belli karar ve hareketlere zorlamak amacıyla yapılır. Tehdidin suç oluşturması için korkutarak sonuç alması, zarar vermesi zorunlu değildir. Mağdurda etkili olması yeterlidir. Tehdit maddi ve manevi olabileceği gibi mağdurun yakınlarına da yöneltilmiş olabilir69.” (Karınca, Eray; age. s.24.) iV) Ekonomik Şiddet Nedir?

Ekonomik şiddet, ekonomik kaynakların ve paranın düzenli bir şekilde kadın üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak kullanılmasıdır.

Örneğin, kadının çalışmasına, düzenli bir işte tutunmasına engel olmak, işyerine gidip rencide edici davranışlarda bulunmak, iş seyahatlerine izin vermemek, iş hayatında gelişme ve ilerlemesine engel olmak, maaşına, gelirine veya ziynet eşyası dahil mal varlıklarına el koymak, ev ihtiyaçlarını almamak ve kadına ihtiyaçlara yetecek parayı vermemek, ailenin geliri hakkında kadına bilgi vermemek, evlilik içinde edinilen malları kendi üzerine yapmakta ısrarcı olmak, çocukların ihtiyaçlarını karşılamamak, kendisi çalışmadan kadının parası ile geçinmeye çalışmak ve kadının kazancını içki kumar gibi kendi şahsi zevkleri için kullanmak gibi davranışlar ekonomik şiddet içerir.

v) Israrlı takip nedir?

Israrlı takip kadının kendisini güvende hissetmesini engelleyen, şiddete uğrama korkusuna ve endişeye yol açan, kasıtlı bir biçimde tekrarlanan, tehditkâr tutum ve davranışlardır70.

• Takip etmek, yoluna çıkmak, korkutmak, telefonla veya teknolojik araçlarla rahatsız etmek,

• Kadına ait görsel ya da yazılı bir materyali yaymak,

• İnternette dolaşımını, ziyaret ettiği siteleri, sosyal medya hesaplarını, elektronik posta, kısa mesaj ve diğer yollarla yaptığı haberleşme trafiğini ve iletişimini gözetim altına almak,

• Kadının evine ya da işyerine gizlice girmek, huzursuz etmek, “rahat bırak” uyarılarına aldırmadan ısrarla peşinden gitmek,

• Toplum içinde küçük düşürmek,

• Sürekli hediye ya da çiçek almak veya göndermek,

• Eski sevgilinin arkadaş çevresiyle iletişim kurmak ve bilgi almaya çalışmak, gibi davranışlar en sık karşılaşılan ısrarlı takip biçimleridir.

1990 yılında, California’da Amerika’da Rebecca Schaeffer adlı aktrisin hayranı tarafından öldürülmesi üzerine ısrarlı takibe ilişkin ilk yasal düzenleme yapılmıştır.

69- Sorularla Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet, Eray Karınca, s.24, Ankara Barosu Yay., Ankara, 2011 70- Erişim adresi https://morcati.org.tr/siddet-bicimleri/

Ülkemizin çekilmesine dair karar alınan İstanbul Sözleşmesine göre “Taraflar başka bir kişiye yönelik kendi güvenliği için korku duymasına neden olacak şekilde tekrar eden, kasıtlı ve tehditkâr davranışların cezalandırılmasını sağlamak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri alır.” (m. 34)

vi) Aile İçi Şiddetin Kadınlar Üzerindeki Etkileri

Bu konuda psikoloji modülü altında detaylı bilgi sunulacaktır. Ayrıca Eğitici Destek Kitabında başlıca etkiler incelemenizi için bir liste olarak sunulmuştur. Şiddet, buna maruz kalan bireyler üzerinde çok derin izler bırakır. Özellikle uzun süre devam etmiş olan şiddete maruz kalmış kadınların “örselenmiş kadın sendromu” olarak tanımlanan sendroma yakalanmaları mümkündür. Ayrıca “şiddet sarmalı”nın bilincinde olmamız gerekmektedir. Bu sarmalın içinde bulunan kadınlardan ve/veya uzun süre devam eden şiddete maruz kalmış kadınlardan hayatında ilk defa şiddete uğrayan bir kişinin göstereceği tavır ve tutumları beklemememiz gerektiğini bilmeliyiz.

Bir avukat olarak hukuki yardım sunacağımız kişiye belli bir objektiflik ve mesleğin gerektirdiği mesafe ile yaklaşmamız gerektiğini asla unutmamalıyız. Karşımızdaki kişinin bizim merhametimize değil, hukuki bilgi ve birikimimize ihtiyacı vardır. Ancak objektif olmak, mesafeli olmak, meselelere soğukkanlı bakmak demek; duyarsız olmak, karşımızdaki kişinin hassasiyetlerinden habersiz olmak ve en önemlisi kırıcı/

uzaklaştırıcı olmak demek değildir.

Mağdur kişiyi sorgulamak, şiddete hangi nedenle uğradığını anlamaya çalışmak yanlıştır. Zira hiçbir davranış şiddeti mazur göstermez, bu nedenle şiddete uğrayanın ne yaptığını sorgulamak mağdur suçlayıcılıktır. Neden şiddete uğramaya başladığı anda karşı çıkmadığını veya uzun süredir devam eden şiddete neden artık katlanmamaya karar verdiğini sorgulamak şiddet döngüsünden habersiz olmak demektir. Aynı şekilde yargılama esnasında davasından/şikâyetinden vazgeçip kendisine şiddet uygulayan kişi ile tekrar birlikte yaşamaya başlayan kişiyi suçlamamalı; tekrar şiddete uğradığında korkmadan/

çekinmeden başvurabileceği konusunda onu açıkça bilgilendirmeliyiz.