• Sonuç bulunamadı

YARGIDA DURUM ANALİZİ TOPLANTILARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YARGIDA DURUM ANALİZİ TOPLANTILARI"

Copied!
130
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YARGIDA DURUM ANALİZİ TOPLANTILARI

SONUÇ RAPORU

(2)

SONUÇ RAPORU

Ocak 2012

HSYK Strateji Geliştirme Bürosu

24-25 Aralık 2010 Erzurum, Kahramanmaraş, Midyat, Van 30-31 Aralık 2010 Afyonkarahisar, Kastamonu, Kayseri, Konya 07-08 Ocak 2011 Adana, Sakarya, Samsun, Trabzon

14-15 Ocak 2011 Antalya, Bursa, Edirne, İzmir

28-29 Nisan 2011 Sapanca (Ankara ve İstanbul hâkim ve savcıları)

11-14 Eylül 2011 Ankara (134 Cumhuriyet Başsavcısı, 8 CMK 250 ile Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili)

03-05 Ekim 2011 Ankara, “Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Toplantısı”

(3)

KISALTMALAR 5 GİRİŞ 7 I. YARGIDA DURUM ANALİZİ TOPLANTILARI 9 A. YARGIDA DURUM ANALİZİ TOPLANTILARI NEDEN DÜZENLENMİŞTİR? 10 B. TOPLANTILAR NERELERDE, KİMLERİN KATILIMI İLE

GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR? 10

C. “YARGIDA DURUM ANALİZİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI” 11

D. KATILIMCILAR NASIL BELİRLENMİŞTİR? 12

E. TOPLANTILARDA HANGİ KONULAR TARTIŞILMIŞTIR? 12

F. ÖNERİLER NASIL OLUŞTURULMUŞTUR? 12

G. “YARGIDA DURUM ANALİZİ TOPLANTILARI”NIN ÇIKTILARI NELER

OLMUŞTUR? 13 a. Mevzuat Değişikliklerine Yansıtılan Öneriler 13 1. 09/02/2011 tarihli 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 13 2. Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Hazırlanan

Birinci Kanun Tasarısı Paketi 14

3. Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Hazırlanan

İkinci Kanun Tasarısı Paketi 16

4. 31/01/2012 tarihli 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 17 5. Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Hazırlanan

Üçüncü Kanun Tasarısı Paketi 18

6. Yönetmelik Çalışmaları 21

7. Genelge Çalışmaları 22

b. Uygulamaya ve İdari Tasarruflara Yansıtılan Öneriler 24

1. Atama ve Müstemir Yetki Kararnameleri 24

2. Terfi İşlemleri 25

3. HSYK 2012-2016 Stratejik Planına Yansıtılan Öneriler 25 c. Mesleki Yetkinliğin Artırılmasına Yönelik Mevzuata ve Uygulamaya Yansıtılan

Öneriler 26

1. Meslek İçi Eğitim Faaliyetleri 26

2. Yargıtay Meslek İçi Eğitim Faaliyetleri 26

3. Yabancı Dil ve Yurtdışı Eğitim Faaliyetleri 27

II. ÖNERİLER 29 A. ORTAK KONULAR 31

1. Hâkim ve savcı adaylığı mülakat komisyonu 31

2. Hâkim ve savcı adaylarının stajı 34

3. Hâkim ve savcı adaylarının mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri 36

İÇİNDEKİLER

(4)

4. Hâkim ve savcı adaylarının yabancı dil eğitimi 37 5. Hâkim ve savcı adaylarına sorumluluk ve imza yetkisi verilmesi 38

6. Meslek içi eğitim planı 39

7. Kişisel gelişim eğitimleri 41

8. Yabancı dil eğitimi ile yurtdışındaki eğitim ve araştırmalar 42

9. Hâkim ve savcıların ihtisaslaşması 44

10. Bölge sisteminin yeniden düzenlenmesi 46

11. Terfi sisteminin yeniden düzenlenmesi 47

12. Yıllık ve mazeret izinleri 49

13. Disiplin işlemlerinde sözlü savunma 50

14. Performans Değerlendirme ve Geliştirme Formları 51

15. Hâkim ve savcılara yönelik rücu davası 52

16. Yargı etiği ilkelerinin oluşturulması 53

17. Hâkim ve savcıların lojman ve güvenlik sorunları 54

18. Hâkim ve savcıların özlük hakları 55

19. Mahkemelerin iş standartlarının belirlenmesi 56

20. Norm kadro uygulaması 58

21. Unvanlı atamalar 59

22. Bilirkişilik 60

23. Adli tıp hizmetleri 61

24. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda değişiklik 62

25. Avukatlık ücreti ve yargılama giderleri 63

26. Vekâletnamelerde baro pulu yapıştırılması zorunluluğu 64

27. Askeri yargı 65

B. ADLİ YARGI 67 1. CMK 250 nci madde ile yetkili Cumhuriyet başsavcılıkları ve ağır ceza mahkemeleri 67 2. Aile mahkemelerinin etkinlik ve verimliliğinin artırılması 69

3. Kadastro mahkemeleri 71

4. İnfaz hâkimliği 72

5. Bilişim suçları mahkemesinin kurulması 73

6. Adli kolluk 74

7. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara karşı itiraz 77

8. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi 78

9. Sevk tutuklaması 79

10. Ceza hukukunda önödemenin kapsamının genişletilmesi 80

11. Elektrik enerjisi, su veya doğalgaz hırsızlığı eylemlerinin suç olmaktan

çıkarılarak idari yaptırıma bağlanması 81

12. 5237 sayılı TCK’nun 86 ncı maddesi 83

13. Karşılıksız çek keşide etmek suçu 84

(5)

14. Arşiv kaydının silinmesi 86

15. Nüfus ve tapu tashih davaları 87

16. Tüketici hakem heyetleri 88

17. Hukuk davalarındaki sürelerin yeknesak hale getirilmesi 89

18. Ceza hukukunda uzlaşma 90

19. Hukuk davalarında arabuluculuk 92

20. Sulh ve asliye hukuk mahkemeleri 93

21. Mahkemelerin ikiye bölünmesi uygulaması 94

22. Ağır ceza mahkemesi başkanlıkları ve üyelikleri 95

23. Küçük adliyelerin merkezi adliyelerle birleştirilmesi 96 24. İş yükü çok az olan ağır ceza merkezlerinin asliye ceza teşkilatına dönüştürülmesi 98

25. Bölge adliye mahkemeleri 99

26. Mahkeme yönetim sisteminin geliştirilerek hâkim ve savcıların idari görevlerinin

azaltılması 101 C. İDARİ YARGI 102

1. Genel İdarî Usul Kanun Tasarısının kanunlaşması 102

2. Tek hâkimle bakılacak davaların kapsamının genişletilmesi 103 3. Danıştayın içtihat mahkemesi hüviyetine kavuşturulması 104 4. Bölge idare mahkemeleri arasındaki içtihat farklılıklarının giderilmesi 106

5. Dava açma sürelerinde birliğin sağlanması 107

6. Dosyanın tekemmül sürecinin kısaltılması 108

7. Yürütmeyi durdurma müessesesinin revize edilmesi 109

8. Duruşma müessesesinin yeniden düzenlenmesi 110

9. Taşra teşkilatlarınca tesis edilen işlemlerde yetkili mahkemenin yeniden belirlenmesi 112

10. Evrak bürosunun kurulması 113

11. Hâkim ve savcılar tarafından açılan idari davalarda yetkili mahkemenin yeniden

belirlenmesi 114 12. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31 inci maddesinde

HMK’ya atıf yapılan konuların doğrudan İYUK’ta düzenlenmesi 115 13. Büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde dilekçelerin verilebileceği yerler 116

14. Seri dava uygulaması 117

15. Danıştay savcılığının revize edilmesi 118

16. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının faaliyete geçirilmesi 119

17. Yerleşik emsal kararlara uyma zorunluluğu 120

18. Tüm hâkimlere mahkeme kararlarına erişimin açık olması 121 19. HSYK Genel Sekreter Yardımcılarından en az birinin idari yargı kökenli olması 122 20. Adalet ve lojman tahsis komisyonlarında idari yargının temsilinin sağlanması 123

(6)

KISALTMALAR

AB Avrupa Birliği

AİHM Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHS Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ATGV Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı AYKA Avrupa Yargı Kurulları Ağı (ENJC) BM Birleşmiş Milletler

CMK Ceza Muhakemesi Kanunu DGM Devlet Güvenlik Mahkemesi DMK Devlet Memurları Kanunu HMK Hukuk Muhakemeleri Kanunu HSYK Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İYUK İdari Yargı Usul Kanunu

KHK Kanun Hükmünde Kararname MİT Milli İstihbarat Teşkilatı

PDGF Performans Değerlendirme ve Geliştirme Formu SEGBİS Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi

SGK Sosyal Güvenlik Kurumu TAA Türkiye Adalet Akademisi TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi TCK Türk Ceza Kanunu

UYAP Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi

(7)
(8)

GİRİŞ

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumundan sonra yeniden oluşturulan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), 11/12/2010 tarihli ve 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle idari ve mali yönden bağımsız bir Kurul olarak yeniden yapılandırılmıştır.

HSYK bir yandan fiziki altyapı, bütçe, personel ve büroların kurulumu gibi yapılanma sürecindeki çalışmaları yerine getirirken, diğer taraftan yargı hizmetlerindeki sorunların çözümü noktasında kendisine düşen görevleri de icra etmeye başlamıştır. Gerek halkımızın, gerekse yargı camiasının yeni Kuruldan beklentilerinin yüksek olduğu bilinciyle, HSYK öncelikle yargı teşkilatının sorunla- rını yerinde görmek ve buna göre bir yol haritası çizmek amacıyla ülke genelinde “Yargıda Durum Analizi Toplantıları”nı başlatmıştır.

Yargının hızlandırılması, etkinlik ve verimliliğinin artırılması ile mesleki sorunların çözümüne yö- nelik yapılan bu toplantılarda elde edilen öneriler, kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye tabi tu- tularak, bu raporda ele alınmıştır. Çok geniş bir yelpazede, hukuk sisteminin hemen hemen tüm konularının serbestçe tartışıldığı toplantılarda elde edilen önerilerin tamamı, beş adet kitapçıkta bir araya getirilmiş ve HSYK İnternet sitesinde aldığı puanları ile birlikte yayımlanmıştır. Bu raporda önerilerin tümününün bir araya getirilip tartışılması mümkün olmadığı için, önemli ve acil olanla- rına yer verilerek, öneriler; gerekçe, çözüm önerisi, gerçekleşme durumu ve etki analizi şeklinde teker teker ele alınmıştır. Raporda yer verilemeyen diğer öneriler ise takip çizelgesi ve raporlamaları ile birlikte, HSYK İnternet sayfasından ayrıca yayımlanacaktır.

Raporda ilk olarak toplantıların nerelerde, nasıl düzenlendiği, konuların ve katılımcıların nasıl belir- lendiği, oylamaların nasıl yapıldığı gibi sorulara yer verilerek, toplantılar hakkında genel bilgilendir- me yapılmıştır. Ardından raporun hazırlanmasından önce, mevzuat değişikliklerine ve uygulamaya yansıtılan önerilere geniş bir şekilde yer verilmiştir. Uzun vadede çözüm bekleyen diğer konular ise, HSYK 2012-2016 Stratejik Planına amaç, hedef ve faaliyet olarak alınmıştır.

Durum analizi toplantılarında gündeme alınan, mevzuat değişikliği, meslek içi eğitim ve idari tasar- ruflarla çözülebilecek nitelikte olan konular ve sorunlar, sadece Kurulun görev alanını değil, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere yüksek yargı organları, Türkiye Adalet Akademisi, Türkiye Barolar Birliği ve hukuk fakülteleri gibi diğer kurumları da ilgilendirmektedir. Daha etkin ve güvenilir bir yargı sisteminin oluşturulması için, yargının tüm paydaş kurumlarının eşgüdüm içinde çalışması ge- rektiğine inanan HSYK, durum analizi toplantılarında ortaya çıkan tüm önerilerin çözümü için, di- ğer kurumlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunmaya ve işbirliği içinde çalışmaya devam edecektir.

(9)
(10)

öneri - gerekçe - etki analizi

A. Yargıda Durum Analizi Toplantıları neden düzenlenmiştir?

B. Toplantılar nerelerde, kimlerin katılımı ile gerçekleştirilmiştir?

C. “Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Toplantısı”

D. Katılımcılar nasıl belirlenmiştir?

E. Toplantılarda hangi konular tartışılmıştır?

F. Öneriler nasıl oluşturulmuştur?

G. Yargıda Durum Analizi Toplantıları’nın çıktıları neler olmuştur?

H. Genel Değerlendirme

I. Yargıda Durum Analizi Toplantıları

(11)

I. YARGIDA DURUM ANALİZİ TOPLANTILARI

A. Yargıda Durum Analizi Toplantıları Neden Düzenlenmiştir?

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumundan sonra geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılmış, 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte idari ve mali yönden bağımsız hale geti- rilmiştir.

Anayasa’nın 159 uncu maddesi, 6087 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuatla yetki ve sorumlulukları belirlenen HSYK’nın temel görevi, hâkim ve savcıların atama, nakil, yetki, terfi, disiplin ve meslek içi eğitimleri ile ilgili işlemleri yerine getirmektir. Avrupa Yargı Kurulları Ağının (ENCJ) 21-23 Mayıs 2008 tarihlerinde Budapeşte’de düzenlenen Genel Kurul toplantısının sonuç bildirgesinde1 ve Avrupa Hâkimler Danışma Konseyinin 10(2007) sayılı görüşünde 2, yüksek kurulların adalet politikalarının belirlenmesi ve mevzuat çalışmalarında da etkin rol almaları ve görüş belirtmeleri gerektiği ifade edilmektedir. Söz konusu belgelerde yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının korunma- sının yanında, yargıya güvenin temin edilmesi, yargı hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve kalitenin artırılması konularında da yüksek kurulların sorumluluklar üstlenmesi önerilmektedir.

Bu kapsamda referandumdan sonra ilk Genel Kurul toplantısını 25 Ekim 2010 tarihinde yapan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, 24 Aralık 2010 tarihinden itibaren “Yargıda Durum Analizi Toplantıları”nı düzenlemiştir. Toplantılarda öncelikle yargının hızlandırılması, etkinlik ve verimlili- ğinin artırılması ile mesleki sorunlar konusunda hâkim ve savcıların görüş ve önerilerini alan HSYK, toplantılar serisinin sonuncusu olan ve 3-5 Ekim 2011 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen “Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Toplantısı”nda paydaş kurumların da değerlendirmelerini almıştır.

B. Toplantılar nerelerde, kimlerin katılımı ile gerçekleştirilmiştir?

Yargıda Durum Analizi Toplantıları şu illerde gerçekleştirilmiştir.

1. 24-25 Aralık 2010 tarihlerinde Erzurum’da; Erzincan, Kars, Ardahan, Iğdır, Bayburt, Tunceli, Erzurum hâkim ve savcıları,

2. 24-25 Aralık 2010 tarihlerinde Kahramanmaraş’ta; Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Kahramanmaraş hâkim ve savcıları,

3. 24-25 Aralık 2010 tarihlerinde Midyat’ta; Diyarbakır, Batman, Siirt, Şırnak, Mardin, Elazığ, Bingöl hâkim ve savcıları,

4. 24-25 Aralık 2010 tarihlerinde Van’da; Ağrı, Muş, Bitlis, Hakkari, Van hâkim ve savcıları, 5. 30-31 Aralık 2010 tarihlerinde Afyonkarahisar’da; Eskişehir, Kütahya, Uşak ve Afyonkarahisar

hâkim ve savcıları,

1 Resolution of Budapest on Self-Governance for the Judiciary: Balancing Independence and Accountability

2 Resolution of Budapest on Self-Governance for the Judiciary: Balancing Independence and Accountability Opinion no.10(2007) of the Consultative Council of European Judges (CCJE) to the attention of the Committee of Ministers of the Council of Europe on the Council for the Judiciary at the service of society

(12)

6. 30-31 Aralık 2010 tarihlerinde Kastamonu’da; Karabük, Çankırı, Sinop, Kastamonu hâkim ve savcıları,

7. 30-31 Aralık 2010 tarihlerinde Kayseri’de; Sivas, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Kırıkkale, Kayseri hâkim ve savcıları,

8. 30-31 Aralık 2010 tarihlerinde Konya’da; Aksaray, Niğde, Karaman, Konya hâkim ve savcıları, 9. 07-08 Ocak 2011 tarihlerinde Adana’da; Osmaniye, Hatay, Mersin, Adana hâkim ve savcıları, 10. 07-08 Ocak 2011 tarihlerinde Sakarya’da; Kocaeli, Düzce, Bolu, Zonguldak, Bartın, Sakarya

hâkim ve savcıları,

11. 07-08 Ocak 2011 tarihlerinde Samsun’da; Amasya, Tokat, Ordu, Çorum, Samsun hâkim ve savcıları,

12. 07-08 Ocak 2011 tarihlerinde Trabzon’da; Giresun, Gümüşhane, Rize, Artvin, Trabzon hâkim ve savcıları,

13. 14-15 Ocak 2011 tarihlerinde Antalya’da; Burdur, Isparta, Denizli, Antalya hâkim ve savcıları, 14. 14-15 Ocak 2011 tarihlerinde Bursa’da; Bilecik, Yalova, Balıkesir, Bursa hâkim ve savcıları, 15. 14-15 Ocak 2011 tarihlerinde Edirne’de; Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Edirne hâkim ve

savcıları,

16. 14-15 Ocak 2011 tarihlerinde İzmir’de; Aydın, Manisa, Muğla, İzmir hâkim ve savcıları, 17. 28-29 Nisan 2011 tarihlerinde Sapanca’da; Ankara ve İstanbul hâkim ve savcıları,

18. 11-14 Eylül 2011 tarihlerinde Ankara’da; Türkiye genelinde 134 Cumhuriyet Başsavcısı ve 8 CMK 250 nci madde ile yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili

19. 03-05 Ekim 2011 tarihlerinde Ankara’da daha önceki toplantılarda grup sözcülüğü yapan 80 hâkim ve savcının yanı sıra, yüksek yargı, Adalet Bakanlığı, Türkiye Adalet Akademisi, 8 ilin baro temsilcileri ve akademisyenlerin de katıldığı “Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Top- lantısı” yapılmıştır.

Toplantıların ilk serisi 24 Aralık 2010 ile 15 Ocak 2011 tarihleri arasında 16 bölgede gerçekleş- tirilmiş olup 17. toplantı 2-9 Nisan 2011 tarihlerinde Sapanca’da Ankara ve İstanbul hâkim ve savcılarının katılımı ile yapılmıştır.

16 bölgede yapılan toplantılara HSYK üyeleri de katılmış, üyeler komşu il ve ilçelerdeki adliyeleri ziyaret ederek toplantılara katılamayan hâkim ve savcıların da görüş ve önerilerini alma imkânı bul- muşlardır. Bu ziyaretler sırasında birkaç adliye hariç, hemen hemen tüm adliyeler yerinde görülmüş ve hâkim ve savcıların görüşleri alınmıştır.

11-14 Eylül 2011 tarihlerinde “Türkiye’de Yakalama ve Gözaltı Uygulamalarından Doğan Sorunlar ile Yargının Hızlandırılması, Etkinlik ve Verimliliğin Arttırılması Sempozyumu” düzenlenmiş olup, sempozyumun ikinci gününde “Yargının Hızlandırılması, Etkinlik ve Verimliliğinin Artırılması”

konulu grup çalışmaları yapılmıştır.

C. “Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Toplantısı”

Yapılan tüm bu çalışmalardan sonra yargının etkinlik ve verimliliğini artıracak mevzuat hükümlerini belirlemek ve yargı teşkilatının öneri ve taleplerini ilgili makamlara iletmek üzere HSYK tarafından 3-5 Ekim 2011 tarihlerinde Ankara’da “Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Toplantısı” düzen- lenmiştir. Durum Analizi Toplantılarının sonuncusu olan Değerlendirme Toplantısına sadece yargı mensupları değil, yargı teşkilatının paydaş kurumları da davet edilmek suretiyle, sorunların bütün-

(13)

cül bir bakış açısıyla ele alınması, çözüm önerilerinin etki ve sonuçlarının önceden öngörülebilmesi amacıyla paydaş kurumların görüş ve önerilerinin alınmasına önem verilmiştir.

Bu toplantıya, daha önceki toplantılarda grupların kendi aralarından seçtikleri grup başkanları ve sözcülerinden oluşan 80 hâkim ve savcı çağrılmıştır. Toplantıya ayrıca, Adalet Bakanlığının birim- leri, Türkiye Adalet Akademisi, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Türkiye Ba- rolar Birliği, 8 ilin baro temsilcisi ve üniversitelerde görev yapan ceza, medeni ve idare hukukundan 8 akademisyen çağrılmış ve yaklaşık 150 kişi toplantıya katılmıştır.

Toplantıda, Cumhuriyet savcıları, ceza hâkimleri, hukuk hâkimleri ve idari yargı hâkimlerinden gruplar oluşturulmuş olup; gruplarda, daha önceki durum analizi toplantılarında tartışmaya açılan konular kapsamlı bir şekilde yeniden gündeme alınmıştır. Ayrıca katılımcıların yeni önerileri varsa bunların da tartışılması sağlanmıştır. Gruplarda tartışılan konular katılımcılar tarafından oylanarak çıktılar önem sırasına göre sıralanmıştır.

D. Katılımcılar Nasıl Belirlenmiştir?

Toplantılarda her görüşün serbestçe tartışılmasını sağlamak ve objektif bir tartışma ortamı oluştur- mak amacıyla HSYK İnternet sitesinden duyuru yapılmış ve toplantılara katılmak isteyen hâkim ve savcıların isimleri belirlenmiştir. Ancak toplantıların verimliliğini düşürmemek için, oluşturu- lacak grupların 20 kişiyi geçmemesine özen gösterilmiş ve her bölgede Cumhuriyet savcıları, ceza hâkimleri, hukuk hâkimleri, idari yargı hâkimlerinden oluşan 20 şer kişilik gruplar oluşturulmuştur.

Cumhuriyet başsavcıları ile komisyon başkanları her yıl, yıllık değerlendirme toplantıları yaptığı için bu toplantılara çağırılmamışlar, daha sonra İzmir, Çeşme’de yapılan toplantıda benzer bir ça- lışma yapılarak Cumhuriyet başsavcıları ile komisyon başkanlarının da görüş ve önerileri alınmıştır.

Toplantılara ayrıca, il baro başkanları da davet edilmiş olup, yargının etkinlik ve verimliliğinin artırılması konusunda avukatların da görüşleri alınmıştır.

E. Toplantılarda Hangi Konular Tartışılmıştır?

Çalışma gruplarına önceden örnek olarak verilen yargıdaki iş yükünü azaltacak tedbirler ile etkin, hızlı ve adil bir yargılamaya dair konular verilmiş, bunun yanı sıra katılımcıların tartışılmasında fayda gördüğü her konuya yer verilmiştir.

Toplantılarda sadece hukuki konular değil, mesleki ve kurumsal sorunlar da tartışılarak çeşitli öne- riler gündeme alınmıştır.

F. Öneriler Nasıl Oluşturulmuştur?

Grupların kendi aralarından demokratik bir şekilde seçtikleri grup sözcüleri, sırasıyla katılımcılara söz vererek sorunlu alanları ve çözüm önerilerini almışlardır. Bu öneriler, çalışmanın sonunda 10 üzerinden puanlanarak aciliyet ve önemine göre sıralanmıştır.

Toplantıların sonuncusu olan Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Toplantısında ise, önceki top- lantılarda tartışılan konular arasında eleme yapılarak belirli konuların gündeme alınması ve buna göre mevzuat değişikliği önerilerinin ortaya çıkması amaçlanmıştır. Fakat bu toplantıda da katılımcıların istedikleri konuyu gündeme almalarına imkan verilmiş ve kesin bir konu sınırlaması yapılmamıştır.

(14)

G. Yargıda Durum Analizi Toplantıları’nın Çıktıları Neler Olmuştur?

Yargıda Durum Analizi Toplantıları’nda tartışılan sorunlar; mevzuat değişikliği, meslek içi eğitim ve çeşitli idari tasarruflarla çözülebilecek nitelikte konulardan oluşmaktadır. Söz konusu sorun- lu alanların, sadece Kurulun görev alanını değil, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere yüksek yargı organları, Türkiye Adalet Akademisi, Türkiye Barolar Birliği gibi diğer kurumları da ilgilendiren yönleri bulunmaktadır.

Bu toplantılarda, yargının hızlandırılması, etkinlik ve verimliliğinin artırılmasına yönelik ileri sü- rülen ve bu raporda gerekçe, çözüm önerisi, gerçekleşme durumu ve etki analizi şeklinde aşağıdaki bölümlerde yer verilen önerilerin yanı sıra, raporun yayımlanması ve kamuoyu ile paylaşılmasından önce kanun, kanun hükmünde kararname, yönetmelik, genelge ve idari tasarruflarla hayata geçiri- len öneriler bulunmaktadır. Hayata geçirilemeyen önerilerin ise, bir kısmı çeşitli kanun tasarılarına yansıtılmış, bir kısmı da HSYK 2012-2016 Stratejik Planına alınmıştır.

a. Mevzuat Değişikliklerine Yansıtılan Öneriler

Durum Analizi Toplantılarında tartışılan konular ve çözüm önerileri şu mevzuat çalışmala- rına yansıtılmıştır.

• 09/02/2011 tarihli 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

• Yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla hazırlanan birinci kanun tasarısı paketi;

31/03/2011 tarihli 6217 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanun- larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”

• Yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla hazırlanan ikinci kanun tasarısı paketi;

26/08/2011 tarihli 650 sayılı “Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname”

• 31/01/2012 tarihli 6273 sayılı Çek Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

• Yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla hazırlanan üçüncü kanun tasarısı paketi; “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Ya- yın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı”

• Yönetmelik çalışmaları

• Genelge çalışmaları

1. 09/02/2011 tarihli 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

Ülkemizde ilk derece mahkemelerinde yargılama süreleri önceki yıllara göre önemli oranda kısal- tılmış olmasına rağmen, yüksek mahkemelerin iş yükünün giderek artmasına paralel olarak temyiz aşamasında geçen sürelerin de uzadığı görülmüştür. Gerek durum analizi toplantılarında ve gerekse yüksek mahkeme başkanlıklarınca temyiz aşamasında geçen sürelerin azaltılmasına yönelik olarak, öncelikle biriken iş yükünün eritilmesi gerektiği belirtilmiş ve bunun için de Yargıtay ve Danıştay- daki daire ve üye sayılarının artırılması yönünde talep ve öneriler olmuştur.

(15)

Özellikle Yargıtay daireleri aşırı iş yükünün altından kalkabilmek için, yasal alt yapısı bulunmama- sına ve kanuna uygun olmamasına rağmen, çoğu zaman iki, hatta üç heyet halinde çalışmak duru- munda kalmış, müzakere heyetinde bulunmayan üyeler kararları imzalamak zorunda kalmışlardır.

Uzayan yargılama süreçleri nedeniyle bazı sanıkların zamanaşımı nedeniyle ceza almaktan kurtul- dukları bazı sanıkların da bihakkın tahliye tarihleri geldiği halde dosyaları incelenemediğinden ceza infaz kurumunda kalmaya devam ettikleri görülmüştür. Öte yandan, aşırı iş yoğunluğu nedeniyle yargılama süreçlerinin çok fazla uzaması ve buna bağlı olarak yüksek mahkemelerde dosyaların ye- terince incelenememesi bazı hak kayıplarına da yol açabilmektedir.

Her ne kadar 5235 sayılı Kanun’la istinaf mahkemelerinin faaliyete geçirilmesinin yasal alt yapısı oluşturulmuş ise de mevcut dosyaların Yargıtay tarafından karara bağlanması gerekecektir. Yargı- tayın istinaf incelemesi için bu dosyaları mahalline göndermesi durumunda, hem davalar daha da uzayacak, hem de yeni kurulan istinaf mahkemeleri aşırı iş yükü altında kalarak beklenen faydayı gösteremeyecektir. Bu nedenle Yargıtayda biriken dosyalar acilen eritildikten sonra, istinaf mahke- melerinin faaliyete geçirilmesinin daha sağlıklı olacağı düşünülmüştür.

Tüm bu hususlar dikkate alınarak 09/02/2011 tarihli 6110 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Ya- pılmasına Dair Kanun” ile Yargıtaya iki hukuk ve dört ceza dairesi eklenerek daire sayısı 38’e çıka- rılmış, 250 olan üye kadrosuna 137 yeni kadro ilave edilmiştir. Kanun’la ayrıca Danıştaya iki daire eklenerek daire sayısı 15’e çıkarılmış, 95 olan üye kadrosuna 61 kadro ilave edilmiştir.

2. Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Hazırlanan Birinci Kanun Tasarısı Paketi

Durum analizi toplantıları sonunda elde edilen öneriler ve veriler ışığında yargının hızlandırılması, etkinlik ve verimliliğinin artırılması için acil çözüm bekleyen sorunlar ve çözüm önerileri bir metin haline getirilmiş ve Adalet Bakanlığına iletilmiştir. Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünce yapılan mevzuat çalışması sonucunda 31 Mart 2011 tarihli 6217 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Hızlan- dırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Kanun ile aşağıda sayılan kanunlarda bazı değişiklikler yapılmıştır.

• 1111 sayılı Askerlik Kanunu

• 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu

• 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu

• 5682 sayılı Pasaport Kanunu

• 6831 sayılı Orman Kanunu

• 492 sayılı Harçlar Kanunu

• 1512 sayılı Noterlik Kanunu

• 2575 sayılı Danıştay Kanunu

• 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu

• 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu

• 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu

• 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

• 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun

• 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun

(16)

• 5326 sayılı Kabahatler Kanunu

• 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu

6217 sayılı Kanun’la öngörülen değişiklikler şunlardır:

• 1111 sayılı Askerlik Kanunu, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nda yapılan değişikliklerle bazı niteliksiz suçlar, kabahat haline getirilmiş ve bu eylemler idarî para cezasına bağlanmıştır.

• 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikle disiplin ve tazyik hapsi gerektiren eylemlerde parasal bir sınır getirilerek, sınır altında kalan icra suçlarının mahkeme önüne gelmesi engellenmiştir.

• 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda değişiklik yapılarak Ceza mahkemeleri kararlarına karşı ka- nun yoluna müracaat durumunda harç alınması usulü getirilerek, niteliksiz temyizlerin önü kapatılmıştır.

• 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nda değişiklik yapılarak çekişmesiz yargı işi niteliğinde bulunan,

“terk eden eşin ortak konuta davet edilmesine” ve “mirasçılık belgesi verilmesine” ilişkin iş- lemlerin mahkemeler yanında noterler tarafından da yapılabilmesi imkânı getirilmiştir.

• 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 28 inci maddesinin kaldırılmasıyla yüksek mahkemelerin hâkim ve savcılara not vermesi uygulamasına son verilmiştir. Böylece terfi et- mesi için gerekli olan dosya sayısını tutturmak amacıyla lüzumsuz yere yaptırılan temyizlerin önüne geçilmek istenmiştir.

• 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda değişiklik yapılarak soruşturma aşamasında Cum- huriyet başsavcılıkları arasında çıkan yetki uyuşmazlıklarının çözüm mercii belirlenmiştir.

Böylece soruşturma evrakının sürüncemede kalmasının ve gereksiz şekilde yargılama süreci- nin uzamasının önlenmesi amaçlanmıştır.

• 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda değişiklik yapılarak ağır ceza mahkemesi başkan- larının iş yükünün azaltılması amacıyla, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yapılan itirazların, başkan yerine mahkeme heyeti tarafından karara bağlanabilmesi sağlanmıştır.

• 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürür- lük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda değişiklik yapılarak ceza mahkemelerince “doğ- rudan” verilen ve miktarı 3.000-TL yi geçmeyen adlî para cezalarına ilişkin kararların “ke- sin olması” öngörülerek, bölge adliye mahkemelerinin ve Yargıtayın iş yükünün azaltılması amaçlanmıştır.

• 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda değişiklik yapılarak idarî yaptırımlar konusunda sulh ceza mahkemesince verilen “son karar” aleyhine itirazın, ağır ceza mahkemesine yapılmasına ilişkin uygulamadan vazgeçilerek, itirazın asliye ceza mahkemesine yapılması yoluna gidilmiş- tir. Böylece ağır ceza mahkemelerinin iş yükü azaltılmak istenmiştir.

• 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda değişiklik yapılarak duruşmalı temyiz talep- leri için öngörülen parasal sınır artırılmıştır.

• 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda değişiklik yapılarak Cumhuriyet savcılarının, asliye ceza mahkemelerindeki duruşmalara katılması uy- gulamasından vazgeçilip, soruşturma işlemlerini daha etkin ve süratli bir şekilde yürütmeleri amaçlanmıştır. Benzer şekilde, Cumhuriyet savcılarının asliye hukuk mahkemelerinde görü- len nüfus davalarındaki duruşmalara katılması bakımından da aynı usul benimsenmiştir.

(17)

Sonuç olarak Yargıda Durum Analizi Toplantılarında ortaya çıkan ilk öneriler ışığında ilk derece mahkemelerinde;

• Kabahate çevrilen suçlarla ilgili olarak 200 bine yakın dosyanın,

• Noterlere verilen yetki, İcra ve İflas Kanunu’ndaki değişiklik sebebiyle 1 milyona yakın dos- yanın büyük kısmının,

• Harçlar Kanunu’nda yapılan değişiklik sebebiyle 300 bini aşkın dosyanın büyük kısmının, adliyelere gelmesini engelleyecek yasal düzenlemeler yapılmıştır.

3. Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Hazırlanan İkinci Kanun Tasarısı Paketi

6/8/2011 tarihli 650 sayılı “Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmün- de Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” ile adalet sisteminde yargı hizmetlerinin daha etkin, süratli ve verimli şekilde sürdürülebilmesi amacıyla bazı yenilikler getirilmiştir.

• Çeşitli kanunlarda farklı şekillerde düzenlenen “adli tatil” müessesesinin yorumlamadan kay- naklanan farklı uygulamaları nedeniyle zaman zaman karşılaşılan hak kayıplarının ortadan kal- dırılması amacıyla adli tatilin başlangıç ve bitiş süreleri yeniden düzenlenmiştir. Buna göre adli tatil süresi, Yargıda Durum Analizi Toplantılarında ele alındığı şekliyle hâkim ve savcıların öne- rileri ile Yargıtay ve Danıştayın talepleri de dikkate alınarak, 20 temmuz - 31 ağustos tarihlerini kapsayacak şekilde yeniden belirlenmiştir.

Usul kanunlarında yer alan adli tatil süreleri 2004 yılından önce 20 temmuz - 5 eylül tarihle- ri arasında 45 gün şeklinde uygulanırken yargı hizmetlerinde etkinliği ve verimliliği artırmak amacıyla 2004 yılında yapılan değişiklikle adli tatil süresi 1 ağustos - 5 eylül tarihlerinde uygu- lanarak 45 günden 35 güne indirilmiştir. Ancak, hem uygulamada adli tatilin süresinin hâkim ve savcılar açısından cazip olmaması nedeniyle hâkim ve savcıların yoğun bir şekilde haziran, temmuz, ağustos ve eylül aylarında izin kullandıkları, hem de bu dönemde adli tatilde mevzuat gereğince bazı davaların görülememesi nedeniyle yargı hizmetlerinde ve duruşmalarda bazı ak- samaların yaşandığı görülmüştür

Ülke genelinde izinlerin tüm yaz sezonunda dört aya yayılmasının olumsuz sonuçları dikkate alınarak, adli tatil süresinde tekrar değişiklik yapılmış ve adli tatilin tüm yargı kurumlarında 20 temmuz - 31 ağustos tarihleri arasında 40 gün şeklinde uygulanmasına karar verilmiştir.

Daha önceden hâkim ve savcıların yaklaşık %70’i adli tatil yerine yıllık izin kullanma eğilimin- deyken, yapılan yeni düzenlemeyle %70 civarında hâkim ve savcının adli tatilde izin kullanmayı tercih ettikleri görülmüş ve duruşmaların aksaması önemli ölçüde giderilmiştir.

• Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Yargıtay tetkik hâkimliğine on yıl içinde yapılacak atamalarda, beş yıllık hizmet süresi şartı kaldırılarak Yargıtay tetkik hâkimi atamaları kolaylaştırılmıştır.

• Avukatlık mesleğinden hâkim ve savcılık mesleğine geçmek isteyenler için düzenlenen 2802 sa- yılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 8/k maddesinde yer alan “otuzbeş” ibaresi “kırkbeş” şek- linde değiştirilerek avukatlık mesleğinden hâkim ve savcılık mesleğine geçiş kolaylaştırılmıştır.

(18)

• 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 49 ve 50 nci maddelerinde değişiklik yapılarak, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilâtında, bağlı ve ilgili kuruluşlarında, uluslararası kuruluş veya mahkemelerde ya da geçici yetki veya görevlendirme ile başka kurum, kurul veya kuruluşlarda görev yapan hâkim ve savcılar hariç olmak üzere; bilgi ve görgülerini artırmak, meslekleriyle ilgili staj ve araştırma yapmak, kurs, eğitim ve öğrenim görmek üzere seçilen ya da iç veya dış burstan yararlanan hâkim ve savcıların iki yılı; doktora yapmak üzere görevlendirilenler ise üç yılı aşmamak üzere Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yurtdışına gönderilebileceği hük- müne yer verilmiştir.

• 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 119 uncu maddesinde değişiklik yapılarak hâkim ve savcıların meslek içi eğitimleri hak ve ödev olarak düzenlenmiş ve meslek içi eğitimlerin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yaptırılması benimsenmiştir. Kanun gereğince meslek içi eğitimin usul ve esasları, Türkiye Adalet Akademisinin görüşü alınarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca hazırlanacak yönetmelikte belirlenecektir.

• 4954 sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanunu’na Geçici 11 inci madde eklenerek Kanun Hük- münde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl süreyle Bakanlığın teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararı ile bir yıllık staj süresini tamamlayan adlî ve idarî yargı hâkim ve savcı adaylarının, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca mesleğe kabul edilmeleri hâlinde, hâkimlik ve savcılık mesleğine atanabileceği hükmüne yer verilmiştir.

• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde görülen davaların daha etkin bir şekilde takip edilebilme- si amacıyla Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı kurulmuştur.

4. 31/01/2012 tarihli 6273 sayılı Çek Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

Durum analizi toplantılarında “ekonomik suça ekonomik ceza verilmesi” ilkesi çerçevesinde karşı- lıksız çek keşide eyleminin suç olmaktan çıkarılarak ekonomik yaptırıma bağlanması önerilmiştir.

5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5 inci maddesinde, her ne kadar karşılıksız çek keşide etme suçu için adli para cezası öngörülmüş ise de, adli para cezası ödenmediği takdirde ceza hapis cezasına dönüş- türülmekteydi.

Borcunu ödeyemeyen kişiye hapis cezası verilmesi, bu kişinin ticari hayatını tamamen olumsuz yönde etkilediği gibi borçlarını ödeyebilme ihtimalini de neredeyse ortadan kaldırmaktadır. Öte yandan karşılıksız çek keşide etmek suçundan kaynaklanan uyuşmazlıklar ceza adalet sistemindeki iş yükünün önemli bir bölümünü teşkil etmekte olup, uzayan yargılama süreçleri nedeniyle öngörülen adli para cezalarının beklenen faydayı vermediği görülmüştür.

Bu itibarla, ceza adalet sistemindeki iş yükünün önemli bir bölümünü teşkil eden Çek Kanunu’nda yer alan karşılıksız çek keşide etme eylemine adli nitelikte bir yaptırım uygulanması nedeniyle, yaşanan sıkıntılara çözüm getirmek ve adaletin etkinleştirilmesini, süratli ve verimli çalışmasını sağ- lamak amacıyla hazırlanan bu Kanun’da, çekin ekonomik hayatta ifa ettiği görev dikkate alınarak eylemin tamamen yaptırımsız bırakılması uygun görülmemiş, karşılıksız çek keşide etme eylemi için çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı şeklinde idari nitelikte bir yaptırım öngörülmüştür.

(19)

5. Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Hazırlanan Üçüncü Kanun Tasarısı Paketi

TBMM’ne sevk edilen “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Erte- lenmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nda durum analizi toplantılarında tartışılan şu konulara yer verilmiştir.

• 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda değişiklik yapılarak birden fazla iş mahkemesi bulu- nan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemele- rinin, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenmesi yoluna gidilerek ve sosyal güvenlik hukukundan doğan davalarda ihtisaslaşma yoluna gidilmesi hedeflenmiştir.

• 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 25 ve 26 ncı maddelerinde geçen eylemler suç olmaktan çıkarılarak idari yaptırıma bağlanmıştır.

• 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun 30 uncu madde- sinde geçen eylemler, suç olmaktan çıkarılarak idari para cezasına bağlanmış ve bu cezaların Cumhuriyet savcısı yerine mülki amir idare tarafından verilmesi esası benimsenmiştir.

• 2575 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinin bir numaralı fıkrasının (c) bendinin “Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere,” şeklinde değiştirilmesi öngörülmüştür.

Maddeyle, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla gördüğü davaların bir kısmının ilk de- rece idare mahkemelerine devredilmesi suretiyle, Danıştayın iş yükünün hafifletilmesi amaç- lanmıştır.

Mevcut düzenlemede, 24 üncü maddenin bir numaralı fıkrasının (c) bendine göre, bakanlık- lar, kamu kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler yanında, bakanlıklarca yapılan ancak, ülke çapında uygulanma niteliği bulunmayan ve düzenleyici işlem kapsamında nitelendirilen bazı işlemler de ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülmektedir. Örneğin bakanlıklarca yapılan imar planlarına ilişkin davalar ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştayda görülmektedir. Da- nıştay meslek mensubu veya hâkimi eliyle keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiren bu tip uyuşmazlıklar, işyükünün artmasında etkili olmakta ve ayrıca, daire heyetinin oluşumu ve çalışma düzeni bakımından da olumsuzluklara yol açmaktadır.

Bu amaçla, maddede bakanlıkların tüm düzenleyici işlemleri yerine, sadece, ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davaların Danıştayda görülmesi benimsen- miştir.

• 2575 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin bir numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Baş- savcı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştayda görülen dava dosyalarını, esas hakkındaki düşüncelerini bildirmek üzere, uygun göreceği görev ayırımına göre savcılara havale eder.”

şeklinde değiştirilmesi öngörülmüştür.

Maddeyle, Danıştay savcılarının Danıştaya gelen her dosya için görüş bildirmesi uygulama- sından vazgeçilmektedir. Mevcut düzenlemeye göre, Danıştayda görev yapan savcılar, kanun yararına bozma ve Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’ndan doğan görevleri dışında, Danıştay- da görülen tüm ilk derece davaları ile temyiz ve karar düzeltme dosyalarının esası hakkında ve yürütmenin durdurulması istemleri hakkında görüş bildirmektedir. Bu durum Danıştaydaki yargılama süresinin uzamasına sebep olmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereğince Danıştay savcılarının yazılı düşüncelerinin taraflara tebliğ edilmesi ve bu düşünce- lere karşı tarafların cevap verecek olması yargılama süresini daha da uzatacaktır.

(20)

Yapılan düzenlemeyle Danıştay Başsavcısının, sadece Danıştayın ilk derece mahkemesi sı- fatıyla baktığı davalarda ve yalnızca davanın esası hakkında görüş bildirmesi için dosyaları Danıştay savcılarına havale etmesi düzenlenmekte ve Danıştayda yargılamanın daha hızlı ce- reyan etmesi amaçlanmaktadır.

• 2575 sayılı Kanun’a madde eklenerek geçici bir süreyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kuru- lunun oluşumu ve çalışma usulü hakkındaki hükümlerin değiştirilmesi öngörülmektedir.

Maddeyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda mevcut birikmiş dosyaların eritilebilmesi amacıyla, belirlenecek geçici süreyle, İdari Dava Daireleri Kurulunun sürekli çalışır bir Kurul haline getirilmesi ve burada görev alacak üyelerin dairelerinde heyete katılmayıp tüm mesai- lerini bu Kurula vermeleri amaçlanmaktadır

• 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuru- luşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3 üncü maddesinin üç numaralı fıkrasının birinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci cümleleri yürürlükten kaldırılarak, “Bölge İdare Mahkemesi başkan ve üyeliklerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atama yapılır. Bu mahkemeler gerektiğinde birden çok kurul halinde çalışabilirler. Bu kurulların oluşumu, aralarındaki iş bölümü ile kurullara kimin başkanlık edeceği Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belir- lenir.” hükmünün eklenmesi öngörülmüştür.

Maddeyle, bölge idare mahkemelerinin daha hızlı ve etkin çalışabilmesinin sağlanması amaç- lanmaktadır.

• 2576 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinde değişiklik yapılarak idari yargıda tek hâkimle bakıla- cak davaların parasal sınırlarının artırılması öngörülmüştür.

Maddeyle, idare ve vergi mahkemlerinde heyet halinde görüşülecek dosya sayısının azaltılarak yargılamanın hızlandırılması, Danıştayın temyiz mercii sıfatıyla baktığı davaların azaltılması, gerçek bir temyiz ve içtihat mahkemesi hüviyetini kazanması, Bölge İdare Mahkemelerinin de daha işlevsel hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

• 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14 üncü maddesinde değişiklik yapılarak mahkeme yönetim sistemi projesine uygun olarak, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerin- de dilekçelerin evrak bürosunca kaydedilerek ilgili mahkemelere havale olunacağı ve dilekçe sahibine evrakın tarih ve sayısını gösteren ücretsiz bir alındı kağıdı verileceği öngörülmekte- dir.

Uygulamada gerek postadan gelen ve gerekse taraflarca sunulan belgelerin havalesi, başkan veya üye hâkim tarafından yapılmakta ve havale işlemleri gereksiz zaman kaybına neden ol- maktadır. Düzenlemeyle başkan veya üyelerin bu gibi işlemlerle vakit kaybetmesinin önüne geçilerek yargılama faaliyetlerine daha fazla zaman ayırmaları amaçlanmaktadır. Buna göre mahkemelere gelen her türlü dilekçenin, bürolar tarafından kaydedilerek ilgili mahkemeye gönderilmesi, dilekçe sahibine de bir numara verilerek dilekçenin bu numara üzerinden takip edilmesi imkânı getirilmektedir.

• 2577 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesine “Danıştayda ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülen davalarda savcının esas hakkındaki yazılı düşüncesi taraflara tebliğ edilir. Taraflar, tebliğden itibaren onbeş gün içinde, savcının düşüncesine cevap verebilirler.” hükmünün eklenmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ihlal kararına gerekçe teşkil eden sorunun çözümü amaçlanmaktadır.

• 2577 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin bir numaralı fıkrasında yer alan parasal sınır artırıla- rak, 2576 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinde yapılan değişikliğe bağlı olarak zorunlu duruşma sınırına ilişkin miktarda düzenleme yapılması amaçlanmıştır.

(21)

• 2577 sayılı Kanun’un 20 nci maddesinde düzenleme yapılarak, idare ve vergi mahkemelerin- de heyet halinde görülen davalarda, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgelerin istenmesi ile ek süre verilmesine ilişkin ara kararların, mahkeme başkanı veya dosyanın havale edildiği üye tarafından da verilebileceği öngörülerek yargılamanın hızlandırılması amaçlanmıştır.

• 2577 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinde değişiklik yapılarak yürütmenin durudurulması müessesesinin revize edilmesi amaçlanmıştır.

Düzenlemeyle yürütmenin durdurulması kararları kural olarak idarenin savunması alındık- tan veya savunma süresi geçtikten sonra verilebilecektir. Ayrıca, yürütmenin durdurulması talebinin yerinde olmadığı, dava dilekçesi ve eklerinden anlaşılmakta ise davalı idarenin sa- vunması alınmaksızın talep reddedilebilecektir. Yıkım ve sınır dışı etme gibi uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikteki idari işlemler bakımından ise savunma alındıktan sonra yeniden bir karar verilinceye kadar geçici olarak yürütmenin durdurulmasına karar verilebilecektir.

Ayrıca, aynı hukuki sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması talebinde bu- lunulamayacağı düzenlenmekte olup, bu sayede reddedilmiş taleplerin tekraren yargı merci- leri önüne getirilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

• 2577 sayılı Kanun’un 28 inci maddesinin iki ve altı numaralı fıkraları değiştirilerek, tam yargı davalarında hüküm altına alınan miktar ile her türlü davada hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı veya vekilinin bildireceği banka hesap numarasına, bildirim tarihinden itibaren, Kanun’da belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılması, bu süre için- de ödeme yapılmaması halinde genel hükümler dairesinde infaz edilmesi öngörülmektedir.

Mevcut uygulamada, mahkemeler tarafından hüküm altına alınan alacaklarla ilgili olarak, doğrudan ilamlı icra takibi yapılmaktadır. Bu nedenle hem icra dairelerinin işyükü gereksiz şekilde artmakta, hem de idareler gereksiz yere icra masraflarını ödemek zorunda kalmakta- dırlar. Getirilen düzenlemeyle vatandaşların icraya başvurmak zorunda kalmaksızın alacak- larını tahsil edebilmesi, bu suretle icra dairelerinin iş yükünün azaltılması ve idarelerin icra masraflarını ödemesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Diğer taraftan, davacı veya vekiline ödeme yapılması için banka hesap numaralarını gecik- meksizin bildirmeleri amaçlanarak, kararın kendilerine tebliğ edildiği tarih ile banka hesap numarasını idareye bildirdikleri tarih arasında geçen süreye faiz işletilmemesi hüküm altına alınmaktadır.

Öte yandan, tazminat ve vergi davalarında, verilen kararların tebliğinden itibaren kararın gereğinin yerine getirilmesindeki gecikme sebebiyle ödenecek faiz oranı, kanuni gecikme faiz oranından (yaklaşık yıllık yüzde 9) 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenecek gecikme zammı oranına (yıllık yüzde 16,8) yükseltilmektedir. Bununla bir yandan idarelerin kısa zamanda ödeme yapmasının sağlanması, diğer yandan da vatandaşların gecikmeden do- layı uğradıkları kaybın telafi edilmesi amaçlanmaktadır.

• 2577 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinde değişiklik yapılarak idare ve vergi mahkemelerinde verilen kararlarla ilgili bölge idare mahkemelerine yapılabilecek itirazların kapsamı genişletile- rek, bu mahkemelerin itirazen inceleyeceği ve kesin olarak karara bağlayacağı uyuşmazlıkların sayısı artırılmak istenmiştir.

• 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 4634 sayılı Şeker Kanunu, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu, 5015 sayılı Petrol Piya- sası Kanunu, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 660 sayılı Kamu Gözeti- mi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

(22)

Hükmünde Kararname’de değişiklikler yapılarak, Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davaların azaltılması amaçlanmıştır.

Mevcut düzenlemelere göre üst kurullar tarafından alınan tüm kararlara karşı ilk derece mah- kemesi olarak Danıştayda dava açılmaktadır. Bu durum ise Danıştayın hem ilgili dairesinin, hem de İdari Dava Daireleri Kurulunun işyükünü önemli ölçüde artırmaktadır.

Öngörülen düzenlemeyle üst kurullar tarafından gerçekleştirilen tüm düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların Danıştayda görülmesi uygulamasından vazgeçilerek, 2575 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinde yapılan değişiklik çerçevesinde, üst kurulların sadece ülke çapında uygulanan düzenleyici işlemlerine karşı açılan davaların Danıştayda görülmesi amaçlanmıştır. Bu durumda ayrıca, üst kurullar tarafından tesis edilen bireysel işlemlere ve yaptırım kararlarına karşı açılan davaların da genel görevli ve yetkili idare mahkemelerinde görülmesi sağlanmış olacaktır.

• 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) ben- dinin ikinci paragrafında değişiklik yapılarak, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar bakımından getirilen kanuni sınırlama kaldırılmakta olup, düzenlemeyle hâkim ve savcı eksikliğinin daha kısa sürede giderilebilmesi amaçlanmaktadır.

• 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 33 üncü maddesine bir fıkra eklenerek “İş yoğunluğu ve coğrafi durum dikkate alınarak bir kadastro mahkemesinin kaldırılmasına ve başka bir ka- dastro mahkemesinin yargı çevresine dâhil edilmesine, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından karar verilebilir.” hükmüne yer verilmek suretiyle, kadastro mahkemelerinin yetki alanlarının genişletilmesine ve bu suretle uzmanlaş- manın teminine imkân sağlanmaktadır.

• 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 75 inci maddesinde değişiklik yapılarak önödeme kapsa- mındaki suçların kapsamının genişletilmesi amaçlanmıştır.

• 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163 üncü maddesine bir fıkra eklenerek abonelik esasına dayalı elektrik, su ve doğalgaza ilişkin eylemler, hırsızlık suçu olmaktan çıkarılarak karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülmektedir.

• 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 7 nci maddesinde değişiklik yapılarak kabahat eylemlerinden kaynaklanan idari para cezası verme yetkisi, Cumhuriyet savcısından alınarak mülki idare amirine verilmektedir.

• 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “asliye mah- kemelerinin bulunmadığı” ibaresi yürürlükten kaldırılarak adlî sicil bilgilerinin kaymakam- lıklar tarafından verilebilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmıştır.

6. Yönetmelik Çalışmaları

Yargıda Durum Analizi Toplantıları’nda tartışılan konular ve öneriler dikkate alınmak suretiyle Teftiş Kurulu Yönetmeliği yeniden düzenlenmiştir. Genel Kurul tarafından kabul edilen yeni yö- netmelik 09/04/2011 tarihli 27900 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan, HSYK 2012-2016 Stratejik Planına, temel kanunlardaki değişiliklere paralel olarak, ikincil mevzuatta da değişiklikler yapmak üzere hedefler konulmuştur.

Bunun yanında, çalışmaları devam eden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterlik Yö- netmelik Taslağı ve Adlî ve İdarî Yargı Hâkim ve Savcıları Meslek İçi Eğitim Yönetmeliği Taslağına önümüzdeki günlerde son şeklinin verilmesi ve yayınlanması beklenmektedir.

(23)

7. Genelge Çalışmaları

6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun 4 üncü maddesi ile “Yargı yetkisinin kullanımına ilişkin hususlar hariç olmak üzere hâkimlerin idarî görevleri ile delilleri değerlendirme ve suçu niteleme yetkisi hariç olmak üzere savcıların adlî görevlerine ilişkin konularda genelge dü- zenlemek.” yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna verilmiştir.

Kurulun görev alanına giren genelgelerin yenilenmesi ve güncellenmesi amacıyla çeşitli tarihlerde Yargıtay, Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştır- ma Kurulu Başkanlığı temsilcileri ile çalıştay ve toplantılar yapılmış ve güncelleştirme çalışmaları sonucunda 34 adet genelge hazırlanarak değişik tarihlerde Genel Kurulun onayından sonra yayım- lanmıştır.

Durum analiz toplantılarında mevcut genelgelerde eleştiri konusu edilen kimi hususlar dikkate alı- narak yeniden düzenlenmiş ve yeni öneriler genelgelere yansıtılıştır. Ayrıca AB ilerleme raporları ve istişari ziyaret raporlarında öneri ve eleştiri konusu olan kimi hususlar ile uluslararası belgeler ve AİHM’nin bakış açısı da, bu çalışmalarda göz önünde bulundurulmuştur.

Durum Analizi Toplantılarında tartışılan ve genelgelere yansıtılan bazı hususlar şu şekilde sıralanmıştır.

(1) No’lu “Hâkim ve Savcıların Yıllık, Mazeret, Hastalık ve Refakat İle Aylıksız İzinleri” ko- nulu Genelge ile, 650 sayılı KHK ile adli tatil süresinde yapılan düzenlemeye paralel olarak, nöbetçi kalan hâkim ve savcılar dışındaki diğer hâkim ve savcılar için adli tatilin kullanılması zorunlu hale getirilmiştir.

(4) No’lu “Şüpheli-Sanık Karar Takip Formları İle Gıyabî Tutuklama Kararları ve Yakalama Emirlerinin UYAP’ta Düzenlenmesi, İnfaz ve Güncelliklerinin Takibi” konulu Genelge’de, UYAP ve Kaçakçılık İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı (KİHBİ) entegras- yonundan bahsedilerek, gıyabî tutuklama kararları ile yakalama emirlerinin infazı ve güncel- liklerinin takibi için 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren sadece UYAP Arananlar Bilgi Sistemi- nin kullanılacağı belirtilmiştir. Böylece, adli makamlar ile kolluk kuvvetleri arasında gerekli işbirliği ve koordinasyon üst düzeyde temin edilerek, hem haksız yakalama ve gözaltıların önüne geçilmek istenmiş, hem de işlemlerin tamamen UYAP üzerinden gerçekleştirilmesi ile soruşturma ve kovuşturmaların hızlandırılması amaçlanmıştır.

(6) No’lu “İnfaz ve Denetimli Serbestlik İşlemleri” konulu Genelge’de; özellikle cezaların in- fazında kural olarak işlemlerin hükmün verildiği yer mahkemesinin bulunduğu yer Cumhu- riyet başsavcılığı tarafından yapılması, UYAP ortamında infaz evraklarının temin edilmesi, ilamların takipsiz ve özellikle kayıt dışı bırakılmamasının sağlanması bakımından infaz iş- lemlerinin güvenli elektronik imza kullanılmak suretiyle UYAP sisteminde belirlenmiş olan dosya türüne göre (infaz, esas veya denetimli serbestlik genel defteri vs.) kayıtların yapılması ve denetiminin sağlanması esası benimsenmiş, genel olarak ceza ve güvenlik tedbirlerinin in- fazında izlenmesi ve uyulması gereken önemli hususlar vurgulanmıştır. Böylece, infaz evrakı bakımından önemli derecede iş yükünde azalma kaydedilmiş, yapılan işlemler hızlandırılmış- tır. Emek, zaman ve iş gücü açısından tasarruf sağlanmıştır.

(7) No’lu “Adli Kolluğun, Görev Yetki ve Sorumlulukları” konulu Genelge ile, adli kollu- ğun görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin konularda Avrupa Birliği İlerleme Raporlarında ve Bağımsız Uzman Ziyareti raporunda belirtilen Cumhuriyet Savcılıklarının adli kollukla ilişkileri yönünden farklı uygulamaların mevcut olduğuna ilişkin eleştiriler dikkate alınarak,

(24)

uygulamada sıkça yaşanan sorunların giderilmesi ve birlik sağlanması bakımından savcılık ve adli kolluk aşamasında izlenecek kurallara yer verilmiştir.

(15) No’lu “Resmi Yazışmalar” konulu Genelge ile, Kurul ile yapılacak resmi yazışmalarda dikkat edilecek usul ve esaslar belirlenerek, yazışmaların UYAP ortamında güvenlik elekt- ronik imza kullanılmak suretiyle yapılması istenmiş, Cumhuriyet başsavcısı ya da komisyon başkanının görüş bildirmesini gerektirmeyen yazışmaların Cumhuriyet başsavcılıkları ya da komisyon başkanlıkları aracı kılınmadan doğrudan gerçekleştirilmesine imkân verilmiştir.

Ayrıca, komisyon başkanlıklarına da doğrudan yazışma yetkisi tanınmıştır.

(19) No’lu “Harita ve Hava Fotoğrafı Talepleri” konulu Genelge ile, yargı bağımsızlığı nedeniyle mahkemelerin tüm kurum ve kuruluşlardan, doğrudan bilgi, belge isteyebileceği dikkate alına- rak, Harita Genel Komutanlığı ile doğrudan yazışma yapılması sağlanmıştır. Önceki uygulama- da Harita Genel Komutanlığı ile yapılan yazışmalarda Adalet Bakanlığı aracı kılınmaktaydı ve bu durum hem bürokratik nedenlerle yargılama süreçlerini uzatmakta, hem de mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi ile bağdaşmamaktaydı. Genelge ile, UYAP - Harita Genel Komutanlığı en- tegrasyonundan sonra tüm işlemlerin UYAP’tan gerçekleştirilmesi gerektiği hususları düzenle- nerek, böylece hem gereksiz bürokrasi ve kırtasiyeciliğin önüne geçilerek yargının hızlandırılma- sına katkı verilmiş, hem de mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi güçlendirilmiştir.

(24) No’lu “Havale İşlemleri” konulu Genelge ile, AB müktesebatı sürecinde oluşturulan bel- gelere uyumlu bir şekilde; ön büro uygulaması desteklenerek, dilekçe ve belge sahiplerine ücretsiz alındı belgesi verilmesi, işlemlerde UYAP’ın kullanılması öngörülmüş, Mahkeme Yönetim Sisteminin Geliştirilmesi Projesinin bir gereği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun getirdiği yeni hükümler çerçevesinde havale işlemlerinin hâkim ve savcı dışın- dakiler tarafından da yapılabileceği vurgulanmıştır.

(25) No’lu “Mahkemeler ve İcra İflas Dairelerinin Kalem Hizmetlerinin Denetimi” konulu Genelge ile, mahkemeler ve icra iflas dairelerinin kalem hizmetlerinin denetimi düzenlene- rek, hâkimlerin idari görevlerinin azaltılması amacına paralel olarak para ve kasa denetiminde hâkimlere yer verilmemiştir.

(29) No’lu “İş Cetvelleri, Sicil Fişleri ve Başarı Bildirim Formları” konulu Genelge ile, iş cetvel- leri, sicil fişleri ve başarı bildirim formlarının düzenlenmesinde uyulacak ilkeler belirlenmiş, özellikle cezada uzlaşma ile biten ve uzlaşmaya sevk edilen dosyaların terfide lehe bir durum olarak dikkate alınacağı ifade edilerek bu müesseseye işlerlik kazandırılmak istenmiştir.

(30) No’lu “Hâkim ve Savcı Bilgi Formu” konulu Genelge ile, hâkim ve savcı bilgi formu, Kurul tarafından yapılacak özlük işlemleri, eğitim, yurtdışına gönderme ve benzeri hususlar- da yararlanılabilecek şekilde yeniden tanzim edilmiştir. Yeniden düzenlenen formda yabancı dil durumu daha geniş bir hale getirilmiş, akademik yayınlar hanesi eklenmiştir. Yeni Teftiş Kurulu Yönetmeliğine uygun olarak, özlük işlemlerinde gerçekçi bir fonksiyonu bulunmadığı düşünülen ilkokul, orta, lise ve yüksekokul hanesi kaldırılmıştır.

(33) No’lu “Soruşturmanın Gizliliği ve Basının Bilgilendirilmesi” konulu Genelge ile, soruş- turma aşamasında basın sözcülüğü kurumunun işleyişi ve bu konuda izlenecek kurallara yer verilmiş, soruşturmanın gizliliği ile basının haber alma hakkı arasındaki dengeye işaret edil- miş ve bu konudaki AİHM emsal içtihatlarına yer verilmiştir.

Genelge, basının soruşturmalar hakkında doğru bir şekilde bilgilendirilip bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi, masumiyet karinesi ve kişilik haklarının korunması ve yargıya güvenin ar- tırılması amaçlarıyla hazırlanmıştır. Uygulama hayata geçirildiğinde, soruşturmaların etki al- tında kalmasının ve masumiyet karinesinin zedelenmesinin önüne geçilmesi yolunda olumlu adımlar atılmış olacaktır.

(25)

(34) No’lu “Hâkim ve Savcıların Yurt Dışına Gönderilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” konulu Genelge ile, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 49 ve 50 nci maddelerinde yapılan değişikliğe paralel olarak, hâkim ve savcıların yurt dışına gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

b. Uygulamaya ve İdari Tasarruflara Yansıtılan Öneriler

Durum analizi toplarıntılarında tartışılan konuların bir kısmı doğrudan uygulamaya yansıtılabi- lecek konular iken, diğer bazı konular ise üzerinde çalışılması ve projelerle geliştirilmesi gereken konulardır. Özellikle atama, yetki, terfi gibi konularda uygulamada önemli değişikliklere gidilmiş olmakla birlikte köklü değişiklikler gerektiren ve kısa vadede uygulamaya yansıtılamayacak olan konular, HSYK 2012-2016 Startejik Planına alınarak belirli bir takvime bağlanmıştır. Aşağıda du- rum analizi toplantılarındaki öneriler ışığında HSYK tarafından atama ve yetki ve terfi işlemlerinde uygulamaya yansıtılan yeniliklere yer verilmiştir.

1. Atama ve Müstemir Yetki Kararnameleri

Daha önce uygulamada genelde yaz ve güz kararnameleri olmak üzere yılda iki defa çıkarılan atama kararnameleri, ihtiyaç durumuna göre daha sık aralıklarla çıkarılmış ve hâkim ve savcı açığı olan yerlerdeki eksiklikler giderilmiştir.

Adli yargıda 2010 yılının son kararnamesi ile birlikte 2011 yılında 2 ana, 12 mazeret olmak üzere toplam 14 adet kararname çıkarılmış, söz konusu kararnameler ile toplam 3,587 hâkim ve savcının ataması yapılmıştır. İdari yargıda ise 3 ana, 9 mazeret olmak üzere toplam 12 kararname çıkarılmış olup, bu kararnamelerle toplam 574 hâkim ve savcının ataması yapılmıştır.

Bunun yanında Yargıtayın daire sayısının artırılması, Yargıtay üyeliğine yapılan atamalar, Yargıta- yın artan iş yükü gibi nedenlerle Yargıtay Birinci Başkanlığı tarafından yapılan talepler sonrasında Yargıtaya toplam 336 tetkik hâkimi, 69 Yargıtay savcısı ataması yapılmıştır. Anayasa Mahkemesinin talepleri doğrultusunda da Anayasa Mahkemesine toplam 14 raportör ataması yapılmıştır.

Faaliyete geçirilmesi planlanan bölge adliye mahkemelerinin alt yapı çalışmalarına hazırlık olmak üzere, 15 bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcısı ataması yapılmıştır.

Yeni HSYK döneminde kararname süreci ilk defa bir takvime bağlanarak, Kurulun İnternet say- fasından ilan edilmeye başlanmış, böylece atama ve müstemir yetki kararnamelerinin ne zaman çıkacağı konusundaki belirsizlikler ortadan kaldırılmıştır. Daha önceki yıllarda, atama ve müstemir yetki kararnamelerinin ne zaman çıkacağı tam olarak belli olmadığından hâkim ve savcılar belirsizlik içinde kalmakta, bu durum çalışma performanslarını ve aile düzenlerini olumsuz yönde etkilemek- teydi.

Önceki yıllarda atama kararnameleri yayınlandıktan sonra, bazen birkaç ay boyunca müstemir yetki kararnamelerinin çıkarılamadığı görülmekteydi ve müstemir yetkileri belli olmayan hâkimler, mah- kemelerde geçici yetkilerle çalışmaktaydı. Hâkimler kendi sorumluluklarında olmayan mahkeme- lerde iş çıkarıp karar vermek istemedikleri için davalar uzun süre hâkimsiz kalmakta ve kararların çıkması gecikmekteydi. Bu nedenle yeni uygulamayla ilk defa düzenli olarak hâkim ve savcılardan müstemir yetki talepleri alınmaya başlanmış, atama kararnamelerinden sonra en geç 15 gün içinde müstemir yetki kararnameleri yayımlanmaya başlanmıştır.

(26)

2. Terfi İşlemleri

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, hâkim ve savcıların terfisi ile ilgili olarak 4 adet ilke kararı yayımlamış olup, özellikle yüksek yargıda not uygulamasının kaldırılması ile ortaya çıkan boşluğu doldurmak amacıyla yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Özellikle hâkim ve savcıların terfi incelemesinde, kanun yolu incelemesinden geçen işler kapsamın- da AİHM’den geçen işlerin de dikkate alınacağı kabul edilerek yeni bir uygulama başlatılmıştır.

AİHM ihlal kararlarında, ilgili hâkim veya savcının kusurunun olup olmadığının tespit edilerek bunun terfi incelemesinde dikkate alınması, hem AİHM içtihatları konusunda farkındalığı artıracak hem de ihlal kararlarının azalmasına imkân verecektir.

Yayımlanan ilke kararları şunladır.

• 26/02/2009 tarihli ve 189/1 sayılı Birinci Sınıf Olma Esaslarına İlişkin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İlke Kararı

• 26/02/2009 tarihli ve 189/2 sayılı Birinci Sınıf Olan Hâkim ve Savcıların Çalışmalarının Değerlendirilmesi Esaslarına İlişkin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İlke Kararı

• 30/09/2011tarihli ve 282/1 sayılı Hâkim ve Savcıların Derece Yükselmesi Esaslarına İlişkin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İlke Kararı

• 30/09/2011tarihli ve 282/2 sayılı Birinci Sınıfa Ayrılan ve Birinci Sınıf Olan Hâkim ve Savcı- ların Çalışmalarının Değerlendirilmesi Esaslarına İlişkin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İlke Kararı

3. HSYK 2012-2016 Stratejik Planına Yansıtılan Öneriler

Durum analizi toplarıntılarında ele alınan önerilerin bir kısmı kısa sürede hayata geçiril- mişken, bir kısmı da uzun vadede bazı projeler ve çalışmalarla gerçekleştirilebileceğinden, HSYK 2012-2016 Startejik Planına alınarak belirli bir takvime bağlanmıştır. Toplantılarda tartışılıp Stratejik Plana alınan bazı konu başlılkları şu şekilde sıralanmıştır.

• Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatının güçlendirilmesi

• Bölge sistemi ile atama ve nakil sisteminin yeniden düzenlenmesi

• Terfi ve kariyer sisteminde objektif kriterlerin geliştirilmesi

• Hâkim ve savcılara ilişkin disiplin sistemi ve mevzuatının yeniden düzenlenmesi

• Hâkim ve savcıların özlük hakları ile ilgili teminatların güçlendirilmesi

• Yargıya güveni artırmak amacıyla çalışmalar yapılması

• Yargı mensupları için mesleki etik kuralları oluşturulması

• Dava süreçlerini belirli standartlara bağlamak üzere dava çeşitlerine göre iş ve süreç analizleri ile görev tanımlarının belirlenmesi

• Hâkim ve savcıların iş yükünün azaltılması

• Duruşmalarda etkinlik ve verimliliğin artırılması

• Yargı kurumları arasındaki bilgi alışverişi ve koordinasyonun güçlendirmesi

• Hâkim ve savcıların mesleki ve kişisel yetkinliklerinin geliştirilmesi

• Hukuk eğitiminin uygulamayla bütünleştirilmesi, hâkim ve savcıların yurt içi ve dışında aka- demik kariyer yapmalarının kolaylaştırılması

Referanslar

Benzer Belgeler

Tayin taleplerinde de÷erlendirilmek üzere tayin talep eden hakim veya savcÕnÕn görev yaptÕ÷Õ her adliye için (sosyo ekonik duruma göre) puanlama usulünün uygulanmasÕ

Asliye hukuk mahkemeleri adÕ altÕnda hukuk mahkemeleri birleútirilerek ticaret mahkemelerinde oldu÷u gibi her bir asliye hukuk hakiminin naip hakim olarak yargÕlama

Öneri: Bir mahkemede görev yapacak hakim sayÕsÕnÕn en fazla dört olacak úekilde sÕnÕrlandÕrÕlÕp, gerekti÷inde bu sayÕyÕ aúmak yerine yeni mahkemelerin kurulmasÕ,

Çözüm; istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesinin hakim ve savcÕ sayÕsÕ acilen yeterli hale getirildikten sonra ve teúkilatta buraya yapÕlacak görevlendirmeler

Sorun: AnayasanÕn yargÕlamanÕn Ba÷ÕmsÕz Mahkemelerce yerine getirilmesi ilkesi olarak Mahkeme teúkilatÕnÕn yeniden düzenlenmesi bu kapsamda Mahkemelerin

Cumhuriyet SavcÕlarÕnÕn Asliye Ceza Mahkemelerindeki duruúmalara katÕlmasÕnÕn ihtiyari olmasÕ, Cumhuriyet savcÕsÕnÕn katÕlmadÕ÷Õ dosyalarÕn kararlarÕnÕn iddianameyi

bölge olarak de÷erlendirilmesi, bölgelerdeki çalÕúma sürelerinin hakkaniyete uygun olarak yeniden belirlenmesi, düzenlenecek Yönetmelik ile atamalarÕn objektif kriterlere

30 8,35 Hakim ve Cumhuriyet SavcÕsÕ yetiútirilmesinde e÷itimin sadece mesleki konularda de÷il, sosyal ve kurumlar arasÕ iliúkilere iliúkin olarak ta verilmesi 31 8,35