• Sonuç bulunamadı

Âsımzade Hâmid’in şerh-i Mezâmînü’l-Emsâl’i(inceleme-metin)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Âsımzade Hâmid’in şerh-i Mezâmînü’l-Emsâl’i(inceleme-metin)"

Copied!
750
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÂSIMZÂDE HÂMİD'İN ŞERH-İ MEZÂMÎNÜ'L-EMSÂL'İ (İNCELEME-METİN)

DOKTORA TEZİ

Rabbaa RABABA

Enstitü Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Ozan YILMAZ

ARALIK – 2019

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Bu çalıĢma, XVIII. yüzyılın son çeyreği ile XIX. yüzyılın ilk yarısında yaĢamıĢ olan Âsımzâde Hâmid'in Arap Edebiyatında meseller ile ilgili hazırlanmıĢ farklı kaynaklardan yaptığı Ģerhe dair inceleme – metin çalıĢmasıdır. Bu çalıĢmada Hâmid Efendi'nin hayatı, edebi kiĢiliği ile meselin tanıtımı, kısımları, Ģârihin yöntemi ve yararlanılan kaynaklara da dair bilgiler verilmiĢtir.

Gerek ders süresince gerek tez hazırlamamın esnasında bana yararlı olan, üzerimde ahlakının etkisini bırakan, her türlü meĢakkate sabretmeyi öğreten, bu eseri tez çalıĢması olarak tavsiye eden, kıymetli bilgi ve tavsiyeleriyle bana yol gösteren danıĢmanım Prof. Dr. Ozan Yılmaz'a teĢekkürü bir borç bilirim. Yine gerek ders aĢamasında gerek tez süresince kendi ilminden yararlandığım, insânî ve ahlâkî değerleri ile de örnek aldığım Prof. Dr. Bayram Ali Kaya'ya en içten teĢekkürlerimi sunarım.

Yine tez aĢamasında çalıĢmamızı kendi görüĢ ve fikirleriyle süsleyen Dr. Öğr. Üyesi.

Ekrem GülĢen'e teĢekkür ederim. Sakarya Üniversitesinde kaydımı yaptırmak için kolaylık ve yol gösteren, aynı zamanda ders esnasında benimle kendi görüĢlerini paylaĢan Prof. Dr. Yılmaz DaĢcıoğlu'ya sonsuz teĢekkürlerimi sunarım. Geldiğimden beri benden manevi desteklerini esirgemeyen, kendimi geliĢtirmek için tavsiyeler sunan Doç. Dr. Vildan Serdaroğlu CoĢkun'a Ģükranlarımı takdim ederim. Yine ders aĢamasında gerek mesnevi gerek Farsça derslerinde benimle değerli görüĢlerini paylaĢan, benim için her daim değerli vaktini esirgemeyen Dr. Öğr. Üyesi. Orhan Kaplan'a derin teĢekkürlerimi sunarım. Tercüme tekniklerini bana öğreten, her daim kıymetli fikirleriyle gösteren Doç. Dr. Hamza ErmiĢ'e teĢekkür ederim. Yüksek Lisanstayken meseller konusunun üzerinde çalıĢmamı öneren Prof. Dr. Sadık Yazar'a teĢekkür ederim. Ayrıca bu günlere gelmemde büyük katkıları olan, maddî ve manevî desteklerini benden esirgemeyen kıymetli babam, annem, dedem, kardeĢlerime ve arkadaĢlarım Rawyar al-Jabbari, Mustafa Akyüz, Hassan Alzyout, Mustafa Al-ariki, Muhammed Yıldız'a teĢekkürlerimi sunarım. Her daim benden sevgisini esirgemeyen, samimi sözleriyle beni destekleyen, uzakta olsam bile ayrılığıma dayanan niĢanlım Arâf Rababa'ya en içten Ģükranlarımı arz ederim.

Rabbaa RABABA 18/12/2019

(5)

i

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR

...

viii

TABLO LİSTESİ

...

ix

ÖZET

...

x

ABSTRACT

...

xi

GİRİŞ

...

1

BÖLÜM 1: MESEL

...

5

1.1. Lügat Manası...5

1.2. Istılah Manası...6

1.3. Türkçedeki Anlamı...9

1.4. Arapça ve Türkçede Darb-ı Mesel...10

1.5. Mesel ve Yakın Kavramlar...11

1.5.1. Mesel ile Tabir...11

1.5.2. Mesel ile Hikmet...14

1.6. Mesellerin Önemi...16

1.7. Mesellerin Derlenmesi...17

1.7.1. Arapça Mesellerin Derlenmesi...18

1.7.2. Türkçe Atasözlerinin Derlenmesi...19

1.8.Mesellerin Tercüme ve ġerhleri...20

1.8.1. Mîrek Muhammed TaĢkendî en-NakĢibendî, Nevâdirü'l-Emsâl...20

1.8.2. Âlî Hüseyin Efendi, Ukûdu'l-Ukûl...21

1.8.3. Mehmed Birgivî Riyâzî, Düstûru'l-Amel fî Durûbi'l-Emsâl...23

1.8.4. ġuûrî Hasan Efendi, Ferheng-i ġuûrî...23

1.8.5. Abdullâh Kudsî, Tercüme-i Durûb-ı Emsâl-i Arabiyye. ...24

1.8.6. DervîĢ Hasan Hüsâmî-i Edirnevî, Tuhfetü'l-Emsâl...25

1.8.7. Hâlis Ġbrâhîm-i Pasarofçavî, Mecma'ul-Emsâl...26

1.8.8. Sirozî: Emsâl-i Acem...26

1.8.9. Mehmet ġâkir-i Ayıntabî, Menba'u Zülâli'l-Ma'ânî fî Tercemeti Emsâli'l- Meydânî...27

(6)

ii

1.8.10. Âsımzâde Hâmid, ġerh-i Mezâmînü'l-Emsâl...27

1.8.11. Tercüme-i Durûb-ı Emsâl. ...27

1.8.12. Tercüme-i Durûb-ı Emsâl-i Acem………...28

BÖLÜM 2: ÂSIMZÂDE HÂMİD

...

29

2.1. Hayatı...29

2.2. Edebi KiĢiliği...31

2.3. Eserleri...32

BÖLÜM 3: ŞERH-İ MEZÂMÎNÜ'L-EMSÂL'İN İNCELENMESİ....34

3.1. Genel Bilgiler...34

3.2. Eserin Tavsifi ve Fizikî Özellikleri...37

3.3. Eserin Önemi...37

3.4. Yararlanılan Kaynaklar...38

3.4.1. Meselle Ġlgili Kaynaklar...39

3.4.1.1. Meydânî, Mecmau'l-Emsâl...39

3.4.1.2. ZemahĢerî, el-Müsteksâ fî Emsâli'l-Arabi...40

3.4.1.3. Ġsfahânî, ed-Durretu'l-Fâhiretu fi'l-Emsâli'l-letî alâ Ef'al..…...……..41

3.4.2. Meselle Ġlgili Olmayan Kaynaklar...42

3.4.2.1. Fîrûzâbâdî, el-Kâmûsu'l-Muhît...42

3.4.2.2. Ahmed Âsım Efendi, Kâmûs Tercümesi…...43

3.4.2.3. Harîrî, el-Makâmât…...43

3.4.2.4. Ġbnü'l-Esîr, en-Nihâye……...44

3.4.2.5. Süyûtî, el-Câmi'u's-Sagîr…...45

3.4.2.6. Molla Hüsrev, Dürerü'l-Hükkâm fî-ġerhi Gureri'l-Ahkâm…...45

3.4.2.7. Ġbn Bessâm, ez-Zahîre fî-Mehâsini Ehli'l Cezîret…...45

3.5. Eserde Geçen Meseller... ...46

3.6. Eserde Geçen Mesellerin Taksimi...102

3.6.1. Yapılarına Göre Meseller...102

3.6.1.1. Mûcez Mesel (Kısa ve Özlü Mesel) ...102

3.6.1.2. Kıyâsî Mesel...102

3.6.2. Gerçekliklerine Göre Meseller...103

(7)

iii

3.6.2.1. Hakîkî mesel...103

3.6.2.2. Hurâfî Mesel...103

3.6.3. Dönemlerine Göre Meseller...105

3.6.3.1. Cahiliye Meselleri...105

3.6.3.2. Erken Ġslâm Dönem Meselleri...110

3.6.3.3. Emevî Meselleri...113

3.6.3.4. Abbâsî (Müvelled) Meselleri...114

3.6.3.5. Zamanı Tespit Edilmeyen Meseller...115

3.6.4. Ortaya ÇıkıĢ Nedenlerine Göre Meseller...116

3.6.4.1. Kur'ân-ı Kerîm'den Doğan Meseller...116

3.6.4.2. Hadîs-i ġerîften Doğan Meseller...116

3.6.4.3. Hâdiseden Doğan Meseller...118

3.6.4.4. Kıssadan Doğan Meseller...121

3.6.4.5. TeĢbihten Doğan Meseller...122

3.6.4.6. Hikmetten Doğan Meseller...125

3.6.4.7. ġiirden Doğan Meseller...127

3.6.4.8. Ortaya ÇıkıĢ Nedeni Bilinmeyen Meseller...128

3.6.5. Konularına Göre Meseller...128

3.6.5.1. Acelecilik………...129

3.6.5.2. Acılık...129

3.6.5.3. Açgözlülük...130

3.6.5.4. Açlık...131

3.6.5.5. Ahmaklık…...131

3.6.5. 6. Aile...132

3.6.5.7. Akıllılık...133

3.6.5. 8. Alçaklık ve Yükseklik...134

3.6.5.9. Aldatmak...136

3.6.5.10. ArkadaĢlık...137

3.6.5.11. Ayrılık...138

3.6.5.12. Azim-Tereddüt...139

3.6.5.13. Belagat...139

3.6.5.14. Benzerlik...140

(8)

iv

3.6.5.15. Bilmezlikten Gelmek...141

3.6.5.16. Bozgunculuk...141

3.6.5.17. Burnunu sokmak...142

3.6.5.18. Câhillik...142

3.6.5.19. Cimrilik...143

3.6.5.20. Cömertlik...144

3.6.5.21. ÇalıĢkanlık...145

3.6.5.22. Dalkavukluk...146

3.6.5.23. Darlık-GeniĢlik...147

3.6.5.24. Doğruluk...147

3.6.5.25. Döneklik...148

3.6.5.26. Dua ve Beddua...148

3.6.5.27. DüĢmanlık...149

3.6.5.28. EĢitlik...150

3.6.5.29. Fırsatı Değerlendirmek...150

3.6.5.30. Fitne...151

3.6.5.31. Gereksiz KonuĢmak...151

3.6.5.32. Güzel Ahlak...152

3.6.5.33.Güzellik...153

3.6.5.34. Haddi AĢmak...154

3.6.5.35. Hedef...155

3.6.5.36. Hile...156

3.6.5.37. Hüzün...157

3.6.5.38. Ġmkânsızlık...157

3.6.5.39. Ġntikam...158

3.6.5.40. ĠstiĢare...158

3.6.5.41. Ġtap...159

3.6.5.42. Ġyiliğe kötülük...159

3.6.5.43. Ġyilik...160

3.6.5.44. Kanaat...161

3.6.5.45. Kaybetmek...162

3.6.5.46. Kaza ve Kader...163

(9)

v

3.6.5.47. Kibir-Tevazu...163

3.6.5.48. KomĢuluk...164

3.6.5.49. Korkaklık...164

3.6.5.50. Kötü Ahlak...165

3.6.5.51. Kötülük...167

3.6.5.52. Kuvvet...168

3.6.5.53. Menfaatli-Menfaatsiz...168

3.6.5.54. MeĢakkatli-MeĢakkatsiz ĠĢler...170

3.6.5.55. Musibet...170

3.6.5.56. Müsamaha...171

3.6.5.57. Öfke...172

3.6.5.58. Önemli ĠĢler...172

3.6.5.59. Para...173

3.6.5.60. RüĢvet...173

3.6.5.61. Sabır...174

3.6.5.62. Sertlik-ġiddet...175

3.6.5.63. Sır...175

3.6.5.64. Soğukluk...176

3.6.5.65. Susuzluk...176

3.6.5.66. ġüphe...177

3.6.5.67. Tecrübe...177

3.6.5.68. Tedbir...178

3.6.5.69. Te'ennî...180

3.6.5.70. Tehlike...180

3.6.5.71. Tembellik...181

3.6.5.72. Tercih etmek...181

3.6.5.73. Uğursuzluk...182

3.6.5.74. Unutkanlık...183

3.6.5.75. Uzaklık...183

3.6.5.76. Uzun YaĢamak...184

3.6.5.77. Ümitsizlik...184

3.6.5.78. Vaat...184

(10)

vi

3.6.5.79. Yalan...185

3.6.5.80. Yardım Ġsteme...186

3.6.5.81. Yiğitlik...186

3.6.5.82. Zenginlik ve Fakirlik...187

3.6.5.83. Zulüm...189

3.6.5.84. Diğer Meseller....………...190

3.7. ġerh Metodu...196

3.7.1. Göndermeler...204

3.7.1.1. Metin Ġçi Göndermeler...204

3.7.1.2. Metin DıĢı Göndermeler...205

3.7.2. İktibaslar...206

3.7.2.1. Âyet-i Kerîmeler...206

3.7.2.2. Hâdîs-i Şerîfler...208

3.7.2.3. Arapça – Türkçe - Farsça İbareler...210

3.7.2.4. Türkçe Mısra ve Beyitler...211

3.7.2.5. Arapça Beyitler...211

3.7.2.6. Farsça Beyitler...214

3.7.2.7. Kaynak Eserlerden Yapılan Ġktibaslar...214

3.7.3. Metinde Bazı Mesellerin KarĢılığı...215

3.7.3.1. Farklı Bir Arapça Meselle KarĢılanan Mesel...216

3.7.3.2. Farklı Bir Türkçe Atasözüyle KarĢılanan Mesel…...218

3.7.3.3. Farklı Bir Farsça Atasözüyle KarĢılanan Mesel...219

3.7.4. Söz Varlığı ...219

3.7.4.1. Arapça-Farsça-Türkçe EĢ Anlamlı Kelimeler...219

3.7.4.2. Arapça Söz Varlığı...221

3.7.4.3. Türkçe Söz Varlığı...279

3.8. Gramer Terimleri...282

BÖLÜM 4: ŞERH-İ MEZÂMÎNÜ'L-EMSÂL'İN METNİ

...

293

4.1. Nüshanın Ġmla Özellikleri...293

4.1.1. Eklerin Yazımı...293

4.1.1.1. Yapım Ekleri...293

(11)

vii

4.1.1.2. Çekim Ekleri...300

4.2. Metnin KuruluĢunda Ġzlenen Yol...305

4.3. Metin...307

SONUÇ

...

720

KAYNAKÇA

...

723

ÖZEL ADLAR DİZİNİ

...

728

ÖZGEÇMİŞ

...

735

(12)

viii

KISALTMALAR

Age : Adı geçen eser

Agm : Adı geçen makale

bk/bkz : Bakınız

bs. : Baskı

c. : Cilt

çev. : Çeviren

DİA : Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi

Ed. : Editör

Haz. : Hazırlayan

Hz. : Hazret

No. : Numara

Nşr. : NeĢreden

Ö. : Ölüm

Örn. : Örnek

s. : Sayfa

S. : Sayı

TDK : Türk Dil Kurumu

Thk. : Tahkik eden

vd. : Ve diğerleri

(13)

ix

TABLO LİSTESİ

Tablo 1 : Meselin Lügat Manaları ile Örnekleri...5

Tablo 2 : Eserde Geçen Bütün Mesellerin Listesi...47

Tablo 3 : Eserde Hurâfî Mesellerin Listesi...104

Tablo 4 : Eserde Cahiliye Dönemine Ait Mesellerin Listesi...106

Tablo 5 : Eserde Erken Ġslâm Dönemine Ait Mesellerin Listesi...112

Tablo 6 : Eserde Emevî Dönemine Ait Mesellerin Listesi...113

Tablo 7 : Eserde Abbâsî Dönemine Ait Mesellerin Listesi...115

Tablo 8 : Eserde Kur'ân-ı Kerîm'den Doğan Mesellerin Listesi...116

Tablo 9 : Eserde Hadîs-i ġerîf'ten Doğan Mesellerin Listesi...117

Tablo 10 : Eserde Hâdiseden Doğan Mesellerin Listesi...118

Tablo 11 : Eserde Kıssadan Doğan Mesellerin Listesi...121

Tablo 12 : Eserde TeĢbîhten Doğan Mesellerin Listesi...122

Tablo 13 : Eserde Hikmetten Doğan Mesellerin Listesi...125

Tablo 14 : Eserde ġiirden Doğan Mesellerin Listesi...128

Tablo 15 : Eserde Konusu Tespit Edilemeyen Mesellerin Listesi...190

Tablo 16 : Farklı Bir Arapça Meselle KarĢılanan Mesellerin Listesi...216

Tablo 17 : Farklı Bir Türkçe Atasözüyle KarĢılanan Mesellerin Listesi...218

Tablo 18 : Farklı Bir Farsça Atasözüyle KarĢılanan Mesellerin Listesi...219

Tablo 19 : Arapça-Farsça-Türkçe EĢ Anlamlı Kelimelerin Listesi...219

Tablo 20 : Arapça Kelimelerin Listesi...221

Tablo 21 : Türkçe Kelimelerin Listesi...280

(14)

x

Sakarya Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Özeti

Yüksek Lisans Doktora

Tezin Başlığı: Âsımzâde Hâmid'in ġerh-i Mezâmînü'l-Emsâl'i (Ġnceleme-Metin) Tezin Yazarı: Rabbaa Rababa Danışman: Prof. Dr. Ozan Yılmaz

Kabul Tarihi: 18 Aralık 2019 Sayfa Sayısı: xi+735 Anabilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı

Önsöz, giriĢ, dört bölüm, sonuç, kaynakça ve dizinden oluĢan bu çalıĢmada XVIII.

yüzyılın son çeyreği ile XIX. yüzyılın ilk yarısında yaĢamıĢ olan Âsımzâde Hâmid'in ġerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eserinin incelenmesi ile Arap harfli olan metninin çeviri yazımının ortaya konması amaçlanmaktadır.

Tezin birinci bölümünde öncelikle genel olarak mesel ve onun etrafında dönen kavramlar üzerinde durulmuĢtur, ardından Klasik Türk Edebiyatında Arapça ve Farsça mesellerin derlenip tercüme ve Ģerh edildiği birkaç esere ıĢık tutulmuĢtur.

Tezin ikinci bölümünde Âsımzâde Hâmid'in hayatı, edebî kiĢiliği ve eserleri üzerinde durulmuĢtur. Bu bağlamda tezkireler, ansiklopediler gibi kaynaklardan yararlanmıĢtır.

Tezin üçüncü bölümünde, asıl konumuzu teĢkil eden Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl'i farklı açılardan incelenmiĢtir. Bu bağlamda, eserin yazılıĢ tarihi ve sebebi ile ilgili bilgi verildikten sonra içinde geçen meseller zaman, yapı, gerçeklik, çıkıĢ yeri ve konularına göre sınıflandırılmak amacıyla farklı metotlar izlenmiĢtir. Bu metotlar yeri geldikçe ayrıntılı bir Ģekilde anlatılmıĢtır. Yine bu bölümde Ģârihin yararlandığı kaynaklar üzerinde durulmuĢtur. Bu bağlamda mesel ile ilgili olan ve olmayan kaynaklar derlendikten sonra onların hakkında genel bilgiler verilmiĢtir. Yine bu bölümde Ģârihin takip ettiği Ģerh stratejisini belirlemek için hem eserinin giriĢ kısmında yazdığı manzumeye bakılmıĢ hem de bütün meseller ile Ģerhleri okunarak önem verdiği bütün hususiyetler incelenmiĢtir.

Tezin dördüncü bölümünde ise Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eseri günümüz alfabesine aktarılıp içinde geçen Arapça ve Farsça cümleler Türkçeye çevirilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Ġslâm Edebiyatı, Mesel, Âsımzâde Hâmid, ġerh-i Mezâmînü'l- Emsâl

×

(15)

xi

Sakarya University

Institute of Social Sciences Abstract of Thesis

Master Degree Ph.D.

Title of Thesis: Āsimzāde Hāmid and Sharh-i Mezāmīnu'l-Emsāl (Analysis-Text).

Author of Thesis: Rabbaa Rababa Supervisor: Professor Ozan Yılmaz Accepted Date: 18 December 2019 Number of Pages: xi+735

Department: Turkish Language and Literature This thesis consisting of abstract, introduction, four chapters, conclusions, bibliography and references analyses Sharh-i Mezāmīnu'l-Emsāl by Āsimzāde Hāmid, who lived in the last quarter of the 18th century and first half of 19th century.

The aim of the study is to develop a Turkish translated text of the work which is originally a Turkish text in Arabic alphabet. In the first chapter of the thesis the proverbs (Mesel) and the concepts that revolve around it are examined. As some of the works in which Arabic and Persian proverbs are compiled, translated and commented are pinpointed. The second part of the thesis focuses on the life, literary personality and works of Āsimzāde Hāmid. In this context, the information‟s are chiefly attained from memorials and encyclopedias. In the third chapter of the thesis, the main subject of Āsimzāde Hāmid's Sharh-i Mezāmīnu'l-Emsāl, which formed our main subject is examined from different angles. After giving information about the writing date and reason of the work, different methods were followed in order to classify the proverbs. That is time, structure, reality, place of origin and subjects were discussed. These methods are described in detail as appropriate. Again in this section, the sources used by the author are emphasized. That is, after the compilation of relevant and non-related sources, general information about them is given. In addition to these, in order to determine the commentary strategy followed by the author the epode written in the introduction part of his work is studied and all the proverbs commentaries are read. Likewise all the features he considers important are investigated. In the fourth part of the thesis, the work of Āsimzāde Hāmid, Sharh-i Mezāmīnu'l-Emsāl, was translated into today's Turkish alphabet. The Arabic and Persian sentences in it were translated into Turkish as well.

Keywords: Islamic Literature, Proverb, Āsimzāde Hāmid, Sharh-i Mezāmīnu'l-

Emsāl.

×

(16)

1

Giriş

Türkler ve Araplar arasında tarihi çok geçmiĢlere dayanan ortak bir kültür vardır. Buna bağlı olarak birçok kültürel ve edebî ürün ortaya çıkmıĢtır. Diğer milletlerin kültürünü merak eden Türkler Kur'ân, Hadîs, fıkıh, tefsir, Ģiir, nahiv, sarf, ve mesel gibi hemen hemen her alanda eseri Türkçeye aktarıp onları Ģerh etmeye çalıĢmıĢtır.

Farklı sahalarda çeĢitli ilimlerin Türkçe Ģerhi hemen hemen XVI. yüzyıldan itibaren edebi bir gelenek haline gelmiĢtir. Ġlimlerin farklı alanlarında bulunan Ģerh geleneğinin, Arapça ve Farsça mesel sahasında da bulunması ĢaĢırtıcı değildir. Sonuçta meseller de Türk, Arap ve Fars edebiyatlarından oluĢan Ġslamî edebiyatın önemli bir parçasıdır ve bu milletlerin ortak kültürünü yanıstması bakımından kıymetli bir anlam hazinesidir.

Meseller; hitabetler, Ģiirler ve yazıların manalarını güçlendirmekten ötürü onları iyice tezyin eder. Meseller kelimelere hem nefes hem de güzellik verir, manayı güçlendirir, değeri de yükseltir, muhataplara istenilen görüĢü kısa yoldan iletir.

Araplar ve Türkler tıpkı diğer milletler gibi kendi görüĢlerini kısa yoldan ifade etmek için mesel kullanmayı tercih etmiĢtir. Yazarlar telif ettikleri eserleri, Ģârihler kendi Ģerhlerini, Ģairler kendi Ģiirlerini, hatipler kendi hutbelerini tezyin etmek amacıyla meselleri kullanmıĢlardır. Hayatın muhtelif alanlarında mesel kullanıldığı için âlimler buna önem vermiĢtir. Türk mütercim ve Ģârihleri de hem meselleri beğendikleri hem de ehemmiyetini algıladıkları için Arapça ve Farsça meselleri Türkçeye tercüme ve Ģerh etmiĢtir. Bu müelliflerden biri de Âsımzâde Hâmid‟dir. Bu çalıĢmada, Osmanlı edebiyatının son dönem ediplerinden Âsımzâde Hâmid ve onun Şerh-i Mezâmînü‟l- Emsâl adlı eseri hakkında bilgiler verilecektir.

Çalışmanın Konusu

XVIII. yüzyılın son çeyreği ile XIX. yüzyılın ilk yarısında yaĢamıĢ olan Âsımzâde Hâmid'in Arap Edebiyatında meseller ile ilgili hazırlanmıĢ farklı kaynaklardan yaptığı Ģerhe dair inceleme – metin çalıĢmasıdır. Bu çalıĢmada Hâmid Efendi'nin hayatı, edebi kiĢiliği iĢlenmiĢtir. Bu yapılırken bir yandan meselin tanımı, kısımları, Ģârihin yöntemi ve mesel ile ilgili yararlandığı kaynaklara dair bilgiler verilmiĢtir.

Çalışmanın Önemi

(17)

2

Araplar ve Türkler arasında tarihî bir birliktelik vardır. Buna bağlı olarak birçok kültürel ürünler ortaya çıkmıĢtır. Bu ürünlerden biri de mesellerdir. Burada bu çalıĢma özellikle Klasik Türk Edebiyatında kullanılan Arapça meselleri tanıtacak ve bizden sonraki çalıĢmaların Arap meselleri ile Türk atasözleri arasında bir bağ kurmasına yol açacaktır.

Osmanlı edebiyatında kullanılan Arap mesellerinin çoğu Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eserinde geçmektedir. Bu eser, mesellerin anlamları ve bağlamlarını vermesi, asıl hikayeleri Ģerh etmesi açısından dikkat çekici bir eserdir.

ġerh edilen bu mesellerin çoğunun Klasik Türk Edebiyatı metinlerinde de geçmesi esere ayrı bir değer kazandırmıĢtır. Önemli bir konuyu ele alan bu eserin tamamının bugüne dek transkripsiyon alfabesine aktarılmamıĢ olması ve içerisindeki malzemenin akademik bir Ģekilde incelenmemesi eseri çalıĢma konusu olarak seçmemizin baĢlıca sebebidir. Ayrıca bu eser, Klasik Türk Edebiyatının Ģerh geleneği bakımından büyük önem arz etmesi ve eserin bilimsel incelemesinin literatüre kazandırılması bakımından da dikkate değerdir.

Çalışmanın Amacı

ÇalıĢmamzın amaçlarından bir tanesi, Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eserini transkripsiyon alfabesine aktarmak, daha sonra eserde geçen meselleri yapı, zaman, konu bakımından incelemektir. Bir diğer amacımız ise müellifin Ģerh sırasında izlediği metodu tespit etmek, onun Türk Ģerh edebiyatındaki yerini belirlemektir.

Çalışmanın Sınırlılığı

Arap mesellerine dair tercüme ve Ģerhler tespit edildikten sonra onlardan Âsımzâde Hâmid Efendi'nin Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eseri seçilip incelenmiĢtir. Bu metin çeviriyazı alfabesine aktarılmıĢ ve ortaya çıkan veriler doğrultusunda inceleme yapılmıĢtır.

Çalışmanın Yöntemi

Âsımzâde Hâmid'in eseri öncelikle çeviriyazı alfabesine aktarılmıĢ, daha sonra incelenmiĢtir. Bu metnin aktarılmasından çıkan verilerden hareketle çalıĢmamız önsöz, giriĢ, dört bölüm, sonuç, kaynakça ve dizinden oluĢmuĢtur.

(18)

3

Tezin birinci bölümünde öncelikle genel olarak mesel ve onun etrafında geliĢen kavramlar hakkında bilgi vermek amacıyla hem Arapça hem de Türkçe kaynaklara baĢvurulmuĢtur, ardından Klasik Türk Edebiyatında Arapça ve Farsça mesellerin derlenip tercüme ve Ģerh edildiği birkaç esere ıĢık tutulmuĢtur. Tezin ikinci bölümünde Âsımzâde Hâmid'in hayatı, edebi kiĢiliği ve eserleri üzerinde durulmuĢtur. Bu bağlamda tezkireler, ansiklopediler gibi kaynaklardan yararlanmıĢtır.

Tezin üçüncü bölümünde, asıl konumuzu teĢkil eden Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl'i farklı açılardan incelenmiĢtir. Bu bağlamda, eserin yazılıĢ tarihi ve sebebi ile ilgili bilgi verildikten sonra içinde geçen meseller zaman, yapı, gerçeklik, çıkıĢ yeri ve konularına göre sınıflandırılmak amacıyla farklı metotlar izlenmiĢtir. Bu metotlar yeri geldikçe ayrıntılı bir Ģekilde anlatılmıĢtır. Yine bu bölümde Ģârihin yararlandığı kaynaklar üzerinde durulmuĢtur. Bu bağlamda mesel ile ilgili olan ve olmayan kaynaklar derlendikten sonra onların hakkında genel bilgiler vermek için çeĢitli Arapça ve Türkçe eserler kullanılmıĢtır. Yine bu bölümde Ģârihin takip ettiği Ģerh yöntemini belirlemek için hem eserinin giriĢ kısmında yazdığı manzumeye bakılmıĢ hem de bütün meseller ile Ģerhleri okunarak önem verdiği bütün hususiyetler incelenmiĢtir.

Tezin dördüncü bölümünde ise Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eseri günümüz alfabesine aktarılıp içinde geçen Arapça ve Farsça cümleler Türkçeye çevrilmiĢtir.

Kaynakça kısmında ise çalıĢma esnasında kitap, el yazma, makale gibi yararlanılan bütün kaynaklar derlenip harf sırasına göre düzenlenmiĢtir. ÇalıĢmada geçen isimlere kolaylıkla ulaĢabilmek için dizin kısmının altında söz konusu çalıĢmada geçen isimler toplanıp harf sırasına göre düzenlendikten sonra bulundukları sayfalar da verilmiĢtir.

ÇalıĢmanın daha net bir hale gelmesi için farklı bölümlerinde sık sık tablolar oluĢturulmuĢtur. Bu bağlamda oluĢturulan her tabloya bir sıra numarası verilmiĢtir.

Özgün Değer

Bu çalıĢmada Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eseri incelenmiĢtir.

YÖK tez tarama merkezinde hazırlanan tezler ayrıntılı olarak incelendikten sonra eser

(19)

4

ile ilgili Ahmad Alfaraj'ın Terceme-i Mezâminü'l-Emsâl adlı yüksek lisans tezine rastlanmıĢtır. Fakat ALFARAJ'ın tezinde 253 varaklık eserin bütünü alınmayıp sadece ilk 125 varak çalıĢılmıĢtır.

Biz burada Âsımzâde Hâmid'in Şerh-i Mezâmînü'l-Emsâl adlı eserinin değerini göstermek amacıyla tamamını akademik bir Ģekilde çeviriyazı harflerine aktarıp yukarıda belirttiğimiz gibi teferruatlı olarak incelemeye çalıĢtık.

(20)

5

BÖLÜM 1: MESEL

1.1. Lügat Manası

Mesel kelimesi Arapça (m s l/ يز َ) kökünden üretilmiĢ bir kelime olup çoğulu emsâl Ģeklindedir. Söz konusu kökten ''Misl, mesîl, mesüle, emsâl, emâsil, mümessil, mümessel, timsâl, temâsîl'' gibi çeĢitli kelimeler de türetilmiĢtir. Gerek mesel kelimesi gerekse yukarıdaki kökten türetilen kelimelerin lügat manaları ilk olarak benzerlik manasına gelmektedir. Benzerlik anlamı yanında duruma göre baĢka anlamları da bulunmaktadır. AĢağıdaki tabloda farklı sözlük ve kaynaklara1 dayanılarak (m s l/ يزَ) kökünden gelen kelimelerin tespit edilebilen lügat anlamları birer örnekle verilmeye gayret edilmiĢtir.2

Tablo 1:

Meselin Lügat Manaları ile Örnekleri

Sayı Anlam Örnek

1. Benzer '' ءٟؼِهلِ ثِ مَك َط١ٌَ''

''O'nun benzeri hiçbir Ģey yoktur''. (ġura, 26/11)

2. Sıfat ''ٍٝعلأالَثملا ِللهٚ ''

En yüce sıfat Allah'ındır. (Nahl,16/60)

3. İbret

'' َٓ٠ِسِس ْلًٌِِْلَثَم َٚ اًفٍََظ ُُْ٘إٍََْعَجَف ''

''Onları, sonradan gelecek inkârcılara, geçmiĢ bir ibret kıldık'' (Ra'd, 13/35)

4. Örnek

'' ٌَُٗ اُٛعَِّرْظاَفِ لَثَم َبِسُض ُضإٌَّا اَُّٙ٠َأ اَ٠''

''Ey insanlar, size bir örnek verildi, Ģimdi ona iyi kulak verin''. (Hac, 22/73)

5. Daha iyi, en iyi .ِٗٛلِ لَثمأ ٛ٘

1 Muhammed Ġbn Manzûr, Lisânü’l-‘Arab, 3. bs (Beyrut: Dâr Sâdir yay, 1994), c. 11, s. 610;

Muhammed Firuzabâdî, el-Kâmûsu'l-Muhît, 8. bs, (Beyrut: er-Risâle yay, 2005), s. 1056; Ġsmâ‟îl Fârâbî, es-Sıhâh, thk: Ahmed Abdülgaffâr Attâr, (Beyrut: Dârü‟l-„ilm yay, 1987), c. 5, s. 1816;

Muhammed Ezdî, Cemheretül-Lugat, thk: Remzî Münîr, (Beyrut: Dâru'l-Ġlm li'l-melâyîn yay, 1987), c.

1, s. 432; er-Râgib Asfahânî, el-Müfredât fi Garîbi’l-Kurân, thk: Safvân ed-Dâvûdî, (DımaĢk: Dârü‟l- kalem yay, 1412), s. 758; Ahmed Feyyûmî, el-Mısbâhu’l-Münîr fi Garîbi’ş-Şerhi’l-Kebîr, (Beyrut: el- Mektebetü‟l-„ilmiyye yay), c. 2, s. 563; Mahmûd ZemahĢerî, Esâsü’l-Belâga, thk: Muhammad Bâsil, 3.

bs. (Beyrut: Darü‟l-kütüb, 1998), c. 2, s. 193.

2 ''M s l'' kökünden gelen bütün kelimeler ile anlamları ''Arap Dilinde Kâmin Meseller'' adlı tezde detaylı olarak anlatılmıĢtır. bkz: Yakup Kızılkaya, ''Arap Dilinde Kâmin Meseller'', (Atatürk Üniversitesi, Erzurum: 2014), s. 1-6.

(21)

6

O, kavminin en iyisidir.

6. Seçkin .ِٗٛلِ ليثم ٛ٘

O kavminde seçkin biridir.

7. Daha doğru .لثمأ ْاىٌ ار٘ دٍعف ٌٛ

Böyle yapsaydın daha doğru olurdu.

8. Heykel, put .ادج ُ٠دللاثمتلا ار٘

Bu heykel çok eskidir.

9. Huzurunda

dikilmek

لثَم

ٖد١ظ ٞد٠ ٓ١ت ًجسٌا

Falanca kendi efendisinin huzurunda dikilmiĢtir.

10. Ceza ve

Hüküm

''ِ ت َل ثَم لا ٍُُِِْٙثَل ِِْٓ ْدٍََس ْدَلَٚ''

''Onlardan önce ibret alınacak birçok ceza gelip geçmiĢtir''.

(Ra'd, 13/6)

1.2. Istılâhî Manası

Mesel, ataların hayatları boyunca tecrübe ve müĢahadelerine dayanmıĢ olan fikirlerini kalıplaĢmıĢ kısa ve özlü sözlerle yansıtan, kuĢaktan kuĢağa aktarılan, genellikle aslî durumunu andıran halleri izah etmek ve örneklemek maksadıyla kullanılan anonim nitelikteki özdeyiĢtir.3

Araplar, tıpkı diğer milletler gibi kendi fikirlerini ve isteklerini hem etkili hem de kısa yoldan ifade etmek için meselleri kullanmıĢlardır. Müellifler telif ettikleri eserleri, Ģairler Ģiirlerini, hatipler konuĢmalarını süslemek için meselleri kullanmayı tercih etmiĢlerdir. Hayatın farklı alanlarında mesel kullanıldığı için bilginler ona önem vermiĢlerdir. Kendi eserlerinde meseli tanıtıp onunla ilgili kendi görüĢlerini zikretmiĢlerdir. Bazı müellifler meseli tanıtırken hem lügat ve ıstılâh manasını hem de muhtevasını içine alan bazı hususları zikretmiĢlerdir. Biz burada meselin tam olarak ne olduğunu ve ona ait özelliklerini anlamak için bu hususların bir kısmına dikkat çekmek isteriz:

3 Ġsmâil DurmuĢ, “Mesel”, DİA, (Ġstanbul: 2004), c. 29, s. 293.

(22)

7

İbnü'l-Mukaffa' (ö. 142/759) ''Mesel, konuĢmayı açıklayan, manayı izah eden, kulağa hoĢ gelen ve konunun ayrıntılarına kısa yoldan iĢaret eden sözdür'' der.4

Ebû Ubeyd el-Kâsim bin Sellâm (ö. 224/838) ''Meseller, Cahiliye ve Ġslam devirlerinde yaĢayan Arapların hikmetidir. Arap toplumu meseller ile istedikleri Ģeyleri ifade ederler. Yani doğrudan söylemek yerine ima yoluyla merâmlarına varırlar'' der.5 İbrahîm en-Nazzâm (ö. 231/845) ''İcâzü'l-lafz (kısa ve özlü söz), isâbetü'l-mana (anlamın hedefe varması), hüsnü't-teşbîh (benzerliğin güzelliği) ve cevdetü'l-kinâye (kinayenin niteliği) olmak üzere meselde baĢkasında bulunmayan dört özellik vardır.

Söz konusu özelliklere sahip olan mesel belagatın zirvesindedir'' diye tanımlar.6

İbnü's-Sikkît (ö. 244/858)'e göre: ''Mesel, hakkında îrad edilen Ģeyden lafız itibarıyla ayrılan, ona manaca uygunluk gösteren sözdür.''7

Muberrid (ö. 285/940) ''Mesel, örnek denen misâldan alınmıĢtır. Mesel, dilden dile dolaĢır. Bir durumun baĢka bir duruma benzetilmesine dayanır. Meselin asıl amacı benzetmedir.'' der.8

İbnü Abdi Rabbih (ö. 328/940) ''Meseller; konuĢmanın nakĢı, lafzın özü ve anlamın süsüdür. Araplar meselleri seçmiĢ, Farslar onları öne almıĢ ve her millet onları her zaman kullanmıĢtır. Meseller Ģiirden daha kalıcı, hitabet sanatından daha üstündür.

Meseller kadar yaygın hale gelen bir söz yoktur'' diye açıklar.9

İshâk bin İbrâhîm el-Fârâbî (ö. 350/961) ''Mesel, Avâm ve havâssın lafzını ve manasını kabul gördükleri sözdür. Toplum, meselleri iyi ve kötü günlerde kullanmıĢ, onlarla kendi dertlerini ifade etmiĢtir. Mesel, hikmetlerin en beliğidir'' diye tanımlar.10

4 Abdullâh Ġbnü‟l-Mukaffa‟, el-Edebü’s-Sagîr, (Ġskenderiyye: Dâr Ġbnü‟l-ķayyim yay), s. 38.

5 el-Kâsim Ġbn Sellâm, Kitâbü’l-Emsâl, thk: Abdülmecîd KatâmıĢ, (Dârü‟l-Me‟mûn yay, 1980), s. 34.

6 ġihâbüddîn Nüveyrî, Nihâyetü’l-Ereb fi Fünûni’l-Edeb, (Kahire: Dârül-kütüb yay, 2002), c. 3, s. 2.

7 Ahmet Bulut, “Arap Dil ev Edebiyatında Emsal”, (Doktora Tezi, Ġstanbul: Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 1984), s. 90.

8 Nüveyrî, age, c.3, s. 2.

9 ġihâbüddîn Ġbnü Abdi Rabbih, el-İkdü'l-Ferîd, (Beyrut: Dâru'l-Kutubi'l-Ġlmiyye yay) c.3, s.3.

10 Celalüddîn Süyûtî, el-Muzhir fî Ulûmi'l-Lugat, thk: Fuâd Mansûr, (Beyrut: dâru'l-Kutubi'l-Ġlmiyye, 4998), c. 1, s. 375.

(23)

8

Ebu Hilâl el-Askerî (ö. 395/1004)‟ye göre: ''Mesellerin lafızları az, anlamları ise çoktur, onun için onlar sözlerin en kıymetli, en iyi ve en üstünüdür. Meseller bir ilimdir, ehemmiyet göstermeden hiç kimse ona vakıf olamaz''.11

İbn Miskeveyh (ö. 421/1030)'e göre: "Meseller, hislerimizle anlayamayacağımız şeyleri anlaşılır hale getiren, ilimlerimiz içinde eşsiz bir yeri olan nesir türüdür.

İnsanoğlu kendisine söylenen ve vehme dayanan, gözüyle görmediği ve işitmediği şeyler hakkında bilgi sahibi olmak ister. Bu tür durumlarda onlara yakınlarından bir şeyle örnek getirmek ve onunla tasvir etmek gerekir. Ancak böyle yapılırsa bu konu daha iyi anlaşılır. Mesel getirilince konu aklen ve hissi olarak daha açık hale gelir. İşte mesel getirmek bu ihtiyaçtan doğmuştur''.12

Meydâni (ö. 518/1124)‟ye göre edebiyat ilimlerine ulaĢmak için farklı yollar vardır, fakat bu yolların en çetin ve en önemlisi mesellerin yoludur.13

Yukarıda farklı müellif ve mütefekkirlerin tanım ve tarifleri dikkate alındığında Ģu çıkarımlarda bulunabiliriz:

- Meseller benzetmeye dayanır.

- Meseller hem kısa hem de yaygındır.

- Mesellerde edebî özellikler bulunur.

- Meseller söylenmek isteneni kısa yoldan ifade eder.

- Meseller belli bir tabakaya ait değildir, herkesin malıdır.

- Meseller sadece edebî sahada değil, hayatın çok farklı alanlarında da kullanılabilir.

Ezcümle diyebiliriz ki; mesel, insanların tecrübelerine ve gözlemlerine dayanan, kulaktan kulağa, dilden dile dolaĢan, halk arasında kabul görmüĢ, içinde ibret ve hikmet bulunan kalıplaĢmıĢ kısa ve özlü ifadedir.

11 Ebu Hilâl Hasen Askerî, Cemheretu'l-Emsâl, (Beyrut: Dârü‟l-Fikr), c. 1, s.3- 4.

12 Ġdris Pullu, ''Arap Dili ve Edebiyatında Meseller, Dil ve Belâgat Yönünden Özellikleri'', (Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi, 2007), s. 4.

13 Ahmed, Meydânî, Mecma'u’l-Emsâl, thk: M. Muhyiddîn Abdülhamîd, (Beyrut: Darü‟l-Ma‟rife), c. I, s. 2.

(24)

9 1.3. Türkçedeki Anlamı

Türkçede meseli karĢılamak için farklı dönemlerde çeĢitli terimler kullanılmıĢtır. Mesel yerine Eski Türkiye Türkçesinde sav terimi, Osmanlı Türkçesinde darb-ı mesel tabiri ve günümüzde ise atasözü, çoğul olarak da atasözleri terimi tercih edilmiĢtir.14 Numan Yazıcı, Atasözleri ve Deyimleri adlı eserinde meselin karĢılığını ve muhtelif devirlerde mesel için kullanılan terimleri Ģöyle anlatır:

''Mesel kelimesinin Türkçedeki karşılığı çeşitli dönemlerde farklı ifadelerle dile getirilmiştir. Dîvânu Lügâti‟t-Türk‟de özellikle “sav” sözcüğü ile anıldığı görülür.

Zaman zaman kelâm-ı kibâr, hikmet, ulular sözü, ata-baba sözleri, deyişat tabirleri de kullanılır. Osmanlılar döneminde, özellikle Dîvân Edebiyatı‟nda mesel, emsal ya da darb-ı mesel duruma uygun misal getirmek, misâlin vurgulanması kullanılır. Bunun etkisiyle olsa gerek o dönemde ve daha sonraki dönemlerde bu alanda yazılan eserlerin önemli bir bölümü “durûb-ı emsâl” olarak isimlendirilir. Buna örnek olarak Şinâsi‟nin

“Durûb-ı Emsâl-i Osmâniyye”si ve Ahmet Vefik Paşa‟nın “Türkî Durûb-ı Emsâl‟i”

verilebilir. Günümüz Türkçesinde bunların yerine ata ve sözü kelimelerinden oluşan ve mürekkep, yani tek bir sözcük haline gelen atasözü çoğul olarak atasözleri tabiri kullanılmaktadır.''15

Türk milleti, hayatın muhtelif alanlarında atasözlerini kullanmayı bir dil ve anlam tecrübesi aktarımı olarak görmüĢtür. Bu durum Türk bilginlerini atasözü terimi anlatmaya sevk etmiĢtir. Türk edebiyatının belli kaynaklarına bakıldığında atasözü teriminin ayrıntılı olarak açıklandığı görülmektedir. Biz burada atasözünün manasını iyice anlamak ve mesel terimiyle iliĢkisini görmek için bu açıklamaların bir kısmını aktarmak istiyoruz:

Şinâsî (1826-1871) ''Durûb-ı emsâl ki hikmetü‟l avâmdır, lisânından sâdır olduğu gibi milletin mâhiyyet-i efkârına delâlet eder. Durûb-ı emsâl-i Osmâniyye ise cümleten manidardır'' diye tanımlar.16

14 Meselin Türkçenin farklı dönemlerindeki karĢılığını detaylı olarak görmek için bkz: Nuh Mustafa Beğenmez, ''Atasözlerinde Günlük Hayat'', (Yükse Lisans Tezi, Afyonkarahisar: Afyonkocatepe Üniversitesi, 2013), s. 7-11.

15 Numan Yazıcı, Arapça-Türkçe/Türkçe-Arapça Atasözleri ve Deyimler, (Ġstanbul: Rağbet yay, 2003), s. 25.

16 Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, (Ġstanbul: Ġnkılâp, 1988), c. 1, s. 57.

(25)

10

Ebüzziya (1849-1913) ''Bir hadiseyi veya emri temsil tarîkıyla tarîf ile beraber bir hükmü tazammun ederler ki bu kabîlden olan kelâm-ı avâma “durûb-ı emsâl” itlâk olunur'' diye açıklar.17

Türkçe sözlük'te atasözü ''Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiĢ ve halka mâl olmuĢ söz, darbı mesel''18 diye tanımlanmıĢtır.

Ömer Asım Aksoy ise ''Atalarımızın, uzun denemelere dayanan yargılarını genel kural, bilgece düĢünce ya da öğüt olarak düsturlaĢtıran ve kalıplaĢmıĢ biçimleri bulunan kamuca benimsenmiĢ öz sözler'' diye açıklar.19

Yukarıda aktarılan açıklamaların ıĢığında atasözünü Ģu Ģekilde tarif edebiliriz: Atasözü ataların uzun tecrübelerine dayanan, içinde öğüt, ibret ve hikmet bulunan insanlar arasında kabul görmüĢ, yaygın olarak kullanılan, toplumun fikir, düĢünce, din ve adetleriyle sosyal ve kültürel hayatını yansıtan kalıplaĢmıĢ özlü sözlerdir.

Görüldüğü üzere Türkçedeki atasözünün tarifi Arapçadaki meselin tarifinden çok da farklı değildir. Bu tariflerin ortak özelliklerinden biri, sözün veciz olmasıdır. Ayrıca tariflerde müĢterek diğer bir husus, her iki milletin de atasözlerini toplumun aynası olarak görmesidir. Buna göre atasözleri, milletin fikirlerini ve tecrübelerini yansıtır.

Yine yukarıdaki tariflerde ''darb-ı mesel'' tabirinin ortak olduğu görülmektedir.

Aralarındaki fark ise Arapça mesel tariflerinde bir “benzetme”nin bulunmasıdır, ancak bu durum Türkçe atasözünün tariflerinde yoktur.

1.4. Arapça ve Türkçede Darb-ı Mesel

Yukarıda anlatıldığı üzere tariflerde ''darb-ı mesel'' tabirinin müĢterek olduğunu dile getirdik. Bu terim Arapça ve Türkçe kaynaklarda sık sık kullanıldığı için “mesel”

kavramından bahsedilmesi gerekmektedir.

Darb-ı mesel tabiri lügat olarak örnek vermek veya getirmek, benzetmek, yere vurmak ve mesafe katetmek anlamlarına gelmektedir. Istılâhî manası, bir hale veya hâdiseye münasip mesel veya atasözü getirmek demektir.20 ġemsettin Sâmî (ö. 1322/1904) ünlü

17 Aksoy, age, c. 1, s. 60.

18 Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, (Ankara: TDK yay, 1995) s. 155.

19 Aksoy, age, s. 37.

20 Kızılkaya, age, s. 21.

(26)

11

eseri Kâmûs-ı Türkî‟de ata maddesinden bahsederken atasözünün darb-ı mesel anlamında kullanıldığını dile getirir. Sâmî‟ye göre darb-ı mesel, mebnî „ale'l-hikâye olup misâl gibi irat olunan meĢhur sözdür.21

Söz konusu bu terime Kurân-ı Kerîm'de ve edebî kaynaklarda sık sık rastlanır. Kurân'da bir örnek göstermek, ibret veya mesaj vermek için meseller kullanılmıĢtır. Genellikle Kurân'da bir mesel geçtiğinde terim olarak örnek vermek manasına gelen ''darb'' kelimesi de geçmektedir. Örneğin ''ٍْٛظسٌّا ا٘ءاج ذإ ح٠سمٌا َباذصألثم ٌُٙبرضاٚ''22 ayetinde darb ile mesel kelimelerinin birlikte kullanıldıkları dikkat çekmektedir.

Klasik Türk Ģairleri, iktibas yoluyla Ģiirlerinde darb-ı mesellere sıkça yer vermiĢ, bunları kullanırken sözün anlamını güçlendirmek kadar onların anlam özelliklerine de değinmiĢlerdir:

Sözde darbü'l-mesel îrâdına söz yok ammâ

Söz odur âleme senden kala bir darb-ı mesel (Nâbî)23

Hikmetli sözler söyleme konusunda öne çıkan Ģair Nâbî‟nin bu beyti, mesele verilen önemi gözler önüne sermektedir.

Kutsal metinlerde, Ģiir ve günlük hayatta kullanılan meseller, herhangi bir konunun veya meselenin aydınlatılmasına, kapalı bölümlerin açıklanmasına yardım eder. Böylece istenilen anlam darb-ı mesel ile kısa yoldan iletilmiĢ olur. Darb-ı mesel tabiri, ġemsettin Sâmî'nin de ifade ettiği gibi atasözü söylemek anlamında kullanılmıĢtır.24 1.5. Mesel ve Yakın Kavramlar

Arapça mesel kaynaklarına bakıldığında meselin hikmet ve tabir ile karıĢtırıldığı görülmektedir. Hakikaten eski Arap kaynaklarında meselin özellikle de tabir ve hikmetten ayrılmadığı dikkat çekmektedir. Burada Mesel‟e benzeyen tabir ve hikmetten söz edip benzerlikleri ve farklılıkları üzerinde durmak isteriz:

1.5.1. Mesel ile Tabir

21 Bu görüĢ ile ilgili bkz. ġemsettin Sâmi, ''Darb'', Kâmûs-i Türki, (Ġstanbul: Dâr-ı Sa' âdet, 1317), 853.

22 ''Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmiĢti.'' (Yasin, 36/13).

23 Ġskender Pala, ''Darb-ı Mesel'', Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü, (Ġstanbul: Kapı Yay. 2015) s. 106.

24 Darb-ı mesel maddesi ile ilgili daha fazla bilgi almak için bkz: Abdülmecîd KatâmıĢ, el-Emsâlu’l-

‘Arabiyye, (DımaĢk: Dârü‟l-Fikr, 1988), s. 12-15; Kazılkaya, age, s. 21-25.

(27)

12

Tabir ''A b r/ ز ب ع'' kökünden türetilmiĢ olup lügat olarak rüyayı tabir etme, dile getirme, açıklama, anlatma ve ifade etme anlamlarına gelmektedir.25 Deyim anlamına gelen tabirin ıstılâhî manası; gerçek anlamından farklı bir anlam taĢıyan, birden fazla sözcükten oluĢan ve hayatın muhtelif alanlarında anlamı kuvvetlendirmek ve zenginleĢtirmek için kullanılan mecazi sözdür.26

Arapça mesel kaynaklarında mesel tarifine uymayan bir çok tabir yer almaktadır. Mesel kaynaklarında mesel diye anılan tabirler (deyim) çoğunlukla aĢağıdaki Ģekillerde geçmektedir:27

a) Dua ve beddua ibareleri:

- Yeni evlenenler için ''bi'r-rifâ'i ve'l-benîn28'' kullanılır.

- Yolculuktan gelenlere ''kudûmen mübâreken29'' denir.

- Hac farizasını eda edenlere ''Haccen mebrûren30'' diye dua edilir.

- Ġnsan için genel olarak söylenen dua makamında ''Hayyâke'llâhu ve beyyâke31'' denir.

- Beddua makamında ''la'anake'llâhu''32 ve ''Ahzâke'llâhu''33 denilir.

b) Selam, tanışma, ibâdet ve günlük hayatta kullanılan ifadeler:

- ''Ehlen ve sehlen34'', ''lebbeyk35'' ve ''hanâneyke36'' gibi insanların günlük hayatta davranıĢları ile ilgili kalıplaĢmıĢ kısa ifadelerdir.

- ''Subhâne'llâhu37'', ''Hasbuna'llâhu ve nime'l-vekîl38'', ''velâ havle velâ kuvvete illâ bi'llâhi39'' ve ''lebbeyka'llâhumme lebbeyke40'' gibi insanların ibâdetleri ile ilgili kısa sözlerdir.

25 Yazıcı, age, s.31.

26 Rudolf Sellheim, el-Emsâlu’l-‘Arabiyyetu’l-Kadîme, çev. Ramadân „Abdü‟ttevâb, ( Beyrut: er- Risâle), s. 30; Yazıcı, age, s. 31.

27 KatâmiĢ, age, s.21-24.

28 Mutluluklar ve bol çocuklar!

29 HoĢ geldiniz.

30 Haccınız mübârek olsun!

31 Allah sana uzun ömürler versin!

32 Allah sana lanet etsin!

33 Allah seni rezil etsin!

34 Ailene ve seni rahatlatacak yere geldin. Türkçedeki karĢılığı: HoĢ geldin, safalar getirdin.

35 Emret! Buyur!

36 Bize acı!, Bize rahmet et!

(28)

13 c) Analık babalık ifadeleri:

Kurt için ''Ebû Ca'de'' ve ''Ebu'l-Hâris'', Tilki için ''Ebu'l-Husayn'', Maymûn için ''Ebu Zenne'', kibir için ''Ebû Zeyd'', açlık için ''Ebu Amre'', Mekke için ''Ummu'l-kurâ'', acele için ''Ummu'n-nedâme41'' ve Ģarap için ''Ummu Hanîn'' ifadeleri kullanılır.

d) Oğulluk kızlık ibareleri:

Tecrübeli kimse için ''İbnü'l-eyyâm42'', hitabete vakıf olan kimse için ''İbnü'l-akvâl43'', Çakal için ''İbnu âvâ'', görüĢ için ''Bintü'l-fikr44'', söz için ''bintü'ş-şefeti45'' ve humma için ''bintü'l-meniyye46'' tabirleri kullanılır.

e) Tesniye bünyesindeki ifadeler:

Gündüz ve gece için ''cedîdân'', güneĢ ve ay için ''kamerân'', doğu ve batı için ''maşrıkân'' ve su ve hurma için ''esvedân'' tabirleri kullanılır.

f) Ef'al vezniyle başlayan tabirler:

''Âmenu mine'l-arz47'', ''abhelu min Mâder48'', ''abtau min gurâb-i Nûh49'' ve ''Ahmaku min-Cuhâ50'' gibi mesel olarak alınan bu tabirler ve benzeri aslında kalıplaĢmıĢ deyimlerdir.

ĠĢte yukarıda sevk edilen ibareler mesel değildir, çünkü onda mesel özellikleri bulunmamaktadır. Hakikaten mesel ile deyim arasındaki farklılıkları görmek ve onları birbirinden ayırmak çetin bir iĢtir. Ne var ki, Arapça mesel kaynaklarında mesel deyimle karıĢtırılmıĢ olup bazı yerlerde bazı ibareler mesel olarak sayılmıĢtır. Ancak mesel deyime ne kadar benzerse benzesin onu ayıracak özellikleri vardır. Burada bu

37 Allah'ı tenzih ederim.

38 Allah bize yeter, o ne güzel dosttur.

39 Allah'tan baĢkasında güç ve kurdet yoktur.

40 Buyur ey Allahım buyur! Ben emrindeyim.

41 PiĢmanlığın anasıdır.

42 Günlerin oğludur.

43 Sözlerin oğludur.

44 DüĢüncenin kızıdır.

45 Dudağız kızıdır.

46 Ölümün kızıdır.

47 Yerden daha güvenli.

48 Mader denen kimseden daha cimri.

49 Nuh'un kargasından daha yavaĢ.

50 Cuhâ'dan daha ahmak.

(29)

14

çalıĢmada mesel ile tabir (deyim) arasındaki benzerlikler ve farklıklar gösterilmeye çalıĢılmıĢtır:

- Mesel ve tabir oldukları gibi lafızları değiĢmez, yerine baĢka lafızlar da gelmez.

- Mesel, kısa ve özlü olduğu gibi tabir de kısa ve özlüdür.

- Mesel bir Ģeyi kanıtlamak için kullanılırken tabir ise bir fikir söylemek ya da bir bilgi vermek için zikredilir.51

- Mesel genel bir hüküm ifade eder, tabir ise böyle bir durum ifade etmez.52

Türkçede tabir teriminin karĢılığında Osmanlı döneminde yine tabir kelimesi kullanılır, günümüzde ise deyim terimi kullanılmaktadır. Türkçede “deyim”in tarifi kısaca Ģöyledir:

''Bir kavramı, bir durumu ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümcedir''.53

Hakikaten klasik Arap edebiyatında mesel ve tabirin birbiriyle karıĢtırıldığı gibi Osmanlı edebiyatında da atasözü ve deyim birbiriyle karıĢtırılmıĢtır.54 Osmanlı edebiyatında XIX. yüzyılın sonlarına kadar atasözünün deyimden ayrılmadığı ve ikisinin ''mesel'' ve ''ata sözü'' gibi bir baĢlık altında değerlendirildiği görülmektedir.

Günümüzde ise bu iki terimin birbirinden ayrılıp ayrı ayrı değerlendirildiği görülmektedir.55

1.5.2. Mesel ile Hikmet

Hikmet ''h k m/ َ ن ح'' kökünden üretilmiĢ olup lügat olarak bilmek, tam olarak bir iş yapmak, ince bir zihniyete sahip olmak ve engellemek anlamlarına gelmektedir.56 Vecîze veya özdeyiĢ anlamlarına da gelen hikmet, terim olarak genellikle peygamberler,

51 Rabbaa Rababa, ''Abdullâh Kudsî ve Tercüme-i Durûb-ı Emsâl-i Arabiyye'si'', ( Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi), s. 13.

52 Yazıcı, age, s. 31.

53 Aksoy, age, c.I, s. 52.

54 Yazıcı, age, s. 31.

55 Rababa, age, s. 10.

56 Ġbn Manzûr, age, c.12, s.141-145.

(30)

15

filozoflar, bilginler, Ģairler veya bu statüye sahip kimseler tarafından söylenen, gerçek ve derin manalar içeren, nasihat vermeyi amaçlayan ince sözlerdir.57

Arapça mesel kaynakları incelendiğinde yine meselin hikmetle karıĢtırıldığı, meselin tarifine ve biçimine uymayan çeĢitli hikmetler bulunduğu görülmektedir. Mesel ile hikmet arasındaki benzerliklerin farklıklardan daha çok olduğu, eski kaynakların bunları birbirinden ayırmaya çalıĢmadığını görmekteyiz. Aslında bazı yerlerde meselleri hikmetten ayırmak zor olsa bile, bunların birbirinden ayırmanın gerekli bir iĢ olduğu düĢüncesi ağır basmaktadır. Birkaç maddede mesel ile hikmet arasındaki farklılıklara bakalım:

- Mesel genellikle dolaylı olup düĢündürmeye yönelik iken hikmet anlama doğrudan iĢaret eder.58

- Mesel bir Ģeyi kanıtlamak için kullanılırken hikmet bir öğüt veya uyarı vermek için kullanılır.

- Mesel her zaman kısa ve özlü olurken hikmet hem kısa hem de uzun olabilir.

- Mesel toplumun her kesimini ilgilendiren bir anonimlik taĢırken hikmet sadece peygamberler, filozoflar, bilginler, Ģairler gibi üst seviyeli kimseler tarafından söylenir.59

Aslında yukarıda getirilen farklılıklara rağmen bazen onların aralarında önemli bir bağ vardır. Bazı Arap kaynaklarına göre hikmet, meselin Ģartlarını sağlarsa mesel olarak kabul edilebilir. BaĢka bir deyiĢle, hikmet kısa ve özlü olup yaygınlaĢırsa mesel olarak sayılabilir60. ''Es-sirru emânetun61'', ''maktelu'r-recüli beyne fekkeyhi62'', ''muâdetü'l âkili hayrun min musâdaketi'l-ahmaki63'' ve ''el-maâziru mekâzibun64'' gibi meseller önceden hikmet olup yaygınlaĢıp toplum içinde sıkça kullanılmaya baĢlanmasıyla mesel haline gelmiĢtir.

57 KatâmıĢ, age, s.16-18; Rudolf, age, s. 32; M. Tevfîk Ebû Alî, el-Emsâlu’l-‘Arabiyye ve’l-‘Asru’l- Câhilî, (Dârü‟n-nefâ‟is, 1988), s. 48. Rababa, age, s. 8.

58 Kızılkaya, age, s. 26.

59 KatâmıĢ, age. s.18

60 Askerî, age, c.1, s.7.

61 Sır emanettir.

62 KiĢinin ölümü iki çenenin arasındadır.

63 Bir âkilin düĢmanlığı bir ahmakın dostluğundan daha hayırlıdır.

64 Dolaylı konuĢmalar yalandır.

(31)

16

Türkçede hikmet yerine eski kaynaklarda özellikle vecîze kelimesi kullanılmıĢtır.

Günümüzde ise vecîze yerine daha çok özdeyiĢ kelimesi tercih edilmektedir. Türkçede özdeyiĢ: ''Söyleyeni belli olan, kısa fakat geniĢ mana ifâde eden özlü söz65'' olarak tarif edilmiĢtir.

1.6. Mesellerin Önemi

Meseller bulundukları toplumun dinî, ahlâkî, siyâsî, ekonomik, yaĢam tarzı ve genel olarak sosyal hayatını yansıtma konusunda önemli roller oynar. Bazı meseller insanların belli bir dönemde yaĢadıkları savaĢlara ve karĢılaĢtıkları ekonomik sıkıntılara iĢaret eder. Bazı meseller toplumun doğum, düğün, evlilik, ölüm, bayram gibi hayatın geçiĢ dönemlerindeki ritüellerine ıĢık tutar. Bu bağlamda örf, âdet ve geleneği de yansıtır.

Ayrıca bazı meseller köylü ve Ģehirlilerin hayatlarını tasvir eder, bazen de toplumun geliĢmiĢ ve gerileme devirlerini anlatır.66 Mesellerden bir toplumun görgü kuralları, ahlâkî değerleri ve hayata bakıĢ açıları rahatlıkla çıkarılabilir.

Mesellerin bir kısmı eğitim yönünden değerlendirildiğinde toplum normlarına uymayan davranıĢları kaldırmak ve iyi davranıĢlara teĢvik etmek amacıyla söylendiği dikkat çekmektedir. Meseller bir toplumun öncekilerinden sonrakilerine âdetleri, fikirleri, tecrübeleri, müĢahedeleri ve davranıĢlarını aktarmakta ve bu Ģekilde yeni nesillere rehberlik edip karĢılaĢtıkları sorunlara çözüm yolları sunmaktadır.67

Mesellerin, dil bakımından da değerlendiğinde Ģiirde, hitabette, tartıĢmada, dilbilgisinde, edebiyatın çeĢitli dallarında ve hayatın farklı alanlarında savunulan düĢüncelere delil olarak getirildiği ve böylece söylemlerin çok daha tesirli ve daha inandırıcı olduğu fark edilmektedir.68

Aslında meseller sadece toplumun sesi69 değil aynı zamanda sözlerin kandilidir.70 Meseller; Ģiir, hitabet ve diğer nesirlerin anlamlarını kuvvetlendirmekten ziyade onları süslemektedir. Meseller, söze nefes ve güzellik verir, onu güçlendirir, sözün kıymetini

65 Yazıcı, age, s. 28.

66 Ahmed Emin, Zehra Özli, ''Arap Edebiyatında Meseller'', Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 14, S. 26 (2012/2), s. 223.

67 Kızılkaya, age, s.11.

68 Kızılkaya, age, s.11.

69 Kızılkaya, age, s.11.

70 Alî Tevhîdî, el-Basâ’ir vez-Zahâ’ir, thk: Vidâdü‟l-Kâzî, (Beyrut: Dâr Sâdır, 1988), C. 1, s. 162.

(32)

17

de arttırır, insanlara istenilen fikri hem kısa yoldan ifade eder hem de rahatlıkla insanları inandırır. Tarihe -özellikle de Ġslam tarihine- bakıldığında Arap, Fars ve Türk âlimlerinin kendi fikirlerini daha zarif bir içimde ifade etmek için mesellere baĢvurdukları görülür. Yine mesel konusunda Ġslam bilginleri gerek Arap gerek Türk bilginlerinin telif ettikleri kaynaklar incelendiğinde, mesellerin sözü süslemek ve istenilen fikri kestirmeden ancak daha etkili iletmek için kullanıldığı fark edilir. Mesela, Ġbnü Abdi Rabbih ''نياعلدا يلحو , ِظفللا رَىوَجو ,ـلاَكلا يشَو يى ,ُؿاثمَلأا'' ifadesiyle mesellerin sözün nakĢı, kelimenin özü ve anlamın süsü olduklarını söylemektedir.71

Alî Hüseyin Efendi (ö. 1057/1648) Ukûdu'l-Ukûl adlı eserinde de genel olarak Ģiiri bir güzele benzetir ve Ģairlerin bu güzeli mücevher gibi mesellerle süslediklerini beyan eder: “Ma’rifet-i emśāl-i ‘Arab ki e’azz-i meṭālib-i fünūn-i edebdür, ebkār-ı efkār-ı şu’arā bu ḥulle-i rengīn ile zīnet bulur ve ‘arāyis-i nefāyis-i kelimāt-ı büleġā bu gevher-i śemīn ile müzeyyen olur.”72

Âsımzâde Hâmid de hem nesir hem de Ģiirin mesellerle daha manalı ve daha görkemli olduğunu Ģöyle ifade eder:

Şi’r ü inşâ anuñla muḥkem olur Kime îrâd olunsa mülzem olur Üdebânıñ cemî‘-i âśârı

Şu’arâ-yı kirâmıñ eş’ârı

Bütün bu görüĢler incelendiğinde gerek Arap gerek Türk müelliflerin mesellerin hem istenilen anlamı güçlendirmek hem de sözleri, konuĢmaları ve Ģiirleri süslemek için kullanıldıkları konusunda hemfikir oldukları görülmektedir. BaĢka bir deyiĢle söylemek gerekirse, Müslüman edebiyatçılar edebî sahadaki her konuda ve hayatın her alanında bir sözün müessir olabilmesi için içinde onu güzelleĢtiren meselleri ihtiva etmesi gerektiğini vurgulamıĢlardır. Bu yönüyle meseller, yazın hayatının süsü olarak görülmüĢ, vazgeçilmez bir değer olarak kullanılmıĢtır.

1.7. Mesellerin Derlenmesi

71 Bu görüĢ ile ilgili bk. Ġbnü Abdi Rabbih, age, c. 3, s. 3.

72 Alî Hüseyin, Ukūdu’l-‘Ukūl, Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmud Efendi, 5242, 2a; Rababa, age, s. 42.

(33)

18

Günlük ve edebî hayatın her alanında kullanılan mesellerin nitelikleri, mahiyet ve dil özellikleri bilginlerin dikkatini çekmiĢtir. Bilginler bulundukları toplumda mesellerin söze ne kadar süs kattıklarını, anlamı ne kadar güçlendirdikleri ve dinleyenleri ne kadar inandırdıklarını gördükleri için meselleri toplamaya ve Ģerh etmeye baĢlamıĢlardır.

ÇalıĢmanın bu kısmında Arapça ve Türkçe mesel-atasözü- derlemeleri genel anlamda değerlendirilmiĢtir.

1.7.1. Arapça Mesellerin Derlenmesi

Arap toplumunda revaçta olan ve önemli bir yere haiz mesellerin derlenmesinin Câhiliye dönemine kadar uzandığı söylense de sözkonusu döneme ait herhangi bir eser veya yazılı kaynak ele geçmediğini hatırlatmak gerekir. ÇalıĢmamızın esnasında müracaat ettiğimiz kaynaklara göre mesellerin derlenmesi Emevî döneminde baĢlamıĢtır. Fakat o dönemde mesel konusunda telif edilen mesel kitaplarının mevcut olmadığını belirtmek isteriz. Yapılan araĢtırmalara göre mesel alanında bize ulaĢan ilk mesel eseri Abbâsî dönemine aittir. Bu dönemde yapılan mesel derlemeleri önceki dönemlere göre bir hayli fazladır. Ancak elimize geçen mesel kitaplarının sayısı yine azdır. El-Meydânî Mecma'ul'-Emsâl adlı eserinin ön sözünde kendisinden önce mesel sahasında elli kaynağa dayandığını söylese de günümüze ulaĢan eserler bu sayıda değildir.73 AraĢtırmalara göre, günümüze ulaĢan ilk mesel kitabı, Abbasî döneminde yaĢayan Mufaddel bin Muhammed ed-Dabî'nin (ö. 170/786 ) Kitâbü'l-Emsâl eseridir.

Kronolojik olarak bize ulaĢan diğer mesel derlemeleri aĢağıdaki gibidir:74 - Muerric es-Sedûsî'nin (ö. 195/810) Kitâbü'l-Emsâl'i.

- El-Kâsim bin Sellâm'ın (ö. 224/858) Kitâbü'l-Emsâl'i.

- Ebû Ġkrime ed-Dabî'nin (ö. 250/864) Kitâbü'l-Emsâl'i.

- Muhammed el-Enbârî'nin (ö. 327/938) Ez-Zâhir fî Maânî Kelimâti'n-Nâs'ı.

- Hamze el-Asbahânî'nin (ö. 351/962) ed-Durretu'l-Fahire fî'l-Emsâl elletî alâ Ef'al'ı.

- el-Hasan bin Hilâli'l-Askerî'nin Cemheretü'l-Emsâl'i

73 Meydânî, age, c. s.1.

74 Günümüze ulaĢan ve ulaĢmayan diğer mesel derlemelerini öğrenmek için bkz: katâmıĢ, age, s. 39-122;

Selheim, age, s. 71-84/157-218; Pullu, age, s. 32-38; Kızılkaya, age, s. 45-51.

(34)

19 - Ahmed el-Meydânî'nin Mecm'au'l-Emsâl'i.

- Mahmûd ez-ZemahĢerî'nin (ö. 538/1143) el-Müsteksâ fî Emsâli'l-Arab'ı.75 1.7.2. Türkçe Atasözlerinin Derlenmesi

Türkler de Arap, Fars ve diğer milletler gibi kendi atasözlerini derleyip Ģerh etme ihtiyacı hissetmiĢtir. Yine Türklerin atasözlerini ne zaman kaydetmeye baĢladıkları bilinmese de elimizdeki bilgilere göre atasözlerine Göktürk Abideleri, Yusuf Hâs Hâcib'in (ö. 463/1070) Kutadgu Bilig'i, KaĢgarlı Mahmud'un (ö. 496/1102) Divânu Lügati't-Türk'ü, Edîb Ahmed'in (ö. 545/1150) Atebetü'l-Hakâyik'i ve Dede Korkut Hikâyeleri gibi ilk yazılı metinlerde rastlanması mümkündür. Ayrıca, Türk tarihi boyunca özellikle Osmanlı tarihinde Türk atasözlerinin Ģiirlerde yoğun bir Ģekilde geçtiğini unutmamak gerekir.76 Yapılan araĢtırmalara göre Osmanlı sahasında atasözü derlemelerine XVI. yüzyılda baĢlanmıĢtır.77 Yazarı bilinmeyen Durûb-ı Emsâl adlı eser, Osmanlı edebiyatı sahasında atasözleri konusunda bilinen ilk eserdir. Söz konusu bu eserden sonra ortaya çıkan eserler kronolojik olarak aĢağıdaki gibidir:78

- Edirneli Hıfzî'nin (ö. ) Manzûme-i Durûb-ı Emsâl'i.

- Edirneli Ahmed Bâdî Efendi'nin (ö. 1255/1839) Atasözleri Kitabı.

- ġinâsî'nin (ö. 1288/1871) Durûb-ı Emsâl-ı Osmâniyye'si.

- Ahmed Vefîk PaĢa'nın (ö. 1309/1891) Müntehabât-ı Durûb-ı Emsâl'i.

- Tekkezâde Mehmed Said'in (ö. 1331/1913) Durûb-ı Emsâl-i Türkiyye yahut Atalar Sözü.

- Alî Emîrî'nin (ö. 1343/1924) Durûb-ı Emsâl'i.

75 Rababa, age, s. 42.

76 Bazı divanlarda geçen Türkçe atasözlerini görmek için bkz. Bayram Ali Kaya, ''Atasözleri ve Deyimlerin Divan ġiirinde Kullanımı'', Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, Ġstanbul 2001 ; Emrah Gülüm, ''XV. Yüzyılın İlk Yarısında Te‟lif Edilen Dîvânlarda Atasözleri ve Deyimler'' (Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi, 2013), s. 17-270; Bayram Ali Kaya, ''Azmîzâde Hâleti Divânı'nda Atasözleri ve Deyimler'', Türk Dünyası Araştırmaları, S. 118/1999.

77 Sinan Gönen, ''Batı Türklerinin Manzum Atasözleri Üzerine Bir AraĢtırma'', (Doktora Tezi, Konya:

Selçuk Üniversitesi, 2006) s. 101; Beğenmez, age, s. 11

78 Gönen, age, s. 101-110; Beğenmez, age, s. 11-21.

Referanslar

Benzer Belgeler

ĥażretleri taħt-ı Ǿālį-baħt-ı ǾOŝmāniye cülūs buyurduķlarında ıŧlāķ ümįdiyle müşārün ileyh Çelebi- zāde efendimize Burusa’dan yazılan Ǿarż-ı ĥāl

Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetim ise, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin

Ùalóa bin èAbdullÀh, Óaøret-i èOåmÀna didi ki: “ŞÀma rıólet idüp anda úarÀr eyle tÀ ki senüñ leşkerüñ seni bu àavàadan ãaúlayup óıfô ideler” diyicek

İkinci bölümde Şerh-i Gülistân klasik mensur metin şerhi kuralları çerçevesinde, Sûdî-i Bosnevî’nin Şerh-i Gülistân’ının bazı kısımları ile karşılaştırılarak

Bikend bā ĥarf-i teǿkįd, kend kāf-ı ǾArabuñ fetĥiyle fiǾl-i māżį-i müfred-i ġāǿibdür kendenden ķazmaķ ve ķoparmaķ maǾnāsına, bunda taħrįb murāddur,

Bu eserler, şerh edilen metnin kapsamına, şarihin tahsil durumuna ve bilgi birikimine göre farklılık gösterse de, Klasik Türk edebiyatı metin şerhi araştırmaları

In this paper, we propose a hybrid color image compression approachbased on PCA and DTT algorithms (PCADTT), which integrates the benefits of both PCA and DTT

OLAP Measure is the number of units of assets with repossess status that have not been resolved at the beginning of the snapshot period. OS Repossess Amount