• Sonuç bulunamadı

Organizasyon yapısı ve teknoloji

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Organizasyon yapısı ve teknoloji"

Copied!
189
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANA BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ORGANİZASYON YAPISI VE TEKNOLOJİ

DANIŞMAN:

YRD. DOÇ. DR. YILDIZ Y.GÜZEY

HAZIRLAYAN:

NYURGUYANA FEDOTOVA

2001.09.01.058

(2)

ÖNSÖZ

Günümüzde, hayatımızın her yönünde çok büyük değişimler yaşanmaktadır. Yüzeysel bir bakış, bu değişimlerin altındaki en büyük etkenlerden bir tanesinin teknoloji olduğunu göstermektedir. Teknolojinin etkisi hayatımızın her yönünde hissedilmektedir; hatta insan toplumunun gelişmesinin altındaki temel etkenin teknolojik icatlar ve gelişmeler olduğu söylenebilmektedir. İnsan tarihinin başlangıcından beri bu denli derin etkileri ve önemi olan teknolojinin, günümüzün en önemli kurumları, organizasyonlar açısından da büyük etkileri olduğu kuşkusuzdur. Bu konu ile ilgili; teknoloji organizasyon açısından neyi ifade ediyor, organizasyon için anlamı, önemi nedir, organizasyon üzerine ne tür etkileri vardır soruları aklımıza gelmektedir. Teknoloji konusu ilk önce, günümüzde çok hızlı gelişen ve yaygın kabul gören e-ticaret ve yeni organizasyonel şekil olan sanal organizasyonlar açısından ilgimi çekmiştir. Yeni gelişmelerin anlaşılması için ilgili değişkenlerin tarihsel süreç içinde gelişmesi ve diğer temel teorik bilgilerin elde edilmesi gerektiği düşüncesi ile, her zaman ilgimi çeken bir konuyu inceleme fırsatı bulduğumdan dolayı, benim için ayrı bir önemi vardır. Bu çalışmayı, ilgilendiğim konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olma isteği ve daha sonraki çalışmalar için bir temel, bir başlangıç oluşturması amacı ile, ve konu ile ilgilenen araştırmacılar için kaynak olarak fayda sağlayacağı umudu ile hazırlamış bulunmaktayım.

Bu çalışmanın ortaya çıkmasında büyük desteği olan Danışman Hocam Yrd.Doç.Dr. Yıldız Y. Güzey’e teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca, okumam için maddi ve manevi destek sağlayan Sayın Mustafa Yıldırım ve Hamza Kara’ya, sonsuz güveni ile destek olan ve elinden gelen yardımlarını esirgemeyen sevgili eşime, sabırla katlanan, ilham ve güç kaynağım olan küçük kızıma, çok uzaklardan yardım elini uzatan annemiz Vera Georgiyevna’ya, kız kardeşim Tuyara’ya, aileme ve arkadaşlarıma minnettarım.

(3)

I. GİRİŞ

"Organizasyon yapısı ve teknoloji" başlığını taşıyan bu çalışmanın genel amacı, organizasyon yapısı ve teknoloji arasındaki ilişkileri, bu alanda yapılmış araştırma sonuçları ışığında incelemektir.

Bu ilişkilerin incelenmesi, iki önemli değişkenin - organizasyon ve teknolojinin - iyice anlaşılmasına bağlı olduğu düşüncesi ile, bunlar, tanımları, özellikleri, birleşimdeki unsurları ve altındaki süreçleri ile beraber, ayrıntılı olarak incelenecektir.

Organizasyon ve teknoloji birbirleri ile ilgileri olmadan da, yönetim bilimi açısından, üzerilerinde çok sayıda çalışmalar yapılmış, önemli konulardır.

1.1. ORGANİZASYONUN ÖNEMİ

Bizim çağımızın en önemli özelliklerinden bir tanesi, büyük organizasyonların olmasıdır1. Bu organizasyonların, bireyler, toplum, ülke açısından büyük önemi vardır. Organizasyonlar insanların hayatında önemli yer tutmaktadırlar. Çok genel bir ifadeyle, insanların hayatları bir organizasyonda başlayıp bir organizasyonda sona ermektedir. Diğer bir deyişle, bir insan doğarken gözlerini çoğu zaman bir hastane binasının içinde açmaktadır, son yolculuğuna da cenaze idaresi yardımıyla uğurlanmaktadır. Bir yetişkinin zamanının çoğu, başta çalıştığı şirket olmak üzere, her çeşit organizasyonun içinde geçmektedir. Sadece yetişkinin değil, bir çocuğun eğitim çağına girmesi ile bir organizasyona ait olma durumu başlamaktadır. Gün içinde yer aldığımız faaliyetlerin çoğu bir şekilde bir organizasyon ile ilişkilidir. Bir insan, günün büyük bölümünde bir firmanın elemanıdır , bir sosyal kulübün ya da topluluğun üyesidir veya boş zamanını bir kafe, ya da sinema, ya da tatilini geçirdiği otel gibi, bir organizasyona ait mekan içinde geçirmektedir. Yediğimiz yemekler ya da yemek için kullanılan ürünler bir

1 Litterer, Joseph A.; Organizations: Structure and Behavior, 2nd ed., Volume I, John Wiley &

(4)

organizasyon tarafından üretilmekte ve tedarik edilmektedir. Araba, masa, hatta kalem gibi günlük hayatta kullandığımız araçlar bize bir organizasyon tarafından üretilip sunulmaktadır. Banka, sigortalar, hastane, taşımacılık, polis hizmetleri gibi yararlandığımız hizmetler birer örgütsel hizmetlerdir. Böylece, organizasyon insanlar için çevrenin büyük bölümünü oluşturmaktadır. Organizasyonlar, ölüm ya da vergiler kadar kaçınılmazdır.2

Organizasyonlar, zamanımızın en önemli sosyal kurumlarıdır. Çoğu insan, politika, ekonomi ya da dinin organizasyonu etkilediğini düşünmektedir. Charles Perrow ise bunun tersini savunmaktadır- politika, ekonomi, sosyal sınıflar, hatta din ve aile organizasyonlar tarafından etkilenmektedir3. Şöyle ki, politikayı insanlar yapmakta ve bu insanlar da birer organizasyon üyesidir, bu nedenle davranışları, tutumları, düşünceleri bir organizasyon tarafından etkilenebilmekte, bir organizasyon tarafından şekillenebilmektedir. Bizim zamanımız bir gerçeği - büyük organizasyonların politikayı yönlendirebilmeleridir. Sosyal sınıflar da çoğu zaman bir organizasyonda yer alınan düzey ve mevkiye göre belirlenmektedir. Bir ülke ekonomisinin üretim kapasiteleri, verimliliği ve tüketim olanakları organizasyonların etkinliği ve verimliliğine bağlıdır. Organizasyonlar, üretimin etken ve edilgen unsurlarının bir araya getirildiği yerdir.4 Din şimdi büyük bir organizasyon haline gelmiştir ve modern zamanın sunduğu bütün olanaklarını kullanarak büyük kitlelere ulaşma imkanı elde etmektedir. Sosyal topluluğun en küçük birimi olan aile de, geçim parasını organizasyonlardan sağladığı için onlara uyacak şekilde biçimlendirilmektedir.

Sosyal, siyasal, ekonomik alanlarda gelişmişlik düzeyi örgütlenme bilinci ve uygulanması ile yakından ilgilidir. Bu düzey de ancak, bütünün kendini oluşturan parçalardan daha fazlasını üretmesi ile sağlanacaktır5. Bu sinerji etkisini yaratabilecek tek araç, organizasyonlardır. Bizim zamanımızın toplumlarında gerçekleşen başarıların büyük çoğunluğu "bir grup insanın" "ortak girişimde" bulunduğundan dolayı ortaya çıkmıştır. Aslında, bizim

2 Hall, Richard; Organizations: Structure and Process, Prentice Hall, Inc., 1972, s.1. 3 Daft, Richard L.; Organization Theory and Design, 3d edition, West Publishing Company,

St.Paul, 1989, s.10.

4 Sucu, Yaşar; Yönetim:Kavramlar,Kuramlar,Süreçler, AİBÜ Basımevi, Bolu, 2000, s.235. 5 ibid., s.235.

(5)

toplum, ürün ve servis sağlayan uzmanlaşmış organizasyonların yaratılması ile gelişmiştir. Bir tek insanın çalışması ile toplumda bir şeyin başarılabileceği kuşkuludur. Biz, özellikle büyük ölçekli organizasyonların en önemli üretici, yaratıcı oldukları bir organizasyonel toplumuz.6

Organizasyonların hayatımızın her anında ve her yönünde var olmalarının dışında, birey, toplum veya ülke açısından hayatımızı etkileyecek sonuçları olabilmektedir. İnsan tarihinde gerçekleşen önemli sosyal değişimler genellikle organizasyon temellidirler. Tarihsel süreç içinde, Roma İmparatorluğunun yükselişinden başlayarak kapitalist ve sosyalist toplumların büyüyüp gelişmesi ve değişmesi organizasyonlar aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Organizasyonların bir savaş ortaya çıkartıp, bir barış getirebildikleri görülmüştür.7 Büyük bir iyilik olabilecekleri gibi, büyük bir felaket de yaratabilmektedirler.

Bundan önce nüfusun büyük bölümü aile ve yakın toplumu dışında sosyal yapıları olmayan kırsal kesimlerde yaşardı. Nüfusun çoğunluğu sadece nadiren devlet veya ordu gibi büyük, karmaşık organizasyonlarla temasta bulunabilirdi. Bugün bu durum çok keskin bir şekilde değişmiştir. Nüfusun büyük bölümü organizasyonların yaygın olduğu şehirlerde yaşamaktadır. Organizasyonların hüküm sürmesi sadece devam etmekle kalmayıp, gelecekte daha da artacağı kabul edilmektedir8.

1.2. TEKNOLOJİNİN ÖNEMİ VE ETKİLERİ

Teknolojinin önemi, insan yaşantısında yaptığı değişimlerle ilgilidir. Teknoloji, bizim sosyal dünyamızın ayrılmaz parçası olmuş ve neredeyse günlük faaliyetlerimizin her alanının önemli unsuru olmuştur; yolculuk yapmak, iletişim kurmak, ürünler üretmek, servis sunmak, eğlendirmek için bir teknolojik üründen veya süreçten yaralanmaktayız. Teknoloji üzerine etki eden ve aynı zamanda onun tarafından etkilenen faktörler; ekonomik ve yasal sistem, siyasi kurumlar ve sosyal değerler, felsefi soyutlamalar, dini inançlar, bilimsel bilgi ve diğerleri gibi çok, çeşitli ve karmaşıktır. Hatta, toplumların

6 Gibson, James L., Ivancevich, John M. and Donnelly, James H. Jr.; Organizations: Behavior,

Structure, Processes, Business Publications Inc., Irwin_Dorsey Ltd., Texas, 1979, s.3.

7 Hall, s.2. 8 Litterer, s.2.

(6)

gelişmişlik düzeyinin göstergesi teknolojik karmaşıklığın seviyesi olmaktadır. Sosyal determinizm anlayışına göre, sosyal gelişme tamamen toplumun icat ettiği, geliştirdiği veya tanıtıldığı teknolojinin türü ile belirlenmektedir9.

Teknolojinin insan yaşantısına etkisi, insan tarihinin başlangıcına kadar uzanmaktadır. İnsan tarihinin ilk devirlerinde, insanın biyolojik kapasitesini arttırması, teknoloji olarak adlandırdığımız, amaca yönelik, organik olmayan gelişme ile olmuştur10. Bu ilkel zamanlardan beri günümüze kadar olan her toplumsal, sosyal, ekonomik dönüşümün altında bir teknolojik gelişme vardır.

Teknolojinin toplumsal etkileri, I. Dünya Savaşı'ndan beri daha da çarpıcı ve derin olmaya başlamıştır. Örneğin, teknoloji, daha önce sadece insanın yaptığı, elle yapılan işi yapmaya başlamıştır. Bu dönüşümün başlangıç noktası, ilk olarak Taylor tarafından geliştirilen Bilimsel Yönetim adı altında, elle yapılan işe modern teknolojik prensiplerin uygulanmasıydı. Bunun sonucu, üretilen ürün maliyetinin büyük ölçüde düşürülmesi ile birlikte, ücrette artış olmuştur. Bilimsel yönetim iş gücünün yapısını ve kompozisyonunu hızla değiştirmiştir. İş gücü kalitesinin yükselmesine neden olmuştur. Vasıfsız işçi yerine makine operatörü ortaya çıkmıştır. Bugün otomasyon olarak adlandırılan süreç aslında Taylor'un Bilimsel Yönetiminin mantıksal uzantısıdır.

Teknoloji tarafından üretilen diğer çok büyük değişim-eğitimin rolünün değişmesi idi. 1900'larda teknolojinin gelişmesi ile okuma-yazma sosyal bir ihtiyaç haline gelmiştir; eğitimi olmayanın iş bulması zorlaşmıştır. Eğitim böylece endüstriyel olarak gelişmiş ekonomilerde, yatırım yapma merkezi haline gelmiştir. Eğitime verilen önem, değişik nitelikte bir toplum yaratmaktadır. Tamamen teknolojik medeniyette, statü ve fırsatlar endeksi olarak para ve mevki yerine, eğitim geçmektedir.

İkinci Dünya savaşı bitiminde teknoloji, savaş sanatının doğasını tamamen değiştirmiştir. Hiroşima'ya ilk atom bombasının atılması daha önce insan toplumunun normal kurumu olarak görülen savaşın artık bu niteliğini

9 Dickson, s.44.

10 Drucker, Peter F.; Technology, Management, and Society, Pan Books Ltd., London, 1967,

(7)

kaybettirmiş. Artık savaş birinin kazanıp diğerinin kaybettiği şey değil, sadece total yıkımı ifade eden bir şey olmuştur.

İkinci Dünya Savaşı modern teknolojiyi en gelişmiş hali ile dünyanın en uzak köşelerine getirmiştir. Bütün ordular modern teknoloji kullandığından dolayı, savaşa gitmeyen nüfus, bu savaş malzemesini sağlamak için seferber edildikçe, herkes modern teknolojinin dehşet verici gücünün farkına varmıştır.

Şimdi sanayileşme olarak adlandırılan, sistematik çalışma ile verimliliği yaratma gücü, yeni beklentilere yol açmıştır. II Dünya Savaşı sonunda ortaya çıkan soru, hangi ideolojinin özgür ve doğru toplumu yaratacağı tartışması değil, modern teknolojik medeniyette, ekonomik gelişmenin hızlandırılmasında hangi sistemin daha iyi olduğudur.

Teknoloji, Batı'da bile toplumsal sorunlar yaratmış ve köklü sosyal ve politik kurumların durumunu değiştirmiştir. Teknoloji toplum içinde kadının, iş ve çalışanın, eğitim ve sosyal hareketlilik durumunu etkilemektedir. Batı dışındaki toplumlarda sosyal ve kültürel gelenekler ile zıtlaşma ve temel kriz yaratmaktadır.

Teknolojinin bir diğer sonucu, yirminci yüzyılda insanın, doğal çevreden insan yapımı büyük şehirlere taşınması ve büyük çoğunluğu bilgi işçisi haline gelmesidir. Şehirleşme ekonomik ve sosyal gelişmenin göstergesi olmaya başlamıştır. Modern şehir, modern teknolojinin merkezi olmanın dışında, teknolojinin yaratıldığı merkezdir. Hayvan gücünden mekanik güce geçiş ve özellikle elektrik enerjisinin yaratılması, üretim güçlerinin bir alanda toplanmasını mümkün kılmış, modern materyaller ve yapım metodları küçük alanda büyük nüfusun barınmasını olanaklı hale getirmiştir. Büyük modern şehrin belki en önemli önkoşulu, modern komünikasyondur. Teknolojik toplumun, yeni ve değişen iş ile uğraşan sayısız uzmanın kolay ulaşılabilir, kolay bulunabilir olmasını gerektirmesi, büyük metropollerin gelişmesinin bir diğer nedenidir.

Teknoloji insan ufkunu genişletmektedir. 1900'larda demiryolu yoluculuk süresini kısaltmış, telgraf ise haberin daha hızla yayılmasını sağlamıştır. Teknolojinin mesafeyi kısaltması, modern topluma yaptığı en

(8)

büyük hediyesidir. Haberler, bilgi ve resimler, insanlardan daha mobil ve küresel olarak ulaşılabilir duruma gelmiştir. Radyo, televizyon gibi teknolojik gelişmeler daha önce sayılan gelişmelerle beraber, dünyayı daha küçük, daha değişik hale getirmektedirler.

Çok kısa zaman önce doğaya bağımlı olan insan, şimdi teknolojiye bağımlıdır. Daha önce doğal afetler en önemli tehlike ise, şimdi en önemli tehlike, teknolojinin bozulmasıdır11. Teknolojinin sayısız yararlarının dışında, bir çok zararlı etkileri de vardır. Toplumların sosyal ve ekonomik gelişmesi ile ortaya çıkan çevresel kirlenme teknolojinin bir dolaylı sonucudur. Bunun yanında yenilenemeyen doğal kaynaklarının tüketimindeki artış, teknolojik gelişme ile ilgili sorunlar olarak dünya nüfusunun karşısında çıkmaktadır. Son yıllardaki gelişme olan nükleer enerjinin kullanımının yararlarından olası tehlikeleri daha fazladır.

Teknolojinin toplum üzerinde yaptığı etkilerin ekonomik sonuçları aşağıdaki gibidir:

1. Görevin başlangıcı ile bitimi arasındaki aralığı genişletmektedir: Galbraith'in gözlemlediği gibi teknolojinin karmaşıklığı artınca herhangi görevin başlangıcı ile bitimi arasında, artan zaman aralığı bulunmaktadır.

2. Yatırım yapılan sermayenin artışı: Üretimin başlangıcı ile sonu arasındaki aralığın artması, süreç içinde daha fazla ürün, daha fazla ara aşamalar anlamına gelmektir ve bunlar daha fazla sermaye gerektirmektedir.

3. Hassasiyetin artışı: Yeni teknoloji için gereken görevler daha dikkatli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Yeni otomobiller, elektrik teçhizatlar, elektronik aygıtlar, yarıiletkenler ve bilgisayarlar içim gereken hassasiyet her geçen zamanla daha da artmaktadır.

4. Daha fazla vasıflı iş gücüne ihtiyacın olması: Teknoloji

karmaşıklığının ve hassasiyetinin artması, daha yüksek vasıflı çalışanları gerektirmektedir. İş gücünün de daha fazla uzmanlaşmış olması

(9)

beklenmektedir. Kimya, tıp teknolojileri çok sayıda uzmanlaşmış alanlar geliştirmiştir.

5. Daha fazla organizasyon ve planlama: Teknolojinin artan

karmaşıklığı, ürünlerin üretimi ve montajı ile ilgili üretim ve operasyon fonksiyonlarına ek olarak birçok destekleyici fonksiyonlar gerektirmiştir. Planlama, materyal yönetimi, bilgi işlem, kalite kontrol ve diğerleri gibi ikincil görevleri içermektedir12.

Teknolojinin toplum içinde, iktidarın dağılımı ve sosyal kontrolün yapılması ile ilgili siyasal rolü vardır. Hatta bazıları tarafından teknolojik ilerleme, sosyal gelişmenin göstergesi olarak kullanılmaktadır13. Gerçekten de, gelişmiş ülkelerin maddi refahı, ekonomik gücü ve politik iktidarı son yüz yılda üretim, dağıtım, iletişim, organizasyon ve kontrol süreçlerine modern bilim ve modern teknolojiyi uygulamasından kaynaklanmaktadır14. Teknoloji, sanayileşme, altyapı yapımı ve sermaye birikimi süreçlerini ileriye götüren vazgeçilmez güç olarak ortaya çıkmaktadır15. Tarihsel örnek verirsek, Sovyet Birliğinin teknoloji yardımıyla inanılmaz hızlı endüstrileşmesi, yirminci yüzyılın mucizesi sayılmaktadır16. Endüstriyel teknolojinin modern dünyaya yayılmasının artan önemini vurgulamak için Hindistan, Orta Doğu, Çin, ve Afrika'dan bahsetmek gerekmektedir. Teknolojik ve ekonomik gelişmenin kombinasyonu dünya toplumlarını sanayileşme ve ilerlemeye doğru götürmüştür. Bizim çağımızın benzersiz özelliklerini ve renklerini bilim ve teknoloji kazandırmaktadır.

Organizasyonlar açısından teknolojinin önemi giderek artmaktadır. Süper bilgisayarlardan ve süper iletkenlerden biyoteknoloji ve yeni materyallere kadar, bilim ve teknolojideki hızlı ilerlemeler organizasyonlar açısından araştırma-geliştirmenin önemini vurgulamıştır. Uzun vadeli rekabetçi başarı sağladığından dolayı, organizasyonların araştırma-geliştirme yatırımları artan hızla yükselmektedir. Çoğu ülkelerde Ar-Ge yatırımları hükümet tarafından desteklenmekte idi, ancak son yıllarda bu destekleme oranında

12 Gehani, s.429. 13 Dickson, s.12. 14 Bhagavan, s.3. 15 ibid., s.5. 16 Walker, s.8.

(10)

azalma görülmektedir. Azalan hükümet desteği karşısında organizasyonlar Ar-Ge finansmanı ve yönetmesinde daha aktif olmaya başlamıştır. 1980'lerin ortalarında toplam Ar-Ge'nin %53'ü endüstri kaynaklı ve Ar-Ge çalışmalarının üçte ikisi organizasyonlar tarafından yapılmakta idi.

Ar-Ge harcamalarının artışı, teknoloji öneminin artışını iki yoldan yansıtmaktadır. İlki, artan rekabet ile karşı karşıya kalan organizasyonların tepkisidir. İkincisi, Ar-Ge yenilikler ürettiğinden dolayı, kendisi daha hızlı ve teknik ilerlemenin kaynağı olmaktadır.

Son zamanlarda teknolojik buluş ile kullanıma geçişi arasındaki zaman aralığı hızla azalmaktadır. Örneğin, fotoğrafçılıkta kullanılan fiziki olgu ile fotoğrafın kendisinin icadı arasında yüz on iki sene (1727-1829) geçmiştir. Oysa şimdi transistörün icat edilip kullanılması arasında sadece üç sene olmuştur. Teknolojinin ortaya çıkışı kar topu etkisi gibi birbirini etkilemektedir.

Son zamanlarda, teknolojinin stratejik faktör olarak önemi, geniş bir şekilde vurgulanmaya başlamıştır17. Japonya, Amerika ve Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler, Kore, Çin, Singapur gibi az gelişmiş ülkeler karşısında rekabet avantajlarını kaybetmiş durumundalar. Üçüncü ülkelerin rekabeti ile karşılaşan gelişmiş ülkeler güçlü teknolojik kapasitelerini kullanacakları alanlarda yoğunlaşmaya başlamıştır. Böylece teknoloji, daha önce gelişmemiş ülkelerin de dünya ticaretinde ve ekonomisinde yer almalarını mümkün kılmakta ve dünyada refah düzeyinin artışına neden olacak nitelikte olduğu düşünülmektedir.

1.3. İNCELEMENİN AMACI

Bizim zamanımızın ayırt edici özelliği, çok hızlı bir temposunun olmasıdır; hayatımızın her alanında çok sayıda yeni gelişmeler olmakta, çok sayıda yeni ürünler, yeni kavramlar ortaya çıkmakta; bu yeni çıkan ürünlere, kavramlara yeni alışırken, bir başka türleri ortaya çıkmakta ve böyle sürüp gitmektedir. Organizasyonlar açısından baktığımızda, yeni hayat tarzı yeni

17 Dussauge, Pierre; Hart, Stuart and Ramanantsoa, Bernard; Strategic Technology

(11)

yaklaşımları talep ettiğinden, eskiden vazgeçilmez görünen ilkelerin önemleri değişmekte, yeni yaklaşımlar, yeni sorunlara yeni çözümler ortaya çıkmaktadır. Üretim ve yönetim süreçlerinde yeni metodlar ve yeni bakış açıları gelişmekte; organizasyonların şekilleri değişmektedir. Bu yeni gelişmelerden elektronik ticaret gibi, yeni çalışma tarzı ve sanal organizasyon gibi, yeni organizasyon türü gözümüze çarpmaktadır. Bu gelişmelerin temelinde olan önemli etkenin teknolojideki hızlı gelişmeler olduğu bellidir. E-ticaretin ve sanal organizasyonların varlığı, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlıdır. Bu teknolojiler bugünkü hayatımızın ayrılmaz, zorunlu parçalarıdır.

Yeniyi anlamak için eskisinin bilinmesi gerektiği düşüncesi ile dikkatlerimiz geleneksel hali ile teknoloji ve organizasyona çevrilmiştir. Bu iki unsurun altında olan en temel özellikler nelerdir, temel tanımlamaları nelerdir, nasıl bir tarihsel gelişme göstermişler sorularına cevap aranmaktadır. Organizasyon ve teknolojinin birbirleri ile ilgili oldukları zaman, nasıl bir etkileşim içine girdikleri sorusunun ortaya çıkması ile, yönetim literatürüne genel bir bakış, teknolojinin organizasyon üzerinde bir etkisi bulunduğunu ve bu etkinin organizasyon yapısı üzerinde olduğunu göstermiştir. Bunun üzerine organizasyon yapısı ve teknoloji ilişkisinin, daha önce yapılan çalışmalar üzerinde, teorik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu incelemenin amacı, daha sonraki çalışmalar için teorik bir temel oluşturmak ve diğer araştırmacılar için kaynak sağlamaktır.

Giriş bölümünde organizasyon ve teknolojinin önemlerine değindikten sonra, ikinci bölümde organizasyon ve organizasyon yapısı ele alınacaktır. Organizasyon kelime olarak iki anlama gelebilmektedir. Bir tanesi, "örgüt" anlamına gelen, bir işlevi getirmek üzere düzenlenen bir yapıyı, bir ilişkiler topluluğunu anlatmaktadır. İkinci anlamda ise bu yapının oluşturulma sürecini, bir seri "örgütleme" faaliyetini ifade etmektedir. Bu bölümde organizasyon her iki açıdan ele alınıp, ayrıntıları ile incelenecektir. Bunun dışında, organizasyon türlerine yer verilmesi de uygun görülmüştür. Organizasyon yapısının tanımı, yapı boyutları ve türleri ele alınacaktır.

(12)

Üçüncü bölüm organizasyon teorileri ile ilgili bölümdür. Organizasyon kavramının, bu konu ile ilgili teoriler ele alınmadan eksik kalacağını düşünmekteyiz. Teknoloji, organizasyon ile ilgili değişken olarak durumsallık yaklaşımının gelişmesi ile ele alınmaya başladığından, söz konusu yaklaşımın ve genel olarak, organizasyon düşüncesinin gelişmesinin ele alınması yararlı olacaktır.

Dördüncü bölümde tarihsel gelişmesi ile başlayarak, ayrıntılı bir şekilde teknoloji konusu incelenecektir. Teknoloji, genel anlamda ve organizasyon teknolojisi olarak ele alınacak, bununla beraber, teknoloji sınıflandırılmasına değinilecektir. Organizasyon teknolojisi ile ilgili olarak, organizasyonun bütünsel teknolojisi ve bölüm teknolojisi şeklinde ayırım yapılacaktır. Organizasyon ile ilgili teknoloji, bir teknik sistem içinde daha iyi anlaşılacağı düşüncesi ile bu konu ele alınacaktır. Teknoloji ve organizasyon yapısı arasındaki ilişki bu konuda yapılan araştırmalar ele alınarak incelenecektir. Bu amaçla Woodward, Perrow, Thompson gibi yazarların bu konu ile ilgili çalışmaları ele alınacaktır.

(13)

İKİNCİ BÖLÜM

II. ORGANİZASYON

2.1.ORGANİZASYON TANIMI

2.1.1. Organizasyon Kelimesinin Anlamı

Organizasyon teriminin kökü "organ" kelimesidir. Bu kelime Yunanca "organon" kelimesinden kaynaklanmıştır. Yunanca'da bu terim "birinin onun aracılığıyla bir işlev ifa ettiği bir şeydir" anlamına gelmektedir. Bir araç, enstrüman, özellikle müzik aleti veya cerrahi alet anlamına gelmekteydi. Aynı zamanda, mecazi anlamda, insan bedeninin duyu veya his aracı olarak işlev gören bir parçasını anlatmaktaydı. İngilizce'de ilk olarak İncil'de kullanılmıştır. Bir beden parçası anlamında kullanılmasına 1420'lerde rastlanmaktadır. Bundan 400 öncesinde ise müzik aleti olarak kullanılmaktaydı. Rönesans'ta anatomi ve biyolojiye ilginin büyük ölçüde artması yeni terimlerin geliştirilmesini gerekli kılmıştır. Oxford İngilizce Sözlüğü'nde listelenen, "organ" kelimesinden türemiş kelimelerin yarısından çoğu bu bilimlerde ve tıpta kullanılan teknik terimlerdir. Böylece, yöneticilik biliminin ortaya çıkmasından önce, organ kelimesinin türevleri iki karşıt anlamda kullanılmıştır:

1. Asıl anlamı olan bir araç, insan eliyle yapılan bir şey - insan tarafından kendi kullanımı için yaptığı bir şey olarak;

2. Mecazi anlamda, insan bedeninin bir parçası olarak ve bu anlamdan çıkarılan, kendiliğinden olan veya doğal büyümeyi gösteren türevleri olarak kullanılmıştır18.

"Organizasyon" kelimesi çok geniş anlamlarda kullanılabilen bir kelimedir. Bazen bu kelime ile sosyal ve kültürel ilişkilerin sistemi anlatılmakta. Bazen ise "bütün katılımcıların davranışlarının tümünü" içerdiği anlaşılmaktadır. Bazıları ise, bir organizasyon olarak, Petrol Ofisi ya da Toyota gibi bir şirketten bahsetmektedirler. İlgili olduğu alana göre örneğin, bir sosyolog için organizasyon, insanlar arasındaki etkileşimin incelenmesi,

18 Urwick, Lyndall F.; Organization. Paper No:2, Nederlands Instituut voor efficiency; the

(14)

sınıflar, ya da şirketin hiyerarşisidir. Psikolog için, bireylerin bir şirket içindeki davranışlarını öngörme, açıklama ve etkileme girişimidir. Çoğu yönetici için organizasyon, rol ve pozisyonların biçimlendirilmiş yapısı anlamına gelmektedir.19

Organizasyon üzerinde çalışan düşünürlerin bu konuya çok değişik açılardan yaklaştıkları görülmektedir. Bazıları organizasyonu yönetimsel uygulamayı geliştirmek için bir metodoloji olarak görmekte. Bazıları ise tarihteki başarılı örnekleri araştırıp organizasyonel prensipler oluşturmayı amaçlamaktadır. Diğerleri ise bir örgüte uygulanabilecek davranış bilimindeki teorileri araştırmaktadır.20

Organizasyon, ya da "örgüt", günlük dile yerleşmiş bir terim haline gelmiştir. Herkes, değişik bir anlamda kullanmakta, değişik şeyler anlamaktadır. Mesela, birinin "hadi, bu hafta sonu için bir organizasyon yapalım" demesi ile, "bizim örgütte her şey müşteri memnuniyeti içindir" gibi ifadelerle çok değişik anlamda kullanılabildiği görülmektedir. Bununla birlikte İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar hiçbir yerde örgütlerden söz edilemezdi. The Concise Oxford Dictionary'nin 1950 baskısında bile, terim bugünkü anlamıyla yer almamaktadır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yöneticiliğin ortaya çıkmasıyla, organizasyonun toplumun öteki kurumlarından ayrı ve farklı bir şey olduğu anlaşılmıştır. Organizasyonlar, topluluk, toplum ve aileden farklı olarak, amaca yönelik olarak düzenlenmiş ve uzmanlaşmıştır21.

Bizim konumuzla ilgili olarak organizasyon kelimesinin iki anlamı vardır. Bir tanesi, "örgüt" anlamına gelen, bir işlevi getirmek üzere düzenlenen bir yapıyı, bir ilişkiler topluluğunu anlatmaktadır. İkinci anlamda ise bu yapının oluşturulma sürecini, bir seri "örgütleme" faaliyetini ifade etmektedir22.

19 Koontz, Harold and Weihrich, Heinz; Management, 9th ed., McGraw Hill Book Co.,

Singapore, 1989, s. 163.

20 Fisch, Gerald G.;Organization for profit. Management for the Age of Technology, Mc Graw

Hill, 1964, s.20.

21 Drucker, Peter F.; Değişim Çağının Yönetimi, çeviren Zülfü Dicleli, Türk Henkel Dergisi

(15)

2.1.2. Organizasyonun Nedenleri

En basit ifadesi ile organizasyonların varlık nedeni, belirli amaçların ancak birden fazla kişi ile bir grup olarak gerçekleştirilebilmesidir23. İnsanların, tek başlarına amaçlarına ulaşmalarını engelleyen, bazı sınırlamaları vardır24. Bunlar, bireyin biyolojik kapasitesi ve karşı karşıya olduğu çevresinin fiziksel faktörleri ile ilgili olmalarının yanında, psikolojik ve sosyal niteliklidir25. Bu sınırlamalar insanlarda işbirliği yapma ihtiyacını doğurmaktadır. Organizasyonların oluşması için en temel neden bu işbirliği ihtiyacıdır. Büyük bir taşın birden fazla kişinin hareket ettirmesi eylemi bir fiziksel sınırlamadan dolayı ortaya çıkmaktadır ve birkaç kişinin koordine edilmiş hareketlerini gerektirmektedir, ki bu da organizasyon ile eş anlamlıdır26. Uzun zamanlardan, belki taş devri zamanından beri, organizasyonlar, fiziksel çevrenin neden olduğu sınırlamaların üstesinden gelmek için yaratılmıştır- taşları hareket ettirme, kaplanları öldürmek, soğuktan korunmak gibi.

Bireysel sınırlamaların üstesinden gelmenin dışında, organizasyonlar sosyal nedenlerle oluşturulur. Bir çok organizasyon sadece arkadaşlık ihtiyacını karşılamak için vardır. Diğer organizasyonlar başka amaçlarla oluşturulsa bile yine de bu ihtiyaca cevap vermektedir.

Bunların yanında, organizasyonlar maddi nedenlerle oluşturulmaktadırlar. Organizasyonlar aracılığıyla insanlar tek başına yapamadıkları üç şeyi yapabilirler. Birincisi, yeteneklerini genişletmek, ya da güçlerini büyütmek. Böylece, başkalarının katılımı ile istedikleri işleri daha verimli bir şekilde yapabilmektedirler. Organizasyonlar bu verimliliği uzmanlaşmayı mümkün kıldıklarından dolayı elde etmektedirler. Uzmanlaşmaya ihtiyaç duyulmasının nedenlerinden ilki, bir bireyin bütün yetenek ve bilgi alanlarında uzman olabileceğinin imkansız olmasıdır. Bunun yanında, bireyler ilgi alanı, doğaları, kapasiteleri, deneyimleri ve yetenekleri açısından farklılık gösterirler. Uzmanlaşma ile değiş tokuş imkanı

22 Koçel, Tamer; İşletme Yöneticiliği, 6.baskı, Beta Bas.Yay.Dağ.AŞ, İstanbul 1998, s.22. 23 ibid., s.22.

24 Hicks, Herbert G. and Gullett, C.Ray; Modern Business Management. A Systems and

Environmental Approach, Mc Graw Hill series in management, 1974, s.35.

25 Koontz, Harold and O'Donnell, Cyril; Management: A Systems and Contingency Analysis of

(16)

doğabilmektedir. Diğer bir deyişle, bir birey yoksun olduğu bir şeyi, var olan şey karşılığında elde edebilmektedir. Böylece, değiş tokuş süreci aracılığı ile insanlar yeteneklerini veya verimliliklerini çoğaltmaktadırlar. Uzmanlaşma ihtiyacının ikinci nedeni olarak, insanların, organizasyonlar aracılığıyla, amaca ulaşmak için gereken zamanı azaltmaları gösterilebilmektedir. Uzmanlaşma yardımı ile daha az maliyetle daha çok üretim yapılabilmektedirler. Üçüncü olarak, insanlar daha önceki kuşakların bilgi birikimlerinden faydalanmaktadırlar.

2.1.3. Organizasyonun Temel Özellikleri ve Tanımı

Yukarıda da bahsedildiği gibi organizasyon terimi, kalabalık caddede meydana gelen küçük çarpışmadan başlayarak, büyük üniversiteleri ve dev şirketleri kapsayacak kadar geniş ve esnektir. Everest'e çıkan iki kişilik grup ile bir aile olduğu kadar, daha büyük, siyasi bir devlet gibi sosyal entegrasyonlar da birer organizasyon gibi düşünülebilmektedir. Ayrıca konuyu karmaşıklaştıran bir diğer husus, konu üzerinde çalışan düşünürlerin kendi ilgi alanlarına göre ve kendilerine uygun olacak şekilde tanımlar yapmalarıdır. Oysa, her organizasyonun sahip olduğu ortak özellikler vardır. İşte bu özellikler kısaca ele alınacaktır.

Yukarıda sayılan organizasyon nedenlerinden de anlaşılacağı gibi organizasyonun en temel unsuru, birden fazla insan grubunun olmasıdır. Bu insan grubunun bir birleri ile iletişim kurma kapasitesi olması şarttır. İletişimin önemi, organizasyon içinde belirli bir görevin yerine getirilmesinde koordinasyon ve etkinlik sağlamasından kaynaklanmaktadır. Bazı düşünürler iletişimi organizasyonun en önemli özelliği saymaktadırlar. Urwick için organizasyon, eylem birliğinin kişisel ilişki, gelenek veya sosyal duyarlık ile elde edilmediği, herhangi bir amaca yönelik insan işbirliğinin sisteminde, biçimsel iletişim düzenlemesi anlamına gelmektedir.27

İletişimin kurulmasının yanında, bu insan grubunun birlikte çalışmak için istekli olması gerekmektedir. Bireysel isteklerin daha iyi bir şekilde sahip olunan yetenek veya kaynakların birleşimi ile giderilebildiğini anlayan iki veya

26 Urwick, s.77. 27 ibid., s.76.

(17)

daha fazla insan arasındaki etkileşim organizasyon için zorunlu koşuldur28. Organizasyonun yaşama gücü, bireylerin sisteme katkıda bulunmaya istekli olmasında yatmaktadır29.

Birlikte çalışma ya da işbirliği isteği bir diğer önemli unsur ile ilgilidir- söz konusu insan grubunun ortak bir amacının olması. Organizasyonların, belirli amaçlara ulaşmak için kullanılacak bir araç olarak ortaya çıktıkları hakkında ortak bir inanç vardır. İnsanlar ortaklaşa hareketin daha avantajlı olduğunu kabul ettikleri için bir organizasyon dahilinde eylemde bulunmaktadırlar30. Organizasyonlar, bir amaca yönelik sosyal birimlerdir. Bunların faaliyetleri bireysel sonuçları entegre edecek şekilde düzenlenmiştir31. Bu konuda belirtilmesi gereken bir husus, organizasyon içinde birlikte çalışan insanların ortak amaçları dışında bireysel amaçları, hedefleri olduğudur. Bireyler ortak amaç için çalışırken, kendileri için bir yararı, çıkarı olmasını beklemektedirler32.

İletişim, birlikte çalışma isteği, ve ortak amaç olan üç temel unsur başlangıçta gerekli ve yeterlidir ve bütün organizasyonlarda bulunmaktadır33. İster basit, ister karmaşık olsun, bir organizasyon içinde her zaman, bir düzen içinde toplanmış insan çabalarının biçimlendirilmiş bir sistemi vardır; her zaman düzenleyici ve birleştirici prensip olarak bir amaç vardır; her zaman vazgeçilmez bir koşul olarak iletişim kurma yeteneği vardır34.

Daha fazla biçimlendirilmiş organizasyonlarda, yukarıda sayılan özelliklerin dışında, bir yapı söz konusudur. Ortak amaçlara ulaşmak için anlaşmış ve bunlara yönelik görevleri yerine getirmekle meşgul, birbirini yüz yüze tanıyamayacak kadar çok sayıda insan, bu yapı aracılığı ile birbirleri ile bağlantı kurmaktadırlar35. Yapı ile, organizasyonun unsurları belirlenip aralarındaki ilişkiler anlatılmaktadır. Anatominin fizyolojiyi yansıttığı gibi, organizasyon yapısının özellikleri onun çalışma metodunu yansıttığını

28 Hicks&Gullett, s.25 29 Litterer, s.41

30 Bedeian, Arthur G.; Organizations: Theory and Analysis, The Dryden Press, 1984, s.2. 31 Litterer, s.7.

32 Hicks&Gullett, s. 43 33 Litterer, s.40 34 Urwick, s.30.

(18)

düşünebiliriz36. Diğer bir deyişle, işbölümünü, görevlerin personel arasında dağıtılmasının yollarını açıklamaktadır. Bununla birlikte, şirkette istihdam eden personel arasındaki otorite ilişkisini de ifade etmektedir.37

Organizasyonun kendisi bir yapı gibi düşünülebilmektedir. Geniş bir ifade ile, organizasyon, değişik faktörler arasındaki yapısal ilişkidir. Organizasyon, ilk olarak, sorumluluk ve görevlerin yapısıdır. Şirketin faaliyetleri personel arasında bu yapı aracılığı ile dağıtılmaktadır. İkinci olarak, görevlerin yardımı ile kurulan, personel arasındaki biçimlendirilmiş karşılıklı ilişkilerin yapısıdır. Daha kısa bir ifade ile, organizasyon, rol veya pozisyonların yapısıdır.38

Bütün çalışmalarda organizasyonun bir sosyal varlık olduğu vurgulanmaktadır. Organizasyonun yapı taşı insanlar ve onların rolleridir39. İnsanlar organizasyon içinde gerekli fonksiyonları yerine getirmek için birbirleri ile etkileşim içine girmektedirler. Böylece organizasyonlar, farklılaştırılmış roller ile, ofisleri veya pozisyonları doldurarak farklılaştırılmış görevleri yerine getiren bir grup insandan oluşmaktadır40.

Bir diğer özellik, organizasyonların göreceli olarak kalıcı ya da sürekli sosyal varlıklar olmalarıdır41. Organizasyonların yaşam süreleri üyelerinin

hayatlarını aşmaktadır. Organizasyonlar, belirli amaçların göreceli olarak daha uzun süre izlenmesi için kurulmaktadırlar.

Bunların dışında diğer bir özellik olarak, organizasyonların belirlenebilir sınırları olması gerektiği gösterilmektedir. Sınırlar ile hangi unsurların içeride hangilerin dışarıda olduğu tespit edilmektedir. Organizasyonun dışında olan unsurlar onun çevresini oluşturmaktadır. Her organizasyon çevresinden etkilendiği gibi, karşılıklı olarak kendisi de çevresini etkilemektedir. Önemli olan, organizasyonun çevresinden ayrı olarak varlığını

35 Johnson, Richard A.; Kast, Fremont E. and Rosenzweig, James E.; The Theory and

Management of Systems, 3d edition, MC Graw-Hill Book Co., 1973, s.24.

36 Litterer, s.59.

37 Koontz and Donnell, Management. A book of readings. (L.C.Sorrell), s.180. 38 ibid., s.275.

39 Daft, s.10. 40 Litterer, s.7.

41 Brown, Warren D. and Moberg, Dennis J.; Organization Theory and Management. A Macro

(19)

koruması gerektiğidir. Organizasyona dahil olmak için üyelik açıktır. Üyeler, organizasyona katılmak için genelde, para, prestij veya başka bir çıkar karşılığında taahhüt üstlenir ya da kontrat yapmaktadırlar. Örgütlenmek için görülebilir sınırlar zorunludur42.

Organizasyonlar belirli amaçların gerçekleştirilmesi ile ilgili, düzenlenmiş sosyal birimler sistemi olarak ele alınabilir43. Sistem olarak organizasyonlar, çevrelerinden çeşitli kaynakları alan, bu kaynakları işleyerek mal veya hizmet haline getiren ve bu mal ve hizmetleri ileride yeniden kaynak sağlamak üzere çevresine veren birimler olarak görülmektedir. Kısaca bir organizasyonun girdi, üretim veya dönüştürme gücü ve çıktısı vardır. Organizasyonun sınırları bu analitik ayırım etrafında çizilebilmektedir44. Organizasyon, genel amaçlarına ve daha spesifik hedeflere ulaşmak için organizasyonel ve teknolojik sistemler ve alt-sistemler oluşturmaktadır. Bunun sonucunda organizasyonlar çeşitli alt sistemlerden oluşan açık ve sosyoteknik birer sistem olmaktadırlar.45 Açık sistem olarak organizasyonlar statik değildir, aksine iç ve dış çevrelerindeki değişimlere cevap vermek için devamlı evrim geçirmektedirler46.

Böylece organizasyon, birbirleri ile iletişim kurabilecek kapasitede olan bir veya birkaç insan grubunun, ortak bir amaç için birlikte çalışma isteği ile bir araya gelmesi ve etkileşimde bulunması ile başlamaktadır. İnsanların etkileşimi bir yapı ile düzenlenmektedir. Organizasyon, belirlenebilen sınırları olan ve süreklilik gösteren, bir yapı ile düzenlenmiş ve uyumlaştırılmış, faaliyetleri denetlenebilen açık ve sosyoteknik bir sistem olarak tanımlanabilmektedir.

42 Daft,s.10

43 Hodge, B.J. and Anthony, William P.; Organization Theory, an Environmental Approach,

Allyn and Bacon, Inc, Boston, 1979, s.13.

44 Hage, Jerald; Theories of Organizations. Form, Process and Transformation, A

Wiley-Interscience Publication; John Wiley and Sons, NY, 1980, s.11.

45 Johnson, Kast, and Rosenzweig, s.42.

46 Johnson, Richard A.; Mansen, R.Joseph; Knowles, Henry P. and Saxberg, Borge O.;

Management,Systems and Society: An Introduction, Goodyear Publishing Co.Inc., California, 1976, s.104.

(20)

2.2. ORGANİZASYON TÜRLERİ

Organizasyonların tanımlanması, değişik organizasyon türlerine değinmeden eksik olduğu düşüncesiyle aşağıda bu konuda yapılan bazı sınıflandırmalara kısaca değindikten sonra, formel-informel ve mekanik-organik olan, organizasyon türlerinin en uçtaki ikişer örnekleri ele alınacaktır. Organizasyonların diğer birlikteliklerden ayrı ortak özellikleri olmasına rağmen aralarında farklılıkların olması gerçeği göz ardı edilmemelidir. Çok değişik türde organizasyonlar vardır ve bunlar değişik açıdan ele alınıp sınıflandırılmışlardır. Bu konuda hala yeterli bir tipoloji yapılmamıştır47. Yeterli tipoloji önemli değişkenlerin tespit edilmesi ile yapılmaktadır, fakat organizasyonlar ile ilgili yapılan sınıflandırma girişimlerinden, değişkenlerin çok çeşitli olduğu anlaşılmaktadır.

En yaygın kategorilere ayırma biçimi - formel ve informel organizasyonlar olarak ele almaktır. Bu temel sınıflandırma biçimidir. Bunun yanında, organizasyonlar, çevredeki değişikliklere cevap olarak geliştirdikleri yapılar açısından, mekanik ve organik olarak nitelendirilmektedir. Bunun dışında, yapılan araştırmaların amacına göre, örneğin kar amacı gütmesi açısından veya eğitim, tıp, tarım organizasyonları gibi yer aldıkları sektörler açısından ele alındıkları görülmektedir. Bu genelde sosyal bir araştırmalar için yararlı olan sınıflandırmalardır.

Bu genel sınıflandırmaların dışında daha ayrıntılı olanlar geliştirilmiştir. Bunların başında Parsons'un yaptığı sınıflandırma gelmektedir. Bu ayırım aynı zamanda en kolay uygulanabilme özelliğinden dolayı geniş kabul görmektedir48. Bu sınıflandırmada Parsons, topluma yaptıkları katkıya göre dört tip organizasyon belirlemiştir. Bunlardan ilki, üretim organizasyonu; toplumun tükettiği ürünleri üreten işletmeler. İkincisi, politika amaçlı organizasyonlar; toplum içinde iktidarı oluşturan ve dağıtan, toplumsal amaçlara ulaşılmasını sağlamaya çalışan organizasyonlar. Üçüncüsü, bütünleştirici, ya da birleştirici organizasyonlar; toplumsal grupların birlikte çalışmalarını sağlayan, çatışmaları çözen, toplumsal beklentilerin

47 Hall, s.37

(21)

gerçekleştirilmesine yönelik motivasyonu güçlendirip yönlendiren organizasyonlar. Dördüncüsü, düzen koruma organizasyonları; eğitim, kültür, tanıtıcı faaliyetleri ile toplumsal sürekliliği sağlamak için çalışan organizasyonlar. Bu tür sınıflandırma, organizasyonların özellikleri açısından ayırım yapmadığından dolayı fazla bilgi vermemektedir. En önemli kusuru da, bütün bir kategori olan, topluma hizmet sağlayan organizasyonları dahil etmemesidir49.

Etzioni ve Blau ile Skott tek bir prensip temelinde sınıflandırma yapmışlardır. Etzioni, sistemin temeli olarak itaat prensibini ele almıştır. İtaat, organizasyonun ast düzeyinde olan katılımcısının otorite sahibi olan üstüne gösterdiği davranış biçimidir. Ona göre üç tür otorite vardır -zorlayıcı, kazançlı ve kuralcı. Üç tür de itaat vardır - uzaklaştırıcı, yardımcı, ahlak kurallarına uyan. Bu üçlü tür kendi içinde de üçer tür içermektedir. Böylece üçlü sınıflandırma şeması dokuz tür ortaya çıkarmaktadır50.

Blau ve Skott'un sınıflandırması kimin yarar sağladığına göre yapılmıştır. Buna temel olarak da esas yararlanan kimse ele alınmaktadır. Buna göre, esas yarar sağlayan üyelerin oldukları, iki taraflı yarar organizasyonları; sahiplerin yararlandığı - iş organizasyonları; müşterilerin yararlandıkları - hizmet organizasyonları ve esas yararlanan toplumun olduğu - kamu yararı organizasyonları51.

Organizasyonlar ana amaçlarına göre sınıflandırılabilmektedir. Her organizasyon kendi üyelerinin ihtiyaçlarını, beklentilerini, isteklerini gidermeye yarayan belirli amaçlara ulaşmak için yaratılmıştır. Mesela:

− Servis organizasyonları: Bu tür organizasyonlar, her hizmet

alıcısından tüm karşılığını almadan yardım etmek için hazır bulunmaktadır.(Hayır cemiyeti, halk okulu yönetim kurulu, park ve hayvanat bahçesi komisyonu)

− Ekonomik organizasyonlar: Bir ödeme karşılığında ürün ve

hizmet sağlayan organizasyonlardır. (Şirketler, mal sahipliği, ortaklıklar)

49 Hall, s.38. 50 ibid., s.39.

(22)

− Dini organizasyonlar: Üyelerin dini ihtiyaçlarına cevap veren organizasyonlardır. (Kiliseler, camiler, mezhepler)

− Koruyucu organizasyonlar: İnsanları zarardan, kötülükten

koruyan organizasyonlar. (Emniyet güçleri, askeri, itfaiye)

− Hükümet organizasyonları: Toplumun düzen ve süreklilik

ihtiyaçlarını karşılayan organizasyonlar. (Devlet yönetimi, şehirler, mahkemeler)

− Sosyal organizasyonlar: İnsanların birbirleri ile ilişki kurma ihtiyaçlarına hizmet eden organizasyonlar. (Kulüpler, dernekler, takımlar)52

Son örnek olarak Henry Mintzberg'in çalışmasını kısaca ele alalım. Bu çok yönlü yaklaşım genelde organizasyonun yüz yüze geldiği değişik durumsalları karşılamak için yapılanma biçimlerini temel almaktadır. Böylece beş organizasyon türü saptanmaktadır: basit yapı, makine bürokrasisi, mesleki bürokrasi, bölümlere ayrılmış yapı, ve özel amaçlı organizasyonel yapı (adhocracy).

İlk tür olan basit yapı, istikrarsız çevre koşulları için uygun bir yapıdır. Genellikle, bu yapı, temel işi yapan eleman grubunun yanında destek kadrosuna sahip bir genel müdürden oluşmaktadır. Genel müdür oldukça merkezi biçimde yönetmekte, bununla birlikte örgütsel yapı çok gayri resmi ve esnektir. Hızlı değişikliklere cevap vermek için çok uygun yapıdır53. Gelişmiş teknolojiler kullanmaktadırlar. Örnek olarak, agresif müdür tarafından yönetilen küçük bir kolej, atılgan, girişken sahibi olan otomobil satıcılığı yapan şirket, veya bir otokrat ile yönetilen yeni hükümet gösterilebilmektedir54.

İkinci tür yapı, makine bürokrasisidir. Standartlaştırılmış iş, büyük ölçek, durgun çevre ve bir dış kurul tarafından kontrol özellikleri vardır. Posta sistemi, çelik üretim işletmesi, havayolları veya hapishane örnek olarak verilebilmektedir.

51 Hall, s.39

52 Hicks and Gullett, s. 120

53 Morgan, Gareth; Yönetim ve Örgüt Teorilerinde Metafor, çeviren Gündüz Bulut, MESS

Yayın No:280., İstanbul, 1998, s.64.

(23)

Üçüncü tür yapı, profesyonel bürokrasidir. Burada ana faktör, profesyonel veya yüksek yetenekli çalışanların beceri ve bilgileridir. Bu yetenekli insanların yaptıkları işte daha fazla etkili olmaları için ihtiyaç duydukları özerkliği sağlamak amacıyla merkezi denetim ilkelerinde değişikliğe gidilmektedir. Bu tür, görevlerin nispeten karmaşık olduğu istikrarlı koşullara uygundur. Örnek olarak, üniversite, hastane, avukatlık firması, sosyal sağlık acentesi, elişi üreten firma gösterilebilmektedir.

Dördüncü tür, bölümlere ayrılmış yapıdır. Burada her bölümün, bu tipolojide yer alan biçimlerden birinin özelliklerine sahip, kendi yapısı vardır. Örnek olarak, büyük şirket, büyük üniversite, veya sosyalist ekonomi gösterilebilmektedir.

Son tür, özel amaçlı organizasyon (adhocracy) türüdür. Bu tür organizasyonların çevreleri dinamik ve belirsizdir. Organizasyon yapıları koşullar gerektirdikçe çok hızlı biçimde değişebilmektedir. Genellikle, bir görevi yerine getirmek ve görev sona erince dağılmak üzere bir araya gelen proje ekipleri gerektirir. Bazen bu organizasyon türü, sanal organizasyon veya

şebeke organizasyonu olarak da adlandırılmaktadır55. Bu karmaşık

organizasyon biçimi örnekleri; yazılım şirketleri, yeni artistik organizasyonlar, ve araştırma-geliştirme laboratuarlarıdır56.

Bunları ele aldıktan sonra bizim için esas yararlı olan formal - informal ve mekanik- organik organizasyonlar ayırımını ele alalım. Bu örnekler, organizasyon türlerinin iki ucunu temsil etmektedir. Bu çalışma esas olarak formal organizasyonları ele aldığı için, yukarıdaki organizasyon tanımına ek bilgi olarak formal organizasyonların tanımı da yararlı olacağını düşünmekteyim.

2.2.1. Formal ve İnformal Organizasyon Türleri

Organizasyonların sınıflandırılmasında yaygın olan bir yaklaşım, onları formal ve informal olarak ayırmaktır. Bu iki organizasyon şekli, organizasyon türlerinin en uçtaki örnekleridir. Organizasyon ile ilgili bütün araştırmalarda,

55 Morgan, s.64. 56 Hall, s.40.

(24)

aksi belirtilmedikçe, formal organizasyonlar ele alınmıştır. Yukarıdaki organizasyon tanımı da formal organizasyon için geçerli tanımdır. Onun için burada sadece genel hatları ile ele alınacaktır.

2.2.1.1. Formal Organizasyon Türü

İnsanların beraber yaşadığı her yerde ortaya çıkan sosyal organizasyonların aksine, formal organizasyonlar belirli amaçlar için bilinçli olarak kurulan organizasyonlardır57. Formal organizasyonun özü, bilinçli ortak amaçta yatmaktadır. Bu tür organizasyon, amaçlara yönelik faaliyetlerin organize edilmesi süreci sonucunda ortaya çıkmaktadır. Böylece, amaçlara etkin bir şekilde ulaşılması için olması arzu edilen yapı önceden bilinçli olarak tasarlanır. Formal organizasyon içindeki ilişkilerin yapısı organizasyon şeması ile gösterilmektedir.

Bu tür organizasyonun otorite, güç, sorumluluk ilişkilerini gösteren iyi tanımlanmış yapısı vardır. Yapı aynı zamanda iletişimin aktığı kanalları tanımlamaktadır. Formal organizasyonların amaçlar hiyerarşisi açıkça belirtilmiştir.

Organizasyon içindeki toplumsal ilişkiler ussal niteliklidir ve anlaşmalara dayanmaktadır. Formal organizasyonların üyeliği belirli zamanda ve genelde bilinçli olarak kazanılmaktadır. Her üye için açıkça belirtilen görevleri ve yükümlülükleri vardır. Üyeler arasında inanç ve değer paylaşımı informal organizasyonların aksine zayıftır58.

Statü, prestij, ücret, makam, ve diğer ekstra gelirler iyi düzenlenmiş ve kontrol edilmiştir. Bunlar sürekli ve planlıdır; düzene verilen önemden dolayı göreceli olarak esnek değildir59. Formal organizasyon, roller yapısı olarak tanımlanabilmektedir60. Bu tür organizasyonun bazı örnekleri - büyük şirketler, federal ve eyalet hükümetleri, üniversitelerdir.

57 Harrison, E.Frank; Management and Organizations, Houghton Mifflin Company, Boston,

1978, s.121

58 Sucu, s.17.

59 Hicks and Gullett, s. 134 60 Koontz and Weirich, s.163.

(25)

2.2.1.2. İnformal Organizasyon Türü

İnformal organizasyon ortak bir amacı olmayan, önceden planlanmayan, bilinçli olarak oluşturulmayan, personelin birbiri ile resmi olmayan etkileşim içine girmesi sonucu oluşan ilişkiler topluluğu olarak tanımlanmaktadır. İnformal organizasyonlar her formal organizasyonun içinde ortaya çıkmasına rağmen organizasyon şemasında yer almamaktadır. Informal organizasyon iş yerlerinde insanların doğal gruplamasını ifade etmektedir.61Eğer formal organizasyon işletmenin iskeleti ise, informal organizasyon ise ortak düşünce süreçlerini, birimlerin eylemlerini, tepkilerini yönlendiren merkezi sinir sistemidir62. Formal organizasyonların aksine gevşek biçimde düzenlenmiş, esnek, kötü tanımlanmış ve kendiliğinden oluşan bir birlikteliktir. Informal organizasyona üyelik bilinçli olabileceği gibi bilinçsiz bir şekilde de üye olunabilmektedir.

Informal organizasyonlar, genel olarak, bir sosyal ihtiyaca cevap olarak, yani insanların diğerleri ile birleşmek veya arkadaşlık etmek ihtiyacından dolayı ortaya çıkmaktadır. Informal organizasyonun ortaya çıkışının altında olan daha belirli etkenler vardır63:

1. Herhangi bir uzun süren grubun oluşması için, insanların sık yüz yüze temasları olması gerekmektedir. Böylece, insanların ofis ya da fabrika içindeki fiziksel konumları kimin hangi grupta olacağını tahmin etmede önemli faktör olmaktadır.

2. İş veya meslek, informal grupların ortaya çıkışı ve bileşimini belirleyen ana faktördür. Aynı işle uğraşan insanların aynı gruplarda toplanmalarına yönelik bir eğilim vardır.

3. Informal gruplar için bir diğer etken - benzer ilgi alanlarıdır. Bir büyük informel organizasyonun yerine birkaç küçük organizasyonların ortaya çıkmasının nedeni, insanların ilgi alanlarında farklılıkların olmasında yatmaktadır.

61 Litterer, s.19.

62 Krackhardt, David and Hanson, Jeffrey, R.; "Informal Networks: The Company Behaind the

Chart", Harvard Business Review, July-August, 1993, s.104.

(26)

4. Özel durumlar sıkça informel grupların oluşması ile sonuçlanır. Bu durumda, aynı ilgi alanı, mesleği, veya konumu olmayan insanlar ortak bir nedenle birleşmektedirler. Özel durumlar daha geçici grupların ortaya çıkmasına neden oluyorlar; diğer üç etken üzerine dayanan gruplar daha uzun süreli olmaya meyillidir64.

İnformal organizasyonun üç önemli özelliği bulunmaktadır: a. Bu tür organizasyonlar kendiliğinden oluşmaktadır,

b. Buradaki ilişkilerin temeli bireyseldir. Prestij, grup içinde kabul görme, arkadaşlık bağları gibi faktörleri de içermektedir,

c. Bunların içindeki ilişkiler kontrole yönelik güç ilişkileridir65. Bütün gruplar gibi üyeleri beraber yaşadığı ve çalıştığı sürece, kendi uygulamalarını, değerlerini, normlarını ve sosyal ilişkilerini geliştirirler66.

İnformel organizasyonun üç fonksiyonu vardır:

a. Grup üyelerinin davranışlarını kontrol etmek için yardım

etmektedir,

b. Daha büyük organizasyon içinde, yaşam koşullarını kontrol

etmeye çalışmaktadır,

c. Formal organizasyonun sağlamadığı bireysel ilişkileri gösteren bir mekanizma olarak hareket etmektedir67.

İnformal organizasyonlar, yöneticiler tarafından dikkate alınması gereken bir olgudur. Bu tür organizasyonlar formal organizasyonun etkinliğini önemli ölçüde etkileme gücüne sahiptir. İmformal organizasyonlara örnek olarak iş molasında satranç oynamak için toplanan bir grup, briç kulübü, akşam yemeği partisi, dostluk gösterilebilmektedir68.

64 Litterer, s.19.

65 ibid (Selznick), s.198. 66 Harrison, s.121 67 Litterer, s.197.

(27)

2.2.2. Organik ve Mekanik Organizasyon Türleri

Organizasyonlar, çevrelerindeki teknik ve ticari değişimlerin belirli derecelerine göre değişik şekiller alabilmektedirler. Bu şekiller birbirine tümüyle zıt iki uçta yer almaktadır. Aşağıda ana hatları ile ele alınacak her iki organizasyon türü, rasyonel organizasyon tipini temsil etmektedirler. Böyle değerlendirilmelerinin nedeni - her ikisinin de, insan kaynaklarını organizasyon koşullarına uygun, en etkili biçimde kullanmak için, açıkça ve bilinçli oluşturulup varlıklarını sürdürmeleridir69.

Organik model II. Dünya Savaşı sonralarında ve sadece endüstri-sonrası toplumlar dediğimiz toplumlarda geliştirilen yeni organizasyonel şekli temsil etmektedir. Mekanik modelin ise, bürokratik model ile bazı ortak özellikleri bulunmaktadır70. Mekanik olarak adlandırdığımız sistem göreceli olarak daha sabit şartlar altında faaliyette bulunmak için uygun görünmektedir. Diğer organizasyon türünün değişim şartlarına ihtiyaç duyduğu görülmektedir.

Bu sistemlerin başlıca özellikleri kısaca aşağıdaki gibidir:

Mekanik organizasyonda geleneksel organizasyon hiyerarşisi bulunmaktadır71.

− Kontrol, otorite ve iletişim hiyerarşik yapı ile düzenlenmiştir, − Faaliyetler uzmanlaşmış küçük parçalara bölünmüştür, − İşler formal kural ve prosedürlerle yürütülmektedir,

− Her bireyin veya birimin gerçekleştireceği faaliyetler, teknik metot, görev ve yetenekleri ayrıntılarıyla tanımlanmıştır72,

− Üyeler arasındaki etkileşim dikeydir, yani üst ve ast arasında geçmektedir,

69 Burns, Tom and Stalker G.M., The Management of Innovation, Tavistock Publications,

London, 1961, s.119.

70 Hage, s.30. 71 Sucu, s.307. 72 ibid, s.308.

(28)

− Çalışmalar ve iş davranışları yöneticiler tarafından yayımlanan talimat ve kararlarla yönetilmektedir,

− Kararlar örgütün üst düzeylerinde alınmaktadır,

− Firmanın durumu ile ilgili bütün bilgilerin sadece hiyerarşinin üst düzeyinde toplanması ile onun daha da güçlendirilmesi söz konusudur,

− Yönetici denetim alanı daha dardır73,

− Organizasyon şemalarında karmaşık hiyerarşi olarak görünen

yönetim, çoğu zaman, bilginin yukarı doğru aktığı basit kontrol sistemini yönetmektedir74,

− Amaçlar, hedefler ve işlemler önceden kurulmuş olup, her

işlevsel rol ile ilgili teknik yöntemler, görevler ve güçler açık bir şekilde belirlenmiş olduğundan yapı esnek değildir ve değiştirilmesi çok zordur75,

− Üstlerin emirlerine uyma, bağlılık ve sadakat üyeliğin önemli bir koşulu olarak görülmektedir76,

− Bireyler, gerçekleştirilen faaliyetlerin özel nitelikli bir parçası olarak görülmektedir,

− Üyelerin saygınlığı ve önemi, iş ile ilgili özel bilgi, deneyim, yetenek, uzmanlık ve hiyerarşik yapıdaki yerinden kaynaklanmaktadır77.

Organik sistem istikrarsız koşullara adapte edilmiştir.

− Bu koşullarda ortaya çıkan sorunlar kesin olarak tanımlanmış hiyerarşi içindeki uzmanlıklara göre bölünememektedir,

− Kontrol, otorite ve iletişim, şebeke yapı ile düzenlenmektedir78,

73 Dalton, Gene W.; Lawrence,Paul R. and Lorsch, Jay W.; Organizational Structure and

Design, Organizational behaviour and administration series; Richard D.Irwin, Inc and the Dorsey Press, 1970, (Jay Lorsch), s.4.

74 Burns and Stalker, s.5. 75 Sucu, s.307.

76 Burns and Stalker, s.121. 77 Sucu, s.309.

(29)

− Formal prosedürlere daha az önem verilmiştir, − Denetim alanı daha geniştir,

− İlgili konuda verilen kararlar, işi gerçekleştirenler tarafından verilmektedir, böylece organizasyonun alt düzeylerinde daha fazla kararlar alınmaktadır79,

− Bireyler özel görevlerini, bir bütün olarak organizasyon

görevlerinin ışığında yerine getirmektedirler,

− Bireysel görevlerin, diğerleri ile etkileşim yüzünden, sürekli yeniden tanımlanması ve düzeltilmesi gerekmektedir,

− Etkileşimler düz gittikleri gibi dikey olarak da yapılmaktadır, − Farklı düzeydeki insanlar arasındaki iletişim emir niteliğinde olmayıp daha çok bir danışma, tavsiye şeklinde olmaktadır,

− Bütün bilgiler sadece hiyerarşinin üst düzeyindekilere ait

değildir80.

− Sadakat ve itaatten ziyade, organizasyonun görevlerine bağlılık ve sahip olunan bilgi daha önemlidir ve üyeliğin koşulu olarak görülmektedir,

− Üyelerin saygınlığı ve onlara verilen önem, sahip oldukları bilgi birikimi, uzmanlıkları ve ilişki kurma yetenekleri ile ilgilidir81,

− Organik örgüt yapısında görevler, işlevler ve hedefler çok

yumuşak bir şekilde oluşturulduklarından, yapı esnek bir nitelik taşımaktadır82. Yapının beklenmeyen fırsatlara zamanında karşılık verecek şekilde esnek olması, bu yapı türünün belirsizliğin yüksek olduğu durumlarda çok sık olarak kullanılmasının nedeni olarak belirtilebilmektedir,

78 Hage, s.31

79 Lorsch, Lorsch, Jay W. and Lawrence, Paul R.; Studies in Organziation Design, Irwin

Dorsey Ltd, Georgetown, Ontario, 1970, s.4.

80 Burns and Stalker, s.6 81 Sucu, s.310.

(30)

− Örgüt içinde yerine getirilmesi gereken görevler, örgüt içinde yer alan bireyler arası sürekli etkileşim sonucu, çevreye daha çabuk tepki gösterebilecek nitelik taşırlar.

Organizasyonların çok sayıda değişik türleri ve sınıflandırmaları vardır. Burada bu sınıflandırmalarının bazı örneklerini ve önemli bulduğumuz bazı organizasyon türlerini ana hatları ile ele almış bulunmaktayız. Bunların dışında daha fazla organizasyon türlerinin bulunduğunu kabul etmekle birlikte, zaman geçtikçe ve organizasyonların bulunduğu ortamlar değişip geliştikçe, bu değişime en iyi şekilde cevap verecek biçimde yapılandırılmış, yeni tür organizasyonlar ortaya çıktığını belirtmek zorundayız. Son zamanlarda sıkça bahsedilen sanal organizasyonlar ve şebeke organizasyonları bunlara birer örnektir. Bunun dışında, Charles Handy "federal" ve "yonca tipi" organizasyonlardan, Brian Quinn de "küme" tipi organizasyonlardan söz etmektedirler83. Zamanla bu listenin daha da uzayacağı kuşkusuzdur.

2.3. SÜREÇ OLARAK ORGANİZASYON

Organizasyonun ikinci bir anlamda, bir yapı oluşturma sürecini, buna yönelik bir dizi faaliyeti, bir organize etme faaliyetini ifade ettiğinden bahsetmiştik. Organizasyon, amaçlara ulaşmak için gereken faaliyetlerin gruplandırılması, ortaya çıkarılan grupların, denetlemek için yeterli otorite ile donatılmış bir yöneticiye tahsis edilmesi, ve ortaya çıkan yapıda yatay ve dikey koordinasyonun sağlanması için gerekenin yapılması olarak tanımlanabilmektedir84.

Organizasyon sürecinin aşamaları:

1. Organizasyon amaçlarının tespit edilmesi,

2. Destekleyici amaçların, politikaların ve planların oluşturulması, 3. Planlanan amaçların gerçekleştirilmesi için gereken faaliyetlerin tespit edilmesi,

83 Morgan, s.65. 84 Harrison, s.120.

(31)

4. Faaliyetlerin uzmanlaşmış parçalar durumuna dönüştürülmesi; böylece en küçük faaliyet biriminin oluşturulması,

5. Belirlenen faaliyetlerin anlamlı bir düzen, çerçeve ya da yapı içinde gruplandırılması,

6. Bu grupların belirli örgütsel kademe ve mevkileri durumuna

getirilmesi,

7. Her grubun liderine, faaliyetlerin yerine getirilmesini sağlaması için, gereken yetkinin verilmesi,

8. Grupların yatay ve dikey olarak, otorite ilişkileri ve bilgi akışı aracılığıyla birbirine bağlanması,

9. Birey ve grupların çalışmalarını düzenleyecek araçların

sağlanması.

Bu faaliyetlerin gerçekleştirilme biçimleri organizasyondan organizasyona değişmektedir. Bunun nedeni de örgütlerin durumsal değişkenleriyle ilgilidir85.

Organizasyon faaliyetleri yönetici ve diğerleri için bir çok yarar sağlamaktadır. Bu yararların özeti aşağıdaki gibidir:

− Organizasyon hem bireysel hedeflere hem de organizasyon amaçlarına ulaşmak için bir araçtır. Görev ve sorumluluklar ve insanlar arasında bir bağlantı sağlamaktadır.

− Organizasyon, yönetici ve yönetici olmayanların hepsine formal yapı içinde belirli pozisyonla ilgili bir statü sağlamaktadır.

− Organizasyon, bütün ortak çalışmanın şekilleri altında olan temel kavramdır. Birim ve alt birimlerin, bütünleşmiş bir varlık haline gelmesi için uygun düzenlenmesi, işi etkili ve verimli bir şekilde başarmak için çok değerli bir araçtır.

(32)

− Organizasyon, faaliyetlerin yerine getirilmesi ve koordinasyonu için zorunlu olan, iletişim sistemini sağlamaktadır.

− Organizasyon, kurum veya şirkete tanınması ve ne yaptığının bilinmesi için, çok değerli bir kimlik sağlamaktadır.

− Sorumluluğun verilmesi ve otoritenin devredilmesi ile hem yönetici, hem de yönetici olmayanlara, yeteneklerindeki ve motivasyonlarındaki farklılıklardan yararlanmalarına olanak sağlamaktadır.

Organize etme ile organizasyon tasarımı aynı anlamda kullanılmaktadır86. Tasarım bir yaratma faaliyetidir. Organizasyon tasarımı, organizasyon unsurları arasındaki ilişkilerin bir amaca yönelik, bilinçli bir şekilde oluşturulmasıdır. Bu süreç sonucunda görev ve otorite yapısı ortaya çıkmaktadır. Böylece, organizasyon tasarımı, organizasyon yapısının mümkün olan en çok etkinliğe ulaşması için formülasyonu ve oluşturulmasıdır87. Organizasyon tasarımı, bir yapının oluşturulması amacını yüklendiği gibi, oluşturulan organizasyon yapısının değişen koşullara uyacak şekilde değiştirilmesi amacını da yüklenmektedir88.

Tasarımı yapılacak organizasyonel unsurlardan önemlileri aşağıdaki gibidir:

- Organizasyon kademelerin sayısı,

- Bölümler ve departmanlar,

- Karar verme yetkisinin dağılımı, - Bilgi akış sistemi,

- Fiziksel birimlerin (binalar gibi) dağılımı, - Gerekli personelin nitelikleri.

86 Koçel, s.127. 87 Bedeian, s. 54 88 Sucu, s.238.

(33)

Organizasyon dizaynı sürecinde, bu unsurlar arasındaki ilişkiler ve bileşimleri ile ilgili çeşitli seçenekler yaratılıp geliştirilmektedir. Bu süreç sonucunda ortaya çıkan organizasyon yapısı, bu ilişkilerin şeklini, niteliğini ifade etmektedir.

Organizasyon tasarımında temel düşünce; işi uygun görevlere ayırmak (farklılaştırma) ve aynı zamanda bu faaliyetlerin koordinasyonuna önem vermek ve sonuçlarını anlamlı bütünde birleştirmek (entegrasyon) 89. Değişik bir anlatımla, işlerin bireyler ve bölümler arasında bölünmesi ve ortak amaçların gerçekleştirilmesine yönelik bu bölünmüş işler arasında eşgüdümün sağlanması. Dolayısıyla örgütleme, bu iki karşıt gerekliliğin yerine getirilmesi anlamına gelmektedir90. Burada amaç, işi belirli mantıksal tasarıma göre bölmek ve etkili iş akışının oluşturulması için zaman içinde onu düzenlemektir91.

2.3.1. Farklılaştırma

Farklılaştırma süreci ile organizasyonlar, yerine getirilmesi gereken toplam görevi daha küçük görevlere bölmekte ve onları organizasyon içindeki değişik birimlere, oradan da her birimdeki insanlara tahsis etmektedirler. Böylece, işlerin daha küçük görevlere bölünmesi ile ortak amaca daha etkili bir şekilde ulaşılabilecektir. Organizasyon içindeki birim ve insanlar daha belirli görevlere odaklanabilir ve uzmanlaşabilmektedirler92.

Farklılaştırma, farklı bir anlatımla, organizasyon sisteminin alt sistemlere bölümlendirilmesi olarak tanımlanabilmektedir. Farklı birimler çevrenin farklı bölümleri ile ilgili olduklarından, bu belirli çevreye bağlı farklılaşmalar gösterebilmektedir93. Bu alt sistemlerin her biri, ilgili olduğu dış çevre tarafından yaratılan koşullar ile ilgili belirli özellikler geliştirme eğilimdedir94.

89 Johnson, Mansen, Knowles and Saxberg, s.103. 90 Sucu, s.238.

91 Coffey, Robert E., Athos, Anthony G. and Raynolds, Peter A.; Behavior in Organizations: A

Multidimensional View, 2nd ed., Prentice Hall, Inc., New Jersey, 1968, s.247.

92 Hodge and Anthony, s.248. 93 Dalton, Lawrence, and Lorsch, s.5.

(34)

Temel farklılaşma kararları - iş bölümü, bölümlere ayırma şekli ve denetim alanının belirlenmesi ile ilgilidir. İş bölümü sonucunda ortaya çıkan iş sayısı, organizasyon yapısının geliştirilmesi sürecinde kararların

belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır95. Bölümlere ayırma kararı

sonucunda farklı türlerde örgütsel alt birimler oluşturulur. Denetim alanı kararları, her bir örgütsel düzeyde kaç örgütsel birimin olacağını belirlemektedir96. Bunlar sırasıyla aşağıda ele alınacaktır.

2.3.1.1. İşbölümü

Organizasyonel farklılaştırmanın en önemli yönü, iş bölümüdür. Bir amacın yerine getirilmesi için belirli sayıda işin yapılması gerekmektedir. Bütün işi bir insana yaptırmak yerine, işi bölüp değişik insanlar veya gruplara vermekteyiz. İş bölümü aşağıdaki nedenlerden dolayı yapılmaktadır:

1. İnsanlar, doğaları, kapasiteleri ve yetenekleri açısından

değişiklik göstermektedir ve onların yetenekleri uzmanlaşma ile büyük ölçüde gelişmektedir,

2. Bir tek insan aynı zamanda iki yerde olamaz, 3. Bir insan aynı zamanda iki işi yapamaz,

4. Varolan bilgi ve beceri sayısı o kadar çok ki bir tek insan, hayatı boyunca bile, küçük bölümünden fazlasını bilemez.

Bir işin küçük görevlere bölünmesini savunanlar uzmanlaşmanın avantajlarını öne sürmektedirler. Uzmanlaşmanın iki önemli avantajı aşağıdaki gibidir:

1. Eğer iş, az sayıda görev içeriyorsa, görevine son verilen, transfer edilen veya olmayan personel için yedeğinin kolayca eğitilmesi mümkündür. En az eğitim çalışmaları daha düşük eğitim masrafları ile sonuçlanmaktadır.

95 Gibson, Ivancevich, Donnelly, s.242. 96 Sucu, s.245.

(35)

2. Eğer iş, az sayıda görev gerektiriyorsa, çalışan bu görevlerin yapımında ustalık kazanabilecektir. Bu yüksek düzeyde ustalık, ürünün daha kaliteli olmasında yansımaktadır97.

İş bölümünün, organizasyonda görev alan bireylerle ilgili avantajların yanında, organizasyonun teknik performansını geliştirme özelliği vardır. Organizasyon büyüdükçe işin bölünmesi gerekmektedir, aksi takdirde iş yapılamaz hale gelecektir. İş bölümü yapılırken bunu mümkün olan en doğal şekilde, uzmanlaşmaya imkan verecek şekilde yapılması lazım.

İş bölümünün, organizasyon çıktısını arttırmasının sebepleri aşağıdaki gibidir:

1. İşin uzmanlaşması ile çalışanın becerisi artmaktadır,

2. Bir faaliyetten diğerine geçerek zaman kaybedilmemektedir,

3. Çalışmanın uzmanlaştırılması özel amaçlı makinelerin

geliştirilmesini teşvik etmektedir, bu da karşılığında verimliliği arttırmaktadır98.

İş bölümü uzmanlaşmayı mümkün kılarak, insan verimliliğinin en üst düzeye ulaşmasını sağlamaktadır. Böylece, iş bölümü verimliliği arttırdığından dolayı, organizasyonun çıktısı artmaktadır. Bu üstün bireysel performans özel amaçlı ekipman ile birleştiğinde, ortaya çıkan yüksek verimlilik, çalışana, organizasyona ve bütün topluma yarar sağlamaktadır.

Bir çok yararın yanında, iş bölümünün dikkate alınması ve yönetici tarafından akılda tutulması gereken bazı sınırlamaları vardır:

1. Bir kişinin yapabileceği işi daha fazla bölmekle hiçbir yarar sağlanılmaz,

2. Belirli zaman ve yerde, teknoloji ve gelenekler, işin daha fazla bölünmesini imkansız kılabilmektedir. Ancak, bu sınırlama, eğitim ve yeni icatlar ile hafifletilebilmektedir,

97 Gibson, Ivancevich, Donnelly, s.242. 98 Harrison, s.127.

Şekil

Şekil 2.1.: Fonksiyona göre bölümlere ayırma
Şekil 2.2.: Ürün temeline göre bölümlere ayırma
Şekil 2.3.: Bölge temeline göre bölümlere ayırma
Şekil 2.4.: Proje temeline göre bölümlere ayırma
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

iç sularda gökkuşağı alabalığı ve sazan, denizde ise çipura ve levrek yetiştirilen Türkiye’nin ilk organik su ürünleri üretimi projesi, Rize Çayeli’nde organik

In this research have divided the profile section ofEzic chicken Bar Ltd into three parts to clarify the division of labor used in the small restaurant business in the Turkish

Rasgeleliği süreçsel kavratmak, stokastik modeller kurmak ve bu modeller üzerinde analizler yapmak için olasılık teorisinin belirli bilgisini vermek ve stokastik

Kemiğin morfolojik yapısı – Medulla ossium (kemik iliği)..  Uzun kemiklerin ve bazı yassı kemiklerin iç yüzünde canalis ossium

Bu çalışmada, yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alan biyogazın oluşumu, üretimini etkileyen faktörler, bitkisel ve hayvansal atıkların biyogaz

Organik ya da diğer deyişle sertifikalı yumurta üretiminde tür ve ırk seçimi, kullanılacak yem, tohumlama, barınak ve serbest gezinme alanı gibi temel

1962 yılında yayınladığı Twenty-Six Gasoline Stations (26 Benzin İstasyonu) isimli ilk kitabı ile Ed Ruscha sanatçı kitapları alanında öne çıkan isimler

The responsible author had missed the author name of “Mustafa Kendirci, Erciyes University, Faculty of Medicine, Department of Child Health and Diseases,