• Sonuç bulunamadı

Türk dış politikasının soğuk savaş sonrası dönemde kurulan hükümetler perspektifinde incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk dış politikasının soğuk savaş sonrası dönemde kurulan hükümetler perspektifinde incelenmesi"

Copied!
179
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNøVERSøTESø SOSYAL BøLøMLER ENSTøTÜSÜ

TÜRK DIù POLøTøKASININ SOöUK SAVAù

SONRASI DÖNEMDE KURULAN HÜKÜMETLER

PERSPEKTøFøNDE øNCELENMESø

YÜKSEK LøSANS TEZø

Muhsin øLTER

Enstitü Anabilim Dalı : Uluslararası øliúkiler Enstitü Bilim Dalı : Uluslararası øliúkiler













Tez Danıúmanı : Yrd. Doç. Dr. Nesrin KENAR

OCAK 2012

(2)
(3)

BEYAN

Bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyuldu÷unu, baúkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunuldu÷unu, kullanılan verilerde her hangi bir tahrifat yapılmadı÷ını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversitede veya baúka bir üniversitedeki baúka bir tez çalıúması olarak sunulmadı÷ını beyan ederim.

Muhsin øLTER 19/01/2012

(4)

ÖNSÖZ

“Türk Dıú Politikasının So÷uk Savaú Sonrasında Kurulan Hükümetler Perspektifinde øncelenmesi” konusu yeni seçimlerle iú baúına gelen hükümetler ve de÷iúen liderlerle Türk dıú politikasındaki de÷iúimleri incelemeye de÷er bulunmuútur. Bu çalıúmanın hazırlanmasında engin akademik tecrübeleri, bilgi birikimi ve bilimsel yaklaúımı ile yardımlarını esirgemeyen danıúman hocam Yrd. Doç. Dr. Nesrin KENAR’a teúekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Ayrıca, bu çalıúma süresince verdikleri manevi destek ve gösterdikleri sabırdan dolayı baúta annem Hamiyet, babam Osman ve kardeúlerim Gonca ve Melahat ølter’e de úükranlarımı sunarım. Yetiúmemde katkıları olan tüm hocalarıma da minnettar oldu÷umu ifade etmek isterim.

Muhsin øLTER 19/01/2012

(5)

øÇøNDEKøLER

KISALTMALAR ... viii

ÖZET ... xi

SUMMARY ... xii

GøRøù ... 1

BÖLÜM 1: TÜRK DIù POLøTøKASININ TARøHSEL ARKA PLANI ... 5

1.1. Kavramsal Çerçeve ... 5

1.1.1. Uluslararası Siyasal Sistemler ... 5

1.1.1.1. Tek Kutuplu Sistem/Hiyerarúik Sistem ... 6

1.1.1.2. Güç Dengesi Sistemi ... 7

1.1.1.3. øki Kutuplu Sistem ... 8

1.1.1.4. Çok Kutuplu Sistem ... 9

1.2.1. Ça÷daú Uluslararası Sistemin Yapısı ... 10

1.3.1. Hükümetin Niteli÷i ... 13

1.4.1. Karar Verme Süreci ve Dıú Politika ... 13

1.5.1. Karar Verme Sürecinde Devletin ve Hükümetin Yapısı ... 14

1.6.1. Karar Verme Sürecinde Aúamalar ... 14

1.6.1.1. Algılama ... 14

1.6.1.2. Durumun Yorumlanması ve Tanımlanması ... 15

1.6.1.3. Kararın Verilmesi ... 15

1.6.1.4. Politikanın Uygulanması ... 15

1.2. Tek Partili Hükümetler Dönemi Türk Dıú Politikası (1923-1950) ... 16

1.2.1. Genel Bir Bakıú Açısıyla Dönemin Olayları ... 16

1.2.2. Türkiye – øngiltere øliúkileri ... 20

1.2.3. Türkiye – øtalya øliúkileri ... 21

1.2.4. Türkiye – Sovyetler Birli÷i øliúkileri ... 22

(6)

1.2.5. Türkiye – Fransa øliúkileri ... 23

1.2.6. Türkiye – Yunanistan øliúkileri ... 24

1.2.7. Türkiye – Almanya øliúkileri ... 25

1.2.8. Türkiye – Do÷ulu Ülkeler øliúkileri ... 26

1.2.9. Balkan Antantı ... 27

1.2.10. Türkiye’nin Milliyetler Cemiyeti’ne Girmesi ... 27

1.2.11. Montrö Bo÷azlar Sözleúmesi ... 27

1.2.12. So÷uk Savaú’ın Anlamı ve Nedenleri ... 28

1.3. Çok Partili Hükümetler Dönemi Türk Dıú Politikası (1950-1990) ... 30

1.3.1. Genel Bir Bakıú Açısıyla Dönemin Olayları ... 30

1.3.2. Türkiye-ABD øliúkileri ... 37

1.3.3. Türkiye-AET øliúkileri ... 38

1.3.4. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 38

1.3.5. Türkiye- Orta Do÷u øliúkileri ... 40

1.3.6.Türkiye-Üçüncü Dünya Ülkeleri øliúkileri ... 42

1.3.7. Türkiye-Sovyetler Birli÷i øliúkileri ... 42

BÖLÜM 2: SOöUK SAVAù’IN SONA ERMESø VE TÜRK DIù POLøTøKASI..45

2.1. 1990-2002 DÖNEMøNDE TÜRK DIù POLøTøKASI ... 45

2.1.1.So÷uk Savaú’ın Bitmesi ve Etkileri ... 45

2.1.2. 47. Cumhuriyet Hükümeti-Akbulut Hükümeti (09.11.1989-23.06.1991) ... 46

2.1.2.1. Türkiye-AT øliúkileri ... 47

2.1.2.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 49

2.1.2.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 50

2.1.2.4. Türkiye-Sovyetler Birli÷i øliúkileri... 54

2.1.2.5. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 55

2.1.2.6. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 56

(7)

2.1.3. 48.Cumhuriyet Hükümeti-1.Yılmaz Hükümeti (23.06.1991-20.11.1991) .... 57

2.1.3.1. Türkiye-AT øliúkileri ... 57

2.1.3.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 58

2.1.3.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 58

2.1.3.4. Türkiye-Sovyetler Birli÷i øliúkileri... 58

2.1.3.5. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 58

2.1.3.6. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 59

2.1.3.7. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 60

2.1.4. 49.Cumhuriyet Hükümeti-VII. Demirel Hükümeti(21.11.1991-25.06.1993) 61 2.1.4.1. Türkiye-AT øliúkileri ... 64

2.1.4.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 65

2.1.4.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 66

2.1.4.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 67

2.1.4.5. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 68

2.1.4.6. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 69

2.1.4.7. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 70

2.1.5. 50. Cumhuriyet Hükümeti-I. Çiller Hükümeti (25.06.1993 - 05.10.1995) .... 71

2.1.5.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 72

2.1.5.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 72

2.1.5.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 73

2.1.5.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 74

2.1.5.5. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 75

2.1.5.6. Türkiye-Balkanlar øliúkiler ... 75

2.1.5.7. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 76

2.1.6. 51. Cumhuriyet Hükümeti-II. Çiller Hükümeti (05.10.1995-30.10.1995) .... 76

2.1.7. 52.Cumhuriyet Hükümeti-III. Çiller Hükümeti (30.10.1995- 06.03.1996) ... 77

(8)

2.1.7.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 77

2.1.7.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 78

2.1.7.3. Türkiye-RF øliúkileri ... 79

2.1.7.4. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 79

2.1.7.5. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 80

2.1.8. 53. Cumhuriyet Hükümeti-II. Yılmaz Hükümeti (06.03.1996-28.06.1996) .. 80

2.1.8.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 81

2.1.8.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 81

2.1.8.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 82

2.1.8.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 82

2.1.8.5. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 82

2.1.8.6. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 82

2.1.8.7. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 82

2.1.9. 54. Cumhuriyet Hükümeti-Erbakan Hükümeti (08.06.1996 -30.06.1997) .... 83

2.1.9.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 84

2.1.9.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 84

2.1.9.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 86

2.1.9.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 87

2.1.9.5. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 87

2.1.9.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 87

2.1.9.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 87

2.1.10. 55. Cumhuriyet Hükümeti-III. Yılmaz Hükümeti (30.06.1997-11.01.1999)88 2.1.10.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 88

2.1.10.2. Türkiye-ABD øliúkileri ... 89

(9)

2.1.10.3. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 90

2.1.10.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 90

2.1.10.5. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 90

2.1.10.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 91

2.1.10.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 91

2.1.11. 56. Cumhuriyet Hükümeti -V. Ecevit Hükümeti (11.01.1999-18.04.1999) 91 2.1.11.1. Türkiye-RF øliúkileri ... 92

2.1.11.2. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 92

2.1.12. 57.Cumhuriyet Hükümeti-VI. Ecevit Hükümeti (18.04.1999-03.11.2002 .. 93

2.1.12.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 94

2.1.12.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 95

2.1.12.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 96

2.1.12.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 96

2.1.12.5. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 96

2.1.12.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 97

2.1.12.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 97

BÖLÜM 3: AKP DÖNEMø TÜRK DIù POLøTøKASI ... 100

3.1. 2002-2011 DÖNEMøNDE TÜRK DIù POLøTøKASI ... 100

3.1.1. AKP’nin Dıú Politika Felsefesi ... 100

3.2.1. 58. Cumhuriyet Hükümeti-Gül Hükümeti (18.11.2002- 14.03.2003) ... 103

3.2.1.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 104

3.2.1.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 105

3.2.1.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 106

(10)

3.2.1.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 107

3.2.1.5. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 107

3.2.1.6. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 108

3.2.1.7. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 109

3.2.2. 59. Cumhuriyet Hükümeti-I. Erdo÷an Hükümeti(14.03.2003-29.08.2007) 110 3.2.2.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 110

3.2.2.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 112

3.2.2.3 Türkiye-ABD iliúkileri ... 113

3.2.2.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 114

3.2.2.5. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 116

3.2.2.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 116

3.2.2.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 119

3.2.3. 60. Cumhuriyet Hükümeti-II. Erdo÷an Hükümeti(29.08.2007-06.07.2011)120 3.2.3.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 121

3.2.3.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 122

3.2.3.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 126

3.2.3.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 129

3.2.3.5. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 132

3.2.3.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 133

3.2.3.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 134

3.2.4. 61. Cumhuriyet Hükümeti-III. Erdo÷an Hükümeti (06.07.2011 - ....) ... 137

3.2.4.1. Türkiye-AB øliúkileri ... 137

3.2.4.2. Türkiye-Orta Do÷u øliúkileri ... 137

(11)

3.2.4.3. Türkiye-ABD øliúkileri ... 139

3.2.4.4. Türkiye-RF øliúkileri ... 141

3.2.4.5. Türkiye-Balkanlar øliúkileri ... 141

3.2.4.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs øliúkileri ... 142

3.2.4.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya øliúkileri ... 143

SONUÇ ... 145

KAYNAKÇA ... 148

ÖZGEÇMøù ... 163

(12)

KISALTMALAR

AB : Avrupa Birli÷i

ABD : Amerika Birleúik Devletleri AET : Avrupa Ekonomik Toplulu÷u

AGøK : Avrupa Güvenlik ve øúbirli÷i Konferansı AGSP : Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası AøHM : Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi AøHS : Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi

AKKA : Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaúması AKP : Adalet ve Kalkınma Partisi

ANAP : Anavatan Partisi AP : Adalet Partisi

APEC : Asia-Pacific Economic Cooperation (Asya Pasifik Ekonomik øúbirli÷i) ASALA : Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia (Ermenistan'ın

Kurtuluúu için Ermeni Gizli Ordusu)

ASEAN : Association of Southeast Asian Nations (Güneydo÷u Asya Uluslar Birli÷i) AT : Avrupa Toplulu÷u

BøK : Bölgesel øúbirli÷i Konseyi BøO : Barıú øçin Ortaklık

BM : Birleúmiú Milletler

CENTO : Central Treaty Organization (Merkezi Anlaúma Teúkilatı) CHP : Cumhuriyet Halk Partisi

CIA : Central Intelligence Agency (Merkezi østihbarat Teúkilatı) CNN : Cable News Network

ÇHC : Çin Halk Cumhuriyeti

DGM : Devlet Güvenlik Mahkemeleri DP : Demokrat Parti

(13)

DPT : Devlet Planlama Teúkilatı DSP : Demokratik Sol Parti DTP : Demokratik Türkiye Partisi DYP : Do÷ru Yol Partisi

ECO : Economic Cooperation Organization (Ekonomik øúbirli÷i Teúkilatı) FIR : Flight Information Region (Uçuú Bildirim Bölgesi)

FKÖ : Filistin Kurtuluú Örgütü FP : Fazilet Partisi

GDAÜ : Güney Do÷u Avrupa Ülkeleri GKRY : Güney Kıbrıs Rum Yönetimi HEP : Halkın Emek Partisi HÖH : Hak ve Özgürlük Hareketi øKO : øslam Konferansı Örgütü

øSEDAK : øslam Ekonomik ve Ticari øúbirli÷i Daimi Komitesi KDP : Kürdistan Demokrat Partisi

KEø : Karadeniz Ekonomik øúbirli÷i KKTC : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KYB : Kürdistan Yurtseverler Birli÷i MC : Milliyetçi Cephe

MGK : Milli Güvenlik Kurulu MHP : Milliyetçi Halk Partisi MSP : Milli Selamet Partisi

NAFTA : The North American Free Trade Agreement (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaúması)

NATO : North Atlantic Treaty Organization (Kuzey Atlantik Anlaúması Örgütü) OECD : The Organisation for Economic Co-operation and Development (Ekonomik

øúbirli÷i ve Kalkınma Örgütü)

(14)

OHAL : Ola÷anüstü Hal

PASOK : Panellinio Sosialist Kinima

PKK : Partiya Karkeren Kürdistan (Kürdistan øúçi Partisi) RP : Refah Partisi

SALT I : Strategic Arms Limitation Talks-I (Stratejik Silahların Sınırlandırılması-I) SALT II : Strategic Arms Limitation Talks-II (Stratejik Silahların Sınırlandırılması-II) SEDM : Southeastern Europe Defense Ministerial (Güneydo÷u Avrupa Savunma

Süreci)

SETA : Siyaset Ekonomi ve Toplum Araútırmaları Vakfı SHP : Sosyal Demokrat Halkçı Parti

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birli÷i T.C. : Türkiye Cumhuriyeti

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birli÷i TPAO : Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklı÷ı TSK : Türk Silahlı Kuvvetleri

UNMIK : United Nations Interim Administration Mission in Kosovo (Birleúmiú Milletler Kosova Geçici Yönetim Misyonu)

(15)

SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti Tezin Baúlı÷ı: Türk Dıú Politikasının So÷uk Savaú Sonrasında Kurulan Hükümetler

Perspektifinde øncelenmesi

Tezin Yazarı: Muhsin øLTER Danıúman: Yrd. Doç. Dr. Nesrin KENAR

Kabul Tarihi: 23.02.2012 Sayfa Sayısı: xii(önkısım) + 163 (tez) Anabilim Dalı: Uluslararası øliúkiler

Bu tezin yazılmasında amaç uluslararası iliúkilerde bir dönemin sonu olarak tasvir edilen So÷uk Savaú’ın sonundan günümüze kurulan hükümetler perspektifinde Türk dıú politika yapımını de÷erlendirmek ve literatüre yeni bir bakıú açısı ekleyebilmektir.

Çalıúmanın birinci bölümünde öncelikle Türk dıú politikasının kavramsal çerçevesi incelenmiútir. Dıú politika yapımında etkili olan faktörler irdelenmiú ve genel bilgiler sunulmuútur. Daha sonra tezin tarihsel arka planı ele alınmıú, bu süreç tek partili hükümetler dönemi ve çok partili hükümetler dönemi olarak iki alt baúlık altında de÷erlendirilmiútir. økinci bölümde ise So÷uk Savaú’ın sona ermesinin nedenleri vurgulanmıú ve Türk dıú politikasına etkileri ortaya konulmuútur. Yine bu bölümde 1990 ile 2002 yılları arasındaki koalisyon hükümetleri dönemleri AB, ABD, Balkanlar, Sovyetler Birli÷i ve daha sonrasında Rusya Federasyonu, Orta Do÷u, Kafkaslar ve Orta Asya gibi bölgeler ile iliúkileri açısından tek tek incelenmiútir. Üçüncü bölümde ise, 2002 seçimleriyle tek baúına iktidar olan AKP’nin öncelikle dıú politika felsefesi irdelenmiútir. Buna mukabil günümüze kadar gelen dört AKP hükümetinin dıú politika pratikleri ve uygulama alanları sunulmuútur. Bir eksen kayması mı var sorusu incelenmiútir. Çalıúmanın sonuç bölümünde asıl konumuz olan So÷uk Savaú sonrası hükümetler AKP öncesi ve sonrası olarak karúılaútırılmıútır. Koalisyon hükümetleri ile tek baúına iktidar olan AKP hükümetleri arasındaki dıú politika farklılıkları gözler önüne serilmiútir. AKP döneminde içerde ve dıúarda dile getirilen eksen kayması ve Orta Do÷ulaúmanın olmadı÷ı sonucuna ulaúılmıútır.

Anahtar Kelimeler: So÷uk Savaú, Hükümetler, Dıú Politika, ABD, Rusya, Türkiye

(16)

Sakarya University Insitute of Social Sciences Abstract of Master’s Thesis Title of the Thesis: The Analysis of Turkish Foreign Policy in the Perspective of the

Governments which Formed After the Cold War

Author: Muhsin øLTER Supervisor: Assistant Prof. Dr. Nesrin Kenar

Date: 23.02.2012 Number of Pages: : xii (pre text) + 163 (main body) Department: International Relations

The purpose of the this thesis has been written is to evaluate the development of the Turkish foreign policy in the perspective of the established governments up to the present from the end of the Cold War accepted as the end of an era in international relations and to add a new point of view to the literatüre.

In the first part of the study primarily investigated the conceptual framework of Turkish foeign policy. Factors that influence the making of foreign policiy are examined and general informations are presented. Later, historical background of the thesis is discussed and this process is evaluated under two sub-topics: one of them is one-party governments periods and the other one is multi-party governments periods. In the second part of the study, the causes of the end of the Cold War highlighted and effects of this event on the Turkish foreign policy has been described. Again in this part, relations between the periods of coalition governments between the years of 1990 and 2002 with the EU, the United States, the Balkans, the Soviet Union and later Russia, the Middle East, the Caucasus and Central Asia regions are studied. In the third section, which came to power after the 2002 elections the AKP’ s foreign policy philosophy is primarily discussed. On the other hand to the present day the four AKP government’ s foreign policy practices and areas of application are presented.

Moreover, the question of is there a shift of axis is examined. The final part of the study, post-Cold War Turkish governments are compared with before and after the AKP which is the main topic of this study. Differences of foreign policy between the coalition governments and the ruling AKP governments which is the stand-alone power is explained. In the periot of AKP, in contrast to te expressed inside and outside, it has been concluded that there is no a shift axis.

Keywords: Cold War, Governments, Foreign Policy, USA, Russia, Turkey

(17)

GøRøù

Türk dıú politikasını etkileyen faktörler bazen iç siyasi yapıdan bazen de dıú siyasi yapıdan kaynaklanabilmektedir. Bir devletin izledi÷i dıú politika, örne÷in bir karar alma süreci olarak analiz edilirken, genellikle iç faktörlere verilen a÷ırlık dıú faktörlere oranla daha fazla olmaktadır. Aslında karar verme sürecinin kendisi, dıú faktörler ne oranda dikkate alınırsa alınsın, esas olarak, üzerinde oluútu÷u zemin bakımından bir iç politika olayıdır. øúte bu durum, devlet düzeyinde yapılan analizlerde (sistem düzeyinin tam aksine) baskı gruplarının dıú politikanın oluúumuna etkisi, karar alıcıların kiúiliklerinin dıú politika kararlarının alınıúını nasıl ve ne oranda yönlendirdi÷i, kamuoyu ve dıú politika etkileúimi gibi konulara daha fazla önem verilmesini de beraberinde getirmektedir. (Sönmezo÷lu, 2005:82-83) øçsel çevre denildi÷inde akla öncelikle ülkenin siyasal sistemi gelmektedir. Burada hükümetin yapısı, yasama organı, çıkar grupları, medya, kamuoyu ve karar vericilerin nitelikleri büyük önem taúımaktadır. Dıú politikada karar verme sürecinde en önemli unsur, karar vericiler yani liderlerdir.

Koúullar aynı kaldı÷ında farklı karar vericilerin farklı politikalar benimsemesi, karar vericinin aynı olayları farklı algılayabilece÷i ve farklı de÷erlendirerek farklı bir politikayı benimseyebilece÷i görülmektedir. Bu durum karar vericinin kiúisel özelliklerine özel bir önem verilmesine neden olmaktadır. Kiúisel özellikler deyince buradan karar vericinin geçmiúi, deneyimleri, almıú oldu÷u e÷itimi, arkadaú ve iú çevresinin etkisi yani kısaca tecrübeleri anlaúılmalıdır. Yeni seçimlerle iú baúına gelen hükümetlerle ve de÷iúen liderlerle Türk dıú politikasındaki de÷iúimleri araútıran bu tez özellikle aktörlerin yorum ve bakıú açılarındaki farklılaúmanın dıú politika yapımında nasıl kurumsallaútı÷ı, bunların ne gibi sonuçlar do÷urdu÷u üzerinde durmakta ve her yeni gelen hükümetle farklı de÷iúimlerin oluúup oluúmadı÷ını, farklı yenilikler oluúmuúsa bunların dıú politikada, pratikte nasıl eyleme geçirildi÷ini araútırmaktadır.

So÷uk Savaú’ın sona ermesinin Türk dıú politikası açısından yarattı÷ı sonuçların iyi anlaúılabilmesi için öncelikle So÷uk Savaú’ın ne oldu÷u ve nasıl ortaya çıktı÷ı tezimizde açıklanacaktır. So÷uk Savaú’ın ne oldu÷unun bilinmesi ve Türkiye açısından ne gibi sonuçlar do÷urdu÷unun anlaúılması, So÷uk Savaú sonrası dönemin ve bu dönemde Türkiye’nin izledi÷i dıú politikanın da daha iyi anlaúılmasına neden olacaktır. So÷uk Savaú’ın ortaya çıkmasının Türkiye’yi nasıl etkiledi÷i ve Türk dıú politikasının bu iki kutuplu sistemden nasıl etkilendi÷inin incelenmesi Türkiye’nin durumunu daha iyi

(18)

gözler önüne serecektir. Ancak bu úekilde So÷uk Savaú’ın do÷uúu ve geliúimini irdeledi÷imizde So÷uk Savaú sonrası dönem Türk dıú politikası daha iyi anlaúılabilecektir. Kısaca bu tezde Türk dıú politikası So÷uk Savaú sonrası dönemde kurulan hükümetler perspektifinde incelenecektir.

Çalımanın Konusu: Bu çalıúmada genel hatlarıyla Cumhuriyet Dönemi Türk dıú politikalarından baúlayarak tarihsel kronolojik sıralama yöntemi ile günümüze kadar hükümet programları incelenecektir. Tezin ilk bölümünde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından So÷uk Savaú’ın sona erdi÷i 1990’lı yıllara kadar olan zaman zarfında uygulanan dıú politikalar ortaya konulacaktır. Bu zamanın uzunlu÷unu ve yaúanan olayların fazlalı÷ını göz önünde bulundurarak ve de tezin asıl alan çalıúmasını So÷uk Savaú sonrası dönem belirledi÷inden dolayı Cumhuriyet’in ilanından 1990’lı yıllara uzanan dönem, ilgili dönemin iç ve dıú geliúmeleri kapsamında incelenecektir. Yine ilk bölümde So÷uk Savaú sonrası dönemin daha iyi anlaúılabilmesi amacıyla So÷uk Savaú’ın ne oldu÷u ve nasıl ortaya çıktı÷ı araútırılacaktır. økinci bölümde So÷uk Savaú’ın sona ermesinden 2002’deki seçimlerle tek baúına iktidar olan AKP hükümeti arasındaki, koalisyon hükümetlerinin dıú politika davranıúları incelenecektir. Üçüncü bölümde ise 2002’deki seçimlerle iú baúına gelen tek parti hükümeti ile günümüze kadar gelen süreçte oluúan hükümetlerin dıú politika perspektifleri gözler önüne serilecektir.

Tezin sonuç bölümünde ise bölüm olarak ikiye ayırdı÷ımız koalisyon hükümetleri ve tek parti iktidarı olan hükümetler arasında karúılaútırmalar yapılacak, uygulanan dıú politikalarda farklılıklar olup olmadı÷ı sınanacak ve tartıúılacaktır.

Çalımanın Önemi: Bu tez, uluslararası iliúkiler literatüründe, Türk dıú politikasının hükümetler bazında incelenmesi konusunda çok fazla kaynak bulunmadı÷ından, yapılan bu çalıúmayla bundan sonra bu konuda bilgi edinmek isteyen, araútırma yapmak isteyen ö÷renciler ve araútırmacılara ıúık tutacaktır. Farklı dönemler arasındaki - So÷uk Savaú öncesi ve sonrası gibi ya da 2002 seçimleri öncesi ve sonrası gibi – Türk dıú politikasındaki de÷iúimlerin vurgulanması ve ortaya konulması için önemlidir. Bu nedenle de çalıúmanın ilk bölümünde So÷uk Savaú sonrası dönemin daha iyi anlaúılabilmesi amacıyla So÷uk Savaú’ın ne oldu÷u ve nasıl ortaya çıktı÷ı sunulacaktır.

økinci bölümde So÷uk Savaú’ın sona ermesiyle birlikte 2002 yılına kadar geçen süreçte iktidar olan koalisyon hükümetleri ve uyguladıkları dıú politikalar irdelenecektir.

(19)

Üçüncü bölümde ise 2002 seçimleri ile seçilerek günümüze kadar iktidarı elinde bulunduran tek parti hükümetleri ve uyguladıkları dıú politikalar analiz edilecektir.

Sonuç kısmında da son iki bölüm karúılaútırılarak dıú politika uygulamaları açısından farklılıklar tartıúılacaktır. Bu iki dönem arasındaki temel dıú politika farklılıkları nelerdir? Ne gibi uygulama de÷iúiklikleri olmuútur? Türkiye Ortado÷ulaúıyor mu? Bir eksen kayması mı vardır? gibi sorulara cevaplar aranacaktır. Bu sorulara verilebilecek cevaplardan sonra da úahsım tarafından yorumlar yapılacaktır.

Çalımanın Amacı: Bu tezin amacı Türk dıú politikasını, Cumhuriyet’in kuruluúundan günümüze kadar olan süreçte tarihsel kronolojik sıralamaya göre iktidara gelen hükümetler perspektifinde incelemektir. Bu süreçlerde her yeni iktidar olan hükümetin dıú politika faaliyetlerinde görülen de÷iúim ve farklılıkların de÷erlendirilmesi ve açıklanması çalıúmanın amacıdır. Ancak tezin asıl alan çalıúmasını So÷uk Savaú sonrası Türk dıú politikası ilgilendirdi÷inden dolayı a÷ırlık So÷uk Savaú sonrası döneme verilecek ve her hükümet tek tek uygulamaları açısından incelenecektir. Tezin bir di÷er amacı ise Türk dıú politikasının yeniden yorumlanması sürecinde farklı hükümetlerle iú baúına gelen liderlerin düúüncelerinin kurumsallaúmasının öneminden hareketle dıú politikada bu düúüncelerin nasıl kurumsallaútı÷ını ve uygulama alanı buldu÷unu incelemektir.

Çalımanın Yöntemi: Bu tez genel olarak tarihsel kronolojik sıralamaya göre Türk dıú politikasını hükümetler açısından inceleyecektir. Özelde ise araútırma yaklaúımlarının sınıflandırılması açısından bakıldı÷ında; benimsenen yöntem bakımından yorumlayıcı yaklaúım (fenomenoloji) ile sunulacaktır. Yorumlayıcı yaklaúımın özelli÷i sosyal olaylar/olgular oldukları, yaúandıkları úekilde incelenmeli ve açıklanmalıdırlar.

Yorumlayıcı yaklaúımın bir di÷er özelli÷i de izah yaparken olgunun gerçekleúti÷i ortamı, çevreyi dikkate almasıdır (bu yaklaúım özellikle tarihi olguları izah etmede çok önemlidir. Tarihi olayları izah ederken tarihi ortamı ve úartları dikkate almadan bir de÷erlendirme yapmak kiúiyi yanlıú sonuçlara ulaútırabilir) Kapsadı÷ı süreye göre ise süreli (longitudinal) araútırma ile yazılacaktır. Süreli araútırmaların en önemli üstünlükleri araútırılan olguya iliúkin de÷iúme ve geliúmeleri tespit edebilme kapasitesidir. Özellikle ikincil kaynaklardan elde edilen verilerin kullanıldı÷ı çalıúmalar için idealdir. Bir çok milli ve milletlerarası kurum çok de÷iúik alanlarda düzenli olarak

(20)

veriler yayınlamaktadır. (Altunıúık ve di÷. 2005:55-60) Bu tezde de düzenli olarak yayınlanan verilerden (Resmi Gazete ve Hükümet Programları gibi) yararlanılacaktır.

(21)

BÖLÜM 1: TÜRK DIù POLøTøKASININ TARøHSEL ARKA PLANI

1923-1990 döneminde Türk dıú politikası iki ana baúlık altında incelenmiútir. Bunlar;

1923 ile 1950 tarihleri arasında Cumhuriyet’in kurulmasından II. Dünya Savaúı’nın bitiúine kadar olan tek partili dönemde kurulan hükümetler perspektifinde Türk dıú politikası ve 1950’den sonra çok partili siyasal düzene geçilmesinden So÷uk Savaú’ın bitiúine kadar olan dönemlerdir. Bu bölüm tarihsel arka planı içerdi÷i ve çalıúmanın ana konusunu So÷uk Savaú sonrası dönem oluúturdu÷u için Türk dıú politikası genel hatlarıyla incelenmiútir.

1.1. Kavramsal Çerçeve

Bu bölümde uluslararası iliúkiler alanında do÷rudan ilgili ve sık sık kullanılan temel kavramlardan bazıları olan uluslararası siyasal sistemler, hükümetin niteli÷i, karar verme süreci ve dıú politika, karar verme sürecinde devletin ve hükümetin yapısı, karar verme sürecinde aúamalar kavramlarının anlamlarını kavramamız tezi daha iyi analiz edebilmemiz için gereklidir. Bundan dolayı bu kavramlar açıklanacaktır.

1.1.1. Uluslararası Siyasal Sistemler

Uluslararası iliúkiler alanındaki sistemci yazarlar sınıflandırma yaparken genellikle tarihsel bir yaklaúımı benimseseler de devletlerin sayıları, yapıları, örgütleniú biçimleri ve iliúkileri gibi faktörleri de dikkate almıúlardır. Örne÷in Rosecranse, sistem çözümlemesini 1740-1960 Avrupa tarihini dokuz tarihsel döneme ayırmıú, bu dokuz tarihsel dönemi de dokuz ayrı uluslararası sistem ile ele almıú ve bu dokuz uluslararası sistemi de bir takım kriterlere göre istikrarlı ve istikrarsız sistemler olarak ikiye ayırmıútır. Burada bozucu girdiler a÷ırlıkta ise sistem istikrarsız, düzenleyici mekanizmalar a÷ırlıkta ise istikrarlı olarak nitelemektedir. (Arı, 2008)

Rosecranse Avrupa Ahengi, MC ve BM Örgütü gibi mekanizmaları düzenleyici olarak dikkate alırken, devletler arasında güç mücadelesi, çıkar çatıúmaları ve ayrılıkçı hareketler gibi sistemleri, bozucu girdiler olarak adlandırmaktadır.

Holsti ise tarihsel faktörlerle birlikte di÷er yapısal faktörleri de dikkate alarak beú tür uluslararası siyasal sistem ortaya koymuútur. Bunlar; 1) Hiyerarúik Sistemler, 2) Güç

(22)

Dengesi Sistemi, 3) Gevúek øki Kutuplu Sistem, 4) Sıkı øki Kutuplu Sistem, 5) Çok Kutuplu Sistem’dir.

Kaplan ise siyasal sistemde altılı bir sınıflandırma yapmıútır. Bunlar; 1) Güç Dengesi Sistemi, 2) Gevúek øki Kutuplu Sistem, 3) Sıkı øki Kutuplu Sistem, 4) Evrensel Sistem, 5) Hiyerarúik Sistem, 6) Birim Veto Sistemi’dir. Kaplan’ın birim veto sistemi ve evrensel sistemin tarihsel karúılıkları olmayan varsayımsal nitelikte oldu÷undan bir tarafa bırakırsak, di÷er sistemleri dört grupta toplayabiliriz. Bunlar; 1) Tek Kutuplu/Hiyerarúik Sistem, 2) Güç Dengesi Sistemi, 3) øki Kutuplu Sistem, 4) Çok Kutuplu Sistem’dir. (Arı, 2008) Bunları incelersek;

1.1.1.1. Tek Kutuplu Sistem/Hiyerarik Sistem

Uluslararası sistemde tek bir egemen gücün oldu÷u, di÷er devletlerin ise bu merkezi gücün altında yer aldı÷ı sistemlere denir. Buna imparatorluk sistemi de denir ve tam denetime sahiptir. Sistemde bulunan di÷er güçlerin hiç birinin merkezi güce karúı koyabilmesi imkansızdır. Genellikle hiyerarúik sistem, imparatorlu÷un di÷er küçük devletlerin otoritelerini ortadan kaldırarak kendisine tabi kılmasıyla oluúurlar. Ancak hiyerarúik sistemler demokratik bir görünüme de sahip olabilirler. Küçük devletler imparatorlukların himayesine isteyerek dahil olmuú olabilirler. Böyle bu sistemde ayrılmaya izin verilse de bütünleúilen yapıdan dolayı kaynaklanan nimetler küçük birimlerin kopmasına izin vermez; en azından kopma küçük birimler için pek avantajlı görünmez. Hiyerarúik sistem oldukça bütünleúmiú oldu÷undan istikrarlı bir sistem olarak kabul edilmektedir.

Avrupa’da 17. yy.’ın sonlarına kadar hakim olan yapı hiyerarúik sisteme benzemektedir.

Bu dönemde henüz ulus devletler yoktur ve ulus kavramı geliúmemiútir. Avrupa’da hakim olan en büyük otorite sınırının ve otoritesinin nerede baúlayıp nerede bitti÷i belli olmayan Kutsal Roma Germen ømparatorlu÷u’dur. Krallar tahtlarında oturmakta ve çevrelerinde yüzlerce egemen, etrafı duvarlarla çevrilmiú úehirler ve feodal (hiyerarúik) lordlar bulunmaktadır. Yani kısacası iç iúlerinde ba÷ımsız, dıú iúlerinde krala ba÷ımlı bir yapıları vardır. (Arı, 2008)

17. yy.’dan itibaren merkezileúmiú monarúiler zor ve úiddet kullanarak di÷er küçük siyasal birimleri ortadan kaldırarak onların topra÷ına sahip olmuúlardır. Böylece tüm

(23)

ülkede geçerli olan idari ve hukuki örgütlenmeler ortaya çıkmıútır. Elbette bu süreç Avrupa’nın tümünde ve aynı anda gerçekleúmemiútir. Örne÷in 16. yy.’ın baúında sadece øngiltere sınırları belirlenmiú bir ülkeye ve merkezi bir otoriteye sahiptir. Bir süre sonra Fransa, øspanya, Rusya ve Avusturya monarúileri evlilikler, ittifaklar ve savaúlar yoluyla kendi hanedanlıklarını oluútururken, Almanya ve øtalya’nın birli÷ini sa÷laması 19. yy’ın sonlarına kadar gerçekleúmemiútir. Uluslararası sistemde güç dengesi sisteminin özellikleri gerçek anlamda 18. yy.’da söz konusu olacaktır.

1.1.1.2. Güç Dengesi Sistemi

Bir uluslararası yapının güç dengesi sayılabilmesi için güçleri yaklaúık olarak eúit oldu÷u varsayılan ve güçleri birbirine yakın olan en az üç büyük devletin bulunması gerekir.

Güç dengesi sisteminde sistem içindeki hiçbir koalisyonun veya devletin sistemin yıkılmasına yol açacak úekilde üstünlük kurmasına izin verilmez. Tüm devletler bir yarıú halinde oldu÷undan ve baúat duruma geçme güdüsünden dolayı di÷erlerinin bu do÷rultudaki amaçlarını engeller. Böylece hiçbir devlet di÷erlerinin üzerinde sürekli bir hakimiyet kuramaz. Bunda en önemli etken güçlerin yaklaúık olarak birbirilerine yakın olmasıdır. Güç dengesi sisteminde farklı ideolojilere sahip devletler ittifak oluúturabilecekleri gibi benzer ideolojiye sahip devletler ittifak oluúturmayabilirler.

(Arı, 2008)

Rönesans øtalya’sında uluslararası sistemin yapısı, güç dengesi sistemini andırmaktadır.

Çünkü siyasal birimler arasında eúit bir güç da÷ılımı vardır. øtalyan úehir devletleri savaúmaktan sürekli kaçınmıúlardır. Çünkü uzun vadede bunun ba÷ımsızlıklarını tehlikeye sokaca÷ını bilmektedirler. Hatta bunlardan Venedik, Milano ve Floransa 1454’de Kutsal øttifak adıyla bir birlik oluúturmuúlardır. Böylece herhangi bir devletin baúat duruma geçmesini önlemiúlerdir. Bunlar daha sonra Kutsal øttifaka di÷er devletleri de davet etmiúlerdir. Böylece bütün devletlerin üye oldu÷u bir konfederasyon görünümü kazanmıútır. øtalyan úehir devletleri ilhak ve toprak katmadan kaçınsalar da kendi aralarında sık sık prestij savaúları yapmaktadırlar. (Arı, 2008)

Güç dengesi Avrupa’da ise 17. yy.’ın sonlarında ortaya çıksa da asıl olarak 18. yy.’dan itibaren geçerli olmaya baúlamıútır. Avrupa’nın bu döneminde baúlıca büyük güçleri

(24)

øngiltere, Fransa, Avusturya, Prusya, Rusya ve Avrupa diplomasisine karıútı÷ı ölçüde Osmanlı ømparatorlu÷u’dur. Bu devletlerin askeri ve prestij olarak güçleri birbirine yakındır. Uluslararası politika açısından 18. yy.’ın en önemli tarafı güç dengesini kurallarının tam olarak uygulanmıú olmasıdır. Gerekti÷inde ittifak yapılıyor, gerekti÷inde tarafsız kalınarak ülke çıkarları korunmaktadır. (Arı, 2008)

Bazıları ise bu dönemi “diplomasinin altın ça÷ı” olarak görmektedir. Çünkü bu dönemde diplomatik yöntemlere çok sık baúvurulmuútur.

Dönemin temel özelli÷i ise sistemin az çok istikrarlı olması, savaúların sınırlı olması ve bunların tahrip gücünün düúük olması, ittifakların sık sık de÷iúmesi, diplomatik yöntemlerin çok sık kullanılması, ideolojik çatıúmaların olmaması, úiddete çok sık baúvuruldu÷u halde devletler arasındaki güçlerin birbirine eúit olması nedeni ile hiçbir devlet Avrupa’nın tümüne egemen olamamıútır.

1.1.1.3. øki Kutuplu Sistem

II. Dünya Savaúı’nın sona ermesiyle uluslararası siyasal sistem ciddi bir yapısal de÷iúime u÷ramıútır. (Sönmezo÷lu, 2005) II. Dünya Savaúı’ndan hemen sonra baúlayıp 1990-1991 Do÷u Blokunun da÷ılmasına kadar devam eden döneme iki kutuplu sistem denilebilir ve birçok yönüyle güç dengesi sisteminden ayrılmaktadır. Bu sistemin özelli÷i devletlerin iki blok etrafında toplanmasıdır. (Arı, 2008) Savaú sonrasında ortaya çıkan iki süper gücün liderli÷inde iki rakip blo÷un oluúması ve bunlar arasındaki iliúkilerin de So÷uk Savaú biçiminde cereyan etmesi, yeni uluslararası sistemin en belirleyici özelli÷i olmuútur. (Sönmezo÷lu, 2005) Her iki blokta da ABD ve SSCB gibi blok önderleri vardır. Ayrıca NATO ve Varúova Paktı gibi blok örgütleri de bulunmaktadır. Ancak iki kutuplu sistemler gevúek ya da sıkı kutuplu sistemler olarak ikiye ayrılabilmektedir. Sıkı iki kutuplu sistemde aktör sayısı daha azdır ve bütün aktörler bloklardan birine üyedir ya da taraftır. Ayrıca bu tür sistemlerde BM gibi örgütler ya yoktur ya da yok sayılmaktadır. (Arı, 2008)

Gevúek iki kutuplu sistemde ise blokların hiyerarúik yapısı daha zayıftır. Bloklar dıúında kalan tarafsız ülkeler de vardır. 1950’den sonra Hindistan, Mısır, Endonezya ve Gana buna örnek verilebilmektedirler. Ayrıca bu sistemde BM gibi evrensel örgütler bulunur.

Bu sistemde nükleer silahların caydırıcı etkisi çok önemlidir.

(25)

So÷uk Savaú döneminde Do÷u Blo÷unda blok içi hiyerarúik yapı çok katı oldu÷undan blok arasında do÷rudan iliúkiler en alt düzeydedir ve iliúkiler SSCB aracılı÷ı ile olmaktadır. Bir anlamda SSCB a÷abeylik yaptı÷ından dolayı blok içi çatıúmalar ve sürtüúmeler yoktur. Oysa Batı Blo÷unda hiyerarúik yapı daha gevúek oldu÷undan blok ülkeleri arasında yo÷un bir iliúki vardır. 1950’lerin baúında baúlayan AB süreci ile Batı Blo÷u ülkelerin özerk hareket etme úansları artmıútır. Gerçi aynı yıllarda Do÷u Blo÷unda da blok içi yapı gevúemeye baúlamıú, Çin ve Arnavutluk gibi bazı ülkeler bloktan ayrılmıútır. Ancak 1956’da Macaristan’a, 1968’de ise Çekoslavakya’ya bloktan ayrılma iznini SSCB sert bir tutumla vermemiútir. (Arı, 2008)

Oysa aynı yıllarda Batı Blo÷undaki iliúkiler blok üyeleri arasında bazı gerginliklere yol açabilmektedir. Bu ba÷lamda 1960’ların baúında Kıbrıs sorunu yüzünden artan gerginlikler 1974’de Türkiye’nin Ada’ya barıú harekatını düzenlemesine ve sonrasında Yunanistan’ın NATO’dan ayrılmasına Türkiye’ye ise ABD tarafından ambargo uygulanmasına yol açmıútır.

II. Dünya Savaúı’ndan hemen sonra baúlayan ve 50 yıl süren bu döneme So÷uk Savaú mantı÷ı egemen olmuútur. ABD özgür dünyanın savunmasını üstlenirken, Sovyetler Birli÷i 3. Dünya ülkelerinin emperyalist devletlere karúı yürüttü÷ü ba÷ımsızlık mücadelesinden yararlanarak kendi ideolojisini yaymaya çalıúmıútır. (Arı, 2008)

1.1.1.4. Çok Kutuplu Sistem

Tarihte karúılı÷ı bulunmayan çok kutuplu sistem bazı yönleriyle güç dengesine bazı yönleriyle ise iki kutuplu sisteme benzemektedir. Bu tür sistemler ikiden daha fazla bloklaúmanın oldu÷u sistemlerdir. 1950’lerin ortalarında özellikle ba÷lantısızlar hareketinin giderek ba÷lantısızlar blo÷u olarak anılmasıyla çok kutuplu bir sistemin gündeme gelece÷i düúünüldüyse de zaman içerisinde bu ülkeler gurubunun tek bir bütün olamamaları ve birlikte hareket etmelerini engelleyen içsel ve dıúsal dinamikler, söz konusu hareketin “blok” olarak nitelenmesini zorlaútırmıútır. 1960’lardan itibaren Çin- Sovyet sürtüúmesi de benzeri bir beklentiyi getirse de Çin’de baúlatılan kültür devriminin baúarısızlı÷ı Çin’in içe kapanmasına yol açmıú ve blok önderi olma yetene÷ini zayıflatmıútır. (Arı, 2008)

(26)

Siyasal ve askeri anlamda tarihsel karúılı÷ı olmayan çok kutuplu sistem ekonomik olarak ortaya çıkan bloklaúmalarla daha çok gündeme gelmeye baúlamıútır. Bunlardan Asya ülkelerinin ekonomik birleúme hareketi ASEAN ve Kuzey Amerika ülkelerinin ekonomik birleúme hareketi NAFTA bu bloklaúmalara örnek olabilmektedir. Bunların yanında ABD, Japonya ve AB arasındaki rekabeti de, son dönemde Çin Halk Cumhuriyeti’ni de geliúen ekonomisi ve büyüyen Pazar payıyla küresel ekonomik rekabette yeni bir blok lideri olarak kabul etmek mümkündür.

1.2.1. Çada Uluslararası Sistemin Yapısı

Ça÷daú uluslararası sistemin özellikleri pek çok yönüyle önceki dönemlerden farklı bir görünümdedir. Bu dönemin úekillenmesinde belirleyici olan olayların yaúandı÷ı 80’lerin ortalarında meydana gelen geliúmeler uluslararası iliúkiler ve uluslararası politika açısından oldukça önemlidir. Sovyet lideri Brejnev 1964’ten beri iú baúındadır ve 1982’de vefat etmiútir. Sonrasında kısa süreli olarak Antropov ve Çernenko görev almıúlardır. Ardından 1985 yılında Sovyetler Birli÷i Komünist Partisi Genel Sekreterli÷ine Gorbaçev gelmiútir ve baúlatmıú oldu÷u de÷iúim rüzgarı bir süre sonra tüm blok ülkelerini etkisi altına almıútır. Di÷er yandan Avrupa’nın bölünmüúlü÷ünün önemli bir simgesi olan Berlin Duvarı’nın 1989’da yıkılması ve Almanya’nın 1990’da birleúmesi So÷uk Savaú’ın sonuna gelindi÷inin önemli bir göstergesinin olması yanında uluslararası iliúkilerin gelece÷ine yönelik olumlu beklentilere de neden olmuútur. Ayrıca Do÷u Avrupa ülkelerinde meydana gelen reform hareketleri, bu devletlerin, Sovyetler Birli÷i’nin denetiminden çıkması ve kısa bir süre sonra da Sovyetler Birli÷i’nin yıkılması gibi geliúmeler izlemiútir. (Arı, 2008)

Di÷er yandan, So÷uk Savaú’ın sona ermesi ve süper devletlerin kendi etki alanlarında güvenli÷i sa÷lamalarının artık söz konusu olmaması BM’nin uluslararası barıúı sa÷lamada yükünü ve sorumlulu÷unu arttırırken bir taraftan da So÷uk Savaú’ın önemli bir ürünü olan NATO’nun gelece÷i önemli bir tartıúma konusu olmaya baúlamıútır.

Bu arada Çin’de 1989’da Tienenman Meydanındaki gösterilerin úiddetle bastırılması en azından kısa vadede siyasal anlamda Çin’in demokrasiye uzak oldu÷unu göstermektedir. Di÷er yandan yeni dönemde Çin potansiyel ekonomik gücüyle yeni bir denge unsuru olarak ortaya çıkmaya aday bir ülke konumuna gelmektedir.

(27)

1990 A÷ustosunda Kuveyt’in iúgali ile ortaya çıkan Körfez Krizi eski ve yeni yapı arasındaki geçiúi simgelemektedir. ølk kez George Herbert Walker Bush tarafından kullanılan “yeni dünya düzeni” kavramı bu kriz sonrasında söz konusu olmuútur. Bu kriz de tüm dünya bir saldırganın karúısına çıkarak güç kullanma yoluyla sınırların de÷iútirilemeyece÷i vurgulanmıútır. ølk kez Do÷u-Batı bu denli ortak hareket etmiúlerdir. (Sönmezo÷lu, 2005)

BM’nin çabaları bölge ülkeleri baúta olmak üzere geniú bir diplomatik destek görmüútür. Güvenlik Konseyi, sorunu barıúçıl yollardan çözmeye çalıúmıú, ardından ekonomik yaptırımlar uygulanmıútır. Ancak sonuç alınamayınca güç kullanma yoluyla Irak, Kuveyt’ten çıkartılmıútır ve BM çatısı altında kollektif güvenlik baúarıyla sa÷lanmıútır. (Arı, 2008)

Bu geliúmelere bakılarak, yeni uluslararası sistemin daha barıúçı ve uzlaúmacı, sorunların ise uluslararası hukuk ve örgütler çerçevesinde çözülece÷i düúünülürken yaúanılan geliúmeler bu olasılı÷ın gerçekleúemeyece÷ini tüm dünyaya göstermiútir.

So÷uk Savaú’ın sona ermesi ve blok sisteminin çökmesiyle beraber ortaya çıkan yeni uluslararası sisteme “Yeni Dünya Düzeni” adı verilmiútir. Ancak bu düzenin oluúmasıyla birlikte, bunun gerçekten istikrarlı bir sistem olup olmayaca÷ı soruları da ço÷almıútır. Amerikan Merkezi Haber Alma Teúkilatı (CIA) baúkanı James Woolsy’nin de söyledi÷i üzere, insanlık Sovyetlerin uzun süren So÷uk Savaú sürecinde nasıl davranaca÷ı hakkında yorum üretebilirken yeni global uluslararası sistemde küçüklü büyüklü çok sayıda tehlikenin varlı÷ı söz konusudur ve nasıl bir geliúme gösterece÷ini önceden kestirmek olanaksız bir haldedir. Bunların baúında da÷ılan Sovyetler Birli÷i ve Yugoslavya içindeki etnik çatıúmalar, ultra ulusçuluk, radikal akımların geliúmesi, nükleer silahların yayılması ve çok sayıda 3. Dünya ülkesinin bu silahlara sahip olması gelmektedir. Bunların yanında geleneksel ve kültürel ba÷ların güçlenmesi, evrenselli÷in yerine içe kapalılı÷ın ve küreselleúmenin yerine bölgeselleúmenin almaya baúlaması kuzey ve güney arasındaki gelir farkının gittikçe açılması ve hızla artan dünya nüfusuyla beraber ortaya çıkaraca÷ı açlık sorununun kuzey ülkelerine göçleri teúvik edecek olması ve bunların neden olaca÷ı toplumsal rahatsızlıklar uluslararası istikrarı tehdit etme potansiyeline sahip insanlı÷ın çözüm bekleyen sorunları arasında yer almıútır. (Arı, 2008)

(28)

“Yeni Dünya Düzeni” kavramıyla ortaya konmaya çalıúılan ve iki kutuplu yapının bozulmasıyla beraber ortaya çıkan yeni uluslararası sistemde bir istikrarsızlı÷ın ve karmaúanın söz konusu olması bir yerde kaçınılmaz bir geliúmedir. øki kutuplu yapı uluslararası sistemde istikrarın önemli bir nedenidir. Çünkü bu yapı içerisinde her iki blok da kendi etki alanlarında istikrarı ve güvenli÷i sa÷larken, karúı blo÷un güvenlik kuúa÷ında giriúti÷i eylemlere de karıúmamaktadır. (Arı, 2008)

Bu yeni dönemin önemli bir özelli÷i askeri gücün yanında ekonomik ve mali gücün de önemli hale gelmesi ve bu çerçevede oluúan bölgesel ekonomik birleúme hareketlerinin sayısının artmasıdır. AB ülkeleri gerek ekonomik gerek siyasal gerek ise askeri anlamda bir blok halinde hareket etmeye çalıúmıútır. Kuzey Amerika ülkelerinden ABD, Kanada ve Meksika arasında kurulan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesinin (NAFTA) ardından ABD ve Kuzey Amerika ülkeleri ile Asya – Pasifik ülkeleri arasında ekonomik iúbirli÷ini öngören (APEC) ise bu do÷rultuda oldukça önemli bir geliúmedir.

1990’da Do÷u Blo÷unun da÷ılmasıyla ortaya çıkan ve 2001’e kadar devam eden sistemin yapısı ABD’nin genel olarak üstünlü÷ünü göstermektedir. Sistemin di÷er güçleri ise Rusya, ÇHC, øngiltere ve Fransa’dır. Ancak bu yeni sistem 18. ve 19.

yüzyılda Avrupa’da yaúanan klasik güç dengesi sisteminden oldukça farklı bir görünüme sahiptir. Klasik güç dengesi sisteminin temel olgusu olan savaú, dıú politikada amaca ulaúmada kısa bir yol olmaktan çıkmıútır. Nükleer silahların yanı sıra konvansiyonel silahların da tahrip düzeyinin büyük olması, ekonomik karúılıklı ba÷ımlılık, askeri güvenliklerini sa÷layabilmek için alınan dıú yardımlar gibi durumlar dıú politikayı etkileyen unsurlar olmuúlardır. (Arı, 2008)

Ancak 2000 Kasımında ABD’de yapılan seçimlerde baúa geçen Bush’un üslubu ABD’nin tek ve en güçlü oldu÷unu kabul ettirme úeklindedir. 11 Eylül 2001’de u÷radı÷ı terörist saldırı Washington yönetimine aradı÷ı fırsatı vermiútir. Önce 2001 Ekiminde Afganistan, ardından Mart 2003’de Irak’ın iúgali ile Amerika tek güç oldu÷unu göstermiútir. Bu geliúmeler pek çok kiúi tarafından yeni uluslararası sistemin yapısının tek kutuplu olarak tanımlanmasına yol açmıútır. Rusya, Çin, Fransa ve Almanya gibi güçler ABD’yi durduramamıúlardır. Ancak øran’a yönelik politikasını da desteklememiúlerdir. (Arı, 2008)

(29)

Böyle bir durum tekrardan çok kutuplu sisteme dönüúme olasılı÷ını ortaya çıkarmaktadır. 21. yy. uluslararası sistemine egemen olan temel niteliklerden biri de küreselleúme olgusudur. Dünyanın herhangi bir yerinde karúılaúılan bir sorundan bütün insanlık etkilenmektedir. Yani küreselleúme beraberinde açık toplum, demokrasi, insan hakları gibi de÷erleri evrensel de÷erler haline getirmiútir. Dünyadaki yerel kültürler baskı altına alınmıútır.

1.3.1. Hükümetin Nitelii

Hans Morgenthau’nun düúüncesine göre dıú politikanın dayanması gereken iki temel unsuru vardır. Bunlar iyi bir yönetim ve nitelikli bir hükümettir. Bu unsurlardan olan nitelikli hükümetten ise maddi ve beúeri kaynaklarla, dıú politika arasında iyi bir dengenin olması, bu maddi ve beúeri kaynakların kendi içerisinde de iyi bir dengesinin bulunması ve dıú politika konusunda hükümetin halkın deste÷ini kazanması úeklinde üç önemli noktaya dikkat edilmesi gerekmektedir. (Arı, 2008)

Nitelikli, iyi bir hükümet, kendi kaynaklarının farkında olur ve bu kaynaklara göre desteklenmiú bir politika sergileyerek ona uygun hedefler ve yöntemler seçmeye dikkat eder.

Hemen hemen bütün ülkelerde hükümetler, ancak halkın kabul etti÷i ve destekledi÷i durumlarda aktif bir dıú politika izleyebilirler. Devlet adamlarının kamuoyunu etkilemek için giriútikleri eylemler bilgi vermekten propaganda yapmaya kadar uzanmaktadır. (Sönmezo÷lu, 2005)

1.4.1. Karar Verme Süreci ve Dı Politika

Bilindi÷i üzere, elde bulunan alternatifler arasından bir seçim yapma iúlemine karar verme denir. Ancak söz konusu dıú politika oldu÷unda alternatifler arasından seçim yaparak karar vermek zordur. Çünkü buradaki seçenekler her zaman açık ve net de÷ildir.

Bir ülkede bir kararın alınmasından o kararın uygulanmasına kadar ki geçen sürece karar verme süreci denir ve bu süreçte bulunan kiúi ve kurumlar bu karar verme sürecini etkilerler. Bu da dıú çevre ve iç çevre olarak iki baúlık altında kategorize edilebilir. (Arı, 2008)

(30)

Dıú çevre, küresel sistemi ve bu sistem içerisindeki güç dengelerini, iliúkilerini içermektedir. Yani bir ülkenin devlet sınırları dıúında gerçekleúen geliúmeler ve di÷er ülke devletlerinin bu geliúmeler çerçevesinde uyguladı÷ı eylemlerin yer aldı÷ı fiziki çevredir. Nitelikli bir devlet, bu sistemi iyi algılamalı ve içinde bulundu÷u bu sistemi ve kendi konumunu iyi hesap etmelidir. (Rosenau, 1972)

øçsel çevre, bir ülkenin siyasal sistemi ile alakadardır. Burada ülkenin siyasal sistemi içerisinde hükümetin yapısı, yasama organı, kamuoyu ve karar vericilerin özellikleri söz konusudur ve en önemli nokta bu karar vericilerdir. Çünkü aynı koúullar göz önüne alındı÷ında her bir farklı karar vericiler aynı olayları farklı algılayabilip, farklı de÷erlendirerek farklı politikalar izleyebilmektedir. Burada da karar vericinin çocukluk yılları, e÷itimi, dinsel inancı, mesleki e÷itimi, yaúam deneyimi ve siyasi tecrübeleri gibi pek çok kiúisel özelliklerinin rol aldı÷ı kabul edilmektedir. (Arı, 2008)

1.5.1. Karar Verme Sürecinde Devletin ve Hükümetin Yapısı

Karar verme süreci, devletin federal, konfederal veya üniter devlet oluúuna, ülkede geçerli siyasal sistem gibi birçok etkene göre de÷iúim göstermektedir. Hatta otoriter rejimler ve parlamenter rejimlerde bile durumun aynı oldu÷u söylenemez.

Demokratik sistemlerde halkın siyasal yönetme sürecine katkısı vardır ve devletin de seçmene karúı siyasal sorumlulu÷u vardır. Böylece devlet veya hükümet baúkanları demokratik olmayan sistemlere oranla üzerlerinde kamuoyu baskısını hisseder ve karar verirken halkın taleplerini göz önüne alarak ulusal çıkarlara uygun olmasına dikkat ederler. (Arı, 2008)

1.6.1. Karar Verme Sürecinde Aamalar 1.6.1.1. Algılama

Karar verme süreci, öncelikli olarak hangi konuda karar alınacaksa o konunun, olayın farkına varılması, algılanmasıyla baúlar ve karar vericinin do÷ru karar vermesi için geliúmelere karúı son derece duyarlı olması, ilk etkinin do÷ru algılanması oldukça önemlidir. Kararın verilmesi sürecinde bu önemli bir baúlangıçtır. (Hopkins ve Mansbach, 1973)

(31)

Karar verme aúamasında bilgiler, karar vericiye ulaúmadan önce iletiúim kanallarından gelirken de÷iúikli÷e u÷rayabilirler. Bu nedenle bu aúamada karar vericinin bilgileri iyi bir úekilde ayıklaması ve yanlıú algılamalara yer vermemesi gereklidir. (Arı, 2008) 1.6.1.2. Durumun Yorumlanması ve Tanımlanması

ølk aúamada karar verici tarafından algılanan bilgiler daha sonra yorumlanma aúamasından geçmektedir. Gelen bilgiler, bürokratlar ve örgütler tarafından ayıklanır ve yorumlanır. Böylece gelen bilgiler do÷rultusunda bulunan durumun ne oldu÷u tanımlanmaya çalıúılır. (Hopkins ve Mansbach, 1973)

1.6.1.3. Kararın Verilmesi

Kararın verilmesinde karar vericilere gelen bilgilerin nasıl de÷erlendirilece÷i, önceden fark edebilme, tehdidin derecesi ve karar verme zamanı olarak üç boyutta gerçekleúmektedir. Bu üç de÷iúken incelenirse, önceden fark edebilme, bir olayın önceden bilinebilmesidir. Böylece olay gerçekleúmeden önce bazı planlar yapılması olasıdır. (Hopkins ve Mansbach, 1973)

Tehdidin derecesi ö÷esine bakıldı÷ında ise, karar vericinin temel de÷erleriyle ortaya çıkan durum birbirine ne kadar çok ters düúüyorsa tehdit o derece büyük demektir.

Karar verme zamanı ö÷esi incelenirse, krizin daha fazla büyümemesi veya olayın aleyhlerine geliúmesini engellemek için karar vericinin karar verme zamanıdır. (Frankel, 1979)

Yukarda da bahsedildi÷i gibi söz konusu durum beklenmeyen bir durumsa, tehditkar bir durumsa ve zaman karar vermek için kısıtlıysa, kararlar az sayıda kiúi tarafından, en üst seviyede alınmaktadır.

1.6.1.4. Politikanın Uygulanması

Karar vericiler tarafından alınan kararlar bu aúamadan sonra hükümet politikası olarak uygulanmalıdır. Bu politikalardan baúarısız olanlar terk edilmeli veya tekrar gözden geçirilmelidir. Baúarılı olan politikalar ise devam ettirilmelidir. (Arı, 2008)

(32)

1.2. Tek Partili Hükümetler Dönemi Türk Dı Politikası (1923-1950)

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından So÷uk Savaú’ın sona ermesine kadar olan sürece bakıldı÷ında 46 tane hükümet kurulmuútur. Tezin asıl çalıúma konusunu So÷uk Savaú sonrası dönem teúkil etti÷inden bu kurulan 46 hükümeti tek tek tezde iúleme olana÷ımız mevcut de÷ildir. Bu nedenle tezin arka planını oluúturan bu kısımda Türk dıú politikası iç ve dıú olaylar kapsamında genel olarak ele alınmıútır.

1.2.1. Genel Bir Bakı Açısıyla Dönemin Olayları

28 Ocak 1920’de Meclis-i Mebusan’ın kabul etti÷i Misak-ı Milli/Ulusal And ile tespit edilen ilkeler, Türk Dıú Politikasının temelini oluúturmuútur. 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte yeni cumhuriyetin ilk cumhurbaúkanı Mustafa Kemal olmuútur. Baúbakanlık görevi ise øsmet ønönü’ye aittir. Ordunun baúına da Fevzi Paúa geçmiútir. Arkasına güvendi÷i isimleri alan Mustafa Kemal böylece Türk Dıú Politikasına devamlı olarak dikkatini vermiútir. (Çiftçi, 2010)

“Mustafa Kemal’in Anadolu’da giriúti÷i hareket Batılı devletlere karúı olmakla beraber Batılı devlet anlayıúına karúı bir hareket de÷ildir”. (Ülman,1968:245) Türkiye’nin Lozan’dan sonra dıú iliúkilerini belirleyen en önemli unsur Türkiye’nin güvenli÷inin korunmasıdır. Türkiye’nin temel e÷ilimi anti revizyonist cephe oldu÷undan 1930’lu yılların sonlarına do÷ru øngiltere ve Fransa’ya daha fazla yaklaúmaya ve onlarla iliúkiler kurmaya yönelmiútir. (Çufalı, 2010:253)

Mustafa Kemal’in dıú politika görüúündeki temel özellik, birbiri ile çeliúir gibi görünen çeúitli görüú ve davranıúları baúarıyla ba÷daútırması ile alakalıdır. Hem iç hem de dıú politika uygulamalarında karúımıza çıkan bu özellik, çeliúkilerin daha yo÷un oldu÷u dıú politika alanında daha kesin bir úekilde görülmektedir.

Mustafa Kemal Anadolu’ya ayak bastı÷ı zaman, Osmanlı ømparatorlu÷u, øngiltere, Fransa, øtalya, Gürcistan, Ermenistan ve Yunanistan’la savaú durumunu sona erdirmiú fakat, halen barıú anlaúmasını imzalamıú durumda de÷ildir. Bu olumsuz koúullar içerisinde, Mustafa Kemal, bu devletler arasındaki (özellikle de Fransa ve øtalya) çeliúkileri koz kullanarak diplomasi alanında baúarı kazanmıú, bu baúarısını cephelerdeki askeri baúarılara eklemiútir. (Ateú, 2004:32)

(33)

Kurtuluú Savaúı sırasında çok yo÷un bir diplomatik trafik vardır. Mustafa Kemal ve TBMM, sadece askeri alanda de÷il, diplomasi alanında da büyük baúarılar kazanmıúlardır. Ayrıca dıú politika konuları TBMM’de en ufak ayrıntılarına kadar görüúülmüú ve tartıúılmıú, bu esnada çok sert tartıúmalar cereyan etmiútir (TBMM Gizli Celse Zabıtları, 1921-22) Ölüm – kalım savaúı veren bir ülkede, dıú politika sorunları elbette temel konuyu oluúturacaktır. Mustafa Kemal dıú politika konusu üzerinde son söz sahibi olmasına ra÷men, bu eleútirilerden zaman zaman etkilenmiútir. (Ateú, 2004) 1921 Anayasası, her alanda oldu÷u gibi, dıú politika konularındaki yetkileri de Meclis’in elinde toplamaktadır. Fakat Meclis bu yetkileri Meclis Baúkanı konumundaki Baúbakan ve Dıúiúleri Bakanı eliyle kullanmaktadır. Mustafa Kemal’in kiúisel a÷ırlı÷ı dıú politikada da etkin olmuútur. Kurtuluú Savaúı’ndan sonra kabul edilen 1924 Anayasası’nda ise dıú konularda, – savaú ilanı, dıú ülkelere kuvvet gönderilmesi gibi - , Meclis yetkili kılınmakla birlikte, yürütme organının yetkileri de arttırılmıútır. (Ateú, 2004)

24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaúması (Soysal, 1989:67) imzalanmıútır. Bu antlaúma, Osmanlı ømparatorlu÷u’na Sevr Antlaúması’nın zorla kabul ettirilmek istenmesi üzerine ulusal mücadeleye giriúen ve bu mücadeleden baúarı ile çıkan Türkiye’nin, Birinci Dünya Savaúı’nın galipleri ile eúit úartlara göre yaptı÷ı bir antlaúmadır. 6 A÷ustos 1924 tarihinde øngiltere Parlamentosunun onay vermesiyle yürürlü÷e giren anlaúmayla ilgili daha en baúında bir takım sorunlar çıkmıútır. ølk olarak yeni devletin baúkentinin Ankara olması kararını Batılı devletler tasvip etmemiúlerdir.

økinci olarak yabancı devletlerin Türkiye’deki okulları ile ilgili problem çıkmıútır. Bir baúka konu da Bo÷azlar Komisyonu’nun bayra÷ı sorunudur. øtilaf devletleri, komisyonun bayra÷ı olması konusunda ısrar etmiúlerdir. Ancak Türkiye bu üç konuda da kendi isteklerinde ısrar etmiú, taviz vermemiú ve isteklerini kabul ettirmiútir. (Çufalı, 2010) Lozan Antlaúması bazı ekonomik ve politik sorunlara çözüm getirememiútir.

Ancak, Türkiye, Lozan’da, ba÷ımsızlı÷ını ve toprak bütünlü÷ünü, hukuksal olarak tüm dünyaya tanıtmıútır.

Türkiye 1924 ve 1930 yıllarında çok partili siyasal yaúama geçiú deneyimini yaúamıútır.

O yıllarda birbirinden farklı bir biçimde oluúan iki siyasi partinin ömrü çok kısa olmuútur.

(34)

Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de ölümüyle birlikte Atatürk döneminde Baúbakanlık yapmıú olan øsmet ønönü Cumhurbaúkanı, Celal Bayar ise tekrar Baúbakan olmuúlardır. Böylece rejimin kesintiye u÷rayaca÷ı konusunda fikirleri olan iç ve dıú kamuoyundaki fırsat kollayıcılara güçlü bir mesaj verilmiú olmaktadır. Cumhurbaúkanı ønönü’nün Atatürk’e ve kendisine muhalefet ettikleri için ötekileútirilmiú olan eski bazı kadroları tekrar CHP’nin içerisine çekmesi ve ayrıca CHP’nin içerisindeki potansiyel muhalefetin de yine parti içerisindeki güçlü grupla kontrol altına alınmasıyla, devlet otoritesi sekteye u÷ramayacaktır. Böylece ulusal birlik ve bütünlük sa÷lanarak iç güvenlik oluúturulabilecektir. (Çiftçi, 2010)

II. Dünya Savaúı’na do÷ru gelinirken Türkiye’nin güvenli÷inin korunması, Lozan’dan sonra Türkiye’nin dıú iliúkilerini belirleyen en önemli unsur olmuútur. Türkiye hem revizyonist hem de anti-revizyonist devletlere bu zaman zarfında eúit mesafede durmaya gayret etmiútir. 1930’ların sonlarına do÷ru Türkiye’nin e÷ilimi anti-revizyonist cephe olan øngiltere ve Fransa’ya yönelmiútir. (Çufalı, 2010)

“Türkiye, øngiltere, Fransa ve Sovyetler Birli÷i ile iliúkilerini sıkı tutma yoluna gitse de bunda baúarılı olamaz ve sonunda 19 Ekim 1939’da Türk-øngiliz-Fransız ittifakı imzalanır”. (Ataöv, 1963:60) Türkiye, imzalamıú oldu÷u bu ittifak anlaúmasına koydurdu÷u madde ile antlaúmadan do÷abilecek herhangi bir soruna karúın, Sovyetler Birli÷i ile bir savaúa girmeyece÷ini garanti etmektedir.

Bu ittifak antlaúması, Türkiye’nin savaú içerisindeki konumunu göstermektedir. 9 Temmuz 1942-8 Mart 1943 yılları arasında ùükrü Saraço÷lu’nun Baúbakanlı÷ındaki XIII. Bakanlar Kurulu’nun hükümet programında dıú politikaya ayrılan bölümde úu satırlar görülmektedir: “...Hudutları haricinde hiçbir sergüzeút arkasından koúmayan ve koúmayacak olan Türkiye, harbin dıúında kalmak imkanları aramıú ve bu imkanları da úuurlu müspet bir bitaraflık üzerinde yürümekte bulmuútur”. (Da÷lı ve Aktürk, 1988:99)

“Genellikle II. Dünya Savaúı sırasında Türkiye için “tarafsız” kliúesi kullanılmıútır.”

(Criss, 2002:150) Türkiye de kendi konumunu tarafsızlık olarak yorumlamaktadır.

Dıúiúleri Bakanlı÷ı görevini üstlenen Numan Menemencio÷lu, savaú yıllarında uzun bir dönem, usta bir diplomat olarak görev yapmıútır. Türkiye’nin stratejik konumu, onun normal ve alıúılagelmiú anlamda bir tarafsızlık politikası izlemesini olanaksız

(35)

getirmiútir. “Türkiye’nin konumu onun “güçlü dostları” için hayati bir önem arz etmektedir, ama bu “dostlar” fazla baskıcı olmaya baúladıkları zaman karúıtlarıyla da diyalo÷a girerek durum dengelenebilirdi”. (Deringil, 1994:251)

Türkiye’nin II. Dünya Savaúı’ndaki konumunu “savaú-dıúı taraf” olarak de÷erlendirmek mümkündür. Türkiye, konumu ve stratejik mevkiisinin önemi sebebiyle II. Dünya Savaúı’nda, gerek Müttefikler, gerek ise Mihverler, Türkiye’yi kendi yanlarında savaúa sokmak için Türkiye üzerinde çaba harcamıú ve baskı yapmıúlardır. Türkiye, savaú dıúı konumunu savaúın son günlerine kadar sürdürmesine ra÷men savaú ekonomisi koúullarını uygulamak zorunda kalmıútır. Bütün ekonomik sıkıntılar ve siyasi baskılara ra÷men, Türkiye savaú dıúında kalmayı baúarabilmiútir. Türkiye’yi o koúullar altında dahi savaú dıúında tutan, bu dönemin dıú politikasını yürüten ekibin baúarısının altında Mustafa Kemal’in barıúçı ve serüvenci olmaktan uzak politika çizgisi bulunmaktadır.

Bu durumlar göz önünde bulunduruldu÷unda, büyük devletler arasında bir denge politikasını yürüterek Türkiye’nin toprak bütünlü÷ünü korumak mümkün olmuútur.

(Ateú, 2004; Criss, 2003; Çiftçi, 2010)

II. Dünya Savaúı tarihin gördü÷ü en yıkıcı savaúlardan biri olmuútur. Ülkeler yanmıú,

yıkılmıú ve milyonlarca insan ölmüútür. Bu savaú tam bir “dünya savaúı” olmuútur.

Savaúın tesirlerini hissetmeyen hiç bir ülke kalmamıútır. Fakat altı yıllık bu dönemden sonra, dünyanın ve insanlı÷ın barıúa hemen kavuúabilmesi mümkün olamamıútır.

Milletlerarası mücadeleler, büyük devletlerin çatıúması ve mahalli savaúlar, insanlı÷ı zaman zaman üçüncü bir dünya savaúının eúi÷ine kadar getirmiútir. Böyle bir sıcak savaú patlak vermemiútir ama barıúta olmamıútır. Dünya bir “So÷uk Savaú” atmosferi içinde, heyecanlı ve gergin bir on beú yıl geçirmek zorunda kalmıútır. So÷uk Savaú dedi÷imiz dönem; de÷iúen dengelerin sonucunda oluúmuú ve etkisini 90’lı yıllara kadar sürdürmüútür.

(http://74.125.155.132/scholar?q=cache:y7i62dpDk3gJ:scholar.google.com/&hl=tr&as_

sdt=2000, eriúim tarihi, 27.05.2010)

Türkiye II. Dünya Savaúı’ndan sonra hayli sıkıntılı ve zor bir dönemi geride bırakmıútır.

SSCB ile iliúkiler so÷umuú, dıú politikada yön tamamen Batı’ya çevrilmiútir. Savaúta Türkiye, tarafsız olmayı seçmiú, böylece savaúın getirece÷i yıkımdan kurtulmuútur.

Sonuçta kazançlı çıkan Türkiye olmuútur. (Aktaú, 2012)

(36)

1.2.2. Türkiye-øngiltere ølikileri

Cumhuriyet’in ilk döneminde Türkiye ile øngiltere arasındaki en önemli sorun Musul sorunudur. øngiltere’de Ramsay McDonald Baúkanlı÷ında øúçi Partisi Hükümeti’nin kuruluúu Türkiye’yi çözüm konusunda ümitlendirmiútir. Ocak 1924’te iktidara gelince de dıú politikada barıú üzerine vurgu yapmıútır. (Kürkçüo÷lu, 1978:291-292) 19 Mayıs 1924 tarihinde TBMM Baúkanı Fethi Bey ile øngiltere’nin Irak Yüksek Komiseri Sir Percy Cox’un baúkanlı÷ında Musul ile ilgili görüúmeler baúlamıútır. Fethi Bey bu konferansta Musul’u vermemek için etnik, co÷rafi ve tarihsel nedenlerle Türkiye’de kalması gerekti÷ini söylemiútir. Görüúmelerde Türk tarafı kuvvetli bir koz kullanmıú ve TBMM zaten Türk ve Kürtleri temsil etmektedir denilmiútir. Bunun böyle olmadı÷ını ispat edercesine 1925 yılında ùeyh Sait isyanı çıkmıútır. (Criss, 2002:149) Cox ise sorunun Musul vilayeti de÷il Türk-Irak sınırı oldu÷unu söyleyip, bu sınırın Hakkari vilayetini kapsayacak úekilde Musul vilayetinin kuzeyinden çizilmesi gerekti÷ini savunmuútur. (Kurat, 1984) 5 Haziran 1924’te görüúmeler sona ermiútir. (Kürkçüo÷lu, 1978:292) “Bundan sonra øngiltere 6 A÷ustos 1924 tarihinde Musul sorununun gündeme alınması için MC’ye baúvurmuútur”. (Toynbee ve Kirkwood, 1926:281) Musul konusuyla ilgili Mc Dowall (1996:190) úu yorumu yapmıútır:

Türkler Musul prensliklerinin Misak-ı Milli sınırları içinde oldu÷unu ve Mondros Mütarekesi sırasında øngiliz iúgali altında bulunmadı÷ını savunuyorlardı. øsmet ønönü Türklerle Kürtler arasında hiçbir fark olmadı÷ını ve TBMM Hükümetinin Türklerin hükümeti oldu÷u kadar Kürtlerin de hükümeti oldu÷unu ileri sürmüútü.

“Hakkari vilayetindeki Süryanilerin ayaklanmasını bastırmak amacıyla bölgeye giren Türk askerleriyle øngiliz askerleri arasında çatıúmalar çıkmıútır”. (Kurat,1984:116) Musul sorunu MC’de görüúülürken øngiltere, Türklerin Hristiyanlara karúı zalimce davrandı÷ı iddiasıyla örgütün kararını Türkiye’ye zorla kabul ettirmek için Fransa ve øtalya ile özel bir anlaúma imzalamaya çalıúmıútır. Atatürk’ün Dıúiúleri Bakanı Tevfik Rüútü Aras’ın ifadesiyle (1968: 215) “Osmanlı ømparatorlu÷u devrinde, Musul vilayeti olarak anılan geniú arazi, 25 yıl süreyle øngiltere mandasına bırakılmıútır.” úeklinde özetlemiútir. Bu karara karúı gelmek demek Türkiye’nin øngiltere’ye karúı gelmesi demek olup bu iki ülkeyi yeni bir savaúa sürükleyecektir. Ayrıca Mustafa Kemal ve hükümeti, øtalya’nın Türkiye üzerine yürümeye hazır oldu÷unu bilmektedir. Aptülahat Akúin’in deyimiyle (1991: 130) “...ba÷rımıza taú basarak Musul’u bırakmaya razı

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak son y›llarda baz› gökbilimciler, kütlelerinin büyüklü¤üne ve buna ba¤l› olarak s›cakl›klar›na ve buna da ba¤l› olarak renklerine göre O, B, A, F, G, K ve

Gerçi Titan’da kutup bölgeleri d›fl›nda fazla bulut görülmüyor, ama daha önce yap›lan gözlemler düflük en- lemlerde de zaman zaman bulut birikimi ol- du¤unu

Seyfert gökadalar› da Aktif Gökada Çekirdekleri (Active Galactic Nuclei – AGN) denen daha büyük bir kategori içinde yer al›yorlar.. AGNler, bofllu¤a ›fl›k

Kanserle savaflmaya yarayan genlerin ya- flam süresini de uzat›yor olmas›, mant›¤a hiç de ayk›r› de¤il: Tümör oluflumuna engel olan bir gen, kanserden ölmenize de

‹drar enfksiyo- nu ve mide iltihab›na neden olan Esc- herichia coli, zatüreye sebep olan Klebsiella pneumoniae, kan dolafl›m› enfeksiyonuna sebep olan Enterobac- ter aerogenes,

Araflt›rmac›lar, ›fl›¤›n kat› bir madde içinde yavafllat›lmas› ya da durdurul- mas›n›n, kuantum hesaplama, yüksek duyarl›l›kta manyetometri, ya da

E¤er atom, ›fl›na do¤ru hareket edi- yorsa, ve ›fl›n›n atom taraf›ndan alg›lan- mas› isteniyorsa, ›fl›n›n dura¤an bir atom için gerekli olan frekanstan

Bunlar özetle Özal’ın pragmatik liderliğinin etkisiyle dış politikada geleneksel reaktif anlayışın terk edilerek, inisiyatif alan bölgesel sorunlara