• Sonuç bulunamadı

Seyahat acentelerinin iç turizme yönelik uyguladıkları halkla ilişkiler faaliyetlerinin tanıtmadaki yeri ve manavgat A grubu seyahat acenteleri örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Seyahat acentelerinin iç turizme yönelik uyguladıkları halkla ilişkiler faaliyetlerinin tanıtmadaki yeri ve manavgat A grubu seyahat acenteleri örneği"

Copied!
128
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ BİLİM DALI

SEYAHAT ACENTELERİNİN İÇ TURİZME YÖNELİK

UYGULADIKLARI HALKLA İLİŞKİLER

FAALİYETLERİNİN TANITMADAKİ YERİ VE

MANAVGAT A GRUBU SEYAHAT ACENTELERİ

ÖRNEĞİ

Gülşen SARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd.Doç.Dr. M. Nejat ÖZÜPEK

(2)

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Gülşen SARI T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(3)
(4)

ÖNSÖZ

Turizm, özellikle farklı kültür ve değerlere sahip olan kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini ile mümkün olmaktadır. Bu iletişimin sağlanabilmesi için ise, öncelikle tanıtım faaliyetleri ile turizme ilgi uyandırılmalıdır. Turizm hareketine katılan insanların beklentilerinin üst düzeyde olduğu unutulmamalıdır. Bu açıdan bakıldığında da halkla ilişkilere çok büyük görevler düşmektedir. İletişimle doğrudan ilgili olan turizm bu sırf bu yüzden bile halkla ilişkilerden ayrı düşünülememektedir.

Böyle hassas ve önemli bir konu üzerine iyi bir çalışma ortaya koyabilmekte halkla ilişkileri, turizmi ve tanıtımı anlamaktan geçmelidir. Bu yüzden, araştırmanın her aşamasında düşünce, tavsiye ve katkılarından dolayı, değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nejat ÖZÜPEK’e, destek ve güvenlerini hiçbir zaman eksik etmeyen aileme teşekkürü bir borç bilirim.

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğ re n ci n

in Adı Soyadı Gülşen SARI Numarası 084221031005 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Halkla İlişkiler ve Tanıtım Araştırma Yöntemleri

Danışmanı Yrd. Doc. Dr. M. Nejat ÖZÜPEK

Tezin Adı Seyahat acentelerinin iç turizme yönelik uyguladıkları halkla ilişkiler faaliyetlerinin tanıtmadaki yeri ve Manavgat A Grubu seyahat acenteleri örneği ÖZET

İnsanlar

ve

davranışlar

karmaşıklaştıkça,

bunlarla

uğraşmak tecrübe ve uzmanlık istemektedir. İşletmelerde bu

uzmanlık halkla ilişkiler birimleri tarafından sergilenmektedir.

Turizm verilerinin tanıtılması alanında bugüne kadar denenmiş en

etkili tekniklerden birinin halkla ilişkiler olduğu bilinmektedir.

Türkiye’de tanıtım amaçlı halkla ilişkiler faaliyetleri kendi arasında

iki gruba ayrılmaktadır. Bunlardan biri, iç tanıtıma yönelik halkla

ilişkiler faaliyetleri; diğeri ise, dış tanıtıma yönelik halkla ilişkiler

faaliyetleridir.

Tanıtıma yönelik halkla ilişkiler faaliyetleri en kapsamlı

haliyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sürdürülmektedir.

Bakanlık önceki yılın turizm gelirlerinden belli bir kısmını ayırarak

tanıtma bütçe olarak kullanmaktadır. Hem iç tanıtıma hem de dış

tanıtıma yönelik ayrı ayrı faaliyetler yürütülmektedir.

Elbette

ki

tüm

sorumluluğun

sadece

Bakanlığın

omuzlarındaymış gibi görünüyor olmasına rağmen, turizm

işletmelerine de bu konuda büyük görevler düşmektedir. İşletmeler

(6)

kendi tanıtımları yapmanın yanında bölgesel ve ülkesel tanıtıma da

katkıda bulunmaktan sorumludur.

Bu çalışmamızda turizm işletmelerinden biri olan seyahat

acentelerinin iç tanıtım adına yapmakla sorumlu olduğu tanıtım

faaliyetlerini gerçekleştiriyor olma düzeyleri üzerinde durulmuştur.

Antalya’nın Manavgat İlçesindeki A Grubu seyahat acentelerinin iç

tanıtım faaliyetlerinde halkla ilişkileri kullanımları ve bu konuda

düşüncelerini konu alan bir çalışma gerçekleştirilmiştir.

Çalışmada Manavgat’taki A Grubu seyahat acentelerinin

yetkili kişilerine yönelik bir soru formu hazırlanmış, verilen

cevaplar incelenerek araştırmaya yol gösteren varsayımlar test

edilmiştir. Sonuç olarak bu bilgilerin ışığında Manavgat’taki A

Grubu acentelerin mevcut durumu, kullandıkları araçlar, turizm ve

tanıtımla ilgileri görüşleri belirlenmiştir. Böylelikle yapılmış olan bu

çalışma ile sektör yetkililerine, benzer konular üzerinde çalışacak

olan diğer araştırmacılara, eğitim alanlara ve eğitim verenlere

kaynak oluşturmak amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Turizm, tanıtım, iç tanıtım, halkla ilişkiler, turizmde tanıtım,

(7)

Ö ğ re n ci n

in Adı Soyadı Gülşen SARI Numarası 084221031005

Ana Bilim / Bilim Dalı

Halkla İlişkiler ve Tanıtım Araştırma Yöntemleri

Danışmanı Yrd. Doc. Dr. M. Nejat ÖZÜPEK

Tezin İngilizce Adı The ımportance of the advertısement of public relatıons’ actıvıtıes by the travel agencıes ın domestıc tourısm and the case of manavgat travel agencıes in group A

SUMMARY

As the humans and their relations are complicated, to deal with

all these requires experience and expertise. In the businesses, this

expertise is carried out by the public relations units. In the

advertiesement of the touristic data, it is known that public relations has

been one of the most significant applied techniques so far. The activities

for public relations in Turkey are seperated into two categories. One of

them is the activities for public relations concerning domestic tourism,

the other one is concerning abroad.

The activities for public relations is mostly carried out by the

Ministry of Tourism. The Ministry seperates certain one part of the

budget for advertisement. Both activities in domestic tourism and in

abroad is done seperately.

In spite of the fact that the Mininstry has a heavy burden in this

case, the businesses for tourism has a great task as well. The businesses

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(8)

contributes to the advertisement of the region and the country as a whole

as well as they advertise themselves.

In this study, one of the businesses for tourism, the travel

agencys’ level of advertisement concerning domestic tourism is

mentioned. The use of public relations in the domestic advertisement by

Travel Agencies in group A in Manavgat, Antalya and their ideas on this

issue are mentioned in this study.

In the study, a questionnaire was prepared appealing for the

authorities of the Travel Agencies in group A in Manavgat, Antalya, and

the answers were analyzed and some certain certain conclusions were

reached. As a result, the situations of the Travel Agencies in group A in

Manavgat, their instruments, and their ideas about tourism and

advertisement were also referred. Therefore, the ultimate aim is to

prepare a source for the authorities in the sector, for the researchers

studying the topic, the others having and giving an education.

Key Words: Tourism, advertisement, domestic advertisement,

public relations, the advertisement in tourism, domestic advertisement in

tourism, public relations in tourism.

(9)

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ……….1

BİRİNCİ BÖLÜM TURİZMDE HALKLA İLİŞKİLER 1.1. TURİZM……….3

1.1.1. Turizm Kavramı ve Tanımı………...3

1.1.2. Turizmin Tarihsel Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu …………5

1.1.2.1. İlk Çağlarda Turizm...5

1.1.2.2. Orta Çağda Turizm..……….6

1.1.2.3. Yeni Çağda Turizm………...7

1.1.2.4. Yirminci Yüzyılda Turizm………7

1.1.2.5. Turizmin gelişim nedenleri………...8

1.1.3. Turizmin Etkileri………9

1.1.4. Turizm Olayının Değerlendirilmesi……….10

1.1.5. Turizm Çeşitleri………...11

1.1.5.1. Katılan Kişi Sayısına Göre Turizm Çeşitleri………..11

1.1.5.2.Ziyaret Edilen Yere Göre Turizm Çeşitleri……….12

1.1.5.3. Katılanların Yaşlarına Göre Turizm Çeşitleri……….14

1.1.5.4. Katılanların Sosyo-ekonomik Durumlarına Göre Turizm Çeşitleri………....14

1.1.5.5. Katılanların Amaçlarına Göre Turizm Çeşitleri...15

1.1.6. Turizmin Gelişmesine Etki Eden Unsurlar………...16

1.1.7. Başlıca Turizm İşletmeleri………...…...17

1.1.8. Halkla İlişkiler Kavramı ve Tanımı………...22

1.1.8.1. Halkla İlişkilerin Tarihi Gelişimi ………...24

1.1.8.2. Halkla İlişkilerde Süreci ...………...25

1.1.8.3. Halkla İlişkilerde İzlenen Amaçlar……...26

1.1.8.4. Halkla İlişkilerin Nitelikleri………..27

1.1.8.5. Halkla İlişkilerde Kullanılan Araçlar………29

(10)

1.1.8.7. Sürekli Halkla İlişkiler Teknikleri………31

1.1.8.8. Halkla ilişkilerin uygulama alanları………..32

1.1.9. Turizm İşletmeciliğinde Halkla İlişkilerin Rolü………..33

1.1.9.1. Otel İşletmelerinde Halkla İlişkiler……….35

1.1.9.2. Seyahat Acentelerinde Halkla İlişkiler………...37

İKİNCİ BÖLÜM TURİZM VE TANITIM 2.1. TANITIM………..40

2.1.1. Tanıtım (Tanıtma) Kavramının Tanımı………...40

2.1.2. Tanıtma Çeşitleri………..42

2.1.2.1. İç Tanıtım Kavramı………...43

2.1.2.2. Dış Tanıtım Kavramı………..44

2.1.3. Tanıtımın Uygulama Alanları………..45

2.1.3.1. Siyasi Tanıtma………...46

2.1.3.2. Sosyal-Kültürel Tanıtma……….46

2.1.3.3. Ekonomik Tanıtma………..47

2.1.3.4. Turistik Tanıtma………..47

2.1.4. Tanıtımda Kullanılan Araçları………...48

2.1.4.1. Basılı Araçlar………..48

2.1.4.2. Görsel ve İşitsel Araçlar………..50

2.1.4.3. Sosyal Olaylar………...52

2.1.4.4. Yeni Teknoloji Araçları………...53

2.1.5. Tanıtımın Amaçları ………...55 2.1.6. Tanıtımın Zorlukları………...56 2.1.7. Tanıtımın Teknikleri………57 2.1.7.1. İletişim………58 2.1.7.2. Reklam ………...59 2.1.7.3. Propaganda………..61 2.1.7.4. Sponsorluk………..62 2.1.7.5. Lobicilik………..63 2.1.7.6. Enformasyon………...64

(11)

2.1.7.7. Halkla İlişkiler……...65

2.2. Turizmde Tanıtım……….66

2.2.1. Turizm Tanıtım Kuralları………...67

2.2.2. Turizm Tanıtımında Halkla İlişkiler………68

2.3. Turizm Tanıtımında Halkla İlişkilerin Rolü ve Etkilerine Yönelik Yapılmış Araştırmalar……….71

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TURİZMDE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİNİN ULUSAL TANITIMA ETKİSİNİN MANAVGAT BAZINDA DEĞERLENDİRİLMESİ 3.1. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ 3.1.1. Araştırmanın Konusu………...75 3.1.2. Amaç………75 3.1.3. Önem………75 3.1.4. Araştırma Soruları…….………...76 3.1.5. Sınırlılıklar………...76 3.1.6. Yöntem……….77 3.1.6.1. Evren ve Örneklem……….77

3.1.6.2. Veri Toplama Araçları...……….77

3.1.6.3. Veri Analizi ve Kullanılan Testler.……….78

3.2. Araştırmanın Bulguları ve Yorumlar………78

3.2.1. Seyahat Acentelerinin Profili………...78

3.2.2. Seyahat Acentelerinin Halkla ilişkiler ve Tanıtım Faaliyetleri…83 SONUÇ VE ÖNERİLER..………...96

KAYNAKÇA……….101

(12)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Acentelerin turizm alanında faaliyet gösterdiği yıl……….….79 Tablo 2. Acentelerin şubeye sahiplikleri………....79 Tablo 3. Acentelerin halkla ilişkiler departmanına sahiplikleri………...80 Tablo 4. Acentelerdeki halkla ilişkiler bölümün de çalışan personel sayısı ………..81 Tablo 5. Acentelerdeki halkla İlişkiler departmanında çalışan personelin bu alanda çalıştığı yıl ……….81 Tablo 6. Acentelerdeki halkla ilişkiler bölümünün organizasyon şemasında bağlı olduğu birim ………..……….82 Tablo 7. Acentelerde tanıtım faaliyetleri yaparken kullanılan teknikler..……...…...83 Tablo 8. Acentelerin Türkiye’nin yurtiçi tanıtımında yaptığı halkla ilişkiler faaliyetlerinde mesajlarını kamuoyuna iletmek için kullandığı yazılı iletişim araçları ………...84 Tablo 9. Acentelerin Türkiye’nin yurtiçi tanıtımında yaptığı halkla ilişkiler faaliyetlerinde mesajlarını kamuoyuna iletmek için kullandığı sözlü iletişim araçları ...……….……85 Tablo 10. Acentelerin Türkiye’nin yurtiçi tanıtımında yaptığı halkla ilişkiler faaliyetlerinde mesajlarını kamuoyuna iletmek için kullandığı görsel-işitsel iletişim araçları ………86 Tablo 11. Acentelerin Türkiye’nin yurtiçi tanıtımında yaptığı halkla ilişkiler faaliyetlerinde mesajlarını kamuoyuna iletmek için kullandığı yeni teknoloji iletişim araçları ………87 Tablo 12. Acentelerin bilgi toplamak ve kamuoyunun nabzını tutmak amacıyla kullandığı halkla ilişkiler yöntemleri…………...……….88 Tablo 13. Acentelerin web sitesi sahiplik oranı………..…89 Tablo 14. Acente yetkililerinin web siteleri ve internetin tanıtım üzerindeki etkisi konusundaki düşünceleri………...……...………...89 Tablo 15. Acente yetkililerinin turizm fuarlarına katılımları………..………90 Tablo 16. Acente yetkililerinin turizm fuarlarına katılım sıklıkları…………..……..91 Tablo 17. Acentelerin yayınladığı broşür ve kataloglarda işlenen konular dağılımı..91 Tablo 18. Acente yetkililerinin, bilgi toplama ve vermede rehberlerden etkin biçimde yararlanma düzeyleri………..……….92

(13)

Tablo 19. Acente yetkililerinin bir turizmci olarak Türkiye’nin kendi vatandaşlarının gözündeki imajı konusundaki düşünceleri………..………93 Tablo 20. Acente yetkililerinin bir turizmci olarak acentelerin turistik iç tanıtımla ilgili yaptığı çalışmalar konusundaki düşünceleri………...94 Tablo 21. Acente yetkililerinin Türkiye’de iç turizm tanıtımındaki sorun olarak gördükleri konular……….………..95

(14)

GİRİŞ

Günümüzde her şeyin değişip, geliştiğini görmekteyiz. Bu değişimle birlikte işletmelerde bu duruma ayak uydurmak zorundadırlar. Gittikçe şiddetlenen rekabet ortamında işletmelerde kuruluş yapılarını bu ortama uygun şekilde hazırlamaları gerekmektedir. Bunun yanında işletmelerin çevresine ve kamuoyuna karşı da birçok sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumlulukları yerine getirebilmesinin bir yolu da halkla ilişkiler faaliyetlerinden geçmektedir. Turizmde tanıtım faaliyetlerinin düzenlenebilmesi için ön araştırma şarttır. Öncelikle ulaşılmak istenen hedef kitle tanınmalı onlarla iletişim kurulmalıdır. Bu iletişimin kurulabilmesi halkla ilişkiler faaliyetleri sayesinde gerçekleşebilmektedir. Halkla ilişkiler tanıtımın temel taşlarını bu sayede oluşturmaktadır.

Turizm sektöründe halkla ilişkiler ve tanıtım deyince akla ilk olarak dış tanıtımda halkla ilişkiler uygulamaları gelmektedir. Ülkeye döviz girdisi sağlaması, ödemeler dengesine olan etkisi vs. göz ardı edilemez ama kendi vatandaşı tarafından tanınmayan bir ülkenin dış tanıtıma yüklenmesi âdil bir davranış değildir. Ki bu durum vatandaşın tatil için yurt dışını tercih etmesi sonucunu doğurur. Bu da döviz girdisi elde edilmesinin yanında TL kaybına neden olacaktır. Mevcut iç turizm potansiyelini ortaya çıkartıp dışa açılımı engellemek söz konusu olduğunda iç tanıtım adına yapılacak olan halkla ilişkiler faaliyetleri devreye girmektedir. Son dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı özellikle iç turizm potansiyelinin açığa çıkarılması adına halkla ilişkiler faaliyetlerine hız vermekte ve turizm işletmelerini de bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi konusunda teşvik etmektedir.

Günümüz turizminde turiste tatil için yaşadığı yerden ayrılıp tekrar geri dönene kadar sunulacak tüm hizmetlerden sorumlu olan seyahat acentelerinin tanıtım konusunda etkisi, özellikle turistle sürekli iletişim halinde olmaları açısından göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Ayrıca bu durum sadece dış turizm için değil iç turizm açısından da böyledir. Çünkü insanlar soyut olan turistik ürünü satın alırken parasının tam karşılığını almak istemekle birlikte işlemler uğraşmakta istememektedirler. İşlemler ve prosedürlerle ilgili işlemleri seyahat acenteleri gerçekleştirip tatili turistin önüne hazır bir şekilde sunduğundan turist tasasız bir tatil geçirme imkanı elde etmiş olmaktadır. Tüm bunların gerçekleşebilmesi için seyahat

(15)

acentelerinin iyi bir halkla ilişkiler çalışmasında bulunmaları gerekmektedir. İşte bu yüzden halkla ilişkiler faaliyetleri seyahat acenteleri için önem arz etmektedir. Bu çalışma ile söz konusu sınırlardaki seyahat acentesi yetkililerinin iç tanıtım hakkındaki görüşleri, iç tanıtımda halkla ilişkiler tekniğinin kullanımı, halkla ilişkilere verdikleri önem gibi konularda bilgi toplamak ve elde edilen veriler doğrultusunda ilgililere bazı sonuçlar sunup önerilerde bulunmak amaçlanmaktadır.

Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, turizm ve halkla ilişkiler kavramları ve bu kavramların birbirleri ile ilişkileri üzerinde durulmuştur.

İkici bölümde, tanıtım kavramı açıklanmış ve turizmle ararlındaki ilişki incelenmiştir. Son bölüm olan üçüncü bölüm ise, çalışmanın araştırmaya ayrılan kısmıdır. Örneklem olarak alınmış olan Manavgat ilçesinde faaliyet gösteren A Grubu seyahat acentelerinin iç tanıtımda yaptıkları halkla ilişkiler faaliyetleri, kullandıkları tanıtım araçları ve acente yetkililerinin iç tanıtımla ilgili görüşleri üzerinde çalışılmıştır. Veri toplama aşamasında literatür tarama ve saha araştırması yöntemlerinden faydalanılmıştır. Acente yetkililerine yönelik bir soru formu hazırlanmış ve TÜRSAB’ın web sayfasından tedarik edilen Manavgat’taki Tüm A Grubu acentelerinin listesinden tüm merkez acentelere ulaşılıp soru formuna yanıt alınmıştır. Alınan yanıtlar SPSS programında analiz edilmiş, yorumlanmış ve önerilerde bulunulmuştur.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM

TURİZMDE HALKLA İLİŞKİLER

Halkla ilişkiler faaliyetleri bir turizm işletmesinin geleceği için yapılmış yatırım olarak kabul edilmektedir. Bu faaliyet toplumun gözünde işletme için imaj yaratmak, sahip olduğu olumlu imajı sürdürmek ya da işletmenin olumsuz imaj sorununu çözmek amacı ile tasarlanır ve uygulanır.

1.1. TURİZM

İnsanlar geçmişten günümüze her zaman yer değişimleri gerçekleştirmişlerdir. Özellikle günümüzde ulaşım imkânlarının artması, özgürlüklerin artması ve daha birçok sebepten bu yer değişimleri daha hızlı olmakta ve daha da artmaktadır. Bu yer değişimlerin sonucu bizi turizm kavramına götürmektedir (Bağana, 2009: 2).

1.1.1. Turizm Kavramı ve Tanımı

Turizm tanımının kökü Latince’den gelmektedir. Lâtince “Tornus” sözcüğü bir dönme hareketini ifade eder. İngilizce “Touring” kelimesi ile “Tour” kelimesi bu sözcükten çıkmıştır. “Tour” dairesel bir hareketi, bazı site ve yörelerin ziyaretini, iş ve eğlence amacı ile yapılan yer değiştirme hareketini ifade eder. “Touring” kelimesi ise zevk için yapılan eğitsel ve kültürel özellik gösteren seyahatler için kullanılır. “Tourner” dönmek ve ya döndürmek anlamına gelir.”Tour” ise hareket edilen yere dönmek şartıyla yapılan kısa veya uzun süreli seyahatleri ifade eder (Olalı, 1982: 18-22).

İlk turizm tanımı 1905 yılında Guyer-Feuler tarafından yapılmıştır. Buna göre turizm; gittikçe artan hava değişimi ve dinlenme gereksinimleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine; doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanan ve özellikle ticaret ve sanayinin gelişmesi ve ulaşım araçlarının kusursuz hale gelmelerinin bir sonucu olarak ulusların ve toplulukların birbirlerine daha çok yaklaşmasına olanak veren modern çağa özgü bir olaydır (Akad, 2000: 2)

Turizm en temel ifadeyle; insanların sürekli bulundukları yer dışında yaptıkları seyahatlerden ve geçici konaklamalardan doğan ihtiyaçların karşılanması ile ilgili faaliyetlerdir (Olalı, 1990: 3). Bunun yanında tatil, eğlence, sağlık, din, spor

(17)

gibi çeşitli nedenlerle (ticari nedenler dışında) ve sürekli yerleşmemek kaydıyla seyahat eden insanların, seyahatleri süresince ihtiyaç duydukları hizmet ve malları satın almalarıyla ilgili olayların ve ilişkilerin tümüne turizm denir (www.meb.megep.gov.tr).

Bir başka tanımda ise turizm; insanların sürekli ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına seyahatleri ve buralardaki, genellikle turizm işletmelerinin ürettikleri mal ve hizmetleri talep ederek geçici konaklamalarından doğan olaylar ve ilişkiler bütünü olarak da tanımlanmaktadır (Keskin, 2004: 2; Maviş v.d., 2002: 3–4).

Sürekli ikamet etmek ve gelir elde etmekten farklı bir amaç ile yabancı ülkeye giden ve geçici süre kalacağı bu ülkede başka yerde kazandığı parayı harcayan kimsedir (Tunç ve Saç. , 1998: 15). Diğer bir bakış açısıyla turizm; turistleri ve diğer ziyaretçileri ağırlama süreci içinde turistlerle turizm işletmelerini ev sahibi devletler ve toplumlar arasındaki etkileşimden kaynaklanan olgular ve ilişkiler bütünüdür (Kozak v.d, 1996: 2).

Turizm, Dünya Turizm Örgütü (WTO)’nün tanımına göre ise şöyledir; sürekli kalışa dönüşmemek ve gelir getirici hiçbir uğraşıda bulunmamak şartı ile bireylerin geçici süre konaklamalarından doğan olay ve ilişkilerin tümüdür (Keskin, 2004: 3).

Tüm bu tanımlardan yola çıkılarak turizmin sahip olduğu özellikler

şunlardır:

- Turizm her şeyden önce insanların belirli bir süre için değişik amaçlarla seyahatini ve konaklamayı kapsar.

- Turizm insanların kendi konaklama yerleri dışında, sürekli yerleşim amacı gütmemek üzere yaptıkları seyahat ve geçici konaklamayı içerir. - Turizm para kazanma amacı gütmemek üzere yapılan seyahat ve geçici konaklamaları içerir.

- Turizm, liberal bir atmosfer içinde yapılan hareketler bütünüdür.

- Turizm, insanların iş, merak, din, sağlık, spor, dinlenme, kültür, aile ziyareti, kongre ve seminerlere katılmak gibi nedenlerle yaptıkları seyahatleri ve konaklamaları kapsar.

(18)

- Turizm, insanların toplu ya da kişisel şekilde yaptıkları seyahatleri kapsar.

- Turizm, bir yandan seyahatin teşkil ettiği dinamik elemanı, diğer yandan gidilen yerde 24 saati veya bir gecelemeyi aşan konaklamaların meydana getirdiği statik elemanı kapsar.

- Turizm, aynı zamanda sosyal bir olaydır.

- Turizm, sadece seyahat veya konaklamadan ibaret bir faaliyet değildir, aynı zamanda endüstridir.

1.1.2. Turizmin Tarihsel Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

Her sosyal olay gibi turizm de tarih içinde gelişmiştir. Dünyada teknolojinin ilerlemesi ile birlikte bireyin, bulunduğu bölgenin dışında daha farklı yerleri görüp araştırmasından ortaya çıkan turizmin tarihi gelişmesini incelemekte fayda vardır.

1.1.2.1. İlk Çağlarda Turizm

Turizmin M.Ö. 4000 yıllarında başladığı kabul edilebilir. İnsanlar seyahatlerinde ulaşım ve konaklama için para ile veya malla ödeme yapmakta idiler. Fenikeliler büyük olasılıkla modern anlamda, bir yerden diğerine tüccar olarak giden ilk gerçek turistlerdir (Aksoy, 1998: 2). Aynı şekilde doğudaki eski turizm özellikle Çin ve Hindistan’da geniş ölçüde ticarete dayanmaktaydı. Turistler Mısır’a piramitleri ve diğer eserleri görmeye geliyorlardı. Babiller de turizme ilgi duyuyordu.

İlk çağların en ilginç seyahatlerinden biri de Güneydoğu Asya’dan yola çıkan Polinezyalıların 1–15 metrelik küçük sandallarla 2000 milin üzerinde yol kat ederek Tahiti ve Hawaii adalarına ulaşmalarıdır. Güneş ve yıldıza bakarak yapılan bu seyahatlerde su ve yiyecek sağlama sorunu düşünüldüğünde gerçekten olağan üstü bir macera söz konusudur. Modern anlamda turizm olayı Eski Yunanda görülmeye başlanmıştır. Örneğin M.Ö. 700 yıllarında Olimpiyat yarışmaları ile sportif turizm olayı gerçekleşmiştir (Poyraz, 2004: 16-17).

Seyahatin yılın belirli döneminde yapılması veya yapılabilir olması aynı süre boyunca işi bırakmayı da gerektirdiğinden, yıllık tatil, yine turizmin kaynaklandığı boş zaman öğesi olarak bu uygarlık döneminde toplumsal yaşama

(19)

girmiştir. Öbür yandan yöresel nitelikte Pazar, spor ve sanat gösterileri, yarışmalar ve

şenlikler sadece turizm mevsiminde rastlanılan düzenlemeler olarak toplumsal yaşama yine bu dönemde girmiştir (Evliyaoğlu, 1989: 24-25).

1.1.2.2. Orta Çağda Turizm

Orta çağın ilk döneminde sosyal, siyasal ve ekonomik şartların bozulması, turizm yoğunluğunun azalması sonucunu doğurmuştur. Ortaçağın ilk yarısında dini turizm hareketleri görülmüştür. Kudüs, Mekke, Medine, Roma ve Efes gibi şehirleri ziyaretleri sırf dini nedenlerle yapılmıştır. Yine Ortaçağ’da, Roma İmparatorluğu ve eski yunanda dini nedenlere dayalı olarak yapılan seyahatlerin yanı sıra spor, sağlık ve eğlence nedeni ile de seyahatlerin yapıldığı bilinmektedir (Evliyaoğlu, 1989: 25).

Bireysel nitelikte olmakla birlikte, Marco Polo, ünlü yolculuğuna Venedik’ten 1271 yılında çıkmış ve deniz yolundan Orta Doğu’ya ulaşmıştır. Bundan sonraki gezisinde karayolundan Anadolu’ya geçen gezgin Tebriz yolu ile

İran’ı geçerek Basra Körfezi’nin Hint Okyanusu’na açıldığı kıyıya ulaşmıştır. Buradan İran’ın Kuzeyine yönelmiş, Keşmir’i güneyinde bırakarak Pamir’e varan Marco Polo, Tibet yaylasını da geçerek Çin’e ve gidiş yolculuğunun son durağı olan Çang-du şehrine 1274 yılında ulaşmıştır. Demek oluyor ki Marco Polo’nun Venedik’ten başlayan gidiş yolculuğu için harcadığı zaman dört yıldır. Yaklaşık olarak 16 yıl Çin’de kalan gezgin, 1291 de dönüş yolculuğuna başlamış, bu kez deniz yolu ile Çin-Vietnam kıyılarını izleyerek Singapur’a ve oradan da Hint Yarımadası’nın güney uçuna varmıştır. Yarımadanın doğu kıyılarını izleyerek tekrar Basra Körfezi’nin Hint Okyanusuna açıldığı yere ulaşmıştır (Aksoy, 1998: 2–3). Bundan sonraki yolculuğunu karadan sürdüren Marco Polo, Tebriz üzerinden Trabzon’a ve oradan yine deniz yolu ile İstanbul’a gelmiş ve 1299 yılında çıkış yeri Venedik’e dönmüştür. Bu gezilerde ilkel taşıtlara karşın, gezi isteminin baskısı altında insanlığın ne tür zorlukları göze alabildiğinin ve üstesinden geldiğinin bir kanıtı olarak değerlendirilmektedir. İkincisi ipek yolu ve onu somutlandıran Marco Polo’nun seyahati, yıllar süren ve çeşitli din ve dilleri konuşan yerel toplulukları da aşarak geçen ve binlerce kilometre tutan yolculukta can ve mal güvenliğinin sağlandığı uluslararası bir düzenin, etkin biçimde varlığını sürdürdüğünü kanıtlar. Turizme varlık kazandıran koşulda budur. Kısacası orta çağda turizm motifindeki

(20)

din, sağlık, dinlenme, yabancı ülke ve insanların tanınması, macera hevesi, yeni

şeyler öğrenme amacı, estetik zevki, tabiattan zevk alma ve politik gibi motifler sayılabilir (Poyraz, 2004: 17–18).

1.1.2.3. Yeni Çağda Turizm

1453’te İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesi, burada yaşayan Hıristiyanların bir kısmının İstanbul’u terk ederek Roma’ya göç etmelerine neden olmuştur. Roma’ya gelen bilginler Yunancayı öğrenerek Yunan Kültürüne olan ilginin artmasına ve yayılmasına neden olmuşlardır. Bunun sonucunda hümanist hareketler doğmuş ve sonuçta eski eserlerin incelenip değerlendirilmesi ile de Rönesans doğup gelişmiştir. Bir taraftan hümanizmin, diğer taraftan Rönesans’ın etkisi Avrupa’da birçok ülkenin insanlarının Roma’da olup bitenleri görmek için yollara düşmelerine ve böylece bir çeşit turizm hareketlerinin ortaya çıkmasına neden olmuşlardır. 1789 yılında gerçekleşen Fransız devrimi Avrupa’da özgürlük ve demokrasi rüzgârlarının esmesine neden olmuştur. Fransız devrimi tüm Avrupa’da sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda etkisini göstermiş, burjuva sınıfını ve zenginlerin başka ülkeler sırf gezmek, görmek ve eğlenmek amacı ile geziler düzenleme isteklerini doğurmuştur. Yine bu sıralarda ulaşım tekniğindeki gelişmeler, buharlı gemilerin ve lokomotiflerin kullanılmaya başlanması ve bunu takiben otomobil sanayisindeki gelişmeler turizmin baş döndürücü bir hızla gelişmesine neden olmuştur (Poyraz, 2004: 18–19).

1.1.2.4. Yirminci Yüzyılda Turizm

Bu yüzyılda önemli siyasî ve iktisâdi olaylar, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ve 1929 ekonomik krizleridir. Turizm 1920’lerin sonlarına doğru, o zamana kadar en yüksek düzeye ulaşmış, İkinci Dünya Savaşı bu gelişmeyi durdurmuştur. Ancak yine İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar gelişmesini hızla sürdürmüştür (Evliyaoğlu, 1989: 26–27).

Yirminci Yüzyılın başlarında ulaştırma alanında demir yolu başta gelmektedir. Deniz yolu, motorlu taşıtlar ve sivil havacılıkta büyük gelişmeler olmuştur. Turizm artışına etkenlerden biri de turizm acenteleridir. Yirminci yüzyılın konaklama endüstrileri büyük gelişmeler göstermiştir.

(21)

1.1.2.5. Turizmin Gelişim Nedenleri

Turizmin bu hızlı ve köklü değişiminin temel nedenleri aşağıdaki şekilde gruplandırılmaktadır (Kozak v. d. ,1997: 17; Aksoy, 1998: 4–5):

- Dünya nüfusunun hızlı bir artış göstermesi ve yaş dağılımının değişmesi turizm olayına katılanların sayısını artırmaktadır.

- Endüstrileşme ve kentleşme sonucu doğa ile olan ilişkilerin azalması, kişilerin psikolojik ve fizyolojik olarak yorulması ve bunalması değişik bir ortamda tatil yapma gereksinimi yoğunlaştırmaktadır.

- Endüstride otomasyona geçilmesine ve sağlanan verimlilik artışına bağlı olarak haftalık çalışma saatlerinin azalması ve yıllık ücretli izinlerin artması çalışanların turizme daha kolay katılabilmesine olanak yaratmaktadır. Ayrıca, çalışanların artan boş zamanlarını turizme ayırmaları da özendirilmektedir.

- Ekonomik kalkınma ile birlikte kişisel gelirlerin yükselmesi ve ulusal gelirlerin daha adaletli dağılımı, giderek daha geniş kitlelerin turizme katılmasını sağlamaktadır.

- Kitle haberleşme araçlarının gelişmesi ve yaygınlaşması, insanların diğer ülkeler hakkında bilgi edinmelerine ve bu ülkeleri gezip görme arzusu duymalarına yol açmaktadır. Ayrıca bu araçlarla yapılan reklâm ve propaganda daha önce erişilemeyen sosyal tabakaları da etkilemekte ve onlarda da turizme katılma arzusu uyandırmaktadır.

- Ulaştırma araçlarının teknolojik buluş ve yeniliklerle geçmiş dönemlerle karşılaştırılamayacak düzeyde güvenliğe, hıza ve konfora kavuşturulması ve özellikle uçaklarda seyahat maliyetinin geniş kitlelere uygun düzeylere indirilmesi turizme katılma olanağını yaygınlaştırmaktadır.

- Seyahat işletmeciliğinin gelişmesi ve örgütlenmesi bunların seyahat etmek isteyenlere kredi ve taksitle ödeme gibi finansman kolaylıklarının sağlaması ve götürü bir fiyatla tümüyle planlanmış turlar düzenlemesi, turizme katılmayı arzulayan fakat çeşitli nedenlerle bunu gerçekleştiremeyen kişilere bu olanağı sağlamaktadır.

(22)

- Geleneksel konaklama tesislerinin yanı sıra daha ucuz konaklama olanakları sunan kamping, tatil köyü, pansiyon ve benzerlerinin gelişmesi ve yaygınlaşması, özgür doğaya yakın ve ucuz bir biçimde uzun süreli tatil yapmayı düşünenleri de turizm olayına katmaktadır.

- Uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerin artması, farklı ülkeler arasındaki eğitim, bilim, kültür, sanat ve spor amaçlı ilişkilerin yoğunluk kazanması ve ulusal ve uluslararası düzeyde turizmi geliştirici politikaların uygulanması da turizme katılanların sayısını artıran bir diğer önemli faktördür.

1.1.3. Turizmin Etkileri

Turizm ülkenin değişik bölgelerinde yaşayan vatandaşların kültür ve uygarlık düzeylerini, geleneklerini yaklaştırarak milli birliği yaratır. Yabancılar, bulundukları ülke insanlarını kültürleri, düşünüş ve davranışları, kişisel ilişkileri, giyimleri, yaşam tarzları ile önemli ölçüde etkilemektedir. Bu olgu, özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan, geri kültüre veya ekonomik anlamda düşük yaşam standartlarına sahip ülkelerde daha çok gözlenmektedir. Zengin, gelişmiş ülkelerden gelen turistler, öncelikle kişisel ilişkiler içinde bulundukları otel ve lokanta iş görenlerin yaşam tarzlarını ve davranışlarını değiştirmektedirler. Bu değişim, daha sonra toplumun diğer kesimlerine yaygınlaşmaktadır. Buna karşın, yabancılar da bulundukları ülkelerin özellik ve sosyo-kültürel yapısından etkilenebilirler. Değişik kültür, din ve dünya görüşüne sahip, zengin gelenekleri ve folklor kaynakları bulunan ülkeler yabancıları etkilemekte, beğeni ve hayranlık uyandırmaktadır. Bu ülkelere giden yabancılar, bu yeni yaşam tarzını ve dünya görüşünü kendilerininkinden daha çekici bulabilmekte ve benimseyebilmektedirler (Poyraz, 2004: 21).

Yirminci yüzyılın ilk yarısında, ülke ekonomilerinin karşılaştığı ulusal ve uluslararası ekonomik sorunların çözümünde ve darboğazların aşılmasında turizm, dinamik ekonomik özellikleri ile âdeta bir çıkış noktası olmuştur. Turizm, özellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından şiddetle ihtiyaç duyulan döviz girdisi sağlayan, istihdam olanakları yaratarak işsizliğin azaltılmasına katkıda bulunan bir ekonomik faaliyet olarak kabul edilmektedir (Olalı ve Timur, 1988: 8).

(23)

Turizm sektörünün emek-yoğun bir sektör olması ve otomasyona diğer sektörlerden çok daha az imkân sağlaması bu sektörde insan gücüne olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır. Turizm sektöründe gelişmiş ülkeler incelendiğinde, o ülkeleri ilginç ve çekici yapan unsurların sadece maddî kaynakları, yatırımları, tarih ve tabiat zenginlikleri değil, onların değerlendiren insan ve organizasyon gücü olduğu görülmektedir. Buna göre bir ülkede turizm sektörünün geliştirilmesi açısından özellikle arz tarafındaki insan unsuru büyük önem taşımaktadır.

Hizmetler sektörü içinde yer almakla birlikte turizm taşıdığı özellikler nedeniyle diğer sektörlerle yakın bir ilişki içerisindedir. Turizm sektörü, turistik ihtiyaçların karşılanmasında, ekonominin bütün sektörlerinden yararlandığı gibi, bazı sanayi kollarını içine almakta, bazılarına kendi ihtiyacına göre şekil vermekte, bir kısmını da yeniden meydana getirmektedir.

1.1.4. Turizm Olayının Değerlendirilmesi

Turizmi inceleyen araştırmacılar turizm olayının kompleks bir yapıya sahip olduğunu ve insanların birlikte yaşamalarının doğurduğu bütün alanlardaki karşılıklı, ilişkilerin dikkate alınması gerektiği görüşünden hareket edilecek olursa, karmaşık yapıya sahip bu olguyu tümü ile kavramaya çalışmışlardır. Bu açıdan turizmin olgusu incelenirken ortaya çıkan olumlu yönleri şunlardır (Maviş v.d. , 2002: 99– 100):

- İnsanların birbirlerini tanımaları ile kültür alış-verişinde bulunulur. - Kırsal yerlerin gelişimine olumlu etkileri bulunmaktadır.

- Özellikle gelişmemiş yerler için aile yapısı ve kadın haklarının gelişimini sağlamaktadır.

- Yeni eğlence ve hobilerin öğrenilmesini sağlar. - Temizlik bilincinin artmasını sağlar.

- Yeni mesleklerin oluşumuna destek olmaktadır.

- Gelirin etkisi ile kültür ve tarihi değerlere sahip çıkılması durumu artar. - Dil öğrenimi kolaylaştırıcı etkisi bulunmaktadır.

- Yörenin tarihi yapısının korunması ve restorasyonuna daha çok önem verilir.

(24)

- Çevre korunmasına daha fazla önem verilmesini sağlamaktadır.

Turizmin olumlu yönlerinin yanı sıra bazı olumsuzlukları da ortaya çıkmıştır. Bu olumsuz yönleri şunlardır (Maviş v.d. , 2002: 101):

- Sosyal yaşamda aksamalara sebebiyet verebilir. - Suç oranlarının artısına sebebiyet verebilir.

- Bilinçsiz turizm sonucunda bölgedeki tarihi ve kültürel değerler zarar görebilir.

- Bölge halkının turistleri taklit etmeye çalışmaları sonucunda kültürel bozulmalar olabilir.

- Bilinçsiz turizm sonrasında doğa tahrif edilebilir. - Gürültü kirliğinin artmasına sebebiyet verebilir. - Düzensiz kentleşmeye neden olabilir.

1.1.5. Turizm Çeşitleri

Turizm katılan kişi sayısına göre, ziyaret edilen yere göre, katılanların yaşlarına göre, katılanların sosyo-ekonomik durumlarına göre, katılanların amaçlarına göre gruplara ayrılabilmektedir. Bu genel sınıflandırmanın alt dalları

şunlardır:

1.1.5.1. Katılan Kişi Sayısına Göre Turizm Çeşitleri

(Tunç ve Saç, 1998: 37-38; Kozak v. d. , 1997: 14; Bayer, 1992: 29; Ulucak ve Yazgı, 2004: 63-64 ):

a) Bireysel Turizm: Bireysel olarak katılımın söz konusu olduğu turizm çeşididir. Kişinin tek basına gerçekleştirdiği turizm biçimidir.

b) Kitle Turizmi: İnsanların turizme geniş kitleler halinde katılmaları ile gerçeklesen turizm çeşididir. Paket turlar bu turizm çeşidi içerisinde yer almaktadır.

c) Grup Turizmi: Çeşitli toplumsal gruplar tarafından gerçekleştirilen turizm bu kategoridedir. Örneğin derneklerin, öğrenci gruplarının, meslek kurumlarının gerçekleştirdiği turizm çeşididir. Burada kişi sayısı 11 ile 16 arasında değişmektedir. Grubun devamlılık gösterip, göstermemesi kitle turizmi ile grup turizmini birbirinden ayıran özelliktir. Devamlılık arz etmesi durumunda grup turizmi olurken, devamlılık arz etmemesi durumunda kitle turizmi kategorisine girmektedir.

(25)

1.1.5.2.Ziyaret Edilen Yere Göre Turizm Çeşitleri

İç turizm ve dış turizm olarak ikiye ayrılmaktadır.

a) İç Turizm: İç turizm, katılımcının kendi ulusal sınırları içinde turistik faaliyette bulunmasıdır. İç turizm kişi ya da kişilerin kendi ülkelerinin sınırları içerisinde gerçekleştirdikleri turizm iç turizmi oluşturur. Bu turizm çeşidinin döviz getirici etkisi yoktur. İç turizm hareketleri şehirsel alanlardan kıyılara, kırsal alana ve dağlara doğru olmaktadır. Kırsal alandan da şehirlere doğru turizm hareketi olmaktadır. Bir başka iç turizm hareketi ise şehirlerarasında iş, kültürel sebep, ziyaretler gibi olmaktadır. Pasaport, vize, yabancı dil ve döviz gerektirmeyen iç turizmin ekonomiye döviz getirici etkisi yoktur. Ancak iç turizmin milli gelirin bölgeler arasında dengeli dağılımında önemli katkıları vardır. Geliri yüksek olan, sanayileşmiş yerlerde yaşayan insanların, doğası bozulmamış ve sanayileşmemiş bölgelerde turistik faaliyetlerde bulunması, harcamalar yapması gelir dağılımının dengelenmesine yardımda bulunur. İç turizmin bir başka yararı ise ulusal sınırlar içinde yurttaşların birbirlerini daha iyi tanımaları ve kaynaşmalarına yardımcı olmasıdır. İç turizm, dış turizmin azaldığı zamanlarda kurtarıcı olarak görülmektense, sürekli olarak desteklenip, geliştirilmelidir (Kozak vd, 1996: 14-15; Eralp, 1982:88; Bayer, 1992: 28; Ulucak ve Yazgı, 2004: 54).

İç turizm akımları endüstrinin gelişme dinamiğini oluşturur. Ülke içinde vatandaşlarına tatil olanağı sunmayan, tatil gereksinimini karşılamayan gelişen ülkelerin turizmde başarılı olmaları beklenemez. İç turizm talebinin varlığı, potansiyeli ve talebin gerçekleşmesi turizm endüstrisinin yabancı pazarlara ve firmalara bağımlılığını azaltır. Turizm endüstrisinin sağlıklı gelişimi ve bağımsızlığı için güvenlik sağlar. Türkiye turizmi ise yabancı turizm pazarları hedeflenerek geliştirilmektedir. Yerli turistlere hizmet veren, geleneksel çekim bölgelerindeki yatak kapasitesi yabancı turistlere satılmaktadır. (Alanya, Marmaris, Bodrum, Kuşadası vb.). İç dinamiğinden yoksun bir turizm endüstrisi yabancıların denetimine girer. Yerli seyahat işletmelerinin, orta büyüklükteki ve küçük konaklama birimlerinin verimliliği, varlıklarını sürdürebilmeleri iç turizm talebine dayanır (Yarcan, 1994: 46).

Pasaport, vize, yabancı dil bilgisi ve döviz sorunu gerektirmeyen iç turizmin, ekonomiye döviz getirici etkisi yoktur. Ancak turizm, milli gelirin bölgeler

(26)

arasında dengeli dağılımında önemli katkılarda bulunur. Ekonomik anlamda bu katkının yanı sıra, turizme katılan kişilerin kendi ülkelerinin doğal ve kültürel değerlerini öğrenmelerine ve kültürel değerlerini sevmelerine yardımcı olan, iş yaşamlarında verimliliklerini artıran, sosyal faydası yüksek olan bir turizm şeklidir.

İç turizmin, turizm bilincinin gelişmesinde de olumlu etkisi vardır. Çünkü turizmin öneminin ve turist psikolojisinin anlaşılması, bizzat turizm faaliyetlerine katılmakla öğrenilen bir olgudur. Turizme bu yönüyle bakıldığında, turistin geldiği bölgede olumlu olarak algılanması, onlara karşı olumsuz tutum geliştirilmemesi ve onların en az kendi bölgelerindeki kadar rahat ettirilmesi, iç turizmin geliştirilmesi ile ulaşılabilecek hedefler arasındadır.

Türkiye’de, iç turizmin geliştirilmesi ile ilgili politikalara İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde uygulanmaya başlanmıştır. Özellikle son yıllarda kriz dönemlerinde anımsanan diğer dönemlerde arka plana atılan politikalar nedeniyle yeteri kadar geliştirilememiş bir turizm türünü oluşturmaktadır. Oysa iç turizm, sadece kriz dönemlerinde kullanılan bir can simidi değil her dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın üzerinde politikalar ürettiği ve teşvik ettiği bir faaliyet türü olmalıdır. Her gelir grubu için uygun tesis ve hizmet türlerinin bulunduğu sosyal turizm olanakları geliştirilerek ülke içindeki turizm talebin turizm ekonomisine ve sosyal yaşama olan katkıları artırılabilir (www. ekutup.dpt.gov.tr).

b) Dış Turizm: Dış turizm, katılımcının kendi ülke sınırları dışına çıkarak turistik faaliyette bulunmasıdır. Dış turizmde (istisnalar hariç) pasaport, yabancı dil, döviz ve vize işlemleri vardır. En önemli özelliği ise döviz getirici etkisinin bulunmasıdır. Aktif ve pasif dış turizm olarak ikiye ayrılır. Dış pasif turizmde kişi kendi ulusal sınırları dışına çıkar. Ekonomik açıdan ödemeler dengesinde döviz çıktısı ya da ithalât eksisi olarak kendini gösterir. Dış aktif turizm ise yabancı kişilerin ülkemize gelmesidir. Ödemeler dengesi üzerinde döviz kazandırıcı ya da ekonomide ihracat etkisi yapar. Ayrıca dış turizmin ülkeler arasında barış ortamının oluşması, farklı kültürlerin öğrenilmesi, ulusal kültür yanı sıra diğer kültürlere de saygı duyma bilincinin oluşması gibi olumlu toplumsal etkileri de bulunmaktadır (Kozak vd, 1996: 16; Çoruh, 1967:11; Bayer, 1992: 28; Ulucak ve Yazgı, 2004: 54).

(27)

1.1.5.3. Katılanların Yaşlarına Göre Turizm Çeşitleri

Burada gençlik turizmi, yetişkin turizmi ve üçüncü yaş turizmi bulunmaktadır (Tunç ve Saç, 1998: 39; Kozak v. d. , 1997: 16-17):

a) Gençlik turizmi: 15 ile 24 yaş arası kimselerin aile yakınları olmaksızın turizme katılmaları durumunda ortaya çıkan turizm çeşididir. Genellikle dağcılık, kampçılık ve spor amaçları ile yapılmaktadır.

b) Yetişkin (Orta yaş) turizmi: 25–60 arası yaşlardaki insanların katılımı ile oluşan turizm çeşididir. Burada genellikle aileler söz konusu olmaktadır.

c) Üçüncü yaş turizmi: 60 yaş ve üzeri insanların turizme katılmaları ile oluşmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde sağlık ve teknolojik imkânların gelişmesi ile bu turizm çeşidi önemini arttırmıştır. Burada genellikle sağlık, dini ve kültürel turizm söz konusu olmaktadır.

1.1.5.4. Katılanların Sosyo-ekonomik Durumlarına Göre Turizm Çeşitleri

Bu gruplandırma sosyal turizm ve lüks turizm olarak 2 dala ayrılmıştır. (Tunç ve Saç, 1998: 39; Kozak v. d. , 1997: 17; Bayer, 1992: 29; Ulucak ve Yazgı, 2004: 64-65 ):

a) Sosyal turizm: Özelliği ekonomik bakımdan daha zayıf kimselerin özel önlem ve teşviklerle turizme katılmaları ile oluşmasıdır. Bu turizmin kapsamında isçiler, memurlar, emekliler, gençler, bedensel engelliler, çiftçiler, esnaflar ve zanaatkârlar bulunmaktadırlar. Bu turizmin amacı bu kişilerin değer yargılarını genişletmek, toplumsal kaynaşmayı sağlamaktır. Tatil kredileri, özel fiyat uygulamaları, kurum kapları, gençlik kampları ve benzeri uygulamalar ile bu turizmin daha da gelişmesi amaçlanmaktır.

b) Lüks (Selektif) turizm: Yüksek gelir Grubundaki kişilerin katılımı ile meydana gelen turizm çeşidi ise lüks turizmdir. Sosyete turizmi olarak ta adlandırılmaktadır. Av turizmi, golf turizmi, kumar turizmi, kurvaziyer turizmi ve benzeri turizmler bu kategori içersinde yer almaktadır.

(28)

1.1.5.5. Katılanların Amaçlarına Göre Turizm Çeşitleri

Katılanların amaçlarına göre turizm çeşitleri şunlardır (Tunç ve Saç, 1998: 17-26; Kozak v. d. , 1997: 19-26; Ulucak ve Yazgı, 2004: 56-60; Sezgin, 2001:76-79):

a) Deniz Turizmi: Özellikle Türkiye’de talebin en fazla olduğu turizm çeşididir. Deniz, kum ve güneş üçlüsünden faydalanmak asıl amaçtır. Türkiye’ye gelen yabancı turistlerinde genellikle amacı bu turizmin içerisinde olmak içindir. Ancak her mevsimde bu turizmin yaygınlaştırılabilmesi için thalassotherapie yani deniz kürlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca kurvaziyer turizmi de bu kategori içerisinde yer almaktadır.

b) Kongre Turizmi: Son yıllarda hızla gelişmekte olan bu turizm çeşidi Türkiye’de de önemli yere sahiptir. Kongrelerde turizm hareketi içerisinde yer almaktadır. Ödül turizmi de bu turizm çeşidi içerinde yer almaktadır.

c) Termal Turizmi: Sağlık amaçlı bir turizm çeşididir. Termal suların bulunduğu bölgelerde yapılmaktadır. Bu turizm çeşidi ayrıca Afyonkarahisar ilinin baslıca turizm potansiyeli olduğu için ayrıca incelenecektir.

d) Yat Turizmi: Kişilerin yatları ile turizme katılmaları durumunda ortaya çıkan turizm çeşididir. Türkiye’de özellikle Kabotaj Yasasındaki değişiklikle daha da gelişmiştir.

e) Mağara Turizmi: Mağaraların gezilip, görülmesine yönelik turizm çeşididir. Turizme yönelik olan mağaralarda piknik alanları, kafeterya, çocuk oyun alanı, otopark, ilk yardım, tanıtım ofisi, mağarayı tanıtan kroki-plân-harita bulunmalıdır. Türkiye’de bu turizm için birçok yer bulunmaktadır. İnsuyu, Damlataş, Yedi Uyurlar, Cennet- Cehennem, Karain gibi mağaralar Türkiye’de bu turizme katılan bazı mağaralardır.

f) Dağ ve Kış Turizmi: Yürüyüş ve tırmanma belli baslı dağ turizmi faaliyetlerindendir. Ayrıca kayakta bu tarz yerlerde yapıldığından bu turizm çeşidi dağ ve kış turizmi olarak bir kategoride yer almaktadır. Türkiye bu turizm dalında da önemli bir yere sahiptir. Özelikle 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunlarının ülkemizde yapılacak olması ile Türkiye’nin bu turizm dalındaki önemi bir kat daha artmış ve bu turizm amaçlı gelen turist sayısında da artış meydana gelmiştir.

(29)

g) Av Turizmi: Bu turizmde amaç av sporunu gerçekleştirmektir. Lüks turizmin içerisinde yer alan bir turizm çeşididir.

h) Golf Turizmi: Av turizminde olduğu gibi bu turizm çeşidi de genellikle lüks turizm içerisinde yer almaktadır. Burada amaç golf oynamaktır. Ülkemizde de giderek yaygınlaşmakla beraber yanında birçok tartışmaları da -özellikle yanlış yerlere kurulmaya çalışılan golf sahaları ile getirmiştir. Üçüncü yaş turizmi ile bu turizm ayrıca ilişki içerisindedir.

i) İnanç Turizmi: Kutsal yerler yönelik turizm çeşidi ise inanç turizmini oluşturmaktadır.

j) Yayla Turizmi: Yayla dağ tepelerindeki düzlüklere verilen isimdir. Özellikle yazın fazla ısınan yerlerden yaylalara yapılan turizmdir. Son yıllarda küresel ısınma sebebi ile bu turizm çeşidine daha fazla önem verilmesi gerekmektedir.

k) Akarsu Turizmi: Akarsu etrafında ve içerisinde yapılan aktiviteleri içeren turizm çeşididir. Bu aktivitelerin basında rafting, trekking, yüzme, balık avcılığı ve benzerleri gelmektedir.

l) Kültür Turizmi: Kültürel etkinliklere katılmak ve kültür varlıklarını görmek amacı ile oluşmuş olan turizm seklidir.

1.1.6. Turizmin Gelişmesine Etki Eden Unsurlar

Turizmin gelişmesinde birçok unsur bulunmaktadır. Bunlar (Kozak vd, 1996: 27):

a) Bos zamanların artması: İnsanların çalışma saatlerinin Endüstri Devrimi sonrasında 12–14 saatten 8 saate gerilemesi, insan ömrünün uzaması ile emeklilik sonrası da yaşamın olması, yıllık ücretli izinler gibi sebeplerden ötürü insanların bos zamanlarının artması turizmin gelişmesinde etkili olmuştur.

b) Ücretli tatil hakkı: Her ne kadar insanlara tatil için zaman oluşturulsa da parasız turizme katılımın imkânsızlığı sebebi ile ücretli izinle de turizmin gelişmesini sağlamıştır.

c) Teknolojik gelişmeler: Burada en basta ulaşım araçlarının gelişmesinden bahsetmek gerekmektedir. Günümüzde hava, kara ve deniz ulaşımı gelişmiş ve ulaşım süreleri büyük oranda gerilemiştir. Bu sebepten insanlar ulaşımda zaman

(30)

kaybetmemekte ve turizm katılımları daha etkin bir biçimde gerçekleşmektedir. Burada bir başka husus ise iletişim araçlarındaki gelişmelerdir. Kitle iletişim araçlarının, internetin ve benzeri araçların gelişimi ile insanlar diğer yerler hakkında daha ayrıntı bilgilere ulaşabildikleri için turizme katılımları da o kadar artmakta ve turizmin gelişimi de artmaktadır.

d) Gelir düzeyinin artması: Turizm gelir ile çok alâkalı olmasından ötürü gelir düzeyinin eskiye göre artması turizmi de olumlu yünde etkilemektedir.

e) Kentleşme ve nüfus artısı: Kentleşme ve nüfus artış hızının artmasının yanı sıra köylerden kentlere göçler ile kentlerdeki yaşam daha da zorlaşmış ve bununla beraber insanların bu yerlerden geçici süreliğine de olsa kaçma istekleri artmıştır. Bunun doğal sonucu olarak ta turizmin gelişimi artmıştır.

f) İnsan ömrünün uzaması: İnsan ömrünün uzaması ile emeklilik sonrası yaşam süresi artmıştır. Bunun sonucu olarak ta özellikle üçüncü yaş turizmi gelişim göstermiştir.

g) Sosyal güvenlik: Kişilerin sosyal güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması ile yani yarınlarının güvence altına alınması ile kişilerin rahatlamaları turizme katılmalarına yardım etmekte, bu da turizmi geliştirmektedir.

h) Seyahat özgürlüğü: Seyahat özgürlüğünün olmaması durumunda zaten turizmden söz edilemeyeceği için seyahat özgürlüğünün artması da turizmin gelişmesinde etkili olmaktadır.

i)Turizm bilincinin oluşması: Tüm gereklerin yerine getirilmesine rağmen bireylerde turizm bilincinin olmaması durumunda bireylerin turizme katılımından bahsedilemeyeceği için insanların turizm bilinçlerinin artması da turizmin gelişimini sağlamaktadır.

j) Kültür ve eğitim düzeyinin artması: Turizm bilincinin artmasını sağlamanın yanında özellikle dil eğitimi ve benzeri sebeplerden kültür ve eğitim düzeyi de turizmin gelişimini etkileyen faktörlerdendir.

1.1.7. Başlıca Turizm İşletmeleri

Turizm olayına hizmet veren işletmeleri oluşturan oldukça çeşitli işletmeler bulunmaktadır. Bunları şu şekilde gruplandırmak mümkündür: (Ürger, 1993: 231)

(31)

a) Konaklama işletmeleri: Turizm alanında geceleme hizmeti veren konaklama işletmesi çeşidi oldukça fazladır. Bu işletmelerden bazıları şunlardır:

Otel: Minimum 20 odası bulunan modern konaklama tesisleridir.

Kapasitelerine ve sundukları hizmetlere göre 3,4,5 ve 7 yıldızlı olarak ayrılmaktadırlar.

Motel: Yerleşim merkezi dışında kara yolu güzergâhı, mola yerleri vb inşa

edilen 10 odalı konaklama merkezleridir.

Tatil Köyü: Doğal güzellikler içerisinde olan ve dağınık yerleşim düzenine

sahip minimum 60 odalı konaklama tesisleridir. Kapasitelerine ve sundukları hizmetlere göre sınıflandırmaları yapılmaktadır.

Pansiyon: Yönetimi basit, minimum 5 odalı ve yemekleri müşterilerin

hazırlayabildiği konaklama tesisleridir.

Kamping: Karavan ve çadır ile oluşturulan minimum 20 üniteli konaklama

tesisleridir.

Apart Oteller: Otel ya da tatil köylerinde bulunan yeme-içmenin müşteri

tarafından yapılabilmesi için gerekli teçhizatların bulunduğu konaklama tesisleridir.

Gezer Otel: Karayollarında konaklamaya yardımcı minimum 2 yatak

kapasiteli araçlardan oluşan gezici konaklama tesisleridir.

Hostel: Kültürel ve sportif amaçlı seyahat eden kimselere hizmet veren

basit yapılardır.

Kaplıca ve sağlık merkezi: Termal kaynaklar yakınlarında bulunan,

genellikle sağlık turizmi için kurulmuş olan konaklama tesisleridir.

Günübirlik tesisler: Günübirlik kalınan konaklama tesisleridir.

b) Yiyecek-içecek işletmeleri: Lokanta ve benzeri işletmelerdir. Seyahat eden kimselerin yeme ve içme ihtiyaçlarını karşılayan tesislerdir. Bu işletmeler geleneksel ve Amerikan tipi lokantalar olmak üzere 2 çeşittir. Geleneksel lokantalarda uzun süre oturarak yeme söz konusu iken, Amerikan tipi lokantalarda kısa süreli ayaküstü yeme söz konusudur. Günümüzde bu iki tip lokantanın yanı sıra gelen turistlerin milliyetlerinin giderek çeşitlenmesinden dolayı dünya mutfağından çeşitli örneklerini sunan işletmelerde ortaya çıkmıştır.

(32)

c) Seyahat işletmeleri: Seyahat acenteleri, tur operatörleridir.

Tur operatörleri: farklı turizm işletmeleri tarafından üretilen hizmetleri

paket tur adı altında bir araya getirerek yeni bir ürün oluşturan ve bu ürünü kendi bürolarında ve seyahat acentaları aracılığıyla turiste sunan işletmelerdir.

Seyahat acenteleri: Kar amacıyla turistlere turizm ile ilgili tüm hizmetleri

sunan ve turizm ekonomisine ve genellikle ödemeler dengesine katkıda bulunan işletmelerdir. Seyahat acenteleri tur operatörlerinin meydana getirdiği paket turları belli bir komisyon karşılığında satan, bunun yanında kendiside paket tur meydana getiren ve bunları satın alan turistlere gittikleri yer hakkında bilgi veren aracı kuruluşlardır.

Türkiye’deki seyahat işletmeleri ile ilgili mevcut düzenlemelerde sadece seyahat acenteleri ele alınmıştır. Bu bağlamda 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’na göre seyahat acentesi, kâr amacı ile turistlere turizm ile ilgili bilgiler veren, paket turları oluşturan, turizm amaçlı konaklama, ulaştırma, gezi, spor ve eğlence hizmetlerini görmeye yetkili olan, ürettiği hizmeti bizzat kendisi veya diğer seyahat acenteleri vasıtası ile pazarlayabilen ticarî kuruluşlardır (Alaeddinoğlu ve Can, 2007: 54).

Seyahat acentelerinin üstlenmiş oldukları görevler kısaca şunlardır (Ulucak ve Yazgı, 2004: 162; Bayer, 1992: 143; Kalkan, 1995: 22; İçöz, 1998: 63; Demirkol ve Zengin, 2004: 51):

- Müşteriler adına her türlü rezervasyonu yapmak - Belirli süreklerde tur düzenleyerek satmak - Döviz ve seyahat çeki bozmak

- Turistlere gittikleri bölge hakkında bilgi vermek (Enformasyon) - Araba kiralama ve yat kiralama faaliyetlerinde bulunmak - Müşterilere ilgili sigorta işlemlerini yapmak

- Gümrük, pasaport ve danışma hizmetlerini sunmak - Hatıra eşya ve tanıtıcı yayın satışı yapmak

Seyahat acenteleri, yaptıkları hizmetler bakımından A Grubu, B Grubu ve C Grubu seyahat acentesi olmak üzere 3 gruba ayrılmaktadır.

(33)

(A) Grubu seyahat acenteleri; tüm seyahat acenteciliği hizmetlerini

görürler. Ayrıntılı olarak 1618 sayılı yasanın 1. maddesinde düzenlenmiş olan bu hizmetler şunlardır (Ulucak ve Yazgı, 2004: 161):

- Pasaport ve vize işlemleri yapmak,

- Banka ve kredi işlemlerine yardımcı olmak, kambiyo işlemleri yapmak, - Ulaşımı organize etmek ve ulaşım şirketlerinin biletlerini satmak, - Tur operatörleri tarafından düzenlenen paket turları pazarlamak, - Yurt içi ve yurt dışına tur düzenlemek,

- Konaklama hizmetlerini organize etmek, - Eğlence ve gezi imkânları sunmak.

Bu gruptaki acenteler bütün acentecilik faaliyetlerini yerine getirme hakkına sahip olan ve en geniş kapsamlı faaliyet gösterebilen acentelerdir. Genel nitelikleri ve şartları aşağıdaki gibidir (İçöz, 1998: 64):

- Yasada ve yönetmelikte belirtilen ve seyahat acentesi tanımında yer alan bütün seyahat acenteciliği hizmetlerini yerine getirebilirler.

- Bu acenteler, bir önceki yıl yurt dışından ülkemize düzenlemiş oldukları tur ve gezilerden elde ettikleri döviz miktarının %25’ini geçmemek şartıyla yurt dışına tur düzenleyebilirler.

- Turizm Bakanlığından geçici işletme belgesi (Ag) aldıktan sonra faaliyete geçerler. Bu belgenin süresi iki yıldır.

- İki yıl içerisinde 80.000 dolar döviz kazancı elde eden A Grubu acentelerin geçici işletme belgeleri (A) Grubu Acente İşletme Belgesine çevrilir. İki yıl içinde belirlenen miktarda döviz kazancı elde edemeyen acentelerin belgeleri Turizm Bakanlığı tarafından geri alınır. - A Grubu acenteler her iki yılda bir yukarıdaki belirtilen miktarda döviz

getirdiğini belgelemek zorundadır.

- Acenteler sorumlu müdürleri en az lise mezunu olması ve en az bir yabancı dil bilmesi gereklidir.

- Acentelerin merkezlerinde ve diğer şubelerinde devamlı olarak en az iki enformasyon memuru, düzenlenen yurt içi ve yurt dışı turlarda da bir tercüman rehber (Kokartlı rehber / Profesyonel turist rehberi) bulundurmak zorundadırlar.

(34)

- Bu acenteler Turizm Bakanlığına miktarı bakanlıkça belirlenen teminat yatırmaları zorunludur.

- A Grubu acenteler yurt dışına düzenledikleri turların programlarının bir örneğini Turizm Bakanlığına göndermeleri gereklidir.

- A Grubu acentelerin Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’ne (TÜRSAB) üye olup giriş ve üyelik aidatı ödemeleri gerekmektedir.

(B) Grubu seyahat acenteleri; Bu acenteler A Grubu seyahat acenteleri gibi

kurulurlar. Yalnızca işletme belgesi başvurunun ardından direk verilir A Grubu acenteler gibi geçici işletme belgesi almak zorunda olmazlar. Bu grupta yer alan acentelerin görevleri sınırlandırılmış olup genel nitelikleri şu şekildedir (İçöz, 1998: 64):

- Uluslararası kara, hava ve deniz ulaştırma araçlarına ilişkin rezervasyon ve bilet satışı işlemleri ile A Grubu acentelerin düzenleyecekleri turların biletlerini satarlar.

- İşletme belgesi almaları için döviz transferi şartı aranmaz.

- Sorumlu müdürlerinin en az lise mezunu olması ve bir yabancı dili bilmesi zorunludur.

- Acentelerin merkezinde ve bağlı şubelerinde en az bir yabancı dili bilen iki enformasyon memuru ve düzenleyecekleri yurtiçi turlarda bir tercüman rehber bulundurmaları gereklidir.

(C) Grubu seyahat acenteleri; Bu grupta yer alan acenteler yalnızca ülke

içinde faaliyet gösterebilirler. Bu nedenle faaliyet alanları diğer iki gruba oranla sınırlıdır. Genel nitelikleri ise şu şekildedir (İçöz, 1998: 65):

- Yalnızca TC vatandaşları için yurtiçi turlar düzenlerler.

- Gerekli yasal koşulları yerine getirdikten sonra işletme belgesi alarak faaliyete geçerler.

- Yurt dışı bağlantılarının olmaması nedeniyle döviz getirme zorunlulukları yoktur.

- Acentelerin merkezinde ve bağlı şubelerde en az bir enformasyon memuru bulunmalıdır.

- A Grubu acentelerin verecekleri hizmetleri yerine getirir ve bu acentelerin ürünlerini pazarlarlar.

(35)

- Bakanlığa kuruluş teminatı yatırmaları gerekmektedir.

- TÜRSAB’a A ve B Grubu acentelerde belirtilen miktarlarda giriş ve üyelik aidatlarını ödemeleri gereklidir.

d) Rekreasyon işletmeleri: Rekreasyon dinlendirmek, eğlendirmek, canlandırmak anlamındadır. Bu işletmeler ise çeşitli faaliyetler ile turistleri sportif, kültürel ve eğlenceli faaliyetlerde bulundururlar.

e) Diğer turizm işletmeleri: Turizm ile ilgili ürünleri satanlar, turizme bağımlı ticarî işletmeler ve turizm ile ilgili özel hizmetleri üreten işletmeler olarak ayrılmaktadırlar. (Maviş vd, 2002: 91–92)

1.1.8. Halkla İlişkiler Kavramı ve Tanımı

İngilizcedeki ‘‘Public Relations’’ terimi, dilimizde halkla ilişkiler olarak kullanılmaktadır. Literatürde, halkla ilişkilerin oldukça fazla tanımına rastlanmıştır. Halkla ilişkiler konusunda kabul gören tanımlardan bazılarını şöyle sıralanabilmektedir.

Halkla ilişkiler, bir yönetim işlevi olarak halkın güvenini kazanmaya yönelik iletişim çabalarını kapsamaktadır. Halkla ilişkilerle ilgili birçok tanıma rastlanmaktadır. Bu tanımlardan birisi, halkla ilişkileri, yöneticilerin halkın güvenini kuvvetlendirmek ve kuruma karşı halkın ilgisini arttırmak için planlı bir şekilde belli bir politika güden programın gerçekleştirilmesi için gösterdiği çabalar olarak açıklarken, diğer bir tanım ise halkla ilişkileri dış çevrenin sempati ve iyiliğini sağlamak amacıyla yöneticilerin başvurdukları yöntemler olarak ifade etmektedir (Gürson, 2004: 12).

“Halkla ilişkiler, etkileme, ikna etme, uyarlama işlevlerini yerine getiren, örgütsel ve yönetsel tavır ve yaklaşım içinde sürekli iki yönlü iletişime dayalı, kaynaktan hedefe, hedeften kaynağa bilgi akımını sağlama sürecidir” (Kaya, 1992: 24-25).

Tortop (1998: 4), halkla ilişkiler tanımlarından bazılarını birbirine zincirleme bir tanımlar dizisi şeklinde vermektedir: Bir kişinin ya da kuruluşun halkla ilgisini geliştirme ve anlama yolundaki çabalarıdır; belirtilmiş hedef kitleleri etkilemek için hazırlanmış, plânlı ve inandırıcı bir haberleşme çabasıdır; halkı etkileyen söz, eylem ya da olaylardır; bir kuruluşu çalışanlara, müşterilere, bağımlı

(36)

olduğu kişilere sevdirme ve saydırma sanatıdır ve düşüncelerin istenen sonuçları yaratması amacıyla çeşitli gruplara ustaca aktarılması, becerikli bir haberleşme oluşumunun gerçekleştirilmesidir.

Halkla ilişkiler faaliyetlerinin verimli ve başarılı bir biçimde yapılabilmesi için örgüt yapısının ve kültürünün buna uygun olması gerekmektedir. Halkla ilişkiler ile insanların güveni kazanılmaya çalışılmaktadır. Bununla da işletme kazanımda bulunmaktadır. İşletmeler kamuoyunu etkileyebilmek için halkla ilişkilerden faydalanmaktadırlar. Halkla ilişkileri, ilişkide olunan kişi, kuruluş vb. ile sağlıklı, doğru ve güvenilir ilişkiler kurmak, bunları geliştirmek, kamuoyunda olumlu izlenimler oluşturmak ve toplumla bütünleşmek olarak tanımlayabiliriz. (Sabuncuoğlu, 2001: 5)

Bir başka tanımda ise kişi veya kuruluşa kamuoyunun tutumunu belirleyip, bu kişi veya kuruluşun kamuoyunda saygınlık ve itibarını arttırmaya yönelik strateji ve politikalar oluşturulup, uygulanmasıdır. (Altunışık v.d. , 2002: 240)

Aydede’ye (Aydede, 2001: 14) göre bir kuruluşu ya da işletmeyi kendi çalışanlarına, hedef kitleyi oluşturan tüm müşterilerine v.b. kişilere benimsetme, onların desteklerini kazanmak amacı ile somut verilerle strateji oluşturma bilimi yine bu stratejiler doğrultusunda politikalar geliştirip, etkinlik plânlayıp, bunları uygulama ve tekrar değerlendirmeye alma bilimidir diye de tanımlayabiliriz.

Bir başka kaynakta ise “bir kuruluşla hedef kitlesi arasındaki karşılıklı iletişimi, anlayışı, kabulü ve işbirliğini oluşturmaya ve sürdürmeye yardımcı olan, sorun ve problemlerin yönetimini içeren, kamuoyuna cevap veren, kamuoyunun bilgilendirilmesi için yönetime yardımcı olan, kamu yararına hizmet etmek için yönetimin sorumluluğunu tanımlayan ve vurgulayan, eğilimleri önceden tahmin etmeye yardımcı olmak için bir erken uyarı sistemi gibi hizmette bulunan, değişikliklerden etkin bir biçimde faydalanmak için yönetime yardımcı olan ve baslıca araçları olarak ahlâkî iletişim tekniklerini ve araştırmayı kullanan ayrıcalıklı bir yönetim fonksiyonudur” (Okay ve Okay, 2005: 2).

Yukarıda yer alan tanımlara paralel olarak halkla ilişkiler, belirli hedef kitleleri etkilemek amacıyla hazırlanan plânlı ve inandırıcı bir iletişim çabası olarak da tarif edilebilir. Halkla ilişkiler işletmenin karlılığına etki etmemekle beraber işletme imajı oluşturmaya çalışan bir işlemdir. Halkla ilişkiler kamuoyunda

Şekil

Tablo 2. Acentelerin şubeye sahiplikleri
Tablo 3. Acentelerin halkla ilişkiler departmanına sahiplikleri
Tablo 4. Acentelerdeki halkla ilişkiler bölümün de çalışan personel sayısı
Tablo 6. Acentelerdeki halkla ilişkiler bölümünün organizasyon şemasında  bağlı olduğu birim
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Turizm, önceden sadece dinlenmek ve deniz, kum, güneş üçlüsünden faydalanmak şeklinde algılanmakta ve bu doğrultuda gerçekleştirilmekteydi.Günümüzde ise

Ki bu iman kudretile bu eser bugün İtal- yanin en büyük mimarî tezahürü olmuştur.. Türk inkılâbının her satırı bir faşist inkı-

seyahat acentesi geçici işletme veya işletme belgesi alan acenteler ile (C) grubu.. işletme belgesi alan acentelere; av organizasyonları, av ve yaban hayvanları gözlem

32 İşletmelerde, üst kademe yöneticilerin eğitimi onlara eğitim verebilecek daha üst kademe bir yönetici grubu olmadığından genellikle işletme dışı organlar

Bu çal mada 15, 30, 45 ve 60mg kg -1 B uygulanan fakat P uygulanmayan topraklarda yeti tirilen ekmeklik ve makarnal k bu day fidelerinin oransal su içeri inde kontrol grubuna

Ben üçüncü, dördüncü ve beşinci sı- nıflardayken (9, 10, 11 yaşları) kızların çoğu doğum günlerini bir pijama parti- siyle kutlarlardı. Bu oyunun birkaç

Dünya turizm endüstrisinin büyüme hızı, turizm arz ve talebi arasındaki ilişkileri her geçen gün daha karmaşık hale getirmektedir. Artan rekabet, tüketicilerin

Katılımcıların genel seyahat satın alma eğilimlerinin yer aldığı bu tablodaki istatistikler yorumlandığında; katılımcıların seyahat satın alma