• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: TÜRK DIù POLøTøKASININ TARøHSEL ARKA PLANI

1.3. Çok Partili Hükümetler Dönemi Türk Dı Politikası (1950-1990)

2.1.1. Souk Sava’ın Bitmesi ve Etkileri

2.1.9.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya ile ølikiler

Hükümet programında; Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik yapılanma süreçlerine yapılan katkılar artırılarak sürdürülecek; ulaútırma, haberleúme ve enerji alanındaki iúbirli÷i projelerine öncelik verilecektir sözleri dile getirilmektedir.

Azerbaycan ve Orta Asya Cumhuriyetlerine yönelik ulusal politikalar için de Ekonomik øúbirli÷i Teúkilatının (ECO) ilave bir platform oluúturdu÷u dikkate alınarak, Teúkilatın

faaliyetlerinin önümüzdeki dönemde daha da geliútirilmesine özel bir önem verilecektir denilmektedir. (TBMM Kütüphanesi, 28.10.2011)

Sonuçta 28 ùubat süreci gibi birçok neden Erbakan Hükümetinin Haziran 1997’de iktidardan düúmesine neden olmuútur. Yerine geçen Yılmaz Hükümetini, dökülen parçaların toplanması ve dıú politikaya daha mantıklı ve etkili bir yön verilmesi görevi beklemektedir. (Hale, 2003:320)

2.1.10. 55. Cumhuriyet Hükümeti-III. Yılmaz Hükümeti (30.06.1997-11.01.1999)

30 Haziran 1997’de 55. Hükümet Baúbakanı Mesut Yılmaz, Baúbakan Yardımcısı Bülent Ecevit Milli Savunma Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı øsmet Sezgin olmuútur. Dıúiúleri Bakanı ise øsmail Cem’dir.

Yılmaz, ANAP-DSP-DTP koalisyonunu CHP’nin de deste÷ini alarak kurmuútur. Böylelikle Refah-Yol hükümetine son verilmiútir. Bu üçlü koalisyon partileri birbirleriyle açıkça çatıúan bir iç veya dıú politika anlayıúları yoktur. Demokratik Türkiye Partisi, DYP lideri Tansu Çiller’in liderlik anlayıúını benimsemeyen ve DYP’nin içinden çıkmıú bir partidir. Kurucuları olan Hüsamettin Cindoruk ve øsmet Sezgin 7 Ocak 1997’de Demokrat Türkiye Partisi’ni kurmuúlardır. (Do÷an, 2012) 55. Hükümetin Dıúiúleri Bakanı olarak yaptı÷ı ilk basın toplantısında øsmail Cem, “Türkiye’nin tarihi, co÷rafi ve kültürel anlamda “700 yıllık Avrupalı” oldu÷unu söylemiútir. Hedeflerinin baúkalarına özenen de÷il baúkalarının özendi÷i bir “dünya devleti” yaratmak oldu÷unu” söylemiútir. (Cem, 2004:47)

2.1.10.1. Türkiye-AB ølikileri

DTP parti programı “Avrupa Birli÷i’ne tam üyelik hedefimizin dıú politikamızda öncelikli önemini mutlaka koruması gerekti÷ine inanıyoruz” demiútir. Ayrıca “Kıbrıs’taki iki toplumun serbest iradesiyle ve müzakereler yoluyla mümkün olaca÷ı görüúü” nü savunmuúlardır. (DTP, 1997: 76-78)

ANAP, DSP ve DTP koalisyon protokolünde ise, “Bölge merkezli dıú politika ve ekonomide sa÷lanacak geliúmeler, ülkemizin Avrupa Birli÷i’ne tam üyeli÷inin hızlanmasına da katkıda bulunacaktır.” ve “KKTC ile iliúkiler yeniden hak etti÷i düzeye çıkarılacaktır.” Denilmiútir. (Do÷an, 2012)

Hükümet programında, “Avrupa Birli÷i’ne mümkün olan en yakın zamanda tam üye olmaya yönelik gayretler sürdürülecektir” denilmektedir. (TBMM Kütüphanesi, 12.11.2011) Türkiye Avrupa iliúkilerini yakından ilgilendiren ilk Zirve 12-13 Aralık 1997 tarihinde Lüksemburg’da gerçekleútirilmiútir. Bu zirve ile Avrupa’nın gelece÷i çizilecektir. Lüksemburg’da alınan karara göre 1959’dan beri Avrupa’nın kapısında bekleyen Türkiye’nin adı müzakereler için geçmezken, sosyalizmden yeni kurtulmuú Merkezi ve Do÷u Avrupa Ülkeleri, Kıbrıs Rum Kesimi ve Malta için müzakereler baúlayacaktır. Türkiye Lüksemburg Zirvesinden bir gün sonra, yapılan bu zirveye tepki göstererek Avrupa Birli÷i ile siyasi diyalo÷u askıya aldı÷ını ve 12 Mart 1998 tarihinde Londra’da yapılacak Avrupa Konferansı’na katılmayaca÷ını bildirmiútir.

ANAP-DSP Koalisyon Hükümetinin IMF ile baúlattı÷ı ve 1998 Temmuz ayında imzalanan yakın izleme anlaúması ile sonuçlanan görüúmeler Türkiye-IMF iliúkilerinin son on yıllık dönemi (1998-2008) kapsayacak olan bir baúlangıçtır. Yakın øzleme Anlaúmasının ek metni olan ekonomik politikalar bildirgesinde yer alan kararlara göre hükümet, bankacılık ve sosyal güvenlik alanlarında yapısal de÷iúiklikler getiren yeni yasal düzenlemeler yapacaktır. POAù, THY, ERDEMøR hisselerini satarak özelleútirecektir. TELEKOM’un %49 hissesi satılacaktır. TEDAù da÷ıtım iúletmelerinin iúletme haklarını devredecektir. 1999 sonuna kadar mevcut tarımsal destekleme araçlarının tümünü yürürlükten kaldıracaktır. Fakat bu planlamalar yapıldıktan sonra Yakın øzleme Anlaúması’nın uygulanmasının beúinci ayında, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı görevinden alınmıútır. Daha sonrasında ise Yılmaz hükümeti istifa etmiútir. (Kona, 2012)

2.1.10.2. Türkiye-ABD ølikileri

Hükümet programında ABD ile iliúkilere bir cümle ile yer verilmiútir. “ABD ile iliúkilerimizi, dostluk ve ittifak ba÷larımız çerçevesinde, karúılıklı çıkarlarımızı gözeten bir anlayıúla yürütece÷iz” uygulama açısından da ABD ile iliúkiler stratejik ortaklık prensibi çerçevesinde iyi iliúkiler úeklinde yürütülmüútür. (TBMM Kütüphanesi, 12.11.2011)

2.1.10.3. Türkiye-Orta Dou ølikileri

Hükümet programında “Ortado÷u’da barıúçı ve dengeli politikalarımız devam edecek, bölgedeki bütün ülkelerle ve tarihsel yakınlıklarımız olan Arap ve øslam dünyası ile iliúkilerimiz geliútirilecektir. Irak’ın fiili bölünmüúlü÷üne, bunun iç güvenlik açısından ve ekonomik çıkarlarımız bakımından yarattı÷ı sakıncalar göz önünde tutularak, Birleúmiú Milletler kararları, insan hakları ve uluslararası hukuk ilkeleri do÷rultusunda biran önce son verilmesi yolunda çaba gösterilecektir” sözleri dile getirilmiútir. (TBMM Kütüphanesi, 12.11.2011)

2.1.10.4. Türkiye-RF ølikileri

Rusya Baúbakanı Çernomirdin’in 1997 yılında Türkiye’yi ziyaret etmesi iliúkilerde iú birli÷i görüntüsünü güçlendirmiútir. Baúbakan Mesut Yılmaz ile Rus meslektaúı görüúmeler esnasında, úüphecilik yerine güven ilkesinin geliútirilmesini vurgulayarak rekabet yerine iúbirli÷inin, ülkeler arasında ekonomik çıkarlara ve toprak bütünlüklerine karúılıklı saygı gösterilmesi konularında görüúlerini belirtmiúlerdir. (øúyar, 2012)

Ekim 1998 baúlarında Abdullah Öcalan Suriye’den çıkartılarak, Stockholm üzerinden Rusya’ya gelmiútir. Baúbakan Mesut Yılmaz 11 Ekim günü terörist baúının Rusya’da oldu÷unu resmen açıklamıútır. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi A. Lebedev, Dıúiúlerine ça÷rılarak kendisi Abdullah Öcalan konusunda bilgilendirilmiútir. Büyükelçi ise bu durumu inkar eden bir açıklama yapmıútır. Türkiye ise Rusya’ya 27 Ekim 1998 tarihinde “terörist baúını Türkiye’ye iade edin” notası vermiútir. Bunun üzerine Öcalan, Rusya’dan siyasi sı÷ınma talebinde bulunmuútur. Duma bu sı÷ınma talebini kabul etmiútir. Moskova’da 30 gün ikamet eden Öcalan burada da umdu÷u ortamı bulamamıútır. Rus yetkililerin iste÷i üzerine Öcalan sı÷ınacak yeni bir ülke aramaya baúlamıútır. Rus havayollarına ait bir uçakla øtalya’ya geçmek zorunda kalmıútır. Türk Hükümeti’nin baskıları sonucunda øtalya Hükümeti, Öcalan’ın tekrar Rusya’ya dönmesini istemiútir fakat Rusya’da bu iste÷i reddetmiútir. Hiçbir Avrupa ülkesi bölücü baúının iste÷ini kabul etmemiútir. (Özkan, 2000)

2.1.10.5. Türkiye-Balkanlar ølikileri

yaúadıkları ülkelerdeki ekonomik, kültürel ve sosyal koúullarının iyileútirilmesine destek olunacaktır. Hükümetimiz, yurtdıúındaki vatandaúlarımızın sorunlarını yakından izlemek ve çözümler bulmak amacı ile, yurtdıúındaki vatandaúlarımızın da temsil edilece÷i bir “Yurtdıúı Vatandaúlar Üst Kurulu” oluúturulacaktır ibareleri mevcuttur. (TBMM Kütüphanesi, 12.11.2011)

2.1.10.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs ølikileri

Kıbrıs konusunda “hükümetimiz Kıbrıs’ın yalnız KKTC için de÷il, do÷rudan do÷ruya Türkiye’nin güvenli÷i açısından da yaúamsal önem taúıdı÷ının ve bu önemin arttı÷ının bilincindedir” denilmektedir. (Resmi Gazete, 1997: 7)

2.1.10.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya ølikileri

Hükümet programında Kafkasya’da kalıcı barıúın ve istikrarın tesisi için bölge ülkeleri arasındaki iúbirli÷inin geliútirilmesini amaçlayan her türlü giriúim, geçmiúte oldu÷u gibi, desteklenmeye devam edilecektir. Bu çerçevede, Ermenistan’ın iúgal etmiú oldu÷u Azerbaycan topraklarından úartsız çekilmesi ve iki ülke arasındaki sorunların diyalog yolu ile çözülmesi hususlarındaki giriúimlerin desteklenmesi sürdürülecektir.

Yeni Türk Cumhuriyetleri ve öteki Türk ve akraba toplulukları ile ekonomik, ticari, sınai, teknik, sosyal, e÷itim ve kültürel alanlarda iliúkilerin geliútirilmesi için yürütülen faaliyetlere yeniden hız kazandırılacaktır söylemine yer verilmiútir. (TBMM Kütüphanesi, 12.11.2011)

Üçüncü Yılmaz hükümeti döneminde Türkiye dıú politikada, Orta Asya’da geri adım atarak daha çok Kafkaslar üzerinde yo÷unlaúmıútır. øliúkilerde Ecevit hükümetlerine kadar olan dönem, genel olarak, jeopolitik nüfuz alanlarında ve ikili iliúkilerde kontrollü gerginlik ve rekabet evresi olarak de÷erlendirilebilmektedir. Bu dönemde taraflar, bir yandan aralarındaki jeopolitik rekabeti sürdürmüú, di÷er yandan da yo÷un bir ekonomik iúbirli÷i süreci içine girmiúlerdir.

2.1.11. 56. Cumhuriyet Hükümeti -V. Ecevit Hükümeti (11.01.1999- 18.04.1999)

V. Ecevit Hükümetinin Baúbakanı Bülent Ecevit’tir. Devlet Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı H. Hüsamettin Özkan ve Devlet Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı Hikmet Ulu÷bay’dır.

ANAP, DSP, DTP koalisyon ortaklarının anlaúamamasıyla III. Yılmaz Hükümeti sona ermiútir. ANAP, DYP ve DSP anlaúarak Nisan 1999’da genel seçimler olana kadar DSP azınlık hükümetini 11 Ocak 1999 tarihinde kurmuúlardır.

Genel seçimlerde oyların %22’sini alan DSP birinci parti olmuútur. Daha sonra sırasıyla oyların %18’ini Milliyetçi Hareket Partisi, %15’ini Fazilet Partisi, %13’ünü ANAP, %12’sini DYP almıútır. (TBMM Kütüphanesi, 15.11.2011) Seçimler sonucunda DSP, MHP ve ANAP’ın katıldı÷ı üçlü koalisyon hükümeti kurulmuútur.

2.1.11.1. Türkiye-RF ølikileri

III. Yılmaz dönemimde Rusya’dan øtalya’ya geçen terörist baúı Öcalan Türkiye’nin øtalya’ya yapmıú oldu÷u baskılar sonucunda øtalya hükümeti Öcalan’dan tekrar Rusya’ya dönmesini istemiútir. Ama bu talebi Rusya bu kez olumsuz karúılamıútır. Daha sonra hiçbir Avrupa ülkesi bölücü baúının talebini kabul etmeyince 16 Ocak 1999’da yeniden Rusya’ya dönmüútür. Fakat Rusya’ya ayak basar basmaz kendisine ülkeden ayrılması için 10 günlük süre verilmiútir. 29 Ocak günü ise Yunanistan’a geçen Öcalan bir gün sonra bu ülkeyi de terk etmek zorunda kalmıútır. Bunun üzerine tekrar Rusya’ya dönmek istese de Rusya, Öcalan’ın uça÷ına iniú izni vermemiútir ve bu úekilde terörist baúının Rusya macerası sona ermiútir. (Özkan, 2000)

2.1.11.2. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya ølikileri

Bülent Ecevit’in Baúbakanlı÷ı döneminde Orta Asya Türki Cumhuriyetlerinden Özbekistan ile bazı sorunlar yaúanmıútır. Özbekistan Cumhurbaúkanı øslam Kerimov, otoriter rejimine karúı baúlatılan muhalefet hareketlerini Türkiye’nin destekledi÷inden úüphelenmesinden sonra 16 ùubat 1999’da Taúkent’te baúkanın arabasına bomba yerleútirilerek yapılan suikast giriúimi Özbekistan ile Türkiye arasındaki iliúkilerdeki gerginli÷i hat safhaya çıkarmıútır. øran üzerinden Türkiye’ye kaçan iki úüpheli Özbek gecikmeli de olsa Özbekistan’a iade edilmiútir. ùüphelilerden biri suikast giriúimini Türk øslamcı lider Necmettin Erbakan’ın finanse etti÷ini iddia etmiútir. Bunun üzerine Özbek Hükümeti, Türk Hükümet’inden Taúkent büyükelçisini geri ça÷ırmasını istemiú, hava sahasını THY uçaklarına kapatmıú ve Türk okul ve üniversitelerinden Özbek ö÷rencilerini geri çekmiútir. Bunun üzerine Baúbakan Bülent Ecevit Özbekistan

büyükelçisine Türk topraklarında Özbekistan’a karúı faaliyet gösterilmesine izin verilmeyece÷ine garanti vermiútir. (Hale, 2003)

“DSP azınlık hükümeti seçimler sonrası oluúacak hükümetin Yakın øzleme Anlaúmasındaki hedefleri koruyaca÷ı güvencesini taúıyan bir “Anlayıú Birli÷i Mutabakatı”nı IMF ile 1999 Ocak sonunda imzalamıútır”. (Kona, 2012)

Bu hükümet bir azınlık ve aynı zamanda seçimlere götürecek hükümet oldu÷u için dıú politikada çok fazla uygulama alanı bulamamıútır.

2.1.12. 57.Cumhuriyet Hükümeti – VI. Ecevit Hükümeti (18.04.1999- 03.11.2002)

57. Hükümetin Baúbakanı Bülent Ecevit’tir. Devlet Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Devlet Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ve Devlet Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’dır.

Koalisyon hükümeti güvenoyu aldıktan kısa bir süre sonra Ekonomik Politikalar Belgesi’nde verilmiú olan taahhütleri yerine getirmek üzere harekete geçmiútir. TBMM’de Bankacılık Yasası Haziran ayında görüúülmüútür. Ardından SSK Yasası gündeme getirilerek kabul edilmiútir. Sonra ise anayasa de÷iúikli÷i gerçekleútirilerek tahkim uygulamasının önündeki engeller kaldırılmıútır. Bakanlar Kurulu kararı ile Temmuz-Aralık 1999 dönemi içinde tarımsal kesimde uygulanan destekleme araçları yürürlükten kaldırılmıútır. Bu süreç 1997 Kasım ayında baúlatılıp iki yıl sonra orta vadeli bir istikrar ve yapısal reform programına dönüúmüútür. Ancak bu Programın uygulanması Kasım 2000-ùubat 2001 krizine yol açmıútır. (Kona, 2012)

1999 yılında kurulan üçlü koalisyon hükümeti IMF ile stand-by anlaúması yaparak ekonomi alanında hızlı bir baúlangıç yapmıúlardır. Bu yapılan anlaúma ile reformlara hız verilmiútir. Bu reformlar sayesinde ekonomide hızlı bir iyileúme ortaya çıkmıútır. Ancak bu yapısal reformların kısa zamanda sonlandırılması ekonomiye daha çok zarar vermiútir. (http://arsiv.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2004/08/08/yazarlar/yazarlar207.html) Özelleútirme süreci istenilen düzeyde gerçekleútirilememiú ve tam liberalleútirme yapılamamıútır ve bunun sonucunda hükümet 2001 ekonomik krizine maruz kalmıútır. 2001 krizinden sonra Dünya Bankası’ndan Kemal Derviú getirilmiú ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olmuútur. “IMF Türkiye’ye verdi÷i krediyi 30 milyar dolara kadar yükseltmiútir”. (Kona, 2012)

2.1.12.1. Türkiye-AB ølikileri

DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümetinin bir di÷er dıú politika çıktısı AB-Türkiye iliúkileridir. Baúbakan Bülent Ecevit 1999 yılının yaz aylarında AB’ye adaylık talebinde bulunmuútur. Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmeyi taahhüt etmiútir. Türkiye 1999 Aralık ayında yapılan Helsinki Zirvesinde aday kabul edilmiútir. Adaylı÷ı resmileúen Türkiye’nin bu adaylık süreci içerisinde bazı konuların çözümlenmesi koúul olarak öne sürülmüútür. Bu konular arasında Kıbrıs ve Ege meseleleri de yer almıútır. Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlar uzlaúı yolu ile çözülecek, çözülemez ise Avrupa Konseyi sorunu ele alacaktır. Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri kapsamında gerçekleútirdi÷i bir dizi düzenleme AB nezdinde olumlu etki yaratmıútır. Almanya’da Hristiyan Demokratların yerini alan Sosyal Demokratların iktidara geçmesiyle birlikte Almanya Türkiye’nin AB üyeli÷ine sıcak bakmaya baúlamıútır. Lüksemburg Zirvesi’nin ardından AB ile iliúkileri siyasi yönden askıya alan Türkiye’yi AB üyesi ülkelerin istedi÷i gibi yönlendirebilmesi úansından uzak kalmıúlardır. Bu nedenlerden dolayı Türkiye’yi AB Lüksemburg’da dıúlarken, Helsinki’de tavır de÷iúikli÷ine baúvurmuútur. Ayrıca Clinton yönetiminin Türkiye’nin AB üyeli÷ine tam destek vermesi ve AB üyesi ülkeleri bu alanda etkileme gücü sonuç vermiútir. (Sönmezo÷lu, 2006)

1999’da sırasıyla øzmit ve Atina’yı harap eden depremlerin iki ülke halkında yarattı÷ı empatiden hareketle Yunanistan olumsuz koúulluk politikasından tarihi bir adımla uzaklaúarak 1999 Helsinki Zirvesi’nde AB’nin Türkiye’ye adaylık statüsü tanıma kararını desteklemiútir. (Rumelili, 2007-2008)

Haziran 1999’da Köln’de yapılan Avrupa Konseyi toplantısında AB’nin özellikle kriz çözümlerine yönelik olarak oluúturmayı hedefledi÷i Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın (AGSP) temelleri atılmıútır. AB, AGSP’yi oluúturabilmek için sahip oldu÷u kaynakların yeterli olmadı÷ını öne sürmüú ve NATO’nun imkan ve kabiliyetlerinden yararlanmayı kararlaútırmıútır. Böyle bir durumda AB üyesi olmayan fakat NATO üyesi olan Türkiye, Kıbrıs ve Yunanistan gibi konularda sürecin dıúına itilmiútir. Türk Hükümeti tarafından bu durum hoúnutsuzlukla karúılanmıútır. 2002 Aralık ayında Kopenhag Zirvesi’nde bu hoúnutsuzlu÷un kısmı telafisi yapılmıútır. Türkiye’ye AGSP’nin NATO üyesi bir ülkeye karúı kullanılmayaca÷ı sözü verilmiútir. Ayrıca 1999 Helsinki Zirvesi’nde aday ülke statüsü tanınan Türkiye’nin AB’den alaca÷ı

mali yardımlarda insan hakları konusunun iyileútirilmesi úartı ba÷lanmıútır. DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti Türkiye’deki ilk reform paketlerini uygulayan hükümettir. Ancak Kemal Derviú’in Türkiye’ye gelip ulusal programı yapması ile sadece ekonomik liberalleúme de÷il, siyaseten de liberalleúme reformlarının temeli atılmıútır. (Kona, 2012)

1999’dan sonra Türkiye resmi olarak aday ilan edildikten, katılım anlaúması belgesi ortaya çıktıktan sonra hem asker hem de dıúiúleri içinde çatlaklar baúlamıútır. Avrupacılar, Amerikancılar ve milliyetçi çizgi Asyacılar olmak üzere bu iki geleneksel kurum üçe bölünmüútür. Amerika taraftarları fazla ses çıkarmamıúlar, Avrasyacılar øran ve Rusya’ya yaklaúalım dedikleri için kabul görmemiúler, AB yandaúları baya÷ı yol almıúlar ve bu çatla÷ın daha fazla geniúledi÷i görülmüútür. (Kona, 2012)

Helsinki’de “aday ülke” kabul edilen Türkiye, Katılım Ortaklı÷ı Belgesi’ni imzalayarak Ulusal Program hazırlamayı taahhüt etmiútir. Bu dönemde idam cezası kaldırılacak, anadilde yayın ve e÷itim hakkı tanınacak, MGK’nın sivilleútirilmesi kararı öneri haline getirilecek, düúünce özgürlü÷ü önündeki engeller kaldırılacak, OHAL kaldırılacak, DGM’ler kaldırılacak, iúkenceye son verilecek, AøHM kararları gere÷i yeniden yargılama yapılacak, AøHS’ye ekle bütün protokollere taraf olunacak, Dernekler Kanunu liberalleútirilecek, insan hakları konularında uluslararası hukuk kurallarının iç hukuk kurallarına önceli÷i sa÷lanacaktır. (Kona, 2006)

2.1.12.2. Türkiye-Orta Dou ølikileri

Baúbakanlık tarafından Temmuz 1999’da yayınlanan bir genelgede Türkiye’nin øsrail’le yakınlaúma politikasının “Arap ülkelerinin Türkiye’ye karúı düúmanca tutumları, PKK’ya verdi÷i açık deste÷e ra÷men Suriye’nin yanında yer almaları ve Suriye yanlısı politika izlemeleri” üzerine gündeme geldi÷ini belirtilmiútir. (Özcan, 2012: 800) Bu genelge ikili iliúkilerin geliútirilmesi açısından, ABD etkili Rum ve Ermeni lobilerine karúı Türkiye’nin de Yahudi lobisinin deste÷ini almak için giriúimlerde bulunması, teröre karúı øsrail ile iúbirli÷ine gidilmesi, øsrail ile ekonomi alanında iúbirli÷inin oluúturulması ve Filistin sorunu karúısında dengeli bir politika izlenmesi gibi giriúimlerden söz etmektedir. (Özcan, 2012)

2.1.12.3. Türkiye-ABD ølikileri

Üçlü koalisyon hükümeti döneminde ABD Türkiye’ye ciddi anlamda tam destek vermiútir. ABD, Türkiye’ye verdi÷i deste÷i Kasım 1999 AGøT Zirvesi’nde daha da belirginleútirmiútir. Suriye tarafından korunan Abdullah Öcalan’ın 1998 yılında Suriye’den çıkarılması ve 15 ùubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinde ABD’nin çok büyük katkısı vardır. Cumhurbaúkanı Süleyman Demirel 1999 yılında NATO toplantısı nedeniyle, Baúbakan Bülent Ecevit ise dönemin ABD Baúkanı Bill Clinton’un daveti üzerine ABD’yi ziyaret etmiúlerdir. Hemen ardından Kasım 1999’da AGøT Zirvesi için østanbul’a gelen Baúkan Clinton TBMM’de yaptı÷ı konuúmada iki ülke iliúkilerine yönelik olumlu mesajlar vermiútir. (Kona, 2012)

2.1.12.4. Türkiye-RF ølikileri

Bülent Ecevit’in Baúbakanlı÷ı döneminde Rusya’da da Vladimir Putin iktidara gelmiútir. “Putin, Türkiye’nin Orta Asya ve Kafkasya’daki cumhuriyetlerle ciddi anlamlarda kurmaya çalıútı÷ı iliúkilerden fazla memnun olmadı÷ını dile getirmiútir”. (øúyar, 2012:805)

1999 yılındaki Çeçenistan savaúında Türkiye Çeçenlere destek konusunda çekingen bir tavır izlemiútir. Bu dönemde düzenlenen kitlesel gösterilerin sayısında oldukça azalma görülmüútür. 4-6 Kasım 1999 tarihleri arasında Baúbakan Bülent Ecevit’in Moskova ziyaretinde Rus yetkililere yeterli güvence verilmiútir. (øúyar, 2012)

2.1.12.5. Türkiye-Balkanlar ølikileri

“Türkiye DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti döneminde; Balkanlar’da, Irak ve øran politikaları özelinde, Kafkaslar ve Orta Asya’da benimsedi÷i politikalar genelinde, øsrail’le ikili iliúkiler ba÷lamında ABD politikalarının destekleyicisi olmuútur”. (Uzgel, 2005) 1999 yılında geliúen Yugoslavya krizinde Türkiye ABD ile birlikte hareket etmiútir. NATO üyesi ülkelerin uçaklarıyla baúlatılan bombalamanın ardından Yugoslavya direncini arttırınca ABD Türkiye’deki Bandırma ve Çorlu’daki üsleri kullanmak istemiútir. Türkiye bu iste÷e olumlu yanıt vermiútir. Ayrıca ABD’nin Saddam rejimini devirmek ve øran’ı bölge politikalarında etkinsizleútirmek amacıyla bu iki ülkeye yönelik uygulanan çifte çevreleme politikasını Türkiye’de desteklemiútir.

Bu dönem hükümetinin de Balkanlarla ilgili dıú politika uygulamasında; Kosova krizinde Türkiye bölgeye yönelik NATO giriúimini desteklemiútir. Arnavutluk’a askeri birlik göndermiútir. Makedonya topraklarına geçen mültecilerin bir kısmına kapılarını açmıútır, di÷er kısmına ise insani yardım uygulamıútır. (Uzgel, 2005)

2.1.12.6. Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs ølikileri

57. Hükümet Döneminde Türkiye-Yunanistan iliúkileri yumuúamıútır. 1999 yılında Kenya’daki Yunanistan Büyükelçili÷i’nde Abdullah Öcalan yakalanmıútır. Bu sürecin ardından Yunanistan’ın Türkiye’ye PKK dahil terör eylemi uygulayanlara destek politikasını gözden geçirmesine neden olmuútur. Türkiye’de yaúanan 17 A÷ustos 1999 depremi ardından Yunanistan Türkiye’ye yönelik sıcak tavırlar sergilemiú, dönemin iki ülke Dıúiúleri Bakanları øsmail Cem ve Yorgo Papandreu’nun dostane temasları olmuútur. Kıbrıs ve Ege Denizi’ni ilgilendiren tüm sorunlar niteli÷ini ve varlı÷ını korumakla birlikte bu dönemde iliúkiler iyi niyet çerçevesinde yürütülmüútür. (Kona, 2012)

2.1.12.7. Türkiye-Kafkaslar ve Orta Asya ile ølikiler

11 Eylül olayları sonrasında Orta Asya ve Kafkasya, öncelikle ABD, AB ve Rusya gibi