• Sonuç bulunamadı

LE CORBUSÎER ÖLDÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "LE CORBUSÎER ÖLDÜ"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H A B E R L E R :

L E C O R B U S Î E R

Ö L D Ü

( 1 8 8 7 - 1965)

Le Corbusier 27 Ağustos 1965 cuma günü, Roquebrune-Cap-Martin'deki yazlık evinin önündeki sahilde yüzerken boğularak ölmüştür. Menton şehri belediye binasında teşhir edilen naaşı, bilhassa yabancı turist-ler tarafından ziyaret edilmiş ve 1 Eylül 1965 sabahı kardeşi Albert Jeanneret'nin nezaretinde Paris'e nakledilmiştir. Le Cor-busier'yi taşıyan tren, şahsî dostu eski İ m a r Vekili Claudius Petit'nin belediye reisliğini yapmakta olduğu Firminy (Loire) şehrinde bir müddet tevakkuf etmiştir.

Cenaze 2 Eylül sabahı, müteveffanın Paris'te, Sevres sokağı 35 n u m a r a d a bulunan, eski bir manastırdan bozma, küçük atölye-sine getirilmiş ve b u r a d a Parisliler üstada son saygı duruşlarını yapmışlardır. A y n ı günün gecesi saat 21,30 da, Louvre sarayının Caree avlusunda Riyaseticumhur m u h a f ı z kıtasının iştirakiyle, b ü y ü k resmî cenaze merasimi ya-pılmış ve kültüı vekili M a l r a u x mersiyesini okumuştur. A n d r e M a l r a u x evvelâ geniş hatlariyle Le Corbusier'nin, güçlüklerle dolu meslek hayatını çizmiştir. «Hiç bir sanatkâr, mimarî yenileşmeyi onun kadar kudretle ifade etmemiştir, ç ü n k ü hiç bir m i m a r Le Corbusier kadar uzun m ü d d e t ve devamlı olarak hakarete uğramamıştır. Şöhretinin üstün parlaklığı bu tahriklerden çıkmakta-dır. «Le Corbusier mimariyi ve mimarı değiştirmiştir. Bundan dolayı devrimizden ilham alanların öncülerindendir.

«Onda, teoriciden ayıramıyacağımız bir yaratıcı vardı, f a k a t b u n l a r birbiri içinde erimemişti. Diyelim ki teorici onun ikiz kar-deşiydi.

Le Corbusier, 1920 de dediği gibi, ev-velâ bir sanatkârdı: «Mimarî, ışık içinde bir-leştirilen formların, usta, dürüst ve

muhte-şem oyunudur.», d a h a sonra «Acaba, haşin olan betonlarımız, altında çok ince hislerimiz olduğunu ifade edebilecek mi...» F o n k -siyon veya mantık n a m ı altında, m ü k e m m e l surette keyfî olan f o r m l a r yaratıyordu. Aynı zamanda, haklı olarak, yolların otomobiller için değil, yaya ve süvariler için yapılmıştır derken, asırdide bir lisanla konuşuyordu. Ç ü n k ü böylece istikbali bildiriyor, yaşıyan-lara getirebilmek için, ölülerin mazisini de-ğiştiriyordu.

Ressam, heykeltraş ve gizlice şair ol-muştu. N e resim, ne heykel ve ne de şiir için mücadele etmemiş, sadece m i m a r î için mücadele etmiştir. Zira, insana verebileceği, m ü p h e m ve ihtiraslı ümidi, diğer sanatlarda bulamadığı bir şiddetle, mimaride bulu-yordu.

«Daima, şehirleri ve büyük bahçeler-den fışkıran kuleler olan (şua sitesi) proje-lerini hayal etmiştir. Bu dev, asrın en çekici kilise ve manastırını inşa etmiştir.

Hayatının sonunda «Bugünkü insanla-rın başlıca ihtiyaçları olan sükût ve huzur için çalıştım.» diyordu.

Bundan sonra, A n d r e Malraux, bütün dünyanın hislerine tercüman olarak:

«Le Corbusier, işte dünyanın adamı... «Japonya'da, gün ağarıyor ve altı tele-vizyon şebekesi sizin T o k y o müzenizi

gös-Casabella'dan

teriyor; Hindistan'da d a h a şafak sökmedi, Şandigar kuşları âbideleriniz üzerinde kanat-larını çırparken, serçeler R o n c h a m p kilise-sinde uyuyorlar. D ü n y a n ı n diğer tarafında ise, Rio vekâleti Bresilia destanı birazdan aydınlatılacak.»

İşte İngiltere'nin mesajı «Altmış yaşı-nın altında bulunan ve onun tesirinde kal-m a kal-m ı ş kal-mikal-mar yoktur.»

işte Sovyetlerinki «Modern m i m a r î en büyük üstadını kaybetti.»

İşte Amerika Birleşmiş Devletleri Rei-sinin sesi «Tesiri evrenseldi.»

Ve nihayet, — Sizi ekseriya inkâr eden, iki asır sonra tekrar Fransız olmak için kalbinizde taşıdığınız Fransa, en büyük şai-rinin sesiyle «Mezarın merhametsiz eşiğinde, seni selâmlarım» der. Allahaısmarladık, eski üstadım ve eski dostum...

Hayırlı geceler

L s Corbusier'nin cesedi, 3 Eylül günü Paris'te Pere Lachaise k r e m a t o r y o m u n d a yakılmış ve külleri Roquebrune (Var) m e -zarlığına gömülmüştür.

Mezar taşının üzerine «Burada 6 Ekim 1887 de doğmuş ve 27 Ağustos 1965 d e Roquebrune'de ölmüş bulunan, Le Corbu-sier diye m a r u f , Charles Edouard Jeanneret, yatmaktadır.» kitabesi kazılmıştır.

(2)

H A B E R L E R :

S E R G İ L E R

Cihat Burak'ın Sinop balıkçıları adlı gravürü

CİHAT BURAK'ın sergisi

Uzun bir süreden beri Paris'te yaşa-yan ve «Naif» resim dalında haklı bir şöh-ret kazanan Yüksek mimar Cihat Burak geçsn Ekimde İstanbul'da T ü r k - A l m a n Kültür Merkezinde bir sergi açmış ve bü-yük ilgi ile karşılanmıştır.

İspanya 1965 yılında Turizmden 1,1 Milyar Dolar sağlayacak

Barcelona'da çıkan günlük «La Van-guardia» gazetesine verdiği bir demeçte İspanya Turizm ve E n f o r m a s y o n Bakanı M a -nuel F r a g a İribarne «1964 de, Turizm İs-panya'ya 919 milyon dolar sağladı; cari yıl içinde ise, 1,100 milyon getireceğinden ümitliyiz» demiştir.

«Turizm, İspanya'nın iktisadî kaynağı olarak birinci plânı işgal etmektedir. Turis-tik gelirimiz, ihracatımızın % 91,4 üne, it-halâtımızın ise % 44 üne tekabül etmekte-dir» diyen Bakan sözlerini şu cümleyle bitir-miştir: «İspanya, Avrupa otelcilik endüstri-sini en modern şekilde geliştirmiş olup ha-len turistik lojmanlardaki yer sayısı 811.370 civarındadır.»

P] Ege'nin 32 yerinde kazılar yapılıyor

Bölgemizde 32 yerde yerli ve yabancı ekipler tarafından arkeolojik kazılara d e v a m edilmektedir. Özellikle Efes Bergama A f r o -disias, Candarlı Eritria Teos Milâs çevre-lerindeki kazılarda çok kıymetli arkeolojik eserler ele geçirilmekte ve mahallî müzelere nakledilmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığı, yerli ve ya-bancı kazı heyetlerinin antika kaçakçılığını önlemek amacıyla h ü k ü m e t komiserlerini kazı mahallerinde vazifeli kılmış bulun-maktadır.

Bodrum Müzesi tamir ediliyor

Millî Eğitim Bakanlığı t a r a f ı n d a n Bod-rum deniz altı arkeoloji müzesi olan kale, esaslı olarak t a m i r edilmektedir. T a m i r işine 150.000 lira sarf edilecek ve ü ç ayda ikmal edilecektir.

Kir'i gazlar kasırga ile temizleniyor

Münih (DaD) — Erlangen Siemens -Araştırma merkezinde çalışan A l m a n bil-ginleri son zamanlarda, fabrika bacaların-dan r ı k a n kirli gazların temizlenmesi için fevkalâde bir meted hazırlamışlardır. Bu meted, çayı fincanda kaşıkla karıştırırken

veya tabiatta kasırga esnasında husule ge-len cereyan prensibine dayanmaktadır. Batı A l m a n y a ' d a havanın temiz tutulması için yılda 1 milyar D. M a r k sarfedilmektedir. Buna rağmen devamlı olarak endüstrileş-m e n i n artendüstrileş-ması, endüstrileş-motörlü vasıtaların çoğal-ması neticesinde havanın kirlenmesi proble-mi süratle büyümektedir. Büyük şehirlerde hava, şehrin dışında açık h a v a d a olduğun-d a n 1 0 - 2 0 misli olduğun-d a h a fazla toz ihtiva eolduğun-der. T e m i z havanın 1 metre küpünde ancak 0,02 müigram toz bulunmasına karşılık m a -kineli atelyelerde 1 metre küp h a v a d a 25 miligramdan fazla, yani temiz havadaki mik-tarın bin misli toz mevcuttur. Yeni h a v a temizleyicisi motosikletlerin, oto-mobillerin egzos borusundan, m u a z z a m fab-rika bacalarına k a d a r istenilen büyüklükte imal edilmektedir. Bu aletin sun'î olarak m e y d a n a getirdiği kasırga ile gerek insanlar, gerekse hayvanlar için çok zararlı olan 0,001 milimetre büyüklüğündeki uçuşan kül zerrecikleri bile havadan çıkarılıp, bir karşıt cereyan tarafından ayrılarak, kaplara toplan-maktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Oturma odası güçlükle havalandırılabileceği gibi tek soba ile evin bütün odalarının ısınmaları da gayrikabildir.. Derece alan bu üç projedeki mahzurların hiçbirini

Bir iş sahibinin arzusu üzerine mimar tarafından hazırlanan proje mevkii tatbike konulmaz ise, o binanın inşası için miktarı tesbit edilen malzemenin ve bütün binanın

Direkler evin dere- cesine göre işlenmeden bırakıldığı gibi ayrı ayrı renklere d

Bal i Işın, Affan Galip Kırımlı, Atıf Ceylân Bedi Sargın, Reha Ortaçlı, Muzaffer Seven, Ve- dat Erer, Ekrem Yene!, Cevdet Beşe, Fethi Tulgar, Feyyaz Baysal, Münir Arısan,

Kimi zaman yeni gebni§ gibiyim. Ceviz agagla- nmn kokusu bumumdan gitmiyor. Sabahlari anne- min yaz bahgelerinde beni uyandirmak igin adeta gu- negle bogu§tugunu duyar gibi

Durmuş ve Bağcı (2013) öğretmen adaylarının web tabanlı öğretime yönelik tutumlarını inceledikleri çalışmalarında sınıf değişkenine göre anlamlı farka

Enerji bakımından dışa bağımlı olduğumuz da Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını ve huııun dolaylı sonucu olarak da siyasal bağım- sızlığımızı büyük