• Sonuç bulunamadı

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI"

Copied!
74
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

HARRAN OVASI KOŞULLARINDA SOĞUĞA TOLERANT PAMUK GENOTİPLERİNİN BELİRLENMESİ

Bülent KARTAL

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KAHRAMANMARAŞ Haziran-2005

(2)

TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

HARRAN OVASI KOŞULLARINDA SOĞUĞA TOLERANT PAMUK GENOTİPLERİNİN BELİRLENMESİ

Bülent KARTAL

YÜKSEK LİSANS TEZİ Kod No:

Bu tez 08/06 / 2005 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oy Birliği/Oy Çokluğu ile Kabul Edilmiştir.

Yrd. Doç. Dr. Prof. Dr. Yrd. Doç. Dr.

Yüksel BÖLEK Mustafa OĞLAKÇI Osman ÇOPUR

DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

Doç. Dr. İrfan Ersin AKINCI Enstitü Müdürü V.

Bu çalışma K.S.Ü. Araştırma Fon Saymanlığı tarafından desteklenmiştir.

Proje No: 2003 /2-6

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

(3)

İÇİNDEKİLER Bülent KARTAL İÇİNDEKİLER

Sayfa İÇİNDEKİLER... I ÖZET ... III ABSTRACT ... V ÖNSÖZ ... VII ÇİZELGELER DİZİNİ... VIII ŞEKİLLER DİZİNİ... X EK ÇİZELGELER DİZİNİ... XI SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ... XIII

1. GİRİŞ... 1

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR... 3

2.1. Soğuğa Tolerantlık Çalışmaları ... 3

2.2. Ekim Zamanı Çalışmaları ... 3

3. MATERYAL VE METOT ... 8

3.1. Materyal ... 8

3.1.1. Deneme Alanının Genel Tanımı ... 8

3.1.2. Kullanılan Pamuk Genotipleri, Özellikleri ve Kökenleri ... 8

3.1.3. Deneme Yerinin İklim Özellikleri... 9

3.1.4. Deneme Yerinin Toprak Özellikleri ... 10

3.1.5. Kullanılan Cam Eşyalar, Aletler ve Cihazlar ... 11

3.2. Metot... 11

3.2.1. Deneme Metodu ... 11

3.2.2. Çeşitlerin Soğuğa Tolerantlık Testleri ve İncelenen Özellikler ... 12

3.2.2.1. Tarlada Soğuğa Tolerantlığın Saptanması ... 12

3.2.2.2. Laboratuvarda Soğuğa Tolerantlığın Saptanması ... 12

3.2.2.2.1. Ilık Koşullarda Çimlenme Oranı (%)... 12

3.2.2.2.2 Standart Koşullarda Çimlendirme Testi... 12

3.2.3. Fenolojik Gözlemler ... 12

3.2.3.1.Tarla Çıkış Oranları... 12

3.2.3.2. Bitki Boğum Aralığı Ortalama Uzunluğu (HNR) (cm)... 12

3.2.3.3. İlk Çiçek ve Koza Açma Zamanları... 12

3.2.4. Lif Özellikleri ... 13

3.2.4.1. Üst Yarı Ortalama Uzunluk (mm)... 13

3.2.4.2. Lif Uzunluğu (% 2.5 S.L.)... 13

3.2.4.3. Lif Uzunluk Uyum İndeksi (%)... 13

3.2.4.4. Kısa Lif Oranı (SFI) (%) ... 13

3.2.4.5. Lif Kopma Dayanıklılığı (gr/tex)... 13

3.2.4.6. Lif Kopma Uzaması (Elangation) (%)... 13

3.2.4.7. Lif İnceliği (Micronaire... 13

3.2.5. Verilerin Değerlendirilmesi ... 13

4. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 14

4.1. Tarla Fide Çıkış Oranları ... 14

4.2. Laboratuvarda Çimlendirme Testi Sonuçları ... 17

4.3. İlk Çiçeklenme ve İlk Koza Açma Gün Sayıları... 19

4.4. Çiçeklenme Düzeni ... 21

4.5. Bitki Boyu (cm) ve Boğum Sayısı (adet) ... 24

4.6. Bitki Boğum Aralığı Ortalama Uzunluğu (cm) (HNR)... 29

(4)

4.7. Verim ... 31

4.8. Lif Analizleri ... 34

5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 39

KAYNAKLAR... 40

EKLER ... 44

ÖZGEÇMİŞ ... 59

(5)

ÖZET Bülent KARTAL KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ ÖZET

HARRAN OVASI KOŞULLARINDA SOĞUĞA TOLERANT PAMUK GENOTİPLERİNİN BELİRLENMESİ

Bülent KARTAL

DANIŞMAN: Yrd. Doç. Dr. Yüksel BÖLEK

Yıl: 2005, Sayfa: 59 Jüri : Yrd. Doç. Dr. Yüksel BÖLEK

: Prof. Dr. Mustafa OĞLAKÇI : Yrd. Doç. Dr. Osman ÇOPUR

Bu çalışma, 2004 yılında, Harran Ovası koşullarında, çok erken, erken ve normal ekim tarihlerinde (15 Mart, 28 Mart ve 25 Nisan), 20 pamuk genotipinin soğuğa tolerantlık durumunu belirlemek amacıyla ele alınmıştır. Genetik stok materyallerinden; Gossypium barbadense L. türüne ilişkin Aşkabat-91, Bahar-14, Giza-75; G. herbaceum L. türüne ilişkin Maydos Yerlisi ve G. hirsutum L. türüne ait Sayar-314, Maraş-92, Çukurova-1518, Nazilli-84S, Teks, Suregrow-125, Stoneville- 453, Deltaopal, Gürelbey, Carmen, Semu, Aktaş-3, Taşkent-6, Albenia, Togo ve Ak-4 genotipleri çalışmanın bitki materyalini oluşturmuştur.

Çalışma, tesadüf blokları bölünmüş parseller deneme desenine göre 2 tekrarlamalı olarak düzenlenmiş ve Şanlıurfa Köy Hizmetleri Talat Demirören Araştırma İstasyonu deneme alanında yürütülmüştür. Tarla denemeleri sonucunda;

14. ve 21. gün sayımlarında; Sayar-314, Nazilli-84, Stoneville-453, Carmen ve Gürelbey genotipleri en fazla çıkış oranına (14. gün için; % 41-48 ve 21. gün için; % 50-53) sahipken; 7. gün sayımlarında Çukurova-1518, Nazilli-84S, Suregrow-125, Teks ve Taşkent-6 (% 16-22) genotipleri en fazla ortalama çıkışı gerçekleştirmişlerdir. Laboratuvarda 18 oC’de yapılan çimlendirme sonuçlarına göre ise Aşkabat-91, Nazilli-84S, Ak-4, Teks, Suregrow-125, Gürelbey, Togo, Stoneville- 453 ve Aktaş-3 genotipleri %60’ın üzerinde çimlenirken; 30 °C’de, bütün genotipler

% 80’nin üzerinde çimlenmiştir. Verim yönünden değerlendirildiğinde ise; Gürelbey, Sayar-314, Aktaş-3, Maraş-92, Semu ve Maydos Yerlisi erken ekimlerde düşünülebilir.

Ekim zamanı geciktikçe ilk çiçek açma ve ilk koza çatlatma gün sayıları azalmaktadır. Tarla çıkış sonuçları ve laboratuvar çıkışları dikkate alındığında

(6)

Gürelbey ve Nazilli-84 genotipleri soğuğa tolerantlık yönünden en iyi sonucu vermiştir. Ayrıca anılan genotipler bunlara ek olarak verimde de olumlu sonuçlar vermiştir.

Anahtar Kelimeler: Pamuk, Soğuğa Tolerantlık, Ekim Zamanı, Erkencilik, GAP, Harran Ovası.

(7)

ABSTRACT Bülent KARTAL

IDENTIFICATON OF COLD TOLERANT COTTON GENOTYPES IN HARRAN PLAIN CONDITIONS

UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES

DEPARTMENT OF FIELD CROPS MSc THESIS

ABSTRACT

Bülent KARTAL

Supervisor : Assist. Prof. Dr. Yüksel BÖLEK Year: 2005, Page: 59

Jury : Assist. Prof. Dr. Yüksel BÖLEK : Prof. Dr. Mustafa OĞLAKÇI : Assist. Prof. Dr. Osman ÇOPUR

This research was conducted to determine cold tolerance ability of 20 cotton genotypes planted ultra early, early and optimum time (March 15, March 28 and April 25) at Harran Plain in 2004. Plant materials were Aşkabat-91, Bahar-14, Giza- 75 (Gossypium barbadense L.), Sayar-314, Maraş-92, Çukurova-1518, Nazilli-84S, Teks, Suregrow-125, Stoneville-453, Deltaopal, Gürelbey, Carmen, Semu, Aktaş-3, Taşkent-6, Albenia, Togo ve Ak-4 (G. hirsutum L.), and Maydos Yerlisi (G.

herbaceum L.).

Study was organized as split plots on randomized block design with 2 replications at experimental area of Şanlıurfa Rural Services, Talat Demirören Research Station. As a result of field experiments, while Sayar-314, Nazilli-84, Stoneville-453, Carmen and Gürelbey yielded the highest germination rates at the 14th and 21st days (41-48% for the day 14th, 50-53% for the day 21st), Çukurova-1518, Nazilli-84S, Suregrow-125, Teks and Taşkent-6 (% 16-22) resulted the highest average germination at 7th day counts.

Germination tests at 18 oC in the lab experiments showed that Aşkabat-91, Nazilli-84S, Ak-4, Teks, Suregrow-125, Gürelbey, Togo, Stoneville-453 and Aktaş-3 had germinations over 60% besides all genotypes were germinated over 80% at 30

°C. In respect to yield, genotypes Gürelbey, Sayar-314, Aktaş-3, Maraş-92, Semu and Maydos Yerlisi could be considered for early planting.

When planting date was delayed, days to first flowering and boll cracking were shortened. When field and lab germinations were considered, genotypes

(8)

Gürelbey and Nazilli-84 yielded the optimistic results for cold tolerance. On the other hand, same genotypes had also higher seed cotton yield.

Key Words: Cotton, Cold Tolerance, Planting date, Earliness, GAP, Harran Plain.

(9)

ÖNSÖZ Bülent KARTAL ÖNSÖZ

Pamuk ekim zamanı, bölgenin iklim koşullarına, özellikle de toprak sıcaklığı ve nemi ile yağış dönemlerine göre değişmektedir. Ekim zamanının gecikmesiyle de vejetasyon süresi kısalmakta ve hasat zamanının gecikmesiyle verim, kalite ve işgücü yönünden büyük olumsuzluklar meydana gelmektedir.

Bu çalışmada, genotipler farklı ekim zamanlarında ekilerek farklı sıcaklık koşullarındaki fide çıkış değerleri incelenmiş; sonra çiçeklenme hızı ve uzunluğu tespit edilerek bunun verim ve soğukta çimlenme üzerindeki etkileri incelenmiştir. Elde edilen liflerin kalite özelliklerine bakılmış, ayrıca elde edilen tohumlar laboratuvarda soğuğa tolerantlık yönünden test edilerek soğuğa tolerant genotiplerin ortaya konulmasına çalışılmıştır.

Araştırmanın seçiminde, yürütülmesinde ve sunulmasında yardımlarını esirgemeyen ve çalışmaların her aşamasında büyük desteğini gördüğüm danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Yüksel BÖLEK’e teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.

Tez seçimi ve yazım aşamasında bilgi ve tecrübelerinden istifade ettiğim değerli hocam Prof. Dr. Mustafa OĞLAKÇI’ya ve tezin yürütülmesinde ve yazımında desteğini eksik etmeyen Yrd. Doç. Dr. Osman ÇOPUR’a teşekkür ederim.

Son olarak, tezimin her aşamasında ve hayatta beni her konuda destekleyen aileme sonsuz sevgilerimi sunarım.

Haziran 2005

KAHRAMANMARAŞ Bülent KARTAL

(10)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Sayfa Çizelge 3.1. Denemede Kullanılan Genotiplerin Tür ve Kökenleri………. 8 Çizelge 3.2. Şanlıurfa İline Ait 2004 ve Uzun Yıllar Ortalama İklim Verileri… 9 Çizelge 3.3. Deneme Alanı Topraklarının 0-20 cm Derinliğine Ait Bazı

Kimyasal Özellikleri………. 10

Çizelge 3.4. Deneme Alanı Topraklarının 0-20 cm Derinliğine Ait Bazı

Fiziksel Özellikleri……… 11

Çizelge 4.1. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Pamuk Genotiplerinde Saptanan Tarla Fide Çıkış Oranlarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçlar…… 14 Çizelge 4.2. Pamuk Genotiplerinin Farklı Ekim Zamanlarına Göre Fide Çıkış

Değerleri ve En Küçük Önemli Fark Testine Göre (LSD) Oluşan Gruplar………... 15 Çizelge 4.3. Farklı Ekim Tarihlerinde Pamuk Genotiplerinde Saptanan Fide

Çıkış Değerleri ve En Küçük Önemli Fark Testine (LSD) Göre

Oluşan Gruplar………. 16

Çizelge 4.4. Farklı Laboratuvar Sıcaklıklarında Pamuk Genotiplerinde

Saptanan Çıkış Oranlarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları……. 17 Çizelge 4.5. Genotiplerin 30oC ve 18oC’de Laboratuvarda Ortalama

Çimlenme Oranları………... 18

Çizelge 4.6. Pamuk Genotiplerinde Farklı Ekim Zamanlarına Göre İlk

Çiçeklenme ve İlk Koza Açma Gün Sayıları……….. 20 Çizelge 4.7. Pamuk Genotiplerinde 15 Mart Ekim Zamanına Göre Saptanan

Bitki Başına Ortalama Çiçek Sayısı (adet/bitki)………... 22 Çizelge 4.8. Pamuk Genotiplerinde 28 Mart Ekim Zamanına Göre Saptanan

Bitki Başına Ortalama Çiçek Sayısı (adet/bitki)………... 23 Çizelge 4.9. Pamuk Genotiplerinde 25 Nisan Ekim Zamanına Göre Saptanan

Bitki Başına Ortalama Çiçek Sayısı (adet/bitki)………... 24 Çizelge 4.10. Farklı Ekim Tarihlerinde Genotiplerin Bitki Boylarına İlişkin

Veriler (cm)………... 25

Çizelge 4.11. Farklı Ekim Tarihlerinde Genotiplerin Bitki Boğumlarına İlişkin

Veriler (adet)……… 27

Çizelge 4.12. Farklı Ekim Tarihlerinde Genotiplerin Bitki Boğum Uzunluk

Oranları (HNR)……… 30

Çizelge 4.13. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Pamuk Genotiplerinde

Saptanan Verim Değerlerine İlişkin Varyans Analiz Sonuçları….. 32 Çizelge 4.14. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Verim Değerleri ve En Küçük

Önemli Fark Testine Göre (LSD) Oluşan Gruplar………... 32 Çizelge4.15. Pamuk Genotiplerinin Farklı Ekim Zamanlarına Göre Verim

Değerleri (g/bitki)………. 33

Çizelge 4.16. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Pamuk Genotiplerinde

Saptanan Lif Özelliklerine İlişkin Varyans Analiz Sonuçları……. 34 Çizelge 4.17. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Lif Özellikleri ve En Küçük

Önemli Fark Testine Göre (LSD) Oluşan Gruplar………... 35 Çizelge 4.18. Pamuk Genotiplerinin Farklı Ekim Zamanlarına Göre Ortalama

Lif Özellik Değerleri ve En Küçük Önemli Fark Testine Göre (LSD) Oluşan Gruplar……… ……..………... 36

(11)

ÇİZELGELER DİZİNİ Bülent KARTAL Çizelge 4.19. Genotiplerin 15 Mart, 28 Mart, 25 Nisan Ekim Zamanlarına Ait

Lif Analiz Verileri……… 38

(12)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa Şekil 3.1. 15 Mart-15 Mayıs Tarihlerine Ait Günlük Maksimum ve

Minimum Sıcaklık Değerleri……….... 10 Şekil 4.1. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Ortalama Tarla Fide Çıkış

Oranları (%)……….. 15

Şekil 4.2. Pamuk Genotiplerinin 3 Ekim Zamanına Göre Ortalama

Tarla Çıkış Oranları (%)……….. 17

Şekil 4.3. Farklı Ekim Zamanlarına Göre İlk Çiçeklenme ve Koza Çatlama

Tarihleri………. 19

Şekil 4.4.

Şekil 4.5.

Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Çiçeklenme Düzeni………..

Pamuk Genotiplerinde Farklı Ekim Zamanlarına Göre

Saptanan Bitki Boyları (cm)……….…

21 26 Şekil 4.6.

Şekil 4.7.

Şekil 4.8.

Pamuk Genotiplerinde Farklı Ekim Zamanlarına Göre

Saptanan Bitki Boğum Sayıları (adet)……….

Pamuk Genotiplerinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin

Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)…………..

Farklı Ekim Zamanlarında Genotiplerin Ortalama

Verim Değerleri (g/bitki)………..

29 31 33

(13)

EK ŞEKİLLER DİZİNİ Bülent KARTAL EK ŞEKİLLER DİZİNİ

.Sayfa Ek Şekil 1

Ek Şekil 2 Ek Şekil 3 Ek Şekil 4

15 Mart Ekim Zamanına Ait İlk Çiçeklenme ve Koza Çatlama Gün Sayıları………...………...

28 Mart Ekim Zamanına Ait İlk Çiçeklenme ve Koza Çatlama Gün Sayıları………...………...

25 Nisan Ekim Zamanına Ait İlk Çiçeklenme ve Koza Çatlama Gün Sayıları………..

Semu Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri ……….…….

44 44 45 45 Ek Şekil 5 Aktaş-3 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri……… 45 Ek Şekil 6

Ek Şekil 7 Ek Şekil 8 Ek Şekil 9 Ek Şekil 10 Ek Şekil 11 Ek Şekil 12 Ek Şekil 13 Ek Şekil 14 Ek Şekil 15 Ek Şekil 16 Ek Şekil 17 Ek Şekil 18 Ek Şekil 19 Ek Şekil 20 Ek Şekil 21 Ek Şekil 22 Ek Şekil 23 Ek Şekil 24 Ek Şekil 25 Ek Şekil 26 Ek Şekil 27 Ek Şekil 28 Ek Şekil 29 Ek Şekil 30 Ek Şekil 31 Ek Şekil 32

Maydos Yerlisi Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri…..

Bahar-14 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri…..……..

Sayar-314 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………..

Taşkent-6 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı ..Verileri……….

Çukurova-1518 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri...

Giza-75 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri...………...

Albenia Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri…………..

Nazilli-84 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………...

Maraş-92 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………...

Aşkabat-91 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri……....

Teks Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………..…….

Suregrow-125 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri…...

Stoneville-453 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri……

Togo Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………...……

Deltaopal Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………...

Gürelbey Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………....

Ak-4 Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri………..

Carmen Genotipine Ait Ortalama Çiçek Sayısı Verileri……..……

Semu Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

Aktaş-3 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

Maydos Yerlisi Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)……..….

Bahar-14 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)…………

Sayar-314 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………….

Taşkent-6 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..……….

Çukurova-1518 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)…………

Giza-75 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

Albenia Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

46 46 46 47 47 47 48 48 48 49 49 49 50 50 50 51 51 51 52 52 53 53 53 53 54 54 54

(14)

Ek Şekil 33 Ek Şekil 34 Ek Şekil 35 Ek Şekil 36 Ek Şekil 37 Ek Şekil 38 Ek Şekil 39 Ek Şekil 40 Ek Şekil 41 Ek Şekil 42 Ek Şekil 43

Nazilli-84S Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)…………

Maraş-92 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)...……….

Aşkabat-91 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)…………

Teks Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

Suregrow-125 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)…...…….

Stoneville-453 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)…………

Togo Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

Deltaopal Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)...……….

Gürelbey Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)...……….

Ak-4 Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

Carmen Genotipinin Farklı Ekim Zamanlarına İlişkin Ortalama Bitki Boğum Uzunluğu (HNR) Değerleri (cm)………..

55 55 55 56 56 56 57 57 57 58 58

(15)

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ Bülent KARTAL SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

Ağu : Ağustos

g : Gram

Haz : Haziran

HNR : Height to Node Rate HVI : High Volume Instruments İ.Ç.A. : İlk Çiçek Açma

İ.K.Ç. : İlk Koza Çatlama K.O. : Kareler Ortalaması

K.S.Ü. : Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi KDK : Katyon Değişim Kapasitesi

KHŞA : Köy Hizmetleri Şanlıurfa Araştırma Enstitüsü LSD : Least Significant Difference

Max : Maximum Min : Minimum

oC : Santigrat Derece Ort : Ortalama Rüz : Rüzgar

S.D. : Serbestlik Derecesi Sıc : Sıcaklık

Tem : Temmuz Top : Toprak U.S. : United States

(16)

1. GİRİŞ

Dünya tarımsal ürünler ticaretinde başta gelen ürünlerden biri olan pamuk, oldukça farklı kullanım alanlarına sahiptir. Tekstil endüstrisi yanında yağ ve diğer birçok endüstri kollarının da en önemli ham maddesi olması nedeniyle, bitkinin önemi her geçen gün daha çok artmaktadır.

Dünyada yaklaşık 32 milyon hektarlık bir alanda pamuk tarımı yapılmakta ve 20 milyon pamuk lifi elde edilmektedir. Tekstil sanayiinin kullandığı lif miktarı yaklaşık olarak 56.969.000 tondur. Ülkemizde ise tekstil sanayiinin lif tüketimi 2.2 milyon ton olup, lif gereksinimi giderek artmaktadır (Gündüz, 2003). Dünyada yaklaşık 32.374.000 ha’lık alanda pamuk tarımı yapılmaktadır. Yaklaşık 711.000 ha ekim alanında 2.489.000 ton üretim gerçekleştirilmektedir (Anonim, 2003). Türkiye ekonomisi ve sanayisi için hayati öneme sahip ve bir çok kesime istihdam imkanı sağlayan pamuk, Türkiye ihracat gelirlerinin % 22-25’ini oluşturan tekstil sanayiinin temel kaynağıdır. Türkiye’de tekstil ve konfeksiyon ihracatının değer olarak yaklaşık % 60’ını pamuklu dokuma ürünleri oluşturmaktadır (Gündüz, 2003).

Pamuk üretiminde yüksek verim ve kaliteli ürün için kaliteli tohumluk, uygun sulama ve gübreleme, etkili bir tarımsal savaşım ve zamanında hasat yanında, ekimin uygun bir zamanda yapılması da önemli bir konudur.

Pamuk üretimi, hali hazırda sentetik elyaf üretimindeki artışa rağmen, önemli bir tekstil maddesi olarak yerini korumaktadır. Tekstil sektörünün tüm hammaddesinin % 60’ını pamuk oluşturmaktadır. Bir endüstri bitkisi olan pamuk; tekstilde lif maddesi ve küspenin hayvan yemi olarak kullanılmasıyla ulusal ekonomide önemli bir payı bulunmaktadır. Türkiye’de pamuk tarımı üç bölgeye yayılmıştır; Ege, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde daha önce belirlenmiş olan bitki deseninde % 32’lik bir dağılıma sahip olan pamuk tarımının GAP’ın tamamlanması ile hızlı bir artış trendine geçmesi beklenmektedir (Tüzün ve Yenigün 1999).

Pamuk tohumluğunun ekimi için 5 cm’lik toprak derinliğindeki ortalama sıcaklığın 15.6 °C’nin üzerinde olması gerekmektedir. Düşük sıcaklık koşullarında yapılan ekimlerde; fide çıkışı gecikmekte, toprakta uzun süre kalan tohumlar çürümekte veya çimlenen fideler sağlıklı bir şekilde gelişememektedir (Reddy ve ark., 1997). 18.3 °C toprak sıcaklığında ekilen tohumların, ekimden itibaren 12. günde ancak % 80’inin çimlenebildiği, buna karşılık 12.8 °C toprak sıcaklığı koşullarında ise, ekimden 26 gün sonra çıkışın tamamlanabildiğini belirtmektedirler (Johnson ve ark., 1959).

Pamuk fidelerinin gelişme devresinde oluşan düşük sıcaklıklar (15 °C’nin altı), özellikle düşük gece sıcaklıkları gelişmeyi ve dolayısıyla bitkinin verim potansiyelini olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Reddy ve ark., 1997). Ayrıca, ekimin gecikmesi sonucu, bitkinin büyüme ve gelişme dönemi, sıcaklığın fazla olduğu koşullara isabet etmekte ve bu koşullarda bitkiler yeterli düzeyde gelişememekte ve bunun sonucunda da bitkilerin verim potansiyeli düşmektedir.

(17)

GİRİŞ Bülent KARTAL

Mc Michael ve Powell (1971), gündüz ortalama 29 °C ve gece ortalama 10 °C’lik büyüme koşullarında lif gelişmesinin; gündüz 35 °C ile gece 21 °C’lik gibi yüksek sıcaklık koşullarında ise verim ve kalitenin olumsuz yönde etkilediğini belirtmektedir.

Harran Ovasında, yaz ayları, özellikle temmuz ve ağustos ayları çok sıcak geçmektedir. Bölgede toprak sıcaklığının, nisan ayı başlarından itibaren 15 °C’nin üzerinde olduğu saptanmış olmakla birlikte bazı yıllar, nisan ayı ortalarında, hatta sonlarına doğru sıcaklığın düştüğü de bildirilmektedir. Ayrıca devamlı 29 °C’de yetiştirilen pamuk bitkilerinin canlı çiçek tozu üretemediği, 32 °C’de yetiştirilen bitkilerin ise, canlı çiçektozu tozlaşmalarında dahi koza oluşturamadığı saptanmıştır (Mc Michael ve Powell, 1971).

Pamuk ekiminin gecikmesiyle; Silvertooth ve ark. (1989), Upland ve Pima pamuklarında bitki boyunun azaldığını; buna karşılık El-Debaby ve ark. (1996c); Hosny ve Shahini (1996) ise bitki boyunun arttığını; Yolcu (1991); Brar ve ark. (1992); Porter ve ark.

(1997) ve Anonim (1999); verimin önemli derecede azaldığını; El-Debaby ve ark. (1996b);

Hosny ve Shahini (1996) ve Anonim (1999) ilk meyve dalı boğum sayısının arttığını;

Anonim (1999) ilk çiçek ve koza açma gün sayısını, ortalama olgunlaşma gün sayısı ve günlük verim indeksi azaldığını ve lif teknolojik özelliklerinin ise olumsuz yönde etkilediğini saptamışlardır. Bu nedenle, pamuk ekilen bölgelerde toprak sıcaklığından çok, pratik olarak, en uygun ekim zamanı çalışmaları yapılmaktadır. Bu bağlamda da, Çukurova bölgesinde yapılan çalışmalarda, en uygun pamuk ekim tarihinin 20 Mart ila 20 Nisan arası; Ege bölgesinde 15 Nisan ila 15 mayıs arası olduğu ve Antalya bölgesinde ise erken ve geç yapılan ekimlerde verimin azaldığı saptanmıştır (Tosun ve ark., 1981).

Soğuğa tolerant genotiplerin saptanmasıyla birlikte, ekim zamanının daha erkene çekilmesi sağlanacak, buna bağlı olarak bitkiler daha uzun bir vejetasyon süresi ve daha iyi bir gelişim sağlanacak ve birim alandan daha fazla pamuk verimi alınabilecektir. Ayrıca hasat zamanında yapılarak, hasattaki işgücü sorunu büyük oranda çözülecek ve geç hasatta ortaya çıkan lif kalitesindeki kayıplarda önlenmiş olacaktır.

Bu çalışma, Harran Ovası koşullarında, 10 adet genetik stok ve 10 adet standart çeşit olmak üzere toplam 20 genotipin soğuğa tolerantlık düzeylerini belirlemek amacıyla ele alınmıştır.

(18)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Konuyla ile ilgili yapılan çalışmalar; soğuğa tolerantlık ve ekim zamanı başlıkları altında incelenmiştir.

2.1. Soğuğa Tolerantlık Çalışmaları

Wanjura ve ark. (1969), pamuk (G. hirsutum L.) standart çimlendirme testlerinin;

16 saat süreli 20 °C, 8 saat süreli 30 °C de yapıldığını bildirmektedir.

Smith ve Varvil (1984), Pamukta standart çimlendirme testlerini 30 °C ve 18 °C’de denediklerini ve 18 °C nin daha iyi sonuç verdiğini bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılar, 18

°C’de % 50’nin altında ve 30 °C’de % 80’nin üzerinde çimlenme gösteren çeşitlerin soğuk havaların problem olduğu yerlerde ekilmemesi gerektiğini vurgulamışlardır.

Kerby ve ark. (1989), pamuk tohumu için ya sabit 30 °C’de veya 18 °C’de yapılacak testlerin standart çimlendirme testleri olduğunu bildirmektedir. Ayrıca 18 °C’de

% 60 ve yukarısı, 30 °C’de ise % 80 ve yukarısında çimlenme gösteren çeşitleri iyi tohumluk sınıfına koymuşlardır.

Schulze ve ark. (1997), genotiplerin soğuğa tolerantlıklarının karşılaştırılmasında CTR (Cold Tolerance Rating) değerlerinin önemli olduğunu ve tohumların 24 saat süreyle 5 °C’lik su da ıslatılıp, kumda 18 °C’de teste tabi tutulup, 21. günde bulunan çıkış oranının standart test koşullarında çıkış oranına bölünmesi ile CTR değerlerinin saptandığını bildirmektedir.

Tolliver ve ark. (1997), tohum ekim kalitesi ve canlılığı yönünde soğuk koşullarda çimlendirme (Cool germination test) (18 ±0.5 °C) testlerinin yaygın olarak kullanılmaya başlandığını bildirmektedirler. Yaptıkları çalışmada; tohumlar ıslak çimlendirme kağıtlarına 50 tohum, 4 tekerrürlü olarak yerleştirilerek rulo şeklinde sarılmış. Sarılmış rulolar dik olarak çimlendirme kabinine konularak 18 °C’ de 7 gün bekletilmiş. 7. günün sonunda normal fidelerde kökçük uzunluğu 1.5 inch (3.8 cm) ve yukarısı olanlar sayılmıştır. Sonuçlardaki farklılık nedenleri; kullanılan kabin (container), nem kontrol, tohumların havalanması, kullanılan çimlendirme materyalinin başlangıç sıcaklığı ve çeşitlerdeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.

2.2. Ekim Zamanı Çalışmaları

Wilkes ve ark. (1972), 1961-64 yıllarında, çeşitli toprak sıcaklıklarında, 31 Mart ile 11 Mayıs arasında yapılan ekimlerde: fide çıkışı ve sağlam fide miktarını erken ekimlerde daha düşük çıktığını; %45-50 oranında bir çıkış için yaklaşık olarak 1200 saatlik (degree- h) süreye ihtiyaç olduğunu; bu nedenle fide çıkışı için 15 Nisan ekimleri için 5 gün, 31 Mart ekimi için 12 günlük bir süreye ihtiyaç bulunduğunu bildirmektedirler.

Meredith ve Bridge (1973), erken devrede oluşan tohumların geç devrede oluşan tohumlara göre daha iri ve ağır olduğunu; bu durumun ise tohum gelişmesi sırasında sıcaklık ve bitkideki koza sayısından ileri gelebileceğini bildirmektedirler.

(19)

ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Bülent KARTAL Verhalen ve ark. (1975), 6 pamuk (G. hirsutum L.) çeşidi ile yaptıkları çalışmada, erken oluşan kozalardan geç oluşan kozalara doğru lif uzunluğu ve lif inceliğinde azalmalar olduğunu ve bu azalmaların çeşitlere göre değiştiğini saptamışlardır.

El-Akkad ve ark. (1980), Giza-79 pamuk çeşidi ile 5, 25 Mart ve 25 Nisan tarihlerinde yaptıkları ekim zamanı çalışmalarında; ekim zamanlarının koza olgunlaşma süresini etkilediğini, fakat koza ağırlığına önemli bir etkisinin bulunmadığını; geç dönemde yapılan ekimlerde daha fazla çiçek açtığını ve bitkilerin daha hızlı geliştiğini;

erken dönemde yapılan ekimlerden daha fazla kütlü pamuk ve daha fazla koza elde edildiğini bildirmektedirler.

Şenel (1980), 1964-66 yılları arasında, Adana Bölge Pamuk Araştırma Enstitüsünde, Deltapine 15/21 ve Coker 100/153 pamuk çeşitleri ile Nisan başından itibaren 15 gün aralıklarla, Haziran ayına kadar, 5 farklı tarihte sulu ve susuz koşullarda yaptığı çalışmasında: erken dönemde yapılan ekimlerde, pamuk fidelerinin daha iyi geliştiğini, dolayısıyla, ekim zamanının gecikmesiyle kütlü pamuk veriminin önemli derecede azaldığını bildirmektedir.

Yousef (1980), 1979 yılında, 7 pamuk çeşidi ile 12 Mart ve 6 Mayıs tarihlerinde yapılan ekimlerde: çiçeklenme gün sayısının, erken ekimlerde 58-67 gün; buna karşılık, geç ekimlerde ise, 81-85 gün olduğunu; geç ekimlerde çiçeklerin % 25-35’inin, 4 Ağustos’a kadar; % 80’inin ise 3 Eylül’e kadar açtığını; erken ekimlerde ise bu oranların, aynı tarihlerde % 60 ve % 90 olduğunu belirtilmektedir.

Abd-el Gawad ve ark. (1986), 1982-83 yıllarında, 3 genotip ve 5 farklı ekim zamanı ile yaptıkları çalışmada: ekim zamanı ile genotip arasında önemli bir ilişki bulunduğunu, erken ekimlerden daha yüksek verim alındığını ve farklı tarihlerde yapılan ekimlerin lif indeksi, tohum ağırlığı ve lif uzunluğuna önemli derecede etkisinin olmadığını saptamışlardır.

Lamas (1986), Mato Grosso do Sul (Brezilya)’da, 1984 yılında, 2 lokasyonda, eylül ayının ortasından aralık ayının ortasına kadar, 6 farklı zamanda yapılan ekimlerde: eylül sonu ekimlerinin, diğer ekimlerden daha fazla tohum verimi oluşturduğunu; ekimin gecikmesiyle Pembekurt yoğunluğunun arttığını bildirmektedir.

Sharma ve ark. (1986), Hindistan’da, Gossypium arboreum L. türüne ait LD 230 çeşidi ile yaptıkları çalışmada: mayıs başında yapılan ekimin ay sonunda yapılan ekimlere göre % 33.5 oranında daha fazla verim artışı sağladığını saptamışlardır.

Cathey ve ark. (1988), Stoneville’de (ABD) yaptıkları çalışmada: ekimin gecikmesi sonucu bitki boyunun daha fazla uzadığını, daha az çiçek oluşturduğunu, koza ağırlığının azaldığını ve daha az lif verimi elde edildiğini; ayrıca, ekim zamanının gecikmesinin daha çok koza özelliklerine etkili olduğunu bildirmektedirler.

Khan ve ark. (1989), 1984-86 yıllarında, 4 çeşit ve 3 farklı ekim tarihi (15 Nisan, 15 Mayıs ve 15 Haziran) ile yapılan çalışmada: mayıs ayı ekimlerinden daha fazla kütlü pamuk verimi elde edildiğini; kuru madde üretimi ve koza silkme oranının erken ekimlerde daha fazla olduğunu bildirmektedirler.

(20)

Xu ve Xu (1989), 1978-80 yıllarında, erkenci, orta erkenci ve geçci çeşitlerle, 2 lokasyonda, 15 Mart ile 15 Ağustos arasında, 16 farklı ekim zamanı ile yapılan çalışmada:

çıkış ile tarak gün sayısının, mart ve ağustos ekimleri hariç, bütün ekimlerde 25-45 gün arasında değiştiğini; tarak-çiçek gün sayısının ise bütün ekimlerde, 25-30 gün arasında olduğunu; koza tutma süresinin, erkenci çeşitlerde 50, orta erkenci çeşitlerde 27 ve geççi çeşitlerde 25 gün olduğunu; ekimin gecikmesiyle verimin önemli derecede azaldığını; ekim zamanı ile lif yüzdesi ve lif kopma dayanıklılığı arasında olumsuz bir ilişkinin olduğunu bildirilmektedirler.

Tondeur ve ark. (1990), B49 pamuk çeşidi ile kontrol edilebilen koşullarda, çevre koşullarında; 24/16 ve 24/12 °C’lik sıcaklık ve gün uzunluğu 12, 14 ve 16 saatlik aydınlanma koşullarında: fotoperiyot uzunluğunun erken gelişme devresinde çok az etkilendiğini; bitki kuru ağırlığının, 12 °C’lik sıcaklık koşullarında, aydınlanma süresi artışına bağlı olarak arttığını; gün uzunluğunun 12-14 saat olmasının, çiçek sayısını azalttığını; gece sıcaklığı 12 °C ve gün uzunluğu 12 saat olduğu zaman, çiçeklenmenin yaklaşık 60 gün geciktiğini ve her iki gece sıcaklığında da gün uzunluğu artışı ile birlikte koza dökülmesinin azaldığını; 12 °C’de, 16 saatlik gün uzunluğunda, kütlü pamuk ve lif verimi 54.8 g/bitki ve 20.8 g/bitki olduğunu; en yüksek kütlü ve lif pamuk veriminin, 16

°C sıcaklık ve 12 saatlik gün uzunluğunda saptandığını ve 14 saatlik gün uzunluğunun en düşük verimi verdiğini bildirilmektedirler.

Tomar ve ark. (1991), 1985-86 yıllarında, 4 pamuk çeşidi ile 15 Mayıs ve 15 Haziran tarihlerinde yapılan ekimlerde ortalama kütlü pamuk verimi 1.39 ve 1.02 t/ha olarak saptamışlardır.

Yolcu (1991), Harran ovası koşullarında, 1990-91 yıllarında, Sayar-314 ve Nazilli- 87 ile 3 farklı ekim tarihi (Nisan sonu, 15 Mayıs ve 1 Haziran) ile yaptıkları çalışmada:

ekimin gecikmesiyle verimin önemli derecede azaldığını bildirmektedir.

Sofuoğlu ve Gencer (1992), Çukurova koşullarında yaptıkları çalışmada: ekim zamanın gecikmesiyle bitki boyunun azaldığını; 30 Mayıs ekiminde, bitkideki koza sayısının arttığını; kütlü pamuk veriminin, erkencilik oranının ve çenetteki tohum sayısının önemli düzeyde azaldığını; 30 Mayıs ve 15 Haziran ekim zamanlarında şif oranının, 1 Mayıs ve 15 Mayıs ekim tarihinde % 2.5 S.L. değerinin arttığını; 15 Haziran ekiminde oluşan bitki boyunun 15 Mayıs ekiminden; 15 Mayıs ekiminde oluşan % 50 S.L. değerinin, 15 Haziran ekiminden önemli düzeyde yüksek olduğunu; ekim zamanlarının incelenen öteki özelliklere önemli düzeyde etkili olmadığını belirtmektedirler.

Ansari ve ark. (1993), 5 çeşit ve 3 farklı ekim tarihi (15 Nisan, 1 Mayıs ve 15 Mayıs) ile yapmış oldukları çalışmada: 15 Nisan ekiminden daha fazla kütlü pamuk veriminin alındığını; mayıs ekimlerinde, daha fazla meyve dalı sayısı olmasına karşılık, bitki başına kütlü pamuk verimi ve koza sayısının, Nisan ekimlerinde daha fazla olduğunu bildirmektedirler.

Eker ve Düşünceli (1993), Diyarbakır’da, 3 yıl süreyle yaptıkları çalışmada:

pamukta ekim zamanının kütlü pamuk verimini önemli ölçüde etkilediğini; 1 Mayıs ve 15 Nisan ekimlerinin birbirine yakın sonuçlar verdiğini; 1 Haziran ekiminin ise, en düşük verimi oluşturduğunu; son don tarihi göz önünde bulundurularak, pamuk ekimlerinin, 1

(21)

ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Bülent KARTAL Mayıs veya bu tarihe yakın bir zamanda yapılmasının en iyi verim sonucunu verebileceğini belirtmektedirler.

El-Zik ve ark. (1993), Ekim zamanı ve genotiplerde final standı, lif verimi ve erkencilik için önemli bir farklılığın olduğunu; ekim zamanı x genotip interaksiyonunun ise yalnız stand için önemli çıktığını saptamışlardır. Optimum ekimde (15 Mart) final standının % 22 ve lif veriminin %107 oranında, lif uzunluğunun 0.05 inch, lif kopma dayanıklılığının 1.8 g/tex, üniformitenin % 0.7, uzama oranının % 0.2 kadar, erken ekimden daha yüksek olduğunu, ve micronaire değerinin ise 0.41 micronaire kadar daha düşük bulunduğunu bildirmektedirler.

Gadagi ve ark. (1993), 1982 yılında, haziran, temmuz ve ağustos aylarında yapılan pamuk ekim çalışmalarında: kütlü pamuk verimlerinin, sırasıyla, 3.47 ton/ha; 2.32 ton/ha ve 1.88 ton/ha olduğunu; haziran ekimlerinin öteki ekimlere göre, çırçır randımanı, lif indeksi ve 100 tohum ağırlığı yönünden daha yüksek değerler oluşturduğunu belirtmektedirler

Raju ve Kharache (1994), 1987-89 yıllarında, 4 pamuk çeşidi ile haziran başında (Muson yağmurlarından önce), haziran sonunda (Muson yağmurları başladıktan sonra) ve 20 gün sonra kuru toprağa ekim yapılarak elde edilen kütlü pamuk verimlerinin 1.10, 0.73 ve 0.28 ton/ha olduğunu ve ekim zamanı geciktikçe verimin azaldığını belirtmektedirler.

Buehring ve Jones (1995), 1991-93 yıllarında, DPL-50 ve Des-119 çeşitleri ile farklı ekim zamanları ve lokasyonda yaptıkları çalışmada: ekim zamanları ve büyüme koşulları yıldan yıla farklılık göstermesine rağmen, erkenci çeşitlerde, ekim zamanının Haziran ayına kadar geciktirilmesinin verimde önemli düzeyde bir azalmaya neden olmadığını saptamışlardır.

El-Debaby ve ark. (1996a), 1988-89 yıllarında, ekim tarihi (15 Mart, 1 Nisan, 15 Nisan, 1 Mayıs ve 15 Mayıs) ve farklı azot ve fosfor dozlarının, Giza-80 çeşidinde etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmalarında: erken ekimlerde, 100 tohum ağırlığı ve lif uzunluğunun arttığını; lif kopma dayanıklılığı ve lif inceliğinin ise, farklı tarihlerdeki ekimlerden etkilenmediğini; en yüksek lif yüzdesinin 15 Mart ekiminden ve 7.14 kg/da azot dozunda; en yüksek tohum ağırlığının ise, 1 Nisan ekiminden, 21.43 kg/da azot ve 7.14 kg/da fosfor uygulamasından elde edildiğini bildirmektedirler.

El-Debaby ve ark. (1996b), 1988-89 yıllarında, ekim tarihi (15 Mart, 1 Nisan, 15 Nisan, 1 Mayıs ve 15 Mayıs) ve farklı azot ve fosfor dozlarının Giza-80 çeşidinde etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada: erken ekimlerde meyve dalı sayısı, bitkide açılmış ve toplam koza sayısı, koza ağırlığı ve bitki başına kütlü pamuk veriminin arttığını:

ekimin gecikmesiyle birinci el kütlü yüzdesinin artma eğiliminde olduğunu; en yüksek koza ağırlığının, 1 Nisan ekiminden ve 7.14 kg N ve P, en yüksek 1. el kütlü yüzdesinin 15 Mayıs ekiminden ve 7.14 kg/da azot ve 7.14 kg/da fosfor dozundan elde edildiğini belirtmektedirler.

El-Debaby ve ark. (1996c), 1988-89 yıllarında, ekim tarihi (15 Mart, 1 Nisan, 15 Nisan, 1 Mayıs ve 15 Mayıs) ile farklı azot ve fosfor dozlarının Giza-80 çeşidinde etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmalarında: ekimin gecikmesiyle çimlenme yüzdesi,

(22)

bitki boyu ve ilk meyve dalı boğum sayısının arttığını; erken ekimde ise, çiçek açma süresinin uzadığını bildirmektedirler.

Hosny ve Shahini (1996), 1991-92 yıllarında, 1, 15 ve 29 Mart ve 12 Nisan tarihlerinde ekilen Giza-75 pamuk çeşidinde yaptıkları çalışmada: ekimin gecikmesiyle, ilk tarak, ilk çiçek ve ilk koza açılım gün sayısı ve ilk meyve dalı boğum sayısının arttığını;

bitkide koza sayısının azaldığını ve bitki gelişmesinin gerilediğini; bununla birlikte koza ağırlığı ve lif kalitesinin ekim tarihinden etkilenmediğini belirtmektedirler.

Tomar ve ark. (1996), 1989-90 yıllarında, 11 çeşit ve 9 farklı ekim tarihi (20 Şubattan 20 Hazirana kadar yapılan ekimlerde) ile yaptıkları çalışmada: bütün çeşitlerde, 20 Mayıstan sonra yapılan ekimlerin verimi önemli derecede azalttığını ve optimum ekim zamanının, 5 Mart olduğunu belirtmektedirler.

Porter ve ark. (1997), 1991 ve 1993 yıllarında, farklı 5 ekim tarihi (nisan ortası, mayıs ayının başı ve ortası ve haziran ayının başı ve sonu) ve 6 pamuk çeşidi [Coker 130, DES-119 (erkenci), Coker 320 ve PD-3 (orta), Deltapine 5415 ve Deltapine Acala-90 (geçci)] ile yaptıkları çalışmada: yıl ile ekim tarihi arasındaki ilişkinin bitki boyu hariç, bütün özellikler yönünden önemli olduğunu; ekimin gecikmesiyle kütlü pamuk verimi, lif yüzdesi, lif kopma dayanıklılığı ve lif inceliğinin azaldığını; bitki boyu ve lif esnekliğinin arttığını; olgunlaşma süresi daha uzun olan DPL-5415 çeşidinin erken ekimlerde, DES-119 ve Coker-130 çeşitlerinin ise, geç ekimlerde daha iyi sonuç verdiğini ve mayıs ortasından sonra yapılan ekimlerde, lif verimi ve bazı lif kalite karakterlerinde azalmaların olduğunu bildirmektedirler.

Norfleet ve ark. (1998), Tenessee Vadisinde (ABD), nisan ayı ortalarından önce yapılan ekimlerin riskli olduğunu, düşük toprak ve toplam sıcaklığın (degree days) çimlenme oranını ve verimi azalttığını; nisan ayının sonu ve mayıs ayının ilk haftasında yapılan ekimlerde ise, kütlü pamuk veriminin arttığını; herbisit kullanımı, toprak erozyonu ve toprak sıkışmasının azaldığını ve toprak su taşıma kapasitesinin arttığını; ekonomik bir pamuk tarımı için optimal ekim zamanının belirlenmesi gerektiğini bildirmektedirler.

Sharma ve ark. (1998), 1992-1995 yılları arasında, Assam (Hindistan)’da, 3 pamuk çeşidi ile 4 ve 20 Mayıs, haziran ve temmuz ayında yaptıkları çalışmalarında: ekimin gecikmesiyle kütlü pamuk veriminin azaldığını belirtmektedirler.

(23)

MATERYAL ve METOT Bülent KARTAL 3. MATERYAL VE METOT

3.1. Materyal

Bu çalışma, 2004 yılında, Şanlıurfa Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü Talat Demirören Deneme İstasyonunda ve K.S.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Araştırma Laboratuvarında yürütülmüştür.

3.1.1. Deneme Alanının Genel Tanımı

Deneme, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Şanlıurfa iline bağlı Harran Ovasında, Şanlıurfa-Akçakale yolu 35. km.de bulunan Koruklu-Talat Demirören Araştırma İstasyonunda yürütülmüştür. Araştırma İstasyonu 36° 42’ Kuzey Enlemi 38° 58’ Doğu Boylamı noktasında olup, denizden yüksekliği 410 m’dir (Anonim, 1994 ).

Harran Ovası’nın kuzeyini Germüş dağları, güneyini Türkiye – Suriye devlet sınırı, doğusunu Tektek dağları ve batısını Fatik dağları çevirmektedir. Bu sınırlar içerisindeki ovanın en geniş yeri güneyde 60 km, en dar yeri ortada Tektek dağları ile Fatik dağları arasında 30 km; uzunluğu ise kuzey – güney istikametinde 64 km’ dir. Harran Ovasının yüzölçümü 224.109 ha’ dır (Anonim, 1980).

3.1.2. Kullanılan Pamuk Genotipleri, Özellikleri ve Kökenleri

Pamuk genotiplerinden G. hirsutum L., G. herbaceum L. ve G. herbaceum L.

türlerinin sınıflandırılması ve kökenleri ilişkin veriler Çizelge 3.1.’de sunulmuştur.

Çizelge 3.1. Denemede Kullanılan Genotiplerin Tür ve Kökenleri

GENOTİP TÜR KÖKENİ

MAYDOS YERLİSİ Gossypium herbaceum Hindistan BAHAR-14 Gossypium barbadense Türkmenistan GİZA-75 Gossypium barbadense Mısır AŞKABAT-91 Gossypium barbadense Türkmenistan SEMU Gossypium hirsutum Avustralya AKTAŞ-3 Gossypium hirsutum Azerbaycan SAYAR-314 Gossypium hirsutum Türkiye TAŞKENT-6 Gossypium hirsutum Özbekistan ÇUKUROVA-1518 Gossypium hirsutum Türkiye ALBENİA Gossypium hirsutum Albenia NAZİLLİ-84 Gossypium hirsutum Türkiye MARAŞ-92 Gossypium hirsutum Türkiye TEKS Gossypium hirsutum ABD SUREGROW-125 Gossypium hirsutum ABD STONEVİLLE-453 Gossypium hirsutum ABD TOGO Gossypium hirsutum Afrika DELTAOPAL Gossypium hirsutum ABD GÜRELBEY Gossypium hirsutum Türkiye AK-4 Gossypium hirsutum Rusya CARMEN Gossypium hirsutum Avustralya

(24)

Çalışmanın materyalini, pamuk (Gossypium hirsutum L.) genotiplerinden Semu (Avustralya), Aktaş-3 (Azerbaycan), Sayar-314 (Türkiye), Taşkent-6 (Özbekistan), Maraş- 92 (Türkiye), Çukurova-1518 (Türkiye), Albenia (Albenia), Nazilli 84S (Türkiye), Teks (ABD), Suregrow-125 (ABD), Stoneville-453 (ABD), Togo (Afrika), Deltaopal (ABD), Gürelbey (Türkiye), Ak-4 (Rusya) ve Carmen (Avustralya) genotipi, Gossypium barbadense türüne ait genotiplerden; Bahar-14 (Türkmenistan), Giza-75 (Mısır) ve Aşkabat-91 (Türkmenistan) ve Gossypium herbaceum türüne ait Maydos Yerlisi (Hindistan) genotipi kullanılmıştır (Çizelge 3.1).

3.1.3. Deneme Yerinin İklim Özellikleri

Şanlıurfa, Güneydoğu Anadolu iklim bölgesine dahil olmakla beraber, Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık olan bir iklim özelliği göstermektedir. Güneyden kuzeye ve batıdan doğuya gittikçe yağış miktarları artmaktadır.

Denemenin yürütüldüğü Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsünün Harran Ovası’ndaki Koruklu Meteoroloji İstasyonu’na ait 24 yıllık rasat değerlerine göre, yıllık toplam yağış 365.2 mm olup, yağışın mevsimlere göre dağılışı sonbaharda % 17.3; kış aylarında % 52.8;

ilkbaharda % 28.8 ve yaz ayında % 1.1’ dir. Yıllık ortalama sıcaklık 17.2 °C olup, en yüksek sıcaklık 46.8 °C ve en düşük sıcaklık ise -16.8 °C’dir. Yıllık ortalama oransal nem

% 51, yıllık buharlaşma toplamı ise, 1 848.8 mm’ dir.

Araştırmanın yapıldığı 2004 yılı ve uzun yıllar ortalamasına ait bazı iklim verileri Çizelge 3.2’de gösterilmiştir.

Çizelge 3.2. Şanlıurfa İline Ait 2004 ve Uzun Yıllar Ortalama İklim Verileri

Aylar Ortalama Sıcaklık

(°C)

Ort.Max.

Sıcaklık (°C)

Ort.Min.

Sıcaklık (°C)

Ort.

Oransal Nem (%)

Ort.Toprak Sıcaklığı

(°C) (5 cm'de)

Ort.

Aylık Yağış (mm) Mart 10.0*

13.4**

27.3*

26.7**

-12.2*

2.2**

58*

50.5**

11.4*

14.9**

59.5*

3.2**

Nisan 15.2*

16.1** 34.8*

33.4** -3.4*

-0.7** 58*

47.1** 17.5*

19.5** 26.9*

51.6**

Mayıs 21.7

21.9 43.0*

35.2** 1.0*

10.6** 42*

48.9** 23.7

25.2 22.6*

27.3**

Haziran 27.9*

29.0** 45.4*

39.4** 9.4*

17.3** 33*

33.5** 30.0*

35.1** 3.5*

-**

Temmuz 31.3

32.8 46.8*

43.3** 11.0*

21.1** 34*

27.0** 33.6*

39.0** 1.0*

-**

Ağustos 29.8*

30.8**

46.6*

43.1**

9.2*

20.2**

40*

40.7**

33.4*

37.6**

-*

-**

Eylül 25.3*

23.7**

43.7*

38.5**

3.7*

16.4**

38*

34.8**

29.1*

32.5**

0.5*

-**

Ekim 18.2*

21.7** 39.4*

35.0** -1.2*

11.3** 45*

48.7** 21.3*

25.0** 19.6*

3.4**

*Uzun Yıllara Ortalaması (1972-2002), **2004 Yılı Ortalama İklim Verileri Kaynak: (Anonim, 2002; Anonim, 2004).

(25)

MATERYAL ve METOT Bülent KARTAL Denemenin yapıldığı 2004 yılına ait toplam yağış miktarı 511.8 mm olup, Ocak ayında 138.8 mm ve Şubat ayında 92 mm yağış olmuştur. Ayrıca 15 Mart ekiminde genotiplerin henüz çıkış yaptığı dönemde yani 5 Nisan tarihinde sıcaklık -0.7 °C’ye düşerek don olayı gerçekleşmiştir (Şekil 3.1).

Ekim Zamanlarına Ait Maksimum ve Minimum Hava Sıcaklıkları

-1 4 9 14 19 24 29 34 39

Mart 15

Mart 28

Mart 5

Nisan 25

Mayıs 15 Aylar

caklık (C)

Max Min

Şekil 3.1. 15 Mart-15 Mayıs Tarihlerine Ait Günlük Maksimum ve Minimum Sıcaklık Değerleri

3.1.4. Deneme Yerinin Toprak Özellikleri

Araştırma; bölgede geniş yayılım alanı bulan Harran toprak serisinde yapılmıştır. Bu seri toprakları Harran Ovası’nın doğu, batı ve kuzeyini çevreleyen Fatik, Tektek ve Urfa dağlarından gelen çamur akıntılarından oluşmuş alüviyal ana materyalli düze yakın eğimli, derin topraklardır. Tipik kırmızı profilleri killi bünyelidir. Üst toprak orta köşeli blok, sonra granüler alt toprak kuvvetli iri prizmatik sonra kuvvetli orta köşeli blok yapıdadır.

Aşağılara doğru artan yoğunlukta sekonder kireç cepleri içermektedir. Tüm profil kireçlidir. A, B ve C horizonlu olup organik madde içeriği düşük, katyon değişim kapasitesi (KDK) yüksektir. Organik madde yüzeyden aşağılara doğru azalmakta, KDK da kil içeriğine bağlı olarak alt katmanlara doğru artmaktadır.

Toprak analizleri Şanlıurfa Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü laboratuarlarında yapılmıştır.

Deneme alanından, 0-20 cm derinliğinden alınan toprak örneklerinden saptanan analiz sonuçları Çizelge 3.4 ve fiziksel özellikleri çizelge 3.5’te verilmiştir.

Çizelge 3.3. Deneme Alanı Topraklarının 0-20 cm Derinliğine ait Kimyasal Özellikleri (*) Derinlik

(cm) Tuz

(%) pH

(%) CaCO3

(%) P2O5

(kğ/da)

K2O

(kğ/da) Total

Azot (%) Org.Mad.

(%) 0-20 cm 0.043 7.9 29.3 2.3 72.1 0.10 1.4

*Toprak analizleri, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Şanlıurfa Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü laboratuvarında yapılmıştır.

(26)

Çizelge 3.4. Deneme Alanı Topraklarının 0-20 cm Derinliğine Ait Fiziksel Özellikler (*)

Bünye

Derinlik (cm) Sat (%) kum (%) Silt (%) Kil (%) Bünye Sınıfı

0-20 cm 61 22.1 22.3 56.1 Kil

*Toprak analizleri, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Şanlıurfa Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü laboratuvarında yapılmıştır.

3.1.5. Kullanılan Cam Eşyalar, Aletler ve Cihazlar

Çimlendirme testlerinde kullanılmak üzere, tohumları sarmak için çimlendirme kağıtları, çimlendirme kağıtlarını tutturmak için eczane lastikleri, rulolanmış çimlendirme kağıtlarını yerleştirmek üzere 8 rulo sığacak ebatlarda plastik petri kaplar, çimlendirme kağıtlarının diğer aşamalarda tekrar kullanılmak üzere sterilizasyon ve mikroorganizmaların yok edilmesinde otoklav kullanılmıştır.

Çimlendirme testlerinde; sıcaklık ve nem kontrollü “İklimlendirme Kabini”

kullanılarak yapılmıştır.

3.2. Metot

3.2.1. Deneme Metodu

Çalışma, tesadüf blokları bölünmüş parselleri deneme desenine göre 2 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Genotipler (Sayar-314, Maraş-92, Çukurova-1518, Nazilli 84, Teks, Suregrow-125, Stoneville-453, Deltaopal, Gürelbey, Carmen’ den oluşan 10 adet tescilli standart çeşit ve Semu55/G, Aktaş-3, Maydos Yerlisi, Bahar-14, Taşkent-6, Giza-75, Albenia, Aşkabat-91, Togo, Ak-4’ den oluşan 10 adet Genetik Stok Materyali ile toplam 20 genotip) ana parsellere; ekim tarihleri (15 Mart, 28 Mart ve 25 Nisan (kontrol) ise alt parsellerde olacak şekilde düzenlenmiştir. Deneme alanı, sonbaharda, derin olarak pullukla sürülmüş, kışı bu şekilde geçirdikten sonra, baharda yüzlek olarak işlenip, tapan çekilerek ekime hazır hale getirilmiştir. Ekim ocak yöntemine göre elle yapılmıştır ve her parsele iki sıra ve her sıraya 120 adet pamuk tohumu 2 yinelemeli olarak düze ekilmiştir. Parseller;

sıra arası 70 cm ve sıra üzeri 20 cm olacak şekilde ve her ekim zamanında, ekim öncesi pamuk tohumları soğuk suda (8-10 °C) iki saat ıslatılarak ekim yapılmıştır (Schulze ve ark. 1997). Her üç ekim dönemi de kuruya yapılarak hemen ardından yağmurlama sulama yapılmıştır.

Çıkış olan sıralardaki bitkilerin yetiştirilme tekniği ve bakımı; tarlanın yabancı ot durumuna göre 2 kez ilaçlama, 2 kez el çapası ve 3 kez traktör çapası yapılmıştır. Birinci sudan önce dekara 7 kg ve 4.sudan önce 11kğ saf N uygulanmış ve ardından karık usulü sulama yapılmıştır. 15 Mart ekiminde 5 kez; 28 Mart ve 25 Nisan ekiminde 6 kez sulama yapılmıştır. Hasat, genotiplerin koza açılım oranlarına (% 60-70’i bulduğunda) göre elle yapılmıştır. Hasat genotiplere göre ağustosun ilk yarısı başlayıp ekim ayı başına kadar devam etmiştir.

(27)

MATERYAL ve METOT Bülent KARTAL 3.2.2. Çeşitlerin Soğuğa Tolerantlık Testleri ve İncelenen Özellikler

Genotiplerin soğuğa tolerantlıkları hem tarla hem de laboratuvarda test edilmiştir.

Tarla ve laboratuvar testleri aşağıda sunulmuştur.

3.2.2.1. Tarlada Soğuğa Tolerantlığın Saptanması (%)

15 Mart, 28 Mart ve 25 Nisan (kontrol) ekimlerinde, ekimden 7., 14. ve 21. gün sonra, toprak yüzeyine çıkan fideler sayılarak aşağıdaki eşitlik yardımıyla çıkış oranları saptanmıştır.

3.2.2.2. Laboratuvarda Soğuğa Tolerantlığın Saptanması 3.2.2.2.1. Ilık Koşullarda Çimlenme Oranı (%)

Tarla koşulları yanında, genetik stok materyali ile standart çeşitlere ait tohumlar her tekerrürde 40 adet tohum olmak üzere; 4 tekerrürlü olarak çimlenme kağıtlarına, 18 °C sabit sıcaklıkta ve % 100 nem koşullarında iklimlendirme kabininde çimlenme testlerine alınmış ve 7. günün sonunda kökçük (hypocotyl) uzunluğu 3.8 cm veya daha yukarısı olan tohumlar sayılarak çimlenme oranları tespit edilmiştir (Tolliver ve ark., 1997).

3.2.2.2.2 Standart Koşullarda Çimlendirme Testi

Ayrıca, her tekerrürde 40 tohum olmak üzere dört tekerrürlü olarak, çimlenme kağıtlarında, 30 °C sabit sıcaklıkta, çimlendirme testlerinde de 4. günün sonunda kökçük (hypocotyl) uzunluğu 3.8 cm veya daha yukarısı olanlar değerlendirildikten sonra atılarak geri kalan tohumlar son olarak 8. günün sonunda sayılmış ve çimlenme oranları saptanmıştır (Smith ve Varvil, 1984).

3.2.3. Fenolojik Gözlemler 3.2.3.1.Tarla Çıkış Oranları

Genotiplerin her ekim zamanında 2 blok halinde ekimi yapılıp her blokta ikişer sıra halinde ve her sıraya 120 adet elle ekilen genotipin 7. gün, 14. gün ve 21. günde toprak yüzeyine çıkış yapmış fide sayıları alınarak bunların % oranlaması yapılmıştır.

3.2.3.2. Bitki Boğum Aralığı Ortalama Uzunluğu (cm) (HNR)

Denemede, bloklardaki her ekim zamanında, her genotipten 5 adet bitkinin kotiledon yapraklarından en üst büyüme konisine kadar ölçülerek bitki boyunun boğum sayısına bölünmesiyle saptanmıştır.

3.2.3.3. İlk Çiçek ve Koza Açma Zamanları

Her bir genotipte, ekimden itibaren ilk çiçek ve ilk koza çatlama tarihleri baz alınarak gün sayıları saptanmıştır.

(28)

3.2.4. Lif Özellikleri

Her parselde tesadüfi olarak alınan 20 koza örneğinden elde edilen kütlü pamuğun testereli çırçır (Sawgin) da çırçırlanması sonucunda elde edilen lif pamuk örneklerinde, HVI-900 cihazında, yöntemleri uyarınca aşağıdaki özellikler saptanmıştır.

3.2.4.1. Üst Yarı Ortalama Uzunluk (mm) 3.2.4.2. Lif Uzunluğu (% 2.5 S.L.)

3.2.4.3. Lif Uzunluk Uyum İndeksi (%) 3.2.4.4. Kısa Lif Oranı (SFI) (%)

3.2.4.5. Lif Kopma Dayanıklılığı (gr/tex) 3.2.4.6. Lif Kopma Uzaması (Elangation) (%) 3.2.4.7. Lif İnceliği (Micronaire)

3.2.5. Verilerin Değerlendirilmesi:

Araştırmadan elde edilen veriler, SAS istatistik paket programı kullanılarak değerlendirilmiş ve en küçük önemli fark (L.S.D.) testi uyarınca ortalamalar karşılaştırılmıştır.

(29)

BULGULAR VE TARTIŞMA Bülent KARTAL 4. BULGULAR ve TARTIŞMA

4.1. Tarla Fide Çıkış Oranları

Üç farklı ekim zamanında, 20 pamuk genotipinde saptanan tarla fide çıkış oranlarına ilişkin değişkenlik (varyans) analiz sonuçları Çizelge 4.1’de verilmiştir.

Yapılan varyans analizleri sonucunda: Ekim zamanları ve genotipler arasında fide çıkış oranları yönünden 7., 14. ve 21. günlerde yapılan sayımlarda istatistiki olarak (P=0.05) önemli farklılıklar olduğu bulunmuştur (Çizelge 4.1). Ayrıca ekim zamanı ve genotipler arasındaki interaksiyon yönünden de istatistiki olarak (P=0.05) önemli düzeyde farklılıklar olduğu saptanmıştır. Genotiplerin fide çıkış oranları yönünden değişen ekim zamanlarına göre farklı tepki göstermiştir. Burada toprak sıcaklığı önemli bir faktör olarak görülmektedir.

Çizelge 4.1. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Pamuk Genotiplerinde Saptanan Tarla Fide Çıkış Oranlarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları

Kareler Ortalaması F Varyasyon

Kaynakları S.D. 7.gün 14.gün 21.gün 7.gün 14.gün 21.gün

Blok 1 333.333 42.804 2160.111 1.00 1.12 3.89 Ekim Zam. (A) 2 19000.83 15925.63 11281.16 57* 416.75** 20.32*

Hata I 2 333.333 38.214 555.217

Genotip (B) 19 143.05 644.174 776.311 3.62** 8.42** 8.66**

A x B 38 143.05 179.162 176.689 3.62** 2.34** 1.97**

Hata II 57 39.472 76.490 89.658

Genel 119

(**)P<0.01; (*)P<0.05

Üç farklı ekim zamanında ekilen pamuk genotiplerinin ortalama çıkış değerleri ve en küçük önemli fark testine göre oluşan gruplar Çizelge 4.2’de verilmiştir. Pamuk genotiplerinin tarla çıkış oranları yönünden farklı olduğu; her üç ekim tarihi için de en iyi çıkış oranının 21. günde elde edildiği; bunu 14. günün izlediği ve en düşük tarla çıkış oranının ise 7. günde gerçekleştiği görülmektedir. Tarla çıkış oranlarındaki bu farklılığın iklim koşullarından meydana geldiği; toprak ve hava sıcaklıklarının düşük seyri neticesinde çimlenme ve çıkış hızı düşmektedir (Şekil 3.1). Minimum hava sıcaklıkları mart ayında 4 °C’ye kadar inerken, 5 nisan tarihinde 0 °C’nin altına inmiş ve don olmuştur.

Özellikle mart ayında sıcaklıkların düşük olması tohum aktivitesinin minimum seviyede olmasına neden olmuş ve fide çıkışları düşmüştür. Ayrıca, hem stres hem de hastalık ve zararlılar nedeniyle de çıkışlarda büyük düşüşler gözlenmiştir (Çizelge 4.2). Tüm bunlara ilaveten erken ekimlerde yabancı ot baskısı nedeniyle yapılan kültürel mücadelelerde (çapalama ve ilaçlama) çıkışlara etki etmiştir.

Ortalama toprak sıcaklığı mart ayında 14-15 °C arasında, hava sıcaklığının 4 °C’ye kadar düşmesi ve toplam yağışın yaklaşık 3 mm civarında olması çıkış süresini uzatmıştır (Çizelge 3.2).

(30)

Çizelge 4.2. Pamuk Genotiplerinin Farklı Ekim Zamanlarına Göre Fide Çıkış Değerleri ve En Küçük Önemli Fark Testine Göre (LSD) Oluşan Gruplar

Tarla Fide Çıkış Oranları (%) Ekim Zamanları 7.gün çıkış 14.gün çıkış 21.gün

15 Mart 0 16.7 c 21.6 c

28 Mart 0 24.4 b 42.5 b

25 Nisan 37.8 54.5 a 54.9 a

LSD(0.05) - 3.9 4.2

%CV - 27.5 23.9

28 Mart ekim döneminde, hava ve toprak sıcaklıklarının ortalama 5 °C’lik artışının etkisiyle tarla çıkış oranlarında ilk ekime nazaran daha iyi sonuç verdiğini, buna göre 7.

gün tarla çıkışlarının (% 0) olmamasına, 14. gün (% 24.4) ve 21. gün (% 42.5) tarla çıkışlarının nisbeten iyi olduğu gözlenmektedir (Şekil 4.1).

25 Nisan ekim döneminde, aylık ortalama sıcaklığın 28 Mart ekimine göre 7.1 °C’

lik artışı ile 29 °C’ye çıkması tarla çıkış oranlarında önemli bir artış sağlanmış ve diğer ekimlere kıyasla en iyi tarla çıkış oranı bu ekim döneminde sağlanmıştır. Buna göre 7. gün tarla çıkış oranı (% 37.8) bu ekim döneminde gerçekleşmiş, 14. gün (% 54.5) ve 21. gün (% 54.9) tarla çıkış oranları ile en yüksek çıkış değeri bu ekim döneminde sağlanmıştır.

Ayrıca bu ekim dönemimde özellikle ekimden hemen sonra yağışların meydana gelmesi sonucu toprakta kaymak tabakası oluşmuş ve bir kısım filiz toprak yüzeyine çıkamadan ölmüştür. Bu nedenle tamama yakın bir çıkış elde edilememiştir.

Farklı Ekim Zamanlarında Tarla Çıkış Oranları (%)

0 10 20 30 40 50 60

7 14 21

Günler Ortalama Çıkış Oranla (%)

15 Mart 28 Mart 25 Nisan

Şekil 4.1. Farklı Ekim Zamanlarına Göre Ortalama Tarla Fide Çıkış Oranları (%)

Çizelge 4.3’ten, üç ayrı ekim tarihinden ilk ikisinde, tarla fide çıkışları yönünden;

7. gün çıkış sayısının sıfır olduğu; 15 Mart ekiminde 14. günde yapılan sayımlarda;

Maydos Yerlisi (G. herbaceum L.) ve Bahar-14 (G. barbadense L.) genotiplerinde çok düşük (% 1.67 ve 2.92) buna karşılık Nazilli-84S, Maraş-92, Stoneville-453 genotiplerinin yaklaşık % 25-29 arasında fide çıkışı sağladığı ve 21. günde yapılan sayımlarda; Bahar-14

Referanslar

Benzer Belgeler

TCMB tarafından periyodik olarak açıklanan verilere göre 1-8 Nisan haftasında yurt dışı yerleşik yatırımcılar, reel olarak (fiyat ve kur etkisinden arındırılmış)

THYAO: THY’nın dün ikinci seansın sonuna doğru açıkladığı Mart ayına ilişkin yolcu verilerindeki büyüme %8 olarak gerçekleşti.. NTHOL Milli Piyango ihalesinde lisans

TMMOB adına Odamız yürütücülüğünde 29-30 Kasım 2019 tarihlerinde düzenlenecek olan TMMOB Yapı Denetimi Sempozyumu Yürütme Kurulu ile TMMOB Yapı Denetim Çalışma Grubu

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA TOURISM EDUCATION STUDENTS PERCEPTIONS OF THE TOURISM SECTOR: AN. APPLICATION ON KASTAMONU UNIVERSITY STUDENTS

14:30 İSTANBUL BBSK - ESKİŞEHİRSPOR SPOR TOTO SÜPER

Euro Bölgesi ZEW Ekonomi Güven Endeksi (Nisan) 64.8 63.7 62.4 İngiltere Merkez Bankası - Para Politikası (Faiz Sabit) 9 0 0 İngiltere Merkez Bankası - Para Politikası

Küresel tarafta ise ABD TÜFE verisinin beklentilerin altında kalması ile sınırlı değer kaybı yaşayan Usd yeniden yukarıya döndü.. Zira makro veri seti ve

Eurobond : Cuma günü beklenti altında kalan ABD verileri sonrasında ABD 10 yıllık tahvil faizi %2,33 seviyesi civarında işlem görüyor.. Türkiye eurobondlarında ise