• Sonuç bulunamadı

İ S K ÂN S E M T L E Rİ ve Ş E H İR İ N Ş A C I L I ĞI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İ S K ÂN S E M T L E Rİ ve Ş E H İR İ N Ş A C I L I ĞI"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Şehircilik :

İ S K Â N S E M T L E R İ v e Ş E H İ R İ N Ş A C I L I Ğ I

Prof. R. Öelsner

G. S. Akademisinde ve İY. Mühendis

Mektebinde Profesör

Çeviren: A. Kolatan

Modern şehir inşacılığında en mühim

pren-sip şehir sahasının düzenlenmesi ve şehrin her bir

kısmına icap eden ehemmiyetin verilmesidir.

Şeh-rin iş ve ticaret semtleŞeh-rinin vazifeleri başkadır,

İkamet semtlerinin vazifeleri başkadır. Sanayi ve

fabrikalar mmtakasmın vazifeleri ise resmî

dai-relerin bulunduğu semtin vazifelerinin tamamen

aksidir.

Bunların en mühimmini ikametıgâhar semti

teşkil eder. Çünkü, şehrin esas bünyesi bu

kısım-dır. İkametgâhların her şeyden evvel vücut

bul-msaı lâzımdır. İkamtgâh sahalarının şehrin

göbe-ğinden uzak bulunmaması icap eder. Şehrin

geniş-letilmesini temin edecek ikamtegâh sahaları ve

iskân semtleri vardır.

Bu üç ikametgâh mahallesi şeklinden

sonun-cusunun, yani (Siedlung) denilen iskân

semtleri-nin şehrin göbeğinden uzak bulunması gibi bir

mahzuru vardır. Şehrin göbeğinde iskân semtleri

vücude getirmek saçma bir iş olur. Büyük

şehir-lerde otobüs, tramvay, süratli şdh'ir treni ve

otomobillerin süratle, bisikletlerin emniyetle gidiş

-gelişini temin eden düz ve iyi caddeler uzaklık

mahzurunu çok hafifletebilirler ve nihayet, eğer

şehir plânı ikametgâhlara mahsus olan iskân semti

ile şehrin göbeği arasında uzanan bir yeşil saha

irtibatı temin ederse bu, pek faydalı olur.

Gölge-lik bir yeşil sahanın yollarından geçerek yayalar

şehrin merkezinden, resmî dairelere, mekteplere,

dükkân ve mağazalara gelip giderler. Böyle

ba-kımlı bir yeşillik ortasındaki yolda yürümek bir

gezinti yapmak gibi bir şeydir.

İskân semtine çıkmak ist'iyenler şehrin

mer-kezinden, kahvelerden, lokantalardan,

sinemalar-dan vesaireden ayrılmağı yadırgamamağı

öğren-melidirler ve şehrin dışındaki iskân semtinde

bu-lunan şeyler bu insanlara katlandıkları fedakârlığı

yüz kat telâfi ettirirler. Bunlar iskân semtini

ide-al bir şekle koyarlar.

İskân semtindeki bir evin en büyük odası...

bahçesidir! Burası yaz aylarında ailenin yatıncıya

kadar vaktini geçirdiği yerdir. Kışın ise daha

top-luca bir arada bulunmaktan zevk alınır. O zaman

evin içindeki oturma odası kâfi gelir. Fakat

bah-çe yine sağlık için faydalı bir çalışma yeridir.

İnsanı dinlendirici, sinirleri sakinleştirici bir

tabi-atla başbaşa kalma yeridir ve bu bilhassa aile reisi

için böyledir.

Eski ve güzel bir Çin ata sözü şöyle diyor:

«Efendinin ayağı bahçeye gübredir.»

Her evinde, bir bahçe bulunmıyan mahalle

«is-kân semti» değildir. Bahçe orada oturanları sıhhatte

tutmalıdır. İşlerinin yorgnuluklarmı giredmclidir.

Masraflı istirahat seyahatlerine lüzum

bırakma-malıdır. Nihayet, gıda maddelerinin teminine,

ta-mamen olmasa bile, kısmen yardım etmelidir. Dar

lık zamanlarında iskân semtinde oturanlar

şehir-liden çok daha istifadeli br durumda bulunurlar.

Sahibinin sevdiği taze meyvelerden ve sebzelerden

başka iskân semtindeki evin bahçesi odalara

çiçek-ler dahi verir. Bu evçiçek-lerin odaları nadiren hakirane

bir görünüştedir, çünkü, masaların bol bir

ihtişam-la güllerle süslenmesi mümkündür.

Bahçede tohumdan yeşermek, çiçeklenmek

ve yemişlerini verip solmak devirlerinin birbirini

takip edişi kadar dünyada insanı düşüncelere

sev-keden hiçbir şey yoktur. Bu devirlerin birbirini

ta-kip edişi kadar insana teselli veren hiçbir şey

yok-tur. Bahçede çalışan her insan biraz filozoflaşır.

Bahçe çocuklar için hakikî bir Tann bağışıdır.

Onlar burada sokaklardaki tehlikelerden,

rüzgâr-dan ve tozrüzgâr-dan azade olarak oynarlar. Çocukları

kavruk bırakan malûm bir s-ürü yokluk

hastalık-larından uzak bir halde onlar burada kuvvetli,

sağlam ve neş'eli insanlar olarak serpilir, büyür ve

yetişirler.

(2)

İskân semtindeki evde mevsimlerin değişmesi

sa-adet getiren bir tabiî hâdise olarak hissedilir.

Fa-kat burada kışın soğuğu ve fırtınaları tam

mâna-s'ile duyulur. Her ne kadar iskân semtinde

oturan-lar daha dayanıklı oluroturan-larsa da koruyucu .sıcaklığa

da kâfi derecede ehemmiyet vermek lâzımgelir.

Aydınlık ve hava gelsin diye lüzumundan

lazla ve mânâsız bir sürü pencereler yapmak

su-retile içeride möble koyulabilecek yerleri

azalt-mak doğru olmaz! Evin kapısında rüzgârı tutan

tertibat bulunmalıdır. Fakat bütün bunlar

memle-ketteki vaziyete bağlıdır. İklim ve meteoroloji

şartlarına göredir. Erzurumdaki bir iskân semtinin

Aöanadaki bir iskân semtine nazaran tamamen

ıbaşka bir tarzda olması icap eder. Sıcaklığı

koru-mak koru-maksadile Anadolunun doğusunda ve şimal

doğusunda sıra evler usulünü esas tutmak

mu-vafık olur. Zaten sıra evler tarzı münferit evler

tarzına ni^betle o kadar çok daha faydalıdır ki,

benim memleketimde münferit evler sisteminden

hemen de tamamen vazgeçilmiştir.

Sıra evler sistemi çok daha ucuza mal olur,

çünkü sadece iki cephesi vardır. Cadde ve sokak

inşaatı ve arsa istimlâki de yarı yarıya daha aza

mal olur.

Bahçe, gürültüden, tozdan ve rüzgârdan

mahfuzdur.

Pek garip bulacaksınız, fakat sıra evlerde

in-san kendisini daha hür ve daha serbest hisseder.

Aralarında bazan nezaketsizleri de bulunan

kom-şular sizin pencerelerinizi seyredemezler ve

bina-larınız arasındaki boşluğu suiistimal etmek

sure-tile canınızı sıkmazlar. Sıra evlerde msan münferit

evlere nisbetle daha da emindir.

Nihayet, sıra evler önünden geçen bir cadde

estetik bakımdan münferit haldeki küçük küçük

mikâplar tesiri yapan evler önünden geçen bir

caddeye nazaran çok daha hoştur. İskân

semtin-deki evlerde balkona nadiren ihtiyaç vardır.

Ya-takları güneşlendirmek için derinliğine giden,

parmaklıklı bir pencere yeter. Fakat, eğer bahçede

bir çardak yoksa evin önünde mahfuz bir meydan

arzuya şayandır. Evden bahçeye doğrudan

doğru-ya değil de bir taraça ile geçilmek imkân altına

alınmağa değer bir şekildir. İnsanın bu taraçada

durup kendi küçük devletini gözden geçirmesi ve

ara sıra toprağın rütulbetinden kurtularak buradf

durması güzel bir şeydir. İskân semti evlerinin

pencereleri şejıirdeki evlerin pencerelerinden

da-ha küçük olabilirler. En büyük odanın bahçe

oldu-ğunu zaten yukarda söyledik. Zemin katı altında

bahçeden kolayca geçilen anbar ve kiler

mutla-ka lâzımdır.. Toplanan sebzeler ve yemişler

bura-ya konur. Arazi vaziyeti müsait ise burabura-ya küçük

bir bahçe odasının da kolayca yapılması

mümkün-dür. Böyle bir oda yazın serin olur. Fikir

çalışma-ları için ise bir sükûnet yeridir. Bilhassa

Türkiye-de sıcak mevsimTürkiye-de kıymeti pek büyük olabilir.

Ara mevsimlerde ısıtmak için ben küçük bir

de-mir sobadan hayret edilecek derecede memnun

kaldım. Soba merdiven ayağına kurulur.

Kalori-fer ve odalardaki sobaların henüz işlemedikleri

ara mevsimde bu soba evi tepeden tırnağa ısıtır.

Sarmaşık nebatları iskân semtlerindeki evler

İçin çok güzel bir şeydir. Yanyana dikilmiş ve

dal-ları birbirile irtibalandırılmış tarzdaki İspalya

de-nilen bu meyve ağaçlan faydalı bir mülk ve

göz-lere hoş gelen bir manzara teşkil ederler. Böyle

İspalya şeklindeki sıra sıra yemiş ağaçlan

Eelçi-kada ihtiyar insanların yaşlılık meşgaleleri gibidir.

Burada yakında bir iskân semti var. Kel başları

sanki «sarmaşık nebatları ve İspalya yemiş

ağaç-ları isteriz!» diye bağınyorlar.

İksân semtleri eski güzel «bahçelik şehir»

mefhumunun mirasına konmuştur. Zamanımızın

şehir inşacıları için serbestliğe giden yol budur,

şehrin genişletilmesi için en iyi metoddur. Çünkü

iskân semtinin şehirle doğrudan doğruya bağlı

ol-masına lüzum yoktur. Bilâkis ikisi arasını

yeşillen-dirmek iyi olur.

İşçi sınıfına olduğu kadar, iyi görmüş

insan-lara da yuva olabilmek gayesini güden hakikî

mâ-nasına varalbilmek için iskân semtinin mutlaka

ekonomik ve idareli bir esasa göre vücude

getiril-miş olması şarttır. Bunlardan alınacak vergi

va-ridattı belediyenin bunları yapma kişin harcadığı

paralan çok aşmalıdır. Bu sebeple cadde ve

sokak-ların gayet ekonomik bir tarzda ölçülüp

hesaplan-ması lâzımgelir. Bu semtler dahilindeki seyrüsefer

için caddelerin orta kısmının genişliğinin 4,5

met-r olması yetemet-r. Ben 3,5 metmet-reye kadamet-r inemet-rek

yanlara ellişer santim kaldırımlı su olukları

koy-dum ve mükemmel bir netice verdi. Bu suretle

arabalann birbirine yol vermesi kabil oluyor. Pek

çok hallerde yaya kaldmmına lüzum bile

görül-miyebilir. Caddenin orta kısmı ile yaya kaldırımı

bir aradadır. Sadece ana cadde, ehemmiyetine

uy-gun olarak, 6-8 metrelik bir orta kısım ihtiva eder.

Bu ana cadde zaten ekseriya şehir için

edemrni-vetli olan bir uzun yolun parçasıdır.

İskân semtine bir yürek, bir merkez

yap-maktan kat'iyyen vazgeçmemek lâzımdır. Halkevi,

(3)

fazla sadeleştirmek olmuştur. İçinde yaşanılan mu-hit, mükellef ve azametli omlaktan çıkarak, güzel ve zarif bir 'hale sokulmuştur. Aynı zamanda mu-maileyhin projesini yaptığı evlerin taksimatı, eski-sine nisibetle, çok daha kullanılıştı ve mantıkî idi. A d a m ı n evleri hekesin, uşaklar da dahil olmak üzere, rahatça yaşamasını temin edecek şekilde tan-zim edilmişti, evvelden olduğu gibi, sade formali-teye uyarak netice iltilbarile hiç kimsenin rahat ede-mediği evler değildi.

İngilterede, A d a m ve kardeşlerinin diğer miımalarla kıyas kabul etmiyecek kadar çok müşte-rileri vardı. Bu sebepten dolayı muhtelif imalâtçı-lara toptan iş vererek kendileri için çalıştırıyorlardı, ve nihayet bütün işlerinde kullandıkları malzemeyi seri halinde imalât usulleri ile istihsale başladılar. Lâkin, ekser modern mimarların aksine olmak üzere, dama bu malzemenin stilini kontrolları altında bu-lundurarak bunlann gayet yüksek bir evsafta imalini sağlayorladı. Yaptıkları her şey, gösterdikleri titiz-lik sayesinde, en küçük teferruatına kadar büyük bir nefaset arzediyordu. O zamana kadar eşi görül-memişti ve o zamandan şimdiye kadar da, hiç bir vakit, rağbeitini kaybetmemiştir.

Roberl A d a m şehir sokak-mimarisi ve şehir-cilikte değişmeyen yenilikler vücude getirmiştir. Londranın şimdi Adelphi denen semti ile İskoçya-nın hükümet merkezi Edinburgh'un New Town

ma-hallesinin plânları A d a m ve kardeşleri tarafından yapılmıştır. On sekizinci asır sonu Londrası kendisine has cazibesinin büyük bir kısmını bu kardeşlerin eserine borçludur.

Adam'ın tezyinat ve mimarî sahasındaki me-sai ve eserlerinin müstenit bulunduğu prensipi, ken-di projelerinde güdülen maksat hakkındaki kenken-di tahlilleri en iyi bir şekilde açığa koymaktadır: «Ev dairelerinin tanziminde huzur ve rahat, ve hayatın içtimaî zevklerine daha esaslı ve kat'î bir şekilde hizmet edilmektedir; haricî manzara ise, daha sade-leştirilmiştir.»

Hayatta muvaffak olan İngiliz meslek adam-larının devlete hizmette bulunmayı, içinde yaşadık-ları cemiyete karşı bir borç addetmeleri İngilterenin bir hususiyeti haline gelmiştir. Robert A d a m da, bu ananeye sadık kalarak A v a m Kamarası Azalığına namzetliğini koydu ve Iskoçya'da Kiııross vilâyetin-den mebus seçildi.

Adam, 3 Mart 1 792 de, altmış dört yaşında öldü ve \Veatminster A'bbey Kitiseain'a gömüldü. Cenaze töreninde resmî matemciler arasında bir Dük ile Lordlar kamarasından dört asilzade bulunu-yordu. Wesfrminsıter Abbey Kilisesine gömülmek şerefi kolay kolay herkese verilmeyen bir imtiyazdır, fakat orada yatan şairler, sanatkârlar, krallar ve Devlet adamları arasında Robert A d a m bu yeri tamamile hakketmektedir.

(26 net sayfadan devam)

kırıp öldürmiyeceğini göstermiştir. K a n a d a yüksek komiseri de İngilterede h a r p zorlukları içinde .gü-zel sanatların m u h a f a z a ve idame ettirilmiş olma-sının kendisi üzerinde fevkalâde b ü y ü k bir tesir yaptığını, geçenlerde Londrada söyledi.

B u n l a n n hepsi çok doğru. İngilterede sanat yaşıyor. L â k i n en m a n i d a r olan cihet, b u g ü n ü n sa-natının garbî A v r u p a n ı n başka kısımlarında ne kadar ölü olsa da İngilterede sağ oluşudur; sanatın h e r şeye rağmen, kendi h a k i k a t ve kendi ilhamına bağlı kaldığıdır; ve İngilterenin u ğ u r u n d a savaş-tığı şeylerden bazılarının, y a n i fikir m a s u n y e t v e düşünüş serbestisinin Londrada temerküz edilebil-miş ve ediledilebil-miş olmasıdır.

(27 nci sayfadan devam)

sinema, okuma odası, idare binası, d ü k k â n l a r b u merkezin teşkiline y a r d ı m ederler.

Sözlerimi bitirmek için şu noktaya da işaret etmek istiyorum: Benim m e m l e k e t i m d e adına is-kân semti (Siedlung) dedikleri b u kibar şehircilik m e f h u m u n a bir güzel Tükçe karşılık bulunuz! Bu Türkçe kelime inşam y u r d ve yuva «Heims-lâtte» m e f h u m u n a yaklaştırsın. B ü y ü k Norveç mu-h a r r i r i I'bsen t a r a f ı n d a n yazılmış olan bir m e ş mu-h u r t r a j e d i d e m i m a r Solness mimarların en kibar va-zifelerinin yuvalar (Heimstâtte) k u r m a k olduğu-n u söyler.

Referanslar

Benzer Belgeler

Orta okul yerleşme birimi olarak se- çilen talî merkezler ise, haftalık ihtiyaç- ların karşılanacağı şekilde donatılmışlar ve her 15.000 kişilik mahalle gurubu için

[r]

Direkler evin dere- cesine göre işlenmeden bırakıldığı gibi ayrı ayrı renklere d

Bir serideki en büyük değer ile en küçük değer arasındaki fark olarak tanımlanır.. Kartiller Arası

Değişim Aralığı (Ranj) Kartiller Arası Fark.. Ortalama

1937 yılında bir kasabanın harita işi ihale edil- miş ve o vıl içinde ikmal edilmiştir. 1945 yılında 17 ha- rita işi ihale olunmuş ve 3 adedi tamamlanmıştır. 1948

içtimai inkilâplar birbirini takip ediyor. Gerek müslüman, gerekse hıristiyan v e musevi- ler için dinî merasim elbiselerile gezmeyi sureti kat'- iyede men ediyor. Türk dili

Amonyak üretiminde kullanılan ham madde- ler aşağıdaki tabloda elde edilen amonyağın içindeki saf azot miktarına göre verilmiştir.. Gelişmekte olan ülkeler ve Doğu Avrupa'-