• Sonuç bulunamadı

20.VE 21. YÜZYILLARDA EVREN VE İNSAN DÜŞÜNCESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "20.VE 21. YÜZYILLARDA EVREN VE İNSAN DÜŞÜNCESİ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20.VE 21. YÜZYILLARDA EVREN VE İNSAN DÜŞÜNCESİ

20. ve 21. Yy’larda modern bilimin yükseliş dönemleri başlamıştır. Özellikle fosil araştırmalarında buluntular peşpeşe gelmeye başlamış, teknolojideki

ilerlemelerle (uzay araştırmaları, bilgisayar ve internet vb bilimsel devrimler), fizik, kimya ve biyoloji alanındaki keşifler, yeni bilim alanlarının doğması, evrim alanında bilinmeyen pek çok sorunu çözüme kavuşturmuştur. Önceki

dönemlerde ortaya atılan evrim teorileri, yeni buluntular ışığında revize edilmiş, yeni bir çok teori tartışılır olmuştur.

Robert Broom (1866-1951): Güney Afrika’lı paleontolog, jeolog ve fizikçidir.

İlk olarak memeli benzeri reptiller üzerine olan çalışmasıyla tanınmıştır.

Australopithecus olan Taung çocuğunun Dart tarafından keşfinden sonra paleoantropolojiye ilgi duymuştur. 1934’te Transvaal Müzesi çalışmalarına

katılmıştır. Takip eden yıllarda Sterkfontein’dan ele geçen 6 hominid parçasıyla ünlenmiş, devamında Kromdraii ile Swartkrans buluntularını ele geçirmiştir.

1937’de en ünlü buluntusu olan Australopithecus robustus’u bulmuştur.

(2)

Raymond Arthur Dart (1893-1988): Avustralyalı Fizik Antropolog ve

paleontologdur. 1824’te Taung kireçtaşı ocaklarındaki buluntu ile ünlenmiştir. İlk olarak endocranial kast bulunmuştur. Dart, bunun insana ne kadar benzer olduğunu farketmiş ve bu alanda kazılar yapmıştır. Taung yaklaşık 3 yaşlarında

Australopithecus africanus’a ait bir bireydi. Ayrıca Dart, africanusların, gazella, antilop ve vahşi domuzların uzun kemiklerinden alet yaptıkları hipotezini de ortaya atmıştır.

Theodosius Dobzhansky (1900-1975): Amerikalı genetikçi. Rusya Kiev

Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Amerika’ya göç ederek Colombiya’da zooloji profesörü olmuştur. Ağırlıklı olarak drosophilalar üzerinde çalışmış ve

bunlar genetikteki temel çalımalar olarak ün kazanmıştır. “Genetics and the Origin

of Species”, “Evolution, Genetics and Man”, “Mankind Evolving: The Evolution of

the Human Species” adlı çalışmaları kültürel olduğu kadar biyolojik evrim açısından

da önem taşımaktadır.

(3)

Eugene Dubois (1858-1940): Hollandalı cerrah, antropolog, anatomist ve paleontologdur.

Dünya çapındaki ünü Pithecanthropus erectus buluntusuyla gelmektedir. Dubois, ape ile modern insan arasındaki evrimsel bağlantıda kayıp halkayı bulduğunu düşünmüştür. 1891’de Java’da fosil açısından zengin kül ve nehir sedimanlarının kazısı sırasında Homo erectus’u bulmuştur.

Clark Howell (1925-2007): İkinci dünya savaşı sonrasında antropoloji, biyoloji ve jeoloji

alanlarında çalışmıştır. Howell’ın evrim alanındaki çalışmaları Neandertal adamıyla başlamıştır.

Fosil kayıtlara ilişkin bilgisi Avrupa, Asya ve Afrika’daki çok sayıda çalışmada görev almasıyla gerçekleşmiş ve 1966 yılında Etiyopya’nın güneyindeki Omo yataklarında Pliyosen ve

Pleyistosen yaşlı fosil depozitlerde projeler gerçekleştirmiştir. “Early Man” ve “African Ecology and Human Evolution” başlıca eserleri arasındadır.

Sir Julian Sorell Huxley (1887-1975): İngiliz biyolog ve yazardır. Oxford’da eğitim görmüştür ve Huxley’in torunudur. Başlıca eserleri arasında “Animal Biology”, “The living thoughts of Darwin”, “Man in the Modern World”, “Heredity, East and West” sayılabilir.

(4)

Louise Leakey (1903-1972): İngiliz arkeolog ve antropologdur. Leakey’in fosil buluntuları Doğu Afrika’da insanların bilinenden ve beklenenden çok daha eskilere uzandığını göstermiştir. Leakey misyoner bir ailenin oğludur ve Kenya’da

yetişmiştir. Cambridge’deki eğitiminin ardından 1924’de Doğu Afrika’daki

arkeolojik çalışmalara başlamış ve 1945-1961 yılları arasında Nairobi Coryndon Müzesi’nde çalışmıştır. 1959’da eşi Mary Leakey’in Tanzanya Olduvai Gorge’da 1.750 bin yıllık hominid fosilini (Zinjanthropus) bulmasından sonra, 1961’de

Olduvai’de Homo habilis fosilini ele geçirmiş ve bunun Homo sapiens’lerin direk atası olduğuna inanmıştır. Başlıca eserleri “Stone Age Cultures of Kenya Coloni”,

“Mau Mau and the Ki Kuyu” ve “Adam’s Ancestors” sayılabilir.

Mary Leakey (1913-1996): İngiliz arkeologdur. Oldukça az eğitim almasına karşın 1934’te İngiltere’deki ilk kazısıyla etkileyici arkeoloji bilgisi elde etmiştir. Yıllar sonra Louis Leakey ile birlikte Olduvai’da çalışmaya başlamıştır. 1948’de 20 milyon yıla tarihlendirilen Proconsul africanus kafatasını, 1959’da 1.750 bin yıllık

Zinjanthropus fosilini bulmuştur. Olduvai’daki çalışmalarında binlerce taş aleti de

tanımlamış ve 1978’de Tanzanya Laetoli kazılarında volkanik kül içinde sertleşerek

korunan ayak izlerini keşfetmiştir. Bu izler 3.6 milyon yıl önce dik yürümeyi işaret

etmektedir.

(5)

Richard Leakey (1944-....): Paleoantropolog, konservator ve hükümet

çalışanıdır. Yaşamının ilk dönemlerini Doğu Afrika’daki arkeolojik alanlarda geçirmiştir. Babası ve annesi gibi paleoantropolojiye ilgi duymuş ve 1968’de Turkana Gölü’ndeki insan evrimi çalışmalarına başlamıştır. Burada 1.9 milyon yıla tarihlendirilen Homo habilis fosili ele geçirmiştir. Roger Lewin ile birlikte yazmış oldukları “Origins” (1977) ve “The Making of Mankind” (1981) başlıca eserleri arasındadır.

Meave Leakey (1942- ): Richard Leakey’in eşi Meave Leakey’de bir

paleontologdur ve 1996 yılında 4 milyon yıla tarihlendirilen anamensis fosilini bulmuştur. 2001 yılında Meave Leakey başkanlığındaki bir ekibin bulduğu 3.5 milyon yıllık kafatası ise insan evriminde yeni bir hominid türü olarak

tanımlanmıştır (Kenyantropus platyopus).

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

kabul etmesine karşın bazı bitki ve hayvanların hatta ilk insanın kendiliğinden oluştuğunu savunmuş ve bazı eserlerinde minerallerin, bitkilerin, hayvanların ve insanların

 Georgius Agricola: 1494-1555 yılları arasında yaşamış olan Alman maden mühendisi Georgius Agricola, jeolojinin bir disiplin olarak kurulmasına büyük

Salviati’nin kanıtlarıyla, Simplicio’nun görüşlerini çürütmesi üzerine engizisyon mahkemesine çıkartılmış ve ikinci kez tövbe ettirilmiştir. Ömrünün son

 Buffon bu yapıtında ayrıca, daha önceleri kilise tarafından ortaya konulan dünyanın yaşının 6 bin yıl olduğu savını da çürütmüş ve dünyanın yaşının çok

Malthus’un nüfus ilkesi üzerine bir deneme adlı kitabını okudu ve sonunda “hayatta kalan türlerin çevreye en iyi uyum sağlayan türler olması gerektiğini” anladı..

Mendel ilk olarak kontrollü deneylerinin sonuçlarındaki istatistiksel analiziyle kalıtımı açık ve analitik bir şekilde ortaya koymuştur. Deneyleri ve sonuçlarını

insana en çok benzeyen türdür, 2- Şempanzeler ve doğal Dünya ile ilgili öğrenmemiz gereken çok şey vardır, 3- Teknolojiyi kullanarak şempanze ve diğer hayvanları..