• Sonuç bulunamadı

Pliyosen Dönem Hominid Evrimi Pliyosen Dönem Hominid Evrimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Pliyosen Dönem Hominid Evrimi Pliyosen Dönem Hominid Evrimi"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Pliyosen Dönem Hominid Evrimi

Pliyosen Dönem Hominid Evrimi

(2)

Australopithecus Genusu Australopithecus Genusu

Australopithecus Genusu bireylerinin genel özellikleri aşağıda sıralanmaktadır:

Küçük kafa kapasitesi (400-500 cm3)

Göreceli iri ve prognatik yüz çıkıntısı

Ape’lere benzeyen burun

İri postcanine dişler (premolar ve molarlar)

Pelvis vücudun denge merkezi haline geldiğinden, daha basık ve yayvan bir şekil alıyor.

Alt ekstremiteler gelişiyor, diz eklemi yükseliyor, tibia ve fibula uzuyor.

Ayak, kazandığı özelliklerle denge kuruyor. Ayak bilek kemikleri (talus,calcanius) genişliyor ve uzuyor. Metatarsaller yelpaze şeklinden, paralel bir yapıya dönüşüyor. Ayak başparmağı (hallux), yakalama-tutma özelliğini kaybediyor ve denge organı olarak metatarsallere yaklaşıyor.

Lateral phalanx kullanılmadığı için kısalıyor, longitudinal ve lateral

ayak arkı gelişiyor. Böylece dik durmak kolaylaşıyor.

(3)

Afrika’nın çeşitli lokalitelerinden keşfedilmiş Australopithecusların kökenine dair temel olarak iki hipotez bulunmaktadır.

Hipotez A: Australopithecus cinsinin en eski üyesi olan ve 4,2-3,9 milyon yılları arasında yaşadığı düşünülen Au. anamensis türü, Pliyosen ya da Geç Miyosen dönemde köken alarak sonraki

Australopithecus ve Homo türlerine ata olmuştur. Bu hipoteze göre erken hominid türlerinden Ardipithecus ramidus ,

Australopithecuslarla ilişkili olmayan bağımsız bir grubu temsil etmektedirler.

Hipotez B: Au. anamensis buluntuları pek çok anatomik karakter

bakımından Ar. ramidus ve Au. afarensis arasında geçiş özellikleri

göstermektedir. Bu ikinci hipoteze göre Australopithecusların kökü

doğrudan Ardipithecuslarla ilişkilidir.

(4)

HİPOTEZ A

1

2

3

4

5

milyon yıl önce hominidlerin kökeni

Ardipithecus Au. anamensis X

Au.africanus

Homo

Au. aethiopicus Au. robustus

Au. boisei

Au.

afarensis

Au. gahri

Orrorin

tugenensis

(5)

HİPOTEZ B

1

2

3

4 5

Au.africanus

milyon yıl önce hominidlerin kökeni

Ardipithecu Au. anamensis s

Au. afarensis Homo

X

Au. aethiopicus Au. boisei

Au. robustus Au. gahri

Orrorin

tugenensis

Kenyanthropus

(6)

• 1954 yılında John Robinson, beslenme rejimine bağlı olarak geliştirdiği hipotezi ile Australopithecus türlerini narin ve kaba yapılı olmak üzere iki gruba ayırdı. Bazı araştırmacılar kaba yapılı olarak tanımlanan türlerin Paranthropus adı altında farklı bir cinse dahil olduğunu ve Homo cinsine atalık eden Australopithecus türlerinden ayrılmış farklı bir grubu temsil ettiklerini savunmaktadırlar.

• 1- Narin Yapılı Türler (Australopithecuslar):

Australopithecus anamensis, Australopithecus anamensis, Australopithecus bahrelghazali, Australopithecus bahrelghazali, Australopithecus afarensis, Australopithecus afarensis, Australopithecus africanus, Australopithecus africanus, Australopithecus garhi, Australopithecus garhi, Australopithecus sediba Australopithecus sediba

• 2- Kaba Yapılı Türler (Paranthropuslar):

Paranthropus aethiopicus, Paranthropus aethiopicus, Paranthropus boisei,

Paranthropus boisei,

Paranthropus robustus

Paranthropus robustus

(7)

Büyük temporal fossa Küçük temporal fossa

Kısa burun Uzun burun

Sagittal crest vardır Sagittal crest yoktur

Kaba yapılı zygomatic Daha narin yapılı zygomatic

Düz bir alın Yüksek bir alın

Düz bir yüz Prognatizma vardır

Kaba yapılı mandibula Daha narin yapılı mandibula

Basit dp3 Molarlaşmış dp3

Küçük incisive ve canin dişleri büyük molarlar

Büyük incisive ve canin dişleri küçük molarlar

Paranthropus robustus Australopithecus africanus

(8)

Turkana dilinde “anam” göl anlamına gelmektedir. Buluntuların büyük bir kısmının Turkana Gölü civarında ele geçmesi ve bir kısmının da eski Lonyumun Gölü’nün sedimanlarıyla ilişkili olması bu adın verilmesine sebep olmuştur.

1994’de Meave Leakey tarafından bulunmuştur. Kanapoi, Doğu Afrika Rift sisteminin ortasında yer alan Turkana Gölü’nün 30 km. güney batısında yer almaktadır. Ayrıca Allia Bay’dan da Au. anamensis buluntuları ele geçirilmiştir. Kenya, Kanapoi’de bulunan Au. anamensis, Etiyopya Aramis’den ele geçirilen ve Ar. ramidus ile Etiyopya (Hadar) ve Tanzanya’dan (Laetoli) ele geçirilen Au. afarensis’in ara halkasını oluşturur.

Habitatları sulak bir alan, açık savanna ve orman faunasının karışım özelliklerini göstermektedir.

Au. anamensis ve Au. afarensis pek çok açıdan birbirlerine benzer morfolojik özellik sergiler. Örneğin enamel tabakası her iki türde de kalındır ve postcanin dişlerin iriliği birbirine yakın olmakla birlikte anamensiste dişler biraz daha büyüktür. Diş büyüklüğü açısından anamensis, ramidus ve afarensis arasında yer alır.

Australopithecus anamensis (4,2-3,9 milyon yıl)

(9)

Au. anamensis’in üst ve alt molarları alçak taçlara sahiptir. Caninler, büyüklük ve biçim açısından afarensis’e benzer. Canine dişlerinde seksüel dimorfizm görülür.

Anamensis’in postcanin diş sıraları birbirine paraleldir ki bu hominoid benzeri özelliklerden birini oluşturur. Maxilla ve mandibula kalıntıları afarensis’te bulunmayan bir dizi ilkel özelliğe sahiptir. Mandibula simfisisi çok kütlevidir ve bu özelliğiyle anamensis diğer Australopithecuslar’dan ayrılır. Temporalindeki gelişmiş pnömatizasyon (hava basıncı), az gelişmiş bir articular çıkıntı ve narin bir external acustic meatus’a sahiptir ki bu her üç özellik de Ar. ramidus’ta bulunmaktadır.

Postcranial özellikleri açısından Au. afarensis’e çok benzer. Humerus, radius ve tibia fosilleri Au. afarensis’ten daha büyüktür ki bu da Au. anamensislerin afarensislere göre daha iri canlılar olduğunun bir göstergesidir. Radius, çok uzun olmasına rağmen morfolojik olarak Au. afarensis radiusuna benzerdir. Au.

anamensis ile Au. Afarensis benzer üye oranlarına sahiptir ve kollar bacaklara göre

daha uzundur. Ancak, humerus, distal eklem yüzeyleri açısından Ar. ramidus’ta

olduğu kadar ape benzeri değildir. Tibiasının distal femur ile eklem yapan proximal

eklem yüzeyinin büyüklüğü ve biçimi, görece düz tibia gövdesi ve ayak ile eklem

yapan distal eklem yüzeylerinin biçimleri açısından bipedal özellikler sergiler.

(10)
(11)

1993 yılında gerçekleştirilen çalışmalarda Koro Toro yakınlarında Arapça’da

“Ceylanların nehri” anlamına gelen Bahr el Ghazal bölgesinde 17 yeni alan bulunmuştur. KT 12 alanından faunal yaşlandırmaya göre 3-3,6 milyon yıla tarihlendirilen bir mandibula ele geçirilmiştir (Brunet vd, 1995).

Buluntular, mandibula parçası, alveol ve dişlerden oluşmaktadır. Mandibula paraboliktir.

Au. bahrelgazali olarak isimlendirilen yeni hominid türü farklı karakteristik özellikler sergilemektedir. Ar. ramidus’tan kalınlaşan canine enameli ve yine kalın enamellli ve daha az asimetrik 3 köklü premolarları ile farklılık gösterir.

İlk ele geçtiğinde Au. afarensis olarak tanımlanmasına rağmen afarensis’den göreli düz anterior corpus ve 3 köklü alt premolarlar ile ayrılır.

Au. africanus’tan ise az çok robust corpusu, daha az dik posterior symphisis ve 3 ayrı köklü premolarları ile farklılık sergiler. Paranthropuslara göre ise daha narin corpus, daha büyük anterior dişlenme ve asimetrik ve oval olmayan P1’leri bulunmaktadır.

Karakterlerin kombinasyonu bu buluntuların ayrı bir tür olarak değerlendirilmesine izin vermektedir.

Habitatları tamamen açık tropikal otlakların varlığına işaret etmektedir.

Australopithecus bahrelghazali (3,6-3 milyon yıl)

(12)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Geç Miyosen Afrika kayıtları, 8 milyon yıl öncesinin Kuzey ve Doğu Geç Miyosen Afrika kayıtları, 8 milyon yıl öncesinin Kuzey ve Doğu Afrika

Hominid evrimine bir bütün olarak bakıldığında, modern insanların evrimi çok geniş bir resmin sadece bütün olarak bakıldığında, modern insanların evrimi çok geniş

 Torlo’ya göre ise dentin temel ilkel kemik dokusunun dış kaplama materyalinin farklılık Torlo’ya göre ise dentin temel ilkel kemik dokusunun dış kaplama

• M.Ö 4000 yıldan itibaren eski küçük tarım toplumlarından bazıları 10.000’den fazla nüfuslarıyla rahipler ve yazıcılar tarafından yönetilen tapınak

Di- ğer taraftan Liyas transgresyonunun başlangıcında, Sultan- dağm güney kenarı boyunca oluşan bir kırıkla (Şekil 3A, HF : Oligosen sonunda yeniden gençleşerek günümüze

Çalta'da bulunan omurlardaki birçok yapısal özellikleri, bilinen üç Palaeonaja türüne (P. de- pereti) dağılmış olarak buluruz, örneğin son türün omur- ları

Klorofilli hücrelerin bölünerek bağımsız fertler meydana getirmeleri yerine bir arada kalmalarıyla ipliksi algler, daha ileri aşamada talluslu bitkilerin (Tallus = kök,

• Parsimoni kullanmak gibi olası değişiklik sayısı minimize edilerek atasal nod için karakter değeri atanır?. • Belirsiz nodlara karar vermek için sonraki alt nod