İÇ İN DE KİL ER
• Örgütsel Sınırların Ötesi
• Sosyal Hizmet Örgütlerinin Özellikleri
• Değerler ve Kurallar
• Hizmetler ve Yardımlar
• Müracaatçı Katılımı
• Örgüt Tipleri
• Sosyal Hizmet Örgütlerinin Temel Unsurları
• Profesyonel
• Yönetici
• Destek Personeli
• Lider
• Gönüllü
• Hizmet Alanlar
HED EF LER
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• Sosyal hizmetlerin doğası hakkında ayırt edici bilgiler öğrenebilecek,
• Sosyal hizmet örgütlerinin temel özellikleri hakkında bilgi edinebilecek,
• Mesleki değerlerin ve kuralların ilişkisi hakkında fikir edinebilecek,
• Örgütsel hizmetlerde müracaatçının katılımının önemini görebilecek,
• Sosyal hizmet örgütlerinin temel unsurlarını tanıyabileceksiniz.
ÜNİTE
4
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
SOSYAL HİZMET YÖNETİMİ
Doç. Dr. Tarık Tuncay
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Sosyal hizmet uzmanlarının mesleki
bilgi ve beceri repertuarını çalıştıkları
örgütlerin niteliği şekillendirir.
Örgütlerin tümünde sosyal hizmet uzmanlarının, mesleğin
sosyal adalet misyonuna hizmet eden
uygulamalar yapması beklenir.
GİRİŞ
Sosyal hizmet ancak örgütsel bir çatının altında işlev görebilen bir meslektir ve sosyal hizmet uzmanlarının görevleri örgütün doğasına ve özelliklerine göre şekillenmektedir. Örneğin bir aile danışma merkezinde çalışan sosyal hizmet uzmanı daha çok bireyle ve aileyle sosyal hizmet uygulaması yapmakta, hizmet alanlara psikososyal danışma hizmetleri vermektedir. Benzer biçimde bir sosyal yardım kurumunda çalışan sosyal hizmet uzmanı ise klinik düzey sosyal hizmet müdahalelerinden ziyade daha çok sosyal hizmet değerlendirmesini içeren ev ziyaretleriyle yoksulluk tespiti yapmaktadır. Dolayısıyla sosyal hizmet uzmanlarının mesleki bilgi ve beceri repertuarları çalıştıkları örgütün niteliğine göre birbirinden farklılaşabilir. Aile danışma merkezinde çalışan profesyonel daha çok aile terapisi yöntem ve tekniklerinde özel bilgiye sahipken sosyal yardım alanında çalışan sosyal hizmet uzmanı yoksulluk ve sosyal yardım uygulamalarıyla ilgili mevzuat ve
uygulama bilgisine sahiptir. Dolayısıyla örgütlerin temel amaçları sosyal hizmet uzmanlarının bilgi ve beceri repertuarını yeniden şekillendirmektedir.
Sosyal hizmet mesleği insani hizmet örgütlerinin kullanacağı birçok özel bilimsel bilgi ve beceri birikimine sahiptir. Bu birikim bireylerin, ailelerin, grupların ve çeşitli toplulukların geniş bir sosyal, kültürel ve politik bağlam içinde ayrıntılı olarak tanınmasını mümkün kılmaktadır. Ayrıca mesleğin temsil ettiği evrensel değerler temelinde risk altındaki bireylerin ve grupların haklarını savunacak ve geliştirecek örgütsel uygulamalar yapılır. Dolayısıyla sosyal hizmet, örgütlere klasik bürokratik uygulamaların dışına çıkarak daha geniş bir perspektiften düşünme ve yenilik getirme kapasitesi sağlamaktadır.
Bu ünitede örgütlerde sosyal hizmet mesleğinin ve sosyal hizmet uzmanlarının genel özellikleri ele alınmıştır.
ÖRGÜTSEL SINIRLARIN ÖTESİ
Sosyal hizmet mesleğinin, üniversite düzeyinde eğitimle, sosyalleşme süreciyle ve çalışma deneyimiyle sürekli gelişen ve politik yapıların ve tercihlerin üstünde duran bilgi, beceri ve değer temelleri sayesinde sosyal hizmet uygulamalarının, sınırlı bir örgütsel uygulama çerçevesinin ötesine geçmesi beklenir. Ne var ki, örgütlerin çalışma çevresi sosyal hizmetin bu potansiyelini sınırlayabilmektedir.
Katı bürokratik yapılara sahip bir kamu kuruluşunda mevzuatın da sınırlayıcı olmasının etkisiyle, sosyal hizmet uzmanları müracaatçıları için yapabileceklerinin çok daha azını yapmak durumunda kalabilmektedirler. Öte yandan bir sivil toplum kuruluşunda ise, örgütün esnek kuralları sayesinde, sosyal hizmet uzmanının
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Sosyal hizmet yönetiminin gerçekleştirildiği örgütlerin tümü sosyal
hizmet örgütleridir.
hareket alanı çok daha geniş olabilmektedir. Yine de ister kamu isterse gönüllü bir kuruluş olsun çalışılan örgütlerin tümünde sosyal hizmet uzmanlarının, mesleğin sosyal adalet misyonuna hizmet eden uygulamalar yapabilmesi sosyal hizmet değerleri açısından temel bir gerekliliktir. Burada vurgu hangi düzeyde sosyal hizmet müdahalesi yapılırsa yapılsın, müdahalenin sosyal adalete belirli bir ölçüde katkı verip vermediğidir. Zira sosyal hizmetin bilgi temeli hem insan davranışına hem de sosyal ve politik sistemlere dayalıdır. Sosyal hizmet uzmanları mesleki uygulamalarının içeriğinde sosyal adalete katkı veren müdahalelere yer
vermediğinde, uygulamalar eksik kalmakta yalnızca belirli bürokratik işlerin yerine getirilmesiyle sınırlanmaktadır. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan sosyal hizmet uzmanı bildiği, inandığı şeyler ile günlük çalışma rutininde yaptığı şeyler arasındaki boşluk nedeniyle zorluk yaşayabilmektedir (Hughes ve Wearing, 2009). Alanda çalışan sosyal hizmet uzmanlarının “teori ve pratik arasındaki uçurum” olarak yaptığı benzetme bununla ilgilidir. Temel işlevlerin altındaki mesleki ve idari yükümlülükler yüzünden tatmin edici olmayan çalışmalar yapılabilmektedir.
Dolayısıyla sosyal hizmet uzmanlarının profesyonel kimliğini şekillendiren ve işlevlerini belirleyen örgütlerin değişime açık ve esnek olması bir zorunluluk olarak ortaya çıkar. Buradan yola çıkarak, sosyal hizmet örgütlerinin diğer örgütlerden ayrıt edici çok temel bir özelliğinin esnek bürokratik yapılara sahip örgütler olması gerektiğini söylemeliyiz.
SOSYAL HİZMET ÖRGÜTLERİNİN ÖZELLİKLERİ
Sosyal hizmet yönetiminin gerçekleştirildiği örgütlerin tümü sosyal hizmet örgütleridir. Sosyal hizmette yönetim ise:
Bir sosyal kurumda örgütsel amaçları belirleme
Bir programı yürütmek için kaynak temin etme ve dağıtımını sağlama
Belirlenmiş hedeflere ulaşmak için çeşitli işlemleri koordine etme
İzleme, değerlendirme
Etkililiği ve verimliliği artırmak için süreçte ve yapıda gerekli
değişiklikleri yapma işlevleri için idari sorumluluk üstlenmiş olan kişiler tarafından uygulanan yöntemlerdir (Barker, 1999).
Ancak kurumsal bir çatı altında işleyebilen sosyal hizmet için örgüt kavramı özel bir önem taşır. Esasında örgütler insan yaşamının olduğu her toplumsal sistemde vardır ve insanlar kendi kurdukları örgütler aracılığıyla çeşitli kolektif amaçlarını gerçekleştirirler. Bunlar, eğitim, sağlık, spor vb. birçok nitelikte olabilir.
Ayrıca devlet veya devlet dışı, gönüllü örgütler de vardır. Sosyal hizmet mesleği için
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Örgütler, belirli amaçlara ulaşma kastıyla inşa edilmiş
sosyal ünitelerdir.
Sosyal hizmet uzmanlarının çalıştıkları
kurum ve kuruluşlar günümüzde “insani hizmet örgütleri “ olarak
adlandırılmaktadır.
örgüt insani hizmetlerin planlandığı ve uygulandığı çok boyutlu yapılardır. Bu yapılar içinde karar verme süreci içeren her mesleki ve idari eylem de sosyal hizmet yönetiminin kapsamı içine dâhil olmaktadır. İçinde insanın en etkin unsur olduğu örgütler oldukça karmaşık olan insani ve toplumsal etkileşimlerin hayat bulduğu canlı organizmalardır. Örgütler aynı zamanda birçok farklı kuramsal yaklaşıma göre çeşitli biçimler alan yapılardır.
Örgütlere ilişkin en temel tanımlama, örgütlerin ne için oluştuğunu ve amaç- odaklı doğasını içerir. Herkesin bildiği gibi, insanların ortak bir amaç uğruna bir araya gelmesiyle birlikte amaçlara uygun olan yapılar ve süreçler ortaya çıkar. Bu da örgütü ortaya çıkarır. Dolayısıyla örgütler, belirli amaçlara ulaşmak için kasıtlı olarak inşa edilmiş sosyal ünitelerdir. Hiç şüphesiz bir örgüt kurmak ve örgüt içinde birlikte çalışmak, belirlenmiş hedefleri tekil olarak karşılamaktan çok daha etkili bir yöntemdir. Bir örgüt olarak birlikte çalışma, amaçlara uygun çeşitli yapılar ve teknolojiler geliştirmeyi mümkün kılar. Dolayısıyla tarihsel olarak, 19 ve 20.
yüzyıllar modern örgütlenmenin ve örgütlerin yükseliş gösterdiği dönemler olmuş ve bu dönemlerde çeşitlenen örgütler, toplumların görmezden gelme, baskı ve yoksulluk içinde daha yoğun yaşadığı önceki yüzyıllara göre daha özgür ve daha adil toplumsal sistemlerin kurulmasında katalizör işlevi görmüştür. Sosyal hizmet örgütleri, sistematik yöntemlerle toplum refahının artırılmasına özellikle hizmet eden yapılar olmuştur.
Birlikte çalışma ve ortak amaç vurgusuyla buraya kadar değindiğimiz örgüt tanımlaması modernist ve işlevci bir niteliğe sahiptir. Bunun alternatifi ise, sosyal yapılandırmacı, eleştirel ve postmodern fikirlerden doğmuştur. Bu fikirler, örgütün ne için kurulduğundan ziyade hangi gereksiz ve mantıksız nedenlerle kurulduğuna vurgu yapmaktadır. Modernist açıklamada örgütlerin tümünün belirli bir mantıkla ve amaç odağıyla işleyen yapılar olduğu görüşüne rağmen örgütlerde çalışan insanların bunun karşıtı yönde hareket ettiği vurgusu yapılır. Birçoğu gerçekte karşılanamayan çok geniş kapsamlı insan ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu varsayılan örgütlerde oluşturulan çeşitli yapılar ve ortak söylemler yoluyla toplum üzerinde güç sahibi olunmaktadır. Son tahlilde örgütler güce hizmet etmektedir. Bu tartışmalar sosyal hizmet örgütlerini de kuşkusuz etkilemekte ve sosyal refahı koruma ve geliştirme amacıyla ortaya çıkan sosyal hizmet örgütlenmelerinin toplumda “sosyal kontrol” sağlayan yapılar olabileceği de akla gelmektedir.
Bundan kasıt ise sosyal hizmet örgütlerinin, uygun sosyal davranışları pekiştiren, uygun olmayanları ise engelleyen kurumsal yapılar olarak adeta sosyal polis işlevi gördükleridir. Bu tartışmalar sosyal hizmet bilim çevresinin sürekli gündemindedir.
Sosyal hizmet uzmanlarının çalıştıkları kurum ve kuruluşlar günümüzde “insani hizmet örgütleri “ olarak da adlandırılmaktadır. Bu terim sosyal hizmet örgütlerinin
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
mal üretiminden ziyade insan gereksinimlerini karşılamak için hizmet üretimi yaptığına vurgu yapmaktadır. Ayrıca Hasenfeld’e (2000) göre insani hizmet örgütleri, “iyi” bir toplum ve “istenilen” insan davranışı oluşturmak için ahlaki değerleri tahkim ve takviye eden hizmetler yürüten kurumlardır. Bu örgütlerin meşruiyeti ise kendisini kuşatan kurumsal çevre ve sosyal politika düzenlemelerine dayanır.
Her örgüt ürün elde edebilmek için ham maddeye gereksinim duyar. Sosyal hizmet örgütlerinin ise ayırt edici bir özelliği ham maddesinin insan olmasıdır.
Sosyal hizmet örgütleri, hizmet verdiği insanları değiştirmek ve geliştirmek isteyen sistematik yapılardır. Dolayısıyla insanı temel alan sosyal hizmet örgütleri esasında moral işlevi de üstlenmektedir.
Günümüzde insani hizmetler kavramı şunları içermektedir (Austin, 2002):
• Çocukların ve gençlerin eğitimi ve sosyalizasyonu
• Hastalıkların, kazaların, şiddetin yarattığı psikolojik ve sosyal baskıların önlenmesi
• Ruhsal veya bedensel olarak hasta olan kişilerin bakımı, tedavisi ve rehabilitasyonu
• Ekonomik kaynakların transferi, giyecek, yiyecek, barınma ve tıbbi bakımın doğrudan sunumu
• Bağımlı kişilerin bakımı ve korunması
• Acil durumlarda ve afetlerde yardım
• Tehlikeli veya sapkın davranışların kontrolü
• Çalışma becerilerinin geliştirilmesi
• Serbest zaman ve sosyal aktivitelerin gerçekleştirilmesi
• Psikolojik güçlükleri olan kişilere bilgilendirme ve danışmanlık hizmeti
• Gruplarda sosyal etkileşim becerileri kazandırılması
• Sorun çözme gruplarının örgütlenmesi
• Sosyal destek gruplarının ve destek ağlarının örgütlenmesi
Görüldüğü gibi, insani hizmetler sosyal hizmetleri de kapsamakla birlikte daha geniş bir kavram olarak bir toplumdaki biyopsikososyal tüm hizmetleri içeren bir nitelik göstermektedir. Bu hizmetlerin tümünde ortak olan ise sosyal hizmet uzmanlarının adı geçen her hizmet alanında çeşitli rol ve sorumluluklar üstleniyor olmalarıdır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Sosyal hizmet örgütlerinin günlük işlemleri diğer birçok
hizmet ve üretim örgütlerine benzer
süreçler içerir.
İnsani hizmet üretimi oldukça karmaşık değer
yargıları barındıran ve ahlaki sonuçları olan
kritik kararlar içerir.
Sosyal hizmet örgütlerinin günlük işlemleri diğer birçok hizmet ve üretim örgütlerine benzer süreçler içerir. Bunlar; finansal kaynakların yönetimi, personel işleri, çeşitli bireylerin çalışmalarının koordinasyonu ve motivasyonu, örgütsel sürekliliği koruma, bilgi sistemleri geliştirme ve örgütsel çıktıları ve sonuçları izlemedir. Bununla birlikte son yıllarda, kâr amacı güden işletmelerin örgütsel ve idari kavramları sosyal hizmet örgütlerine aktarılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla eskiden kamu hizmeti veren ve kâr amacı gütmeyen örgüt ile kâr amacı güden örgüt arasında yapısal ve kuramsal olarak belirgin farklar var iken, günümüzde bu farklar oldukça azalma eğilimi göstermektedir. Her iki tipteki örgütsel yapıların ortak yönetsel süreçleri belirlenerek işletmelerin yöntem ve teknikleri sosyal hizmet örgütlerine aktarılmaktadır. Yine de sosyal hizmet örgütlerinin bazı kendine has özelliklerinin işletmelerin kavramlarıyla tamamen değişmesi mümkün değildir.
Bu noktada sosyal hizmet örgütlerinin özgün özellikleri üzerinde durmamızda yarar olacaktır.
Değerler ve Kurallar
İnsani hizmet üretimi oldukça karmaşık değer yargıları barındıran ve ahlaki sonuçları olan kritik kararlar içerir. Bu kararların bireylerin yaşamlarında hayati ve uzun süreli etkileri vardır. Örneğin:
• Annesi tarafından ihmal edilen bir çocuğun kurum bakımı altına alınması
• Bir bebeğin evlat edinilmesi için seçilen aile
• Bir lise öğrencisine meslek ve kariyer planlaması için yapılan yönlendirme
• Sonu boşanma kararı ile sonuçlanan bir aile danışmanlığı hizmeti
• Özürlü bir çocuğun ailesinin yanında veya yatılı kurum bakımında kalmasına karar verilmesi
• Bir kişinin psikiyatri kliniğine zorunlu yatışının yaptırılması
• Zihinsel geriliği olan bir kişiye özürlülük raporu verilerek düzenli nakdi sosyal yardım almasının sağlanması
• Bağışçının kendisinin ya da ailesinin onayı alınarak bir alıcıya kalp veya böbrek bağışı yapılmasının sağlanması
Sosyal hizmet uzmanlarının süreçlerinde etkin olduğu kararların tümünde aynı zamanda bir ahlâki bir boyut bulunmaktadır. Bunların değerden bağımsız
olduğunu, tamamen bilimsel bilgi kullanılarak gerçekleştirilen profesyonel eylemler olduğunu söylemek söz konusu değildir. Bu kararlarda bazen müracaatçı, bazen müracaatçının yakını bazen de profesyonel etkin konumda olabilmektedir. Bu
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Hesap verebilirlik yapılan çalışmaların
kurum yönetimine bildirilmesi zorunluluğudur.
kararlar aynı zamanda örgüt yöneticileri veya sosyal politikalar tarafından da şekillendirilebilmektedir. Dolayısıyla sosyal hizmet örgütlerinin tüm işlevleri belirli değerlere referansla yürütülmektedir. Bu, sosyal hizmet örgütlerini diğer kurumsal yapılardan ayıran çok temel bir niteliktir.
Sosyal hizmetlerde çalışan profesyoneller mesleki kararlarında hesap verebilir olmak zorundadır. Hesap verebilirlik müracaatçılar hakkında verilen kararların sosyal hizmet değerleriyle, mevzuat hükümleriyle ve mesleğin etik ilkeleriyle uyumlu olduğunun göstergesidir ve yapılan çalışmaların kurum yönetimine bildirilmesi zorunluluğudur. Dolayısıyla profesyoneller yetki sahibi oldukları kadar mesleki eylemlerinin tümünün sorumluluğunu da taşırlar.
Hesap verebilirlik, bir kurumdaki çalışanların, yetki ve sorumluluklarının kullanılmasına ilişkin olarak ilgili kişilere karşı cevap verebilir olma, bunlara yönelik eleştiri ve talepleri dikkate alarak bu yönde hareket etme ve bir başarısızlık, yetersizlik ya da hilekârlık durumunda sorumluluğu üzerine alma gerekliliğidir.
Hesap verebilirlik, modern yönetimin kuram ve uygulamasında anahtar kavramdır.
Bu kavram, yöneticilere belirli bazı görev ve vazifelerini yerine getirmeleri ve vazifeleriyle ilgili kural ve standartlara uymaları konusunda birtakım sorumluluklar yüklemek anlamına gelmektedir. Böylece, yöneticilerin faaliyetlerine ilişkin rapor ve hesap vermekle yükümlü olduğu kişi veya organ açıkça belirlenir ve yönetici iyi performans gösterdiğinde ödüllendirilirken yetersiz performansının sonuçlarına katlanır. Bir birimin yöneticisi emrindeki personelin yerine getirdiği faaliyetler için de hesap vermekle yükümlü tutulabilir.
Bu durum yalnızca kamu kurumlarında çalışanlar için değil aynı zamanda vakıf, dernek, sendika gibi hükûmet dışı ve hatta özel sosyal hizmet kuruluşlarında çalışan profesyoneller için de geçerlidir. Profesyonelin mesleki karar ve eylemlerinin hizmet sistemine ve müracaatçılara zarar verici değil yardım edici olması için hesap verme yükümlülüğü vardır.
Son tahlilde, sosyal hizmetlerin sunumuna ilişkin mevzuatla belirlenmiş olan kurallar ve etik ilkeler sosyal hizmet örgütlerinin “örgüt kültürünü” ortaya çıkartır.
Bu kültür bir yandan hizmet alanları bireysel olarak her türlü zarardan korumaya çalışıp kişisel istek ve gereksinimlerine yanıt vermeye çalışırken, diğer yandan sosyal adalete katkı vererek kamu refahını korumaya ve geliştirmeye çalışan bir nitelik taşımaktadır. Yalnızca toplumun bütününü gözeten kamu refahı odaklı veya yalnızca bireyin self-determinasyon hakkını gözeten birey refahı odaklı bir sosyal hizmet sunumu söz konusu değildir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Sosyal hizmetlerin nihai amacı hem tekil olarak
bireyin hem de toplumun genelinin sosyal refah düzeyinin
yükseltilmesidir.
Sosyal hizmet örgütlerini diğer örgütlerden ayıran özellik hizmet sürecine
müracaatçının da katılmasıdır.
Hizmetler ve Yardımlar
Hem kamusal sosyal hizmetler hem de sivil toplum örgütleri, toplumun kolektif eylem alanları olarak inşa edilmiş yapılardır. Bu yapıların sunduğu hizmetler ise hem genel düzeyde kamu yararı hem de özel düzeyde bireysel yarar sağlar. Sosyal hizmetlerin nihai amacı hem tekil olarak bireyin hem de toplumun genelinin sosyal refah düzeyinin yükseltilmesidir.
Sosyal hizmetlerin ve sosyal yardımların temel niteliği toplumun sahip olduğu varlıkların gereksinim duyan ve asgari geçim standardının altında kalmış olan bağımlı veya işsiz olan kişilere ve ailelere yeniden dağıtımının sağlanarak toplumsal dengenin korunmasıdır. Örneğin işini kaybetmiş bir yetişkine yeniden bir iş bulana kadar verilen işsizlik yardımı kişinin satın alma gücünü korumasını sağlar. Diğer taraftan ruhsal, zihinsel veya bedensel engeli, maruz kaldığı istismar veya bakımını sağlayacak bir yakını bulunmaması yüzünden bağımlı olan kişilerin korunmasının ve bakımının sağlanması yoluyla da sosyal hizmet örgütleri toplumda “sosyal kontrol”
işlevi görürler. Sosyal hizmetlerin yatılı bakım kuruluşlarında, korunması gereken kişilerin bakımı, tedavisi ve rehabilitasyonuna yönelik hizmetler sunulmaktadır.
Bunların tümü sosyal hizmet örgütlerini diğer kamu hizmet örgütlerinden ayıran nitelikler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Müracaatçı Katılımı
Sosyal hizmet örgütlerini diğer örgütlerden farklı kılan bir diğer özellik hizmet sürecine müracaatçının da katılmasıdır. Sosyal hizmetlerin etkili sunumu
profesyoneller ile müracaatçılar arasında kişisel etkileşim gerektirmektedir. Her iki taraf da hizmet sürecinin aktif üyesi olarak görülür. Yuvada kalan çocuklarla çalışan bir sosyal hizmet uzmanı çocuklarda atılganlığı geliştirme amaçlı bir grup çalışması yürüttüğünde, ancak grup üyesi olan çocukların sürece aktif katılımı ile çocuklarda arzu edilen atılgan gelişimi görülebilmektedir. Aynı biçimde cinsel istismar
mağduru genç bir kadına yönelik danışmanlık hizmetinde müracaatçının
profesyonel ile karşılıklı etkileşimi iyileşme sürecinde hayati önem taşımaktadır.
Sosyal hizmetlerde “etkili” olabilmek için hizmet alanın değişime istekli ve değişim sürecinde etkin olması bir zorunluluktur. Müracaatçının istek ve motivasyonu olmadan bir değişim sağlamak son derece güçtür.
Ruhsal bozukluğu olan bir gencin tedavisi, bir çocuğun sosyal eğitimi, eş istismarına uğramış bir kadının korunması gibi her türlü hizmet sunumu
müracaatçının aktif katılımını gerekli kılar. Müracaatçının hizmet sürecine direnç göstermesi hizmetin etkililiğini somut olarak belirlemektedir. Dolayısıyla sosyal hizmetlerden yararlanan kişilerin motivasyonu etkili hizmetin temel göstergesidir.
Bugün birçok psikososyal hizmet programında güncel eğilim müracaatçıların
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
İnsani hizmet örgütü olarak da adlandırılan sosyal hizmet örgütleri
çeşitlilik gösterir.
güçlendirilmesidir. Bu da bireylere kişisel yaşamlarının kontrolünün ellerinde olduğu düşüncesini kazandırmak için değişim sürecinde sorumluluk vermek gerekmektedir (Austin, 2002).
Örgüt Tipleri
İnsani hizmet örgütü olarak da adlandırılan sosyal hizmet örgütleri çeşitlilik gösterir. Payne (2000) tarafından yapılan gruplandırmaya göre 4 tip sosyal hizmet örgütünden söz edebiliriz:
Sosyal hizmet örgütlerinin birinci tipi saha örgütleridir. Bu örgütlere örnek sosyal yardım vakıfları ve sosyal hizmet müdürlükleri olabilir. Buralarda genelde kuruluştan hizmet alana gidilir, mesleki uygulamalar ağırlıklı olarak saha yapılır.
Profesyonellerin toplumda sosyal hizmet gereksinimi olan vakalarla çalıştıkları yapılardır. Ayrıca bu yapılarda aynı müracaatçı ile çalışan farklı meslek
elemanlarından oluşan ekipler yer alır.
İkinci tip sosyal hizmet örgütleri çok meslekli örgütlerdir. Farklı mesleklerden profesyoneller aynı örgüt içinde birlikte çalışırlar. Toplum ruh sağlığı merkezleri buna bir örnektir.
Üçüncü tip örgütler toplum ağ örgütleridir. İnsanlara çoklu hizmetler sunmak veya sunulmasında aracılık yapmak için yapılandırılmış örgütlerdir. Ülkemizde yeni yapılanmaya başlayan sosyal hizmet merkezleri buna örnek sayılabilir. Sosyal hizmet merkezlerinde istihdamdan, sosyal yardıma, bakım hizmetlerinden, psikososyal desteğe, sağlık hizmetlerinden sosyal güvenliğe değin geniş
yelpazedeki hizmetlerin sağlanması için vaka yönetimi teknikleriyle profesyoneller tarafından müracaatçıların gereksinimlerine göre hizmet planlama, aracılık, yönlendirme ve doğrudan müdahale hizmetleri sağlanabilmektedir.
Sosyal hizmetlerde dördüncü tip örgüt ise, kurumsal örgütlerdir. Bu yapılarda profesyoneller, hizmet alanlar ile aynı çatı altında günlük çalışmalarını yürütürler.
Huzurevi, çocuk evi gibi bakım kuruluşları bu tip örgütlere örnektir.
Sosyal hizmet örgütlenmeleri diğer örgütlere göre özellikle kurumsal tipteki örgütleri bakımından önemli bir farklılık gösterir. Hizmet alanla sürekli birlikte bulunulan başka bir örgüt tipini sosyal hizmetlerin dışında görmek söz konusu değildir.
Sosyal hizmet örgütleri tipolojik olarak farklılık gösterse de bunların tümünde ortak olarak belirli vazgeçilmez unsurlar yer alır. Buna sonraki başlık altında yer verilecektir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Sosyal hizmet örgütleri;
profesyonel, yönetici, destek personeli, lider,
gönüllüler ve hizmet alanlardan oluşur.
Sosyal hizmetlerin sunumu ağırlıklı olarak
başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere
psikologlar, hekimler, hemşireler, öğretmenler, çocuk gelişimcileri vb. oluşan
profesyonellere dayanmaktadır.
SOSYAL HİZMET ÖRGÜTLERİNİN TEMEL UNSURLARI
Sosyal hizmet örgütlerinde hizmet alanların özelliklerine ve gereksinimlerine göre birçok farklı meslekten ve uzmanlıktan profesyonel çalışır. Temelde ise bu karmaşık hizmet kurumlarında dört ana unsurun yer aldığını görürüz. Bunları;
profesyonel, yönetici, destek personeli ve lider olarak sınıflandırabiliriz.
Sınıflandırma bu unsurlar arasındaki güç ilişkilerine, bilgi-beceri birikimine ve yetki hiyerarşisine göre yapılmıştır. Her unsurun kendine göre belirli ölçüde örgütsel yetkinliği de vardır.
Sosyal hizmet örgütlerinin profesyonel, yönetici, destek personeli ve liderden oluşan temel unsurlarına ilave olarak iki önemli unsuru daha vardır. Bunlar gönüllüler ve hizmet alanlardır. Diğer örgütlerde bu unsurları görmek mümkün değildir. Zira sosyal hizmetler yapısı itibariyle gönüllülerin katkı ve katılımıyla işleyen bir hizmet sistemidir. Ayrıca hizmet alanlar kendilerini doğrudan ilgilendiren birçok konuda söz hakkı olan ve hizmet sürecine katılan kişilerdir. Gönüllüler ve hizmet alanlar örgütte (genelde) ücretli çalışanlar olmamakla birlikte bu unsurların yer almadığı bir sosyal hizmet örgütlenmesinden söz etmek olanaklı değildir.
Profesyonel
Sosyal hizmetlerin sunumu ağırlıklı olarak başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere psikologlar, hekimler, hemşireler, öğretmenler, çocuk gelişimcileri vb. oluşan profesyonellere dayanmaktadır. Bu kişiler hem temsil ettikleri mesleklerine hem de örgütün değerlerini ve kurallarını dikkate alarak çalışırlar. Profesyoneller sosyal hizmet örgütlerinin güç temelini oluşturmaktadır. Bürokratik yapılanma ise bu gücün tamamlayıcı ögesidir. Sosyal hizmetlerin bürokrasisi ile atanmış yöneticiler ve profesyonel alan çalışanları örgütün karar verme işlevini birlikte üstlenirler.
Dolayısıyla sosyal hizmetlerde karar verme yetkisi yalnızca yöneticilere has değildir.
Profesyoneller de uzmanlık bilgisi kullanarak müracaatçılarla birlikte yasal ve etik yönlerden uygun olan hizmetin planlanması ve sunumunda sorumluluk taşırlar.
Kuşkusuz bu yapı üretim işlevi gören örgütlenmelerde farklıdır. Bu yapılarda işçiler ve yöneticiler arasında kesin çizgilerle bir ayrım vardır ve karar verme yetkisi yöneticilerin elinde toplanmıştır (Austin, 2002).
Sosyal hizmet uzmanları ve diğer mesleklerin elemanlarından oluşan
profesyoneller, örgütün çalışma konuları kapsamındaki durumları kavrayan ve bu durumlara yanıt üretmek için gerekli olan özel bilgi ve becerilere sahip olan unsurlardır.
Profesyoneller örgütü ilgilendiren her konudaki hizmetlerin sunumunda uzmanlık bilgisini kullanan kişilerdir. Teorik olarak baktığımızda bir profesyonelin
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
İnsana yardım yalnızca bilimsel bilgi ve beceri kullanarak değil aynı
zamanda insani sorunlara karşı ilgi ve
istekle çözülebilir.
örgütsel amaçlara yüksek derecede bağlı olduğunu, yine yüksek düzeyde özgüvene sahip olduğunu söylemeliyiz. Bu kişi aynı zamanda rutin işlemlerden ve
bürokrasiden memnuniyet duymaz. Uzmanlık bilgisini hizmet alanın yararına ve etkili bir zaman yönetimiyle kullanabilmek için esnek bir bürokratik yapıya ve yeterli düzeyde yetkiye gereksinim duyar. Sosyal hizmet uzmanlarının pratikte buna çalıştıkları örgütte sahip olup olmadıkları ise tartışma konusudur. Genel olarak baktığımızda sosyal hizmet örgütünde çalışan bir profesyonelin şu özelliklere sahip olması gerektiğini söyleyebiliriz:
• Kuramsal ve mevzuata ilişkin bilgiye hâkimiyet
• Günlük mesleki uygulamalarında ve kararlarında belirli ölçüde özerklik
• Müracaatçılar ve diğer çalışanlar üzerinde yetki
• Profesyonel davranışta özgeci tutum
Bu özelliklerin tümü birbirini tamamlayıcıdır ve bir profesyonelde tümünün olması gereklidir. Bunlar içinde ilk üçünün eğitimle ve mevzuatla profesyonel kazandırılması olanaklıdır. Bilgiyi, özerkliği ve yetkiyi kişilere verebilirsiniz. Fakat dördüncü özellik olan özgeciliğin profesyonelin öncelikli olarak kişilik özellikleri, mesleğe olan bağlılığı ve bireylere ve topluma ilişkin yardım etme motivasyonuyla ilgili olduğunu bilmek gerekir. Bu nedenle kendi kişisel sorunlarının ve
gereksinimlerinin ötesine geçip başkalarına yardım etme ve destek sunma motivasyonuna sahip olabilmek bir sosyal hizmet uzmanı için vazgeçilmez bir niteliktir, erdemdir. Ayrıca özgeci tutumun sosyal hizmetin yanı sıra hekimlik, hemşirelik gibi mesleklerde de gerekli olduğunu bilmekte yarar vardır. İnsana yardım yalnızca bilimsel bilgi ve beceri kullanarak değil aynı zamanda insani sorunlara karşı ilgi ve istekle çözülebilir.
Hiç şüphesiz sosyal hizmetin ne kadar yüksek düzeyde olursa olsun sadece özgeci bir tutumla icra edilmesi olanaklı değildir. Zor durumdaki insanlara psikososyal veya ekonomik nitelikte destek sağlamak için özgeci tutumun yeterli olduğu dönemler tarihsel olarak ancak 19. yüzyıla rastlamakta ve o dönemin sonunda da sona ermektedir. Zira 20. yüzyılın başından itibaren meslekler ortaya çıkmış ve tıptan mühendisliğe, ruh sağlığı hizmetinden hak savunuculuğuna kadar birçok çaba bilimsel temellere oturtularak belirli mesleklerin bilgi alanı içinde yeniden tanımlanmıştır. Dolayısıyla sosyal hizmetin örgütsel ortamda hem bilimsel bilgi ve beceri ile hem de bunun tamamlayıcısı olarak özgecilikle icra oluşu yüz yılı aşkın süredir gelişerek devam etmektedir.
Sosyal hizmetin ontolojisi üzerine yapılan tartışmalar 20. yüzyılın başından itibaren netlik kazanmış ve sosyal hizmet bir meslek ve bilimsel bir disiplin olarak diğer meslekler ve disiplinler arasında yerini almıştır. Bununla birlikte sosyal hizmet
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Sosyal hizmet örgütlerinde yöneticiler, yüksek
düzeyde örgütsel yetkinliği olan kişilerdir.
Sosyal hizmet örgütlerinde destek
personelinin genel işlevi, yöneticinin ve
profesyonelin çalışmalarını kolaylaştırmaktır.
Lider hem örgütsel hem de mesleki yönlerden
yüksek düzeyde yetkinlik sahibi kişidir.
uygulamalarının bilimselliği ve profesyonelliği sosyal hizmet uzmanlarının uygulama bilgi ve becerisinin alan deneyimiyle artmasına paralellik
göstermektedir. Dolayısıyla çalışma deneyimi profesyonelin niteliğinin gelişmesi ve güçlenmesinde her zaman önemli bir koşuldur.
Yönetici
Sosyal hizmet örgütlerinde yöneticiler, yüksek düzeyde örgütsel yetkinliği olan kişilerdir. Bununla birlikte yöneticiler, hizmet alanlarla profesyonellere göre daha sınırlı temas nedeniyle daha düşük düzeyde toplumsal yetkinlikleri olan örgüt unsurlarıdır. Yöneticiler yönetim görevlerini sosyal hizmet uzmanı olma koşuluna bağlı olmaksızın örgütsel uygulama becerilerine dayalı olarak yürütürler (Sveiby, 1997; Hughes ve Wearing, 2009).
Yöneticinin temel işlevi, örgütün amaçlarına bağlı olarak örgütsel işlevselliğin sürdürülmesini sağlamaktır. Bu çerçevede yöneticinin örgütte statükonun devam etmesini sağlayan ve örgütün dayanağı olan mevzuata göre örgütsel işlerliği sağlayan bir kişi olduğunu da vurgulayabiliriz. Sosyal hizmet örgütlerinde
yöneticiler genelde personel işleri, süpervizyon, kaynak ve finans yönetimi, örgütte bilgi akışının koordinasyonu gibi sorumluluklar üstlenirler.
Yöneticiler hizmet alanların gereksinimlerine yanıt vermek için gerekli olan mesleki kararlar almaktan ziyade örgütün orta vadeli işleriyle ilgili karar yetkisine sahip unsurlardır. Bu işler daha çok kaynakların çeşitli örgütsel hedeflere ve programlara nasıl aktarılacağıyla ilgilidir. Temelde yöneticiler örgütte sembolik düzeyde bir otoriteye sahip olan kişilerdir.
Destek Personeli
Sosyal hizmet örgütlerinde destek personeli sekreterlerden, büro
çalışanlarından, temizlik personelinden ve bakım elemanlarından oluşan bir grup çalışanı kapsar. Bunların tümünün genel işlevi, yöneticinin ve profesyonelin çalışmalarını kolaylaştırmaktır. Örgütün somut gereksinimlerine göre çalışan destek personelinin örgütsel ve mesleki yetkinliği göreli olarak düşüktür. Çalışma süreleri arttıkça örgütsel bilgileri de artar. Ayrıca bilgisayar programları kullanma gibi bazı özel becerileri vardır. Sosyal hizmetlerde birçok destek personeli müracaatçılar ile yakın temas hâlinde çalışırlar.
Lider
Lider hem örgütsel hem de mesleki yönlerden yüksek düzeyde yetkinlik sahibi kişidir. Özellikle sosyal hizmet örgütlerinde liderin diğer örgütlerin aksine toplumsal yetkinliğe sahip olması gerekir. Bununla kastedilen, sosyal hizmet liderinin sosyal
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Lider yönettiği örgütte en üst düzeydeki ve en çok yetkiye sahip olan
kişidir.
Sosyal hizmet örgütlerinde gönüllüler,
hizmetler hakkında toplumu bilgilendirmekten
yardım organizasyonlarına katkı vermeye, büro
işlerinden yönetim kurullarında üyeliğe kadar geniş yelpazede
birçok rol üstlenirler.
sorunlar ve müracaatçıların özellikleri hakkında bilimsel bilgi sahibi olması, hizmet verilen bölgedeki toplumsal ve kültürel yapıyı ve sosyal değişimleri ayrıntılı olarak analiz edebilmesidir.
Hiç şüphesiz lider yönettiği örgütte en üst düzeydeki ve en çok yetkiye sahip olan kişidir. Bununla birlikte örgütlerde bazı çalışanlar da liderlik özellikleriyle ortaya çıkabilir. Bu kişiler örgütün en üst kademesinde olmasalar da örgütün geleceği ve yeni hedefleri konusunda danışılan etkin çalışanlardır.
Lider ve yönetici arasındaki farklar listelendiğinde ikisi arasında sıklıkla belirtilen bir fark, yöneticinin statükonun sürdürücüsü olması, (diğer ifadeyle sağlıklı örgütsel işlerliği devamlı kılmak) buna karşın liderin ise, örgütte değişim ve yenilik arayışı içinde olmasıdır. Liderler karizmalarıyla çalışanları sürekli motive eden ve risk alan kişilerdir. Dersimizin başka bir ünitesinde bu konuya ayrıntılı olarak yer veriyoruz.
Karizma (büyüleyici özellik), Eski Yunan uygarlığına uzanan bir geçmişe sahiptir ve Eski Yunanca "ilahi ilham yeteneği (divinely inspired gift)"
anlamını taşır. Hristiyanların kutsal kitabi olan İncil’de de zikredilen bir kavramdır. Bununla birlikte, kavramı yönetim literatürüne sokan ilk kişinin, Bürokrasi Modelinin kurucusu Max Weber olduğu genel kabul gören bir görüştür. Weber, karizma terimini "karizmatik yetki" şeklinde kullanmıştır.
Karizmatik yetki, lidere yönelik kişisel bir vasıftır. İzleyicileri karizmatik liderin insanüstü, süper bir kişi olduğuna ya da en azından istisnai güçlere sahip olduğuna inanırlar. Bu güçlerin, izleyicilerin (grubun) yararına olacak biçimde lider tarafından sıklıkla sergilenmesi gerekir. Lider ile izleyicileri arasında duygusal bağlar bulunur (Luthans, 1992).
Gönüllü
Toplumların oluşumundan beri insanlar, birbirlerine karşılıksız yardım etme isteğini her zaman duymuşlardır. Bireysel düzeyde karşılıklı yardımlaşma olarak başlayan bu durum zamanla gelenekler, görenekler, ahlaki ve dinî değerler şeklinde toplumsal bir özellik kazanmıştır.
Sosyal hizmet örgütlerinde gönüllüler, hizmetler hakkında toplumu bilgilendirmekten, yardım organizasyonlarına katkı vermeye, büro işlerinden yönetim kurullarında üyeliğe kadar geniş yelpazede birçok rol üstlenirler. Örgütün çalışma konuları kapsamında toplumun gereksinimlerinin karşılanmasına çeşitli düzeylerde destek olurlar. Gönüllüler bazen kişisel deneyimlerle de ortaya çıkar.
Örneğin kanser hastalarının yakınları veya geçmişte kurum bakımında kalmış olan
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Sosyal hizmetlerde en önemli örgütsel unsur
hizmet alanlardır.
yetişkin bireyler profesyonel hizmetlerin geliştirilmesine katkı sağlayabilirler.
Sosyal hizmetlerde gönüllüler, sorun sahibi veya sorun sahibinin yakını olabildikleri için toplumsal yetkinliği olan kişilerdir.
Gönüllülük, bireylerin yurttaş olarak topluma dâhil olma ve yaşamdaki değişimlere katkıda bulunmasının bir yolu olarak sunulmaktadır. Genel olarak bakıldığında insanların gönüllülükle politik ya da hayırseverlik ekseninde
ilgilendikleri bunun yanı sıra kendi kişisel gelişimlerini de göz önünde tutarak yeni beceriler de kazanmak için gönüllü çalışmalara katıldıkları görülmektedir
(Yurttagüler, 2006).
Hizmet Alanlar
Sosyal hizmetlerde en önemli örgütsel unsur hizmet alanlardır. Hizmet alanlar, birey, grup, aile veya bir topluluk olabilir ve kendisine verilen hizmete göre, danışan, hasta ve müracaatçı olarak da adlandırılır. Bu kişiler olmaz ise örgütün varlığından söz edilemez. Bireysel deneyimleri göz önünde bulundurulduğunda toplumsal yetkinliği yüksek olan kişiler olarak görülürler.
Hizmet alanların örgütsel süreçlere katkı ve katılımları farklı düzeylerdedir.
Bazıları sürekli kurumsal bakım altında olup örgütle iç içe yaşamlarını sürdürürken bazıları da sosyal hizmetlerden çok ender olarak hizmet alabilirler. Müracaatçıların hizmetlere aktif katılımının sağlanması gerektiği kuramsal bir görüş olmakla birlikte kimi yapılarda bu görüş kuramdan pratiğe geçememekte ve bir retorik olarak kalabilmektedir. Yine de örgütsel karar ve uygulamalara onları doğrudan etkileyeceği için hizmet alanları katmak yönetimin temel işlevleri arasındadır (Hughes ve Wearing, 2009).
Bireysel Etkinlik •Bulunduğunuz bölgede hizmet veren kamusal sosyal hizmet örgütlerinin hangileri olduğu ve hangi alanlarda çalıştıkları hakkında bilgi edininiz.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Ö de v
•Yaşadığınız bölgede hizmet veren Aile ve Politikalar İl Müdürlüğünde çalışan sosyal hizmet uzmanları ile görüşerek örgütsel yetkileri ve sorumlulukları hakkında bilgi edininiz.•Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “ödev”
bölümüne yükleyebilirsiniz.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Öz et
•Sosyal hizmet uzmanlarının mesleki bilgi ve beceri repertuarını çalıştıkları örgütlerin niteliği şekillendirir.
•Örgütlerin tümünde sosyal hizmet uzmanlarının, mesleğin sosyal adalet misyonuna hizmet eden uygulamalar yapması beklenir.
•Sosyal hizmet yönetiminin gerçekleştirildiği örgütlerin tümü sosyal hizmet örgütleridir.
•Örgütler, belirli amaçlara ulaşma kastıyla inşa edilmiş sosyal ünitelerdir.
•Sosyal hizmet uzmanlarının çalıştıkları kurum ve kuruluşlar günümüzde “insani hizmet örgütleri" olarak adlandırılmaktadır.
•Sosyal hizmet örgütlerinin günlük işlemleri diğer birçok hizmet ve üretim örgütlerine benzer süreçler içerir.
•İnsani hizmet üretimi oldukça karmaşık değer yargıları barındıran ve ahlaki sonuçları olan kritik kararlar içerir.
•Hesap verebilirlik yapılan çalışmaların kurum yönetimine bildirilmesi zorunluluğudur.
•Sosyal hizmetlerin nihai amacı hem tekil olarak bireyin hem de toplumun genelinin sosyal refah düzeyinin yükseltilmesidir.
•Sosyal hizmet örgütlerini diğer örgütlerden ayıran ayırt edici bir özellik hizmet sürecine müracaatçının da katılmasıdır.
•İnsani hizmet örgütü olarak da adlandırılan sosyal hizmet örgütleri çeşitlilik gösterir.
•Sosyal hizmet örgütleri profesyonel, yönetici, destek personeli, lider, gönüllüler ve hizmet alanlardan oluşur.
•Sosyal hizmetlerin sunumu ağırlıklı olarak başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere psikologlar, hekimler, hemşireler, öğretmenler, çocuk gelişimcileri vb. oluşan profesyonellere dayanmaktadır.
•İnsana yardım yalnızca bilimsel bilgi ve beceri kullanarak değil aynı zamanda insani sorunlara karşı ilgi ve istekle çözülebilir.
•Sosyal hizmet örgütlerinde yöneticiler, yüksek düzeyde örgütsel yetkinliğe sahip olan kişilerdir.
•Sosyal hizmet örgütlerinde destek personelinin genel işlevi, yöneticinin ve profesyonelin çalışmalarını kolaylaştırmaktır.
•Lider hem örgütsel hem de mesleki yönlerden yüksek düzeyde yetkinlik sahibi olan kişidir.
•Lider yönettiği örgütte en üst düzeydeki ve en çok yetkiye sahip olan kişidir.
•Sosyal hizmet örgütlerinde gönüllüler, hizmetler hakkında toplumu bilgilendirmekten yardım organizasyonlarına katkı vermeye, büro işlerinden yönetim kurullarında üyeliğe kadar geniş yelpazede birçok rol üstlenirler.
•Sosyal hizmetlerde en önemli örgütsel unsur hizmet alanlardır.
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi”
bölümünde etkileşimli olarak
cevaplayabilirsiniz.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Sosyal hizmetin bilgi, beceri ve değerlerinin gelişiminde aşağıdakilerden hangisinin doğrudan etkisi yoktur?
a. Örgütsel yapı b. Uygulama deneyimi c. Eğitim
d. Sosyalleşme e. Politik yapı
2. Aşağıdakilerden hangisi sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıları için yapabileceklerini engelleyebilmektedir?
a. Esnek bürokrasi b. Eğitim perspektifi c. Sosyal adalet misyonu d. Sosyal sorunların çeşitliliği e. Mevzuat
3. Aşağıdakilerden hangisi sosyal hizmet yönetiminin kapsamı içinde yer almaz?
a. Örgütsel amaçları belirleme b. Psikososyal müdahale yapma c. Kaynak temin etme
d. İzleme
e. Değerlendirme
4. Aşağıdakilerden hangisinde örgütlenmenin gerekçesi en iyi şekilde açıklanmaktadır?
a. Toplu yaşamanın zorunluluğu olması b. Amaçlara uygun çeşitli yapılar geliştirilmesi
c. Belirlenmiş hedefleri bireysel olarak karşılamaktan daha etkili olması d. Modernleşmenin gerektirdiği bir süreç olması
e. Ortak bir amaç uğruna bir araya gelme gereksinimi
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
5. Modernist örgüt tanımlaması sosyal yapılandırmacı, eleştirel ve postmodern fikirler tarafından hangi yönüyle eleştirilmektedir?
a. Örgütlerin rasyonel yapılar olduğu varsayımı
b. Örgütlenmenin insan doğasına uygun bir sosyal davranış olduğu varsayımı c. Sosyal hizmetlerin ancak örgütlü bir yapıyla sunulabileceği varsayımı d. Örgütlerin çok geniş kapsamlı insan ihtiyaçlarını karşılayabildiği varsayımı e. Örgütlerin sosyal olarak inşa edilmiş yapıları olduğu varsayımı
6. Sosyal hizmet örgütlerinin “sosyal polis” işlevi gördüğü görüşü ile aşağıdakilerden hangisi kastedilmektedir?
a. Uygun olmayan sosyal davranışları engelleme b. Sapkın davranışları cezalandırma
c. Marjinal kesimleri toplumdan tecrit etme d. Sosyal adaleti koruma
e. İnsan haklarını geliştirme
7. Aşağıdakilerden hangisi günümüzde sosyal hizmetlerle eş anlamlı olarak kullanılan insani hizmetler kavramının kapsamı içinde yer almaz?
a. Hastalıkların fizyolojik etkilerinin iyileştirilmesi b. Psikolojik ve sosyal baskıların önlenmesi c. Ekonomik kaynakların transferi
d. Bağımlı kişilerin bakımı e. Afetlerde yardım
8. Aşağıdakilerden hangisi hesap verebilirlik ile ilgili olarak söylenebilir?
a. Finansal işlemleri bildirme b. Faaliyetlere ilişkin rapor verme
c. Örgütün gelir ve giderleri arasında denge kurma d. Yetki sahibi olma
e. Müracaatçı sorunlarını dikkate alma
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
9. Aşağıdaki örgüt tiplerinden hangisi çok meslekli sosyal hizmet örgütlerine örnek olabilir?
a. Sosyal hizmet müdürlükleri b. Huzurevleri
c. Çocuk yuvaları
d. Sosyal hizmet merkezleri e. Toplum ruh sağlığı merkezleri
10. Aşağıdaki örgüt tiplerinden hangisi çok saha örgütlerine örnek olabilir?
a. Toplum ruh sağlığı merkezleri b. Aile sağlığı merkezleri
c. Sosyal yardım vakıfları
d. Özürlü bakım ve rehabilitasyon merkezleri e. Yetiştirme yurtları
Cevap Anahtarı:
1.E, 2.E, 3.B, 4.C, 5.D, 6.A, 7.A, 8.B, 9.E, 10.C
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Örgütlerde Sosyal Hizmet Uzmanları
YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK KAYNAKLAR
Austin, D.M. (2002) Human Services Management: Organizational Leadership in Social Work Practice, New York: Columbia University Press
Barker, R.L. (2009) The Social Work Dictionary, 4th edition, Washington DC, NASW Press
Hasenfeld, Y. (2000) ‘Social welfare administration and organizational theory’, in R.J. Patti (ed.), The Handbook of Social Welfare Management. Newbury Park: Sage.
Hughes, M. ve Wearing, M. (2009) Organisations and Management in Social Work, London, Sage Publications
Luthans, F. (1992) Organizational Behavior. 6th Ed. New York: Mc Graw Hill Inc.
Payne, M. (2000) Teamwork in Multiprofessional Care. Basingstoke: Macmillan.
Sveiby, K.E. (1997). The New Organizational Wealth: Managing and Measuring Knowledge-Based Assets. San Francisco: Berret-Koehler.
Yurttagüler, L. (2006) Gönüllülük ve Katılım. Gönüllülerle İşbirliği, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20