• Sonuç bulunamadı

SOSYAL HİZMET TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKİYE DE YEREL SOSYAL HİZMET UYGULAMALARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SOSYAL HİZMET TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKİYE DE YEREL SOSYAL HİZMET UYGULAMALARI"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İÇİNDEKİ LE R • Yerel Yönetimlerde Sosyal Hizmetlerin Hukuki Zemini

• Sosyal Devlet, Sosyal Belediyecilik ve Sosyal Hizmet İlişkisi

• Türkiye'de Belediyelerin Tarihsel Gelişimi

• Yerel Yönetim Kuruluşları ve Sosyal Hizmetler

• Yerel Yönetimlerin Sosyal Hizmet Öncelikleri

• Yerel Yönetimlerin Hedef Kitlesi ve Sosyal Hizmetler

• Yerel Sosyal Hizmet Kuruluşları

• Belediyelerin Evde Bakım Hizmetleri

HEDE FL ER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Yerel yönetimleri kavrayabilecek,

• Yerel yönetimlerin Türkiyede gelişimini öğrenecek,

• Sosyal devlet, sosyal belediyecilik ve sosyal hizmet ilişkisini anlayabilecek,

• Yerel yönetimlerin hedef kitlesi ve sosyal hizmet uygulamalarını öğrenecek,

• yerel sosyal hizmet kuruluşlarını kavrayacak,

• Evde bakım hizmetlerinin beldiyeler tarafından verilişini değerlendirebileceksiniz.

ÜNİTE

13

HİZMET UYGULAMALARI

SOSYAL HİZMET

TARİHİ

(2)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Ülkemizde sosyal

hizmet uygulamaları sosyal devlet ve sosyal belediyecilik yaklaşımı ile son zamanlar yerel yönetimlere doğru

kaymaktadır.

Türkiye’deki yerel yönetim anlayışı il özel idareleri, belediyeler ve

köy yönetimlerini kapsamaktadır.

GİRİŞ

Ülkemizde sosyal hizmet uygulamaları sosyal devlet ve sosyal belediyecilik yaklaşımı ile son zamanlar dayerel yönetimlere doğru kaymaktadır. Yerel kalkınma planları çerçevesinde yerel sosyal uygulamaların sosyal hizmet alanı için daha isabetli bir uygulama olduğu düşünülmektedir.

Yerel yönetim; uygulamaların merkezden yerele kaydığı, sorunların yerinden takip edilmesi ve müdahâlelerin yerinden yapılması, sorunların çözümü için daha etkili bir yaklaşımdır.

Türkiye’deki yerel yönetim anlayışı il özel idareleri, belediyeler ve köy yönetimlerini kapsamaktadır. Avrupa’da özellikle federasyon devlet yapılarında yerinden yönetimde sosyal hizmet faaliyetleri daha kolay ve isabetli

uygulanmaktadır. Türkiye gibi üniter devletlerde merkezî yönetimin daha güçlü olduğu, devletin üniter yapısı gereği yerel yönetimlerin daha pasif olduğu görülmektedir. Türkiye bu yapısına rağmen sosyal belediyeciliği güçlendirmek ve uygulamaları kolaylaştırmak için belediye kanunlarını yürürlüğe koyarak yerinden yönetimi daha aktif hâle getirmeye çalışmaktadır.

Bu ünitede sosyal hizmetin yerel yönetimler tarafından desteklenmesi ve tarihi süreç doğrultusunda kanunların verdiği yetkilerle yerel yönetimlerin sosyal hizmet uygulamaları işlenecektir. Yerinden yönetimlerin sosyal hizmet uygulamalarında daha başarılı ve verimli olacağı, son zamanlardaki sosyal belediyecilik yaklaşımının bu alanda etkili olduğu düşünülmektedir.

YEREL YÖNETİMLERDE SOSYAL HİZMETLERİN HUKUKİ ZEMİNİ

Türkiye'deki yerel yönetimler 1982 Anayasasının 127. Maddesine göre; şu özellikleri taşımaktadır:

 Yerel yönetimler il, belediye ve köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarının karşılanması için kurulan tüzel kişilerdir.

 Yerel yönetimlerin karar organları seçimle belirlenir.

 Yerel yönetimlerin kuruluşu, görevleri ve yetkileri yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.

 Yerel yönetimlerin denetlenmesi yargı yolu ile olur

 Yerel yönetimlerin seçimleri beş yılda bir yapılır.

 Merkezî yönetim, yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisine sahiptir.

 Yerel yönetimler kendi birliklerini kurabilir. Birlik kurma ile ilgili izni bakanlar kurulu verir.

 Yerel yönetimler ile ilgili yasal düzenlemeler Anayasadaki hüküm ve kurallar içinde olmalıdır.

Bu fonksiyonları belediyeler, il özel İdareleri ve köy yönetimleri yerine getirmektedir. Bu kurumlar arasında en önemli işlev ve imkânlar belediyelerdedir.

1982 Anayasası doğrultusunda oluşan sosyal belediyecilik anlayışı, yerelde sosyal

(3)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3 Merkezi yönetim halkın

yerel ihtiyaçlarının karşılanmasında yetersiz kalacağından

yerinden yönetimin önemi artmaktadır.

1930 yılında çıkarılan ve uzun yıllar belediyelerin

kanuni zeminini oluşturan 1580 sayılı Belediye kanunu yerini

5393 sayılı kanununa bırakmıştır.

SHÇEK’in gelirleri arasında belediyelerce yapılacak yardımlar ve İl

özel idareleri bütçelerine konulacak

yardımlar da sayılmaktadır.

hizmet uygulamalarının bu kurumlar tarafından daha fonksiyonel ve denetime tabi tutulabilir şekilde yürütülebileceği yönündedir. Belediyeler halka dayalı kurumlardır.

Ancak ülkemizde bunu ileri sürmek oldukça zordur. Çünkü belediyeler ile halkın en yakın etkileşimi seçim dönemlerinde olmaktadır. Merkezî yönetim halkın yerel ihtiyaçlarının karşılanmasında yetersiz kalacağından yerinden yönetimin önemi artmaktadır. Bu anlamda yerel yönetimler; “kendini yöneten topluluk olmak, yerel nitelikli ihtiyaçları karşılayan bir örgüt olmak ve merkezî hükümetin bir alt birimini oluşturmak gibi anlamlar taşımaktadır (Uysal, 1987). Yerel yönetimlerin varlığı ve önemi ekonomik, hukuksal, siyasal ve sosyal faktörlerle açıklanabilir.

Dünya genelinde ve ülkemizde yerelleşme ve yerinden hizmetin önemi gittikçe artmaktadır. Ülkemizde 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 2005’te çıkarılan 5393 sayılı Belediyeler Kanunu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 1924 tarihinde çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu ve 5378 sayılı Özürlüler kanunu gibi yasalarla yerel yönetimlere, sosyal hizmet uygulamaları konusunda pek çok yetki ve görev verilmiştir. 2004 yılında 1580 sayılı kanuna alternatif olarak çıkarılan 5272 sayılı belediye kanunu 2005 yılında çıkarılan 5393 sayılı belediye kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Böylece 1930 yılında çıkarılan ve uzun yıllar belediyelerin kanuni zeminini oluşturan 1580 sayılı Belediye kanunu yerini 5393 sayılı kanununa bırakmıştır. 1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı Büyükşehir belediye Kanununda görev ve yetkilerin paylaştırılmasında nesnel ölçülerin yer almaması ve yerel yönetim kademeleri arasında organizasyon ve işbirliğinin yeterli olamaması gibi sorunları gidermek üzere 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunla, büyükşehir belediyelerinin, hukuki statüsünü yeniden düzenlenmesi ve hizmetlerin etkin, saydam, hesap verebilir hâle getirilmesi, büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyeleri arasında oluşabilecek görev ve yetki çatışmalarının önlenmesi hedeflenmiştir (Kirazaltı, 2011). Köylerin tüzel kişiliği 1924 tarihinde çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu ile tanınmıştır.

2828 sayılı Kanunun 21. Maddesinde SHÇEK korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü ve yaşlılar ile sosyal hizmetlere muhtaç diğer kişileri tespit ve incelemekle görevlidir.Bu kişilerin Kuruma duyurulmasında işbirliği yapılacak kurumlar arasında belediyelere yer verilmekte, ayrıca SHÇEK’in gelirleri arasında belediyelerce yapılacak yardımlar ve İl özel idareleri bütçelerine konulacak yardımlar da sayılmaktadır.

Türk hukuk sisteminde belediyelerin görevleri sayılırken sosyal devletin getirisi olan sosyal hizmetler hakkında yapmış olduğu vurgularla yerel yönetimlerin sosyal hizmet uygulamalarına imkân sağlamıştır.

Sosyal Devlet, Sosyal Belediyecilik ve Sosyal Hizmet İlişkisi

2828 sayılı Kanunun 3. maddesinde sosyal hizmetler şu şekilde

tanımlanmaktadır; “Kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine

(4)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4 Yerel yönetimlere

sosyal politika ekseninde sosyal hizmet üretme anlayışı

aslında sosyal devlet ilkeleri ile yakından

ilgilidir.

2004 yılından sonra belediyeler daha çok sosyal belediyecilik adı

altında sosyal hizmet faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır.

yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünüdür”.

Yerel yönetimlere sosyal politika ekseninde sosyal hizmet üretme anlayışı aslında sosyal devlet ilkeleri ile yakından ilgilidir. Sosyal devlet, sosyo-ekonomik hayatı yönlendirerek güçsüzleri, fakirleri, yardıma ve bakıma muhtaç kişileri korur, bu hizmetleri götürebilmek için, sosyal kurumlarını tesis eder, koruyucu tedbirler vasıtasıyla toplum meselelerini olabildiği kadar önlemeye ve gidermeye çalışır, sosyal sorunların baskısı altında bulunan kişi ve grupları koruyan şefkatli ve himayeci bir rol üstlenir (Seyyar ve Genç, 2010).

Sosyal Belediyecilik “Mahalli idareye sosyal alanlarda planlama ve düzenleme işlevi yükleyen, bu çerçevede kamu harcamalarını konut, sağlık, eğitim, yoksulluğun giderilmesi ve çevrenin korunması alanlarını kapsayacak şekilde sosyal amaca kanalize eden; muhtaçlara yardım yapılması ve sosyal dayanışmanın tesis edilmesi ile sosyo-kültürel faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan alt yapı yatırımlarını üstlenen; bireyler ve toplumsal kesimler arasında zayıflayan sosyal güvenlik ve adalet mefhumunu güçlendirmeye yönelik mahalli idarelere sosyal kontrol işlevleri yükleyen bir modeldir (Akdoğan, 2002). Bu bağlamda belediyeler, sosyal devletin ilgi alanına giren sosyal hizmet faaliyetlerinden de sorumlu olan kamu tüzel kişilerdir.

Sosyal Belediyeciliğin İşlevleri

1. Sosyalleştirme, Sosyal Kontrol ve Rehabilitasyon

2. Mobilize Etme, Yönlendirme, Kılavuzluk ve Rehberlik Etme 3. Yardım Etme, Gözetme

4. Sosyal müdahâle

5. Pedagojik ve kültürel hizmetler 6. Yatırım

Dolayısıyla belediyelerin genel sosyal hizmet faaliyetleri; mobilize etme, yönlendirme, kılavuzluk ve rehberlik etme toplumsal kesimlere yönelik danışmanlık hizmeti verme, onları belli gün ve olaylarda yönlendirme, halka sorunlarını nasıl ve hangi kurumlarla çözebilecekleri konusunda yardımcı olmaktır. Bu hizmetlere yönelik mahalli idarelerin sosyal yatırımlara girişmeleri çoğu zaman kaçınılmazdır.

Aşevleri, sığınma evleri, gençlik merkezleri, sağlık ocakları, mahalle kütüphaneleri ve rehabilitasyon merkezleri gibi sosyal hizmet birimleri açmak, hizmetlerin kurumsal boyutunu göstermektedir (Oğuz, 2009).

1982 Anayasasıyla sosyal belediyecilik mantığı güçlenmiş ve 1990’dan sonra belediyeler tarafından büyük kabul görmüştür. 2004 yılından sonra belediyeler daha çok sosyal belediyecilik adı altında sosyal hizmet faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır.

Sosyal belediyeciliğin, klasik yaklaşımlarla belediyecilik anlamında ulaşılması

gereken en ileri aşama olduğu hakkındaki görüşler ağırlık kazanmaktadır. Bu bağlam yörenin huzuru ve emniyeti açısından sosyal hizmet faaliyetlerinin gerekliliği ve önemi, üzerinde tartışılmaması gereken bir konudur.

(5)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5 İlk belediye örgütü 16

Ağustos 1854 yılında İstanbul’da kurulan

şehremaneti’dir.

1921 Anayasası yerel yönetimleri önemserken 1924 Anayasasıyla merkezi

yönetimi ön plana çıkarmış, 1944 yılına

kadar (tek partili dönem) yerinden yönetim pek ciddiye

alınmamıştır.

1961 Anayasası ile yerinden yönetim ilkesi

anayasal kimlik kazanmasına rağmen

Türkiye’de aşırı merkeziyetçi etki

devam etmiştir.

Yerel yönetim anlayışının temelinde yerel demokrasi değerleri vardır. Bu değerler yerel toplulukların kendilerini yakından ilgilendiren konularda kendi kendilerini özgürce, demokratik yol ve yöntemlerle yönetmelerini öngörmektedir.

Bu demokratik değerler yanında yerel yönetim kuruluşlarının üstlendikleri kamu hizmetlerinin yürütülmesinde, merkezî yönetime göre etkinlik ve verimliliği daha iyi şekilde gerçekleştiren kuruluşlar olarak değerlendirilmektedir (Yalçındağ, 1991).

Demokrasinin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması için yerel yönetimlere daha çok görev düşmektedir.

Türkiye’de Belediyelerin Kısaca Tarihsel Gelişimi

Osmanlı Tanzimat’a kadar olan süreçte, “eyalet”, “sancak”, “kaza” ve “köy”

esasına dayalı idi. Yerel hizmetler kadılar, esnaf kuruluşları (lonca) ve vakıflar aracılığıyla yürütülmüştür. İlgili şehir veya bölgede kadı, devletin temsilcisiydi ve denetim işlerini yürütürdü. Vakıflar altyapı, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçların

giderilmesinde etkindi. Esnaf kuruluşları şehir ve pazar yollarının yapımı, temizliği, malların kalitelerinin ölçümü ve sosyal yardımlarla ilgilenirdi.

1939 Tanzimat Fermanı ile yerel grupların yönetime katılmasının önü açıldı. İlk belediye örgütü 16 Ağustos 1854 yılında İstanbul’da kurulan Şehremaneti’dir. Karar alma organı halk tarafından atanan Şehremaneti Meclisi’ydi (İçişleri Bakanlığı, 2009). 1957 yılında İstanbul Beyoğlu-Gata’da Altıncı Daire-i Belediye kuruldu ve 1868 yılında Dersaadet İdare-i Belediye Nizamnamesi yayınlandı. Bu kanun dikkate alınarak 1876’da İstanbul 14 belediye dairesine ayrıldı. 1877 yılında “Vilayetler Belediye Kanunu”nun yürürlüğe girmesi ile İstanbul dışında da belediyeler kurulmaya başlandı. İstanbul, 1912’de çıkarılan Dersaadet Belediyesi Hakkında Geçici Kanun ile tek belediye oldu, 9 şubeye ayrıldı ve her daireye merkezden bir müdür atandı (Falay, 2008).

1921 Anayasası yerel yönetimleri önemserken 1924 Anayasasıyla merkezî yönetimi ön plana çıkarmış, 1944 yılına kadar (tek partili dönem) yerinden yönetim pek ciddiye alınmamıştır. 1930’da 1580 sayılı Belediye Kanunu yürürlüğe girmesi ve her türlü yerel hizmeti belediyelere görev olarak vermesine rağmen belediyeler merkezî yönetim tarafından daha sıkı denetlenmiştir.

Çok partili yaşama geçiş sürecinin hemen öncesinde, 13 Temmuz 1945 tarihinde

“Belediyecilik Derneği” kuruldu. 1948’de 5237 sayılı “Belediye Gelirleri Kanunu”

çıkarıldı ve bu kanun 30 yıldan fazla yürürlükte kaldı. Çok partili dönemden 1961 yılına kadar kanunda kısmi değişiklikler yapılarak yerel yönetimler biraz aktif olmaya başlamıştır. 1961 Anayasası ile yerinden yönetim ilkesi anayasal kimlik kazanmasına rağmen Türkiye’de aşırı merkezîyetçi etki devam etmiştir.

Belediyeler açısından; 1980’li yıllar yeni bir belediyecilik anlayışı getirmiş, 1982 Anayasası Büyükşehir Belediye teşkilatının kurulmasına imkân sağlanmış ve yerel yönetimlerin mali yapısı güçlenmiştir. 1982 Anayasasının 127. maddesindeki ‘‘büyük yerleşim yerlerinde özel yönetim biçimleri oluşturulabilir’’ hükmüne dayanılarak 1984 yılından itibaren 3030 sayılı Büyükşehir belediyelerinin yönetimine ilişkin kanun çıkarılmış ve Büyükşehir belediyeleri kurulmaya başlanmıştır. Bu kanun 2004 yılında

(6)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6 Yerel yönetimlerin

sosyal hizmet uygulamalarında

dikkate alınması gereken değerler, sorumluluk, farklılıklara

saygı, işbirliği, esneklik, yenilik, güvenirlik, etkinlik ve kalite olarak

belirlenebilir.

İl özel idareleriyle ilgili yapılan son değişiklik, 4 Mart 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5302

sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile yapılmıştır.

Vali, il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin

temsilcisidir.

yerini 5216 sayılı Büyükşehir belediye kanununa bırakmıştır. 2005 yılında ise 5393 sayılı belediye kanunu çıkarılmış ve 5302 sayılı kanunla da il özel idareleri

düzenlenmiştir.

YEREL YÖNETİM KURULUŞLARI VE SOSYAL HİZMETLER

Ülkemizde, 1982 Anayasasına göre, il özel idaresi, belediye ve köy olmak üzere üç türlü yönetim birimi bulunmaktadır; fakat Anayasanın 127. Maddesinde yer alan,

‘‘Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir’’ ifadesine dayandırılarak kurulan büyükşehir belediyeleri de yerel yönetim kuruluşları içindeki yerini almıştır. Yerel yönetimlerin sosyal hizmet uygulamalarında dikkate alınması gereken değerler, sorumluluk, farklılıklara saygı, işbirliği, esneklik, yenilik, güvenirlik, etkinlik ve kalite olarak belirlenebilir.

1- İl Özel İdareleri

İl özel idareleri ile ilgili temel hükümler, il genel yönetimi ve il özel yönetimi ile özel hükümleri içeren 1913 tarihli İdare-i Umumiye Vilayet Kanununda

bulunmaktadır. 1913 tarihli kanun, 1987 tarih ve 3360 sayılı Kanun ile başta adı olmak üzere bazı maddeleri değişikliğe uğramış ve genel yönetimle ilgili hükümleri iptal edilmiştir. İl özel idareleriyle ilgili yapılan son değişiklik, 4 Mart 2005 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile yapılmıştır.

2005 yılında çıkarılan 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 6. maddesinde il özel idarelerinin görev ve sorumlulukları; il sınırları içinde yerine getirilmesi gerekenler ve belediye sınırları dışında yerine getirilmesi gereken görevler ayrımı yapılarak belirtilmiştir. İl özel idaresinin il sınırları içinde yerine getirmesi gereken görevler; sağlık, tarım, bayındırlık ve iskân, çevre düzenlemesi, toprağın korunması, kültür, sanat, turizm, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları, İlk ve ortaöğretim kurumlarına arsa temini, binaların yapımı, bakımı ve onarımının sağlanması” şeklinde sıralanabilir. Belediye sınırları içindeki görevleri ise daha çok imar, çevre, kültür, gençlik ve spor, orman köyleri ve park ve bahçe hizmetleridir.

5302 sayılı İl Özel idaresi Kanuna göre il özel idaresinin organları vali, il genel meclisi ve il encümenidir. Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanan vali, il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. İl encümeni, il özel idaresinin yürütme organıdır.

5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununda sosyal hizmetle ilgili konular şu şekilde belirlenmiştir. Mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla, il sınırları içerisinde, sosyal hizmet ve yardımlarda bulunma, yoksullara mikro kredi sağlama, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının; yapım, bakım ve onarım ile diğer ihtiyaçların karşılanması”

(md.6/a). Eğitim, kültür ve sosyal hizmetler, imar ve bayındırlık, çevre ve sağlık

(7)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7 İl Özel İdaresi

Kanununun 35.

maddesinde il özel idaresi teşkilat yapılanmasında sosyal

hizmet ve sosyal yardımlarla ilgili bir

birim gözükmemektedir.

Belediyelerin yönetim sistemimiz içindeki yeri

yaklaşık 150 yıllık bir tarihe dayanır.

5393 sayılı Belediye Kanunu sosyal hizmet alanında belediyelere önemli sorumluluklar

yüklemiştir.

ihtisas komisyonlarının kurulması (md. 16). Vali tarafından il halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemlerin alınması, il özel idaresi bütçesinde yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneğin kullanılması (md. 30/m,n). Hizmetlerin vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulması; hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin sunumuna uygun yöntemler uygulanması (md. 6). Bu hizmet ve yardımların biçimi, niteliği ve yapıldığı birimler illere göre değişiklik göstermektedir (İl Özel İdaresi Kanunu, 2005).

İl Özel İdaresi Kanununun 35. maddesinde il özel idaresi teşkilat

yapılanmasında sosyal hizmet ve sosyal yardımlarla ilgili bir birim gözükmemektedir.

Ancak aynı maddenin devamında “ilin fiziki, coğrafi yapısı ekonomik, sosyal, kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak norm kadro sistemine ve ihtiyaca göre oluşturulacak diğer birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi il genel meclisinin kararı ile olur” denilmektedir. Böylece İl özel idareleri bölgesel şartları da dikkate alarak kendi bünyelerinde bir sosyal hizmet birimi kurabilir.

5302 sayılı Kanunun 43. maddenin (h) bendinde “yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmetler ve yardımlar”, (m) bendinde “sosyo-kültürel ve bilimsel etkinlikler için yapılan giderler” il özel idaresinin giderleri arasında sayılmıştır.

2. Belediyeler

Yerel yönetim kurumları içinde en önemlisi belediyelerdir. Belediyelerin yönetim sistemimiz içindeki yeri yaklaşık 150 yıllık bir tarihe dayanır. Türkiye’de iki çeşit belediye bulunmaktadır: Birincisi, 1580 ve 5393 Sayılı Belediye Kanununa göre kurulan ve çalışan belediyelerdir. İkincisi ise; 3030 ve 5216 sayılı Büyükşehir

Belediyesi Kanunu ile büyük kentlerde faaliyet gösteren ve farklı statüye tabi olan Büyükşehir Belediyeleri’dir. 2005 yılında çıkarılan 5393 sayılı Belediye Kanununun genel amacı; belediyelerin etkin, verimli, hesap verilebilir, uyum içinde hizmet sunmasını sağlayabilmek, merkezî yönetim ve il yerel yönetimleri arasındaki görev, yetki ve kaynak dağılımını yeniden düzenlemektir. Bu kanunda belediyelerin sosyal hizmet ve sosyal belediyecilikle ilgili görevleri 14. maddede açıklanmıştır. Ayrıca 5393 sayılı kanunun 60 maddenin (i) fıkrası ve 5216 sayılı kanunun 24. maddesinin (j) fıkrasında belediyelerin giderleri arasında “dar gelirli, yoksul muhtaç ve

kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmetler ve yardımlar” da sayılmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanunu sosyal hizmet alanında belediyelere önemli sorumluluklar yüklemiştir. Bu kanunun 14. maddesi belediyeleri sosyal politika ve refah hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde önemli bir kuruluş hâline getirmiştir.

Kanunda sosyal hizmet, sosyal yardım, gençlik ve spor, meslek ve beceri kazandırma, kültür ve sanat, konut ihtiyacının karşılanması gibi hizmetler

belediyenin görevleri arasında sayılmaktadır. Aynı madde “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar”

hükmünü getirmiştir. Yine aynı madde b fıkrası; belediyelerin isteğe bağlı olarak okul öncesi eğitim kurumları ve sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilecekleri ve işletebileceklerini, gıda bankacılığı yapabileceklerini ve gerektiğinde öğrencilere

(8)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8 Bu hizmetlerin

sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumlarına

uygun yöntemlerin uygulanması istenmektedir.

Hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla

“gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar” uygulama

yetkisi vermiştir.

gerekli desteği sağlayabileceklerini öngörmektedir. Bu hizmetlerin sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumlarına uygun yöntemlerin uygulanması istenmektedir.

Ayrıca yine bu kanunla; Dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımların belediye giderleri arasında yer alması (md.60/i); İzinsiz satış yaptığı için mallarına el konulan seyyar satıcıların, otuz gün içinde cezası ödenerek geri alınmayan mallarının yoksullara dağıtılması (md.15/m);

Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanma, özürlülere yönelik hizmetleri yürütme ve özürlüler merkezî oluşturma (md.38/n) gibi sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu maddeye istinaden belediyeler özürlüler birimleri kurarak özürlülere yönelik hizmetlerini yürütmektedirler.

5393 sayılı Kanun 76. maddesi Kent Konseyinin Görevlerini “Kent konseyi, kent yaşamında; yerel bazda demokratik katılımın yaygınlaştırılmasını, uzlaşma

kültürünün geliştirilmesi, kent kaynaklarını etkili, verimli ve sosyal adalet ilkesine uygun kullanımını sağlar ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır” şeklinde tanımlamıştır. 77. Madde belediyelere; “sağlık, eğitim, spor, çevre, sosyal hizmet ve yardım, kütüphane, park, trafik ve kültür hizmetleriyle, yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin

yapılmasında beldede dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla “gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar”

uygulama yetkisi vermiştir. Kent konseyleri belediye meclisine tavsiye niteliğinde yukarda ifade edilen konularda görüşler beyan edebilir, gönüllü meclisler ve çalışma grupları oluşturabilir.

Büyükşehir Belediyeleri

5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanununda büyükşehir belediyelerinin görevleri 7. maddede sayılmıştır. Bu maddenin v fıkrası büyükşehir belediyelerine

“Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, meslek ve beceri kazandırma kursları açmak, işletmek veya işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken üniversiteler, yüksek okullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmak” görevini vermiştir. Aynı maddenin (n) bendinde sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri, (o) bendinde kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak ve (v) bendinde meslek ve beceri kazandırma kursları açma büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında sayılmıştır.

5216 sayılı Kanun’un 21. Maddesi teşkilat yapılanmasından bahsetmekte ve norm kadro esasına göre birimlerin oluşturulmasını öngörerek sosyal hizmetle ilgili hizmetlerin yürütülmesinde sosyal hizmetler daire başkanlıkları veya şube

müdürlükleri kurulmuştur. Büyükşehir belediyesinin giderlerinin düzenlendiği 24.

maddenin (j) bendinde 5393 sayılı kanunda aynen olduğu “dar gelirli, yoksul,

(9)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

‘‘Büyükşehir Belediyeleri Özürlü

Hizmet Birimleri Yönetmeliği’’

16.08.2006 tarihli resmi gazetede yayımlanarak

yürürlüğe girmiştir.

Yerel yönetim birimi olan köylerin tüzel kişiliği 1924 tarihinde çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu ile tanınmıştır

Genel olarak belediye teşkilatı kurulmamış olan bu küçük yerleşim yerleri köyü teşkil eder.

muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar”

büyükşehir belediyesinin giderleri arasında sayılmıştır.

Özürlülere yönelik belediyeler, yardıma muhtaç olan özürlülerin barınabilmesi için bakım ve rehabilitasyon merkezleri açmak, danışma ve rehberlik hizmeti sağlamak, ücretsiz sağlık hizmetleri sunmak, ayni ve nakdî yardımlarda bulunmak gibi her türlü hizmet ve yardımı sunma yetkisine ve görevine sahiptir. Bu yetki ve görevlere ek olarak 5378 sayılı Özürlüler Kanununun 40. maddesindeki “Ek Madde 1” 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa eklenmiştir. Bu maddeyle özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere özürlü hizmet birimleri oluşturulması büyükşehir belediyelerinin görevleri arasına eklenmiştir. Aynı ek madde ile kurulan özürlü hizmet birimlerinin faaliyetlerini özürlülere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşlarıyla işbirliği hâlinde sürdürmeleri hükme

bağlanmıştır (Ek:1/7/2005-5378/40 md.).

Bu çerçevede ‘‘Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmet Birimleri Yönetmeliği’’

16.08.2006 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmet Birimleri Yönetmeliğince kurulan özürlü hizmet birimlerinin görevleri, özürlü veri tabanı oluşturmak, özürlü ve ailelerini bilinçlendirici seminerler vermek, yoksul olanlara yardımda bulunmak, ihtiyaç hâlinde hastane, okul gibi yerlere ulaşımını sağlamak olarak öngörülmüştür (Kirazaldı, 2011).

5216 sayılı Kanundaki bu düzenlemeler büyükşehir belediyelerinin çocuklara, gençlere engellilere ve yaşlılara yönelik sosyal yardım ve sosyal hizmet

uygulamalarında daha aktif rol oynamalarına imkân sağlamıştır. Büyükşehir belediyeleri sosyal hizmet ve sosyal yardımlar hakkındaki bu geniş yasal yetkilerini ekonomik imkânları ve alana olan ilgili çerçevede yürütmektedirler.

3. Köy Yönetimi

Türk tarihindeki en eski ve en yaygın yerel yönetim birimi olan köylerin tüzel kişiliği 1924 tarihinde çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu ile tanınmıştır (Ökmen ve Parlak, 2008). Köyler, geleneksel yerleşim birimleri ve en küçük mahalli idare türüdür. Genel olarak belediye teşkilatı kurulmamış olan bu küçük yerleşim yerleri köyü teşkil eder. 422 sayılı Köy Kanunu; ‘Nüfusu 2000’den aşağı olan yerleşim birimi; cami, mektep, otlak, yaylak, bataklık gibi ortak malları bulunan ve toplu veya dağınık evlerde bulunan insanlar, bağ, bahçe ve tarlalarla oluşturulan birliktelik; Bir yerden bir yere götürülebilen veya götürülemeyen mallara sahip olan ve işbu kanun ile kendisine verilen işleri yapan başlı başına bir tüzel kişi” olarak köyü üç ayrı biçimde tanımlamıştır.

1924 yılında çıkarılan 442 sayılı köy kanununun 13. maddesinde köyün mecburi işleri arasında sağlık ve sosyal yardım, temizlik, bayındırlık, tarım ve eğitim konuları da sayılmaktadır. 14. Maddedeki isteğe bağlı işler ise; zorunlu işlere benzemekle birlikte daha çok köyün, ekonomik ve sosyal yönden gelişmesi ve güzelleşmesi ile ilgili hizmetlerden oluşmaktadır. Bu maddenin 21. fıkrası “Yemeklik ve para ile köy

(10)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10 Köy yönetiminde sosyal

hizmetle ilgili işler daha çok isteğe bağlı işler

sınıfında değerlendirilmiştir.

Belediyelerin bu alanda açık, şeffaf, sorgulanabilir ve denetlenebilir kriterlere

uygun davranması hizmetlerin verimi ve

çalışmaların taban bulması için önemlidir.

Yoksul ve yoksun tüm birey ve grupların, belirleneceği ve kayıt altına alınacağı detaylı bir envanter çalışması

yapmak.

fıkrasına ve öksüzlere yardım etmek, kimsesiz çocukları sünnet ettirmek ve kızları evlendirmek için yardım etmek ve fukara cenazelerinin kefen vesairesinin tedarikine çalışmak”, 22. fıkrası “kazaen yanan veya yıkılan fukara evlerini bütün köy yardımı ile yapmak” 30. fıkrası “köyde sağlık işlerine bakmak üzere bir sağlık korucusu bulundurmak” şeklinde oluşturulmuştur. 36. Maddede köy muhtarına köyde meydana gelen her türlü sosyal olayları yatıştırmak ve gerektiğinde ilgili kamu kuruluşuna iletmek ve sosyal sorunlara ortak çözüm aramak gibi görevler verilmiştir. Görüldüğü gibi köy yönetiminde sosyal hizmetle ilgili işler daha çok isteğe bağlı işler sınıfında değerlendirilmiştir.

Kanunda köylerin sosyal hizmet ve yardım konusunda görevlerine değinilmiş olmasına rağmen köylerin yapıları, teşkilat, kaynak ve personel gerektiren sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerinin yürütülmesini neredeyse imkânsız kılmaktadır.

YEREL YÖNETİMLERİN SOSYAL HİZMET ÖNCELİKLERİ

Yerel yönetimler etkin bir sosyal hizmet sistemi oluşturmak için eldeki imkânlarını optimum şekilde kullanmak suretiyle, yerel bütün kurumlarla işbirliği içinde, yerel şart ve kaynakları en iyi şekilde kullanmak durumundadır. Çevre şartları tahlil edilerek, gerekli fizibilite çalışmalarının yapılması, içinde bulunduğu sosyal ve fiziksel çevrenin dokusu, örf, adet ve gelenekleri tahlil eden bir takım önceliklerin benimsenmesi ve uygulanması gerekir. Ayrıca, yerleşim birimlerinin özellikleri, kentsel doku, kültürel yapı, günlük yaşam alışkanlıkları, ekonomik durum, demografik özellikler de gözden geçirilmelidir.

Yapılan faaliyetlerde hizmet alımı söz konusu ise ilgili firmaların teknik şartları taşımalarının sağlanması ve denetimin açık ve şeffaf yapması esastır. Bu hizmetler şaibe kaldırmayan, risk taşıyan, sorumluluk gerektiren hizmetlerdir. Belediyelerin bu alanda açık, şeffaf, sorgulanabilir ve denetlenebilir kriterlere uygun davranması hizmetlerin verimi ve çalışmaların taban bulması için önemlidir (Genç, 2009).

Yerel yönetimler, sosyal belediyecilik bilinciyle yerel halka yönelik sosyal çalışmaları organize ederken, bir takım ön çalışmalar yapması gerekir. Şehirler, caddeler, sokaklar, resmî ve özel kurumlar, alışveriş merkezleri, hastaneler gibi herkesin ihtiyaç duyduğu toplumsal alanların fiziki donanımları oluşturulurken risk grupları (özürlüler, çocuklar, yaşlılar) ve herhangi bir yeteneğinden yoksun olan insanları düşünerek, bu alanları onların da kullanabileceği donanıma kavuşturmak sosyal yerelleşmenin gereğidir.

İlkesel bazda yerel yönetimlerin sosyal hizmetle ilgili yapması gereken ön çalışmalar özetle şöyle sıralanabilir:

1. Yoksul ve yoksun tüm birey ve grupların, belirleneceği ve kayıt altına alınacağı detaylı bir envanter çalışması yapmak. Bu çalışmalar esnasında sivil toplum kuruluşları, mahalle ve köy muhtarları, nüfus müdürlükleri, vakıf ve derneklerle işbirliği yaparak, toplumun tüm kesimlerine ulaşmak,

(11)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11 Özürlülerin sosyal

yaşama katılmalarını sağlamak üzere şehir planında kentsel ve mekânsal düzenlemeler

yapmak.

Hedef kitle olarak bunları yoksullar, çocuk

ve gençler, özürlüler, yaşlılar ve kadınlar olarak ele alabiliriz.

Kent konseyleri 1992 BM Rio Yeryüzü Zirvesi’nin çıktılarından

biridir.

2. Yardıma muhtaçlık durumuna göre ihtiyaç sahiplerinin durumlarını gözden geçirip yapılacak yardım ve hizmetleri sınıflandırmak,

3. Sosyal hizmetler için yeterli maddi kaynak oluşturmak ve merkezî yönetimle iş birliği içinde olmak. Birey ve gruplara sunulan hizmetler de maddi

imkânları verimli kullanmak ve risk gruplarının istihdamına fırsat oluşturmak,

4. Kurumun sosyal hizmetler birimini etkin hâle getirmek,

5. Her türlü şikâyet, istek, dilek ve temenniler konusunda hızlı, etkin, ulaşılabilir bir iletişim ağı kurmak,

6. Yardımların iyileştirici ve hizmetlerin koruyucu, uzun vadeli ve kalıcı olmasına yönelik planlar geliştirmek,

7. Tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sunmaya yönelik tesisler yapmak, 8. Yardıma en çok ihtiyacı olanlardan başlamak üzere, evsizler için yaşam

alanları, işsizler için istihdam imkânları, yaşlı, özürlü, sürekli veya geçici rahatsızlıkları olanlar için evde bakım sistemi oluşturmak,

9. Özürlülerin sosyal yaşama katılmalarını sağlamak üzere şehir planında kentsel ve mekânsal düzenlemeler yapmak,

10. Bu hizmetlerin sunumu için yerel halkı bilinçlendirmek, etkinlikler düzenlemek ve sosyal hizmetleri tanıtmak,

11. İhmal ve istismar edilen her yaştan bireyin geçici veya sürekli kurum bakımı veya diğer koruma tedbirleri (evlat edinme, koruyucu aile vb.) altına

alınmasını sağlayacak bir sistem oluşturmak,

12. Bu hizmetleri yerine getirirken kamu ve özel kuruluşlar tarafından verilen benzer hizmet birimleri ile işbirliği içinde olmak ve gerektiğinde görev bölüşümü yaparak çatışma ve karışıklıkları, tekrar ve istismarı önleyici tedbirler almaktır.

Yerel Yönetimlerin Hedef Kitlesine Yönelik Sosyal Hizmetler

Yerelde yardıma, bakıma, desteğe, korunmaya ve ilgiye muhtaç bütün sosyal kesimler sosyal hizmetler kapsamına girmektedir. Hedef kitle olarak bunları yoksullar, çocuk ve gençler, özürlüler, yaşlılar ve kadınlar olarak ele alabiliriz.

a) Yoksullara Yönelik Sosyal Hizmetler: Yerel yönetimler, asgari yaşam imkânlarından yoksun olan dar gelirlilere yönelik olarak gıda, yakacak, barınma, giyim, sağlık, çocuklara kırtasiye ve eğitim yardımı gibi faaliyetleri yürütür. Bu hizmetleri verirken eşitlik ilkesinden taviz vermez. Bu alanda dar gelirlilere iş imkânı, meslek edindirme kursları, gibi alanlarda da destek hizmeti sunar. Yoksulluk ve nedenlerinin araştırılarak yoksullara götürülen hizmetlerinin ve yardımların planlanması, geliştirilmesi yoksullukla

mücadele programları oluşturulması ve yoksulların topluma uyumları için sosyal ve ekonomik yardım programları geliştirir ve uygular. Yerel

yönetimler bu konuda Kent konseylerinden yararlanır. Kent konseyleri 1992 BM Rio Yeryüzü Zirvesi’nin çıktılarından biridir. Yoksullukla mücadelede dünyada ortak uygulanmaya çalışılan bu projede yoksulluğun temelde yok edilmesi için gerekli çalışmaların yapılması benimsenmiştir.

(12)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12 Çocuk ihmal ve

istismarının önlenmesi, istismara uğramış

çocukların rehabilitasyon ve tedavilerine ilişkin programlar geliştirerek,

konu ile ilgili bilinç oluşmasını sağlar.

Kalkınma fırsat ve olanaklarından eşit

biçimde yararlanmalarının sağlanmasına çalışılır.

Doğum öncesi ve sonrası annelerin süt

içmesini sağlayarak bebeklerini daha sağlıklı

yetiştirmelerine zemin hazırlayan bir hizmet

türüdür.

b) Çocuklara Yönelik Sosyal Hizmetler: Kentte açık ve yeşil alanların olması;

oyun ve eğlenceler için uygun mekânların bulunması; ulaşımın güvenli olması; yaşam çevresinin sosyal ve fiziksel sağlık koşullarına uyması çocuklar için önemlidir. Çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi, istismara uğramış çocukların rehabilitasyon ve tedavilerine ilişkin programlar geliştirerek, konu ile ilgili bilinç oluşmasını sağlar. Sokak çocuklarının (yaşayan ve çalışan) topluma ve ailelerine kazandırılması için çalışmalar yapar.

c) Özürlülere Yönelik Sosyal Hizmetler: Toplumda özürlülerin sosyal, ekonomik, bedensel ve psikolojik sorunlarının tespiti, bakımı ve rehabilitasyonu ile işe yerleştirme, toplumsal yaşama katılım ve örgütlenmelerine yönelik

çalışmalar yapar. Yerleşim alanları ve şehir planlamalarında engellilere yönelik özel fiziki düzenlemeler yapılması bu kesimin toplumsal yaşama katılımını sağlamada çok önemli bir adımdır. Sosyal konutlar ve konutların asansör, merdiven ve iç dizaynlarının engellilere göre düzenlenmesine özen gösterirler. Özürlülerin çalışabileceği ortamlar, mesleki eğitimlerini sağlayıcı programlar düzenler ve istihdam alanları oluşturur. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Gülen Yüzler Mesleki Rehabilitasyon ve İş Yeri Mekezi gibi.

Özürlüler merkezî kurarak tüm özürlülere yönelik hizmetleri sevk ve idare eder.

d) Yaşlılara Yönelik Sosyal Hizmetler: Yaşlıların kentin gündelik yaşamından soyutlanmadan yaşayabilmesi için yerel yönetimlerin sağlayacakları başlıca hizmetler; fiziksel erişebilirliğin sağlanması, barınma ve dolaylı gelir desteği, evde bakım servisleri, sağlık servisleri, gündelik yaşama katılım

organizasyonu ve huzurevleri açmak gibi fonksiyonlar üstlenir. Bakıma muhtaç yaşlılara evde bakım hizmetleri verir. Evde bakım ayrı bir başlık altında işlenecektir. Yerel yönetimler sosyal hizmet ünitesinde yaşlı hizmet birimi açarak; birime başvuran yaşlıların sosyal incelemesi, yaşlılara verilecek hizmetlerin belirlenmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması, yaşlılara yönelik boş zaman uğraşıları, geziler, kamplar ve çeşitli sosyal etkinliklerin düzenlenmesi gibi organizasyonlar düzenler.

f) Kadınlara Yönelik Sosyal Hizmetler: Kadın haklarının geliştirilmesi, korunması ve sorunlarının çözümü konusunda merkezî yönetimin yanında yerel yönetimlere de büyük ödevler düşmektedir. Kalkınma fırsat ve olanaklarından eşit biçimde yararlanmalarının sağlanmasına çalışılır.

Özellikle çalışan kadınlara yönelik kreş ve anaokulu hizmetleri önem arz ederken; evde bulunan kadınlara yönelik meslek edindirme kursları da önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

Annelere Süt Yardımı: Doğum öncesi ve sonrası annelerin süt içmesini sağlayarak bebeklerini daha sağlıklı yetiştirmelerine zemin hazırlayan bir hizmet türüdür. Bu uygulamada bölgede bulunan tüm anne adaylarına ekonomik

durumuna bakılmaksızın sağlık ocakları ile işbirliği yapılarak uygun sürede ve yeterli miktarda süt dağıtılır. Böylece annelerin sağlıkları ve hamilelik dönemlerinde kayıt

(13)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13 İlişkileri zedelenmiş

veya kopma noktasına gelmiş ailelere psikolojik ve hukuki desteklerde bulunur.

Fiziksel, ruhsal, zihinsel engellerinden dolayı toplum içine çıkmayan

bireylerin bakım ve eğitimi için yerel

yönetimler rehabilitasyon merkezleri açar.

altına alınarak kontrollerinin sağlık ocakları tarafından düzenli yapılması da sağlanmış olmaktadır.

Yerel sosyal hizmetlerin faaliyet alanlarının kapsamı çok geniş olmakla birlikte;

evsizlik, yaşlılık, fiziksel ve zihinsel özürlülük, işsizlik, aile içi şiddet, ihmal ve istismar, geçim zorluğu, maddi sorunlar, fakirlik, yalnızlık, sosyal dışlanmışlık, yabancılık, cinsiyet eşitsizliği, psikolojik sorunlar, kişilik bozuklukları, depresyon, travma ve stres, uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı, kumar vb. olarak özetlenebilir (İçişleri Bakanlığı Strateji Merkezî Başkanlığı, 2005).

Yerel Sosyal Hizmet Kuruluşları ve Faaliyetleri

Yerel yönetimlerin sosyal hizmet birimleri ve faaliyet alanları ana hatlarıyla şunlardır:

Aile Danışma Merkezleri: Yerel yönetimler bu merkezlerde, gelişen ve değişen toplumsal yapı içinde, ailenin sosyal, kişisel, ekonomik ve psikolojik durumlarını içinde bulundukları sosyal çevre ile ele alarak koruyucu ve önleyici, iyileştirici ve geliştirici faaliyetler düzenler. Anne ve babalara yönelik; pedagojik, psikolojik, sağlık ve çocuk eğitimi; aile içi şiddet ve geçimsizliklerin giderilmesine yönelik danışmanlık hizmetleri yapar. Anne- babanın çocuklarıyla olan her türlü sorunlarına çözüm üretici programlar düzenler. Evlenecek çiftlere evlilik eğitim programları düzenler. İlişkileri zedelenmiş veya kopma noktasına gelmiş ailelere psikolojik ve hukuki desteklerde bulunur. Kadın sorunlarıyla ilgili programlar düzenler.

Okuryazarlığı olmayan ailelere Millî Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile okuma yazma kursları düzenler. Töre ve namus cinayetlerine yönelik çalışmalar yapar.

Toplum Merkezleri: Belediyeler, bireylerin, grupların, ailelerin ve toplumun sorunlarla baş edebilmeleri ve bireylerin katılımcı, üretken ve kendine yeterli hâle gelmesi amacıyla; koruyucu-önleyici, eğitici-geliştirici, rehberlik ve rehabilite edici işlevlerini, bir arada ve en kolay ulaşılabilir biçimde sunabilecek gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını açar ve yürütür.

Kadın Konuk Evleri: Fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismara uğrayan kadınların psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarını çözer, varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarını karşılar, geçici bir süre kalabilecekleri yatılı sosyal hizmeti sağlar.

Rehabilitasyon Merkezleri: Fiziksel, ruhsal, zihinsel engellerinden dolayı toplum içine çıkmayan bireylerin bakım ve eğitimi için yerel yönetimler rehabilitasyon merkezleri açar. Bu merkezlerde bireylerin mesleki

becerilerini geliştirme, bu kurslardan çıkan bireyleri uygun yerlerde istihdam etme, ayrıca spor, eğlence, boşa zaman aktiviteleri, kişisel gelişim destek programları gibi uygulamalarla destek hizmetleri verilir.

Gençlik Merkezleri: Gençlere yönelik hizmetler iki ayrı kategoride değerlendirilir. Birincisi onların ihtiyaçları olan tesislerin açılması, etkinliklerin düzenlenmesi, eğitimlerine katkı sağlanmasıdır. İkincisi ise toplum yaşamına katılımlarını sağlamaktır. Gençlerin kentsel çevrenin

(14)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14 Sosyal ve ekonomik

açıdan yoksul ve yoksun kişilere bizzat yerinde yapılan eşya ve elbise yardımı hizmetlerini

kapsar.

Bir şekilde dışarıda kalmış, yerli ve yabancı

barınmaya muhtaç kişilere sunulan kısa

süreli barınma hizmetidir.

biçimlenmesine katkısı şu koşulları gerekli kılar: Yöneticilere gençlerle ilgili sorunların kent yönetiminin sorumluluğunda olduğu bilincinin

kazandırılması. Gençlerin kentle bütünleşmesi ve kentsel kimlik kazanması için gerekli alt yapının hazırlanması. Kentsel kararlar alınırken gençlerin ihtiyaç ve görüşlerinin karar süreçlerinde dikkate alınması. Gençlerin kent yönetimi ve demokrasi konularında eğitim sürecine dâhil edilmesi. Bu merkezler gençlerin bio-psiko-sosyal sorunlarını tanımlamaya, dinamiklerini belirlemeye ve çözüm yolları bulmaya yardımcı olur. Onları bilinçli şekilde yetiştirmeye, topluma uyumlarını sağlamaya, beden ve ruh sağlıklarını koruyup geliştirmeye yönelik çalışmalar yapar.

Meslek Edinme Kursları: Emek-yoğun üretimden teknoloji-yoğun üretime geçilmesiyle artan işsizlik sorunun çözümüne yönelik çalışmalar ile istihdamı geliştirmek için çalışmalar yapmak, programlar geliştirmek, meslek

edindirme ve geliştirmeye yönelik kurslar düzenleyerek istihdamın

gelişmesine katkı vermek. Bu hizmet yürütürken Millî Eğitim Müdürlükleri, üniversiteler, yüksek okullar ve meslek liseleri ile işbirliği yapmak gerekir.

İşsizliğin önlenmesi ve ülkemizde vasıfsız elemanların sayısının azaltılması için bu kursların önemi artmaktadır. Büyükşehir Belediyeleri bu konuda kampüs hizmetleri vermektedir. İstanbul’da İSMEK, Kocaeli’nde KOMEK, Sakarya’da SAMEK, Kayseri’de KAMEK gibi örnekler bu alana duyulan ilgi ve ihtiyacı açıkça ortaya koymaktadır.

Sosyal Danışmanlık Merkezî: Sosyal hizmet birimince oluşturulan büro tarafından sorun çözme, bilgilendirme, yönlendirme, anında müdahâle etme gibi konularda sosyal çalışmacı aracılığı ile yapılan hizmet türüdür.

Bölgeye özgü sosyal sorunlarını belirler, kaynaklarını araştırır, sorun alanlarına ilişkin çözüm önerileri oluşturur, sosyal sorunlara ilişkin uygulamalar yapar ve uygulayıcılara rehberlik eder.

Sosyal Yardım Mağazaları: Sosyal ve ekonomik açıdan yoksul ve yoksun kişilere bizzat yerinde yapılan eşya ve elbise yardımı hizmetlerini kapsar.

Müracaat eden kişilerin her türlü sosyal incelemeleri yapıldıktan sonra komisyonca karar verilen kişilere yapılan yardım çeşididir.

Barınma Evleri: Bir şekilde dışarıda kalmış, yerli ve yabancı barınmaya muhtaç kişilere sunulan kısa süreli barınma hizmetidir. Burada ağır özürlü olmayan, günlük bakımını kendisi yapabilecek kadar düzenli olan, fuhuş ve uyuşturucu gibi konulara bulaşmayan kişiler bu hizmetten yararlanır. Bu şekilde kapıda kalan kişiler bu mekânlarda kısa süreli bakımı yapılır, rehabilite edilir ve daha sonra kendi sosyal ortamına yönlendirilir.

Bu hizmetlerin yanında sosyal belediyecilik kapsamında yerel yönetimler sosyal hizmet birimleri üzerinden sosyal içerikli şu alanlarda da hizmetler sunmalıdır.

Bakıma ve korunmaya muhtaç aileler, kimsesiz çocuklar, işsiz ve muhtaç yetişkinler, günlük toplumsal hayata bağımsız olarak katılamayan ve ihtiyaçlarını gideremeyen kronik ve ileri düzeyde ruh sağlığı bozuk, duygusal açıdan istismar edilen çocuk, genç, yetişkin ve yaşlılara verilecek hizmetler de sunar. Ayrıca; sokak çocukları, her türden madde bağımlıları, alkol ve uyuşturucu madde alması nedeniyle kendisini ve

(15)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15 Bu hizmetler merkezi

sosyal hizmet kuruluşları ile işbirliği

halinde yürütülür.

Gerek demografik, gerek toplumsal gerekse de ekonomik sebepler, evde bakım hizmetlerini öncelikli

hale getirmiştir.

Evde bakım hizmetleri ile bakıma muhtaç bireylerin sadece tıbbi bakım ihtiyaçları değil, sosyal bakım ihtiyaçları

da karşılanmaktadır.

Türkiye’de evde bakım hizmetleri, Aile ve

Sosyal Politikalar Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlükleri, özel sektör, gönüllü kuruluşlar ve yerel yönetimler tarafından

verilmektedir.

çevresindekileri zarar görme riskine maruz bırakan kişiler, göç ederek büyükşehir sınırları içerisine yerleşen ve şehir hayatına uyum sağlamakta güçlük çeken birey ve gruplar, suç işleme eğilimi bulunan veya suç işlemiş çocuk ve yetişkinlere yönelik faaliyetler de yerel yönetimlerin görev alanı içindedir. Bu hizmetler merkezî sosyal hizmet kuruluşları ile işbirliği hâlinde yürütülür.

Yerel yönetimler bu hizmetleri yerine getirirken, yaygın sorumluluk duygusu içinde, farklılıklara saygı duymak suretiyle, ilişki hâlinde olduğu kurumlarla işbirliği hâlinde olmak durumundadır. Bu ilkelere uyarak verilen hizmetler toplum

tarafından değer bulduğu gibi sosyal devlet ve sosyal belediyecilik ruhuna uygun insana yatırımı ön planda tutan bir yaklaşımı ortaya çıkaracaktır.

TÜRKİYE’DE BELEDİYELERİN EVDE BAKIM HİZMETLERİ

Sosyal hizmetler içerisinde önemli bir yeri olan evde bakım hizmetleri Batı’da özellikle 1950’li yıllardan itibaren tercih edilmeye başlamış ve tüm dünyada yaygınlaşma eğilimi göstermiştir. Gerek demografik, gerek toplumsal gerekse de ekonomik sebepler, evde bakım hizmetlerini öncelikli hâle getirmiştir. Türkiye nüfusunun hızla yaşlanmasına paralel olarak, bakıma muhtaçlık sorununa bir çözüm olarak evde bakım hizmetleri önem kazanmaya başlamıştır.

Kısaca bireylerin bakım ihtiyaçlarının ev ortamında karşılanması şeklinde tanımlanabilen evde bakım hizmetleri; hekim, hemşire, psikolog, diyetisyen, fizyoterapist, sosyal hizmet uzmanı, ev ekonomisti ve bakım destek elemanı gibi farklı meslek ve branş üyelerinin işbirliği ve eşgüdümü ile sürekli, kapsamlı ve organize bir biçimde sunulan koruyucu ve tedavi edici hizmetler bütününü ifade etmektedir (Aksayan-Cimete, 1998:5).

Evde bakım hizmetlerinden yararlanan gruplar çoğunlukla kronik hastalar, yaşlılar ve özürlülerdir. Bu grupların yararlandığı evde bakım hizmetleri uzun süreli olup, doğum sonrası ya da taburcu sonrası geçici bir süreliğine bakıma ihtiyaç duyan kimseler ise kısa süreli evde bakım hizmetlerinden yararlanmaktadır (Arno ve diğ., 1994:16).

Evde bakım hizmetleri ile bakıma muhtaç bireylerin sadece tıbbi bakım ihtiyaçları değil, sosyal bakım ihtiyaçları da karşılanmaktadır. Sosyal bakım hizmetleri teknik olarak ADLs (Activities of Daily Living) olarak adlandırılan yemek yeme, banyo, tuvalet, giyinme, soyunma, hareket etme gibi günlük yaşam aktiviteleri ile IADLs (Instrumental Activities of Daily Living) olarak adlandırılan ev işleri, yemek yapma, alışverişe gitme gibi yardımcı günlük yaşam aktiviteleri desteğini içermektedir (Kane, 1999: 303).

Evde bakım hizmetlerinin amacı, bireylere kaliteli, ihtiyaca uygun ve düşük maliyetli bakım hizmetleri sunarak, onların bağımsızlıklarını sağlamak ve yaşam kalitelerini yükseltmek ve bakıma muhtaç bireyin ihtiyaçlarını en iyi şekilde

karşılayarak aileye destek vermek, böylece hem bir bütün olarak ailenin hem de tüm aile üyelerinin işlevselliğini arttırmaktır (Bulut, 2001:34).

(16)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16 Türkiye’de evde bakım

hizmetleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlükleri, özel sektör, gönüllü kuruluşlar ve yerel yönetimler tarafından

verilmektedir.

Belediye personeli ise hizmetlerin koordinasyonunu sağlamakta, denetimini

üstlenmektedir.

Dünya ülkelerinde evde bakım hizmetlerini çoğunlukla yerel yönetimler, özellikle de belediyeler yürütmektedir. Merkezî Hükümet planlama, kaynak aktarma ve denetlemekle yükümlüdür. Türkiye’de evde bakım hizmetlerinin sunumu son derece dağınık bir yapı arz etmekte, evde bakım hizmetlerinin merkezî idare, yerel yönetimler ve özel sektör tarafından sunumuna yönelik birçok yasal düzenleme bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemeler son derece karmaşık, birbirinden kopuk esaslar içermektedir. Dolayısıyla evde bakım hizmetlerinin sunumu, Türkiye’de dağınık bir görünüm arz etmektedir. Türkiye’de evde bakım hizmetleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlükleri, özel sektör, gönüllü kuruluşlar ve yerel yönetimler bazında Ankara, İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri tarafından verilmektedir. Bu üç Büyükşehir Belediyesinin evde bakım hizmetlerini tarihsel süreç içinde ve mukayeseli olarak inceleyeceğiz.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Evde Bakım Hizmetleri

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de yerel yönetimler bazında evde bakım hizmetleri uygulamasını başlatan ilk büyükşehir belediyesidir. Evde bakım

hizmetleri, Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı, Yaşlı Hizmetleri ve Şefkat Evleri Şube Müdürlüğü çatısı altında bulunan Yaşlılara Hizmet Merkezî tarafından yürütülmektedir. Yaşlılara Hizmet Merkezî, ev ortamında yaşlının desteklenmesi ve toplumdan soyutlanmadan yaşamına devam etmesi amacıyla 5 Eylül 1994 tarihinde kurulmuştur. Merkezîn amacı, evde bakım hizmetlerinden yararlananların günlük yaşamlarını kolaylaştırırken, yalnız olmadıklarını onlara hissettirmek ve gösterilen ilgi, sevgi ve şefkat ile onurlu bir yaşam sürmelerini sağlamak olarak ifade

edilmektedir (Selek Öz, 2010).

Ankara Büyükşehir Belediyesi Yaşlılara Hizmet Merkezînde görevli sosyal hizmet uzmanları, belli aralıklarla üyelerin evlerine giderek hizmetleri düzenli olarak alıp almadıklarını sormakta, memnuniyet anketleri düzenlemektedirler. Evde sunulan hizmetlerle ilgili olarak aşağıda sunulan özel bilgilere bağlı bir durum

değerlendirmesi yapmak mümkündür (Seyyar-Selek Öz, 2010):

Bakım Personeli: Ankara Büyükşehir Belediyesinde evde bakım hizmetleri kapsamında doktor (toplam üç tane), hemşire, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, bakım destek elemanı gibi farklı meslek gruplarından toplam 149 personel ile çalışılmaktadır. Evde bakım hizmetleri ihâle personeli

aracılığıyla yürütülmekte, belediye personeli ise hizmetlerin koordinasyonunu sağlamakta, denetimini üstlenmektedir.

Yararlanma Şartları: Ankara Büyükşehir Belediyesinin evde bakım

hizmetlerinden yararlanmak için Ankara ili sınırları içinde ikamet etmek, 60 yaş ve üzeri olmak ve bakıma muhtaç olma şartları aranmaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde evde bakım hizmetleri sadece 60 yaş ve üzeri bakıma muhtaç yaşlılara değil, 60 yaşın altında olup da % 40 engellilik raporu bulunan engelli vatandaşlara da aynı şekilde sunulmaktadır. Ancak engelli vatandaşların evde bakım hizmetleri ile Büyükşehir Belediyesinin engelli birimi ilgilenmektedir.

(17)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17 İstanbul Büyükşehir

Belediyesi, İstanbul sınırları içerisinde fakir

ve muhtaç hastalara evlerinde sağlık hizmeti

vermeye 2001 Aralık ayında başlamıştır.

Yararlanma Biçimi: Ankara ili sınırları içinde ikamet eden, eşiyle veya yalnız yaşayan 60 yaş ve üzeri yaştaki her birey Merkez’e şahsen veya birinci dereceden akrabaları aracılığıyla başvurabilmektedir. Sosyal hizmet uzmanı, hizmet almak istediği halde Merkez’e gelmekte güçlük çeken yaşlıların evine giderek incelemelerini yapmakta, yaşlının hangi hizmetlerden nasıl

yararlanması gerektiğine karar vermektedir. Alacağı hizmet konusunda yaşlıyı bilgilendirmekte ve ilgili birimlere yönlendirmektedir. Sosyal

güvencesi ve geliri olmayan ya da asgari ücretin altında bir gelire sahip olan üyeler, bütün hizmetlerden ücretsiz olarak yararlanabilmektedirler.

Yararlananların Sayısı: Yaşlılara Hizmet Merkezînin Şubat 2008 itibariyle 16.371 üyesi bulunmakta iken, 10.03.2010 tarihi itibariyle genel toplam üye sayısı neredeyse iki katına yükselerek 28.917’ye ulaşmıştır

Bakım Türleri: Evde bakım hizmetleri kapsamında sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler, psikolojik destek hizmetleri, rehberlik, refakat, danışmalık hizmetleri, sosyal ve kültürel etkinlikler, temizlik ve bakım hizmetleri, her türlü ev içi tamiratı ve ekonomik destek hizmetleri verilmektedir. Sunulan hizmet türlerinde ilk sırayı temizlik hizmetleri, ikinci sırayı ise evde sağlık hizmetleri izlemektedir. Ev içi bakım, onarım ve tamirat hizmetleri ile psiko- sosyal destek hizmetleri de sıkça verilen hizmetlerdendir.

Sağlık Hizmetleri: Evde sağlık hizmetleri kapsamında bakıma muhtaç kişilere doktor ve hemşire nezaretinde genel sağlık kontrolü hizmetleri verilmekte ve sosyal güvencesi olmayan üyelere yılda bir kez belediye hastanesinde ücretsiz check-up yaptırılmaktadır. Bunun yanında ihtiyaç hâlinde kurum ambulansı ile en yakın sağlık kurumuna sevkleri yapılmaktadır. Kimsesiz ve muhtaç üyenin vefatı hâlinde adli tıp, morg ve gasil işlemlerinin

yürütülmesine yardımcı olunmakta, cenaze aracı temini ve defin işlemleri yapılmaktadır.

Sosyal Bakım Hizmetleri: Bakıma muhtaç ve kimsesi olmayan üyelere talep etmeleri hâlinde malzemeleri yaşlıya ait olmak üzere haftada bir gün (en az üç çeşit) yemek yapılmakta ve bulaşıkları yıkanmaktadır. Ciddi sağlık sorunları olan, yalnız yaşayan ve bakıma muhtaç üyelerin beden temizliği, sakal-tırnak kesimi ve bakımları yapılmaktadır. Üyelere kitap, dergi, gazete okunması, sohbet edilmesi, birlikte gezintiye çıkılması, günlük

alışverişlerinde yardımcı olunması, sanatsal etkinliklerde ve akraba-dost ziyaretlerinde eşlik edilmesi gibi hizmetler de verilmektedir.

Ekonomik Destek Hizmetleri: Sosyal hizmet uzmanı ilk olarak müracaat eden yaşlının sosyal güvencesi ve gelir durumunu incelemektedir. Durumu uygun görülen yaşlıya gıda ve yakacak yardımlarını alması için gerekli yazışmalar ve işlemler yapılarak muhtaç durumdaki yaşlının ücretsiz olarak merkezîn tüm hizmetlerinden yararlanması sağlanmaktadır. Ayrıca giyecek ve ilaç yardımı da yapılmaktadır.

(18)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18 İstanbul Büyükşehir

Belediyesi’nde evde bakım hizmetleri, bugün Sağlık ve Sosyal

Hizmetler Daire Başkanlığı’na bağlı olan Sağlık Daire Başkanlığı-

Sağlık ve Hıfzısıhha Müdürlüğü aracılığıyla

yürütülmektedir.

Hizmetlerin sunumunda herhangi bir yaş şartı

aranmamaktadır.

Hizmetler, kişilerin sosyal güvencelerinden

de bağımsızdır.

Evde tedavisi neticelendirilemeyecek

derecede hasta olan kişiler hastanelere sevk

edilmektedir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Evde Bakım Hizmetleri

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul sınırları içerisinde fakir ve muhtaç hastalara evlerinde sağlık hizmeti vermeye 2001 Aralık ayında başlamıştır. Evde sağlık hizmetleri bu amaca uygun olarak 2001 yılında Kadıköy ilçesinde hasta bireyleri tespit çalışmaları ile başlatılmıştır. 2002 yılında hizmet alanı genişletilerek Bağcılar, Fatih, Pendik, Kadıköy, Kâğıthane, Zeytinburnu, Esenler, Maltepe

ilçelerinde de hane tespiti çalışmaları yapılmıştır. 2003 yılında proje daha da genişletilerek İstanbul’un 19 ilçesine yayılmıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde evde bakım hizmetleri, bugün Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı olan Sağlık Daire Başkanlığı-Sağlık ve Hıfzısıhha Müdürlüğü aracılığıyla yürütülmektedir. Sağlık ve Hıfzısıhha Müdürlüğü, her sene evde bakım hizmetlerinin ihâlesini vermektedir. İhâleyi, evde bakım hizmetleri başladığından bu yana bir belediye iktisadi teşekkülü (BİT) olan İstanbul Sağlık A.Ş. almaktadır. Evde Bakım Merkezînde görevli personeller her gün sahaya çıkarak denetim yapmaktadır. Denetim elemanları, hizmetlerin düzenliliğini, memnuniyeti ve şikayetleri değerlendirmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin evde bakım hizmetlerinin maliyeti 2009 yılı için 9.5 milyon TL olarak belirtilmektedir (Selek Öz; 2010).

Aşağıdaki bilgiler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin evde bakım hizmetlerinin genel yapısını yansıtmaktadır (Selek Öz; 2010).

Bakım Personeli: Evde bakım hizmetleri sunumunda 160’ı ihâle personeli, 8’i belediyenin kendi personeli olmak üzere toplam 168 personel görev

yapmaktadır. Bu personel sayısına temizlik ve güvenlik personeli dâhil değildir. İhâle personelinin çoğunu sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Sadece bir tane sosyolog, 9 tane de sosyal çalışmacı bulunmaktadır.

Yararlanma Şartları: Evde bakım hizmetlerinden yararlanmak için gerekli kriterler “kişinin İstanbul’da yaşaması, bakıma muhtaç olması ve maddi durumu açısından eve bir hemşire, bir fizyoterapist getiremeyecek durumda olması” şeklinde ifade edilmektedir. Bu bağlamda hizmetlerin sunumunda herhangi bir yaş şartı aranmamaktadır. Ancak ağırlıklı olarak, yaşla birlikte bakım ihtiyaçlarının artmasına paralel olarak, 65 yaş üstü bireylere hizmet götürülmektedir. Hizmetler, kişilerin sosyal güvencelerinden de bağımsızdır.

Sadece hastane ve ilaç hizmetlerinden yararlanabilmek için kişinin sosyal güvencesinin olmaması şartı aranmaktadır.

Yararlanma Biçimi: Evde bakım hizmetlerinden yararlanmak için başvurular çoğunlukla telefonla olmak üzere doğrudan ya da internet üzerinden yapılabilmektedir. Yapılan başvurular hemen değerlendirilmekte, başvuruda belirtilen adrese bir sosyal çalışmacı giderek durum tespiti yapmaktadır.

Tespit çalışmasında, hastanın sağlık durumu, yaşadığı ortam, maddi durumu ve ailesine ilişkin incelemelerde bulunulmaktadır. Durum tespiti sonucunda kişinin evde bakım hizmeti alması uygun görülürse, kişiye ilişkin bilgiler İstanbul Sağlık A.Ş.’ye iletilmektedir. Evde bakım doktoru gerekli malzemelerle hastanın evine giderek ilk muayenesini yapmaktadır.

(19)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19 İstanbul Büyükşehir

Belediyesi, evde bakım hizmetleri kapsamında

ağırlıklı olarak evde sağlık bakımı/evde tıbbi

bakım hizmetleri vermektedir.

Muayene sonucu evde bakım hizmetine ihtiyacı olduğu teşhisi konursa bunu evde bakım hemşiresine bildirmekte, buna göre bir bakım planı oluşturulmaktadır. Evde tedavisi neticelendirilemeyecek derecede hasta olan kişiler hastanelere sevk edilmektedir.

Bakım Türleri: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, evde bakım hizmetleri kapsamında ağırlıklı olarak evde sağlık bakımı/evde tıbbi bakım hizmetleri vermektedir. Her ne kadar sosyal bakım hizmetleri verilse de, tıbbi bakım hizmetlerinin oranı çok daha geniştir. Zaten hizmetlerin tarihçesinde de belirtildiği gibi İBB evde bakım hizmetlerini evde sağlık bakımı hizmetleri olarak başlatmış, birkaç yıl önce bu hizmetlere sosyal bakım hizmetlerini de ekleme kararı almıştır.

Sağlık Hizmetleri: Özellikle yaşlılara yönelik evde tıbbi bakım çerçevesinde verilen hizmetleri şu şekilde sıralamak mümkün:

a) Sonda uygulamaları, serum takma, kan alma, katater uygulama, ilaç uygulamaları;

b) Yarı yatalak ve yatalak durumda olan hastaların vücutlarında oluşan kronik yaraların bakımı;

c) Hipertansiyon ve diyabet hastalarının sağlık durumlarının takibi;

d) Hastanın evinde özel eğitimler, egzersizler ve fizyoterapi cihazlarıyla fizik gücü ve dayanıklılığı arttırılarak gerekli tedavi rehabilitasyonun sağlanması;

e) Akciğer enfeksiyonu geçiren, solunum problemi yaşayan hastalara solunum terapisti tarafından gerekli egzersizler verilmesi ve oksijen ve gerekli ilaçların uygulanması;

f) Hastane hizmetleri;

g) Doktor tarafından gerekli ilaçların reçete edilmesi ve temini. Tüm bu uygulamalar doktor tarafından düzenli olarak takip edilmektedir. Tıbbi uygulamaların hastanın ve yakınlarının yapabileceği şekilde hastaya, ailesine ve diğer yakınlarına eğitim verilmektedir.

Sosyal Bakım Hizmetleri: Evde sosyal bakım çerçevesinde verilen hizmetleri şu şekilde belirleyebiliriz:

a) Kronik hastalar, kaza geçiren ve ameliyat sonrası psikolojik desteğe ihtiyacı olan hastalara ailesi ile birlikte psikoterapi uygulanması;

b) Tıbbi olarak tedavisi mümkün olmayan, son dönemini yaşayan hastalara ve hastaların ailelerine bu devreyi rahat geçirebilmeleri için gerekli desteğin sağlanması;

c) Hasta karyolası, havalı yatak, tekerlekli sandalye, hareket kısıtlılığı olanlar için destek cihazları (koltuk değneği vb.);

d) Temizlik personeli tarafından yapılan ev temizliği,

e) Bakım destek personeli tarafından yerine getirilen kişisel bakım (vücut temizliği gibi) hizmetleri;

f) Aşevlerinden yemek gönderilmesi;

g) Ev içi bakım, onarım, tadilat işlerinin yaptırılması.

Ekonomik Destek Hizmetleri: Belediyenin Yardım Sandığı tarafından 65 yaş üzerinde sosyal güvencesiz ve kimsesiz yaşlılara belediye kaynaklarından

Referanslar

Benzer Belgeler

Tuvaletlerin zeminleri, klozetler, pisuvarlar 1/10’luk, lavabolar, musluk ve batarya başlıkları, kapı kolları 1/100’lük hipoklorit esaslı yer yüzey dezenfektan

• İş Kanununa göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından. sağlanan ve nakden ödenen

• Uygulamada bazı görevlerin komisyon, komite, Yönetim kurulu gibi organların toplantılarına katılmak suretiyle yapıldığı ve katılanlara toplantı veya saat başına hakkı

hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya

• 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalı

• kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında

• Bu şekilde genel sağlık sigortalısı sayılanların genel sağlık sigortası primleri Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının

belirtilen kişiler için asgari ücret, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen kişiler için ise prime esas asgari kazanç tutarı esas alınır.. • Bu