• Sonuç bulunamadı

AB IPA13/CS-02.a 2013 ENERJİ SEKTÖRÜ PROGRAMI FAZ 2 PROJESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AB IPA13/CS-02.a 2013 ENERJİ SEKTÖRÜ PROGRAMI FAZ 2 PROJESİ"

Copied!
130
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AB IPA13/CS-02.a

2013 ENERJİ SEKTÖRÜ PROGRAMI FAZ 2 PROJESİ

Enerji Piyasalarının Geliştirilmesi

KAPASİTE ÖDEMELERİ SİSTEMİ DEĞERLENDİRME VE TAVSİYE RAPORU (KÖSDTR)

2. Sürüm

Ağustos 2020

(2)

İçindekiler

KISALTMA TABLOSU ... 4

TABLO DİZİNİ ... 6

ŞEKİL DİZİNİ ... 7

YÖNETİCİ ÖZETİ ... 8

1 GİRİŞ ... 28

2 KAPASİTE ÖDEMELERİ SİSTEMİNİNÜCRETLENDİRM GEREKÇESİ ... 30

2.1 DURUM ... 30

2.2 BİR KAPASİTE ÖDEMELERİMEKANİZMASININ OLUŞTURULMASI İÇİN GEREKÇELER ... 33

2.3 KÖMTİPLOJİSİ ... 36

2.4 KÖM’YE DAİR İLK AÇIKLAMALAR ... 39

3 TÜRKİYE BAĞLAMI ... 42

3.1 GİRİŞ ... 42

3.2 KAPASİTE ÖDEME MEKANİZMASI ... 43

3.2.1 Türkiye’de 2018’de Yapılan Kapasite Ödemeleri ... 45

3.2.2 Türkiye’de 2019’dA Yapılan Kapasite Ödemeleri ... 46

3.2.3 Türkiye’de 2020’de Yapılan Kapasite Ödemeleri ... 47

3.3 MEKANİZMANIN NİCEL SONUÇLARI ... 48

3.3.1 2018 Metodolojisi ... 48

3.3.2 2019 Metodolojisi ... 51

3.4 MEVCUT KÖM’YE DAİR HUSUSLAR ... 52

3.5 TAVSİYE EDİLEN DEĞİŞİKLİKLER ... 54

4 KAPASİTE ÖDEMELERİ MEKANİZMALARINA GENEL BAKIŞ ... 56

4.1 FİYAT BAZLI KAPASİTE ÖDEMELERİ ... 56

4.2 MİKTAR BAZLI -HEDEFE YÖNELİK ... 59

4.2.1 Stratejik Rezerv ... 59

4.3 MİKTAR BAZLI -PİYASA GENELİNDE ... 62

4.3.1 Kapasite İhaleleri ... 62

4.3.2 Kapasite Yükümlülükleri ... 65

4.3.3 Merkezi Güvenilirlik Programları ... 68

4.3.4 Merkezi Olmayan Güvenilirlik Programları ... 71

4.4 ÜLKELERİN UYGULADIĞI KÖM’LER ... 74

4.4.1 ABD ... 78

(1) PJM ... 79

(2) ISO-NE ... 80

(3) NYISO ... 82

4.4.2 Birleşik Krallık ... 83

4.4.3 Almanya ... 88

4.4.4 İspanya ... 90

4.4.5 Arjantin ... 93

4.4.6 Kolombiya ... 99

4.4.7 Avustralya ... 104

4.4.8 Belçika ... 106

4.5 TAVSİYELER ... 108

4.5.1 Türkiye için Merkezi Güvenilirlik Opsiyonu Programı... 110

5 GÖREV 1F’DEN TTK İLE BAĞLANTI ... 111

5.1 HEDEFE YÖNELİK MEKANİZMALAR ... 111

5.1.1 Hedefe Yönelik İhaleler ... 112

5.1.2 Stratejik Rezerv ... 113

5.2 PİYASA ÇAPINDA MEKANİZMALAR ... 114

(3)

5.3 ÖZET ... 114

6 KÖS'NİN TASARIMI VE UYGULANMASINDA KİLİT KURUMLARIN ROLLERİ ... 116

6.1 UYGULAMANIN ZAMANLAMASI ... 117

7 ÖZET VE SONUÇLAR ... 119

A.1.1 EKLER ... 123

(4)

K

ISALTMA

T

ABLOSU

Kısaltma Tanım

Yap - İşlet

YİD Yap - İşlet - Devret

DSİ Dağıtım Sistemi İşletmecisi

EDŞ Elektrik Dağıtım Şirketi

EPK Elektrik Piyasası Kanunu

EPDR Elektrik Piyasası Değerlendirme Raporu

EPDK Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

EPİAŞ Piyasa Operatörü Şirket

AB Avrupa Birliği

EÜAŞ Elektrik Üretim Anonim Şirketi

MG Menşe Garantisi

IPA Katılım Öncesi Yardım Aracı

PTF Piyasa Takas Fiyatı

ETKB Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ÇGPB Çok Yıllık Gösterge Planlama Belgesi

Piyasa İşletmecisi

OSB Organize Sanayi Bölgesi

PMUM TEİAŞ’nin Piyasa İşletmecisi Departmanı (Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi)

YE Kanunu Yenilenebilir Enerji Kanunu

YEK Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Sistem İşletmecisi

TEAŞ Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi TEDAŞ Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi

(5)

Kısaltma Tanım

TEİAŞ Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi

TEK Türkiye Elektrik Kurumu

TETAŞ Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Şirketi

İT İş Tanımı

İHD İşletme Haklarının Devri

YEKA Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları

YEKDEM Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması

(6)

T

ABLO

D

İZİNİ

Tablo 1- KÜM’ler için Etmenler ve Hedefler ... 35

Tablo 2 – KÜM’nin sınıflandırılması ... 39

Tablo 3- 2019’da Kapasite Ödemelerine Ayrılan Aylık Bütçe ... 47

Tablo 4- 2020’da Kapasite Ödemelerine Ayrılan Aylık Bütçe ... 48

Tablo 5 -ISO-NE İhale Sonuçları ... 81

Tablo 6 -BK Kapasite İhalelerinin Sonuçları ... 86

Tablo 7- BK’de Teknolojiye göre Sonuçlar ... 86

Tablo 8 - Sözleşme Süresine göre Sonuçlar ... 87

Tablo 9 - Teslim Tarihine göre Sonuçlar ... 87

Tablo 10 - Almanya Stratejik Rezerv Sonuçları ... 89

Tablo 11- İspanya’daki Teknoloji Katsayıları ... 92

Tablo 12- Arjantin’deki Mevsimsel Katsayılar ... 96

Tablo 13 - Arjantin’in Kapasite Ödemelerinin Yapısı ... 97

Tablo 14 - Arjantin’in Kapasite Ödemelerinin Kullanım Çarpanları ... 97

Tablo 15 - Arjantin’in Kapasite Ödemeleri Fiyatları ... 98

Tablo 16 - Arjantin’deki Yan Hizmetlerin Fiyatları ... 99

Tablo 17 - Kolombiya’nın Güvenilirlik Opsiyonu Sonuçları ... 101

Tablo 18 - Kolombiya’nın GPPS Sonuçları ... 101

Tablo 19 - Kolombiya’nın GPPS Sonuçları (2008) ... 102

Tablo 20 - Satış Yeniden Yapılandırma İhalesi Sonuçları ... 103

Tablo 21 - Alım Yeniden Yapılandırma İhalesi Sonuçları ... 104

Tablo 22 – Kullanımdan Kaldırılması Planlanan Fosil Yakıt Kapasitesi ... 106

Tablo 23 – Güvenilirlik Opsiyonları Mekanizmasının Uygulamaya Konması için Önerilen Takvim ... 117

Tablo 24 -PJM İhale Sonuçları ... 123

Tablo 25 -NY-ISO ICAP İhalesi Sonuçları ... 125

(7)

Ş

EKİL

D

İZİNİ

Şekil 1– 2018’de Kömür Yakan Santrallerin Elde Ettiği Gelirler ... 50

Şekil 2 -2018’de KÇGT’lerin elde ettiği gelirler ... 51

Şekil 3 -2019’da termik santrallerin elde ettiği gelirler ... 52

Şekil 4 - KÜM’nin Sınıflandırılması ... 56

(8)

Y

ÖNETİCİ

Ö

ZETİ

Kapasite ÖdemeleriMekanizmalarına yönelik ihtiyaç

Belirli bir güç sisteminin üretim yeterliliği, talebi her zaman karşılama kapasitesi olarak tanımlanabilir. Dengeleme ve esneklik yeterliliği ise sistemin şebekede öngörülemeyen aksaklıklara yanıt verme kabiliyeti ile ilgilidir (daha çok esneklik ve üretim dalgalanmaları ile başa çıkma kabiliyeti ile ilgilidir). Üçüncü unsur olan şebeke yeterliliği, iletim şebekesinin üretilen enerjiyi zamanında teslim etme kabiliyetini ifade eder. Doğası gereği diğer iki unsurla ilişkilidir ve büyük miktarlarda yatırım gerektirir, ancak iletim serbestleştirilmiş bir segment olmadığından, diğer iki unsur (pazar odaklı) üzerinde duracağız.

Güç sisteminin yeterliliği kısa vadede esnek değildir, çünkü güç ünitelerinin kurulumu çok uzun sürebilir (bir kombine çevrim santrali için 3 yıl, diğer teknolojiler için daha uzun ve güneş enerjisi gibi yönetilebilir olmayan teknolojiler için çok daha kısa). Yeterlilikle ilgili sorun, talebin çok yüksek olduğu bir dönemde fiyatların çok hızlı artması ve devre dışı tesislerin enerji sağlamak için şebekeye bağlanması veya negatif kapasite dengelerinin oluşmasıdır (yük atılır). Yük atmanın önemli bir sosyal maliyeti olduğundan, yalnızca enerji piyasası yatırımcılara bu durumlardan kaçınmak için gereken teşvikleri sağlayamıyorsa, yoğun dönemlerde yeterliliği garanti altına almak için ek mekanizmalara ihtiyaç vardır.

Yeterliliğin yanı sıra, sistemin esnekliği son yirmi yılda önemli bir mesele haline gelmiştir.

Başta Avrupa’dakiler olmak üzere tün dünyadaki elektrik piyasalarında son on yılda yeni bir durum ortaya çıkmıştır: Talebin azalması (ekonomik kriz ve verimlilik artışları nedeniyle), birçok kesintili üretim tesisinin (rüzgar ve güneş) kurulmasıyla aynı zamanda gerçekleşmiştir.

Bu tür üretim varlıkları yönetilebilir değildir ve enerjileri sabit olmadığı için puant yüke (MW) kıyasla miktarlara (MWh) daha fazla katkı sağlayabilir.

Ayrıca, bu YEK-E kapasitesinin çoğu, havuz enerji fiyatlarından büyük ölçüde bağımsız olmalarını sağlayan destek sistemleri ile desteklenmiştir. Bu nedenle, piyasalar (birçoğu), artan operasyonel esneklik ihtiyaçları ile birlikte önemli miktarda yönetilebilir olmayan üretim ile kapasite fazlası durumuyla karşı karşıyadır.

Baz yük birimleri olarak çalışması beklenen birçok termik santralin çalışma saatleri, YEK-E’nin sevk önceliği nedeniyle önemli ölçüde azalmıştır. Kesintili kaynaklarda üretim durduğunda termik santral ünitelerinin destek sağlayabilmek için devrede kalması gerekir, ancak daha az yoğun saatlerde üretim yaparlar ve kaydedilen fiyatlara bağlı olarak çalışırlar.

Aynı zamanda, kesintili, düşük değişken maliyetli üretim, yoğun saatlerin bir kısmını karşılayarak, fiyatların puant yük üretimi yapan birimleri karlı hale getirecek değerlere ulaşmasını etkin bir şekilde engellediğinden, yoğun saatlerin sayısı da azalmıştır.

Azalan yoğun saatler ve düşen yoğun saat fiyatları birlikte düşünüldüğünde, bunun termik santraller için etkisi karlılıklarında önemli bir azalma şeklinde gerçekleşmektedir. Aslında, YEK-E üretimi olmadığında bile, puant yük üretim birimlerinin karlı hale gelmesi için kıtlık dönemlerinde yoğun saat fiyatlarının çok yüksek olması gerekir. Ancak, hızla yükselen elektrik fiyatları halkın gözünde kolaylıkla kabul edilebilir olmadığından, çoğu enerji

(9)

piyasasında üst sınırlar zaten mevcuttu ve puant yük üretimi yapan birimlerin gerçek yatırım maliyetlerini karşılamasını etkili bir şekilde engelleyen şey de budur.

Bu tür durumlarda Kapasite Ödemeleri Mekanizmasının uygulanması sistem için faydalı olabilir.

Ana Etmenler Temel hedefler

• Esneklik ihtiyacı

• Nükleer santral/kömür santrali değişimi

• Yeni kapasite ihtiyacı

• Termik santraller için düşük karlılık

• Yerel kapasite ihtiyaçları (şebeke kısıtlamalarının olması ve düğüm noktası fiyatlarının olmaması halinde)

• Arz yeterliliği

• TTK’nin geliştirilmesi

• Destek üretimin yapılmasının sağlanması

• Ani fiyat değişimlerinin sınırlandırılması (müşterilerin korunması)

• Emre amadelik ve esnekliğin teşvik edilmesi

Kapasite Ödemeleri Mekanizması, sabit kapasite sahiplerinin, spot piyasadan ayrı bir şekilde istikrarlı bir gelir elde etme yolu olarak ek bir gelir akışından faydalanmalarına olanak tanır.

Sonuç olarak, yatırım kararları, emre amadelik için yapılan ödemeye göre verilir ve üreticilerin çok değişken (ve çoğu zaman olası olmayan) ani fiyat değişimlerine güvenmemesi gerekir. Bankacılık kurumlarının, karlılığı nadiren ortaya çıkan dönemlere dayanmayan istikrarlı bir işletmeye finansman sağlama olasılığı daha yüksektir. Buna göre, termal santallerin sermaye maliyetleri azalır.

KÜÖM’lerin türleri

Kapasite ödemeleri mekanizmaları (KÖM’ler) birçok farklı özellikle ayırt edilebilir, ancak en dikkat çekici olanları şunlardır:

(10)

Kapasite Ödemeleri

Stratejik Rezerv

Kapasite İhaleleri

Kapasite Yükümlülükleri

Güvenilirlik Opsiyonları

Fiyat bazlı mı miktar bazlı mı?

Fiyat Miktar Miktar Miktar Miktar

Hedefe yönelik

mi piyasa

genelinde mi?

Hedefe yönelik veya piyasa genelinde

Hedefe yönelik

Piyasa genelinde

Piyasa genelinde

Piyasa genelinde

Merkezileştirilmiş mi değil mi?

Merkezi Merkezi Merkezi Merkezi değil Merkezileştirilmiş/Merkezileştirilmemiş

Türkiye Bağlamı

2008 yılında 41,8 GW olan kurulu güç, 2018 yılına gelindiğinde 88,5 GW seviyesine ulaşmış olup, son on yıl içerisinde iki katından daha yüksek bir seviyeye çıkmıştır. Bu etkileyici artış, arz güvenliği endişelerini en azından bir süreliğine ortadan kaldırmıştır. Göze çarpan noktalar:

• Üretimde yenilenebilir kaynakların payı %18’den %33’e çıkmıştır.

• Hidroelektrik dışı yenilenebilir kaynakların toplam elektrik üretimindeki payı 2008’de

%1 iken 2018’de %13’e çıkmıştır.

• HES’lerin toplam elektrik üretimindeki payı 2008’de %17 iken 2018’de %20’ye ulaşmıştır.

• Özellikle son 3 yıl içerisinde yaklaşık 5 GW’lik lisanssız solar kapasite kurulması oldukça etkileyicidir.

• Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi 2008 yılında 34,3 TWh iken 2018 yılına gelindiğinde 59,6 TWh artış göstererek 93,9 TWh’ye ulaşmıştır.

• Yenilenebilir kaynakların payında görülen artışın sistem işletim şartlarında değişikliğe sebep olması muhtemeldir.

• Bu şartların ele alınması için düzenleme ve mekanizmaların uyumlulaştırılması gerekebilir.

• İthal kömür yakılan enerji santrallerinin kurulu gücü 2008 yılında 1,2 GW iken 2018 yılına gelindiğinde 8,8 GW seviyesine ulaşmıştır.

• İthal kömür yakılan santrallerde üretim 2008 yılında 10 TWh iken neredeyse 50 TWh artış göstererek 2018 yılında 60 TWh seviyesine erişmiştir.

Türkiye’nin arz kapasitesinde son yıllarda yaşanan artış, piyasada önemli miktarda fazla kapasitenin olduğu bir duruma yol açmıştır. Bu fazla kapasite ise:

• Toptan satış piyasasındaki fiyatları düşürür;

(11)

• Piyasada fiyatların düşmesi nedeniyle birçok üreticinin finansal zorluklar yaşamasına neden olur ve

• Yatırımcıların bu kısır döngü (2. bölümde açıklanan ani yükseliş ve düşüşlü yatırım döngüsü) içinde devam etme konusundaki doğal isteksizliği nedeniyle, sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler yaratır.

Nispeten düşük GÖP fiyatları, bazı enerji santrallerinin uzun vadede finansal sürdürülebilirliğini tehlikeye atmıştır. Özellikle, en çok KÇGT'ler ve daha az oranda yerli kömür yakan termik santraller etkilenmiştir.

Söz konusu santrallerin finansal sürdürülebilirliği, bir piyasa ortamında, kendi başına bir amaç olarak düşünülmemelidir. Yatırım kararları, münferit temsilciler tarafından, risk ve fırsat algılarına göre alınmaktadır. Dolayısıyla, bu gibi yanlış veya en azından uygun olmayan yatırım kararlarının sonucunda söz konusu riskleri alanlar bedel ödeyecektir. Ancak, Türkiye’deki yetkili kurumların yanı sıra Avrupa’daki kurumlar, yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesine yönelik politikalar, yerli linyit tüketimine verilen destek ve bir nükleer program ile ülkelerin üretim filosunun şekillendirilmesinde etkin rol oynamaktadır.

Düşük piyasa fiyatlarının başlıca nedeni, artık risk altında bulunan yatırımların bir sonucu olan mevcut fazla kapasitedir.

Bu yüzden, Türkiye’nin sisteminde bir süre önce kurulumu yapılmış olan enerji santralleri şu an beklenenden çok daha az gelir elde etmekte ve dolayısıyla iflas riski veya en azından varlıkların defter değerinin altında fiyatlarla üçüncü taraflara satılma riskiyle karşı karşıyalardır. İflas endişeleri, santrallerin her biri tarafından kabul edilmiş olan borç planlarına bağlıdır, ancak bazı durumlarda gelirlerdeki düşüş yatırımcılar için çok ciddi sonuçlar doğurabilir. İflasın gerçekleşmesi durumunda, aşağıdaki sonuçlar görülür:

• Üretim santrallerinin önemli bir kısmının hizmet dışı bırakılması veya gerekli yatırımların ertelenmesi durumunda bu santrallerin uzun vadede yeterliliği tehdit altına girer;

• Yeterli esnek termik kapasitenin olmaması, sistemde yüksek seviyelerde kesintili yenilenebilir enerjinin olmasıyla ilişkili sorunlara yol açabilir;

• Türkiye pazarının genel güvenilirliğini ve kapasite ödemelerine doğrudan katılmayan diğer yatırımları etkileyecek ve potansiyel uluslararası yatırımcıları caydıracaktır.

Bu fazla kapasite durumu ve bunun esnek termik santraller için ve sonuç olarak sistemin uzun vadede yeterliliğine arz ettiği tehdit, Avrupa’daki çoğu enerji piyasasında ortak bir sorundur.

Avrupa ülkeleri gibi Türkiye de 2018 yılında, termik santrallerden olası çıkışları önlemek için bir KÖM kurmaya karar vermiştir.

KÖM’nin Tanımı ve Değerlendirilmesi

Fiyat bazlı mekanizmalar, bir kurumun (Bakanlık, düzenleyici kurum veya iletim sistemi işletmecisi) kapasite için bir fiyat oluşturduğu ve potansiyel katılımcıların destek düzeyini belirlediği mekanizmalardır.

(12)

Bu ödeme, bir termik santralin yıllık toplam maliyetine (daha sonra piyasaya katılmalarına izin verilmemesi durumunda) veya yıllık sabit maliyetlerine (katılmalarına izin verilmesi durumunda) yaklaşık bir değer olarak merkezi bir kurum tarafından idari olarak belirlenir.

Kapasite ödemeleri alan santraller, sadece enerji piyasasına katılmaya devam eder. İtalya, Portekiz ve İspanya'da hedeflenen kapasite ödemeleri kullanılmıştır.

İdari olarak belirlenen kapasite ödemelerinin diğer bir temel sorunu, enerji sıkıntısı yaşanan zamanlarında kapasite sağlayıcının gerçek performansıyla (genellikle) ilişkili olmamalarıdır.

Sonuç olarak, üreticinin enerji sıkıntısı yaşanan dönemlerde fiili olarak devrede kalması için geçerli bir gerekçesi yoktur. Bu sorunu çözmenin yollarından biri, şu anda Arjantin'de yapıldığı gibi kapasite ödemelerini fiili güvenilirlikle bağlantılı hale getirmektir (bkz. bölüm 4.4.5).

Her tesis için hem mevcut hem de yeni ve fiili koşullar her işletmeci tarafından daha iyi bilindiğinden, maliyetlerin hesaplanmasında birçok belirsizlik söz konusudur. Doğru kapasite fiyatına ulaşmak çok karmaşıktır ve gerekli metodolojiyi oluşturmak için karmaşık düzenlemelerin uygulanması gerekir. Öte yandan, bunlar yatırımcılar için çok basit ve anlaşılırdır.

Bu tür mekanizmalarla, uzlaşılan fiyat yatırımcıları çekemeyecek kadar düşük olduğundan (veya çok yüksek olup sistem için aşırı maliyetlere neden olabileceğinden) üretim kapasitesinin yeterliliği garanti altına alınamaz.

Miktar bazlı mekanizmanın mantığı ise tam tersidir: Merkezi bir kurum (genellikle İSİ), en güncel ağ gelişimi ve talep tahminlerine göre sistem için gerekli üretim düzeyini ve esnekliği belirler. Ardından, potansiyel kapasite sağlayıcıları için bir pazar açılır.

Miktar bazlı mekanizmalar son yıllarda AB'de en çok kullanılan mekanizmalar olmuştur.

Opsiyonlar ve taahhütler arasında ayrım yapabiliriz:

• Kapasite İhaleleri: Merkezi bir kurum, kapasite sağlayıcılarının enerji sıkıntısı yaşanan dönemlerde müsait olma taahhütlerini sattıkları bir ihale düzenler (Birleşik Krallık gibi). Toplam kapasite gereksinimi, birkaç yıl önceden merkezi bir kurum (İSİ, düzenleyici kurum) tarafından belirlenir ve merkezi bir ihale ile satılır. Kapasite sağlayıcıları, yalnızca enerji piyasasına girme hakkına sahiptir. Ödemelerin süresiyle ilgili olarak yeni ve mevcut kapasite arasında farklılıklar olabilir. Kapasite ihaleleri, yatırımcıların piyasa fiyat sinyallerine göre yatırım kararları alamaması ve yeni kapasitenin mevcut kapasitenin fiyatını kırması risklerini içerir.

• Kapasite Yükümlülükleri: Enerji tedarikçileri ve büyük tüketiciler, öngörülen puant talep artı bir rezerv marjından paylarını kapsayan kapasite taahhütleri sunarak kapasite sahipleri için bir pazar yaratmalıdır. Tedarikçiler veya tüketiciler, gerekli kapasite seviyesi için sözleşme yapmamışlarsa mali olarak cezalandırılırlar.

Yükümlülüklerle teşvik edilen kapasite piyasaları, üreticilere üretim kapasiteleri için ekstra gelir elde etme fırsatı sağlar ve rezervlerin yan hizmetlere yönelik kısa vadeli ihtiyaçları karşılayan rezervlerden fazla olarak oluşturulması için teşvikler sağlar.

Taahhüt seviyesi, kapasite ihalelerindeki ile aynıdır, ancak sözleşmeler iki taraflı olarak yapılır (Fransa gibi merkezileşmemiş).

(13)

• Kapasite biletlerinin fiziksel taahhüdünü ticari bir satın alma opsiyonu ile birleştiren Güvenilirlik Opsiyonları. Kapasite sağlayıcıları, bir karşı tarafla (İSİ, tedarikçi, büyük müşteri) opsiyon sözleşmeleri yapabilirler. Sözleşme, alıcının elektrik fiyatını belirli bir kullanım fiyatında sabitleyebileceği bir alım opsiyonudur. Kıtlık dönemlerinde, karşı taraf opsiyonu uygular ve yalnızca kullanım fiyatını öder. Kapasite sağlayıcıları, bu kapasiteyi fiziksel olarak teslim etme taahhüdüne sahiptir ve bunu yerine getirmedikleri takdirde önemli cezalara tabidirler. Pazarın nasıl yapılandırıldığına bağlı olarak merkezileştirilmiş veya merkezileşmemiş olabilirler.

• Merkezileştirilmiş: Merkezi bir kurum (İSİ/düzenleyici kurum/Pİ) gerekli kapasiteyi, sözleşme şartlarını belirler ve kapasite için tek alıcı haline gelir ve daha sonra maliyetleri tüm talebe dağıtılır (Kolombiya, ISO-NE).

• Merkezileştirilmemiş: Perakendecilerin puant talebe katkılarını karşılamaları gerekiyorsa ve kapasite satıcıları ve alıcıları sözleşme süresini ve diğer şartları serbestçe belirleyebiliyorsa (teorik tasarım).

Stratejik Rezervler, pazarın dışında olan ve fiyat dalgalanmalarından kaçınan birimlere yönelik hedeflenen miktar bazlı bir mekanizmadır (uygun olmayanlar için enerji gelirlerini azaltır, pazarın geri kalanı için de gelecekte ek gelir akışına ihtiyaç duyulmasına neden olur).

Bu sistem şu anda Belçika (bkz. bölüm 4.4.8), Polonya, İsveç ve Almanya’da (bkz. bölüm 4.4.3) uygulanmaktadır. Bu mekanizmada merkezi bir kurum (iletim sistemi işletmecisi veya bir devlet kurumu), ihtiyaç duyulan kapasite miktarına birkaç yıl önceden karar verir ve genellikle rekabetçi bir ihale yoluyla kapasite (stratejik bir rezerv) için sözleşme yapar.

Spot piyasanın parçası olmayan birimler uygun olup, spot fiyatları etkilemezken arz güvenliğini arttırır (piyasada kıtlık fiyatlarına olanak tanıyarak). Yalnızca kapasite eksikliklerinde (sistemin nesnel koşullarına göre İSİ tarafından tanımlanan) etkinleştirilirler.

Bu tür araçlar, piyasa denge durumuna geri dönene kadar geçiş mekanizmaları olarak kullanışlıdır (Almanya örneğinde, nükleer santrallerin kademeli olarak kullanımdan kaldırılmasında bir geçiş önlemi olarak düşünülmüştür; piyasaya dayatılan siyasi bir karar).

(14)

Avantajlar Dezavantajlar Kapasite Ödemeleri • Fiyatlar idari olarak ve önceden belirlendiğinden

ve değişmeleri öngörülmediğinden, düzenleyici kurumlar bu politikanın tahmini maliyetlerini kolayca hesaplayabilir.

• Yatırımcılar tarafından basit olarak algılanır

• Sisteme yeni kapasite çekmekte çok etkilidir

• Siyasi liderler son kullanıcılar/seçmenler için politikanın maliyetini düşürmeye çalışacaklarından, siyasi olarak yanlı olabilir.

• Pek çok durumda, fiili teslimatla ilgisi yoktur (İspanya, başlangıçta ICAP piyasaları), ancak bunun üstesinden gelinebilir (Arjantin, İspanya değişiklikten sonra UCAP)

• Fazla yatırım yapma eğilimi nedeniyle sistem için toplam maliyeti artırır

• Fiyatlar merkezi olarak hesaplanır, piyasa tarafından sabitlenmez, bunlar optimal olmayan ödemelere ve dolayısıyla optimal olmayan kapasiteye neden olabilir

• Yalnızca enerji piyasasında fiyat sinyallerini bozar

• Diğer mekanizmalar, mevcut kapasite için daha düşük bir maliyetle eşit güvenilirlik sonuçları elde edebilir

Stratejik Rezerv • Rezerv birimleri piyasanın dışında olduğu için piyasada fiyat seyreltme etkisi yoktur ve elektrik piyasasındaki diğer oyuncular doğru fiyat sinyallerini alırlar.

• Çıkış yapan birimlere karlılıklarını korumak için bir mekanizma sunar.

• Açık artırma fiyatları, rezervin verimli bir şekilde tahsis edilmesini sağlar.

• TTK ve bataryalar dahildir

• Yalnızca aşırı kapasiteli sistemler için kullanışlıdır

• Yeni yatırım çekmekte o kadar etkili değildir

• Pazarın uzun vadeli tasarım unsurları olarak değil, geçiş mekanizmaları olarak değerlendirilirler

• TTK ve bataryaların pazara girmesini önlemek, muhtemelen mekanizmaya katılımlarını engelleyecektir

(15)

Kapasite İhaleleri • Ulusal düzenlemelere uyarlanması kolay, esnek mekanizma.

• Yatırımcıların güvenini artıran şeffaf mekanizma

• İyi tasarlanmış teklif verme süreci, rekabetçi ortamlarda maliyet verimliliğini garanti eder.

• TTK ve batarya kullanımı mümkündür (teknoloji açısından tarafsız ise)

• Hedef kapasitenin İSİ tarafından belirlemesi, tedarikçilerin bireysel olarak yaptıkları tahminlerden daha isabetlidir

• İhaleler nedeniyle önemli düzeyde idari maliyetler.

• Doğru tasarım uygulanırsa halledilebilecek potansiyel enerji piyasası kullanımı.

• Tedarikçiler programa dahil edilmez.

• Sınır ötesi tarifelerin dahil edilmesinde zorluklar

• Yalnızca rekabetçi pazarlarda etkilidir

• Yüksek İdari Maliyetler

• Ek piyasaların varlığını gerektirir

Kapasite Yükümlülükleri

• Piyasa bazlı mekanizma ve uygun maliyetli

• Yalnızca enerji piyasaları bozulmaz

• TTK'yi çekmekte etkilidir

• Pazarda sunulan ürünlerin karışımına bakıldığında esnek teknolojileri ödüllendirmede etkilidir

• Tutarlı bir ikili piyasa mevcutsa düşük maliyet

• Perakende baskısı nedeniyle yetersiz yatırım eğilimi

• Puant yük tahminleri, İSİ tarafından uygulanandan daha az etkilidir

• Yalnızca rekabetin yüksek olduğu olgun pazarlarda etkilidir

• Pazar gücünün olası kötüye kullanımı (bunu önlemenin etkili yolları olsa da)

• Ani fiyat değişimleri engellenemez

Merkezileştirilmiş Güvenilirlik Opsiyonları

• Ani fiyat değişimlerini önler

• Birimlerin fiziksel olarak emre amadeliğini sağlar

• Kapasitenin verimli bir şekilde tahsis edilmesini sağlar

• Tüketiciler için maliyetleri önceden artırır

• Hem ihalelerin düzenlenmesi hem de opsiyonlardan elde edilen ödemeler bakımından İSİ tarafından oldukça yoğun idari çalışmalar yapılmasını gerektirir.

• Ek piyasaların varlığını gerektirir

(16)

• Teknolojiden açısından tarafsız

• Spot fiyatları bozmaz

• Yüksek İdari Maliyetler

Merkezileştirilmemiş Güvenilirlik

Opsiyonları

• Maliyet etkinliği sağlanır

• Ani fiyat değişimlerini önler

• Birimlerin fiziksel olarak emre amadeliğini sağlar

• Esneklik, piyasa tarafından doğru bir şekilde değerlendirilir

• Teknoloji açısından tarafsız (TTK ve batarya kullanımının dahil edilmesinde etkilidir)

• Düzenleyici takdir yetkisini ortadan kaldırır

• Puant yük tahminleri, İSİ tarafından uygulanandan daha az etkilidir

• İşlem platformu gerekli (yüksek idari maliyetler)

• Yük atma eksikliğini sağlamaz

• Başlangıçta projelerin bankalarca kabul edilebilirliği düşüktür

• Çok olgun pazarlar için geçerlidir

• Geçiş düzenlemelerine ihtiyaç duyulabilir

• Şimdiye kadar herhangi bir pazarda uygulanmamıştır

Ülkelerin Uyguladığı KÖM’ler

KÖM Türü Spesifik Özellikleri Kusurlu Yanları Başarılı Yanları

PJM (ABD) İki taraflı piyasa ve Yük Dağıtım Şirketleri için yükümlülüklerle Kapasite İhaleleri

• Kapasite ihaleleri dizisi (3 yıllıktan MA’ya)

• Ayarlamalar için iki taraflı piyasa

• Talebi belirlemek için

değişken kaynak

gereksiniminin kullanımı (karmaşık tahmin)

• TTK, bataryalar ve enterkonnektörler

uygundur (ve aktiftir)

(17)

• Bölgesel Fiyatlar • Yüksek idari maliyetler • Güç piyasası kullanımı için karşı önlemler (her iki taraf)

• Kapasite için ikincil piyasa ISO-NE (ABD) Merkezileştirilmiş Güvenilirlik

Opsiyonu

• Kapasite ihaleleri dizisi (3 yıllıktan MA’ya)

• Opsiyona benzer ürünler

• Değişken kaynak

gereksinimi yok, talep piyasa tarafından belirlenir

• Yüksek idari maliyetler • TTK, bataryalar ve enterkonnektörler

uygundur (ve aktiftir)

• Güç piyasası kullanımı için karşı önlemler (her iki taraf)

• Kapasite için ikincil piyasa

• Verimli tahsis NYISO (ABD) İki taraflı piyasa ve Yük Dağıtım

Şirketleri için yükümlülüklerle Kapasite İhaleleri

• İhale Dizisi (6 ay ile 4 gün arasında bir süre öncesinden)

• Ayarlamalar için iki taraflı piyasa

• Bölgesel Fiyatlar

• Kısa vadeli piyasalar (en uzun ihale 6 aylık)

• Talebi belirlemek için

değişken kaynak

gereksiniminin kullanımı (karmaşık tahmin)

• Yüksek idari maliyetler

• TTK, bataryalar ve enterkonnektörler

uygundur (ve aktiftir)

• Güç piyasası kullanımı için karşı önlemler (her iki taraf)

• Kapasite için ikincil piyasa Birleşik Krallık Kapasite İhalesi • 4 yıl önceden yapılan

ihalelerle birlikte 1 yıl önceden yapılan ayarlama ihaleleri. TTK uygundur.

• TTK yalnızca 1 yıllık sözleşmeler için uygundur.

• Yeni kapasitenin çekilmesinde başarılı

• Şu anda reform yapılmakta

(18)

• Son kullanıcı için yüksek maliyetler

• Verimli tahsis

Almanya Stratejik Rezerv • Hizmet dışı bırakılan

birimlerin GW değeri de rezerve dahil edilir.

• Yıllık ihaleler

• Geçiş yöntemi

• Yalnızca görevli şirkete ait kömür yakan tesisler uygundur

• Piyasa dışı birimler

• Düşük idari giderler

İspanya Kapasite Ödemesi • Kapasite ve güvenilirlik için merkezi olarak belirlenmiş

ödemeler. Artık

uygulanmamaktadır.

• Başlangıçta kapasitenin fiili olarak teslim edilmesiyle ilgili olmayan ödemeler.

• Sistem için yüksek maliyetler

• Verimli değil

• Esneklik ve emre amadelik açısından başarılı

• Bağımsız TTK mekanizması

• Düşük idari giderler

Arjantin Kapasite Ödemesi • USD cinsinden merkezi

olarak belirlenen kapasite ödemeleri.

• Piyasa serbest değilFiili olarak teslim edilen enerji ve AS için ödemeler.

• Teknolojiye özgü ücretler.

• İstikrarsız düzenlemeler (fiyatlar kademeli olarak azaltılmış ve sonunda ulusal para birimine dönüştürülmüştür).

• Karmaşık düzenlemeler (boyut farklılaştırma da dahil olmak üzere

teknolojiye özgü

ödemeler)

• Enerji sıkıntısı yaşanan dönemlerde fiili olarak teslim edilen enerjiye endeksli ödemeler

• Yeni kapasitenin çekilmesinde başarılı

(19)

• Sistem için yüksek maliyetler

Kolombiya Merkezileştirilmiş Güvenilirlik Opsiyonu

• Güvenilirlik ihalesi İSİ tarafından 4 yıl öncesinden düzenlenir

• Spot piyasada fiyat zammı olarak ödemeler

• Düzenleyici kurum tarafından aylık olarak belirlenen bir kıtlık fiyatına göre belirlenen opsiyonlar

• Fiziksel kapasite taahhüdü ve ağır cezalar

• Yüksek idari maliyetler • Yeni kapasitenin çekilmesinde başarılı

• İhale takviminin esnekliği

• Finansal koruma için uzun vadeli sözleşme piyasası

• Verimli

Avustralya KÖM yok, uzun vadeli

sözleşme ve türev piyasası

• Üreticiler uzun vadeli sözleşmeler yapıyorlar.

• Pozisyonları korumak için likit ve çok gelişmiş türev piyasası

• Şebekede önemli

kısıtlılıklar mevcut

• Bazı eyaletlerde (Victoria) kapsam dışı kalma riski

• YEK-E kaynaklı yüksek miktarlarda üretim kesintisi

• Çok yüksek son kullanıcı fiyatları

• Düşük maliyetli piyasa bazlı teşvikler

• Karmaşık ve eksiksiz türev opsiyonları mevcut

Belçika Stratejik Rezerv • Rezerv ödemesi ve

aktivasyon ödemesi

• Sınırlı aktivasyon sayısı ve süresi

• Birimlerin pazar dışından olması gerekir

(20)

• Spesifik bir TTL rezervi içerir

• İhaleyle kapasite satılır

• Kapasite teklifi 1 MW’ye indirilmiştir

• TTK’yi açıkça içerir

(21)

Türkiye Bağlamı için Tavsiyeler

Türkiye pazarı, artan YEK-E üretimi ve termik birimlerin azalan çalışma süreleri nedeniyle yüksek derecede kapasite fazlası ile karşı karşıya kalabilir. Bir yandan, yenilenebilir kaynaklarla aralıklı üretim, esnek termik birimler (KÇGT, AÇGT) tarafından sağlanacak olan sistemin esneklik gereksinimlerini artırırken, diğer yandan, termik birimlerin karlılığı önemli ölçüde azalmış ve pazardaki varlığı sağlanamamıştır.

Dolayısıyla, Türkiye sadece üretim tabanını genişletmenin yollarını değil, aynı zamanda termik santrallere ek gelir kaynakları sağlayarak güvenilirliği sağlamanın ve bunun için en uygun teknolojileri ödüllendirerek esnekliği sağlamanın yollarını da aramaktadır (TTK, bataryalar, termik ve hidroelektrik santraller).

Ekonomik modeller, rekabetçi bir ortamda ve mükemmel koşullar altında enerji piyasalarının doğru miktarda yatırım gereksinimi sağlayacağını öngörmektedir. Sonuç olarak, bazı ülkelerde merkezileştirilmemiş piyasa bazlı yaklaşımlar uygulanmaktadır. Ancak, sistem kapasitesi yeterliliğini özel yatırımcıların kontrolüne bırakmanın riskli olduğu geçmişte defalarca kanıtlanmıştır.

Kapasite yükümlülüğü ve merkezi olmayan güvenilirlik opsiyonları gibi önerilen bazı durumlarda, doğru kapasite seviyesini sağlamayan üreticilere/tedarikçilere cezalar uygulanır.

Bu önlem, mali olarak sorunu çözer, ancak enerji sağlanmaz (son kullanıcılar bir noktada kesinti yaşar). Bu kabul edilemez bir sonuç olabilir (çünkü yetersiz yatırıma ve kronik kapasite sıkıntısına yol açabilir; bkz. Kaliforniya örneği).

Bunun aksine, merkezi olarak yönetilen sistemler, sistem yeterliliğini temin eder ve yatırımcılara piyasaya girmeye karar verebilecek kadar bir güvenlik seviyesi sağlar. Bu tür sistemlerle ilgili sorun, verimli tahsis sağlamak ve sistemde aşırı maliyetlerden kaçınmak için tasarımın yeterli olmasının gerekmesidir.

Merkezi olarak belirlenen kapasite ödemeleri, verimli tahsisi garanti etmediklerinden, genellikle sistem için büyük maliyetlere neden olduklarından ve AB tarafından optimum olmayan ve kaçınılması gereken bir çözüm olarak görüldüklerinden tercih edilen seçenek değildir.

Miktar bazlı mekanizmalar arasında, kapasite ödemeleri ihalesi en çok kullanılan araç haline gelmiştir, çünkü potansiyel yatırımcılara ve mevcut kapasitenin gerçek maliyetlerini ortaya çıkarmasına olanak tanırken teknoloji açısından tarafsızlık sağlamaktadır. Böyle bir özellik, AB'nin uygulanacak herhangi bir sistemin enterkonneksiyonları ve TTK’yi içermesini şart koştuğu bir bağlamda alakasız bir özellik değildir.

İhalelerin büyük idari maliyetleri vardır, ancak yılda bir kez ihale yapılarak verimli bir şekilde kapasite tahsisi gerçekleştirilebilir. Sunulan ürün bir opsiyon şeklindeyse, kaynakların yeterliliği garanti edilirken ani fiyat değişimleri etkili bir şekilde önlenir.

Merkezi olmayan opsiyonlar, oyuncular arasında yüksek derecede rekabetin olduğu ve güçlü ve likit vadeli ve türev piyasaların geliştirildiği ve oyunculara pozisyonlarını korumaları için yeterli imkanlar sağlanan olgun piyasalarda faydalı araçlardır. Böyle bir gelişim düzeyinin bulunmadığı piyasalar, İSİ tarafından yönetilen merkezi sistemlerden yararlanabilir.

(22)

İhalelere dayalı başka bir merkezi çözüm ise stratejik rezervdir. Bu çözüm, sistem yeterliliğini garanti altına almak için piyasanın dışından birimlerin (böylece spot piyasaya müdahale edemezler) kullanılmasına dayanmaktadır. Türkiye örneğinde, amacın yakın zamanda inşa edilen birçok termik birimin piyasadan çıkışını önlemek olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle bu mekanizma uygun görünmemektedir (genel olarak yaşlanan santrallere yöneliktir).

Ayrıca, UE bunu bir geçiş anlaşması olarak görmektedir. Türkiye halihazırda KÖM'sinin birkaç farklı versiyonunu uygulamaya koymuştur. Başka bir sistem uygulamaya konacaksa, uzun vadeli bir çözüm geliştirmek verimli olacaktır.

Kapasite ihaleleri ile sağlanan verimli tahsis ve arz güvenliğine, sistem için daha düşük toplam maliyet ve ani fiyat değişimlerini sınırlama imkanını eklersek daha sağlam bir mekanizma uygulanabilir.

Bir güvenilirlik opsiyonu programı kapsamında, kapasite satıcısı, daha istikrarlı bir gelir ödemesi karşılığında kıtlık fiyatı gelirlerinden vazgeçer. Perakendeciler de ani fiyat değişimlerinden kaçınma karşılığında daha yüksek fiyatlar öderler.

Bu sonuç, vadeli fiyatlar yoluyla da elde edilebilir, ancak güvenilirlik opsiyonu fiziksel olarak kapasite sağlama gereksinimini içerir; böylece sistemin yeterliliği garanti altına alınır.

Bu tür bir sistem, Avrupa pazarlarında (İtalya, İrlanda) yakın zamanda kurulan KÖM için bir seçenek olmuştur ve ABD pazarındaki (ISO-NE) en başarılı gelişim olduğu görülmüştür.

Sonuç olarak, güvenilirlik ürününün teknoloji açısından tarafsız bir ihaleyle satıldığı merkezi güvenilirlik opsiyonları, Türkiye örneği için en uygun yaklaşım olarak görünmektedir.

Bu önlem, kapasite için ikincil bir pazarın yaratılması, vadeli ve türev piyasalarda likiditeyi artırmaya yönelik önlemler ve spot piyasadaki fiyatlara yönelik tüm sınırlamaların kaldırılmasıyla birlikte uygulanmalıdır.

TTK ile bağlantı

• Bir güvenilirlik opsiyonu programı kapsamında TTK, geri kalan teknolojilerle eşit şekilde rekabet eder.

• TTK, ayrı bir ihale kapsamında yönetiliyorsa (sabit ödeme veya bir güvenilirlik opsiyonu programı kapsamında), daha iyi sonuçlara (daha yüksek katılım) ulaşabilir, ancak daha yüksek idari maliyetler (ihale düzenleme maliyetleri) söz konusu olur.

• Kapasite sağlayıcılarının geri kalanından ayrılırsa, piyasanın geri kalanına zarar vermeden tavan fiyat uygulanabilir.

• Kapasite yükümlülükleri gibi merkezi olmayan programlar, TTK’nin sağladığı esnekliğin değerinin daha iyi bir şekilde belirlenmesine yardımcı olabilir.

• Fiziksel emre amadeliği ve fiili enerji teslimatını ödüllendiren aşamalı sistemler, TTK'nin ödüllendirilmesi açısından daha verimli görünmektedir.

Avrupa veya Kuzey Amerika’daki pazarlara kıyasla daha düşük bir pazar gelişim düzeyi olan Türkiye pazarının özellikleri göz önüne alındığında, merkezi bir sistem daha iyi bir seçenek gibi görünmektedir.

(23)

Bir hedeflenen kapasite sistemi (TTK için özel ihaleler) uygulamaya konarsa, teknolojik tarafsızlıkla ilgili AB ilkeleri ile çelişir ve idari maliyetler daha yüksek olur. Ayrıca, aynı sorunun üstesinden gelmek için iki ayrı KÖM yöntemi oluşturulması anlamına gelecektir. Bu nedenle aynı program kapsamında tüm kapasite sağlayıcılarını içeren bir sistem tercih edilebilir görünmektedir.

Bir önceki bölümde verilen tavsiyeye uyularak, katılıma ilişkin teknik şartnameler açık ve net bir şekilde belirlendiği sürece TTK merkezi bir güvenilirlik opsiyonu programı dahilinde kolayca uygulamaya konabilir.

Engelleri azaltmanın bir yolu olarak, minimum kapasite teklifleri 1 MW olarak belirlenmeli ve TTK sağlayıcılarına bu 1 MW değerine ulaşmak için birkaç yükü birleştirme imkanı verilmelidir.

Kilit Kurumların Rolleri

Türkiye bağlamında, bir kapasite ödemeleri mekanizmasının oluşturulmasında TEİAŞ, EPİAŞ ve EPDK rol alacaktır. EPDK, sözleşme süresi, opsiyonun kullanım fiyatını belirleme ve güncelleme kriterleri, fiziksel emre amadelik yükümlülüklerini ve cezaları belirleme imkanı gibi mekanizmanın genel özelliklerine ilişkin kararları verir.

EPİAŞ ve TEİAŞ ile ilgili olarak, mevcut sorumluluk dağılımını kapasite ödemeleri mekanizmasında uygulamak mantıklı olacaktır: TEİAŞ kapasite gereksinimini belirler, üreticilerin uygunluğunu ve kullanılabilir kapasitesini değerlendirir ve varsa fiziksel emre amadelik yükümlülüklerine uygunluğu izler; EPİAŞ ise ihaleleri ve ödeme sistemini yönetir.

Aşama Faaliyetler Kurum Süre

Tasarım Her üreticinin sunma hakkına sahip olduğu maksimum güvenilirlik opsiyonu miktarını belirlemek için metodoloji geliştirilmesi.

Varsa güvenilirlik opsiyonları satan üreticiler için fiziksel emre amadelik yükümlülüklerinin tasarlanması.

TEİAŞ 2 ay

Tasarım İstişare ve iç onay da dahil olmak üzere ihale tasarımının oluşturulması.

EPİAŞ 3 ay

Karar verme Güvenilirlik opsiyonu ihaleleri için genel çerçevenin oluşturulması.

İstişare ve onay.

EPDK 6 ay

Uygulama Kapasite gereksiniminin belirlenmesi.

Her üreticinin satabileceği maksimum güvenilirlik opsiyonu miktarını belirlemek için metodolojinin uygulanması.

TEİAŞ 1 ay

(24)

Uygulama Sözleşme çerçevesi. Kuralların belirlenmesi, istişare, iç onay.

İhale Çerçevesi (BT) Ödeme Sistemi (BT)

EPİAŞ 8 ay

Sonuçlar

Mevcut tüm KÖM mekanizmasının analiz edilmesinin ardından aşağıdaki açıklamalar yapılabilir:

Genel açıklamalar

Herhangi bir kapasite piyasasının düzgün çalışabilmesi için diğer piyasa engellerinin de üstesinden gelinmesi gerekir. Bu liste, tüm kurumlara dengeleme sorumlulukları verilmesini, dengeleme için marjinal fiyatlandırma yapılmasını, tavan fiyat uygulamasının kaldırılmasını, etkin gün içi ticareti ve kıtlık fiyatlarını sınırlandırabilecek İSİ politikalarının kaldırılmasını içerir.

Kapasite piyasalarındaki kısa zaman dilimleri esnek olmayan arz eğrilerine yol açarak etkisiz hale gelen iki kutuplu fiyatlandırma programlarına neden olur. Üretim süresi uzun olan kaynakların piyasaya girmesine ve mevcut kapasite ile etkili bir şekilde rekabet etmesine olanak tanımak için uzun süreli çerçeveler gereklidir.

Uzun vadeli bir pazarın yanı sıra, teslimat tarihi yaklaştıkça tahminler iyileştiğinden, yeniden düzenleme ihaleleri veya daha kısa vadeli tamamlayıcı pazarlar, oyuncuların kapasite piyasasındaki konumlarını yeniden ayarlamalarına yardımcı olur.

İkincil bir kapasite piyasası, bu mekanizmanın doğru işleyişini garanti etmeye yardımcı olur:

Bir yıllık vadeli piyasa varsa, hem satıcılar (örneğin, bazı birimler kullanılamaz hale gelebilir) hem de alıcılar (örneğin, talep değişiklikleri) için kapasite gereksinimleri değişeceğinden, bunların konumlarını ayarlayabilmeleri gerekir.

Ek piyasaların (ikili sözleşme piyasası, vadeli piyasalar, enerji türev ürünleri piyasası, ikincil kapasite piyasaları) varlığı, oyuncular için riskten korunma imkanlarını artırdığından başarı olasılığını da önemli ölçüde artırabilir.

Bu, yine, daha kısa vadeli (örneğin bir yıl, üç ay, bir hafta önceden) bir dizi piyasayı birleştirerek veya oyuncuların ikili anlaşmalarının süresini serbestçe belirlemelerine izin vererek yapılabilir.

Merkezi ve Merkezi Olmayan Programlar

Merkezi programlar (hem kapasite ödemeleri hem de güvenilirlik opsiyonları için) tüm kapasite sağlayıcılarının piyasaya erişimini sağlayan ve rekabeti ve likiditeyi artıran tek bir kanalı ifade eder. Bu nedenle rekabet gücü düşük veya boyutu küçültülmüş piyasalar için özellikle uygundurlar.

(25)

Kapasite yükümlülükleri gibi merkezi olmayan sistemler, kapasite mekanizmasını sağlama maliyeti piyasa tarafından azaltıldığından kapasite fazlasının olduğu bir sistemde kapasite ödemelerinin optimum olarak tahsis edilmesini sağlar.

Ancak bunlar, yeni termik kapasitenin gerekli olduğu pazarlar için pek uygun görünmemektedir. Kapasite sağlayıcıları için cezalar aşırı derecede yüksek olmadıkça, termik kapasite sağlayıcıları yetersiz yatırım yapma eğiliminde olacaktır (geçmişte Kaliforniya, Arjantin veya Kolombiya gibi birçok pazarda olduğu gibi).

Merkezi sistemler, başlangıçta daha yüksek idari maliyetler ve daha yüksek arz güvenliği anlamına gelirken, merkezi olmayan mekanizmalar daha düşük başlangıç maliyetleri ve daha düşük arz güvenliği sonuçları anlamına gelir.

Merkezi olmayan piyasalar, yalnızca spot piyasaların uzun süredir faaliyet gösterdiği, yükümlü kurumların pozisyonlarını zayıflattığı ve birçok oyuncunun bulunduğu olgun pazarlarda uygulamaya konabilir.

Merkezi olmayan seçenekler, idari kararlara ve politika kararlarına daha az sorumluluk yükler (düzenleyici riski azaltır) ve esnekliğin değerini daha iyi belirleyebilir, çünkü bunlar çeşitli ürünleri, teslimat süreleri ve daha düşük reaksiyon süreleri olan bu teknolojileri (TTK, bataryalar) değerleyecek referans pazarları içerir.

Merkezi tedarikte fazladan kapasite tedarik etme olasılığı daha yüksektir; bu da daha yüksek arz güvenliğine yol açar, ancak aynı zamanda önlemin maliyetini de artırabilir. Kapasiteyi artırmaya ihtiyaç duyan pazarlar için, merkezi seçenekler daha iyi olabilir.

Perakendeciler talep esnekliği konusunda daha fazla bilgi sahibi olduğundan, merkezi olmayan mekanizmalar TTK katılımını kolaylaştırabilir. Ancak, birçok ülkede büyük müşteriler için kesilebilir programlar halihazırda uygulanmaktadır ve perakendeciler tarafından bataryaların kurulumu bu anlamda her iki tür programı eşitleme eğiliminde olacaktır.

Merkezi olmayan seçenekler, farklı işlem fiyatlarının ve zaman aralıklarının varlığına olanak tanıdığından muhtemelen verimliliği arttırır. Ancak, karmaşıklığı da artırır ve çok sınırlı likiditeye yol açabilir.

KÖM’lerin Değerlendirilmesi

Kapasite biletleri, tavan fiyat uygulamalarıyla birleştirilmezse, üreticilerin fazladan ücretlendirilmesine yol açabilir, çünkü hem kıtlık fiyatları hem de peşin kapasite ödemeleri alabilirler. Kapasite biletlerinin performans teşviklerinin dahil edilmesi, bu fazla ödeme riskini azaltma eğiliminde olacaktır. Kapasite biletleri, maliyet etkinliği sağlamaz ve piyasa bazlı değildir. Piyasaya yeni yatırımları çekmede çok etkilidirler ve düşük idari maliyetlerle uygulanırlar, ancak maliyet ifşasına olanak tanımadıklarından ve aşırı yatırım yapma eğiliminde olduklarından son kullanıcılar için en yüksek maliyetli seçeneği temsil ederler.

Stratejik Rezerv mekanizmaları, enerji piyasasında sinyal fiyatlarını etkileyemeyen piyasa dışı birimler için geçerli olduğundan, kapasite ihalelerinin ana dezavantajlarından birini ortadan kaldırmaktadır. Bu birim (veya teknoloji) segmenti içinde tahsis, verimli bir şekilde yapılır (ihaleler) ve arz güvenliği sağlanır. Piyasa yeni durumlara uyum sağlarken çalıştırılacak bir

(26)

geçiş mekanizması olarak kabul edilir (ayrıca, genellikle kullanım ömrünün sonuna yaklaşmış birimleri kullandığından vadesi kısadır). Bu birimlere piyasa maliyetlerinin üzerinde ödeme yapılması gerekir. Bu nedenle bu mekanizmanın maliyeti, güvenilirlik opsiyonları veya kapasite ödemeleri mekanizmalarının maliyetlerinden daha yüksektir.

Kapasite İhaleleri, kapasite tahsis ederek teknoloji tarafsızlığını ve pazarda rekabeti sağlamanın etkili bir yoludur. İhalelerin önemli bir idari maliyeti olabilir, ancak potansiyel yatırımcıları çekmek açısından etkili ve basit bir yöntemdir. Tasarımın ek özellikler (cezalar, pazar gücü kontrolleri) içermesi gerekir. En büyük dezavantajı, oyuncuların, halihazırda başka bir gelir akışına sahip oldukları için yalnızca enerji piyasasında faaliyet göstererek fiyatları bozmalarıdır.

Kapasite Yükümlülükleri, sorumluluğu tedarikçilere yükleyerek kapasiteyi en uygun şekilde tahsis etmek için düşük maliyetli bir seçenektir. Farklı zaman aralıklarına ve fiyatlara olanak tanıdığından, özellikle esnekliğe değerlemek için uygun bir mekanizmadır. Bu, bir miktar yetersiz yatırımla sonuçlanabilir (çünkü münferit işletmeciler kapasite gereksinimlerini en aza indirmeye çalışacaklardır) ve etkili olmak için çok yüksek düzeyde piyasa gelişimi gerektirir (oyunculara riskten korunma olanakları sağlamak için yeterli piyasaların varlığı). Üreticilerin kapasiteyi kısıtlayarak kapasite fiyatlarını artırma gerekçesi olduğundan enerji piyasası endişelerini de beraberinde getirir ve kısa teslim süreli teknolojilere yatırımı teşvik eder (bu, optimum olmayan bir tahsise yol açabilir).

Merkezi Güvenilirlik Opsiyonları, üreticilerin kıtlık dönemlerinde pazar gücünü kullanma gerekçesini ortadan kaldırır ve tüketicilere ani fiyat değişimlerine karşı bir koruma sağlar, ancak her iki hedefe de idari olarak belirlenen tavan fiyat uygulamalarıyla ulaşılabilir. Yalnızca enerji piyasasında kapasite sahiplerinin fiyat sinyallerini etkileme gerekçelerini ortadan kaldırırken, ihale kapasitesi ile verimli tahsis sağlar. Yeni yatırımları çekmede basit ve etkilidirler ve nihai tüketiciler ani fiyat değişimlerinden korunur. Ek piyasalar ve periyodik yeniden yapılandırma ihaleleri ile tamamlanmaları gerekir.

Merkezi Olmayan Güvenilirlik Opsiyonları, düşük maliyetli, piyasa bazlı ve verimli bir çözümdür, ancak yalnızca çok gelişmiş pazarlar için geçerlidir. Yatırımcılar için çok daha karmaşıktır ve geliştiriciler için bankalarca daha az kabul edilebilirliğe neden olabilir. Şimdiye kadar hiç uygulanmamıştır ve ilk aşamalarında pazarı teşvik etmek için ek kaynaklar ve BT çözümleri gerektirir.

Tavsiyeler

Avrupa ve ABD'de yakın bir tarihte kurulmuş piyasaların eğilimine bakarak, Türkiye örneği için, İSİ tarafından tanımlanacak teknik şartlar kapsamında TTK, bataryalar ve Enterkonnektörlerin katılımına olanak tanıyan bir Merkezi Güvenilirlik Opsiyonunun uygulamaya konmasını tavsiye ediyoruz.

Aslında, yönetmelikte henüz düşünülmemiş yeni kaynakların gelecekte dahil edilmesine olanak tanımak için mekanizmada teknolojiler değil yalnızca karşılanması gereken gereklilikler belirtilmelidir.

(27)

Bir güvenilirlik opsiyonları programı, İSİ tarafından hesaplandığı gibi seviyenin tam olarak optimum olmasını sağlarken yeni yatırımları teşvik ederek sistemin uzun vadeli yeterliliğini verimli bir şekilde sağlayabilir.

Bu mekanizma, termik santrallerin faaliyetlerini sürdürmesini sağlarken, sistem için toplam maliyetlerin azalmasına neden olabilir. Ayrıca, son kullanıcıların ani fiyat değişimleriyle karşı karşıya kalmasını engeller, ancak bunun için bir prim ödemeleri gerekir.

TTK ve enterkonneksiyon katılımı, bu mekanizmayı kullanan Avrupa (İtalya, İrlanda, İspanya) ve ABD'deki (ISO-NE) piyasalara başarıyla eklenmiştir.

(28)

1 G

İRİŞ

Bu raporda, Görev 1G Mevcut Kapasite Ödemeleri Sisteminin İyileştirilmesine Yönelik Destek kapsamında gerçekleştirilen Analizin sonucu sunulmaktadır.

Danışman, dünyada uygulanan mevcut alternatif kapasite ödemeleri sistemlerini (KÖS) analiz etmiş ve Türkiye pazarı için tavsiyeler sunmak amacıyla bunları sınıflandırmıştır. İş Tanımına uygun olarak analizde aşağıdaki hususlar sunulmaktadır:

• Enerji piyasalarının etkin işleyişi ve istikrarı için beklenen ekonomik ve teknik faydalar da dahil olmak üzere kapasite ödemeleriücretlendirme sisteminin uygulanmasına yönelik teorik gerekçelendirme,

• Farklı tip KÖS'lerin toptan enerji ve yan hizmetler piyasalarına etkileri,

• Bu tür araçların, üretim kapasitesinin piyasa tarafından yönlendirilen gelişimiyle uyumlu olma koşullarının yanı sıra uluslararası deneyimlere ve kaçınılması gereken olası hatalara göre, etkili bir sistemin uygulamaya konmasında karşılaşılan kritik sorunlar.

• Kurulu kapasitenin seviyesi ve türü açısından ideal bir KÖZ'nin özellikleri, bunun ek kurulu kapasite yatırımları üzerindeki etkileri ve bu özellikler açısından Türkiye’deki mevcut KÖZ’nin etkinliği,

• KÖZ'nin tasarımı ve uygulanmasında kilit kurumların rolleri,

• TTK'nin KÖZ'ye entegre edilmesinin sonuçları,

Ayrıca daha genel olarak, kapasite yeterliliği sorunlarını ele almak için piyasa tarafından yönlendirilen mekanizmaların rolünü vurgulayarak, bu eklentide, enerji piyasalarına yönelik AB ana akım politika yaklaşımıyla tamamen tutarlı araçların ve önlemlerin kullanımı teşvik edilmektedir.

Elektrik piyasalarının ekonomisi, en gelişmiş Avrupa ve Avrupa dışı ülkelerde uygulanan düzenlemeler ve Türkiye pazarının belirli özellikleri hakkındaki bilgilerimize dayanarak en azından aşağıdaki soruları cevaplayacağız:

• Kapasite ödemeleri sisteminin uygulamaya konmasının altında yatan mantık nedir?

Kapasite ödemeleri sisteminde enerji piyasalarının verimliliğini ve istikrarını artırması beklenen ekonomik mekanizma nedir?

• Kapasite piyasaları, güvenilirlik opsiyonları için yapılan ihaleler, kapasite ödemesi ve stratejik rezerv de dahil olmak üzere alternatif kapasite ödemeleri sisteminin ayırt edici özellikleri nelerdir?

• Kapasite ödemeleri sisteminin tasarlanmasında ve işletilmesinde ana kurumların rolü nedir?

• Bir kapasite ödemeleri sistemini, kurulu kapasitenin seviyesi ve türü ve sektörde sermaye çekme (azaltılmış) maliyeti açısından beklenen sonuçları vermek için uygun

(29)

kılan özellikler nelerdir? Türkiye'deki mevcut kapasite ödemeleri sistemi bu özellikler açısından nasıl performans göstermektedir?

• Kapasite ödemeleri sistemini (her bir türünü) nitelendiren toptan enerji ve yan hizmetler piyasaları ile etkileşimler ve bunların olası bozulmaları nelerdir?

• Talep tarafı kaynaklarının kapasite ödemeleri sistemine entegrasyonuyla ilgili özel sorunlar nelerdir?

• Bir kapasite ödemeleri sistemi tasarlarken ele alınması gereken özel sınır ötesi sorunlar nelerdir?

• Avrupa, ABD ve Latin Amerika deneyimlerine göre en iyi uygulamalar ve kaçınılması gereken hatalar nelerdir?

• Başlıca Avrupa ülkelerinde uygulanan kapasite ödeme programlarının kapsamı ve maliyeti nedir?

Rapor şu şekilde düzenlenmiştir:

• 2. Bölümde, Kapasite Ödemeleri Mekanizmalarının (KÖM) teorik gerekçesi sunulmaktadır.

• 3. Bölümde, Türkiye pazarındaki mevcut KÖM, son beş yıl içindeki gelişimi ve sonuçları analiz edilmektedir.

• Raporun ana kısmı olan 4. Bölümde, 2. Bölümde sunulan KÖM'nin ayrıntılı bir açıklaması yapılmakta ve 2. Bölümde önerilen sınıflandırmaya göre 9 uluslararası KÖM örneği analiz edilmektedir. Bu bölümün sonunda, Türkiye pazarı için çeşitli tavsiyeler sunulmaktadır.

• 5. Bölümde, Talep Tarafı Katılımı kaynaklarının KÖM mekanizmalarına dahil edilmesinin bazı yönleri vurgulanmaktadır.

• 6. Bölümde, Türkiye pazarı için önerilen program kapsamında kurumların rolleri kısaca analiz edilmektedir.

• 7. Bölümde, bu raporun Özeti ve ana sonuçları sunulmaktadır.

(30)

2 K

APASİTE

ÖDEMELERİ SİSTEMİNİNÜ

CRETLENDİRM

G

EREKÇESİ

2.1 D

URUM

Enerji sektörünün serbestleştirilmesinden önce, sistem planlaması merkezi ve nispeten basit bir meseleydi ve enerji şirketleri tarafından yürütülüyordu. Ancak, mevcut durumda, farklı oyuncuların ve çıkarların mevcut olduğu serbestleştirilmiş bir piyasada, nihai sonuç birçok bireysel yatırım kararına bağlıdır ve yalnızca enerji piyasalarının uzun vadeli yeterlilik (hem arz güvenliği hem de şebeke esnekliği açısından) sağlama kabiliyeti şüphelidir.

“Puant yük fiyatlandırma teorisi”, mükemmel işleyen bir enerji piyasasında, özel yatırımcıların piyasaya girmek veya piyasadan çıkmak için doğru saiklere (fiyat sinyalleri) sahip olacağını ve kapasitenin yeterlilik için optimum seviyeye ulaşacağını belirtir. Bu teori, fiyatların sınırlandırılmadığı veya piyasa dışı faktörlerden (siyasi baskı gibi) etkilenmediği fikrine dayanmaktadır.

Bu konuyla ilgili şu üç önemli kavramın hepsi arz güvenliği ile ilgilidir:

• Üretim kapasitesinin yeterliliği

• Dengeleme ve esneklik yeterliliği ve

• Şebeke yeterliliği

Belirli bir güç sisteminin üretim yeterliliği, talebi her zaman (en yoğun saatlerde) karşılama kapasitesi olarak tanımlanabilir. Dengeleme ve esneklik yeterliliği ise sistemin şebekede öngörülemeyen aksaklıklara yanıt verme kabiliyeti ile ilgilidir (daha çok esneklik ve üretim dalgalanmaları ile başa çıkma kabiliyeti ile ilgilidir). Üçüncü unsur olan şebeke yeterliliği, iletim şebekesinin üretilen enerjiyi zamanında teslim etme kabiliyetini ifade eder. Doğası gereği diğer iki unsurla ilişkilidir ve büyük miktarlarda yatırım gerektirir, ancak iletim serbestleştirilmiş bir segment olmadığından, diğer iki unsur (pazar odaklı) üzerinde duracağız.

Güç sisteminin yeterliliği kısa vadede esnek değildir, çünkü güç ünitelerinin kurulumu çok uzun sürebilir (bir kombine çevrim santrali için 3 yıl, diğer teknolojiler için daha uzun ve güneş enerjisi gibi yönetilebilir olmayan teknolojiler için çok daha kısa). Yeterlilikle ilgili sorun, talebin çok yüksek olduğu bir dönemde fiyatların çok hızlı artması ve devre dışı tesislerin enerji sağlamak için şebekeye bağlanması veya negatif kapasite dengelerinin oluşmasıdır (yük atılır). Yük atmanın önemli bir sosyal maliyeti olduğundan, yalnızca enerji piyasası yatırımcılara bu durumlardan kaçınmak için gereken teşvikleri sağlayamıyorsa, yoğun dönemlerde yeterliliği garanti altına almak için ek mekanizmalara ihtiyaç vardır.

Yeterliliğin yanı sıra, sistemin esnekliği son yirmi yılda önemli bir mesele haline gelmiştir.

Başta Avrupa’dakiler olmak üzere tün dünyadaki elektrik piyasalarında son on yılda yeni bir durum ortaya çıkmıştır: Talebin azalması (ekonomik kriz ve verimlilik artışları nedeniyle), birçok kesintili üretim tesisinin (rüzgar ve güneş) kurulmasıyla aynı zamanda gerçekleşmiştir.

Bu tür üretim varlıkları yönetilebilir değildir ve enerjileri sabit olmadığı için puant yüke (MW) kıyasla miktarlara (MWh) daha fazla katkı sağlayabilir.

(31)

Ayrıca, bu YEK-E kapasitesinin çoğu, havuz enerji fiyatlarından büyük ölçüde bağımsız olmalarını sağlayan destek sistemleri ile desteklenmiştir. Bu nedenle, piyasalar (birçoğu), artan operasyonel esneklik ihtiyaçları ile birlikte önemli miktarda yönetilebilir olmayan üretim ile kapasite fazlası durumuyla karşı karşıyadır.

Baz yük birimleri olarak çalışması beklenen birçok termik santralin çalışma saatleri, YEK-E’nin sevk önceliği nedeniyle önemli ölçüde azalmıştır. Kesintili kaynaklarda üretim durduğunda termik santral ünitelerinin destek sağlayabilmek için devrede kalması gerekir, ancak daha az yoğun saatlerde üretim yaparlar ve kaydedilen fiyatlara bağlı olarak çalışırlar.

Aynı zamanda, kesintili, düşük değişken maliyetli üretim, yoğun saatlerin bir kısmını karşılayarak, fiyatların puant yük üretimi yapan birimleri karlı hale getirecek değerlere ulaşmasını etkin bir şekilde engellediğinden, yoğun saatlerin sayısı da azalmıştır.

Azalan yoğun saatler ve düşen yoğun saat fiyatları birlikte düşünüldüğünde, bunun termik santraller için etkisi karlılıklarında önemli bir azalma şeklinde gerçekleşmektedir. Aslında, YEK-E üretimi olmadığında bile, puant yük üretim birimlerinin karlı hale gelmesi için kıtlık dönemlerinde yoğun saat fiyatlarının çok yüksek olması gerekir. Ancak, hızla yükselen elektrik fiyatları halkın gözünde kolaylıkla kabul edilebilir olmadığından, çoğu enerji piyasasında üst sınırlar zaten mevcuttu ve puant yük üretimi yapan birimlerin gerçek yatırım maliyetlerini karşılamasını etkili bir şekilde engelleyen şey de budur.

YEK-E penetrasyonundaki bu artış, gün içinde değişen üretim örüntüleriyle birlikte, hızlı başlangıç ve hızlı artırma kabiliyeti, düzenleme sağlamada duyarlılık ve yük takibi gibi daha duyarlı ve esnek kaynaklara yönelik artan ihtiyaç da dahil olmak üzere ek işletme ve sistem gereksinimleri yaratmıştır.

Kapasite Ödemeleri Mekanizması, sabit kapasite sahiplerinin, spot piyasadan ayrı bir şekilde istikrarlı bir gelir elde etme yolu olarak ek bir gelir akışından faydalanmalarına olanak tanır.

Sonuç olarak, yatırım kararları, emre amadelik için yapılan ödemeye göre verilir ve üreticilerin çok değişken (ve çoğu zaman olası olmayan) ani fiyat değişimlerine güvenmemesi gerekir. Bankacılık kurumlarının, karlılığı nadiren ortaya çıkan dönemlere dayanmayan istikrarlı bir işletmeye finansman sağlama olasılığı daha yüksektir. Buna göre, termal sanrtallerin sermaye maliyetleri azalır.

Termik santraller için bu fiyat riskine karşı koruma sağlamanın bir başka yolu da uzun vadeli finansal sözleşmeler yapmaktır, ancak bu tür sözleşmeler yaygın değildir ve genellikle daha kısa süreleri kapsar. Bu da termik santraller için uzun vadeli istikrarı garanti etmek açısından yeterli değildir. 1Bu kuralın bir istisnası, sistemin uzun vadeli yeterliliğini sağlamak için piyasanın büyük ölçüde finansal türevlere ve uzun vadeli sözleşmelere dayandığı Avustralya

örneğidir (bu belgede bölüm 4.4.7’ye bakın).

Özetle, dünya genelinde kapasite piyasalarının uygulamaya konmasını tetikleyen dört ana endişeden bahsedebiliriz.

1Varsa, Casl+5 ürünleri için likidite çok sınırlıdır. Türkiye pazarında ise bu bir seçenek değildir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Şeffaflık, Piyasa Gözetimi ve Uygun Müşteri Yönetim Sistemi Değerlendirme ve Tavsiye Raporları (TMSECAR ve TMSCRR) ve bu üç alanda EPİAŞ personeline verilecek olan

Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa da dahil olmak üzere birçok AB ülkesi, yan hizmet piyasalarında, talep dahil dağıtılmış kaynakları entegre etmek

• Gönüllü Uygulama: Piyasada sağlanacak teşvikler ile Piyasa Yapıcı olmak isteyen gönüllü firmalar. • Zorunlu Uygulama : Belirli bir portföy büyüklüğünün

seviyesine kadar piyasalara ve/veya dinamik fiyatlandırmaya etkin katılımları yoluyla talep fiyat esnekliğinin önemli ölçüde artırılmasıdır. Bu nedenle önerilen bir

 Hisse senedi ihracı yerine dönüştürülebilir menkul kıymet ihracı, hisse senetlerin cari fiyatlarla ihraç edilmesini önleyerek, özsermayenin zayıflatılmasını

2012 yılında 6,8 milyar ABD dolarına ulaşan ihracat hacmi ile genel ihracat içerisinde önemli bir noktada yer alan elektronik sektörünün 2013 yılı ilk 6 aylık ihracat

Yeterli bir SCADA sistemi ile etkin bir sistem işleyişi ve doğal gaz sevkiyatı için ihtiyaçları ve farklılıkları belirleme süreci gelişirken, Teknik Şartnameye göre Görev

2013 yılında sektörün temel seçilmiş rasyolarının olumlu yönde geliştiği görülmektedir. Diğer taraftan, sektörün sermaye yeterlilik oranı temelde kredi