• Sonuç bulunamadı

Ülkemizde binlerce HES; yüzlerce termik santral, nükleer santraller, tehlikeli kat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ülkemizde binlerce HES; yüzlerce termik santral, nükleer santraller, tehlikeli kat"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ülkemizde binlerce HES; yüzlerce termik santral, nükleer santraller, tehlikeli katı atık yakarak enerji üretimi vb. yatırımlar hangi ihtiyaçtan ortaya çıktı, Türkiye’nin böyle bir enerji yatırımına ihtiyacı var mı? Yaşananların arka planına bakmadan bu soruya cevap verilemez, verilmeye çalışılırsa da gerçeğe ulaşmak olanaksızdır. Bu süreç Kapitalizmin neo liberal politikaları ile bire bir ilgilidir. Geçtiğimiz günlerde hazırlandığını öğrendiğimiz “Enerji piyasası kanun tasarısı” yeni bir metalaşma sürecini örüyor. Geçmişte Bulgaristan’dan enerji alan Türkiye bugün enerji ihracatçısı durumuna gelmiştir. Bu nasıl gerçekleşti ve bugün yaşadıklarımız geleceğimizi nasıl etkileyecek görmeye çalışalım.

Enerji kim için?

Türkiye’nin 2010 sonu itibari ile 49524 MW kurulu gücü var. Talep edilen güç ise 33392 MW. 2015 yılında talep gücün 45112 MW olacağı öngörülmüş. Bu hesabın Türkiye ekonomisinin her yıl %7,5 oranında büyüyeceği düşünülerek yapıldığı açıklanıyor. Peki, bu mümkün mü? Yani büyüme oranı gerçekçi mi? Tabiî ki olamaz fakat bunun hiçbir önemi yok. Enerji Türkiye halkı için değil şirketlerin birikim süreci ve AB için gerekli olduğunu görebiliyoruz.

Avrupa’da 1950’ler de Elektrik İletim Birliği (ENTSO-E) kurulmuş. Bu kuruluşun amacı, şebekelerin

senkronizasyonu ile tek tip enerji piyasası oluşturup enerji arz güvenliği ile üretim ve iletim güvenliğini sağlamak olduğu yazılmış. Türkiye elektrik sistemi 18.09.2010 tarihinde ENTSO-E şebekesine bağlanmıştır. 03.05.2011 tarihinde ENTSO-E kararları doğrultusunda 01.06.2011 tarihinden itibaren “Ticari Enerji Alışverişi” dönemi başlatılmıştır. Tüm bu yaşanan süreçte enerjinin her hangi bir meta gibi serbest pazar içinde üretimin ve tüketimin kendi piyasa şartlarında bir biriyle buluştuğu ve alışveriş yapabildiği koşullar oluşturuldu. Elektrik piyasası adı verilen şey, üretim-iletim-dağıtım ve arz gibi unsurlardan oluşur. Elektrik, diğer metalar gibi depolanma imkânı olmaması nedeniyle yukarıda saydığımız unsurların hepsi iç içe geçmesi gerekir.

Geçtiğimiz günlerde elektrik piyasası kanun tasarısı hazırlandığını ve hükümetçe meclise sunulacağını duyduk ve içeriğini görmeye çalıştık. Yukarıda söz ettiğimiz entegrasyonun tamamlanmasının en son adımları olduğunu tasarı içinde açıkça gördük. 12 Eylülle birlikte başlayan neo liberal süreç kamu mal ve hizmetlerinin özelleştirilmesi ile sürdü ve günümüzde de hızla devam ediyor. Enerji üretim ve dağıtım işlerinin neredeyse tamamı özelleştirildi. İletim hatları henüz şirketlerin eline verilmesi süreci tamamlanmadı ancak çıkarılmak istenen yasa ile bunu sağlamayı amaçlıyorlar yani iletim hatlarının devirleri için hazırlık yapılıyorlar. Önce AB (Avrupa Birliği) ile yapılan ve Gürcistan ile Ermenistan’la da gerçekleştirilen enerji nakil hatlarının entegrasyonu (enterkoneksiyon sistem) maliyetlerinin kamu eli ile gerçekleştirilmesi sağlandı şimdi sıra bu hatların şirketlere devrinde.

Bu entegrasyonlarda ki muratları nedir, isterseniz Enerji bakanı Taner Yıldız’ın ağzından öğrenelim; “Türkiye’nin elektrik ticareti olmayan komşusu kalmadı, “Nahcivan, İran, Suriye, Yunanistan, Irak bunların hepsi ile ve elektrik ihtiyacı olan tüm komşularla elektrik ticareti yapıyoruz,” Bir başka konuşmasında ise şöyle demişti; “Türkiye’nin elektrik açığının bulunmadığı ve 2012 yılı tahmin edilen talebin yanı sıra 35.7 milyar saat enerji üretim kapasitesi bulunmaktadır. Ayrıca kamunun elektrik ihracının planlanmadığı ancak elektrik enerjisi kapsamında “özel sektör” tarafından 3.07 milyar KW saat enerji dış satımı bekliyoruz.

Kanundan

Hükümetin yeni hazırladığı kanun tasarısının tamamı “serbest” enerji piyasasını düzenliyor. Tasarının 8. Maddesi 4. paragrafında şöyle deniyor; “TEİAŞ, bakanlığın uygun görüşü alınarak uluslararası enterkonneksiyon hatlarının ulusal sınırlar dışında kalan kısmının tesisi ve işletmesini yapabilir ve/veya bu amaçla uluslar arası bir şirket kurabilir

ve/veya kurulmuş olan uluslar arası şirketlere ortak olabilir ve bölgesel piyasaların işletilmesine ilişkin

organizasyonlara katılabilir.” Bu yasa maddesinde yasanın hangi ihtiyaçtan ortaya çıktığı yukarıda belirttiğimiz gerçeklerle üst üste oturmaktadır. 8. Madde 5. paragrafta ise şöyle yazılmış; “Üretim ve tüketim tesislerinin sisteme bağlantısı için yeni iletim tesisi ve bu tesisin sisteme bağlanabilmesi için yeni iletim hatlarının gerekli olduğu hallerde; bu tesislerin yapımı için TEİAŞ’ın yeterli finansmanının olmaması veya zamanında yatırım planlaması yapılamaması durumlarında, söz konusu yatırımlar, bu tesise bağlantı talebinde bulunan tüzel kişi veya kişilerce müştereken

(2)

yapılacak bir tesis sözleşmesi ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları çerçevesinde geri ödenir. Geri ödeme süresi üretim ve tüketim tesisleri için en fazla on yıldır. Bu konuya ilişkin usul ve esaslar kurum tarafından çıkarılan

yönetmelikle düzenlenir.” Yani sınırlarımız dışında ya da bir dağ başında enerji üretim tesisi yapanların sistemle entegrasyonu kamu eli ile gerçekleştirilir. Bu güne kadar TEİAŞ’ın (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.)

özelleştirilmemesinin bir tek nedeni var o da iletim hatlarının kurulumu ve uluslar arası sisteme bağlantısının çok yüksek maliyetler oluşturmasıdır. Enerji yatırımları için her türlü çareyi düşünmekteler. Bir yasa maddesini daha görelim. 10. madde 2. paragraf şöyle diyor; “Tedarik şirketleri herhangi bir bölge sınırlaması olmaksızın toptan veya perakende satış faaliyetlerinde bulunabilir.” Yukarıda AB’nin enerji güvenliğine soyunan hükümetten söz etmiştik, üretim, örneğin Ağrı’da olabilir ve o şirket ürettiği enerjiyi Almanya’da ki bir tüketiciye ya da dağıtıcıya satabilir. Bu maddeden böyle bir sonuç çıkmaz diyenler olabileceği için son bir yasa maddesini de paylaşalım. Madde 12 1.

paragraf şöyle diyor; “Elektrik enerjisi ve/veya kapasitenin uluslar arası enterkonneksiyon şartı oluşmuş ülkelere ihracatı, tedarik lisansı sahibi şirketler ve üretim şirketleri tarafından, bakanlığın uygun görüşü doğrultusunda, bu kanun ve ikincil mevzuatı uyarınca kurul onayıyla yapılır.” Devam edelim aynı maddenin 3. paragrafı şöyle; “sınırda yer alan illerde kurduğu üretim tesisinde ürettiği elektriği iletim ve dağıtım sistemine bağlantı tesis etmeden kuracağı özel hat ile ihraç etmek isteyen tüzel kişilere, üretim lisansı almak kaydı ile bakanlığın görüşü doğrultusunda kurulca izin verilebilir.” Sınır bölgelerinde oturan yurttaşlar daha dikkatli olmalı diye düşünüyorum. Ü;lke içinde yapılan santraller için ülkenin enerji ihtiyacı var yalanları söylenirken bu durumda ne diyeceklerini tabii merak ediyoruz, mutlaka bir yalan uyduracaklardır bundan da hiç kuşkumuz yok.

Son söz

Yazının girişinde söz etmiştik binlerce HES vb. birçok enerji santralinin yapım gerçeği yukarıda yazılanlardan ibarettir. Sermayenin çıkarı yani onun birikim sürecine devam edip sınırsızca yaşamımızı ve doğal yaşam alanlarını yok etmesine karşın yaşanıyor bütün bunlar. Artık dünya da kapitalizmin sürdürülebilir bir sistem olmadığını görmek zorundayız. Eğer yaşamımızın, doğanın, diğer tüm canlıların kapitalizm tarafından yok edilmesini istemiyorsak yeni bir dünya kurmak zorundayız...

Yusuf Gürsucu / HDK Ekoloji Kom. Üyesi -25-12-2012

Referanslar

Benzer Belgeler

A.Ş taraf ından kurulması planlanan 800 MW'lık Doğalgaz Çevrim Santrali yine Tekkeköy'de Cengiz Enerji tarafından kurulan ve şu an çalışan 238,9 MW'lık Doğalgaz

• U-235 gibi bir çekirdek tarafından bir nötronun soğurulması ürünün fazladan iç enerji kazanmasına neden olur.. • Çünkü bu iki etkileşen parçacığın kütleleri toplamı

• Reaksiyona giren maddelerin bir araya getirilmesi daha önce tarif edilen reaksiyonların gerçekleşmesi için yeterli değildir. • Çünkü yüklü çekirdekler arasında

• Askeri bir araştırma projesi olan Alsos görevi ile ortaya koyulduğu gibi Almanya bir atom bombası geliştirmek için aslında küçük bir ilerleme göstermişti.. •

• Bir yüke yüksek voltaj altında büyük bir ivme kazandırmak yerine bu yükün bir doğrusal hızlandırıcıda küçük potansiyel farklarla.. ivmelendirilip yüksek

• Yokluğu durumunda yaşamı sürdürmenin imkansız olacağı güneş ışığına ilave olarak tüm varlıklar dünya dışı uzaydan gelen kozmik radyasyona ve dünyada da

NÜKLEER ENERJİ; Nükleer Süreçlerin Kavramları, Sistemleri ve Uygulamalarına Giriş; Raymond L. Basımdan

Yüzeye birim saniyede veya tanımlanmış başka bir birim zaman diliminde çarpan nükleer parçacık sayısı4. Mevcut olan parçacık türü ve eğer birçok türü varsa her