• Sonuç bulunamadı

F İYAT B AZLI – K APASİTE Ö DEMELERİ

Bu raporda incelenen tek fiyat bazlı KÖM, Kapasite Ödemeleri mekanizmasıdır. AB, fiyat bazlı mekanizma yerine miktar bazlı mekanizmayı tercih etmektedir, ancak fiyat bazlı mekanizmalar bazı pazarlarda yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Ana fikir, yatırımcılara yeni veya mevcut kapasite için sabit bir fiyat sunmaktır. Mekanizma hedefe yönelik (sadece bazı teknolojilere yönelik) olabilir veya tüm piyasaya yönelik olabilir ve gerekli kapasitenin fiyatının yatırımcılar tarafından değil üçüncü bir tarafça tahmin edilmesine dayanır. Bu, yeni kapasitenin fiili maliyetlerini, bu kapasite ile doğrudan ilişkili olmayan bir oyuncuya ifşa etme sorumluluğunu verdiği için çok önemlidir.

Mekanizma

Merkezi bir kurumun (İSİ, Bakanlık veya düzenleyici kurum), ABD'de Yeni Giriş Maliyeti (CONE) olarak da adlandırılan pazardaki yeni kapasite için fiyatı belirlemesi gerekir. Bu hesaplama, işletme giderleri, sermaye giderleri ve sermaye ile ilgili değişkenlerin maliyetinin hassas bir şekilde değerlendirilmesini ifade eder. Ayrıca, marjinal teknoloji (yeni kapasite için fiyatı belirleyecek olan) hakkında bazı varsayımlar gerektirir veya farklı teknolojilere farklı

Kapasite Ödemeleri Mekanizmaları

ödemeler teklif edilmesi durumunda, ilgili teknolojilerin her biri için farklı maliyet değerlendirme metodolojilerinin geliştirilmesi gerekir.

Bu tür tahminler karmaşıktır, çünkü merkezi kurumun, üreticilerin gerçek maliyetleri hakkındaki bilgi düzeyi onlarınkinden daha düşüktür ve bu tür hesaplamalarda büyük bir belirsizlik söz konusudur (eğer birkaç ödeme hesaplama yöntemi geliştirildiyse daha çok belirsizlik olur). Merkezi kurum, varsayımlarının sistem tarafından aşırı maliyetler (düşük kapasite ödemeleri) üstlenilmeden optimum düzeyde kapasitenin kurulmasına (yüksek kapasite ödemeleri) yol açtığı bir denge noktası bulmalıdır.

İSİ/merkezi kurum ayrıca hangi birimlerin ödemeleri almaya uygun olduğunu ve uyulması gereken teknik şartları belirleyecektir. Bu şartları karşılayan tüm birimler ödemeyi alabilir (başlangıçta bu politikada herhangi bir miktar sınırı yoktur).

Ödemeler

Ödemeler, kurulu MW/yıl başına sabit bir miktar olarak veya MWh başına sabit bir enerji ödemesi şeklinde olabilir. Bu iki unsurun kombinasyonları da mümkündür, ancak en çok kullanılanı kurulu MW başına sabit ödemelerdir. Mekanizma ayrıca fiili olarak emre amade kapasite için sabit ödemeler ve sıkıntı dönemlerinde sağlanan enerji için ödemeler de içerebilir.

Birim, sabit maliyetlerini karşılamak için elektrik piyasasına hala erişebildiğinden, bu sabit ödemelerle, yeni kapasitenin sabit maliyetlerinin yıllık ödeme değerinin temsil edilmesi amaçlanmaktadır. Bazı durumlarda, ödemeler aynı zamanda elektrik piyasasının gelişimiyle de ilgilidir (Türkiye örneğinde olduğu gibi).

Bu özellik dikkat çekicidir. Bu ek bir gelir akışıdır, ancak üreticilerin piyasaya girme hakları vardır; bu, piyasadaki varlıklarının ani fiyat değişimlerinin azaltılmasına, fiyat sinyallerinin bozulmasına ve mekanizmanın kapsamı dışında kalan oyuncuların zarar görmesine katkıda bulunacağı bir durum yaratır.

Ödemeler toptan satış piyasasının gelişimiyle ilgiliyse, bozulma daha da şiddetli olur. Kapasite ödemeleri alan birimler, gelirleri daha sonra kapasite ödemesiyle tamamlanacağından, devreye girmek için pazarda mümkün olduğunca düşük teklif verme gerekçesi olacaktır.

Böyle bir davranış, yeni rakiplerin pazara girişini etkili bir şekilde engelleyebilir ve geri kalan oyuncularda önemli bir karlılık sorununa yol açabilir (bu nedenle, bazı birimlerin karlılık sorununa yönelik bir çözüm, diğer birimlerin durumunu kötüleştirecektir ve bu durumda onların kurtarılması gerekecektir).

Benzersiz bir veya birkaç fiyat belirlenebilir (Türkiye veya Arjantin’de olduğu gibi her teknoloji için bir tane). Birkaç ödeme, gereken hesaplamaların karmaşıklığını artırır (hem sabit hem de değişken maliyetler) ve bazı teknolojiler diğerlerinden çok daha iyi sonuçlar elde edebileceği için, piyasada daha fazla bozulmaya yol açar.

Bazı durumlarda, bu kapasite ödemelerinin hesaplanmasında kullanılan metodolojiler düzgün bir şekilde açıklanmamıştır veya ilk kez yayımlanmasının ardından değiştirilmiştir (bkz. bölüm 4.4.5'teki Arjantin örneği). Kapasite ödemesi hesaplamaları için net ve genel

erişime açık metodolojilerin olmaması, potansiyel yatırımcılar için ciddi bir giriş engeli olabilir.

Süre

Ödemeler genellikle belirli bir dönem boyunca verilir (uzun vadeli genellikle 10 yıldan uzundur), ancak sözleşmenin gerçek süresi her bir düzenlemeye bağlıdır. Daha kısa vadeler, düzenleyici kurumlara/İSİ'ye bir süre sonra yeni fiyatlar belirleme ve politikanın toplam maliyetini azaltma fırsatı vermesine rağmen, daha uzun vadeler yatırımcıların pazara çekilmesi açısından daha etkili olacaktır.

Ara bir çözüm olarak, bir tür ödeme indirimi dahil edilebilir (yani, ilk on yıl için X ve sonraki beş yıl için X'in %70'i). Yine, ödeme planı ne kadar basitse, yatırımcılar için o kadar caziptir, ancak bu seçenek önlemin toplam maliyetinin düşürülmesine olanak tanır.

Sistemde kapasitenin artırılması hedefleniyorsa, yalnızca uzun vadeli sözleşmelerin dahil edilmesi gerekecektir. Mevcut kapasite için teşviklerin sürdürülmesi hedefleniyorsa, yalnızca bir yıllık sözleşmelere dayalı olabilir (kısa vadeli sözleşmeler, potansiyel yatırımcılara yeterli düzeyde güvenlik sağlayamaz, ancak mevcut birimler bu tür bir düzenlemeyi kabul etmeye istekli olacaktır).

Ödemelerin sabit olması, kısıtlı ekonomilerle karşı karşıya olan politika yapıcılar uzun vadeli kapasite ödemelerinden “rahatsız” olmalarına neden olmaktadır. Bunu İspanya ve Arjantin örneklerinde görebiliriz.

• İspanya’da, kapasite ödemeleri başlangıçta azaltılmış (süreleri uzatılmış olmasına rağmen) ve ardından ülke 2010-2013 döneminde sıkı bütçe düzenlemelerini uygulamak zorunda kaldığında uygulamadan kaldırılmıştır.

• Arjantin’de ise, yatırımcılara ABD doları cinsinden ilk sabit kapasite ödemeleri yapılmış, ancak bunlar aslında periyodik olarak değiştirilmiş (her durumda azalmış) ve sonunda ulusal para birimine çevrilmiştir. Her iki durumda da, yatırımcılar üzerindeki etkiler dikkat çekicidir ve kapasite ödemelerinin temsil ettiği geleneksel garantiye ciddi bir dezavantaj sunmaktadır.

Diğer Özellikler

Cezalar dahil edilebilir, ancak böyle bir norm mevcut değildir. Arjantin örneğinde, ödemeler en yüksek termik gereksinimlerin olduğu 50 saat boyunca emre amadelik ile ilişkilendirilirken, İspanya örneğinde iki ayrı ödeme yer almaktadır: Yeni kurulu kapasite için bir kapasite ödemesi ve sıkıntı dönemlerinde fiili olarak devrede kalmanın karşılığı olarak bir güvenilirlik ödemesi.

Genellikle, bu tür mekanizmalar, her tür teknolojinin öngörülen emre amade olmama durumunu göz önünde bulunduran bir düşük derecelendirme faktörü içerir ve bu, üretimi çok istikrarlı olmayan birimlere (hidroelektrik birimleri gibi) çok daha az ödeme yapılmasına yol açar. Bu düşük derecelendirme faktörü, piyasada bozulmaya neden olan başka bir kaynaktır, çünkü aynı teknolojideki tüm birimler eşit rakamlar sunmaz ve daha düşük emre

amade olmama faktörlerine sahip olanlar için caydırıcı önlemler uygulanır ve kabul edilen emre amade olmama rakamlarına yakınsayacaklardır.

Bu tür düzenlemeler yatırımcılar arasında çok popülerdir ve büyük miktarlarda yeni kapasite kurulmasına yol açar. Ancak, yatırımcıların aşırı yatırım yapma saikleri olacağından ve merkezi olarak belirlenen fiyatların hesaplanması zor olduğundan, sistem maliyetleri aşırı yüksek olabilir.

Bunun tersi bir durum da ortaya çıkabilir: Kapasite ödemeleri çok düşük olarak belirlenirse, sistem yeterince yatırımcı çekemeyecek ve sonuçta ortaya çıkan kapasite yetersiz olacaktır.

Avantajlar ve Dezavantajlar

4.2 M

İKTAR

B

AZLI

- H

EDEFE YÖNELİK