• Sonuç bulunamadı

Ameliyathane Hizmetleri FİZYOLOJİ. Dersin Haftası: 1. Hafta Dersin Öğr. Görevlisinin Adı: Öğr. Gör. İlksen Sarı O E-Posta:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ameliyathane Hizmetleri FİZYOLOJİ. Dersin Haftası: 1. Hafta Dersin Öğr. Görevlisinin Adı: Öğr. Gör. İlksen Sarı O E-Posta:"

Copied!
53
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Ameliyathane Hizmetleri

FİZYOLOJİ

Dersin Haftası: 1. Hafta

Dersin Öğr. Görevlisinin Adı: Öğr. Gör. İlksen Sarı O E-Posta: isari@gelisim.edu.tr

Bölüm Adı

Dersin Adı

(3)

Ders Günü ve Saati

Görüşme Gün ve Saatleri

Dersin Öğretim Üyesinin Konumu Dersin

Kredisi GBS Linki

DERS BİLGİLERİ

3 Kredi

https://gbs.gelisim.edu.tr/ders-detay-13-84-3395-1

C BLOK 2. KAT Perşembe 19:45-21:55

(4)

Fizyoloji dersinde; vücudun temel işlevleri ile sistemleri oluşturan yapı ve organların fizyolojik özellikleri ile ilgili bilgi ve becerilerin kazandırılması amaçlanmaktadır.

Dersin Amacı

(5)

Haftalık Öğrenim Kazanımları

❖ Fizyoloji ile ilgili temel bilimsel prensipleri tanır.

❖ Vücudun organizasyon düzeylerini tanır.

❖ Homeostazis kavramı ve iç ortam kavramını açıklar.

❖ Homeostazisi sağlayan kontrol mekanizmalarını örneklerle açıklar.

(6)
(7)

Haftalık Akış

Fizyolojide Temel Kavramlar ve

Terimler

(8)

Canlı organizmadaki tüm yaşamsal işlevleri inceleyen bilim dalıdır.

Fizyoloji

(9)

Fizyolojinin Konusu

• Dış uyaranların nasıl algılanıp işlendiğini ve yanıt verildiğini,

• Solunum,

• Dolaşım,

• Sindirim,

• Boşaltım,

• Üreme gibi yaşamsal süreçlerin nasıl gerçekleştiği,

• Sistemler arasındaki iş birliğinin nasıl sağlandığı

fizyolojinin inceleme konusunu oluşturur.

(10)

Fizyoloji; moleküler düzeyden hücre, doku, organ, sistem ve organizma düzeylerine kadar olan fonksiyonların araştırmasını inceleyen ve bu fonksiyonların altında yatan mekanizmaları araştırır.

Yaşayan organizmaların karakteristik özelliklerinin nasıl oluştuğunu, nasıl devamlılığının sağlandığını ve çevre koşullarından nasıl etkilendiğini inceler.

Fizyoloji kimya ve çevrebilim arasında köprü kurar.

(11)

Metabolizma: Büyük moleküllerin küçük moleküllere yıkıldığı ve küçük moleküllerden büyük moleküllerin oluştuğu kimyasal olayların toplamıdır.

Uyaranlara cevap verme: İç veya dış kaynaklı sinyalleri (ışık, hormonal uyarılar) algılayıp cevap verebilme

Hareket: Bir bütün olarak vücudun tamamının, bir dokunun, bir hücrenin veya hücre bileşenlerinin hareket edebilmesi

Büyüme/farklılaşma: Hücrelerin sayı ve hacim artışı. Hücrelerin özel bir görev için farklılaşması

Yaşayan Organizmaların Karakteristik Özellikleri

(12)

Üreme: Yeni hücrelerin ve bireylerin oluşması

Boşaltım: Canlılar, çeşitli faaliyetler sonucu organizmalarında oluşan artık maddeleri, kararlı bir iç ortam oluşturmak için atarlar. Canlılar bu olayı gerçekleştirebilmek için çeşitli organ sistemleri oluşturmuşlardır.

Solunum: Canlıların yapılarına almış oldukları besinleri hücre organ ellerinde oksijenli ya da oksijensiz bir şekilde yakarak enerji üretmeleri olayıdır.

Adaptasyon: Canlıların belirli bir çevrede yaşama ve üreme şansını arttıran kalıtsal özelliklerdir.

Yaşayan Organizmaların Karakteristik Özellikleri

Nelerdir?

(13)

Biyolojik Organizasyondaki Hiyerarşi

Atom

Moleküller ve Bileşikler

Organeller

Hücre

Doku

Organ

Organ sistemi

(14)

İnsan Vücudunun Yapısal Organizasyonu

Canlı organizmalar çeşitli seviyelerde organizasyonlara sahiptir

➢Kimyasal Düzey

➢Hücresel Düzey

➢Doku Düzeyi

➢Organ Düzeyi

➢Organ Sistemleri Düzeyi

➢Organizma Düzeyi

(15)

Kimyasal Düzeyde Organizasyon

➢ Kimyasal organizasyon; organizmanın en basit düzeyidir.

Atomik, elementler ve moleküler düzeyde gerçekleşir.

(16)

Atom

Bir elementin tüm karakteristik özelliğini taşıyan en küçük parçacığıdır.

Kimyasal Düzeyde Organizasyon

➢ Atomu oluşturan parçacıklar farklı yüklerdedir.

(17)

İyon

Elektriksel yüklü olan atom veya atom gruplarına denir.

İyonlar katyon (+) ve anyon (-) olarak gruptadır.

Kimyasal Düzeyde Organizasyon

Nötral bir atoma ya bir elektron eklenmeli yada nötral bir atomdan bir elektron

uzaklaştırılmalıdır.

(18)

Element

Aynı cins atomlardan oluşan ve kimyasal yollarla kendinden daha basit ve farklı maddelere

ayrıştırılamayan saf maddelerdir.

Kimyasal Düzeyde Organizasyon

➢ Esansiyel element Vücut kimyasal olarak incelendiğinde %98’inin

❖ Oksijen (O2 )

❖ Karbon, ( C )

❖ Hidrojen (H2)

❖ Nitrojen, ( N2 )

❖ Kalsiyum (Ca)

❖ Fosfor (P) olmak üzere 6 elementten meydana geldiği görülmektedir.

(19)

Kimyasal Düzeyde Organizasyon

➢ İz element

Çok küçük miktarlarda bulunur, fakat bunlar normal büyüme ve işlevler için

vazgeçilmezdir.

(20)

Kimyasal Düzeyde Organizasyon

Molekül

➢ Aynı yada farklı cins atomların bir araya gelerek oluşturdukları atom gruplarına denir.

➢ Saf kimyasal maddenin kendi başına bütün kimyasal bileşimini ve özelliklerini taşıyan en küçük parçasıdır.

➢ Moleküller kendilerini oluşturan atomların adları ile temsil edilirler.

➢ Her molekülün kimyasal bir formülü vardır.

➢ Bütün bileşikler moleküldür ama bütün moleküller bileşik değildir

Element Moleküller: Aynı elementin iki yada daha fazla atomlarının birleşmesiyle oluşur.

ÖRN: (N2, O2, O3 )

Bileşik Moleküller: Farklı cins atomlardan oluşan moleküllere denir.

(21)

Hücresel Düzeyde Organizasyon

➢ Canlılar, atomlar ve moleküller belirli yollarla bağlantı kurarak, vücudu inşa eden hücreleri oluştururlar.

➢ Hücre, canlı organizmanın en küçük yapısal ve fonksiyonel birimidir.

➢ İnsan vücudu kan hücreleri, kas hücreleri gibi çeşitli tiplerde 100 trilyon hücreden oluşur.

➢ Hücreler fonksiyonlarına göre çeşitli şekil ve hacimde olmalarına rağmen çoğu sadece mikroskopla görülebilecek kadar küçüktür.

(22)

➢ Özel nitelikleri olan ayni tip, ayni yönde farklılaşmış hücrelerin bir araya gelmesi ile bazı özel görevleri olan dokuları oluştururlar.

Vücut Dokuları 4 tiptir:

Doku Düzeyinde Organizasyon

➢ Epitel Doku: Vücudun bütün yüzeylerini kaplar, bütün

boşluklarını örter ve bazıları salgı bezlerini oluşturmak üzere özelleşmiştir.

➢ Bağ Doku: Vücudun doku ve organlarını korur, destekler ve bir arada bağlayarak tutar.

➢ Kas Doku: Kasılma ve gevşeme özelliği gösteren vücut ve onun parçalarını hareket ettirmek için özelleşmiş dokulardır.

➢ Sinir Doku: Uyarı iletimi sağlar,

(23)

Organ ve Organ Sistemleri Organizasyonu

Dokuların bir araya gelmesi ile organlar, birkaç organın bir araya gelmesi ile organ sistemleri organizasyonu gerçekleşir.

İskelet sistemi

(24)

Organ ve Organ Sistemleri Organizasyonu

(25)

Homeo ve stazis kelimelerinden oluşmuş olan homeostazis değişmez olan, denge halinde olan demektir.

Hücrelerin yaşamlarının devamlılığının sağlanması için iç ortamın uygun ve sabit koşullarda tutulması gereklidir.

Yaşayan organizasyonların bir takım fiziksel ve kimyasal özellikleri (ısı, PH, önemli moleküllerin kimyasal

konsantrasyonları gibi) her zaman sabit ve değişmez kalmak zorundadır.

Değişen çevre şartlarına karşı organizmanın iç kararlılığıdır

HOMEOSTAZİS

«Bedenin Bilgeliği»

(26)

Homeostazın gerçekleşmesi için pek çok organ ve sistemin birlikte çalışması gereklidir: “İç ortamın aktif düzenlenmesi”

Homeostatik mekanizma stresi dengeleyemediği ve eski durumuna getiremediği zaman, stres, hastalığa ya da ölüme bile neden olan kusurlu bir işleyişe yol

açar.

HOMEOSTAZİS

Homeostazın sürdürülmesi haline Fizyoloji,

sürdürülememesi haline Fizyopatoloji denir.

(27)

• Açlık

• Yüksek ısı

• Soğuk ısı

• Aşırı yemek yeme

• Egzersiz-spor

• Yüksek ışık

• Yüksek irtifa

• Yüksek nem

• Kirli hava

• Kaygı-korku-ders-sınavlar-ayrılıklar

Homeostatik Dengeyi Bozan Stres Örnekleri

(28)

Homeostaz durağan olmayıp, dinamik bir süreçtir.

HOMEOSTAZİS

Homeostaz, vücutta sürekli olarak değişen son derece karmaşık, döngüsel bir

geribildirim sistemidir

(29)

Homeostatik Kontrol Sistemlerinin Genel Özellikleri

Hücre , doku ve organlarının birbirine göre düzenleme ve tümleştirilmesi zorunlu olduğundan hücre sıvısındaki herhangi bir değişiklik, bu değişikliği düzeltecek bir tepki başlatır.

Sonuç olarak bazı faktörler eksik veya fazla olduğunda bir kontrol sistemi devreye girer.

Böylelikle Homeostaz korunmuş olur.

Genel Özellikleri

➢ Geri bildirim homeostazın temel özelliğidir.

➢ Çeşitli organizasyon düzeylerinde meydana gelir.

➢ Negatif veya pozitif olabilir. Ancak negatif daha yaygın görülür.

(30)

Geribildirim (Feedback) Prensipleri

(31)

Negatif geri bildirim (negatif feedback, eksi geribildirim),

başlangıçtaki uyarıyı azaltmak veya etkilerini azaltmak, etkinliğini yavaşlatmak veya tümüyle durdurmaktır.

Homeostazı kontrol eden pek çok mekanizma negatif geri bildirim mekanizmasıdır.

Negatif Geribildirim (Negatif Feedback)

(32)

Negatif Geribildirim (Negatif Feedback)

Bu sistem yanıt olarak kendini oluşturan uyarını azaltır.

➢ Kan glukoz seviyesinin düzenlenmesi

➢ Kan oksijen-karbondioksit düzeylerinin düzenlenmesi

➢Kan sodyum ve sıvı bileşiminin düzenlenmesi

➢ Vücut ısısının ayarlanması

➢ Vücut sıvıları asitliğinin düzenlenmesi

➢Beden ağırlığının düzenlenmesi

➢ Vücut sıvılarının azaldığı durumda, hipotalamusun susama merkezini

uyarması

(33)

Örneğin; kan şekeri düzenlemesi (glikoz homeostazı)

Glikoz homeostazı, sağlıklı kan şekeri seviyesini korumak için iki hormonun (insülin ve glukagon) dengesine ve etkileşimlerine dayanır.

Gün boyunca kan glukoz düzeyindeki dalgalanmalar görülür.

Yemekten sonra kandaki glukoz seviyesi iki katına çıkar ve normal düzeyden bu kadar büyük bir yükselme sabit olarak kabul edilemez.

Önemli olan, glukoz yükseldikten sonra, dengeleyici

mekanizmaların hızla ters yönde glukoz düzeylerini normal sınıra çekmesidir.

HOMEOSTAZİS

(34)
(35)

Vücut «termostat» mekanizmasının çalışma prensibi.

Negatif geribildirim sistemleri sayesinde sıcaklık düştüğünde ısıtıcı mekanizmalar devreye girerken, sıcaklık arttığında bu mekanizmalar durdurulur.

(36)
(37)

Pozitif Geribildirim (Pozitif Feedback)

Pozitif geri bildirimde (Pozitif feedback, artı geri bildirim) yanıtın sonucu başlangıçtaki uyarını şiddetlendirir;

böylece etkinlik artmış olur.

Bu geri bildirimle pozitif denir çünkü, başlangıçtaki homeostazdaki bozulma ile aynı yöndedir.

Sistemi gittikçe denge durumundan uzaklaştırır.

Pozitif geri bildirim vücutta daha az gerçekleşir.

Örnekler;

➢ Doğum eylemi

➢ Kanın pıhtılaşmasının düzenlenmesi

➢ Emzirme (Süt üretimi)

(38)

➢ Kanın pıhtılaşması pozitif geri bildirimin işe yarayacak biçimde kullanılmasına bir örnektir.

Bir kan damarı yırtıldığı ve bir pıhtı oluşmaya başladığı zaman pıhtılaşma faktörleri adı verilen bir dizi enzim pıhtının kendi içinde aktive edilir.

Bu enzimlerden bazıları diğerleri üzerinde etki ederek pıhtının hemen yakınındaki bölgede bulunan aktifleşmemiş enzimleri aktifler ve pıhtının büyümesini sağlar.

Pozitif Geribildirim (Pozitif Feedback)

Bu süreç damardaki delik kapanıp kanama duruncaya kadar devam eder.

(39)

➢ Doğum sırasında uterus (rahim) kasları

kasılırken, uterustan çıkan sinyaller, sinirler aracılığı ile beyindeki hipofiz bezine iletilir.

Hipofiz bezi uterus kasılmalarına neden olan oksitosin hormonunu salgılayarak yanıt verir.

Uterus daha fazla kasıldıkça hipofize daha fazla sinyal gönderilir ve bu durum daha fazla oksitosin salgılanmasına neden olur.

Bu kendini sürdüren döngü sonuçta bebek doğana kadar devam eder.

Pozitif Geribildirim (Pozitif Feedback)

(40)

Pozitif Geribildirim (Pozitif Feedback)

(41)

Vücut sıvıları su ve suda çözünmüş maddeleri içerir.

Yaşamın devam edebilmesi için beden sıvılarının bileşim, miktar ve dağılımının korunması önemlidir.

Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının % 60- 70’i (3/2’si) sudur.

Bu oran yaşa, cinsiyete, kiloya bağlı olarak farklılık gösterir.

Örneğin yeni doğan bebeklerin vücudundaki su oranı %75’dir.

Beden Sıvı Bölükleri

(42)

Bedendeki toplam sıvı vücudun iki ana kompartımanı arasında dağılmıştır.

Beden Sıvı Bölükleri

BEDEN SIVILARI

-Vücut ağırlığının % 60-70’ini oluşturur.

EKSTRASELÜLER SIVI (HÜCRE DIŞI SIVI)

Toplam vücut sıvısının

%30’unun oluşturur.

İnterstiyel sıvı (hücreler arası sıvı) (ekstraselüler sıvının

%24 oluşturur)

Transsellüler sıvı

(ekstraselüler sıvının %1’ini oluşturur.)

İntravasküler (damar içi) sıvı (ekstraselüler sıvının %6 ‘sını

oluşturur ) İNTRASELÜLER SIVI (HÜCRE

İÇİ SIVISI)

Toplam vücut sıvısının %70’ini

(43)

Hücre içi (intrasellüler) sıvılar:

➢ Toplam vücut sıvısının 2/3’ünü (% 70) hücre içi (intrasellüler) sıvılar oluşturur.

➢ Hücrenin sitoplâzma ve çekirdek kısımlarında bulunur.

➢ İntrasellüler sıvıların en önemli elektrolitleri; potasyum (K), magnezyum (Mg), fosfat (P), sülfat ve bikarbonat (HCO3) tır. Az miktarda da sodyum (Na) ve klor (Cl) bulunur.

➢ Hücre içi sıvılarda hücre dışı sıvılara göre çok daha fazla miktarda protein bulunur.

➢ Hücrenin kimyasal işlevlerini sürdürebilmesi için gereken sıvı ortamı sağlar.

Beden Sıvı Bölükleri

İntraselüller Sıvı (Hücre içi Sıvı

)

(44)

Beden Sıvı Bölükleri

Ekstraselüller Sıvı (Hücre Dışı Sıvı)

➢ Toplam vücut sıvısının 1/3’ünü (% 30) hücre dışı (ekstrasellüler) sıvılar oluşturur.

➢ Hücre dışı sıvılar sürekli hareket hâlindedir

➢ Ekstrasellüler sıvıların en önemli elektrolitleri; sodyum (Na), klor (Cl) ve bikarbonat (HCO3)tır.

➢ Ekstrasellüler sıvılar; damar içi sıvılar, doku aralığı (hücreler arası) ve boşluk sıvılarıolmak üzere üç bölümde incelenir.

➢ Görevi; organizmadaki besin maddelerini elektrolitler(sodyum, klor, bikarbonat vb)oksijen ve metabolik atık gibi çeşitli maddeleri taşıyan bir sistem olarak görev yapmasının yanında hücrenin gerekli madde alışverişini yapabilmesi için sıvı ortamı sağlar.

(45)

Beden Sıvı Bölükleri

Ekstraselüller Sıvı (Hücre Dışı Sıvı)

Damar içi (intravasküler-plazma) sıvısı:

Damarlar içinde dolaşan kanın sıvı kısmıdır. Plazma sıvısı içinde organik ve inorganik maddeler ile kan hücreleri bulunur.

(46)

Beden Sıvı Bölükleri

Ekstraselüller Sıvı (Hücre Dışı Sıvı)

Doku aralığı (hücreler arası-interstisyel) sıvıları:

Dokuları oluşturan hücrelerin dışında ve arasında dolaşan sıvıdır. Hücreler ve kılcal damarlar arasındaki madde alışverişi bu sıvıda yapılır.

Bu sıvı kör borucuklar hâlinde başlayan lenf damarlarına girince lenf sıvısı (lenfa) adını alır.

(47)

Beden Sıvı Bölükleri

Ekstraselüller Sıvı (Hücre Dışı Sıvı)

Boşluklardaki sıvılar (transsellüler sıvı):

Bazı organların ve anatomik boşlukların yapılarına ve görevlerine göre özelleşmiş, bir epitel zar ile ayrılmış olarak bulunan sıvılardır. Bulundukları boşluğa göre adlandırılırlar.

• beyin omurilik sıvısı (BOS),

• eklem sıvısı (sinovia),

• göz içi sıvısı,

• gözyaşı,

• plevra, perikart ve periton yaprakları arasındaki sıvılar,

• tükürük, mide, safra, pankreas ve ince barsak sıvıları vb.

(48)

Haftanın Özeti

Fizyolojinin tanımı ve çalışma konuları İnsanda organizasyon düzeyleri

Hemostazis

Beden sıvı bölükleri

(49)

Soru ve Öneriler

Canlıların temel karakteristik özellikleri nelerdir?

Biyolojik Organizasyondaki Hiyerarşiyi açıklayınız?

Homeostazis nedir?

Homeostazın geri bildirim mekanizmaları nelerdir? Birer örnek veriniz

(50)

Önerilen Haftalık Çalışmalar

Konu tekrarı yaptıktan sonra verilen soruları yanıtlayınız

(51)

Başvurulan Kaynaklar

1. Prof. Dr. Ziya Ziylan, Fizyololoji, Nobel Tıp Kitabevleri

2.Doç. Dr. Yalçın Günal, Sağlık Bilimleri için Fizyoloji, İstanbul Tıp Kitabevleri

3. Guyton ve Hall Tıbbi Fizyoloji, Güneş Kitabevi

(52)

Bir Sonraki Ders Hakkında

Hücre Fizyolojisi

(53)

Referanslar

Benzer Belgeler

Kardiyovasküler Sistem Fizyolojisi ve işlevi Sinir Sistemi Fizyolojisi ve işlevi Endokrin Sistem Fizyolojisi ve işlevi Sindirim Sistemi Fizyolojisi ve işlevi Endokrin

stoma , oldukça düşündürücü bir yaklaşım olarak değerlendirilmiş , uygulanan bu girişim çok sayıda hastalık ve mortalite vakaları gözlendiği için kabul

• SW 2.10.3 Yarışın bitişinde otomatik zamanlama cihazı kullanılarak karar verildiği durumlarda şef varış hakemi her yarıştan sonra cihaz tarafından tespit edilen bitiş

YÜZME TEKNİK DERSİ DOLFİN AYAK VURUŞU Yukarı vuruş  Aşağı vuruş bir çarpma tepkisini başlatarak yukarı vuruş etabını başlatmak için baldırları yukarı iter..

• Birey ve ailenin , tanıya yardımcı testler , üriner diversiyon ve planlanan cerrahi girişim ile ilgili bilgi ve anlayışı tanımlar.... • Cerrahi girişim , beden

Türkiye Diyabet Epidemiyoloji Çalışma Grubu (TURDEP) 2002 yılında (TURDEP I), 2010 yılında “Türkiye’de Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar

Ancak kalbin yaptığı çok zayıf atımlar perifere yansımadığında, arter duvarının yapısındaki problemler nedeniyle atım dalgaları damar boyunca yayılamadığında,

Toplumsal yönden Rekreasyon faaliyetlerine duyulan ihtiyacın NEDENLERİ. TOPLUMSAL